26. Bölüm

26. Bölüm: Sevgi

Mila
yildiztozu


Bölümde dinlenilebilecek şarkılar: Gabrielle Aplin: Home

James Blunt: You're Beautiful

 

 

"Hayattaki en güzel mutluluk

 

sevildiğinden emin olmaktır."

 

-Victor Hugo

 

Montumun fermuarını boğazıma kadar çekip ellerimi montumun ceplerine soktum. Bacak bacak üzerine attım. Okuldaki çardakta Hilal, ben, Ceren ve Cansu oturuyorduk.

"Ee boş boş oturacak mıyız? Yok mu bir konu bir dedikodu?" Dedi Hilal heyecanlı sesiyle. Hepimiz güldük.

"Zuhal ablanın kızı yine nişanı atmış." Dedi Ceren. Zuhal abla mahallede oturan biriydi sessiz sakin bir kadındı.

"Yine mi? Bu üçüncü atışı!" Dedi Hilal şaşkınlıkla.

"Üçüncü mü!" Dedik Cansu ile beraber. Başlarını salladılar.

"Oha, biz daha bir tane sevgili bulamadık, elalem üç kere nişanlanmış yetmemiş nişanı atmış." Dedi Cansu ve arkasına yaslandı.

"Aslında var sen de bir şeyler ama." Dedi Ceren gülerek. Cansu ona baktı.

"Kimmiş? Ben niye bilmiyorum." Dedi Cansu. Ciddi mi diye baktım oldukça ciddi görünüyordu.

"Mert canım Mert!" Dedi Hilal sırıtarak. Cansu gözlerini kaçırdı.

"Ne alaka Mert ya? O benim sadece arkadaşım." Diye mırıldandı.

Klişe laflar niye hala var? Modanız geçti sizin!

"Klişe laflar," diye mırıldandım, "Yok o benim arkadaşım, yok ona karşı bir şey hissetmiyorum. Eskimedi mi?"

"Belki Mert başka birinden hoşlanıyor? Ya da konuştuğu vardır? Nereden biliyorsunuz?" Diye söylenince yandan Hilal'e baktım.

Hilal, "Aslında bir kız var..." dediğinde Cansu panikle ona baktı.

"Başka biri mi?" Diye sordu. Sesi oldukça sakin çıkmıştı ama gözleri panikten büyümüştü.

"Evet."

"Ciddi misin sen!?"

"Evet, hatta dur sana kızı tarif edeyim." Deyip yerinde kıpırdandı Hilal. "Böyle, senin boylarında. Sarı saçlı, ela gözlü." Deyince, Ceren ile gülmemek için dudaklarımızı ısırıyorduk.

Resmen Cansu'yu tarif etmişti ama Cansu bunu anlamamıştı!

"İyi de." Diye lafa girdi Cansu. Kafası karışmıştı. "İyi de sen beni anlattın."

Ceren daha fazla dayanamamış olacak ki büyük bir kahkaha attı. Onun arkasından ben de güldüm.

"Cansu, seni anlatıyorum zaten!" Dedi Hilal gülerek.

"Öf! Oyuncak ettiniz beni!" Diye homurdanıp bacağıma hafifçe tekme attı. "Gülme sen de!" Ben de ona tekme attım bir süre böyle devam etti.

Zil çalınca ayaklandık ve sınıflara gittik. Hoca elinde kağıtlarla geldi ve dağıttı.

"Evet arkadaşlar, bitiren testini bana getirsin kontrol edelim." Dedi, kalemimi alıp soruları çözmeye başladım.

Lan bu sorular ne böyle? Hocam ne yaptınız!

Testim bitince derin bir nefes aldım ve kalemimi kenara bıraktım. Resmen terlemiştim! Testi alıp hocanın yanına gittim.

"Ver Esracığım." Bir iki anlamadığım soru ve yanlışım vardı hoca hepsini anlattı.

"Altıncı soru ne?" Diye sordu Cansu.

"C şıkkı." Dedim. Zil çalınca hoca sınıftan çıktı. Ayaklandık, sınıftan çıkıp kantine inmeye karar verdik. Kantine geldiğimizde boş bir masaya oturduk.

"Ada'lar da burada." Dedi Hilal.

"Olsun, bizi ilgilendirmez." Deyip ayağa kalktım. "İstediğiniz bir şey var mı? Sıraya gireceğim." Hayır anlamında başlarını salladı. Sıraya girdiğimde benim de arkamdan sıraya Ada girdi. Telefonuma baktığımda Can'dan mesaj vardı.

 

Can: Okul çıkışı bir yere ayrılma seni almaya geleceğim. Kafeye gideriz. (14:40)

Gülümsedim ve cevap yazmaya başladım.

Siz: Tamam, geç kalma ama bak!

 

 

Can: Tamam tamam kalmam :)

"Can mı." Dedi birden yanımda biten Ada telefonu kapattım.

"Ne yapacaksın? Seni ilgilendirmez." Dedim ona bakmayarak. Sıram gelince alacağım şeyi söyledim ve beklemeye başladım.

"Onu mutlu etmen zor olacak haberin olsun. Bir benim yanımda gerçekten gülüyordu."

Bu kız hastaydı. Cidden şizofrendi! Hala pişkin pişkin nasıl konuşabiliyordu?

"Yüzsüzlüğünle yine beni şaşırtmayı başardın Ada." Bir insan her seferinde mi yüzsüz olur? Ve çevresindeki insanı her seferinde mi bu yüzsüzlüğüyle şaşırtır?

Sıcak çikolatam geldiğinde parayı ödedim ve Ada'ya döndüm.

"Hani Can seni seviyordu? Ne oldu? Benden sana bir tavsiye. Bir doktora görün. Hatta şöyle yapalım, benim tanıdığım bir doktor var sana numarasını vereyim bir git." Dedim tam bir adım atmıştım ki durdum.

"Hani dedin ya 'onu mutlu etmen zor, benim yanımda mutluydu' diye," dediğimde başını salladı.

"İçin rahat olsun Ada, Can benim yanımda sürekli gülüyor hatta o kadar çok gülüyor ki gülmekten çenesi yoruluyor. İçin rahat olsun yani benim yanımda mutlu." Dedim gülümseyerek gülümsemem içten değildi. Sustu kaldı. Ona sertçe omuz atıp yanından geçip gittim.

Masaya geldiğimde hiç bir şey olmamış gibi oturdum sandalyeme. Kızlar bana bakıyordu.

"Ne? Ne bakıyorsunuz öyle." Dedim anlamayarak.

"Ada arkandaydı bir şeyler demedi mi?" Diye sordu Ceren.

"Dedi." Dedim harfleri uzatarak, sıcak çikolatamdan bir yudum aldım, "Ama umurumda değil konuşur konuşur susar."

"Cidden hiç sinirlenmedin mi?" Dedi Hilal şaşkınlıkla.

"Hayır, sinirlenmedim. Neymiş Can onun yanında eskiden mutluymuş Can onu seviyormuş ben de duyması gerekenleri söyledim. Can'ın benim yanımda hep güldüğünü hatta gülmekten çenesinin ağrıdığını söyledim." Diye mırıldandım.

"Almış cevabını hala niye konuşuyor anlamadım." Dedi Hilal.

"Bilmiyorum. Ha bu arada, Cansu okul çıkışı ben seninle gelmeyeceğim." Dediğimde bana baktı.

"Niye?" Diye sordu. "Ne yapacaksın?"

Yerimde kıpırdandım, "Can... Can gelecekmiş, kafeye falan gideriz dedi." Dediğimde kıkırdadılar.

"Tamam da abin? Annen baban?" Dedi, işte bu sorundu.

"Annemler sorun değil de abim sorun." Dedim. Abim başlı başlına sorundu! Daha önce ilişkim tabii ki olmuştu. Abim sevgililerimle buluşmama karşı çıkardı, nereye gitsek sürekli arardı, olur olmadık bu konularla ilgili kavga bile ederdik. En son ki ilişkimde çocuk abimden nasıl korktuysa! Abim bir şeyler yaptı ve çocuk benden ayrıldı. Ailesiyle başka bir şehire taşınacağını o yüzden ayrılmamız gerektiğini söyleyip benim bir şey dememe izin dahi vermeden çekip gitmişti.

"Ruh hastası, buraya gelmeden önceki ilişkimde çocuğa artık ne yaptıysa benden ayrıldı." Dedim arkamı yaslanarak.

Zil çalınca ayağa kalktık ve sınıfa doğru çıkmaya başladık. Kızlara lavaboya gideceğimi söyledim ve hızlıca lavaboya gittim. Kabinden çıktıktan sonra ellerimi yıkayıp saçlarımı açıp tekrar topladım. Öğretmenler zili çaldığında sınıfa gidip yerime oturdum.

 

✨✨

 

Çantam omzumdan düşmek üzereydi. Sıkıca tuttum ve Can'ı beklemeye başladım. Annemlere okulla ilgili test kitabı almam gerektiğini o yüzden geç kalacağımı arayıp söylemiştim. Pantolonumun kirleneceğini umursamadan taşa oturdum ve telefonumla ilgilenmeye başladım. Arada kafamı kaldırıp etrafa bakıyordum. Ama Can'ın gelmediğini görünce tekrar telefonuma bakıyordum. Yanıma biri gelince gülümseyerek kafamı kaldırdım ama gülümsemem yüzümden silindi.

"Nasılsın prenses?" Dedi Umut, yüzüme sırıtarak bakıyordu.

"Senin ne işin var burada?"

"Hiiç, bir güzellik gördüm dedim bu güzelliği kimse kapmadan ben kapayım dedim." Dediğinde gözlerimi kapattım.

Sakin, sakin, sakin.

"Umut, git başımdan. Can gelecek kavga çıkmasın." Dedim umursamadı.

"Hadi ama prenses!" Dedi sızlanarak, "Alt tarafı seninle konuşmak istiyorum. Hem o kadar sana yardım ettim." Evet bu doğruydu astım krizim tuttuğumda yardım etmişti. Abimi benim için aramıştı. İlacı kullanmama yardımcı olmuştu.

"Tamam, ettin bende sana o gün için teşekkür ettim daha ne?!" Ayağa kalkmıştım, Umut tam bana bir adım atmıştı ki başka bir ses duyuldu.

"Uzak dur lan ondan!" Sesin geldiği yere doğru baktığımda Can'ın yaklaştığını gördüm. Hızlıca yanımıza gelip beni arkasına aldı.

"Ooo Can Bey de geldi!" Dedi Umut gülerek.

Bu neden hiçbir şeyi ciddiye almıyor lan?

"Umut, git! kavga çıkmasın." Dedim Can'ın arkasından. Can'a ciddi surat ifadesiyle baktı.

"Esra gibi bir kızı kandırmaya nasıl cesaret ediyorsun anlamış değilim, sen değilde ben olsaydım onun sevgilisi, inan bana onun mutlu etmek için neleri feda ederdim." Diyerek Can'ın arkasındaki bana baktı. Can kendisini zor tutuyordu. İleriye uzanıp elini tuttum. Bir elimle onun elini tutarken diğer elimle koluna sarıldım.

"Kim ne derse desin. Senin yanında mutlu olduğumu biliyorsun, lütfen onun dediklerine inanma." Diye fısıldadım.

"Umut, ben Esra'yı üzmüş olabilirim ama onu nasıl üzdüysem iki katı üzüldüm. Ve sen Esra'nın sevgilisi olamayacaksın. Hayalde olsa bunu unut!" Dedi Can donuk bir sesle.

"Umut, git artık!" Dedim Can'ın arkasından çıkarak.

Önce Can'a sonra bana baktı, "Senin için gidiyorum Esra. Sadece senin için." Dedi ve arkasına dönüp hızlıca bizden uzaklaştı.

"Ne diyor sana o!?" Diye sinirle bana döndü.

"Bir şey demedi, tam diyecekti sen geldin." Diye cevap verdim. Ellerini omzuma koyup beni kendine çekti ve sarıldı. Parmak uçlarıma yükselip boynuna doladım kollarımı.

"Tamam… Hadi gidelim. Hava soğuk daha fazla da üşüme." Dedi benden ayrılarak montumun fermuarını iyice çekti elini yanağına koydu.

"Buz gibi olmuşsun. Hadi gel." Deyip elimi tuttu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Kafede otururuz, zaman geçiririz olmaz mı?"

"Olur ama çok fazla vaktim yok."

"O zaman hızlı hareket edelim vaktimizi boşa geçirmeyelim." Dedi gülerek.

Kafeye geldiğimizde içeri geçip oturduk bir şeyler söyledik.

Zamanın nasıl hızlı geçtiğini anlamamıştım. Saat 18:00'e gelirken kafeden çıktık. Almam gereken test kitaplarını da almıştım. En azından onu aradan çıkarmıştım yavaş yavaş eve yürüyorduk. Bir süre sonra mahalleye geldiğimizde Can'ın elini bıraktım. Durup bana baktı.

"Mahalleye girdik. Abim görebilir..." dediğimde anlayışla başını salladı ve yanımda yürümeye başladı. Eve geldiğimde Can'a döndüm.

"Hadi gir içeri hava yeterince karardı zaten." Dedi gülümseyip el salladım ve evin kapısını çaldım. Kapı hızla açıldı, abim elinde telefonla açmıştı o görmeden Can'a dönüp yine el salladım.

"Girsene kızım, soğudu içerisi." Dedi abim telefonuna bakarken.

"Girdim işte." Deyip eşikten içeri girdim çantamı kenara bırakıp montumu çıkardım.

"Kimle mesajlaşıyorsun?" Dedim bir yandan telefonuna bakmaya çalışıyordum. Elini alnıma koyup itti.

"Sana ne canım kardeşim! Allah Allah!" Deyip telefonuna baka baka salonda gitti. Ben de odama geçtim.

Babam gelince akşam yemeği yedik odama geçip güzel bir duş aldım, saçımı kuruttuktan sonra uykum iyice açılmadan yatağıma girip gözlerimi kapattım ve uykunun kollarına bıraktım kendimi...

 

Bölüm sonuuuuu :D

Evettt bölümümüz daha bitti diğer bölümde görüşmek üzere.

Bölüm : 22.01.2025 09:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...