Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@yildiz12345

Ömer olanlara hala inanamiyordu gerçekten pamuk gelmiş mi sevinçten içi içine sığmıyordu taki dedesi konuşana kadar kendine gelip dedesini dinledi

Ahmet Ağa " bunları sana kim söyledi Musa bunlar doğru mu "

Kahya Musa" evet ağam doğru bundan yaklaşık bir ay önce Serpil hanım ve Pelin sağlık kontrolü için hastaneye gitmişlerdi Poyraz Karahanlı nin doktor arkadaşı iki hafta önce öğrenip Poyraz beye söylemiş Poyraz da gelip ailesine olanları anlatmış Mehmet bey de hemen Pelin i alıp İzmir'e gitmiş ve yapılan DNA testi sonucunda pelinin onların kızı olmadığını öğrenmiş ve Pelin öz ailesine bırakıp kendi kızı olan pamuğu alıp Amed e geri dönmüş " deyip sustugunda

Ben olanları dinliyor düm en sonunda daha fazla dayanamayıp kahvaltı masasında kalktım herkes bana bakıyordu annem" oğlum nereye daha doğru dürüst kahvaltı etmeden nereye gidiyor sun " deyince anneme bakıp" yok annem ben doydum size afiyet olsun " deyip arkama bakmadan dışarı çıkarken abimin söylediği sözler duydum " bırak anne o sevinçten kahvaltı edemedi sonuçta gelinin pamuk geldi nasıl yerinde dursun çocukluktan beri pamuk diye diye beynimizi şişirdi eee artık oğlunun gözü pamuktan başka bir şey görmez "

deyip kahkaha attılar her biri onları umursamadan dışarı çıktım Allahım ben şimdi ne yapacağım kendi kendime konuşuyorum biri görünce kesin deli derler

ama umrumda değil sonunda gün ışığım bana geri geldi sevinçten yürüyerek nereye gittiğini bile bilmiyorum

O zamanları düşünüyorum Serpil teyzenin pamuğa hamileyken onunla sürekli olarak konusurdum tabi Mehmet amca ve oğulları buna deli olurlar di hiç umursamaz dim onları bütün günümü neredeyse Karahanlı Konağı da geçerdi onu rüyamda gördüm de çok güzel bir bebekti daha o zaman ben pamuğun gözlerine ve saçlarına hayran kalmıştım

Tabi ben Mehmet amcaya pamuğun fiziksel özellikleri ni söyleyince benimle bir anlaşma yapmıştı gülerek yoluna gidiyor du geçmişi düşünmek bile onu heyecanlandiriyordu

 

Elime baktığımda daha küçükken pamuk için yaptığım kolye vardı gördüğüm rüyanın etkisiyle onu dolabimdan çıkarmıştım bu kolye artık sahibinin olmalıdır diye düşünürken kendimi Karahanlı Konağı önünde buldum

acaba içeriye girsem mi yoksa girmesem mi diye ikilem de kaldım resmen ben net bir insanım niye böyle arada kalıyorum ki sorumun cevabını çok basit ne olacak ki ya pamuk beni begenmezse diye içeriye girmeye korkuyorum aslında ondan dolayı arada bunun için kaldım

Kendimi toparlayıp içeriye girmeye karar verdim kapıya vardığımda korumalar önümde durup geçme me izin vermedi

_ koruma" içeriye göremezsiniz özellikle de bir Arslanbey asla giremez" deyince içimi bir öfke kapladı biraz sakinleserek konuştum

-" içeride birini görmem lazım bir eşyası bende kalmış onu verip gideceğim " dememle iki koruma da izin vermediler eee benden günah gitti deyip ikisininde yere serip içeriye girdim

İçeriye girdiğimde hiçbir şeyin değişmediğini herşeyin hala aynısı gibi olduğunu gördüm eski günleri hüzünle özlemle eski günleri düşündüm bir kaza nelere yol açtığını gördüm

İki eski dostun birbirine düşman oluşu keşke o kaza hiç olmasaydı herşey eskisi gibi olsaydı deyip kapıyı çaldı m

Kapıyı Bir zamanlar çok sevdiğim Fatma abla açtı beni görünce şoka girdi " Ömer sen nasıl buraya girdi böyle" deyince gülerek cevap verdim " ben de iyiyim Fatma abla sen nasılsın buraya ne için geldiğimi biliyorsun nerede o " deyince

Fatma ablamın bana sevgiyle baktığını gördüm bana sarılıp konuştu gülerek cevap verdi" işin çok zor oğlum bir ikizi daha geldi ugrasacagin erkek sayisida artı haberin olsun onlar büyük salondalar tüm aile fertleri akrabaları süt annesi ve süt ikizide şimdiden rabbim yardımcın olsun yavrum ve bişey daha tıpkı senin dediğin gibi bir kız " deyip gülerek yanımdan gitti

Ayaklarım beni salona kadar götürdü içeriden herkesin sesi geliyordu takı kalp atisimi hızlandıran o sesi duyana kadar daha fazla dayanamayıp kapıyı açıp içeriye girdiğimde herkesin bana şokla baktığını gördüm hiç kimseyi umursamadım benim gözlerim sadece bir tek pamuğun üzerindeydi onun da bana şok ve hayranlıkla baktığını gördüğüm de içimi sevinç dolduruyor du onun da beni beğenmesi beni çok mutlu etmişti

Oysaki ben ona hayranlıkla bakıyordum kimseyi umursamadan pamuğa doğru yürüyordum ben yürüdükçe babası ve abi tayfası sinirleniyor du ama sinirlenmeleri benim umrumda değildi

Pamuğun yanına geldiğimde elimdeki kolyeyi gösterip konuştum " aslında bu kolyeyi sen doğduğunda sana verecektim seni değil de pelinin görünce bu zamana kadar sakladım artık bu kolyenin sahibi geldiğine göre boynuna takabilirim" deyip boynuna takıp onu alnından öptüm

Loading...
0%