Yeni Üyelik
22.
Bölüm

B-S-M-22

@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı - Öykü Gürman - Oy Beni Vurun Vurun

 

Sorduğu soru bir süre havada asılı kalıp sessizlik uzarken Arya'nın sendelemesi ike Yunus ve Dağhan hızla Arya ya yaklaşarak ona destek olmak istercesine Yunus kızının belinden kavrarken Dağhan da kolundan yakalamıştı.

 

Yaşlı doktor karşısındaki genç kadının halini görünce hızla konuşmaya başladı.

 

"Sakin ol Arya! Sende takdir edersinki uzun ve zor bir ameliyattan çıktım kızım. Üstelik benim yaşıma göre yorucu bir ameliyattı. Sadece bir an anlatacaklarımı toparladım o kadar panikleme hemen." Adamı can kulağı ile dinleyen kız devam etmesini ister gibi başını anladığını belirtmek istercesine salladı. Bir an önce her şeyi öğrenmek istiyordu.Doktorda Arya'yı daha fazla bekletmemek için tekrar konuşmaya başladı. "Yarası çok ciddi ve çok ağır. Kurşun kalbi bir milimle teyet geçmiş.Zaten hastaneye gelene kadar bir defa bir de ameliyat esnasında kalbi durdu." Arya son işittikleri ile Dağhan'ın avcundaki eline tırnaklarını batırdı acıyla. Genç adamında içi Arya'nın ki gibi korkuyla kavrulurken bilinçsizce kızın elini sıktığından bi haberdi. Yunus kızına sakin olmasını telkin ederken Arya duymak istemediği o cümlelerin korkusuyla fısıldadı.

 

"Ya...yaşıyor mu!?" Her saniye kızın gözlerindeki ışığın daha çok çekildiğini fark eden doktor umutla gülümseyerek cevap verdi.

 

"Yaşıyor." Arya'nın yüzünde kocaman bir gülümseme olurken tutamadığı yaşlarda gözünden damlamaya başlamış doktorun kısa cevabı ile herkes farkında olmadan tuttuğu nefesini bırakırken adam konuşmasına devam etti."Dediğim gibi zor bir ameliyattı ve çok kan kaybetmişti. Kalbi iki kez durdu.Zorlu bir ameliyattı ama ekibimle ve Allahjn uardımıyla üstesinden geldik. Durumu stabil. Şimdilik uyutacağız. Dinlenmesi ve normale dönebilmesi için uyuması lazım." Yaşlı adam bakışlarını umutla bekleyen insanlarını üzerinde gezdirerek gözlüğünü düzeltip sıkıntıyla konuştu." Önümüzde ki 48 saat çok önemli.Kendisinin uyanmasını bekliyeceğiz." Dağhan doktorun son sözlerinden sonra içine yerleşen şüpheyle sordu.

 

"Peki bu 48 saat içinde kendi uyanmazsa ne olacak?" Yaşlı doktor sıkıntıyla nefes alırken Kenan onun yerine cevap verdi.

 

"Dağhan bunu o zaman konuşsak. Umut ediyoruz ki Kerim uyanacak.Uyanmaması için tıbben bir sebep yok ama beklenmedik bir şey olabilir. Bu zor ve ya basit farketmeksizin, ameliyat geçirmiş her hastada oluşabilecek bir komplikasyon." Bu defa içine kuşku düşen Arya olmuştu.

 

"Kenan Amca her şeyi açıkça söylermisin lütfen.Her şeyi bilmek istiyorum.En ufak bir riske kadar." Kenan'ın bakışları Yunus ile kesişirken onun bakışlarını kısması ile ne diyeceğini bilemedi. Ama yaşlı doktor karşısındaki kızın dik durmaya çalışması ve her şeye kendimi hazırlaması için Kenan'ı beklemeden konuştu.

 

" Uzun süre uyanmaya bilir.Yada tamamen bitkisel hayata girebilir. Ayrıca beklenmedik bir komplikasyonda tedaviye yanıt vermezse onu kaybede biliriz! Her şeyin en kötüsüne kendimizi hazırlamak zorundayız kızım." Arya akmaya başlayan gözyaşlarını elimin tersiyle silerek kararlılıkla fısıldadı.

 

"Uyanacak! Ve hiç bir terslik olmayacak! Beni,ailesini bırakıp gitmez! Dayanacak biliyorum!" Yunus kızının sakinleştirmek için sırtını sıvazlayıp sözlerini onaylarken doktor gülümseyerek devam etti.

 

"Elbette uyanacak kızım! Kim bu kadar aşık bir kadını ve bunca sevenini arkasında bırakmak isterki? Kerim de bırakmayacak." Arya nın haliyle yaşlı adamın da gözleri dolmuştu. " Hem ben sadece küçük risklerden bahsettim ama o bütğn bunları atlatabilecek kadar güçlü." Arya'nın omzuna elini koyarak destek olmak için hafifçe sıktı." Allahın izni ve sizlerşn duaları,bizlerimde çabamızla atlatacak kocan bu zor günleri." Yaşlı adam dolan gözlerini karşısındaki kızdan kaçırarak bakışlarını Kenan'a çevirerek sözlerine devam etti. " Özel yoğum bakım odasını hazırlat Kenan! Arya kızımın dinlenmesi içinde ayrı bir yatak hazırlansın odaya." Arya doktorun sözleri ile elleri ile ağzını kapattı. Dudadklarından kaçacak olan hıçkırığı engelelmek istercesine. Yaşlı doktor onun bu haline tebessüm edip Arya'ya ufak mutluluklar hediye etmeye devam etti. " İçerideki keratanın kim için bu kadar direndiği belli oldu.Hem belliki kızımız da kocasının yanından ayrılmak istemiyor, bizde onları biraz rahat ettirelim o zaman ne dersin?" Doktor Arya ya göz kırparken kız uttanç duygusu ile buruk mutluluğunun arasında sıkışıp kalorken kızaran yanakları ile doktorun ellerini sıkıca kavrayarak minnetle fısıldadı.

 

"Teşekkür ederim! Çok teşekkür ederim!" Adam başını anlayışla sallarken Arya aklına gelen ayrıntıyla tekrar konuştu." Peki hemen görebilirmiyim onu?" Yaşlı adam sahte bir kızgınlık ifadesi takjnarak cevap verdi.

 

" O kadarda değil küçük hanım! Bu gece buradaki yoğun bakımda kalsın yarın onun için hazırlanan odaya geçer. Ben konturollerini bizzat kendim yapınca,söz veriyorum işim biter bitmez sen gireceksin yanına. Şimdi bana müsade et artıkta bu yaşlı adam dinlensin biraz." Arya yarın kocasını görexeğinin heycanı ile dudaklarını ısırırken başını sallayarak doktoru onayladı.Doktor gözden kaybolmaya başlayınca kollarını hızla babasının boynuna doladı.Mutluydu biliyorduki kocası onu bırakmayacaktı. Ne olursa olsun bırakmayacaktı.Hissediyordu.Yarın odaya girince ona kendisini bırakıp gidemeyeceğini Kerim'in aklına sokacaktı. Duyardı onu değil mi? Biliyordu kocası duyardı onu.Dudaklarındaki bıruk sevinçle bütün herkese sarıldı. Arya'nın umut dolu hali herkesin içinde umut çiçekleri açtırırken hepsinin dilinde aynı dua vardı.Kerim'in bir an önce iyleşmesi ve Arya'nın buruk sevincinin gerçek mutluluğa dönüşmesi. Arya herkese sarılıp destekleri için teşekkür dileklerinde bulunduktan sonra Kenan artık araya girme ihtiyacı hissetti.

 

"Evett. Baylar, bayanlar güzel ve iyi haberleride aldığımıza göre artık burayı boşaltsak iyi olacak. Bu kadar kalabalık fazla.Geniş ailemizin doktoru olarak sizden rica ediyorum."

Mehmet arkadaşının sözleri ile yüzünü buruşturup söylendi.

 

"Bak bak! Şundaki laflara bak Azram!"Niyeti ortamdaki dağılan hüzünlü havayı tamamen silip neşe katmaktı adamın. Karısındaki bakışlarını Kenan'a çevirerek sahte bir yüz buruşturmayla devam etti." Ulan seni görende ülkenin sağlık bakanı zanneder! Tamam özel hastanen var ve özel oda ayrlama gibi imkanın yetkin olabilir ama sen sadece bir doktorsun koçum!" Kenan arkadaşının yapmaya çalıştığını anlayarak ona onun diliyle ayak uydurdu.

 

"Doktor mu!? Yaşlanıyosun galşba komiiiserim profosör diyecektin sanırım!" Kenan'ın ima ettiği şeyle herkes kıkırdarken Mehmet'in yıllardır değişmeyen takıntısına parmak basmanın hazzıyla devam etti." Doğru söylüyorsun özel oda ayarlamak gibi bir yetkim var istersen sana da bir oda ayarlayım Azra ile takılırsın malum o kadar çocukla yanlız kalamıuoraundur diyeceğim de senden geçmiştir artık ne de olsa yaşlandın." Diyerek arkadaşına göz kırpınca Mehmet gelen taşla yüzünü ekşitip Ali'ye dönerek destek bekledi.

 

"Ali, söyle şuna bak kaşınıyo gene!Ağzına sümsüğü çakacağım o olacak!" Ali arkadaşının sözleri ile umursamazca omuzlarını silkerken Mehmet tekrar Kenan'a dönüp homurdandı." Lan gençliğindede ağzının ve dilinin ayarı yoktu yaşlanıncada iyice gevşedi çenin yayı. Özel odaymış sen hastane,pastane fantazisinden sıkılmışsındır gel ben sana özel nezaret ayarlayım yeni bir fantazin olur.Ama tabi fantazi yapacak istek kaldıysa. Malum yaşlandın." Diyerek arkadaşına bu defa imayla o göz kırptı. Azra kocası ve Kenan arasındaki atışmanın uzayacağını anlayınca hızla kocasına yaklaşarak koluna girdi ve ortaya konuştu.

 

"Kenan haklı. Kalabalık yapmayalım daha fazla." Karısına ters bakışlarını yollayan adam homurdandı.

 

"Kızım sen niye ben hariç herkesi haklı buluyorsun ya!" İşaret parmağını kaldırarak ucunu işaret etti."Ulan nir kerede beni haklı bul! Bir günde azıcıkta olsa beni haklı gör! Ama nerde ne yapsamda kocama karşı muhalefet ol..." Azra kocasının susmayacağını anlayınca hallerine gülen insanlara dönüp sırıtarak konuştu.

 

"İlk gitmesi gereken biziz galiba.Mehmet'in ağzı açıldı kapatmak ne mümkün." Bakışlarını Arya'ya çevirerek devam etti." Kusura bakma kuzum. Yaşlandı artık işte bunlar ne dediğini ne yaptığını bilmiyorlar.Ben yarın gelirim. Kızlar sizde düşün önüme bakayım!" Kızlar gönülsüzce söylenirken Arya'nın da gitmeleri ile ısrar edince Meyra hala kararsızca arkadaşına bakıyordu. " Meyra özellikle sen geliyorsun annem!Bu halinle daha fazla yorulma." Doğan,kayınvalidesinin özellikle Meyra'ya olan ısrarı ile memnunca gülümsedi.Bu gülümseme Meyar'nın gözğnden kaçmazken ters bir şekilde bakarak annesine uydu.Mehmet hala homurdanırken karısının elini kolundan kibarca çekerek konuştu.

 

"Kızım ne yapıyorsun ya?"Azra kocasına ne yaprım dercesine bakarken Mehmet devam etti."Melek teyze üstüme zimmetli unuttun mu?"Azra'nın kaşları unuttuğu ayrıntıyla havalanırken bakışları üzgünce yaşlı kadına dönmüştüki Araz ikili arasındaki konuşmaya noktayı koydu.

 

"Ben hallettim o işi. Melek Teyze özel izinli bir kaç gün.İzinli olduğu günlerde imza atması yeterli." Yaşlı kadın karşısındaki gençlere minnetle bakarken Dağhan da teşekkürlerini iletiyordu.

 

"Araz." Yunus'un izmini seslenmesi ile bakışlarını ona çevirdi." Ne yap ne et Melek anne'nin o deliğe bir gün dahi girmesine izin verme. Gerekirse dünya'nın en iyi avukatlarını yığarım sen yeterki bu yaşlı kadının hapse girmesini engelle. Biliyorum ki elinden gelir." Adam arkadaşının konuşması ile kaşlarını çatarak söylendi.

 

" Lan sen delimisin? Bu yaşlı kadını ve hiç bir suçu olmadığı halde o deliğe girmesine izin verirmiyim!? O şerefsiz yıllar önce hak ettiğini biraz geçte olsa buldu!" Yunus arkadaşının sözleriyle ciğerlerine derin bir nefes çekti. Bu aileyi de kendisinin toplaması gerektiğinin bilincindeydi. Konuşulması gereken,anlam veremediği olayların farkındaydı ama şimdi değildi. Kerim uyanınca elbetteki her şey konuşulacaktı. Ama şimdi değildi.Arkadaşının derin düşüncelere daldığını fark eden Araz omzunu hafifçe sıkarak kendisine bakmasını sağladı ve yüzündeki bilmiş sırıtşla konuştu." Düşünme bu kadar oğlum. Senşn karşında Hakim,Nikah memuru, İmam on parmağında on meziyet olan bir Savcı var lan! Elimden ne uçan ne kaçan kurtulur." Diyerek alaycı bir kahkaha atınca Yunus omzundaki eli hatırladığı sahte Hakim rolüyle sinirle itti.

 

"Lan siktir git! On parmağında on meziyetmiş! Adam akıllı dediklerimi yap yeter! " Ömer,Araz'ın ensesine vurarak homurdandı.

 

"Yürü lan! Dangalaklığın sırası mı?" Ömer'in çekiştirmesi ile diğerleride gitmek için toplanırken çıkışa yönelen Yusuf,Araz'a bakarak sinsi bir sırıtışla konuştu.

 

"Her boku becerirmiş gibi bi de övünüyor dingil."

 

" Hiçç! Nikah memuruymuş,imam mış!Sen git aşiretini yönetmeyi öğren önce Araz ağa!Mehmet, yanındaki adamın, nikahlarının olduğu gün kendisini çileden çıkarttığı anı ve Doğan'ın sahte nikah olayını üstlenip sonrada ortadan kaybolup kızından ayrı kaldığı günleri hatırlayınca öfkeyle homurdanmıştı.

 

"Hakim miş! Ne yin Hakim'i lan beceriksiz herif elini attığını kuruttun resmen az daha senin yüzünden Ayşem den ayrılacaktım hırt!" Araz'ın gözleri Ali'nin sözleri ile kısılırken bu defa Kenan devreye girdi.

 

"Hiç birinizi ben kadar harcamadı bu herif! Ulan adım sayesinde sahte Haydar Dümen'e çıktı be!" Ters bakışlarını Kenan'a çevirince esas ele başının Yusuf olduğunu ve bunları o sinsi imaları ile kışkırttığını hatırlayarak homurdandı.

 

"Ulan,Yusuf düşersin lan elime! Var mı öyle sinsice ortaya laf atıp kenara çekilmek!"Yusuf umursamazca omuzlarını silkerken karısı Araz'a destek verdi.

 

"Kıskanıyorlar seni Araz! Her şeyi hallediyorsun diye." Leyala'nın sözleri ile Araz'ın omuzları dikleşirken Yunus karısına şaşkınca baktı.Bu defa Ayşe el attı konuya.

 

"Bence de Araz. Sen takma bunları. Üstelik bütün tiplemelerin çok tatlıydı."Ali yüzünü buruştururken Esha konuştu.

 

"Kendileri beceriksizlikte nirvanaya çıkıp her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırınca çekemiyorlar işte." Ömer karısının belini hafifçe sıkıp kulağına fısıldarken Rüya konuştu.

 

"Hem Kenan kendi beceriksizliğini sana yılmaya yer arıyoe sen takma onu. Daha uygun bir hastalık bula bilirdi." Kenan ben sana evde gösteririm bakışları atarken Rüya omuz silkmiş Azra da kadınlardan aşağı kalmayarak Araz'ı biraz daha havaya sokmuştu.

 

"Kendileri hep ebtrika ,oyun peşinde koşunca senin tatlılığın bu sempatikliğin onların gözüne batı yo şekerim." Mehmet karısının sözleri ile işarer parmağını kaldırarak önlerinden kasım kasım kasılarak yürüyen adamı elini kaldırıp işaret ederek tısladı.

 

"Kime dedin sen şeker diye? Bu mu şeker!?" Azra tek kaşını kaldırarak kocasının sorusunu başını sallayarak onayladı.

 

" Ben o şekerin üstüne işerim Azra!" Azra yüzünğ buruşturark kocasına bakarken Mehmet öfkeyle devam etti."Bundan olsa olsa tershanedeki gemilere dierek olur lan!" Araz kızların onu övmesi ile göğsünü kabartırken arkalarından gelen genç toplulukta onların bu çocuksu didişen hallerine küçük kahkahalarla eşlik ediyordu.

 

"Kenan amca! Bu Araz abinin olayı ne ? Niye ailenin acil yardım merkezi bu adam? " Kenan,Tuğra'nın sorusu ile başını sağa sola öfkeyle sallarken Mehmet'in sesi koridorda yankılandı.

 

"Tuğraaa! Başlatma acil yardımına da merkezine de! Kime çekti senin bu merakın anlamadım ki! Ben sana her boku anlatan o Amca'nın dilini kesip eline vermesini bilirim de arkadaş işte olmuyor." Sinirine hakim olamayarak arkasını döndü ve oğluna bakarak homurdandı." Bu merakın yüzünden bir gün başına bir iş alacaksın uyarmadı deme it oğlu it!"Tuğra babasının haline sırıtarak karşılık verdi.

 

"Sende kurtarırsın aslan babam! Ne de olsa ailenin itinayla plan yapan orta bulan iş çeviren adamısın." Babsının sert bakışlarına aldırmadan yanağından makas alıp tekme için kalkan ayağını görünce çıkış kapısından koşarak çıktı. Mehmetin tekmesi boşluğa savrulurken homurdandı.

 

"Lan evlatlarım bile bana karşı be! Ne bitmedik çilem varmış arkadaş!" Arkadaşlarının kahkahası ile hastaneden çıkmışlar, ertesi gün sırayla gelip kalabalık yapmamak için Kenan'a söz vermiş ve evlerine doğru yol almışlardı.

 

İlerleyen saatlerde Arya,her iki aileyi de onların sabah erkenden gelecekleri şartıyla ikna etmişti.Yunus ve Kayra ailenin geri kalanını toplayarak hastaneden ayrılırken Arya'yı Dağhan'a emanet ederek Yunus'un ısrarı ile onun evinin yolunu tutmuşlardı.

 

Dağhan dönüşte iki çay ve Arya için yiyecek bir şeyler alarak bekleme salonuna geçti. Çaylarını içerken Arya'nın tosta dokunmadığını görünce tostu eline alarak Arya'ya döndü.

 

"Bu yenecek Arya!" Kız yorgun bir şekilde başını olumsuz anlamda salladı.Dağhan sahte bir kızgınlıkla bandajlı olan alnını işaret ederek konuştu." Senin derdin ne? Başımı bşr seferde uyanınca abimin kırmasınımı istiyorsun?" Arya'nın dudaklarının kıvrıldığını görğnce oyunbaz bir tavırla yüzünü buruşturarak devam etti. "Kusura bakma ama yengeciğim o acıya senin için bile bir kez daha katlanamam!" Arya'nın dudaklarından ufak bir kıkırtı kaçarken abisi ile aynı göz rengine sahip olan Dağhan'ın gözlerine bakarak elindeki tosta uzandı ve ikiye bölerek yarısını ona uzattı.

 

"Ben de tek destekçim ve dert ortağımın abisine karşı beni korurken güçsüz düşmesini istemem doğrusu." Dağhan'a göz kırparak elşne yarım tostu tutuşturdu." Hem senin elin armut mu topluyor da her seferinde abinin gazabına uğruyorsun? Abin bir iyileşsin sende onun kafasını kıracaksın tamammı?" Dağhan,Arya'nın sözleri ile elindeki tosttan bir ısırık alarak sırıttı. Arya yanındakş gencin sırıtması ile kaşlarını çatarak sordu. " Niye sırıtıyorsun öyle?"Dağhan ağzındaki lokmayı yuttu ve sırıtışını dahada genişleterek konuştu.

 

" Ben kırarımda sen izin vermezssin ki. Kıyamazsın. Hem niye kıracakmışım abimin kafasını? Yazık değil mi ona?" Arya umursamazca omuzlarını silkerek toatundan bir ısırık aldı ve bira çiğneyip yuttuktan sonra Dağhan'a cevap verdi.

 

"Niye izin vermeyim? Hem niye kıyamayacak mışım? Bizi bu kadar üzdüğüne göre bir cezası olmalı değil mi?" Çayından bir yudum alarak bedenini Dağhan'a doğru çevirerek çemkirdi." Hem sen kimin tarafını tutuyorsun? Abinin kafasını kıracaksın diyorsam kıracaksın! Yoksa Loya'yı rüyalarında görmeye devam edersin! Çünkü kuşlar hakkında hiç iyi şeyler fısıldamaz!" Dağhan yanındaki kızın küçük isyanı ve büyük tehdidi ile gülmemek için yanaklarını ısırdı ve biraz sakinleşince cevap verdi.

 

"Tabiki senin yanındayım benim bi tanecik yengem! Abimde kim oluyormuş!" Arya'nın büyük tehdidiyle çayından bir yudum alarak umursamaz görünmeye çalışarak konuşmasına devam etti." Benim o Loya cadısını rüyamda falan gördüğüm yok. Beni mi araştırıyor o cadı. Hem kim miş o hakkımda iyi şeyler fısldamayacak kuşlar?" Arya,Dağhan'ın umursamaz gibi görünmeye çalışmasını fark edince ağzından ufak bir kıkırtı kaçtı.

 

"Merakını saklamak isyiyırsan gözlerinden başla. Çünkü ağzımdan Loya hakkında laf almak için yanıp tutuşuyorlar şu an. Üstelik arka arkaya sorduğun sorularda Loya'yı umursadığının kanıtı sevgili kaynım! " Dağhan gözlerini devirince Arya küçük bir kahkaha attı." Kuşlarımı söyleyemem ama onların bir kaç gün önce Loya'nın hakkında kulağıma fısıldadığı bir bilgiyi seninle paylaşa bilirim. Tabi istersen." Arya tostundan bir ısırık daha alırken Dağhan bu defa merakını gizlemeyerek sordu.

 

"Ney miş o bilgi?" Arya çayından bir yudum alarak Dağhan'a döndü.

 

"Ankara'da hukuk tutturmuş. İdeali Hakim olmak. Üstelik babamların siteden ev tuttular. Babam göz kulak olsun diye." Dağhan işittiklerinin memnuniyeti ile sırıtırken son işittiğiyle güldü.

 

"Ona göz kulak olmaya ne hacet. Hatun tek başına bir orduya bedel." Dağhan'ın sözleri ile Arya küçük bir kahkaha attı.

 

" Eee tanıdığın kızlara benzemez Loya. Üstelik işin zor. Babam faktörünü de unutma sevgili kaynım." Dağhan Yunus 'un Arya ve Derya'ya olan tutumunu hatırlayınca yüzünü burışturarak fısıldadı.

 

"Yani diyorsun ki ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin." Arya başını olumlu anlamda sallayınca Dağhan da başını dalgınca sallayarak homurdandı." Öyle olsun bakalım. İşte hendek işte deve."

 

"Burada ki deve sen oluyorsun galiba Dağha?" Hayal yüzündeki gülümseme ile oturan ikiliye yaklaşarak yanlarına ilişti.

 

"Aynen öyle canım. Bu bahtsız devenin Loya'yı tavlamak için bolca şansa ihtiyacı var." Arya'nın sözleri ile Hayal elindeki kupadan bir yudum kahvr alarak Dağhana döndü.

 

"İşin çok zor Karadeniz kızları inatçı olur. Hele birde Loya' nın laz damarı tutarsa. İyi düşün bence boşa kürek çekme." Hayal'in sözleri ile iki kız gülüşürken Dağhan yüzünü buruşturarak söylendi.

 

"Unuttuğunuz bir şey varki bende bir Karadenizliyim. Onun inadı bana sökmez. Aynı inat bizim damarlarımızda kızlar." Kızlar başlarını olumlu snlamda sallsrken Dağhan bakışlarını Hayal'de odaklayarak sözlerine devam etti."Hem sen neden gitmedin diğerleri ile?" Arya'da,Dağhan'ın sorusu ile bakışlarını Hayal'e çevirerek cevabını bekledi.

 

" Kardeşimin kocası için fazla mesaideyim bu ara." Arksdaşının minnetle bakan gözlerine gülümseyetek sır verirmişcesşne fıdıldadı." Yakışıklı kocanı başka doktor ve hemşirelere teslim edemezssin diye düşündüm." Gözleri dolan arkadaşına şaşkınca bakarak sahte bir hayal kırıklığı ile fısıldadı. "Yanlış mı düşğndüm yoksa? Kızım kocanı hacada karada kaparlar demedi deme. Bi kaç kendini bilmez Kerim'e göz koymuş bile olabilir. Bende eniştemi onlara kaptıracak göz var mı?" Parmskları ile çikolata kahvesi gözlerini işaret ederken Arya arkadaşına sıkıca sarıldı. " Şimdi yanından geliyorum durumu gayet iyi keyfi yerinde orada paşa paşa yatıyor." Arya arkadaşından ayrılırken Hayal düşünüyormuş gibi yaptı kısa bir süre." Bence her kadının kocasının ne haltlar yediğini düşünmediği şüphe etmediği yerler arasında ilk ona girer." Dağhan Hayal'in sözleri ile kadjnlardan korkulması gerektiğini kabul ederken Arya arkadaşına teşekkür ediyordu. Uzun süre sohbet eden üçlü Hayal'in tekrar Kerim'i kontrol etmesi durumunun iyi olduğunu bildirmesi ile Dağhan,Arya'ya dinlenmesi için baskı yapıyordu.Hayal de Dağhan'ı onaylayınca Kerim için hazırlanan odaya Arya'yı çıkararak dinlenmesi için yanından ayrıldılar. Kadın umutla yeni güne gözlerini kaparken kaybettiklerinib yorgunluğuyla harmanlanan zihni kendini çoktan huzursuz bir uykuya teslim etmişti.

 

Huzursuz bir kaç saatlik uykusunun ardından yeni doğan günle umutlarınıda taze tutmak için kendine telkinlerde bulunan Arya kocasını getirdikleri odanın,içeriyi gösteren büyük camının önünde huzursuzca dolanıyordu. Gözlerini kocasından bir salise bile ayırmazken ailesi ve Kerim'in aileside onu bu bekleyişte yine yanlız bırakmamıştı. Hayal, Kerim'in doktoru ile birlikte odadayken Arya camdan onların Kerim'i muayene etmesini vücuduna bağlı olan makinaların son konteollerini yapmalarını gözünü kırpmadan izledi. Hayal yaşlı doktorun kendisine söylediği sözle gülümseyerek başını olumlu anlamda sallarken doktor cama doğru dönerek baş parmağını her şey yolunda dercesine kaldırdı. Adamın bu hareketi ile herkes rahat bir nefes alırken Arya bu defa sevinçten annesi ve ağlayan kayınvalidesine doladı kollarını. Doktor Kerim'in vücüduna bağlı olan makinanın birini daha kontrol ettikten sonra Hayal'le birlikte dışarı çıktı. Herkes umutla parlayan gözlerini doktora dikerken Arya ni an önce odaya hirmek için sabırsızlanıyordu. Doktorda onun bh halini anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

 

"Durumu iyi. Her şey normal. Kendisinin uyanmasını bekliyeceğiz artık. Olurda uyanmak istemezse biz bu işi devralıp bir aksilikte olmazsa yarın sabah Kerim'i uyandıracağız."Arya'nın sabırsızca kıpırdanması ile gülğmsedi. " Kavuşma zamanı küçük hanım. " Kızın yüzünde utangaç bir gülümseme peydah olurken sözlerine devam etti." İçeri girerken dikkatli ol hijyen önemli. Senden başka kimse girmeyecek. Görmek isteyen buradan görebilir.En azından uyanana kadar sabredin." Herkes başjnı olumlu anlamda sallarken doktor başıyla gir işaretini Arya'ya verirken Arya kapının kkluna çoktan uzanmıştı bile. " Sizde şimdilik biraz burayı boşaltın bakalım. Gençler yanlız kalsın!" Doktorun uyarısı ile herkes Kerim'e bir kez daha bakıp koridorun sonundaki bekleme salonuna yöneldiler.

 

Arya gerekli önlemleri alarak odanın içerisine adımını atıpta kocasına yaklaşırken kendine verdiği sözleri unutarak gözlerinde biriken yaşları serbest bıraktı. Adımlarını hızlandırarak yatakla arasındaki mesafeyi hızla kapattı. Gözleri kocasının üzerinde gezinirken acıyla yüzünü buruşturdu. Daha bir gece önce başını koyduğu göğsünde şimdi büyük bir sargı ve bir sürü ne işe yaradığını bilmediği kablolar vardı. Derin bir uykunun kkllarında olduğu düzenli bir şekilde inip kalkan göğsünden belliyken Arya yatağın kenarına ona zarar vermekten korkarcasına oturdu. Elleri krnfinden bağımsızca dağılmış kumral saçlarına giderken parmaklarını saçlarına geçirerek fısıldadı.

 

" Beni bırakıp gideceksin diye öyle korkuyorum ki. Sakın beni bırakma Kerim sakın! Annem,babam,bebeğimiz kayıplarım öyle çok ve ağırki dayanması çok zor." Gözünden akan yaşı elinin tersiyle silerek kocasına içini dökmeye devam etti." Kayıplarım zor olsada sırtımı dayadıklarım beni kaldırdı. Ama seni kaybedersem beni bu defa kimse kaldıramaz sevgilim."Elleri saçlarından yüzünü kaplayan sakallarına doğru kaydı ve parmak uçları adamın simasını ezberlemek istercesine dolandı her köşesinde. " Herkes güçlü olduğumu ayağa kalktığımı düşünüyor ama öyle değil işte. Yapamıyorum. Onlar varsın içimide dışım gibi sansın ama öyle değil. Fırtınalar,boranlar var içimde hrr bir zerrem acıyla kavruluyor.Evini kaybetmiş küçük bir çocuk gibi korkuyorum Kerim. Çok korkuyorum! Kalk bir an önce ve elimden tut. Yüreğim yüreğinle çarpsın. O korkan küçük kızın elini bırakma, evsiz bırakma!" Hıçkırığı dudaklarının arasından firar ederken eğilerek kocasının yüzüne uzun bir öpücük bıraktı. Sakalları dudaklarını okşarken tebessüm ederek yataktan kalktı ve yanı başındaki koltuğa oturarak kocasının elini avuçları arasına hapsetti. Kerim'in onu duyup duymadığını bilmeden konuşmasına devam etti.

 

Gün ilerlerken aradaki camdan herkes sıeayla ziyaret etmişti. Kerim'i. Tabiki Kenan'a döz verdikleri gibi kolini halinde değil gruplar şeklinde gelmişlerdi. Erkekler yapılacak işleri halletmeden önce ziyaret etmiş kadınlarda daha sonra gelmişti. Elleri kolları dolu felen kadınlar Kenan'ı çileden çıkarsada kendiside nasiplenmek şartıyla göz yummuştu. Ayşe, kalmak için Deniz'e ısrar etsede kadın diğerlerinin de yardımıyla arkadaşını bu fikrinden caydırmıştı. Günün en hareketli anı şüphesiz gençlerin geldiği andıki onlar düzensiz bir şekilde geldiği için ortam kalabalıklaşmış Yunus diğer aile üyelerini alarak bir şeyler yiyip içme bahanesi ile kafeteryanın yolunu tutmuştu.

 

Kızlar camdan Arya ile bir birlerinin anladığı dilde işaretleşip gülüşürken erkekler onların bu hareketlerine anlam veremeyerek sadece izliyordu.

 

Zeynep eliyle gel işareti yaptığı arkadaşından olumsuz cevap alınca bakışlarını kısarak homurdandı.

 

"Allahım kız enişteye koala gibi yapıştı resmen! Ay gel şuraya iki çift laf edelimde kafan dağılsın be!" Sözlerinden sonra tekrar gel işareti yapmış bu defa Arya'nın ayaklandığını görünce kızlara dönüp sırıtarak söylenmişti.

 

" Bak buraya yazıyorum bunlar ikinci bebeğin temelini bu odada bu hasta yatağında atmazlarsa benim de adım Zeynep değil." Küçük bir çocuk gibi alt dudağını sarkıtıp, omuzlarını düşürdü ve Meyra'yı imrenerek süzüp umutsuzca homurdandı. "Siz benden önce anne olun ben o hain yüzünden meyvesiz ağaç gibi kuruyup gideyim. Ben niye yapamıyorum? O hain bile bir bebek yapmayı becere bildiyse,ben de derhal bir koca bulup bebek yapacağım." Söylediği sözleri kendisi onaylar gibi başını hırsla sallarken kızlar onun bu sözlerine ne diyeceğini bilememişti zira Zeynep'in tam arkasında Emir'in ateş saçan bakışları çenelerini tutmaları gerektiğini gösteriyordu. Zeynep arkasından gelen uyarı niyetindeki öksürükle bakışlarını o yöne çevirdi. Kalbi gördüğü kişiyle hızlanırken, Emir görevden gelmiş, ilk işi Zeynep'in yokluğunda neler yaptığını öğrenmek için telefona sarılmak olmuştu. Asya'dan aldığı haberlerle ayağının tozuyla hastaneye gelmiş Kerim'in yattığı odanın koridoruna girip arkadaşlarına yaklaştığı esnada Zeynep'in sözlerini duymuştu. İçindeki bir yan arkadaşlarının yanına gitmesini söylerken kalbi sevdiği kıza yönelmiş kendini belli etmek istercesine hafifçe öksürmüştü. Kendisine kısa bir sn bakıp daha sonra akışlarını kaçıran kızın arkasında durarak özlediği kokuyu ciğerlerine hapsetti. Zeynep arkasındaki adamın varlığının bilincinde huzursuzca kıpırdanarak yanındaki Asya'yı kibar sayılmayacak şekilde sertçe dürterek sordu.

 

"Hani bu sevda haini abin görevdeydi? Bu olanlardan haberi yoktu Asya? Ne işi var bunun burada!?" Asya'nın bakışları kısa bir an abisiyle buluşunca hızla omuzlarını kaldırıp yüzüne şaşkın bir ifade takınarak söylendi.

 

"Aaa! Ne bileyim ben Zeynep abla. Aynı evde yaşamıyoruz farkındaysan. Dün en son konuştuğumuzda görevdeyim demişti." Emir kardeşinin sözlerine göz kırparak karşılık verirken kızlar Asya'yı da alarak odadan çıkan Arya'nın yanına geçti. Adam sevdiği kızın ensesine doğru eğilip nefesi'ni yavaşça vererek sıktığı dişlerinin arasından tıslayarak konuştu.

 

"Benden başka biri olmadı olmayacak!Bunu aklınada kalbinede sok Zeynebim! O çok istediğin bebekte ancak ikimizin bebeği olabilir,başka birinden olacak bir bebeğin hayalini dahi kurma!" Bir adımda Zeynep'in önüne geçerek göğsünü delip geçen bakışları ile kendi elalarını birleştirdi. "O çok istediğin bebeği yapmamız içinde benim sana geleceğim günü bekleyeceksin!Yıllarca ben senin bana geleceğin günü nasıl beklediysem sende öyle bekleyeceksin!" Zeynep karşısındaki adamın her sözüyle içindeki dinamitin fitilinin ateşlendiğini hissetsede uygun olmayan bir ortamda onunla tartışmaya girmek istemediği için susuyordu. Ama son işittiği sözler içindeki dinamitin patlayıp ikisinide parçalara ayırmasına neden olacak cinstendi. Sustu kız içi parçalanırken yine sustu. Sevdiği adamın eskisi gibi gözlerinden anlasını istedi ela gözlere diktiği hareleri yaşlarla parlarken,Emir'in yüreğine işledi o bakışlardaki kırılmışlığı,mutsuzluğu acısı, yanlızlığı! Biliyordu yıllarca bekleyenin sadece kendisi olmadığını ama başka bir erkeğin varlığı can evinden vurmuştu Emir'i. İşte o an anladı Zeynep'in onu Berze ile gördüğünde neler hissettiğini. Hissettikleri ile kendi ela gözleri de dolarken karşısındaki kızın eline doğru bir hamle yapması ve onun geri çekilmesi ile acıyla fısıldadı.

 

"Özür dilerim Zeynep,ben öyle demek..." Zenep gözünden damlayan yaşı hızla silerek Emir'in gözlerinden gözlerini çekmeden bıçak gibi kesen bir ses tonuyla konuştu.

 

"Sakın! Sakın bir daha beni suçlama!Sen kabul etmesende seni gereğinden fazla bekledim! Sen hayatını çizdin sıra bende!"İşaret parmağını kaldırıp karşısındaki adamın göğsünü sertçe dürttü."Ömür boyu senin ve biten bir aşkın yasını tutup kurumuş içi çürümüş bir ağaca dönmeyeceğim! Yeniden bahar gelecek dallarıma,yeniden yeşerip çiçek açacağım! Seni kalbime gömdüm toprağına yeni tohumlar ektim!" Parmağını adamın göpsünden çekerek kendi göğsünü işaret etti. " Tam burada yeni bir aşka,yeni bir adama koman bir yer açtım! Sen yoksun! Artık olmayacaksın!" Söylediği her sözde Emir'in omuzlarının biraz daha çöküşünü yüzünün acıyla kasılışını içi kan ağlayarak izlesede sözlerine devam etti. "Gideceğim ve gittiğim yerden dönerken yanımda kocam olacak!Belkide karın gibi karnım burnumda dönerim!" Son sözler Emir'e beklemediği bir darbe indirirken Zeynep arkasını çoktan dönüp kızların yanjna doğru ilerlemişti. Emir'in ne yapmaya çalıştığına anlam veremesede ona ayak uyduracak değildi. Ne olursa olsun ortada bir bebek vardı ve Zeynep o masum bebek için değil aşkını gerekirse yüreğini bile söküp atardı.

 

O gün sanki herkes bir birini kırıp dökmek için fırsat kollarken Doğan,Meyra ile iletişime geçmeye çalıştıkça kız sürekli nikahı bahane ederek kaçıyordu. Kayra ise Dağhan ve Derya'nın samimi tavırları, şakalaşmaları ile sabretmiş ama ikilinin kol kola elinde çayla geldiğini görünce film kopmuş karısını bir köşeye çekerek söylediği sözlerlr kırık kalpler klübüne Derya'yı da sokarak onu arkasında bırakmıştı. Hayal bir ara Kerim'i kontrol edip çıkmış, acil bir ameliyata yetişmek için geri geri giderek Arya'ya hızla Kerim hakkında bilgi vermeye başlamıştı ki sert bir bedene çarpmış tam düşeceği esnada belinden kavrayan ellerle dengesini sağlaya bilmilşti. Kendisini bir tutanı görmek için başını hafifçe çevirirken Mehmet'le burun buruna gelmek isteyeceği son şey bile değildi. Kalbinin koşuya çıkmışcasına attığını ona hissettirmemek için hızla kollarından ayrılıp bir şeyler söyleyerek gözden kaybolmasını kırgın ve umutsuz bakışlarla izlemişti. Kendisine hem çok yakın hem çok uzak olan bu kıza delicesine aşıktı.

 

Akşam saat sekiz gibi herkes dağılmışken Arya bu defa Dağhan'ı da gönderdi dinlenmesi için. Kendiside odaya girerek kocasını inceledi bir süre. Doktoru öğlen yaptığı kontrolden sonra ilaçları kestiklerini ve bir aksilik olmazsa akşama doğru uyanacağını söylemişti. Her an gözü kocasında onun en ufak bir hareketini bekliyor,sanki o ufacık hareketi kaçırırsa hiç uyanmayacakmış hissine kapılıyordu. Uzun süre bekledi,odada dolandı,uzandı ama saatler geçmiyordu.Kolundaki saati kontrol etti .Ona geldiğini görünce yüzü iyice asıldı.Neden uyanmamıştı. İçine sızmaya çalışan umutsuzlukla vaşını olumsuz anlamda salladı. Uyanacaktı! Sadece yorgundu ve ondanfı bu bekletiş. Adımlarını pencereye doğru çevirerek ilerledi. Dışarıda balayan karı izledi bir süre. Düştüğü yerde eriyip kaybolan kar taneciklerini takip etti gözleri. Dışarının soğuğuna karşı içerisi sıcakta olsa ürpermiş bir an. Kolları ile bedenini ısıtmak istercesine sıvazlarken başını pencereye dayayarak bir melodi tutturdu dudaklarında.

 

Buğazında hissettiği yanma ile yutkunmaya çalıştı adam. Ama bu hateketi canının daha fazla yanmasına sebep olmuştu. Buğazı aşırı derecede kurumuştu ve şişlik hissi vardı. Ağzını ve burnunu kapatan cismi hissettiği an elini direk oraya yönlendirdi ve oksijen maskesini çıkararak tekrar yutkunmaya çalıştı. Bir an uyandığında nerde olduğunu anlamaya çalışmış sonra göğsündeki acıyla her şey zihnine bir bir üşüşmüştü.Bakışları odayı tararken karısını buldu bakışları çökmüş omuzları ve bitkin bedeni ile pencereye doğru yürüyordu. Sessizce izledi. Unutmak istemezcesine hafızasına kaydetti her ayrıntısını.Onun kollarını bedenine dolamasını çatılan kaşları ile izledi. Oda gayet sıcaktı ama Arya üşüyordu anlaşılan.Onun hasta olmasından endişe ederken odayı karısının dudaklarından dökülen sözler bölmüştü.

 

Dışım çiçek аçmış belki

İçimde kаrа yosunlаr

Görenler mesut sаnıyor

Bilmezler ki ne derdim vаr oy

 

Oy beni vurun vurun

Nedir çektiğim zulüm

Bu dünyаnın yükünü

Bir ben mi omuzlаdım oy

 

Gün geçer gece olur

Gecem geçmez gün olmаz

Yаlvаrırım mevlаyа

Bir duаm kаbul olmаz oy

 

Karısının söylediği şarkı nasılda yansıtmkştı onların iç dünyasını. Güçlükle yutkundu. Kendi aptallıkları ve saçma intikam hırsıyla sevdiği kadını kaybetmişti. Onu terk etmişti haklı olarak ve kendisinin onu yüreğine evine döndürmeye ne yüzü ne gücü vardı. Ona daha fazla acı çektirmeyecekti. Belki de karısı haklıydı ikisininde üzerinde bir lanet vardı. Hiç bir zaman mutlu olamayacaklardı. Zaten şu saatten sonrada olmazdı.Yunus babası kızına yaptıklarını bir duysa kendi elleri ile alırdı canını.Canından korktuğu yoktu çıkar karşısına anlatırdı da ama Arya ya söz vermişti işte. O Arya'ya verdiği sözü çiğneyemezdi. Karısının verdiği karara uymaktan başka şansı yoktu çünkü ona daha fazla acı çektimek kırmak istemiyordu.

 

"Kerimm!!" Adam adının seslenilmesi ile gözlerini acıyla yumdu. İşte şimdi başlıyordu, onun gurbeti,hasreti, kavuşamadığı ve kavuşamayacağı sevdası...

 

Yitenumutlar...

 

 

Loading...
0%