Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yildiztozu

 

 

 

"Her fırtına hayatınızı bozmak için gelmez, bazıları yolunuzu temizlemek içindir."

 

 

 

-Paulo Coelho

"Esra! Kızım hazır mısın tüm eşyalar kamyonet'e yüklendi valizini alıp gel!"

"Tamam anne!" Deyip oturduğum duvarın dibinden istemsizce kalktım ve parmaklarımı valizimin kulpuna doladım.

Yavaşça odamın kapısını açtım ve son kez içeriye baktım. Burada çok güzel anılarım olmuştu, doğduğum günden beri bu evde yaşıyorum. Ben Esra Özkan orta düzeyli bir ailenin ikinci çocuğum bir tane abim vardı. Adı Özgür.

Ben 17 yaşındayım abim ise 20 yaşındaydı.

Babamın işi yüzünden bu yaşıma kadar yaşamış olduğum evimden, şehrimden gidiyordum. Buradan gitmek hiç istemiyordum ben.

"Esra! Hadi be kızım ne uzun sürdü gelmen!" Diye aşağıdan bağıran abime göz devirip odadan çıkarak aşağıya indim dış kapıdan çıkıp arabanın yanına yürüdüm.

"Oh be sonunda! Meyve verdim abicim yemek ister misin?!" Deyince tekrar göz devirdim.

"Alt tarafı on dakika bekledin Özgür abartma!" Dedim, abime adı ile seslenince kızardı bende onu sinirlendirmek için adı ile sesleniyordum.

"Özgür değil! abi diyeceksin canım abi!" Dedi. Ona omuz silktim.

"Sinirlendirme o zaman sen de beni."

"Kim kimi sinirlendiriyor acaba!" Abi kardeş ilişkimiz farklıydı, cevap vermeyerek valizimi uzattım ve arka kapıyı açıp bindim. Çok geçmeden abim de yanıma oturdu annem babam öne oturdular babam arabayı çalıştırınca evden yavaşça uzaklaşmaya başladık.

"Hoşça kal.." diye mırıldandım arkama dönüp eski evimize bakarak.

"Artık seni yeni bir hayat bekliyor... Oturacağımız evde aynı bu ev gibi hatta senin odan daha büyük bile olacak istediğin gibi dizayn edebileceksin kızım." Dedi annem arkasına dönerek. Ona hafifçe gülümsedim ve başımı abimin omzuna yasladım.

Daha az önce didişiyorduk ama şimdi başımı onun omuzuna yaslamıştım.

"Uykun var mı?" Dedi saçımı okşarken ona hayır anlamında başımı salladım.

"Hayır, uykum yok sadece başımı omzuna koymak istedim.."

"Peki güzelim."

🍂

Yaklaşık üç saat sonra yeni hayatımızın geçeceği şehre gelmiştik. İstanbul'dan Eskişehir'e gelmiştik. Arabadan inmiştim sağ-sola bakınıyordum ki abimin koluma dokunması ile bakınmayı bırakıp ona döndüm.

"Hadi içeri girelim güzelim." Deyip kolunu omzuma atınca birlikte içeri girdik.

"Evettt yeni evimiz ve yeni hayatımız şu dakikadan itibaren başladı. Kızım sen yarın abin ile gidip yeni okuluna kayıt yaptırırsınız." Dedi babam.

"Hemen mi?" Dedim sızlanarak.

"Yeni şehre geldik diye okulu ihmal edebileceğini düşünme Esra!" Diyen annemle doladım. O sırada telefonum çalınca cebinden çıkarıp kimin aradığıma baktım.

"Cansu arıyor! Ben bi dışarıya çıkayım geliyorum." Kimsenin birşey demesine izin vermeden dışarıya çıktım. Şu anda keyfimi yerine getirecek kişilerdendi. Cansu şimdi kim diye soracaksınız? Cansu benim İstanbul'daki en iyi ve tek dostum.

"Alo! Cansu'm nasılsın?" Dedim açarak.

"Esra'm iyiyim sen nasılsın vardınız?"

"Evet.. Vardık maalesef." Dedim somurtarak bir anda değişen sesimi Cansu anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

"Ah! Bune böyle üzül diye mi aradım? Ne o ses düzelt bakayım moralini üzülmek yok!"

"Tamam tamam. Ee diğerleri nasıl?" Diye sordum.

"Diğerleri de iyi yokluğun koyuyor onun dışında önemli birşey yok. Sen nasılsın?"

"İyiyim daha yeni geldik işte, birazdan da kamyonet gelir."

"Tamam Esra'm ben kapatıyorum yerleşince beni arasın görüşürüz," dedi.

"Görüşürüz bir tanem Canan teyzeme selam söyle." Deyip kapattım kollarımı göğsümde birleştirip öylece durdum. Daha sonra yavaşça içeri girdim.

Bir saat sonra kamyonet gelmiş eşyaları indirmeye başlamışlardı. Eşyalar birer birer yerlerine koyuluyordu ben de odamda oturmuş kendi kolilerimi açıyordum.

"Esra kuzum taşıma şirketi gitti gel hadi birşeyler hazırlıyalım acıktık." Diye mutfaktan seslenen annemin sesi ile yerimden kalktım ve odamdan çıkıp aşağıya indim ve mutfağa girdim.

"Ne yapacağız?" Diye sordum, annem tam cevap verecekti ki kapı çaldığı için veremedi, kaşlarımı çattım.

"Kim ki bu saatte?" Diye sordum annem bilmiyorum anlamında başını sallayınca kapıya gittim ve açtım. Kapıda esmer bir kız vardı.

"Buyurun?"

"Merhaba! Ben karşı evden geliyorum annem size yemek getirmemi istemişti mahallemize hoş geldiniz." Dedi gülümseyerek ben de ona gülümsedim ve elindeki tencereyi aldım.

"Hoş bulduk dışarıda kaldın gelsene hem tanışmış oluruz." Dedim kenara çekilerek.

"Yok teşekkür ederim ben gideyim siz yorgunsunuzdur başka bir zaman." Dedi reddederek.

"Olur mu öyle şey rica ediyorum lütfen." Diye ısrar ettim.

"Peki.." deyip içeri girince kapıyı kapattım.

"Ben Hilal."

"Ben de Esra memnun oldum." Deyip gülümsedim o da bana gülümseyince mutfağa geçtik.

"Merhaba kızım hoş geldin." Diyerek Hilal'e döndü annem.

"Hoş buldum merhaba ben karşı evden geliyorum yeni taşındığınız gördük annem size yemek getirmemi istemişti tekrar hoş geldiniz."

"Hoş bulduk kızım yemeğe kalsana?" Dedi annem misafirperver bir şekilde.

"Yok teşekkürler ben gitsem iyi olacak annem bekler beni görüşmek üzere." Dedi Hilal annem ona başını salladı.

"Peki Kızım sen nasıl istersen tekrar gel ama olur mu elinize sağlık."

"Afiyet olsun." Dedi Hilal gülümseyerek, arkamızı dönüp mutfaktan çıktık kapıya kadar geçirdim.

"Görüşürüz Esra." Dedi gülümseyerek.

"Görüşürüz Hilal iyi akşamlar size." Dedim gülümseyip kendi evine gidince kapıyı kapatıp annemin yanına geri döndüm.

"Ne güzel bir mahalle dimi kızım? İnsanlar misafirperver," dedi bir yandan benimle konuşurken bir yandan yemekleri tabaklara çekiyordu.

"Evet, hadi ama anne! Çok acıktım." Dedim mızmızlanarak annem bu halime güldü.

"Tamam tamam! Abinle babanı çağır." Deyince başımı salladım. İlk önce babamın yanına gidip çağırdım sonra abimin odasına gittim kapıyı bir anda açınca abim korkudan sıçradı bu haline büyük bir kahkaha attım.

"Ödümü kopardın manyak! Odaya öyle girilir mi!?" Diye söylendi.

"Hadi hadi bırak şimdi bunları yemek hazır açlıktan öldüm seni bekleyemem!" Dedim ve hızla odasından çıkıp mutfağa gittim.

Arkamdan, "Yer cücesi!" Diye bağırsa da umursamadım.

Geçen bir saat ile yemeği yemiş banyodan çıkmıştım bugün fazlasıyla yorulmuştum. Yorgunluğumu bir tek duş iyi gelmişti, odama geçtim ve üstümdeki havludan kurtulup pijamalarımı üstüme geçirerek yatağıma uzandım.

Tam gözlerimi kapatmıştım ki kapım çaldı. Gözlerimi açıp hafif doğruldum ve konuştum.

"Gel." Dediğimde abim içeri girdi.

"Uyuyacak mısın abim?" Dedi bana yaklaşırken ona yorgunlukla başımı salladım.

"Evet bugün çok yoruldum hemen uyumak istiyorum." Dedim uykulu uykulu.

"Tamam güzelim iyi geceler sana." Deyip yanağımdan öptü ve odamdan çıktı. Bende yatağıma geri yatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

(Ertesi sabah)

(Saat 10.00)

Esra hadi kızım kahvaltı edeceğiz git bakkala ekmek al!" Diye seslendi annem.

"Of anne! Niye ben gidiyorum abim gitsin bir günde ya!" Dedim isyan ederek.

"Ben niye gidiyorum kızım? Evin küçüğü gider ekmek almaya." Dedi abim somurtarak.

"Hadi kızım abinden iş çıkmaz sen beş dakika gidiver." Dedi annem. O da biliyordu oğlunun işe yaramaz olduğunu.

"Of tamam." Deyip odama geçtim üstüme mavi şort tulumumu geçirdim. Ağustos ayının ortalarındaydık ve hava inanılmaz sıcaktı odamdan çıkıp annemin yanına gittim.

"Ne alınacak anne? Sadece ekmek mi?" Diye sordum.

"Al şu parayı iki tane ekmek, bir paket küp şeker, krem peynir, birde yoğurt alıver." Dedi parayı elime tutuşturarak.

"Anne iyi ki ekmek alacaktım sadece." Dedim huysuzca, arkamı döndüm ve mutfaktan çıktım.

"Söylenme söylenme hadi bir koşu alda gel." Dedi. Ses çıkarmadan evden çıkıp kapıyı kapattım ve bakkala doğru gitmeye başladım.

Bakkalla evin arası iki üç dakikaydı.

Bakkala geldiğimde girişteki ekmek dolabından iki ekmek alıp içeri girdim.

"Merhaba kolay gelsin. Ben şu listede olanları alacaktım." Dedim ve elimdeki listeyi adama uzattım. Adam bana başını sallayıp tezgahım arkasından çıktı ve dediklerimi almak için raflara yöneldi.

"Günaydın Esra!" Diye bir ses gelince arkamı dönüp gelen kişiye baktım, Hilal'di gülümsedim.

"Günaydın Hilal."

"Nasılsın?" Diye devam etti lafına.

"İyiyim sağ ol sen nasılsın?"

"İyiyim sağ ol annem yolladı. Ben seni tutmayayım alacaklarımı aldım zaten ne kadar tuttu abi?"

"20 TL abicim." Dedi abi, elimdeki 20 TL'yi adama uzattım ve poşetleri alıp kapıya yürüdüm.

"Esra bekle!" Diye arkamda seslendi Hilal durup ona baktım.

"Ne oldu?"

"Vaktin varsa bize gelsene oturur sohbet ederiz."

"Çok isterdim ama bugün okul işlerini halletmem gerekiyor. Başka bir sefer artık." Dediğimde başını salladıktan sonra bakkaldan çıktık ve eve doğru birlikte yürümeye başladık.

"Aynı yaştayız sanırım hiç sormadım 17 yaşında mısın?" Deyince başımı salladım.

"Evet aynı yaştayız hatta bugün Özgür ile okula kayıt yaptırmaya gidiceğiz." Dedim Hilal durup kaşlarını çattı.

"Özgür mü o kim?" Diye sorduğunda kıkırdadım.

"Özgür benim abim aramızda 3 yaş var ondan." Dedim bana başını salladı tam o ara önümüzde bir kız belirdi.

"Hilal günaydın! Nasılsın?" Dedi Hilal'e doğru dönüp.

"Günaydın Ada! İyiyim sen?" Dedi Hilal isteksizce.

"İyi Can'ı gördün mü?" Dedi etrafa bakınarak Hilal ona göz devirdi.

"Görmedim hem ne oldu? Niye Can'ı arıyorsun?" Diye sordu.

"Hiç öyle neyse görüşürüz." Dedi Ada denilen kız yanımızdan geçip gitti.

"O kim?" Diye sordum.

"Bir üst mahallede yaşayan Ada ne o beni sever ne de ben onu severim. Aslında burada onu seven yoktur. Yapmacık bir kız." Deyince başımı sallayıp eve doğru yürümeye başladım.

"Görüşürüzzz!" Diyerek zili çalıp beklemeye başladım abim kapıyı açınca girip hazır kahvlatı masasına oturup kahvaltı yapmaya başladık.

"Bugün çıkalım seninle okul işini halledelim hem gezeriz birazda." Dedi abim reçelli ekmeğini atmadan.

"Olur gideriz hem ben de burayı merak ediyordum." Deyip çikolata sürdüğüm ekmeği ısırdım.

"Tamam o zaman kahvaltını yap çıkalım."

"Tamam."Diyip tabağımdaki peyniri ağızıma attım.

(Saat 13:47)

"Esra hadi çıkalım artık!" Diye seslendi abim üstümü düzeltip çantamı aldım ve telefonumu içine koyup Odadan çıkıp abimin yanına geldim.

"Hazırım hadi gidelim." Dedim saçımı düzeltirken.

"Tamam hadi o zaman anne! Biz çıktık." Diye seslendi, kapıyı açınca çıkıp yürümeye başladık.

"Uzak mı acaba?" Diye sordum.

"Yok değilmiş yirmi dakikalık yolmuş." Diye cevapladı beni.

"Tamam o zaman."

Yirmi dakikanın sonunda okula gelmiş hatta kayıt işlemleri için müdürün odasına çıkmıştık bile. Müdür orta boylu orta yaşlı görünüyordu.

"Evet kayıt işlemleri bitti Esra, kızım okul sabah saat 09:00'da başlıyor sınıfın 12/C bilgin olsun." Deyince müdür kaşlarımı çatmadan edemedim.

"Neden bu kadar erken başladı okul?" Diye sordum. Okulun açılmasına daha vardır

"Lise üç ve son sınıflarımıza yaz kursları açtık. Yeni kayıt olanlar hem okula alışabilmeleri için hem de konulara adapte olabilmeleri için." Deyince başımı salladım ve ayağa kalktık.

"Teşekkür ederiz hocam iyi günler." Dedi abim müdürle el sıkışınca odadan çıktık.

"Bu sorun da çözüldüğüne göre bir yerlerde oturup birşeyler içebiliriz." Dedim heyecanla abim beni kolunun altına aldı ve merdivenlerden inmeye başladık.

"Olur fıstık hadi gidelim." Deyince elimi onun beline sardım, önce binadan sonra da okuldan çıkıp caddeye doğru yürümeye başladık.

"Gel şuraya oturalım hem temiz hava alırız." Dedi abim başımı salladım ve oturup sipariş verdik.

"Cansu'ları özledim," deyince güldü.

"Dur daha yeni ayrıldınız! Ne bu özlem!"

"Kaç yıldır beraberiz abi, özlemem normal değil mi?" Dediğimde başını salladı.

"Normal tabii." Sessizce oturmaya devam ettik. Abim telefonuyla ilgileniyordu.

"Aaa Esra!" Görüş açıma birden Hilal girince ona gülümsedim ve el salladım hızla bizim yanımıza gelince gülümsedi.

"Merhaba Hilal nasılsın?" Dedim gülümseyerek.

"İyiyim sen nasılsın?" Deyince, abim Hilal'in sesini duyarak başını kaldırdı ve Hilal'e baktı.

"İyiyim ben de abimle okul işini hallettik otursana sende bizimle." Dedim sandalyeyi gösterdim.

"Rahatsızlık vermeyeyim ama?" Dedi Hilal çekingen bir tavırla.

"Olur mu öyle şey otur lütfen!" Deyince beni kıramadı ve oturdu abim ise hala Hilal'e bakıyordu.

"Abi? İyi misin.. Abi.. Abi!" Dedim yüksek sesle abim sesimi duyunca Hilal'e bakmayı bırakıp bana baktı.

"Noldu? İyi misin?" Diye sorduğum sırada gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Abim güleceğimi anlamış olacak ki kaşlarını çatmıştı.

"Bir şey yok abicim! Hazır siparişlerimiz gelmişken sen de limonatanı içerken sus!" Dedi agresifçe gülmemeye devam ederek başımı salladım ve limonatamı içmeye başladım.

Bölüm Sonu: D

Ay helüüü, merhaba. Daha önce de söylemiştim. Bölümleri düzenlemeye başlayacağımı. Artık düzenlemeye başladım.

 

Loading...
0%