Yeni Üyelik
19.
Bölüm

B-S-M-19

@yitenumutlar

Bölğm şarkısı: İsmail Altunsaray- Yazın Yağar Kar Başıma

 

İşitilen silah sesinden sonra zaman durmuş gibiydi sanki. Evdeki silah sesiyle aynı anda dışarda başlayan yağmurun sesi ve gök gürültüsü ortamdaki sessizliği bölerken işittikleri çığlıkla iki kardeş bir birlerine korkuyla baktı.

 

"Keriiiimmm!"

 

Arya'nın çığlığı ile Kerim ve Dağhan aynı anda harekete geçerken Kerim ahşap merdivenleri kırarcasına kalbindeki korkuyla indi. Karşılaştığı manzara karşısında olduğu yerde çakılıp kalırken arkasından hızla inen kardeşinin dengesini kaybedip kendine çarpması ile yerinde sendeledi.

 

Arya tam kapıdan çıkacağı anda kayın validesi ile karşılaşmış ve kadının bakışlarındaki acı ve gözyaşlarına daha fazla dayanamayarak onun kollarına sığınmıştı.Bu kadının çok acılar çektiğini hissediyordu.Tıpkı kendi gibi yaralıydı ve yarım kalmış bir aşkın tükettiği bir bedendi kayınvalidesi. Onun gözlerindeki acı ilk geldiği günden beri yüreğine işlemişti genç kadının.Hele annesinden duyduğu kadının hikayesi ile yüreği parçalanmıştı onun çektikleri ve aşkı uğruna verdiği mücadelesi ile. Yapamamıştı belki de onlar kadar güçlü olamamıştı. Şimdi aynı yarım kalmışlıkla,karşısındaki kadının yüreğindeki gibi yarım kalmış bir aşkın acısıyla yavaşça geri çekildi sığındığı kollardan ve göz yaşları içinde karşısındaki kadının acı dolu harelerine bakarak tükenmişlikle fısıldadı.

 

"Hoşçakal anne!" Kadın Arya'nın yüzünü avuçları arasına alarak başını olumsuz anlamda sallarken bi taraftanda garip sesler çıkarıyordu. Eğer gelini giderse oğlu dayanamazdı.Seviyordu gelinini. Kerim yaptığı onca hataya rağmen seviyordu ve hatalarının bedeli olarakta Arya'yı azat ediyordu kendisinden. Ama ikiside bu ayrılığı kaldıramazdı biliyordu kadın.Biliyordu çünkü aynı şeyi seneler önce aşkı,sevdiği adam uğruna kendiside yapmış sırf ona zarar gelmesin diye sevdiği adamı o maphushanede yanlız başına bırakmıştı.Pişmandı hemde çok.Bu hatası yüzünden kaybetmişti belkide Cemal'ini ama şimdi olmazdı izin vermeyecekti! Aynı hatayı çocuklarının yapmasına seyirci kalıpta onları yaşarken öldürmeyecekti. Arya kadını daha fazla üzmemek için eline uzandı ve öperek geri çekilip kapıya doğru ilrrlemiştiki işittiği sesle donup kaldı.

 

"A...Arya...Gitme kızım!"Arya hızla arkasını dönerken kadın ona doğru ellerini uzatmıştı.Kız işittiği sesle üstündeki şoku atamazken kadın tekrar konuştu." Yapma! Kıymayın bir birinize!"Karşısındaki kadının konuşmasının şaşkınlığı ile Arya ellerini ağzına kapatarak göz yaşları ile baktı kadına." Yapma kızım bütün günahları Kerim'e yükleme o da sen gibi bi kurban! Hepsi o şerefsizin suçu ! Bizi mahfetti! Cemal'imi beni mahfetti! Çocuklarımı mahfetti! Sizi de mahfetmesine izin verme kızım!İzin verme o İhsan denen iblise!"Arya kayın validesinin sözleri ile ona şaşkınca baktı.Hala şoktaydı belkide.Ne söylendiğini ne anladığını idrak edemiyordu.Yıllardır suskunkuğunu koruyan kadının dili bir anda çözülmüş bir şeyler anlatıyordu.Arya şaşkınlıkla ve ne dediğinin bilincinde olmadan konuştu.

 

"Anne sen...Sen konuşuyorsun!" Kadın karşısındaki kıza acıyla gülümseyerek baktı.Konuşmuştu.Bitmişmiydi o lanet suskunluğu sahiden.Oysa yıllar önce Cemal'i kaybettiği gün bile çözülmemişti dili.Düşüncelerini bir kenara bırakarak tekrar konuştu.

 

"Gitme kızım yıkma yuvanızı! En azından beni bi kere dinle! Oğlumun ve senin hayatına mutsuzluğunuza sepep olanları size bunları yaşatan o adi ihsanın size yaptıklarını bide benden dinle."Kadın karşısındaki kızın çaresiz bakışları ile başını olumsuz anlamda sallayarak konuşmasını izledi.

 

"Bitti anne! Biz bittik ! Kerim hatalı evet beni bu oyuna alet ettiği için! Sevdamızı bu yolda harcadığı için.Belki bende hatalıyım eminim hatalarımda var!Ama onca acı,beni kandırması ,hayallerimi yıkması,beni başka bir adamın kollarına atmaya çalışması,beğimizi kaybetmemiz yaptığı onca hata hepsini anlamaya çalıştım,hepsini sineye çekerim çünkü sevdim çok sevdim!" Durup buğazına kadar gelen acı tatla yutkundu ve sözlerine devam etti."Ama kapanmayan bi yara var içimde bana sahip çıkan kimsesizliğimi hissettirmeyen canını benim için gözünü kırpmadan vere bilecek bi adama, babama ve aileme karşı beni bir piyon bir intikam aracı olarak kullanması,babamın adını karalamaya,onu bitirmeye çalışması kadar hiç bir şey beni yaralamadı! İşte bunu unutup sineye çekemiyorum! Çünkü o benim babamm! O benim yaslandığım tek dağ! Belkide yaşam sebebim! Ona ve aileme yapılanı yediremiyorum kendime!"Arya biten sözlerinin ardından burukça gülümseyerek akan göz yaşlarını sildi." Ama Kerim'i çok seviyorum! İçimdeki yarayı o açsada ben onu sevmekten hiç vazgeçmedim hep sevdim! Yine ve sonsuza kadar onu seveceğim! O sana emanet anne! Kalbimin diğer yarısı sana emanet!" Orta yaşlı kadın gelinin kararlı duruşundan ve vazgeçmeyişinden iyice panikleyerek aceleyle konuştu.

 

"Kızım!Benim oğlum böyle biri değil! O şerefsiz babana iftira attı! Bu iftira ile küçük bir çocukken her gün Kerim'in beynini yıkamaya başladı. Bana tecavüz etti!" Arya işittiği sözle donup kalırken kadın sözlerine devam etti."Üstelik diğer işlediği bütün günahları babanın üzerine yıktığı gibi ırz düşmanlığınıda Yunus'un üstüne atarak oğlumu zehirledi. Kerim'e bana Yunus'un tecavüz ettiği yalan...." Ahh...

 

"Seni sürtük! Demek o lanet dilin açıldı ha!"Arya kayın validesinin saçlarına yapışan adamla korkuyla yerinde sıçradı. Dün akşamki Melek hanımın tavırlarından ve imalı sözlerinden sonra bi terslik olduğunu anlayan İhsan şüpheyle kasasını konturol etmişti.Yerinde olmayan belgelerle ortalığı velveleye vermeden bütün gece her şeyi düşünmüş ve bi kaçış planı yapmıştı.Bir kaç gün ortadan kaybolacaktı.Buradan alacağı haberlere göre durumlar sandığı gibi değilse bir iş görüşmesinde olduğunu haber edip bir kaç gün sonra tekrar dönecekti. Fakat düşündüğü gibi işler ters gidiyorsa planının geri kalanını mecburen açığa çıkmış biri olarak devam ettirip hem bu aileyi hem Toralıları bitirecekti. Sabahın ilk ışıklarına kadar ince ayrıntısına kadar her şeyi düşünmüştü.Eline aldığı küçük valizle odasından çıktı ve uzun koridorda yürümeye başladı.İşittiği konuşmaları bir süre şaşkınca dinlerken yolun sonuna geldiğini anlamıştı.Suna hanım etkili olacağını sandığı o büyük sırrıda paylaşırken saç diplerinde hissettiği acıyla neye uğradığını şaşırdı.Kendisine pis pis sırıtan adamı görünce yüzüne tükürürcesine konuştu.

 

"Bırak beni pislik! İzin vermeyeceğim duydun mu beni oğlumun hayatını mahfetmene izin vermeyeceğim!"İhsan yüzünü butuşturarak kadını kendinden itekleyerek uzaklaştırdı ve belinden çıkardığı silahı Arya ya doğrultarak tiksinircesine konuştu.

 

"Öylemi! O aptal oğlunun hayatı şu an avuçlarımda! Bu sürtüğü şuracıkta öldürüp oğlunun aşkından ve pişnanlığından delirmesine sebep olabilirim!" Yüzünü buruşturarak tısladı." Tıpkı kardeşin ve sizin iş birliğiniz yüzünden,babamın Feride'nin aşkından,anamın babamla evlendiği için pişmalıktan kafayı yediği gibi!Ve mahfolan kardeşlerim ve benim hayatım gibi!" Kadınlar korkudan ne yapacağını bikemezken adam onların bu haline piskopat bir gülümseme ile sırıtarak tekrar konuştu." Aslında en iyi intikam! Bu kaltağı öldürsem hem Toralı ailesini hemde senin o beyinsiz oğlunu bitiririm.Oğlunun acısı hepinize yeter nede olsa bunun aşkından geberiyor it! Bu ölünce o da acısından geberir sizde o kıymetli Kerim'inizin üzüntüsünden geberirsiniz! Bende toptan kurtulurum hepinizden!" Adam delirmiş bakışlarını Arya'ya çevirip işaret parmağını tetiğe yerleştirirken Suna hanım ani bir harektle elindeki silaha uzandı.İkili kısa süreli bir boğuşma yaşarken Arya transa girmiş gibi olduğu yerden kıpırdıyamoyordu.Sonunda silahtan çıkan sesle oda girdiği transtan çıkarken ne olduğunu anlamaya çalıştı.İhsan,Suna hanımı kenara doğru sertçe itip kadının yere düşmesini sağlarken Arya kadının yaralı omzundan akan kanı görmesi ile korkuyla dudaklarından kocasının ismi bir çığlık olarak döküldü.

 

"Keriiiimmm!"

 

Kız girdiği şoktan sıyrılarak kayınvalidesine doğru bir hamle yapmıştıki İhsan Arya'yı kolundan tutup hızla kendine çekti ve göğsüne yasladığı kızın şakağına silahın namlusunu dayadı.Aynı anda bakışları merdivenlerden gelen gürültüye dönerken korku dolu bakışları Kerim'in gözleri ile buluştu.Yaşlar akan gözleri kocasının yüzünü silikleştirirken Kerim'in dudaklarından ismi korku dolu bir fısıltıyla döküldü.

 

"Arya!"Onlara doğru bir hamle yapmıştıki adam Arya'nın başındaki silahı kızın tenine biraz daha bastırarak bağırdı.

 

"Yaklaşma beynini dağıtırım!"

 

"Sakın! Sakın! Ona bir zarar vereyim deme şerefsiz!" Korkudan titreyen ellerini yumruk yaparak öfkeyle bağardı." Seni öldüreceğim! Bu evden ya senin leşin çıkacak! Ya benim!"Evet korkuyordu. Elleri titriyordu korkudan ama korkusu Arya'ya bir şey olacağı bir zarar göreceği içindi. Yan tarafındaki hareketlilikle bakışları o yöne döndü istemsizce.Babaannesi ve halası aynı anda gelip karşılaltıkları manzara ile birer çığlık koparırken Melek hanım hemen yaralı gelinine koşup durumuna baktı telaşla.Kerim ve Dağhan'ın bakışlarıda aynı anda annelerinin daha önce fark etmedikleri yaralı kolundan sızan kana kayınca Dağhan savurduğu küfürle merdiven trabzanından öfkeyle atlayıp adama doğru bir hamle yapmıştıki işittiği sesle olduğu yerde kaldı.

 

"Dağhan! Sakın annem!" İşittiği sesle gözleri dolarken başını hızla annesine çevirdi.Şaşkınlık ve buruk bir gülümseme ile annesine bakarken abisi ve ikisinin dudaklarından aynı kelime döküldü.

 

"Anne!" Kadın göz yaşları içinde oğullarına bakarak yavaşça Dağhan'a yaklaştı ve kolundan tuttup tekrar iki oğlunada bakarak panikle konuştu.

 

" Arya yı tehlikeye atacak bir şey yapmayın! Sakın!"Kerim'in bakışları tekrar karısını bulurken keskin ve kararlı bir ses tonuyla konuştu.

 

"Bırak onu! Onun hiç bir şeyle alakası yok! Sana bunu kaç defa söyleyeceğim! O Yunus Toralı'nın öz kızı bile değil! Senin saçma intikamınla alakası yok onun!" Kerim ne yapacağını bilmiyordu. Panikten aklına hiç bir şey gelmiyordu.Elleri ile yüzünü sıvazlayıp sakin olmaya çalışarak tekrar konuştu."Bırak onu! Beni al! Sana Yunus Toralı'yı da getiririm! İstersen ikimizi de öldür ama onu bırak! Onun bir suçu yok! Suçsuz yere yeterince acı çekti zaten!" Arya kocasının gözlerine inanamayarak baktı.Ne diyordu bu adam? Delirmiş miydi!? Onun canına karşılık nasıl babasının ve kendi canını öne sürerdi. Onlara bir şey olursa onun yaşayabileceğini mi düşünüyordu!?İçinde büyüyen öfkeyle dişlerinin arasından arkasındaki adama tısladı.

 

"Ne duruyorsun daha çeksene tetiği! Sen haklıydın! Ben ölürsem hepsi mahfolacak."

 

"Aryaaa!" Kocasının ismini acıyla haykırmasıyla gözlerini yumup umursamamaya çalışarak sözlerine devam etti."Ömürlerinin sonuna kadar senin gibi acı çekecekler.Oysa onları öldürünce ne geçecek eline!? Onlar senin çektiğin acının binde birini bile çekmeden sadece ölüp gidecekler! Beni öldür! " Kapalı gözlerinden yaşlar bir bi ri ardına süzlürken, içinden bu pisliğin kendisini öldürmesi için dua ediyordu.

Sevdikleri yaşasın başka bir şey istemiyordu.Bir kere daha kaybetmek istemiyordu.Bu hayattaki en değerli varlıklarından ikisini kaybetmeyi acılarını yaşamayı istemiyordu.

 

"Arya saçmalamayı kes artık!" Karısına doğru bir hamle daha yapmıştı ki İhsanın uyarısı ve iğrenç kahkahası ile olduğu yerde kaldı.

 

"Ahh! Gözlerim yaşardı.Bakışlarını Suna'ya çevirerek pis sırıtışını genişletip alayla sözlerine devam etti. "Sen bir oğlumuz olduğu halde bir gün bile kendini benim için feda etmedin! Değmezmiydim sence! Sana bir oğlan hediye ettim!"

 

"Laaan! Kes sesini şerefsiz oğlum deme bana orospu çocuğu!" Dağhan Arya'ya zarar gelmesin diye bu adama bir şey yapamadıkça hırsını trabzanlara yumruk atarak çıkartmaya çalışırken adam şaırmıştı. Demek oğlu gerçeği öğrenmişti. Sırıtışı yüzüne yayılırken annesi oğlunun kanayan ellerini tutarak öfkesinden kanlanan gözlerine şefkatle bakıp konuştu.

 

"O kötülüğü bana yapmış olsada o gün değiştiremediği tek şey vardı o da sensin! Senin baban Cemal! Bu pislik bana tecavüz ettiğinde ben zaten sana hamileydim!" Dağhan annesinin gözlerine umutla bakarak gerçeği ararken İhsan tekrar bağırdı.

 

"Yalan söylüyorsun! Dağhan benim oğlum!" Bakışlarını Dağhan'a çevirerek kendinden emin bir şekilde tekrar konuştu." Senin beni tercih edeceğinden korktuğu için yalan söylüyor!" Kerim adamın boş bir anını kollarken Arya'da bakışlarını kocasından bir saniye bile ayırmıyordu. Belkide son görüşüydü.O yüzden göz yaşları içinde doya doya izliyordu.Kerim eli kolu bağlı bir şey yapamadıkça iyice hırslanırken Dağhan'ın hareketlenmesi ile onun omuzlarından tutarak geri çekti.

 

"Annen doğru söylüyor oğlum! Babanın hapse girdiği gün annen zaten sana hamile olduğunu bize söylemiş akşamda babana söyleyecekti ama olmadı.Hatta doktora halanla birlikte gittiler o gün! Bu ırz düşmanı yalan söylüyor." Dağhan babannesinin sözleri ile alayla gülerek abisinin kollarında çırpınıp adama döndü yüzünü.

 

"Seni tercih etmek mi! Sen o kızı bir bırak seni kendi ellerimle öldüreceğim! Irz düşmanı köpek!" Karşısındaki adama tiksinerek bakarken adam öfkeyle silahı Arya'nın şakağına bir iki defa vurunca Kerim artık dayanamayacak noktaya gelmiş bir şekilde onlara doğru öfkeyle bağırdı.

 

"Seni geberteceğim it! Ölmek için yalvaracaksın!Çek o silahı karımın başından cesaretin varsa benim başıma daya lan!"

 

"Kerim yaklaşma! Yalvarırım yaklaşma!" Dağhan, abini tut öldürecek onu!" Arya kasıklarına saplanan ağrıyla daha fazla konuşamayıp acıyla kıvranırken, Dağhan,onun çaresizliği ile abisini tutmaya çalıştı. Arya kocasına dönen silahla korkuyla ne yapacağını şaşırmıştı. Sakin olmalıydı ama kasıklarındaki sancı ve içinde bulunduğu durum hiçte sakin kalmasına izin vermiyordu. Sonra birden aklına Mehmet amcasının kendilerini korumaları için öğrettiği bir kaç hareket geldi.Ama lanet olsun öğrendiği hiç bir hareket bu duruma uygun değildi.Birden aklına gelen hareketle gözleri parladı. Bunu öğreten Meyra idi ama başara bilirmiydi emin değildi.Dağhan ve kocasının boğuşmasını izlerken başının yanından kocasını hedef alan silahı kontrol edip bütün gücünü toplayarak adamın kasıklarına ters bir tekme geçirdi. Ani gelen hareketle adam sendelerken ağzından bir küfür firar etti.

 

"Seni sürtük! Seni geberteceğim !"Diyerek tekrar bir hamle yapmıştı ki Üzerine doğru gelen Dağhan la kapıyı açıp kendini dışarı attı.

 

Kerim , Arya'yanın zarar görmüş olacağının korkusu ile göğsünü delercesine atan kalbiyle karısına koşutu. Korkuyla dolan gözleri ile onu inceledi. İncelemesi bitince onu hızla kollarına çekerek yüzünün her yerine öpücükler kondurup korkuyla fısıldadı.

 

"İyi misin !? Bir yerine bir şey oldu mu!?"Karısının başını olumsuzca sallaması ile alnına bir öpücük kondurdu ve kollarına aldığı gibi aynı hızla bıraktı. Ölümü andıran bakışlarını ortamdakilerin üzerinde gezdirdi ve emir verir gibi konuşurken bir yandan da kapıya doğru koştu."Buradan dışarı çıkmayın !Ne olursa olsun asla çıkmayacaksın Arya!"Kadın kocasına doğru korkuyla bir hamle yaptıysa da başarılı olamadı.Çünkü Kerim bir anda gözden kaybolmuştu. Kocasının sözlerini dinlemeden kapıya doğru yönelirken Melek hanım yaralı gelinini odaya doğru çekiştirdi ve önüne gelen ilk koltuğa oturtup yorgun bakışlarını kızına çevirerek kendinden emin buz gibi bir sesle konuştu.

 

"Hemen ambulansı ara! Suna'nın yanındanda ayrılayım deme sakın!"

 

"Anne!" Aynur'un endişeli bakışları ile kadın bakışlarındaki soğuklukla tekrar konuştu.

 

"Bu gün her şey bitecek kızım! Çektiğin,çektiklerimiz o masum kızın çektikleri hepsi bitecek!" Elindeki bastonu bir kenara atarken yaşından beklenmedik bir duruş ve kendinden emin bir sesle devam etti sözlerine."Oğlumun yıllardır yerde olan kanını bh gün bu yılan soyunun kanıyla kendi ellerimle temizleyeceğim! Dünya bir pislikten kurtulacak!" Sözleri biten kadın bir kaç adım ilerisindeki dolaba hızla ilerleyip açtığı çekmeceden ölen oğlunun silahını alarak dolu gözlerle parnaklarını üstünde gezdirdi. Başını son kez gelini ve kızına çevirerek hızla odadan çıktı ve kendini açık kapıdan dışarı atarak yağan yağmurun altında ilerledi.

  

Dışarda yağan yağmuru hüzünle izleyen Meyra arkasından yaklaşan annesinin homurdanması ile hüzğnlü bakışlarını ona çevirerek burukça gülümsedi.

 

"Nerde kaldı bu Hayal! Hayır gidende geri gelmiyor ne oluyor anlamadım ki." Bakışlarını kolundaki siyah ince kordonlu saatine çevirince şaşkınlıkla bakakaldı." Derya,Hayal ile konuşacağını söyleyerek çıkalı yarjm saat olmuş!" Arkasını dönerek kendisine anlamsızca bakan arkadaşlarına bakarak tekrar konuştu." Nerede bu kızlar!?Birisinden haber yok! Diğeri onu aramak için çıkıyor ama oda kayıp!" Bakışları şüphe ile kısılırken homurdandı."Bu işin içinde bir iş var! Derya'nın eşyaları çantası buradayken nerwye kayboldu bu kız birden!" Elşyle Derya'nın eşyalarınj gösterirken diğerleride şüphelenmeye başlamıştı.

 

Rüya arkadaşının yanına gelerek elini omzuna koydu ve sakin olmaya çalışarak kapalı telefonun açma tuşuna basarak konuştu.

 

"Telaşlanma hemen.Şimdi Hayal'i arar nerede olduğunu öğrenirim.Merak etme Derya da buralarda dır,çocuklrla ilgikeniyordur." Deniz de telaşlanmıştı ama Azra'yı daha fazla germemek içşn Rüya ya destek çıktı.

 

"Birazdan gelir Hayal sen merak etme canım trafiğe takılmıştır.Rüya doğru söylüyor Derya da yan tarafta çocujların yanındadır." Meyra annesindeki gerginliğin iki katını yaşarken oda Hayal'in bir an önce gelip inanmadığı raporlara bir açıklık getirmesini bekliyordu. Bebeğinin genetik bir rahatsızlığının olabilme ihtimali onun elini kolunu bağlıyordu. Annesi Doğan'ın sagte nikahının videosunu izlettiğinden beri ne yapacağını bilemez bir hal almıştı tüm benliği.Evet Doğan suçsuzdu, çaresizlikten yapmıştı,belkş o an için onların hayatlarında doğru olan bir şeyi tapmıştı ama ona anlatmamış,ondan her şeyi saklamıştı.Onun hiç kimseden saklı gizli bir işi olmamıştı Doğan hayıtına girene kadar.Her şey açıktan olmalı sır olmamalıydı onun hayatında.Yapısı böyleydi.O yüzden yediremiyordu atamıyordu yüreğindeki kandırılmışlığı.Düşünceleri onu şu an için çıkamayacağı derinliklere çekerken Rüya teyzesinin sesiyle dikkatini ona verdi.

 

"Hayal neredesin kızım nerede kaldın!?" Telefon açılır açılmaz beklemeden sormuştu Rüya çğnkü bellş etmesede o da gerilmişti.Daha Meyra'yı ikna edemeden erkekler tarafından bir baskına uğrayıp her şeyi en başa sarmaktan Meyra ve Doğan'ın daha fazla ayrı kalıp üzülmesinden korkuyordu.Üstelik Meyra hamileyken ve bir babanın bebeğinin büyümesine tanıklık edeceği hakkı olan günleri görememesinden korkuyordu. Kızının konuşması ile dağılan düşücelerini hızla toparladı.

 

" Anne.Bi şey oldu."Kızının ses tınısındaki gariplikle Rüya'nın bakışları kısıldı ve duyacaklarının işleri tersine çevirmesinden korkarak sordu.

 

"Ne oldu Hayal!" Sesinin yüksek çıkmasını engelleyemeyen kadın bütğn bakışları üstünde hissederken aynj anda kapı açılmış Ayşe,Leyla ve Esha'da çocukarın yanında işleri bitince ayrılarak bulundukları odaya gelmişlerdi.

 

"Anne Arya kürtaj olmuş!"

 

"Neee!" Arkadaşları panikle Rüya ya yaklaşırken tekrar konuşan kadınla oldukları yerde kaldılar."Ne demek kürtaj olmuş Hayal!?"

 

"Anne bi sakin ol ne olur ya anladığınız gibi değil.Bebek karnında öldüğü için kürtaj olmuş! Ama işin ilginç yanı kimseye haber etmemiş Kerim de buna dahil." Rüya'nın kaşları işittikleri ile çatılırken kendisini sorgulayan bakışlardan gözlerini çekmeden kızının konuşmasını dinledi." Ben size ulaşamadım Derya oraya gidiyor ve işin kötü yanı Deniz teyzemin telefonhna Yunus amca bakınca her şeyi anladı ve eminim oda oraya gidiyor."

 

"Neee! Kızım sen böyle bi şeyi Yunus'a nasıl söylersin!? Nasıl dikkat etmezssin Hayal!" Kocasının isminin grçmesi ile Deniz başını ne oluyor dercesine sallarken Rüya dolan gözlerini kırpıştırarak elini beklemesini işaret ederek kaldırdı.

 

"Anne vallahi yanlışlıkla oldu. Yoksa söylermiyim hiç.Hem bende Arya'lara geçiyorum şimdi. Siz hiç merak etmeyin ben toparlarım ortalığı." Rüya kızının sözlerine gözlerini devirerek söylendi.

 

"Kapat şu telefonu! Gelşyoruz bizde. Şimdi Yunus'un be yapacağı belli olmaz." Deniz meraktan çatlar vaziyete gelirken kapanan telefonla herkes bakışlarını Rüya'ya çevirdi. Tüm bakışları üstünde hisseden kadın derin bir nefes alarak Hayal den öğrendiklerini anlattı.Deniz ve Ayşe gözyaşları içinde bir birine sarılırken Meyra herkesi arkasında bırakarak hızla kapıya doğru hareketlendi.Arya'yı böyle zor bir durumda yanlız bıraksmazdı. Onun dert orrağı kardeşi orada böyle bir tarifsiz acıyla yüzlrşirken kendisi burada saklanamazdı. Azra kızının bu davranışını bi an enfellemek istesede belkide böylesi daha hayırlı olur diyerek soğuk kanlılıkla ağlaşan arkadaşlarını kendilerine getirmeye çalıştı ve gitmeleri gereken sert bir uyarıda bulundu. Soğuk kanlıydı çünkü ortada herşeyi yanlış anlayan bir adet Yunus Toralı faktörü vardı.

 

Dağhan merdivenlerden hızla inen İhsan'a yetişerek kolundan kavrayıp kendisine çevirceği esnada alnına inen sert cisimle yerinde sendeledi. Sersemlerken başını iki yana sallayarak krndine gelmeye çalıştı.Eli alnından akan sıcak sıvıya giderken dudaklarının arasından kaçan küfüre engel olamadı.Tekrar adamın peşine doğru hamle yaparken İhsan'da hızla merdivenleri inip bahçeye adımını atmıştı ki önünde ani bir frenle duran arabayla neye uğradığını şaşırdı.

 

Kerim kardeşinin arkasından yetişmiş Dağhan'ın başındaki kanla dahada hırslanarak ani bir frenle duran arabanın önündeki adamın üzeeşne doğru hırsla atıldı ve kendilerine şaşkınca bakan kayınbabasının bakışları altında İhsan'ın suratına kafasını geçirerek kükredi.

 

"Geberteceğim seni lan it! Sen benim karıma nasıl silah çekersin şerefsiz!" Yunus arabanın içinde duydukları ile şok olurken kasılan bedeminden kanının tersine aktığına yemin edebilirdi. Ne oluyordu bu lanet evde!? Ne için gelmiş neler duyuyordu? Aklına gelen ayrıntıyla kan beynine sıçradı. Yoksa bu pislik yüzünden kızı zarar görüp bebeğini mi kaybetmişti. Beynini istila eden düşğncelerle gözleri ölüm rengine bulandı. Onun kızına Arya'sına gözünden sakjndığı,saçının telşne zarar gelecek diye sarıp sarmaladığı kendi aldığı nefes zarar vermesin diye kıyamadığı kızına bu namuzssuz zararmı vermişti. Üzerine geçen siyah bir cübbeyi hissetti. Tek fark vardı ki bu mesleğinin değil ölümü çağrıştıran siyah bir cübbeydi! Kızının zarar görmüş olmasının düşüncesi ile eli hızla aracın torpidosuna uzandı ve içerdeki soğuk metali kavradığı gibi kendini çevik bir hareketle arabanın dışına attı.

 

Kerim kendinş kaybetmişçesine yakasından tuttuğu adama doğru bir hamle yapacakken kayın babasının ölüm soğuğundaki sesi ile ürpersiğini hissetti.

 

"Neler oluyor burada Kerim!? Aryam nerede!? Kızım nerede!?" Kerim elinin altındaki adama bir yumruk daha geçirerek tiksinircesine itti ve kayın babasına odakladı en az onun kadar soğuk olan bakışlarını. Dağhan da abaisinin arkasındaki yerini alırken Yunus'un gözleri genç adamın alnındaki kanı görünce bir kez daha emin oldu ki bu evde hiç iyi şeyler olmamıştı.İhsan ortamdaki dönen gerginliği fırsat bularak yere dülen silahına doğru yavaşça uzanırken Yunus, tüm bedenini esir alan öfkeyle tekrar kükredi damadına.

 

" Kızım nerede Kerim!? Sana emanet ettiğim tırnağına zarar gelmesin dediğim kızım nerede!?" Kerim tam ağzını açmış kayın babasına cevap vereceği sırada İhsan iğrenç bir kahkaha atarak konuştu.

 

"Senin o sürtük kızını da,seni de, damadın olacak bu puştunda sonu geldi! Sülalenizi öldürüp bu lanet eve gömeceğim!" Yunus'un kaşları işittikleri ile çatılırken çenenesi öfkesini belli edercesine namız gibi atıyordu.

 

"Babaa!" Bakışları hızla kızının sesinin geldiği yana dönerken Yunus'un gözlerindeki soğukluk yerini tarifsiz bir sevgi ve şefkate bırakmış dudaklarındanda aynı anda rahatlamayla kızının adı dökülmüştü.

 

"Aryam."

 

"Sana oradan çıkmamanı söylemiştim Arya! Hemen içeri giriyorsun!Neden beni bi kere olsun dinlemiyordun neden!?" Kerim ellerini hırsla saçlarından geçirirken İhsanın iğrenç sesi tekrar yankılandı.

 

" Bence girmesin sonuçta ben vicdanlı bir insanım bir birinizi doya doya seyredin şu son dakikalarda." Elindeki silahı Yunus'a çevirerek sözlerine devam etti. " Döylr bskalım gelin hanım önce aşkını bile hiçe sayacak kadar çok sevdiğin babanın mı yoksa aşkın için bu silahın ucuna başını dayayıp ölümü bile göze aldığın kocanın canınımı alayım gözlerinin önünde ha!" Arya ellerini kulaklarına bastıratak bağırdı.

 

"Yeterrrr!" Bu yaşadığı her şeyin bir kabus olmasını diledi.Uyanmayı ve o markette Kerim'i ilk bördüğü andan her şeye yeniden başlaya bilmeyi diledi.Belki daha farklı ,sırlar acılar olmadan bir birine aşık iki mutlu genç! Yada hep babasının o güvenle saran kollarındaki zamanlarına uyana bilmeyi diledi.Ama biliyordu ki her şey gerçekti.Hissettiği acıda bunun en büyük kanıtıydı.Başını iki yana sallayarak tekrar bağırdı.

 

"Yeterr! Yalvarırım yeter! Bırak onları! Benim canımı al!" Sesi sonlara foğru güçsüzleşirken bacaklstından çekilrn güçle ıslak ve soğuk zemine kendisini sertçe bıraktı." Kerim ve Yunus'un dudaklarından aynı anda dökülen sözlerle Arya gözyaşları arasında hıçkırıklara boğuldu.

 

"Aryaaa!"

 

"Kızımm!"

 

Dağhan Arya'ya doğru yağan yağmurdan kayganlaşan zeminde güçlükle ilerlerkrn Arya ellerini sert zemine var gücüyle vuruyordu. Yine bir sinit krizi geçirğini anladığı karısına acıyla baktı. Onu bu hale kendi elleriyle getirmişti. Sevdiği kadının bir çiçek gibi gözünün önünde solup gidişini izlerken beynine hücum eden öfkeyle ihsana doğru dönmüştüki onun kızının yanına gitmek için arkasını dönen adamı hedef aldığını fark ederek hızla ateşlenen silahın önüne kendini atarken tüm gücüyle bağırdı.

 

"Baba dikkat ettt!" Aynı anda ateş alan üç silah ve aynı anda yere yığılan iki beden. Bir intikam yeminiyle başlayan aşk belkide hiç bir zaman Arya'nın imrendiği o sevda masallarından biri olamasada o hiç hoşlanmadığı sevmediği o masallardan birinin baş karakteri olmuştu.

 

Onun aşkı bir intikam masalıyla başlamıştı...

 

Yitenumutlar...

 

 

Loading...
0%