@yitenumutlar
|
Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu - Keskin Bıçak
Arabasını yol kenarına park eden kız telefondaki kişininin endişeli haline gülümseyerek yanındaki arkadaşlarına göz kırptı.
"Babacığım ilk defa mı geliyorum sanki?Hem yanlız değilim ki kızlar var yanımda." Adam, oturduğu koltuktan kendisine ters bakışlar atan karısına gözlerini devirerek tekrar telefondaki sese odaklandı.
"Arya, Meyra'yı verir misin telefona kızım?" Arya çatılan kaşları ile babasını onaylayıp telefonu Meyra'ya uzattı. Telefonu alan kız kulağına götürerek karşıdaki adama cevap verdi.
"Efendim Yunus Amca." Karısının bakışlarının üzerinde yarattığı baskıya dayanamayarak yerinden kalkıp balkona geçti ve konuşmaya devam etti Yunus.
"Meyra'cığım o deliler sana emanet kızım. Eğer yanlarına erkek sinek bile yaklaşacak olur..." Meyra kıkırdayarak Yunus'un sözlerini yarıda kesmesine neden oldu.
"Sen hiç merak etme Yunus Amca iki kaşının çatından yer kurşunu!" Meyra'nın sözleri ile kızların gözleri irileşirken Yunus ufak bir kahkaha atarak karşısındaki kıza cevap verdi.
"Afferin sana Meyra! İyi ki o dallama babanın yolundan gitmişsin. Kızların başında sen olunca gözümüz arkada kalmıyor. Ama bir şeyi de söylemeden edemeyeceğim. " Yunus yüzünü buruşturarak derin bir iç çekti. " Annen ve babanın bütün özelliklerinin sende toplanması da kötü oldu tabi. O yüzden seni alacak adama acıyorum be kızım." Meyra homurdanarak telefonu kapayıp arkadaşına uzatırken bir taraftanda söyleniyordu.
"Ya bunların benim babamla ne alıp veremediği var! Ayrıca Yunus Amcam şimdi beni övdü mü,sövdü mü bilemedim."Meyra'nın sözleri ile kızlar omuz silkip gülüşürken o hala düşünüyordu. Onun yumuşak kalpli babası ne yapmış ola bilirdiki bu beş yaşlı kurda acaba da her fırsatta laf sokuyorlardı.
Meyra, Mehmet ve Azra'nın üçüz kızlarından birisiydi. Anne ve babasının bütün özelliklerini alan mesleki tercihini babası gibi Polis olmaltan yana kullanan Yaman ailesinin sivri uçları olan bir üyesiydi.
Arkadan çalan korna sesi ile Meyra yüzünü buruşturarak bakarken diğerleri kıkırdayarak baktı. Bileklerine kadar renga renk bilezikler,şekilli kınalar la Zeynep camdan elini çıkararak salladı.
"Arya biz devam edelim istersen siz alış verişi yapınca gelin. Hem sobayı da yakarız ev ısınmış olur." Arya'nın başını sallaması ile öndeki araçta oturan kızlar da indi ve diğer araca geçti. Zeynep kornaya basarak yola devam ederken Arya ve Meyra'da markete doğru ilerlerken, Meyra'nın buruşan yüzünü gören arkadaşı merakla sordu.
"Ne oldu Meyra?"Market arabasını alan kız arabayı şarküteri reonuna sürererek cevap verdi.
"Sizin yayla evlerinin sigortası varmıydı Arya?" Arkadaşının sorusu ile Arya'nın kaşları düşünceli bir şekilde çatılırken, o sözlerine devam etti. " Varsa iyi olur yani. Yoksa Zeynep'in sobayı yakma fikri pek cazip gelmedi bana. O ne anlar soba yakmaktan. Koca yaylayı kül etmese bari." Arya arkadaşının sözleri ile kahkahayı basarken Meyra'da arabayla köşeyi dönüyordu. Birden çıkan gürültü ve aniden sendeleyen kızın, koluna yapışan elle dudaklarından bir küfür döküldü.
Yüzünü buruşturarak kendisine bakan adama öfkeyle çemkirdi. "Üstüme çıksaydın bari Ayı!" Adam tuttuğu kolu bırakarak kızın bir zarar görüp,görmediğini kontrol ederken onun avazı çıktığı kadar bağırdığını işitince önemli bir şeyi olmadığını anlaması uzun sürmemişti. Kızın sözleri ile adamın yeşil gözleri muzipçe parlarken alayla konuştu.
"Ben altta olmayı tercih ederim! Üstelik senin gibi erkek Fatmalar da ilgi alanıma girmiyor." Arya adamın sarf ettiği sözler ve kaba hareketine karşı arkadaşının koluna dokunarak geri çekmeye çalıştı.
"Meyra bulaşma canım. Gel hadi biz alışverişimize devam edelim." Kolunu arkadaşının elinden kurtaran kız büyük bir adımla küstahça gülen adamın karşısına dikildi ve meydan okuyan iri gözlerini bakışlarına dikti.
"Bana bak sallama çay! Senin altta veya üste olman bir şey ifade etmez,ilgi alanlarındaki kadınlara bakılacak olursa seni bayağı pohpohlamışlar." Gözlerine yerleştirdiği alaylı ifade ile adamın iri vücudunu süzdü ve yüzündeki sinsi sırıtışla sözlerine devam etti.
" Şahsen ben senin gibi çaylakları yatağıma almıyorum. O yüzden senin de altta veya üstte olman beni ilgilendirmiyor. " Göz kırparak tek kaşını alayla kaldırdı."Tercih meselesi anlarsın ya." Kızın kendi sözlerine aynı şekilde verdiği karşılıkla adamın yüzü öfkeyle kasılırken Arya'nın da ağzı o şeklini almıştı. Ne diyordu bu manyak? başına bela alacaktı haberi yoktu. Hele bu söylediklerini Mehmet Amca'sı bir duyarsa hepsini liğme,liğme eder polis köpeklerinin önüne atardı. Korkuyla dudağının alt köşesini ısırırken Meyra ile tartışan adamın arkasında başka bir adam daha belirdi. Laciverte çalan gözleri kendi gözlerini bulunca Arya hızla bakışlarını kaçırırken bu sırada Meyra'nın yanında dikilen adam kızın üzerine doğru eğilerek kulağına fısıldadı.
"Seni yatağına alanın erkekliğinden şüphe ederim. Galiba cinsel tercihleri farklı. Erkek gibi bir kızı tercih etmelerine bakılırsa,senin tercihlerinde bariz bir şekilde ortada." Adam dişlerinin arasından öfkeyle tıslarken Meyra'da aldığı karşılıkla içinin öfkeyle dolduğunu hissetse de bozuntuya vermeden adamın kulağına doğru yaklaşıp sıcak nefesini üfledi ve şuh bir ses tonuyla cevap verdi.
"Nasıl bir ,zevk verdiğimi görmek istermisin?" Adam kızın nefesini kulağında hissedince vücuduna yayılmaya başlayan sıcaklıkla geri çekildi ve Meyra'yı baştan aşağı süzdü. Bir mankeni kıskandıracak vücut ölçüleri vardı. Beyaz tişörtünün üzerine giydiği deri ceketi ve altına giydiği siyah dar pantolonu ile vücut hatları daha çok meydana çıkmıştı. Siyah bağcıklı botları,tepesinde topladığı kahverengi saçları ile ufak tefek bir kızdı. Göğsüne ancak yetişen kızın iri gözlerine bakarak çapkınca sırıtarak tek kaşını kaldırdı ve tekrar alayla konuştu.
"Kendine o kadar güveniyorsun demek erkek Fatma!" Meyra dudağının alt köşesini ısırarak işaret parmağı ile yaklaş işareti yaptı. Eğilen adamın kulağına doğru uzanarak tekrar konuştu.
"Seni zirveye çıkaracağımdan emin olabilirsin!" Sözleri biter bitmez adamın kasıklarına tekmesini geçirdi ve iki büklüm olan adamın sırtına dirseğini de geçirerek yerde acıyla kıvranmasına sebep oldu. Daha sonra başına eğilip üzgünmüş gibi bir ifade takındı.
"Ama acının zirvesine çıkartacağım demek istemiştim." Öfkeyle tekrar doğrularak sıktığı dişlerinin arasından tısladı. " Seks manyağı egoist pislik!"
Arya şok olmuş bir şekilde ikliye bakarken yerde yatan adamın arkadaşı da yüzündeki tuhaf ifade ile arkadaşına seslendi.
"Doğan! İyi misin kardeşim?" Adamın sesinden gülmemek için kendini tuttuğu belli olurken lacivert bakışları tekrar Arya'nın kilerle kesişti. Kızın gözlerindeki endişeli bakışlara takılı kalan adam diğer kızın sesiyle kendine geldi.
"Heyy! Sende çek o tuhaf gözlerini arkadaşımın üzerinden yoksa yerdeki gerzek ten farkın kalmaz." Meyra arkadaşının kolundan sürükleyerek başka reyona geçerken Doğan da arkadaşının yardımıyla söylenerek doğruldu.
"Ulan deli! Ben sana bunun hesabını sormaz mıyım? Erkek Fatma! Allah bunu ne diye yaratmış anlamadım ki? Kız desen kız değil,erkek desen erkek değil." Arkadaşının kıkırdaması ile ters bakışlarını ona çevirerek kükredi. " Gülme Kerim! Yemin ederim dudaklarından bir kıkırtı bile kaçsa, döndüğümüzde seni üç gün nezarete atarım." Arkadaşının teslim olur gibi ellerini kaldırması ile bakışlarını giden kıza çevirerek arkasından homurdandı.
"Gudubet!"
Meyra'nın söylenmeleri ile alışverişi bitiren ikili arabaya binerek tekrar yola koyulurken ilerleyen araç pazarın yanından geçerken Meyra arkadaşına dönerek konuştu.
"Arya." Kendisine dönen bakışlarla dudaklarını yalayan kız başıyla yolun kenarındaki pazarı göstererek sözlerine devam etti. "Akşama balık mı yapsak?" Arkadaşının isteğini başını sallayarak onaylayan Arya arabayı parketmesini söyleyerek arka koltuktaki çantasına uzandı. Duran araçtan inen ikili pazara doğru giderken Arya bakışlarını etrafında gezdirdi.
"İdris Amca buralardadır. Onu bulalım ondan alırız balıkları." Meyra başını sallayarak arkadaşını onaylarken biraz dolaştıktan sonra gördüğü adamla gözleri parlayan kız arkadaşını da dürterek o yöne doğru ilerledi.
"Baba bu gün o kitabı almam lazım." Karşısındaki oğluna üzgünce bakan adam çaresizce konuştu.
"Oğlum siftah bile yapamadık bu gün. Hem ne deyim ki şimdi sana." Arya ve Meyra ikilinin konuşmalarını üzgünce dinlerken Meyra cebindeki cüzdanı çıkararak açtı. Arkadaşının ne yapmaya çalıştığını anlayan Arya eline uzanarak hızla indirdi.
"Ne yapıyorsun sen? Vurdurtacak mısın bizi? İdris Amca böyle bir şeyi kabul etmez." Meyra gözlerini kırpıştırarak çocuğu işaret etti.
"Ama ihtiyacı var Arya." Arkadaşının sözleri ile omuzlarını silken kız aklına gelen fikirle gülümseyerek baba oğula doğru ilerledi. İdris Amca'yla hoş beş eden kızlar biraz önceki duyduklarını anlatıp yardım teklif edince adamın kaşları hızla çatıldı.
"Para falan demeyin bana vururum sizi." Arya orta yaşlı adamın balıklarına göz atarak bakışlarını kıstı ve cevap verdi.
"Yok be İdris Amca bizimde paramız kalmadı. Ama canımızda balık çekiyor."Arya'nın sözleri ile adamın kaşları biraz daha çatılırken balık tezgahını işaret ederek söylendi.
"Ayıp ettin Arya! Seç Beğen hangisinden istiyorsan. Senden para alacak değiliz ya." Arya'da tıpkı orta yaşlı adam gibi kaşlarını çatarak cevap verdi.
"Sen para deyince bizi vur,biz bedavadan balık alalım. Olmaz öyle şey." Bakışlarını Meyra'ya çevirerek göz kırptı ve tekrar adama dönerek sözlerine devam etti. " Biz sana balıkları satmanda yardım edeceğiz,sende bunun karşılığında bize balık vereceksin." Orta yaşlı adam gözlerini kısıp bıyıklarını burarak düşünmeye başladı. O sırada Meyra arkadaşına yaklaşarak homurdandı.
"Kızım deli misin? Biz ne anlarız balık satmaktan." Arya somurtan arkadaşının kulağına doğru eğilerek fısıldadı. " Milleti eğlendirerek dikkatini buraya çekeceğiz." Geri çekilip Meyra'nın yüzüne baktı gülümseyerek. Arkadaşının anlamadığını görünce tekrar konuştu. " Türkan Şoray'ı hatırla. Kara Gözlüm,Kadir İnanır,Şopeen!" Meyra deli misin der gibi arkadaşına bakarak homurdandı.
"Manyak mısın kızım sen? Ben ne bilirim Şopen'i Kara Gözlüm'ü?" Arkadaşının sözlerine gözlerini deviren kıza, orta yaşlı adam gülümseyerek seslendi.
"Uşaklar tamamdır. Eğer satarsanız balıkları alırsınız nevaleyi." İkili başını sallayarak tezgaha yaklaştı. Adam önlüğünü çıkararak Arya'ya uzatırken şapkasını da Meyra'ya takarak tezgahı işaret edip geri çekildi. Meyra ters bakışlarını arkadaşına çevirip ne yapacağını bilemeyerek etrafına bakarken diğer satıcılara bakarak yüzünü buruşturdu. Nasıl yapacaktıki? Her şey bu Arya'nın suçuydu. Ama balık isteyende kendisiydi. Çaresizce hafifçe öksürüp boğazını temizleyerek bağırmaya başladı.
"Gel!Hemşerim Gel! Halis muğlis Karadeniz balığı bunlar."Arkadaşının avazı çıktığı kadar bağırarak söylediği sözlerle Arya yüzünü buruşturdu. Bu durum karşısında gülsemi ağlasamı bilemezken Meyra'ya bakarak dürttü.
"Ne yapıyorsun be? Karadeniz de başka memleketin balığı satılacak değil herhalde." Sinirleri bozulan kız gözlerini devirerek başındaki şapkayı çıkarıp Arya'nın başına geçirerek homurdandı.
"Al! Sen satta görelim o zaman balıkçı güzeli." Başına takılan şapkayı düzelten kız tezgahın arkasından çıkarak meydanda durdu. İlerideki ikili şaşkınca kızları izlerken Arya boğazını temizleyerek şarkı söylemeye başladı.
Ey kız balık mı aldın da yoksa kocamı aldın
Eliyle Meyra'yı gösterdi. Meyra kıkırdarken bir den yanında biten adamla gözleri şaşkınlıkla açılmış, o ise sırıtırak Arya'yı işaret ederek konuşmuştu.
Ey kız balık mı aldın da yoksa kocamı aldın
"Arkadaşın sana sesleniyor! Demek ki ilgi alanındaki erkekler balık gibi akıl yoksunu olanlar." Adamın sözleri ile gözlerini deviren kız bakışlarını tekrar arkadaşına çevirdi.
Kör miydi gözlerin oh oh mini kız onu gecemi aldın onu gecemi aldın.
"Bence şarkının sözleri karıştı. Kör müydü gözlerin Of! Of! be oğlum bu erkek Fatma'yı nasıl koynuna aldın. Diye seninkilere gönderme yapması lazımdı. Meyra sinirle tezgahtaki bıçağı kaparak yanında dikilen adama dönüp çemkirdi.
"Defol git! O kılçıklarını temizlettirme bana! Ahtopot kılıklı herif!" Doğan alayla sırıtarak kızın bıçağı tutan eline uzandı ve konuştu.
"Yerinde olsam denemezdim. Çünkü karşında bir polis memuru var." Cebinden çıkarttığı kimliği gösteren adam tekrar yerine koyarken karşısındaki kızın kahkaları ile yüzünü buruşturdu. Meyra elindeki bıçağın tersi ile adamın göğsüne vururken öfkeli bakışlarını adamın alaylı gözlerine çevirdi.
"İstersen İngiliz prensi ol kaç yazar lan kerkenez! Şimdi uza!" İri gözlerini arkadaşına çevirirken tezgaha bıçağı attı ve arkadaşını izlemeye koyuldu.
Kalkan balığına bakın usta keseri gibi Arkası kamburlaştı oh oh mini kız eşek semeri gibi
Kerim şarkı söyleyen kızın ne yaptığına anlam veremeyerek bakarken kız aniden dönünce bir kez daha göz,göze geldiler. Kız bakışlarını hemen kaçırarak önünden geçen yaşlı adamın koluna girdi ve tezgaha doğru götürdü. Film deki sahneyi hatırlaması ile adamın yüzünde tebessüm oluşurken kendi,kendine fısıldadı.
"Kimsin sen balıkçı güzeli!"
Balıklarım tazedir da alıp yiyip doysana bir kilodan n'olur oh oh bey amca 3-5 kilo alsana
Arya'nın yaptığı gösteri ile balıkçı tezgahı kalabalık laşırken Doğan'da ikinci kez aldığı sert tepki ile Kerim'in yanına homurdanarak geldi.
"Ulan bende bu kızı arkamda pervane etmezsem banada Flinta Doğan demesinler." Arkadaşının sözleri ile kızdaki bakışlarını çeken Kerim,Doğan'a dönerek işaret parmağını kaldırıp göğsünden dürttü.
"Her kıza bodostlama dalınmaz Filinta Doğan! Bir gün sert bir kayaya toslarsın köpek gibi süründürür." Doğan omuz silkip elini pantolonunun cebine koyarak ileri de balıklarla uğraşan kızı öfkeyle süzerek konuştu.
"Sürünmek aşka inanan aptalların işi. Sen ve ben hedefimize yürür ve alırız. Bizi sertliği yumuşaklığı bağlamaz." Kerim'in gözleri de şarkı söyleyen kızın üzerindeyken derin bir nefes alarak Doğan'ın yeşil gözlerine çevirdi bakışlarını ve sözlerine karşılık verdi.
"Aşk aptalların uydurduğu bir masaldır. Ama bizim gibiler Destanları yazanlardır Doğan ." Mavi gözleri Laciverte dönerken tekrar şarkı söyleyen kıza çevirdi bakışlarını.
Lüferlerimi yiyen su içer kana kana ben satıyorum diye oh oh teyzecim ne kızıyorsun bana
Hamsi kurban o göze ne bakarsın denize atarlar sana olta oh oh güzel kız alırlar seni yüze
Arya'nın son sözleri ile iki erkekte bir birine baktı.
"Sen mi alırsın ben mi alayım? "Doğan'ın sorusu ile Kerim şarkı söyleyen kızın yanından geçerek İdris Amca'ya selam verdi ve kısa bir muhabbetten sonra siparişlerini alarak oradan uzaklaştılar.
Kızlarda boşalan balık tezgahı ile kendi balıklarını da alarak İdris Amca'yla vedalaşarak yola koyuldu. Uzun bir yolculuğun ardından evin önüne aracı parkeden Meyra hızla araçtan inip eğilerek yeri öptü ve tekrar doğruldu.
"Şükürler olsun ev hâlâ yerinde. Yangın falan çıkmamış." Arya onun bu haline başını sallayarak kıkırdarken bagajı açıp poştleri aldı ve kalanları alması içinde Meyra'ya bıraktı.
Eve doğru çıkan kız kapıyı ayak ucuyla tıklatıp beklemeye başladı. Meyra'da yanına geldiğinde açılmayan kapıyla birbirlerine baktılar. Meyra ayağını kaldırarak kapıyı tekmelerken bir taraftanda bağırıyordu.
"Kızım açsanıza şu kapıyı!" Bir iki dakika sonra açılan kapıyla Arya'ya ters bakışlarını atan kız söylenerek içeri girdi.
"Lady okulunun kapısını çalmıyorsun Arya. Kibarlığın lüzumu yok. Kop gel zincirlerinden hunharca vur kapıya. Ancak öyle duyar bu zilliler." Sahra üçüzünün sözleri ile gözlerini devirerek Arya'nın elindeki poşetlere yardım ederken bir yanda da üçüzünün haline söyleniyordu.
"Herkes sen gibi kaba saba değil! Erkekleri bile sollar senin şu tavırların." Meyra elindeki poşetleri mutfak tezgahına bırakırken kıvırtarak gelen kardeşine yüzünü buruşturarak baktı.
"Ne yapayım yani? Toynağına çivi batmış arap atı gibi kıvırtayım mı?" Ellerini iki yana açarak kalçalarını sallayıp salına salına yürürken tekrar konuştu. "Senin şu yürüyüşünün benim gözümde ondan bir farkı yok çünkü." Ayağının halıya takılması ile sendeleyen kız diğerlerinin gülüşlerine aldırmadan öfkeyle bağırdı.
"Fingirdemeyin be! Yemek size ait ona göre. Ben biraz dinleneceğim." Arka odaya doğru ilerleyen kız salondan çıkınca koridorda durup vücudunu süzdü. Neden herkes aynı şeyi söylüyordu? Bu gün marketteki o kıtlama da, benzer şeyler söylemişti. Çok mu erkeksi bir duruşu vardı? Sert mi gözüküyordu dışardan bakınca? Ya da çok mu çirkindi? Tekrar Sahra gibi yürümeyi denedi fakat bu defa da ayakları bir birine dolaşmıştı. İçinden bir küfür ederek odaya girip kapıyı sertçe çarptı.
Gözlüklerini düzelten Sare üzgünce Sahra'ya baktı ve konuştu.
"Neden üstüne gidiyorsun bu kadar. Herkes senin gibi kadınsı olmak zorunda değil. Üçüzüz diye hepimiz aynı kişiliğe sahip olamayız." Sahra üçüzünün omzuna elini koyarak sır verirmişcesine konuştu.
"Sence onu bu haliyle kim beğenir. İleride birisine aşık olursa en azından kadınlığını kullanmayı bilsin. Sen erkek olsan yanında bodyguard gibi birini mi istersin yoksa işveli ,cilveli bir kız mı?" Sare yüzünü buruşturarak çemkirdi.
"Kes şunu! Meyra nın yerinde olsam o tırnaklarını kırardım." Zeynep tartışan ikiliye yaklaşarak aralarına girdi ve mutfağı işaret ederek konuştu.
"O konuya sonra çözüm buluruz. Erkek Fatma kalkınca sofrayı hazır bulmazsa bizi kapıya koyar." Kızları kollarından tutarak mutfağa doğru sürükledi. İş bölümü yapan kızlar dan Hayal ve Güney temizliği bitirip nevresimlere girişirken,pazarda balıklarla cebelleşen Arya balık koktuğunu söyleyerek duşa girmişti.
Sare,Sahra ve Zeynep'te mutfağa girerek tezgahtaki balıkları süzdüler. Zeynep ve Sahra balık işini Sare'ye bırakırken, Zeynep salataya girişmiş Sahra 'da masa hazırlığına başlamıştı.
Çalan kapıyla elindeki tabakları masaya bırakan Sahra içeriye doğru seslendi.
"Ben bakıyorum!" Hızla ilerleyerek kapıyı açtı ve karşısında gördüğü adama gülümseyerek konuştu.
"Buyrun." Adam kapıdaki kızı şaşkınlıkla süzerek işaret parmağını kaldırıp konuştu.
"Sen!" Karşısındaki kızı dizlerinin üzerinde biten yazlık bir elbise onun üzerinde ince bir hırkayla görünce baştan aşağı tekrar süzdü. Makyajlı yüzü,fönlü saçları ve o iri gözler. Bu marketteki kızdı! Sahra karşısındaki adamın kendini süzmesi ile rahatsızca yerinde kıpırdandı.
"Beyefendi kime bakmıştınız acaba?" Kızın konuşması ile kendine gelen Doğan yüzünü buruşturarak eliyle yan evi işaret etti.
"Biz yan evdeyizde. Balık kızartacağız. Yağ almayı unutmuşuz. Sizde varsa bize biraz verebilirmisiniz acaba?" Sahra karşısındaki tuhaf adamın isteğini başını sallayarak onayladı ve içeriye girip mutfağa doğru ilerledi. Kıvırtarak giden kızın arkasından yüzünü buruşturarak bakan adam kafası karışmış bir şekilde başını kaşıdı.
"Lan iki ruhlumu yoksa bu kız? Markette narkotik köpeği gibi üstüme atılırken şimdi bir kedi kadar uysal. Sende iki lafı bi araya getiremedin dangalak herif!" Kaşlarını havaya kaldırarak içeriye baktı. İki kız elinde çamaşırlarla bir odaya girerken biraz önceki kız yağı getirip gülümseyerek uzattı.
"Buyrun." Kaşlarını çatan adam teşekkür ederek diğer eve doğru ilerledi. Aklı karma karışık olmuştu. O kız nasıl bu hale gelmişti. Marketteki kızı hatırlayınca yüzünde bir gülümseme oluştu. Demek söylediği sözler erkek Fatma'ya dokunmuş, hemen kadınsı bir kimliğe bürünmüştü. Yada anlattığı yatak maceraları için bu haldeydi. Aklına gelen son fikirle kaşları hızla çatıldı. Olabilir miydi? Yok daha fazla dayanamayıp gidip soracaktı. Elindeki yağı kendi kaldığı evin merdivenine bırakarak tekrar geri döndü.
Çalan kapıyla Zeynep, Sahra'ya bakarken onun omuz silkmesiyle Sare'ye döndü. Üstündeki bakışlarla gözlerini devirerek kapıya doğru ilerleyen kız elini peçeteye silerek açtı. Karşısındaki adamın o şeklini almış ağzını görünce kaşlarını çattı ve gözlüğünü düzelterek konuştu.
"Buyrun." Kızın biraz önceki görüntüsünün tam zıttı bir kız karşısındaydı bu defa. Üzerinde salaş bir tişört altında yırtık bir kotla diğer iki kızla hiç bir alakası yoktu. Kızlar aynı ama görüntü farklıydı. Bu evde neler oluyordu? Kızın çatılan kaşlarını görünce hızla konuşmaya başladı.
"Biz yan evdeyizde arkadaşımın evi. Yemek yapacağız ama tuz kalmamış. Tuzunuz varsa biraz verebilir misiniz?" Hira karşısındaki adama şüpheyle bakıp gözlüğünü düzeltti ve içeriye doğru ilerledi.
Doğan kızın arkasından daha şaşkın bir halde bakarken kızın girdiği kapıdan kolları tuhaf bileziklerle dolu,burnunda hızması olan bir kız elinde salata kasesi ile içerdeki masaya doğru ilerledi. Ellerinde şekilli kınalar olan kızla göz,göze gelince kız gülümseyip başıyla selam verdi ve tekrar aynı kapıdan içeri girdi. Ne oluyordu bu evde? Bu kadar kız niye buradaydı? Gözleri şüpheyle kısılırken iç sesi ile konuşmaya devam etti. Hem o kız niye üç farklı kişiliğe bürünüyordu? Beyninde dönen senaryolarla gözleri irice açıldı. Yoksa fantazi için sürekli kılık mı değiştiriyordu bu kız? Galiba bu evde seks partisi vardı. Bu kadar kızın,hem de bu kadar tuhaf hallerle bi arada olmasının bir açıklaması yoktu. Üstelik biraz önce kendine gülümseyen hintli kostümünü giymiş kızada bakılırsa kesin parti tarzında bir şey vardı. Düşüncelerinden biraz önceki kızın geldiğini fark etmesi ile sıyrıldı. Elindeki tuzu uzatan kıza teşekkür eden adama,Sare gülümseyerek kapıyı kapattı.
Meyra sürekli çalan kapı ve kızların sesi ile bir türlü uyuyamazken homurdanarak odadan çıktı.
"Ya hiç mi insafınız yok be! Nöbetten direk yola çıktım ben." İçeride oluşan sessizlikle masaya göz atan kızın yüzünde bir gülümseme olmuştu. En azından yemeği hazırlamışlar diye geçirdi içinden.
Doğan delirdiğini düşünüyordu. Bunun başka açıklaması yoktu.
"Her şey o erkek Fatma'nın suçu." Dudaklarını hırsla ısırarak gülümsedi. "Nasıl yer ettiyse bilinç altımda üç farklı kadın olarak karşıma çıkıyor.Üstelik bir sürü senaryo yazıyorum iki dakikada. Bu karışıklığın mantıklı bir açıklaması olmalı. Eğer oda yoksa benim o erkek Fatma'yı yatağa atmam lazım. Yoksa kafayı yerim." Elini tekrar kaldırarak kapıyı tıklattı. Düştüğü duruma gülerken arkasını dönerek elindeki tuzu korkuluğun üzerine koydu.
Kapıyı açan kız arkası dönük adamı görünce kaşlarını çatarak söylendi.
"Madem kapıyı çalıyorsun ne demeye kıçını dönüyorsun be adam? Hayır kıçından mı tanıyor herkes seni anlamadım ki?" Doğan duyduğu sesle arkasını dönünce gördüğü görüntü karşısında farkında olmadan rahat bir nefes aldı ve karşısındaki kıza göz kırparak cevap verdi.
"Beni tanıyan kadınlar hiç bir uzvumu unutmazlar." Meyra karşısındaki adamı tekrar görmenin şaşkınlığı ile bakarken öfkeyle bağırdı.
"Benim unutmadığım tek uzvun, seks ve kadınlarla dolu olan o boş beynin!" Öfkeli gözleri kısılırken şüphe ile konuştu. "Takip mi ettin sen bizi? Sapık mısın? Manyak mısın? Ne demeye takip ediyorsun?" Polis kimliğini görmemiş olsa katil,cani ne varsa yapıştıracaktı adama ama kötü şeyler düşünmekte istemiyordu.
Doğan ufak bir kahkaha atarak konuştu.
"Saçmalama Polis olduğumu biliyorsun. Biz de arkadaşımla yan evde kalıyoruz." Karşısındaki kızın arkasındaki kalabalığa bakınca gözü biraz önceki iki kıza kaydı. Şaşkınca onlara bakarken tekrar karşısındaki kıza döndü ve şaşkın bir şekilde sordu. "Siz üçüz müsünüz? Yani diğer ikisi sen değildin öyle mi?" Meyra arkasındaki kızlara bakarken Doğa'nında arkasından arkadaşı seslenerek geldi.
"Lan iki saattir neredesin? Ben sana yan ev derken diğerini kastettim salak!" Öfkeyle arkadaşına bakan Kerim,Doğan'ın içeriyi işaret etmesi ile bakışlarını o yöne çevirdi. Tanıdık simaları gören adamın kaşları çatılırken yine aynı kızla göz,göze geldi. Bu kadar kızın burada ne işi olduğuna anlam veremeyen Kerim şüphe ile sordu.
"Burası Yunus Toralı'nın evi ve ben sizi daha önce hiç görmedim. Neler oluyor bu evde?" Arya kapıdaki iki tuhaf adama bakarak yacaşça yaklaştı ve Meyra'yı kenara çekerek sakince konuştu.
"Evet Yunus Toralı'nın evi. Bende kızıyım bir sorun mu vardı?" Kerim'in gözlerinde tuhaf bir ışık belirirken hafif bir şekilde gülümseyerek elini uzattı.
"Ben Kerim Arıkan! Yunus Amca'yı göremeyince endişelendim biraz kusura bakmayın." Arya kendisine uzatılan ele uzanarak elini adamın iri avuçlarına bıraktı. Kerim'in sıcak eli kendi soğuk eli ile temas edince içine bir ürperti yayılmıştı.Ellerindeki bakışları adamın mavi gözlerine çeviren kız hafifçe gülümsedi.
"İsmim Arya." Kerim kızın elini hafifçe sıkarak bıraktı ve mavi bakışlarındaki tuhaf ışltıyla kızın kahverengi gözlerine bakarak olumlu anlamda başını salladı.
"Biliyorum. Yunus Amca senden çok bahsediyor. Ama tanışmak bu güne kısmetmiş." Arya'nın gözleri şaşkınlıkla açılırken diğerlerinden hiç ses çıkmıyordu. Kızlar içeriye geçerken Kerim de tekrar konuştu. "Yemek yiyecektiniz galiba biz sizi daha fazla oyalamayalım." Arya içerideki masaya doğru başını çevirince Meyra hızla cevap verdi.
"Yaaa! Yemek yiyecektik biz." Arkadaşının kolundan çekiştirerek sözlerine devam etti. "Hadi bakalım Arya gir içeriye de yemeğimizi yiyelim. Sizde evinize!" Kerim başıyla kızlara selam verdi ve Arya'ya gülümseyip kapıdan ayrılırken Meyra,Doğana bakarak homurdandı. " Sende al voltanı. Bir daha da karşıma çıkma." Doğan kızın hareketi karşısında yüzünü buruşturarak fısıldadı.
"Erkek Fatma!" Meyra tam kapıyı kaparken duyduğu söz ile kapıyı biraz aralayarak başını uzattı ve tek kaşını kaldırarak dişlerinin arasından tısladı.
"Seks manyağı." Kapıyı hızla çarparak arkasını döndü ve bıkkınca bir nefes verdi. Bakışları diğer kızlarla buluşunca omuz silkerek masaya doğru ilerledi.
Üç ay sonra
Karşısında beyaz gelinlikler içinde duran kızına dolu gözleri ile baktı adam. Yavaşça kendine çekerek göğsüne bastırdı. Biraz sonra ayrılacaklardı ama kızını bırakmak istemiyordu. Yıllar önce kucağına aldığı ilk günü hatırladı. Aynı gün baba deyişini. Arya babasının göğsünden başını kaldırarak yaşlı gözleri ile baktı.
"Baba! İstemiyorsan gitmeyim." Kızının masumca söylediği sözlerle burukça gülümseyen Yunus bakışlarını Kerim'e çevirdi. Damadının gerilen yüzünü görünce kızının alnına bir öpücük bırakarak konuştu.
"Son anda cayıp damadımla aramı açma Küçük Hanım. Üstelik ben Kerim'e güveniyorum seni kırmaz,incitmez. Çünkü o Cemal Arıkan'ın, benim kan kardeşim'in oğlu." Arya babasına üzgünce bakarken bakışlarını kocasına çevirdi ve onun gülümseyen yüzünü görünce tekrar babasına dönerek eline uzanıp öptü ve alnına koydu. Annesi'ne sıkıca sarılan kız Deniz'in gözyaşları içinde söylediği sözleri dikkatle dinledi.
"Arya'm güzel kızım. Yuvana kocana sahip çık. Sen içindeki sevdaya sahip çıkarsan hiç bir şey seni ve kocanı yıkamaz yavrum. Gün gelir bizimle bile ters düştüğün zamanlar olur işte o zaman yüreğini dinle kızım o sana doğru yolu gösterir. Çünkü sevgi ve saygı evliliğin pusulasıdır." Annesinin sözleri ile yanaklarına öpücük bırakan kız, kardeşi Derya ile de sarılarak, kalabalık ailesiyle tek,tek vedalaştı.
"Bi an hiç bitmeyecek sandım." Kocasının yüzünü buruşturarak söylediği sözlere, Arya gözlerindeki aşkla bakarak cevap verdi.
"Biraz kalabalığız ama yapacak bir şey yok Kerim Bey. Katlanacaksınız artık." Adam yoldaki bakışlarını Arya'ya çevirerek fısıldadı.
"Ben bu güne kadar öyle birine katlandım ki şimdi senin geniş ailenden korkacağımı mı sandın?" Kocasının bir den ciddileşen yüzüne anlamsızca bakan kız Kerim'in yoldan ayırmadığı bakışlarını görünce içine düşen sıkıntıyla bakışlarını arabanın camından dışarı çevirdi.
Yol boyunca hiç konuşmayan kocası Arya'yı endişelendirirken Kerim aracı park ederek araçtan indi. Karısının kapısına dolanarak yavaşça açıp arabadan inmesine yardım etti. Arya araçtan inince hızla onu kucağına alırken karısının attığı ufak çığlıkla kulağına doğru eğilerek fısıldadı.
"Yeni hayatına hazırmısın Arya Arıkan!" Kollarını kocasının boynuna dolayan kız kıkırdayarak dudaklarına uzandığı anda adam geri çekilerek başını olumsuz anlamda salladı. "Acele etme şimdi değil! Sana unutamayacağın bir gece yaşatacağım ama birazcık sabırlı ol!" Arya suratını asarken Kerim gülümseyerek eve doğru ilerledi. Kapıyı açan adam kucağındaki karısını bırakmadan ayağıyla açık kapıyı kapattı ve merdivenlere doğru yöneldi. Kız kocasının gözlerindeki tuhaf kıpırtılara bakarak sahte bir öfkeyle konuştu.
"Bakışlarında bir tuhaflık var Kerim! Yoksa benimle evlendiğine pişman mısın?" Adam yatak odasının kapısını koluyla açarken tek kaşını kaldırıp gülümsedi.
"Ben verdiğim kararlardan asla pişman olmam balıkçı güzeli!" Gözleri laciverte bürünürken sözlerine devam etti. "Biraz sonra benimle evlendiğin için sen pişman olabilirsin!" Karısını yavaşça yere indirerek gözlerine baktı. Arya kocasının ima ettiği şeyi tamamen yanlış anlayarak yatağa bakarken, korkulu bakışlarını tekrar kocasına çevirerek utangaç bir şekilde konuştu.
"Kerim! Ben...Daha önce kimse olmadı biliyorsun değil mi?" Kocasının yüzünde anlık bir gerilme duygusu gelip geçerken Arya hızla sözlerine devam etti. " Yanlış anlama bu geceyi istememe, yada bahane uydurmak için söylemedim." Elini kaldırarak kocasının yüzüne koydu. "Sadece daha dikkatli olman için küçük bir uyarıydı." Kerim gülümseyerek başını salladı ve karısının arkasına geçerek gelinliğin düğmelerini açmaya başladı.
"Gergin görünüyorsun. Önce bir duş al rahatla bunları daha sonra konuşuruz." Elleri titreyen adam son düğmeyi de açarak bekledi. Arya gelinliği tutarak kocasına doğru döndü ve eline uzanarak utangaç bir şekilde baktı.
"Sen gelmeyecek misin?" Adam karısının gelinliği tutan elindeki bakışlarını gözlerine çevirerek alayla konuştu.
"Sen daha önümde gelinliğini çıkaramıyorsun bir de duşa davet ediyorsun." Başını olumsuz anlamda sallayarak tekrar konuştu. "Sen gir. Ben diğer banyo ya geçerim. Sen çıkmadanda odada olurum." Karısına göz kırparak odadan çıkan adam hızla merdivenlerden indi.
Elindeki bardağı var gücüyle sıkarken cebinde ısrarla çalan telefonu tekrar meşkule attı. Bardaktaki sıvıyı bir dikişte bitirirken telefon tekrar çalmaya başlayınca açarak öfkeyle bağırdı.
"Ne var?" Nefes,nefese bir ses karşı taraftan gelince adamın kaşları hızla çatıldı.
"Engel ol! Büyük bir yanlışlık var! Hemen vazgeç bu işten! Çok pişman olacaksın inan bana çok büyük bir hata yaptık!" Telefonu kapatan adam kararsız bir şekilde dolanırken işittiği çığlıkla aniden fırladı.
"Bırak beniiii! Sen kimsin bıraaaak! Bırak dedim sana bıraaak!" Üzerine çullanan adam sanki onu duymuyormuş gibi hareket ederken kız adamın ellerini göğüslerinde hissedince çığlık, çığlığa bağırdı.
"İmdaaaattt !"
OY VERMEYİ UNUTMAYIN...
yitenumutlar
|
0% |