24. Bölüm

24. Bölüm: Çilli

Mila
yildiztozu

NOT: Yazılı ve tamamlanmış bir kitap olduğu için burada sizi bekletmek istemiyorum, o yüzden haftada dört bölüm atacağım, eğer burada bölümü beklemek istemeyen olursa Wattpad'den de okuyabilir.

Wattpad kullanıcı adım: Yıldıztozu

Mila ismiyle aratmayın, Mila ismini beğendiğim için burada Mila ismini kullandım.

 

Çiçeklerden papatyayı,

İnsanlardan seni sevdim...

- Oğuz Atay.

 

 

Bölüm şarkısı: Mabel Matiz: Sarışın

 

 

 

(Can'ın anlatımıyla)

Ay yüzlü kız...

Ona bu ismi vermiştim.

Azıcık sarıya kaçan saçları, kahverengi gözleri, ay gibi parlak yüzü… Esra. Benim hayatımın ortasına girmiş ve orayı fethetmişti.

Annemin mezarındaydım, en sevdiği çiçekleri mezarının başına koymuştum ve şimdi onunla konuşuyordum.

"Yüzü ay gibi anne... Parlak, hiç beklemediğim bir anda geldi hayatıma girdi. Çilleri var... Çok yakışıyor ona çiller. Hayatımdan hiç çıkmasın istedim ama ona yaşattıklarımla kendi isteğiyle çıktı. Sonra geri girdi ama, ona yaşattıklarıma rağmen bırakmadı." Diyerek sustum.

"Kıskançlığıma yenik düştüm. Kırdım onu. İlk defa böyle hissediyorum anne.. Sanırım bana şu ismi aşk olan şeyden oldu." Deyip güldüm.

"Benim kalın kafalığıma rağmen o beni bırakmadı ben de onu bırakmayacağım anne. Söz." Deyip mezar taşından kalktım önce mermer taşını öptüm sonra okşadım ardından yanından ağır adımlarla ayrıldım.

Bırakmayacaktım onu... bulmuştum onu bir daha kaybetmeye lüzum yoktu. Hava gürleyince gökyüzüne baktım. Bugün hava değişikti havada bir tane Kara bulut yoktu ama hava gürlüyordu.

Eve doğru yürümeye başladım, sokağa girdiğimde karşıdan ada geliyordu, yanıma geldiğinde durup sarıldı.

"Ada bir dur!" Dedim sert sesimle, artık temas etmesini sevmiyordum.

"Ne oldu sana? Neyin var?" Diye sorduğunda onu duymadım gözlerim çoktan karşıdan gelene kilitlenmişti. Çilli geliyordu, yanında Cansu vardı. Başında mavi bir bere vardı, burnu kızarmıştı.

"Can!" Dedi Ada yüksek sesle.

"Ne." dedim.

"Nereye daldın? Dinlemiyor musun sen beni?"

"Hayır dinlemiyorum." Dedim dürüstçe. Cevabımla somurtmuştu. Arkaya baktığında kaşlarını çattı.

"Geliyor yer cücesi." Diye homurdandığında umursamadım.

Esra yanınızda geçti gitti, gözleri gözlerimde takılı kaldı. Onlar giderken arkalarından baktım. Ada'ya geri döndüm.

"O fotoğraflar nasıl birilerinin eline geçti." Diye sordum.

"Hangi fotoğraflar?" Diye anlamazdan geldi.

"Ada beni çıldırtma! O fotoğraflar nasıl Esra'nın eline geçti!" Diye sertçe sorduğumda panikledi hangi fotoğrafları sorduğumu anlamıştı.

"Bilmiyorum hem bana niye soruyorsun bunu git Esra'ya sor."

"Eğer bu işin altından siz çıkarsanız çok fena olur!" Dedim, cevap dahi vermesine izin vermeden yanından geçip gittim.

"Can! Bekle!" Diye bağırsada duymazdan geldim. Akşama az kalmıştı bir an önce eve gidip azda olsa uyumak istiyordum. Eve geldiğimde hızla odama girdim, saatimi kurarak yatağıma yatıp gözlerimi kapattım.

Saatimin çalmasıyla gözlerimi açtım alarmı kapattığımda saatin 21:30 olduğunu gördüm saat 22:00'da orada olmam gerekiyordu.

Siyah gömlek, siyah pantolon giyip odamdan çıktım babam daha gelmemişti anahtarı alıp ceketimi giydim ve evden çıktım.

Yirmi dakikalık yürüyüşten sonra sokağa geldim. Kapıyı açıp içeriye girdim. Yaman sandalyeleri yerine koyuyordu.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum, patron gelecek mi?" Dedim bir yandan belime siyah önlüğü bağlıyordum.

"Gelecekmiş, Mustafa öyle söyledi." Diye cevapladı. Tezgahın diğer kısmına geçince aklıma bir anı geldi.

Esra tam karşıma oturmuştu, bar sandalyesinde hayali belirdi. Gülümsemeden edemedim.

"Boş yere niye gülümsüyorsun lan?" Dedi Yaman. "Delirdin mi?"

"Gülümsemiyorum."

"Ha siktir lan otuz iki diş sırıtıyorsun işte!" Diye diretti.

Ona göz devirdim ve bardakları sildim. Bar dolmuştu, Mustafa'da gelmişti. Bir yandan bardak silerken bir yandan Esra'yı düşünüyordum.

Çilli kızdı o. Bana cennetin kapısını açan. Bana gülümsemeyi tekrar öğreten.

O artık benim içimdi.

Onsuz nefes alamayacak gibiydim.

Esra her yerimdeydi.

Sağımda, solumda, önümde, arkamda her yerimdeydi iliklerime kadar hissediyordum. Bar'ın kapısı açılınca içeriğe Hasan abi girdi. Hasan abi bar'ın sahibiydi. Babamın arkadaşının oğluydu, babam konuşup beni buraya aldırmıştı.

"Hoş geldin Hasan abi." Diye selam verdim.

"Hoş buldum oğlum." Deyip önümdeki bar sandalyesine oturdu. "Kalabalık gene." Dedi, kalabalığa bakarak.

"Evet, her zamanki gibi." Diye cevap verdim hazırladığım kokteyl'i uzattım.

"İlk defa bu kokteyli yapıyorum tat bakalım ihtiyar." Deyip izlemeye başladım.

"İhtiyar ne oğlum yaşlı mıyız lan biz!" Diye yükselsede aldırış etmedim. Bir yudum içti.

"Harika olmuş helal lan sana kerata herif." Dediğinde gülümsedim.

"Afiyet olsun." Deyip müşterilerle ilgilenmeye başladım.

Geç saate kadar çalıştım, ben hariç herkes gitmişti bir tek Yaman kalmıştı, gene bardak siliyorduk.

"Eee durum nasıl sizde nasıl?"

"Karışık." Dedim sıkıntılı bir sesle, "Düzeltmeye çalışıyorum işte."

"Düzelirsiniz kardeşim." Dedi ve omzuna hafifçe vurdu.

Umarım düzeleceğiz Yaman... Umarım..

Gece bardan çıktım. Yavaş yavaş eve doğru yürüyordum tam bizim sokağa girmiştim taki karşıdan gelen Esra'yı görene kadar. Beni görünce hızla yanımdan geçti gitti.

"Esra!" Dedim arkasından. Durmadı.

"Esra!" Dedim tekrar. "Kızım dursana! Esra! Kime diyorum ben!" O koşmaya başlayınca koşmaya başlamıştım.

"Gelme peşimden! İstemiyorum!" Dedi. Dinlemedim.

"Sen durana kadar geleceğimi biliyorsun! Dur o zaman!" Diye bağırdım.

 

(Esra'nın anlatımıyla)

"Esra!" Diye birinin sesi yükseldi, gözlerimden yaşlar akıyordu yavaşça arkamı döndüm.

"Ne var? Ne istiyorsun Can? Yetmedi mi yaptıkların bana!?" Dedim öfkeyle. Can sadece yüzüme bakıyordu.

"Yapma lütfen..." diyebildi sadece, histerik bir kahkaha atıp konuşmaya başladım.

"Her şeyi sen yaptın! Beni bitirdin, kendini bitirdin en önemlisi de. Bizi bitirdin Can... Başlamadan!" dedim öfkeyle hayal kırıklığı karışık olan sesimle.

"Ben mutlu muyum peki bizi bitirmekten?! Ben mi istedim mahalleye gelen kıza aşık olmak? Ya da onu üzmeyi ben mi istedim." Diye sitemle bağırdı.

"Sen beni aptal yerine koyarak kaybettin. Sen benim canımın yanacağını bile bile! Onu öpmüşsün." Dedim. Gözlerini benden kaçırıp kafasını yere eğdi. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı, ağlamak istemiyordum ama gözyaşlarım durmak bilmiyordu.

İkimizde orada sustuk, ne ben konuştum ne de Can... Sadece sustuk. Bir süre sonra ondan biraz uzaklaşıp konuşmaya başladım.

"Susma! Konuş Can." Dedim sitemle ama o hala susuyordu.

"Daha bir cevabın bile yok, yazık. Sakın! sakın bir daha bana yaklaşma!" Deyip arkamı döndüm. Tam gidecekken beni tutup kendine çevirdi.

"Bazen insanlar kaçış noktası susmak olur. Onu öpüşüm ilk ve sondu. Ama seni sonu olmazcasına öpeceğim." Demiş soğuk dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Öpüyordu! Can beni öpüyordu! İlk başta karşılık veremedim. Dudaklarımı bile açamadım! Daha sonra ufak ufak karşılık vermeye başladım.

Titriyordum. Sanki titrediğimi anlamış gibiydi iyice belimi sardı. Ellerimi ensesindeki saçlara çakardım ve ufak ufak oynadım.

Nefes nefese kalınca ayrıldık. Alnını alnıma yasladı.

"Özür dilerim..." dedi, "Seni ağlattığım için özür dilerim, gözünden düşen her damla tanesi için özür dilerim."

"Bana bir daha sakın bunu yapma!" Dedim yanağımdaki gözyaşımı sildi.

"Ağlama bir daha tamam mı." Dedi, başımı salladım. "Hadi seni eve bırakayım, bu saate napıyorsun zaten dışarıda."

"Cansu'yla canımız bir şeyler çekmişti." Dedim. Onunla aynı hizada yürümeye başladım.

Bir süre sonra eve geldik. Ona doğru döndüm.

"İyi geceler..." dedim gülümseyerek.

"İyi geceler güzelim."

Ay cidden güzelin miyim demeyi çok isterdim hem de üç m'li! Ama demedim.

Onun yerine gülümseyip eve girdim.

"Nerede kaldın ya?" Dedi Cansu.

"Geldim işte."

"Ee hani cips?" Dedi. Eyvah! Unutmuştum.

"O bizim sevdiğimizden kalmamış ben de almadım başka." Diye yalanı patlattım.

"İyi madem ee ne izliyoruz." Dedi salona doğru yürürken.

"Aç bir şeyler." Dedim ve koltuğa oturdum. Filmi başlayınca yanıma gelip oturdu.

 

🍂

 

"Esra... Esra! Kalk uyuya kalmışız burada!" Diye birinin dürtüklemesiyle uyandım.

"Noluyor ya." Dedim uykulu uykulu.

"Kalk sabah olmuş uyuya kalmışsız burada." Dedi Cansu.

Doğrulup boynumu çıtlattım.

"Bugün Allah'tan okul yok yatıp zıbaralım." Dedi ve odasına doğru gitti, ayağa kalkıp ben de odama gidip kendimi yatağıma attım.

 

Bölüm sonuuuuu :D

Arkadaşlaaaarrrr! Çığlık attım! Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar diliyorum 🤍🕊️

Bölüm : 17.01.2025 09:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...