Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yikizima

MERHABALAR HİKAYEME HOŞ GELDİNİZ.

ŞARKI: CEM KARACA - BU SON OLSUN

GÜNÜN SÖZÜ: HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bizim en büyük sorunumuz iş görüşmeleri ve benim kaçıncı gittiğim iş görüşmesi saymayı bıraktım. Ben Lidya Kandemir kimse kabul etmese Hukuk Büro Yönetimi ve Sekreteri ön lisans mezunuyum. Herkes bakıp da bundan ne olur ki diyeceği bir bölüm hatta bazıları böyle bir bölüm var mı diye soruyor. Ya da ne gerek vardı da okudun falan hayır yani okumuş muyum okumuşum daha ne istiyorsunuz? kendim ile çeliştiğim hatta kavga ettiğim bir evde dün bir özel hastanenin insan kaynaklarından biri aradı ve görüşmeye çağırdı bunları düşünürken de bir yandan iş görüşmesi için ne giysem acaba diye düşünüyorum.

Bol paça kot pantolon üstüne büyük yakalı krem rengi gömlek saçlarımı da düşük topuz bence oldu. Düşündüklerimi hemen giyindim. Evden çıktım. Tabi ki de benim bir motorum var canım tatlı motorum hemen onu çalıştırıp yola koyuldum.

Tek hayalim para biriktirip kendime ya küçük çaplı pastane ya da kitap kafe iki seçenek arasın da gidip geliyorum ama işin komik tarafı bunları düşünürken çiğ köfteci bile açabilirim. Bence bundan sonra bende ki tek potansiyel bu yani çok da abartmaya gerek yok Hayallerimi unutmamak kaydıyla ama bu ekonomi de anca çiğ köfteci beni kurtarır diye düşünüyorum.

Tabi ben bunları düşünürken, hastanenin önüne geldim. Kaskımı bagajın içine koydum. Çantamı alıp hastanenin içine girdim. İnsan kaynaklarını görevliye sordum. ikinci kata çıkıp İnsan kaynakalrı bölümünü buldum. Bende heyecan da kalmamıştı. Allah kerim deyip kapıyı çaldım.

"Merhabalar ben iş görüşmesi için gelmiştim." Kadınlardan biri dışarı çıkıp bekleyin dedi. Tabi kapı önün de beklemek benim işim ve şaşırdık mı hayır çünkü bizi hastaneden biri tanımıyor şans eseri önlerine çıkan cv dikkatimi çekti.

Tam tamına otuz dakika bekledim. Tabi otuz dakika da üç kez o kapıyı çaldım. Bekleyin dediler. Son kez kapıyı çaldım. hazar Hanım sonun da müsait oldu. İçeri dirdim elime her zaman ki gibi bir kağıt sıkıştırdı. Kağıdı doldurmaya başladım. Hazar Hanım ile görüşmeye başladım. Kısaca kendini tanıt falan filan en komiği de çağrı merkezi elemanı olarak ileri seviye bilgisayar deneyimi isteriz dedi. Önünde ki cv de aldığım begeler okuduğum dal sekreterlik nasıl düşük seviye olabilir. Tabi biz sizi ararız yalanını bir kez daha yedim ve odadan çıktım. Bir iş görüşmem daha sonuç vermedi anlayacağınız. Yine hüsran deyip motoruma bindim. Evin yolunu tuttum.

Kafamı gömük odadan çıkasım yok. Neden bir şeyler erken olmuyor. Tam bir senedir iş arıyorum. Hatta iş bile ayırmıyorum. Ne bulduysam, resmen paketlemeye bile referans istiyorlar. Şaka gibi demi. Bende böyle sinirden gülüyorum.

Kafamı gömdüğüm yerden telefonum çalmaya başladı. Sinem arıyordu. sinirli bir şekilde

"Efendim Sinem" dedim.

Sinem " Efondum ne be manyak , yine olmayan iş başvurusunu düşünmeyi bırak her zaman ki buluştuğumuz yere gel seni bekliyoruz" deyip daha benim konuşmamı dinlemeden telefonu kapattı. Hadi ben manyağım da buna ne oluyor.

Mecbur kalkıp eşortman takımı giyip motoruma atladım. Bizimkiler Sinem, Can, Yakup, Pınar neredeyse küçüklükten beri beraber büyüktük sayılır. Her şeyimizi bir arada yapar eğlenirdik. Tabi bu bu grubun işsizi benim Sinem çok güzel çizimler yapan bir tasarımcı, Can tam bir yazalım mühendisi, Yakup mimar, Pınar ise bizim sevimli Sınıf Öğretmeni kendisi bunların içine ipsiz sapsız biri lazımdı. O kişi de ben oldum.

Her zaman ki kafemize geldim, motorumu bağlayıp. Kaskımı elime alıp içeri girdim. Her zaman ki yere oturmuşlar. Direk masada boş yeri gözleyip oturdum.

Sinem "Hala mı alışamadın bir senedir hüsran azıcık alışsan mı onu da geçtim. Bizden de yardım istemiyorsun." kafamı masaya koyup

"Adamlar paketlemeye bile referans istiyor onu geçtim, deneyim arıyorlar, bizim gibi deneyimsizler nasıl iş bulacak ben anlamış değilim."

Yakup " Boş ver sene kızım biz senin her daim arkandayız hem ben bugün bir şirket buldum sana oraya gidip bir konuş bakalım." dedi.

Kafamı masadan kaldırdım. "Nasıl yani sen referans mı sağladın."

Tabi ki hayır sadece alım varmış bir görüş illa ki eğitim veriyorlardır."

"Neresi peki"

"Göktaş Holding diye bir yer sahibi iyi bir adammış çalışanına değer veriyormuş. En azından git dene derim." dedi Yakup.

Biraz yüzüm gülmüştü. Can "Sonun da yüzü gülebildi."

"Dalga geçme Can zaten her şey burnuma kadar geldi."

Pınar "Sıkma canını diyoruz, beraber her şeyin üstesinden gelebiliriz. Bunu sen bizden daha iyi biliyorsun. Ben atanamadığım da hepiniz yanımda oldunuz. Beraber sınava çalıştık. Atamam olduğun da yeri göğü inlettik."

Can aray girip "Hele ben mühendis çıktım iş bulamadım nerelerden geri çevrildim yine hep beraber biz de bu deneyim olmuş olur deyip benle hepiniz yazılım çalışmıştınız. Bu işyerine girerken mülakata beni nasıl çalıştırdınız."

Sinem "Ya benim için hepinizin modelist oldunuz resmen sizin üzerinde az kıyafet denemedim mi?"

Yakup "Benim babam zengin olduğu halde yine de ben yapacağım kendim bir yerlere geleceğim diye benle beraber çizimlere tek tek bakıp benim için uykunuzdan oldunuz."

Yakup bana bakıp "Ki sen küçük kurabiye sen tavuk gibisin o günler de gram uyumamak için savaşmıştın. Sıra bizde sana yardım edeceğiz her şeyi tek başına gerçeklestiremezsin." dediğin de benim ne kadar iyi yürekli arkadaşlarım varmış bir kez daha öğrendim.

Can "Ayrıca ben motor istiyorum motor süreceğim deyip beni yanına alıp bana öğret dediğin de ve sana öğreteceğim diye canım çıkmıştı. Sen bu kadar çabuk mu pes ediyorsun." durup düşünmüştüm evet ben çabuk pes eden bir insan değilim. Yakup'un dediği yere gideceğim ve bu benim Son İş Görüşmem olacak.

Benimkilere dönüp "Ben o iş görüşmesine gideceğim ve benim son iş görüşmem olacak. o iş benim oalcak." dedim. Hepsi havaya uçtu.

Yakup "Helal küçük kurabiye işte bu sensin. Sonun da kendine gelebildi." dedi. Hepsine kocaman sarıldım.

Bir saate yakın oturup muhabbet etmiştik. Yakup yarın şirkete gitmeye unutma dedi. Ben yine ne giysem diye düşünme derdine düştüm. Kafeden hep beraber ayrılmıştık. Motoruma binip yola koyuldum.

Eve gelmiştim. Çok aç değildim. Kafamı dinlemek için kitaplığımdan bir kitap seçip her zaman ki sandalyeme geçtim. O kadar dalmıştım ki Lidya diye bağıran annemin sesini duydum. "Efendim anne"

"Odandan bir çıksan mı artık"

"Geliyorum anne" deyip üstüme hırkamı alıp aşağı indim. Anneme arkadan sarılıp yanağından öptüm.

"Niye üzgünsün kızım olur böyle şeyler sende sana daha iyi gelecek şeyler yapsan baban ile sana yardım ederiz."

"Ben çalışıp bir şeyler yapmak istiyorum."

"Tamam, yap ama bizden bir yardım al mesela iş konusunda ne dersin güzel kuzum."

"Annem biliyorsun yardım istemiyorum, hem bugün Yakup Göktaş Holding de iş alımı varmış orayı bana önerdi, yarın oraya gideceğim." Annem yanağımdan öpüp

"İnşallah olur bir tanem hadi sofrayı hazırlayalım şimdi baban gelir." dedi.

Beraber el birliği ile sofrayı hazırladık. O sıra zil çaldı. Koşarak kapıya gittim. Babam gelmişti. Üstüne atlayıp "Kral hoş geldin" deyip yanaklardan öptüm. "Hoş buldum güzel kızım benim" dedi. Direk sofraya oturmuştuk. Tabi o sıra babam annemi öpmüştü. Tabi ki ben görmemiş numarası yaptım.
Annem öğretmen babam ise pilot ikisi de aynı mahallede oturuyorlarmış. Birbirlerine aşık olmuşlar ve mesleklerine eline aldıktan sonra evlenmişler.

"Ben doydum odama kaçıyorum." deyip sofradan kaçtım. O sıra babam iş işimi soruyordu. Annem de açıklama yapıyordu.Yatağıma kendimi attım. Yarın erkenden gitmem gerekiyordu.

Sabah babamın beni öpmesi ile uyandım. Bugün için "Başarılar dilerim kızım sen her şeyi başarırsın." demişti. Babamın o cümlerinden sonra direk duşa girdim. Duştan çıkıp bakımlarımı yaptım. Krem kumaş pantolonumun üstüne krem gömleğimi giyip saçlarımı alttan atkuyruğu şeklinde topladım. Gümüş bilekliğimi, saatimi ve sade küpelerimi kulağıma taktım. Telefonumu elime aldım benimkilere gruptan mesaj atmışlar

Whatsapp Grubu

Beşli Grubu :)

Can: "Sen başarırsın yerden bitme."

Yakup: "Sana inancım tam küçük kurabiyem."

Sinem: "Sen nelerin üstesinden geldin bunu da başaracağına inancım tam bebeğim."

Pınar: "Senin sonsuz gücün var birtanem :)"

Hemen bende yazdım: "Hepinizi öpüyorum ve çok çok seviyorum biliyorsunuz Son İş Görüşmeme gidiyorum. Başaracağım." deyip yazıp gönderdim.

Telefonumu ve cüzdanımı küçük krem çantamın içine koydum. Kaskımı ve montumu alıp merdivenleri inmeye başladım. Annemi öpüp "Şans öpücüğümü aldığıma göre ban kaçar." dedim. Annem en son arkamdan başarılar deli kız diye bağırıyordu.

Motoruma atladım ve şirkete gitmeden önce yol kenarında durup motorda yaş mamalardan vardı. Kedilere verdim verirken de Allah'ım işe kabul görmüşüm gibi sevincimi sana sunuyorum ve bu mamaları da hayr veriyorum o minik kedilere deyip güzelce doyurdum. Şirketin önüne geldim. Kaskımı ve montumu motorun bagajına koyup. Üstümü başımı düzeltip motorun anahtarını çantama atıp şirkete adım attım. Tabi ki yanıma cv almıştım zaten hazırda motor da dururdu.

Şirkete adımı atıp danışmana uğrayıp "Pardon, bir bakar mısınız? Merhabalar ben iş görüşmesi için gelmişti." dedim. Hanımefendi hemen "Asansör ile ikinci kata insan kaynakları bölümü var oraya gidin size yardımcı olacaklardır." dedi. "Teşekkür ederim." deyip.

Asansöre yöneldim. İkinci katta indim. Hemen insan kaynaklarını görmüştüm. Baya kalabalık vardı herkes görüşmeye gelmiş. Demek ki baya sevilen bir şiket bu kadar insanın arasın da ne kadar şanslıyımdır. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Bir kadın "Merhaba" dedi. "İş görüşmesi için gelmiştim." dedim. "Tamam, hanımefendi size şu kağıdı veriyorum. Doldurup gelip lütfen." kağıdı elime alıp. Göz ucu ile baktım.

Her zaman ki gibi kağıtlar hangi bölümde çalışmak isterseniz, ne mezunusunuz evli misiniz tecrübeleriniz bir işte çalıştıysanız ne kadar deneyimli deneyimsiz kısmı tabi sertifikalar dil bilgisi hobiler yetenekler en önemlisi referans vesaire şeyler tabi hepsini yine de özenle doldurdum.

İçeri girip aynı hanımefendiye "Bakar mısınız verdiğiniz kağıdı doldurdum." dedim. Kağıdı alıp Hanımefendi "Sibel Hanım bir görüşmeniz var."

Sibel Hanım her zaman sorulan soruları sormuş. Niye bu bölüm seçtiniz kendiniz beş yıl sonra nerede görüyorsunuz. Vesaire sorular ile canıma tak etmişti yine de düzgün bir şekilde hepsini cevapladım. Sibel Hanım "Biz diğer cv değerlendirmelerini yapıp size dönüş sağlarız" dedi. Bende hafif tebessüm edip "Tamam, teşekkür ederim." dedim. Ama aramayacağına o kadar eminim ki kadına karşı hislerim de hiç hoş değil, beğenmedim desem yeridir. Yerimden kalkıp kapıdan tam çıkarken cv ile doldurduğum kağıdı dili ile hareket yapıp salladı.

Bana fena sinir gelip odaya tekrardan daldım. "Tamam, anladık işe almayacaksınız tamam beğenmediniz, ben deneyimsizim onu da biliyorum ki hangi işte deneyim sahibi olacağım belli bile değil ama siz bana bu üslubunuz ile dalga geçemezsiniz. Düzgün şekil de bana sizi aramayız bile deseniz yeterdi ama siz diliniz ile resmen ağız hareketi yapıp, duruşunuzu çok iyi olduğunu belli ettiniz. İş sahibi olmuşsunuz ama saygıyı öğrenememiş siniz. Terbiye kelimesinin size uğraması dileğiyle." Söz hakkı vermeden sinirle kapıyı çarpıp çıktım.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

DİĞER BÖLÜM DE GÖRÜŞMEK ÜZERE

BEĞENMEYİ UNUTMAYALIM

LÜTFEN!!!

:) :) :)


Loading...
0%