@yitenumutlar
|
Gözünün önüne kadar sokulan havluyla bakışları havluyu tutan ele kaydı. Kendisine sırıtarak bakan kızı görünce Mert korkuyla yerin de zıpladı.
"Tövbe bismillah!"
Adamın tepkisi ile Simay sırıtarak konuştu.
"Ho...ho..hoş geldiniz! Be... Ben Si...Simay!"
Mert karşısın da saçı başı bir birine girmiş, başaının üstüne deli bağlar gibi bağladığı yazma ile sırıtan kızla bir adım geri attı korkuyla. O kızın ön dişleri çürükmüydü o mu yanlış görüyordu? Kızın hala kendine sırıtarak baktığını görünce gülümsemeye çalışarak konuştu.
"Ho....hoş bulduk ben de Mert!"
Kız adamı kısa bir an süzdü onun şaşkın ve ürkek bakışlarına gülmemek için kendini zor tutuyordu. Yakışıklı adam dı vesselam. Bir doksanın üzerin de boyu, yapılı bir vücudu vardı. Esmer yanık tenin de mavi gözleri parlıyordu. Düşüncelerinin kaydığı noktayı fark ederek hızla kendini toparlayıp planına sadık kaldı. Mert'e doğru yanaşarak dirseği ile onun karnını dürttü.Adam kendine şaşkınca bakınca sırıtarak konuştu.
"Ço..ço..çok yakışık...lısın!"
Mert'in gözleri duyduğu sözle fal taşı gibi açılırken kız başındaki yazmanın ucuyla utanırmış gibi oynayarak konuştu tekrar.
"Be...Bekar mısın?"
"Be..bekarım!" Mert ağzından kaçan kelimeyle kızın gözlerinin parladığını görünce dışarı doğru adımlarını yönlendirerek korkuyla konuştu.
"De..Değilim! Evliyim! Hatta üç çocuğum var !" Kız da peşinden gelirken o koşarak kendini dışarı attı.
Zeki de işini bitirip çıkmıştı ki çarptığı şeyin sendelediğini fark edince hızla kollarını uzatıp tuttu. Gözlerinin kesiştiği manzara ile ağzından kaçan küfüre engel olamadı.
"Ha siktir!" Karşısında kendisini görebilmek için başını geriye doğru atan kızın belinden ellerini hızla çekerek bir adım geri kaçıp sözlerini geveledi.
"Özür dilerim! Görmedim sizi!" Kız gözlerini kırpıştırarak sırıttı.
"Önemli değil. Havlu getirmiştim size." Kızın gözlerindeki anormallik dikaktini çekerken yan tarafına doğru uzattığı havluyu alarak kıza baktı. Bu kızın görme problemi var dı galiba? Gerçi kız diyordu ama saçlarının rengi de bir tuhaftı. Beyaz ve sarı arasında bir renkti yaşlımıydı acaba?
Rana gözlerini karşısındaki adamın bedenin den güçlükle çekti. Neden bu adamın bu derece yakışıklı olduğunu söylememişler diki? Boylu poslu mankenlere taş çıkarır cinstendi. Sarışındı ve deniz mavisi gözleri, içinde bir yerlerin kıpırdanmasına neden olmuştu. Hele o çarptığı bedenin deki kasları...Kendine gelmeliydi abisi ve babası onu keserdi.
Adam titreyen elleri ile kızın elin deki havluyu alarak hızla yüzüne kapatınca Rana dudaklarından kaçan kıkırtıya engel olamadı. Adam havluyu yüzünden çekip kıza ne oldu bakışları atunca kız ellerini arkasında birleştirerek yerin de hafifçe salladndı.
"Güzelliğimin gözlerinizi kamaştırdığının farkındayım. Çünkü her gören aynı tepkiyi veriyor. Babam, erkeklerin verdiği bu tepkiye, güzelliğin göz kamaştırıcı olduğu için diyor."
Kızın sözleri ile adam yüzünü buruşturarak homurdandı.
"Şahine yavrusu kuzgun gelirmiş!" Kızın kendisine anlamayarak baktığını görünce zoraki bir sırıtmayla konuştu." Ya!Ya! Maşallah ay gibi parlıyorsunuz! Gözlerim kamaştı! Ben en iyisi kör olmadan bu güzelliğe fazla maruz kalmayım!" Havluyu kızın eline tutuştururken kız hızla elini kavrayarak derin bir iç çekince Zeki korkuyla kıza baktı.
"Bekar mısın!?" Kızın yan tarafa bakarak sorduğunu görünce kendilerine şok olmuş gibi bakan Aykut'u fark edip, onu işaret ederek cevap verdi.
"Ben değil ama o bekar! Üstelik evlenmeyi düşünüyor. Ben evliyim evli! Yeminle evliyim!"
Kızın elinden elini kurtararak hızla dışarı attı kendini. Kız da arkasından koştururken Aykut biraz önce karşılaştığı manzaranın garipliği ile yüzünü buruşturarak arkalarından bakarken gözünün önün de sallanan havluyu bakışlarını kapıdan çekmeden uzanıp aldı.
Elini, yüzünü kurulayıp havluyu verene teşekkür etmek için bakışlarını o yöne çevirince gördüğü yüz ile bedenini hızla geri çekince sırtına batan sert cisimle acıyla yüzünü buruşturdu. Büyük ihtimal duvarda olan bir şey sırtına batmıştı. Karşısındaki kız da üstüne doğru gelirken kaçacak yer aramak için ellerini iki yana açarak duvarları yokladı. Lanet olsun ki düz duvardan başka bir şey gelmiyordu eline. Karşısndaki kavanoz dipli gözlüklerinin ardından kendine sırıtarak bakan kızı korkuyla süzerken kız burnunun dibine girerek bağırdı.
"Hot deldinit!"
Bağırarak bir şeyler söyleyen kızı omuzlarından sertçe tutarak kendinden olabildiğince uzaklaştırıp yüzünü buruştuararak kendi kendine homurdandı.
"Tövbe Allahım!Tövbe! Bu...bu nedir yarabbim!? Üç harflileremi karıştım ben!? Dili dişi de anlaşılmıyor! Nece konuşuyor bu yaratık!? Hangi alem den rabbim!?"
Ayça karşısındaki adamın yüzünün aldığı şekille gülmemek için yanaklarının içini ısırdı. Bu şapşal çok mu tatlıydı yoksa ona mı öyle geliyor du? Kumral saçları yataktan yeni kalkmışcasına dağınık ken kahverengi gözleri bir çocuğun gözlerindeki muzip pırıltıları taşıyordu. Kendisi de uzun boylu olmasına rağmen adam ondan en az on santim uzundu. Vücuduna bakılırsa sporla uğraştığı belliydi. Bakışlarını adamın gözlerinin içine dikerek bağırdı.
"Meletler alminden!"
"Nereden!? Nereden!?"
Kız iki kolunu yana açıp kanat çırpar gibi yaparken, kendisine şaşkınca bakan adamın yüzüne doğru uzanıp sırıttı.
"Yaaa! Meletler aleminden itte! Benim dumutatık talbimi dörenler melet dibitin der hep."
Adam onu omuzların dan sertçe itekleyerek ellerini hemen geri çekip kıza tiksinerek baktı.
"Git kızım git! Uzak dur benden! Kim söylediyse kandırmış seni! Allahım şu hale bak!"
Ayça kavonoz dibi gözlüklerinin arkasından adama göz kırparak tekrar yanaşıp elini göğsüne koydu hızla.
"Detar mısın!?"
Aykut kızın elini üstünden bıkkınca ittirerek yüzünü buruşturdu.
"Ney!?"
Ayça elini dudağının kenarına koyarak bağırdı.
"Evlimitin!?"
"Lan ne bağırıyorsun kulağımın dibin de!? Değilim evli mevli!"
Kız sırıtak Aykut'a yaklaşıp göğsünü hafifçe çimdikleyerek yerinde sallandı. Aykut'un eli acıyan göğsüne giderken şaşkınca kıza baktı.
"Ne tetatüf ben de detarım!"
Sözlerini bitiren kız şen bir kahkaha atınca Aykut kızın niyetinden korkarak kenardan yavaş yavaş süzülüyorduki kız hızla koluna girerek onun ittirmelerini umursamadan dışarı çıktı.
Saruhan saçlarını düzelterek lavabodan çıkarken yanından yükselen erkeksi fakat tınısı bir kadına ait sesle yüzünü buruşturdu.
"Hoş geldin anam!"
Saruhan sesin geldiği yöne doğru başını çevirince karşısında gördüğü kişiyle şaşkınca işaret parmağını ile kendisini işaret ederek konuştu.
"Bana mı dediniz?" Kız adama doğru yaklaşarak elindeki havluyu omzuna sertçe çarpıp martı şeklinde ki kaşlarını çatarak homurdandı.
"Sana dedim tabi senden başka kim var burada kerkenez!"
Saruhan hayretler için de yanında dikilen kıza baktı bir süre. Bu kız ise dünya üzerin deki bunun diğer hem cinsleri huri melek gibi olsa gerekti. Kaşlar martı bıyıklar burmalık, lan tek tük sakalları bile vardı bunun! Kendi düşüncelerinden sıyrılarak kıza ters bir bakış attı.
"Hoş buldukta adam gibi konuşsana kızım sen! Kerkenez merkenez hayırdır!"
Burcu adamın yanağından bir makas alarak şen bir kahkaha attı.
"Vay anam vay! Ulan kızlar kovalasın seni be! Yemişim atarını!"
Elini giydiği kumaş pantolonun cebine atarak bir tesbih çıkarıp çevirdi. Bir iki adım adamın önün de dolanırken Saruhan kızı baştan aşağı süzdü. Üzerinde kendinden bir kaç beden büyük bir erkek gömleği altında kumaş pantolon,gömlek pantolonun içine özentisiz bir şekilde sıkıltırılmıştı. Arkasını dönmesi ile kalçaları gözüne çarptı. Kalçaları bir kadını anımsatmasa karşısındaki kıza kesinlikle erkek diyebilirdi. Gözüne çarpan beyaz çoraplarla yüzünü buruştururken kız elindeki tesbihi adamın alnına indirdi hafifçe.
"Kalite kontrolün bittimi!?"
Saruhan elini alnına götürerek hafifçe ovarken kaşlarını çatarak söylendi.
"Bitti! Kaporta çürük,göğüs çökük,dingil yamuk ama bak Allah için arka kasa sağlam!"
Burcu adamın sözleri ile elindeki tespihi sallayarak ona doğru sokulup, çenesi ve burnundan tutarak ağzını açıp baktı.
"Süt dişlerin gitmiş!"
Kızın ne yapmaya çalıştığını anlamayan Saruhan ellerini yüzünden ittirerek alaylı bir şekilde homurdandı.
"Normal değil mi sence de?" Kız onu umursamadan beline sarılıp kaldırma çabalarına girişince Aykut bedenini kızın kollarının tutuşundan hızla kurtararak korkuyla baktı. Bu kız onu taciz mi ediyordu? Ellerini kendini korumak için bedenine sararken, kız ciddi bir şekilde başını salladı.
"Kilonda iyi. İyi beslemişler."
Adam elini öfkeyle kıza doğru sallayarak homurdandı.
"Ne yapıyorsun sen lan!? Kurbanlık mı seçiyorsun!? Değişik!"
Kız yandan bir gülüş sergileyerek adama doğru yanaşıp başını eğerek göz kırptı.
"Eee koca da bir kurbanlıktır değil mi koçum!?"
Sözlerini bitirip Saruhan'ın kalçasını sıkınca, adamın gözlerinin yerinden fırlarcasına açılması ile sırıtıp geri çekildi. Tespihi bileğine geçirerek elini yumruk yapıp baş parmağını kaldırdı.
" Allah için senin kasa benim kinden de sağlam mış be! Hele o kasları nere de yaptın anam babam!"
Sözlerini bitiren kız bileğindeki tespihi eline alıp sallayarak Saruhan'a doğru yaklaşırken adam ellerini kaldırarak bağırdı.
"Olduğun yerde kal yaklaşma bana! Sapık mısın nesin be!? Ellemedik,yoklamadık yerimi bırakmadın lan! Koca da kurbanlık gibiymiş! Lan şu haline bak rüyam da görsem korkarım! Rüya yı bir kenara bırak senin le hayal bile kurmam be! Sakın yaklaşma bana!"
Burcu karşısındaki adamın tepkisinden memnun olurken üzgünmüş gibi başını salladı ağır ağır.
"Vay anasına yandığımın dünyası vay!"
Adamın üzerine doğru bir adım daha attı. Ela gözleri kendisinden gerçekten korkmuş gibi bakarken biraz önce düzeltmeye çalıştığı kumral saçlarından bir kaç tutam alnına dökülmüştü. Adam tam hayallerindeki gibiydi. Yalan yok Allah özene bezene yaratmıştı ama o bu tarz bir görücü usulü evlilik istemiyordu.Kendisini toparlayarak elindeki tespihi adamın yüzüne doğru salladı.
" Bizim de Fatmagül gibiydi hayallerimiz suçu yoktu amma anasını belleyen çok oldu!"
"Allah senin cezanı versin! O ne biçim bir söz lan!?"
Burcu karşısındaki adama muzipçe göz kırparak elini havada umursamazca salladı.
"Ehhh! Boş versene sen! De hele bekar mısın? Manitan ya da yavuklun var mı?"
Saruhan karşısındaki kızın özgüveni karşısında ağzından kaçan kıkırtıya engel olamadı.
"Yoksa ne yapacaksın?"
"Nikahıma alacağım lan! Ne yapacağım duvara asıp seyrine mi bakacağım!"
Saruhan başını sağa sola sallayarak sabır çekti.
"Ulan dön de bir aynaya bak be! Biraz daha zorlarsan birlikte kız tavlamaya çıkarız sen de o kaytan bıyıklarını burarsın artık!"
Burcu'yu arkasında bırakarak dışarıya doğru yöneldi.
"Kırkılma zamanı gelmiş koyun gibi orta da geziyor bana nikah basacakmış! Lan sen git cinsiyetini belirle önce!"
Saruhan'ın kemdi kendine söylenmeleri ile Burcu kahkahasını serbest bırakarak adamın arkasından çıktı.
Ortalık panayır yeri gibi olmuş dört erkek kızlardan kaçacak delik ararken Diğerleri ise eğlencenin tadını çıkarıyordu. Gelen gurupla ortalık biraz sakinleyip kızlar aniden ortadan kaybolurken masalar hazırlanmış yemekler servis edilmişti.
Kayra önüne konulan pilavın üstüne saplanmış tahta kaşıkla bakışlarını sahte bir kızgınlıkla karşısındaki kıza çevirdi.
"Simay bu ne demek oluyor şimdi?" Simay sırıtarak Mert'e bakıp içeri kaçınca masadakileri bir gülme aldı. Kayra'nın sert bakışları da sorgularcasına Mert'e dönünce o anlam veremeyerek baktı.
"Bu ne anlama geliyor biliyor musun kardeşim?". Mert dudaklarını bükerek omuzlarını silkti.
"Simay evlenmek istiyor!"
"İyi ya abi evlensin banane!"
"Sanane mi? Lan kız senin le evlenmek istiyor hıyar!" Mert hızla masadan kalktı.
"Ne! Saçmalama lan! Ne alaka!?" Diğerleri Mert'in haline gülerken Rana elin de bardak dolu tepsiyle yaklaşıp birden yere bıraktı.
Çıkan sesle herkes korkuyla o yöne dönerken Rana masaya doğru ilerleyerek elin deki Sağlam bardağı Zeki' nin önüne koyup sırıtarak içeriye doğru kaçtı.
Selçuk yanındaki adamı dürterek bakışları ile bardağı işaret etti.
"Aha! Senin ki de niyetini açıkladı! Hayırlı uğurlu oldun kardeşim." Zeki bir önün deki bardağa bir giden kıza bakarak korkuyla başını iki yana salladı.
"Olur mu abi öyle şey! ? Saçmalamayın Allah aşkına! Ben hayatta evlenmem o çakiyle!"
Arkadaşlarının başlarına gelenlerin korkusu ve ortamın karışıklığı ile Aykut oturduğu sandalye den yavaşça kalkarak kimseye çaktırmadan balkon korkuluklarına yönelmişti ki duyduğu sesle yüzünü butuşturdu.
"Milavvvv! Milavvvv!" Herkes çıkan değişik sesle ne olduğunu anlamaya çalışırken Aykut onlara sırıtarak homurdandı.
"Kedi dir kedi!" Balkon dan aşağı doğru bedenini sarkıtarak rast gele bağırdı.
"Pisttt! Pisttt!"
"Milavvv!"
Aykut ellerini öfkeyle yüzünde gezdirirken omzuna dokunan elle bakışlarını arkasına doğru çevirdi.
"Kedi değil kardeşim boşuna kovma! Bizim oraların eski bir adeti kızlar evlenmek istediğini belli etmek için dama çıkar, kedi gibi ses çıkarırmış!" Kerim karşısın daki adamın renginin atması ile kahkasını güçlükle bastırarak Aykut'un omzuna hafifçe vurdu.
"Geçmiş olsun kardeşim."
"Ya abi kamera şakasımı bu Allah aşkına ya!? Böyle saçmalık olur mu?"
Max araya girerek homurdandı.
"Benim başima gelenleri bir bilseniz neler oluyor neler. Hem Sare kendi gözleri ile görmüş kızları sıkıştırmışsınız lavabo çıkışın da."
"Kim uyduruyor bunları ya! Ben değil o kıl yumağı sıkıştırıp oramı buramı yokladı benim! Kurbanlık dana muamelesi yaptı."
Saruhan'ın sözlerini diğerleri de sözleri ile onaylarken Burcu'yu kapıdan çıkarken gören Saruhan eliyle onu işaret ederek sözlerine hırsla devam etti.
" Aha kendisi ! Sorun işte abicim ! Kim kimi taciz etmiş! Ya bi kere şu tipe bakın ya! Erkek mi kız mı belli değil!" Yüzünü tiksinircesine buruşturarak sözlerine devam etti. " Elin de tespih, bıyıklar kaytan, kaşlar martı, beyaz çorap ayağın da al bu sefer de ayakkabıların topuğuna basmış! Kamyon şöförü gibi salınıyor mübarek!"
"Ayakkabıların topuğuna mı basmış?"
Emir'in sorusu ile Saruhan başını sallayarak kızın ayaklarını işaret etti.
"Evet abiciğim!" Elini kaldırarak Burcu'nun ayaklarını işaret etti. "Bak işte!"
"Lan kız ayakkabının topuğuna basmış çünkü seninle evlenmek istediğini vurguluyor puşt!"
Saruhan oturduğu yerden fırlayarak Emir'e öfkeyle baktı.
"Sikerim böyle işi! Ne evlenmesi lan!? Zorlamı evleneceğim kardeşim istemiyorum!"
|
0% |