Yeni Üyelik
1.
Bölüm

İ-D-B-S-1

@yitenumutlar

Derya uzun gece karası saçlarını savurarak hızla ablasının boynuna sardı kollarını.

 

"Abla nerede kaldınız? Sabahtan beri sizi bekliyoruz!" Arya kardeşinin neşesi karşısında derin bir nefes alarak oynayacağı oyuna hazırladı kendini. Kızın yanaklarına sulu öpücüklerini bırakırken elinin tutulması ile kısa bir an gerildi.

 

"Ablanın suçu yok Baldız. Her zamanki gibi benim işlerim yüzünden geciktik. " Ablasını bırakıp eniştesine sarılırken Arya kocasının hemen rolüne bürünmesi karşısında yüzünü buruşturdu.

 

"Aşk olsun enişte! Ablamı aldığın yetmiyor gibi bizimle geçireceği zamanıda kısıtlıyorsun iş kolikliğin yüzünden! " Derya'nın sitemli sözleri karşısında Kerim küçük bir kahkaha atarak kolunu kızın omzuna doladı ve üçü eve doğru ilerlerken şakayla karışık cevap verdi.

 

"Ablanı bu kadar çok özlüyorsan seni de Dağhan'la evlendirelim hiç ayrılmazsınız! " Arya bakışlarını hızla kocasına çevirirken Kerim baldızına muzipçe göz kırptı ."Ne dersin kara çalı!?" Arya ile sevgili olduklarından bu yana kendilerine rahat yüzü göstermeyen kıza kara çalı diye takılıyordu hep. Derya ise yüzünü buruşturarak çemkirdi.

 

"Enişteee! Ben kala, kala senin çapkınlıktan egosu Everest'e çıkmış kardeşinemi kaldım! Aşk olsun! Türkan Şoray gibi kızım! Senin kardeşine varacağıma rahibe hayatı yaşarım daha iyi! " Kerim'in kahkahası ile kolunun altından çıkarak topuklarını yere öfkeyle vura vura eve doğru ilerledi.

 

"Peşimde ne, Nick Bateman ler, Kıvanç Tatlıtuğ'lar kuyruk oluyor da ben yüz vermiyorum! Senin kardeşin olacak o hilkat garibesine mi olur diyeceğim? Seninkide laf yani! " Derya'nın homurdanmaları ile Kerim ufak bir kahkaha atarken Arya ona dönerek sinirle konuştu.

 

"Ne den yaptın bunu!? Şimdiki planında kardeşim mi? " Kerim'in gülüşü yüzünde büyürken karısının yanağına doğru uzandı ve gözlerine bakarak okşadı.

 

"Neden bu kadar sinirleniyorsun? Belki de her şey sona erdiğinde onları biz bir araya getiririz. Bence gayette yakışıyorlar! " Arya'nın konuşmasına fırsat vermeden eve doğru çekiştirdi. Kızın içi inanılmaz bir öfkeyle dolarken onun yeni oyunlar peşinde olduğunu düşünüyordu. Fakat bilmediği Kerim kalbinden geçenleri söyleyip, içinden geldiği gibi hareket etmişti. Nedense bu aileyle bir araya gelince aklındaki her şey uçup gidiyordu.

 

Yunus elinde salata tabağı ile mutfaktan çıkarken kızı ve damadını görünce mutfaktaki karısına ters bakışlar atarak homurdandı.

 

"Beni damadın önünde rezil ettin kadın! Ne var sanki bıraksaydın da o maçın özetini izleseydim! Benim gibi bir adama sofra kurmak yakışıyormu!? " Arya ve Kerim babasının sözleri ile gülümserken Deniz mutfaktan seslendi.

 

"Mızmızlanma canım! Yoksa korkusuz Yunus Toralı karısına yardım ettiği duyulur da arkadaşlarının ağzına sakız olur diye korkuyor mu!? " Yunus, bir elinde salata tabağı kızına sarılıp, damadıyla tokalaşırken isyan edercesine karısına cevap verdi.

 

"Ne alaka kızım ya! Niye korkacakmışım? Zaten her şey o Kenan denen kılıbığın başının altından çıkıyor. Karısı onun pastanede yardım edişini size ballandırarak anlatınca, sizde bize sarıyorsunuz farketmedim sanma! " Derya babasının masaya salatayı bırakırken ki halini cep telefonu ile ölümsüz leştirirken Yunus patlayan flaşla adeta gözlerini şaşkınca açarak kükredi.

 

"Ula uşak! O çırpı bacaklarını kırdırtma bana! Yettin ula! Anası bi taraftan kızı bi taraftan ömrümü yediniz da!" Kızının elindeki telefonu sallayıp, sosyal medyayla kendini tehdit etmesi ile Yunus'ta film kopmuştu. İşaret parmağını Derya'ya doğru tehdit edercesine sallayarak kesin bir dille konuştu. " Yarından tez yok, o testi o bacaya çıkacak! And olsun ki ilk kıran uşağa vereceğim seni! " Derya gözlerini korkuyla açarken babasının üzerine yürümesi ile kendisini eniştesinin arkasına atarak çemkirdi.

 

"Ya baba! Ben daha Nick'in kaslarına dokunmadan sen testiyi dikiyorsun bacaya! Biraz insaf ya! Ya veletler oyun oynarken kırarsa? Ya yaşlı kel, göbekli biri kırarsa? Vallahi gözlerim açık gider haberin olsun! " Kerim baldızına susması için uyarırcasına bakışlar atarken Yunus gözlerini çoktan şüpheyle kısmıştı.

 

"Ula Nick kim!? Kız sen beni katil mi edeceksin!? " Yunus'un mavi gözleri öfkeyle parlarken Derya'ya doğru bir hamle yaptı. Arya kardeşine doğru hamle yapan babasını engellemek için önüne geçerek beline sarıldı ve onu sakinleştirmek adına konuştu.

 

"Babacığım hayranı olduğu yabancı bir erkek model. Uzaktan bir beğeni yani. Hem adamı görsen, Derya da haksız sayılmaz hani. " Yunus'un ağzı Derya dan ziyade Arya'nın sözleri ile bir karış açık kalırken bu defa kükreyen Kerim olmuştu.

 

"Aryaaa! Ayıp olmuyormu kocan var burada? Benim yanımda bari söyleme ya! "

 

"Kuzım kocan haklı. Sanane elin adamının kasından, yakışıklılığından! " Arya umursamazca omuzlarını silkerken, Kerim onun bu tavrı karşısında öfkeyle dişlerini sıkmıştı. Mutfaktan çıkan Deniz olaya noktayı koyarcasına konuştu.

 

"Yeter da! Gitmeyin kızlarımın üzerine! Ya bir an önce oturursunuz şu sofraya,ya da damadınla seni kapı dışarı atarım! " diyerek kocasını tehdit ederken elindeki çorba kasesini sofraya bırakarak kollarını kızına doğru uzattı. Arya annesinin kendisini davet eden kollarına doğru ilerlerken her şeyi unutmuştu. Evliliğini, intikam meselesini, aklındaki şüpheleri hepsi buhar olup uçmuştu sanki. Kızına sarılan kadın özlemini giderince onu kendinden uzaklaştırarak,biraz önce fark ettiği ayrıntıyla şüpheyle baktı.

 

"Kızım bu ne hâl? Yeni gelin dediğin böyle karalaramı bürünür!? Ele güne karşı cıvıl, cıvıl olman lazım senin." Arya' nın bakışları kocasına dönerken Kerim önündeki kaseyi çorba koyması için kayınvalidesi ne uzattı ve karısına ben sana demiştim bakışları attı. O sırada Deniz homurdanmalarına devam etti. "Ah! Arya Ah! Annem, ben sana hiç mi bir şey öğretmedim? Adetlerimizi bilmiyor musun kızım? Dul kadın mısın sen? Şimdi kocasının ailesi ne der bize!?"Arya bakışlarını kaçırırken Kerim onun daha fazla sıkışmasına dayanamayarak söze girdi.

 

"Benim için giydi Deniz Anne. " Derya, eniştesinin sözleri ile kıkırdarken babasınıj sert bakışları ile susmak zorunda kalmıştı. Arya'nın bakışları ise hızla kocasını bulurken Kerim sözlerine devam etti. "Öyle rengarenk giyinince çok dikkat çekiyor. Erkeklerin gözü hep üstünde olunca ben de haliyle kıskanıyorum. Kim ne derse desin ben böyle giyinmesinden mutluyum!" Kerim'in sözleri ile Derya bu sefer sesli bir şekilde kıkırdamaya başlayınca babasının tepkisiyle karşılaştı.

 

"Finduk kurduu!" Yunus kızının üzerindeki uyaran bakışlarını damadına çevirerek memnuniyetle gülümsedi. "Aferin oğlum! Karını hep böyle koru! Gerekirse tesettüre sok ben arkandayım! Erkek sinek bile bakarsa oy gözünü!" Elindeki çatalı betimle yaparcasına çevirmişti. Arya babasının sözleri ile gözlerini devirirken Derya'da dertli,dertli homurdandı.

 

"Of! Of! Ben kesin evde kalacağım! Başımda böyle bir baba varken sonum karalahana turşusuna dönecek! " Derya'nın serzenişleri ile masadakiler kıkırdarken kız aklına bir fikir gelmişcesine eniştesine döndü.

 

"Enişte sen haklısın galiba ben bu gidişle senin egoist kardeşine kalacağım sanırım!" Elini yüzüne dayayrak yanaklarını şişirdi ve düşünceli bir şekilde tekrar konuştu. " Acaba Dağhan beni alırmı!? " Alnının ortasına aldığı kaşık darbesi ile babasının sert sözlerini işitmesi bir oldu.

 

"Kızım kudurdun mu? Eniştenin yanında söylediğin laflara bak! Sen iyi değilsin Derya. Yarından tezi yok nenen lerin yanına köye gidiyorsun belki aklın başına gelir. " Derya köy lafını duyunca bakışlarını önce Annesine, sonra ablasına onlardan beklediği desteği alamayınca eniştesine çevirdi. O da kendin kaşındın dercesine bakış atınca ondan da destek çıkmayacağını anlayarak başını eğip önündeki çorbasına odaklandı.

 

Arya kardeşinin üzülmesine dayanamayarak elini avcunun arasına alırken Derya elinde hissettiği sıcaklıkla bakışlarını o yöne çevirdi fakakat fark ettiği ayrıntıyla asık yüzü, gerilirken ufak bir çığlık attı.

 

"Ablaa! Eline ne oldu!? " Kardeşinin çığlığı ile anne ve babasının gözleri Arya'ya dönünce kız panikten ne yapacağını bikemeyerek kocasına baktı. İkilinin bakışması ve gelmeyen cevapla uzayan sessizlik Deniz'i huzursuz ederken daha fazla dayanamayarak sordu.

 

"Neler oluyor Arya!? Belliki bir sorun var anlatmayacak mısın kızım!?" Geldiklerinden beri kızının halinden şüphelenen kadın, Arya'nın sargılı olan elini farkedince dayanamayıp sormuştu. Kocasının da içine bir şüphe düşürdüğünden habersiz bir şekilde, tekrar kızından gelecek cevabı beklemeye başladı.

 

Arya ise üst, üste gelen olaylar ve annesinin şefkatli ses tonu ile sorduğu soru karşısında dolan gözlerini tekrar kocasına çevirdi. Kerim yapma dercesine karısına bakarken Derya her zamanki gibi patavatsızlığını konuşturdu.

 

"Ayyy! Abla yoksa siz gerdeğe giremedinizde sen çarşaf için elini mi kestin!?"

 

Derya'nın sözleri ile Yunus ağzındaki çorbayı püskürtürken kızının patavatsızlığı karşısında sinirden kıpkırmızı kesilmişti. Kocasına peçete uzatan Deniz dişlerini sıkarak kızına tısladı.

 

"Deryaa! "

 

Karısının uzattığı peçeteyi alan adam, ağzını silerken bakışlarını Arya ve Kerim'in üzerinde gezdirerek tekrar Derya'ya döndü ve eline aldığı kaşığı sallayarak konuştu.

 

"Kalk şu masadan şimdi elimde kalacaksın Derya! Git valizini hazırla! Köye gidiyorsun. En azından Halan ve Dayın'a düğün telaşında yardımcı olursun! " Derya kırdığı potun farkına yeni varırken annesinin de babasına destek vermesi ile omuzlarını silkti. Zaten bütün yaz sıkılmıştı burada. En azından kuzenleri ile biraz kafa dağıtır eğlenirdi. Yüzündeki memnuniyet dolu gülümsemeyi babasınun gözünün içine sokarcasına masadakiler afiyet olsun diyerek odasına doğru yöneldi. Bu yaz kuzenleri ile çok eğlenecekti çok. Ama kıca fikrini, sürekli testi, testi diyerek aklına sokan babasından ufak bir intikam almadanda gitmeyecekti. Sonuçta o Yunus Toralı'nın kızıydı. Dudakları sinsice kıvrılırken odasının kapısını kapatmadan sesinin çıka bildiği kadar bağırdı.

 

Babaaa! Testiyi de koyayım mı valize!?Bakarsın yakışıklı bir koca bulurum! Nick ne dersin!? Hatta belki Güney abla yakışıklı asker arkadaşlarından getirir. Onlarda yanlışlıkla benim testiyi kırar!Olur bence!Olmayacak bişey değil ha!" Herkes şok olmuş bir şekilde bir birine bakarken Yunus öfkeyle kükredi.

 

Yan daire de eğitimden gelen Kayra duştan çıkmış rahat bir uyku çekmek için hazırlanırken belinde havluyla tam yatağına yönelmiştiki Derya'nın çığlık atarcasına söylediği sözlerle adeta yerinden fırladı. Bu kızı bir gün kendi elleri ile boğacaktı. Bir kız bu kadar koca meraklısı olamazdı! Olursa da bu deli gibi koca istiyorum gel beni al diye bağırmazdı! Derya'nın mavi muzip bakışları gözlerinin önünde canlanınca yüzünü buruşturdu. Eli küçükken Derya'nın taşla yardığı bölgeye giderken gözleri öfkeden kararırken parkta yaşadıkları o anı canlandı gözlerinin önünde.

 

~~~~~~~~~

 

Kayra bisikletini sürerken öfkeden kararan gözleride kum havuzunda kumlarla oynayan küçük kızın üzerindeydi. Derya eli, yüzü toprak olmuş bir şekilde mavi gözleri yanındaki sarı kafalı çocuğa muzipçe parlarken sikletin direksiyonunu sertçe sıktı kük elleri. Sarı kafalı çocuk Derya'ya yaklaşarak yanağına bir öpücük bırakınca Kayra'nın kara gözleri ateş saçarcasına parladı. Yunus Amca'sının sözleri kğçük aklında dönerken bisikleti sertçe durdurarak hırsala Derya'nın yanına yaklaştı ve küçük kızı kolundan tuttuğu gibi hızla yanına çekerek bağırdı.

 

"Ne demeye elin oğluna öptürüyorsun kendini!?"Derya'nın şaşkınca bakan mavi gözlerinden öfkeli gözlerini çekerek sarı kafalı çocuğa yöneltti ve yumruk halini almış küçük ellerini çocuğa doğru kaldırarak tehdit edercesine konuştu.

 

"Bir daha senin Derya ile oynadığını görürsem seni köydeki evimize götürür ebemin ineklerinin yanına bağlarım! Derya'yı öpen o dudakların her gün ot yemekten Fadime nine nin memeleri gibi sarkar!" Çocuk korkuyla Kayra'ya bakarken o ellerini beline koyarak tek kaşını kaldırdı ve hala bueadamısın bakışı atarak çocuğun hızla uzaklaşmasını keyifle izledi.

 

Bacağında hissetti acıyla,bakışlarını aşağı doğru eğdi. Derya küçük ellerini yumruk yapmaış, mavi gözleri öfkeden çakmak, çakmak olmuş bir şekilde kendine bakıyordu. Kayra, boyunun neredeyse Derya'nın iki katı olmasından dolayı hafifçe eğilerek küçük kızın öfkesinin aynısı ile tısladı.

 

Neden vurdun şimdi! " Gece karası saçlarını tombik elleri ile geriye doğru ittiren kız dudaklarını büzdürerek ağlamaya hazırlanırken ayağını sertçe yere vurdu.

 

"Senin yüzünden Cenk kaçtı! Biz büyüyünce onunla evlenecektik!"Kayra küçük kızın büyük sözleri ile öfkelenirken hafif üzerine doğru eğilip işaret parmağını uyarırcasına sallayarak cevap verdi.

 

"Yunus Amcam seni bize emanet ediyor! Yanına erkek sinek bile yaklaştırmayın dedi! Hem sen en iyisi şimdiden üzül, ilerde o sarı kafa senin ne şirret bir kız olduğunu öğrenince zaten kendisi kaçardı.Seni kimse almaz!Boşuna heveslenme!" Derya'nın mavi gözleri boncuk, boncuk yaşarırken Kayra sözylediği sözlere çoktan pişman olmuştu. Ama o da sarı kafaya her gün kendini öptürüyordu. Yunus Amcası kızacak, onu yine köye yollayacak diye korkusundan onada söyleyemiyordu. En iyisi kendisi halletmeliydi bu mevzuyu. Derya tozlu li'nin tersiyle göz yaşlarını sildi ve hızla yerden kaptığı taşı alarak Kayra'ya doğru fırlattı.

 

Kafasına inen sert cisimle acı bir şekilde inleyen Kayra bir den etrafını saran kuzenleri ve arkadaşlarının şaşkın bakışları ile öfke dolu gözlerini Derya'ya çevirdi.

 

"Sen benim arkadaşlarımı korkutup kaçırırsan, büyüyünce benimle kimse evlenmezse benim le kim evlenecek!? "Tuğra kardeşinin kanayan başını kontrol edip hiç bir zaman kıyamadığı ağlayan kıza çevirdi bakışlarını ve bir abi tavrıyla konuştu.

 

"Üzülme Derya, kimse seni almazsa söz ben seni bu öküz kardeşime alırım!" Kayra dişlerini sıkarak tıslarken, Derya'da resmen siteyi inletecek şekilde çığlık atmıştı.

 

"Tuğraaa! "

 

Derya'nın başına hatıra bıraktığı yarası sızlarken, kulaklarına dolanYunus Amca'sının kükremesiyle daldığı anılardan sıyrıldı.

 

"Deryaaa! Başlarım senin testine de kocana da! Ula kudurdun mi? On dokuz yaşında koca derdinde! Bacaklarını kırarım senin!Edepsiz uşak! Kime Çektin sende böyle koca meraklısı olup çıktın başıma anlamadım ki!"

 

"Halasına!" Karısının iması ile bakışlarını ona çeviren Yunus onun umursamaz bir şekilde kollarını göğsünde birleştirmesi ile öfkeyle ellerini yüzünde gezdirdi.

 

"Deniz! Ula katil edeceksiniz ana kız beni yeminle. Hatırlatırım halasının aklını çelen senin şimşir kaşığı suratlı kardeşin! Yani dayısına çekmiş senin bu kızın!" Deniz kocasına cevap vermek için tam ağzını açmıştıki tartışmanın uzayacağını anlayan Arya hemen araya girerek vedalaşma faslını başlattı ve ailesiyle vedalaşarak evden hızla ayrıldılar.

 

Tam uykuya dalarken yan odadan gelen seslerle gözlerini deviren Kayra işittiği sözlerle gülsemi, öfkeden deliyemi dönse bilemedi.

 

Trabzon yollarinda

Finduklar dallarinda

Allah canumi alsın

Nick'ı mın kollarında

 

Kayra öfkeyle üzerindeki pikeyi tepiklerken bu kızın derdinin ne olupta bu kadar koca meraklısı olduğunu düşünüyordu. Bir türlü uyutmamıştı. Onun yüzünden yarınki sınavı uayuyarak geçirmek zorunda kalacaktı.

 

Gitti finduk dalina

Sepat almiş kolina

Nick'ım da geliyor

Hep salina, salina

 

Öfkeyle saçlarını karıştıran adam komidinin üzerindeki telefonuna uzanarak mesajlar bölümüne girdi ve mesajını yazarak gönder tuşuna bastı.

 

Derya telefonunun mesaj sesi ile cebinden çıkarıp ekrana dokununca gördüğü isimle kaşları hızla çatıldı ve mesaja tıklayarak okumaya başladı.

 

Gideceksin kim vurduya,

Binipte dört kolluya,

O çeneni kapamazsan bir an önce,

Azrail'in olup geleceğim salına, salına!!!!

 

Gece, gece koca, koca diye siteyi ayağa kaldırıp kafamın içine sıçtın yarın önemli bir sınavım var yat zıbar artık ki bende uyuyayım! "

 

Derya tek kaşını kaldırarak sinsice sırıttı. Geçen gün yanındaki kıza kendisini tanıtırken, deli, şirret, koca meraklısı kuzenim diye bahsetmişti değilmi bu yalı kazığı!? O zaman gider ayak bir intikam da Kayra'dan almanın vakti gelmişti. Nasıl olsa tatil bitene kadar görüşmezlerdi. Kayra'da her şeyi unutur siniri geçerdi. Sinsi gülüşü yüzünde büyürken boğazını temizleyerek ebabasına şaka yapmak için alıp süslediği testiyi eline alıp oynayarak son ses türküsünü söylemeye devam etti.

 

Kayra attığı mesajdan sonra belindeki havluyu çözerek dolabına ilerleyip bir şort aldı. Şortu uzun ve kaslı bacaklarından geçiren genç adam, eline aldığı tüşörtle uyumak için tekrar yatağına ilerliyorduki Derya'nın sesiyle gözlerini öfkeyle yumup ellerini gür saçlarından geçirerek tısladı.

 

Ormanda çali miyum?

Çalinın dali miyum?

Nick'ım da dururken

Ben başka yare varır miyum?

 

"Allah'ın cezası laz delisi! " Elindeki tişörtü yatağa fırlatan genç adam ikizi Tuğra'nınyüzüne gelen tişört sonuch korkuyla uykusundan sıçradığından habersiz öfkeyle balkona doğru ilerledi.

 

Derya ise her zamanki şaklabanlığı ile elindeki testiyi bir oyana bir buyana sallayıp kıvırtarak türküsüne devam ediyordu.

 

Sen sus Ankaralı oğlan

Suratsız, çatık kaşlı oğlan

El kızının yanında da

Bozma bir daha beni oğlan!

 

Deli gibi kendi, kendine hem söyleyip hem oynayan kız gece karası saçlarını savurunca kendisine öfkeyle bakan kara gözlerle karşılaştı. Sertçe yutkunanan kız mavi iri gözlerini bir kaç defa şaşkınca kırpıştırarak kendi, kendine fısıldadı.

 

"Şimdi yandın kızım Derya! Ha bu deli seni çiğ, çiğ yer! "Kayra bir adım da Derya'nın dibine sokulunca kız dudağının alt köşesini korkuyla ısırdı. Kayra'nın uzun boyu ve heybeti karşısında ne kadar korksada geri adım atmadığı için kendi, kendini tebrik etmeyi de ihmal etmedi. Yorgunluktan gözlerinin altı çöken genç adam dişlerini sıkarak tısladı.

 

"Ben sana sus dediğim halde neden tüm siteyi kaldırmak adına bir taraflarını yırtmak için çabalıyorsun!? "Derya, Kayra'nın söylediği sözleri umursamadan aklına takılan ayrıntıyla gözlerini kısarak şüpheyle konuştu.

 

"Odama nasıl girdin!? "Kayra'nın yüzünde pisikopatça bir sırıtış peydah olurken elini kaldırarak omzunun üzerinden baş parmağı ile balkon kapısını işaret edince Derya'nın gözleri şaşkınlıktan irileşirken ağzıda gözlerine eşlik edercesine irice açıldı. "Deli! Sen manyağın önde gidenisin! Kaçıncı katta olduğumuzun farkında mısın!? Ya düşseydin!? "Tek kaşını kaldıran genç adam imayla cevap verdi.

 

"Yani sana sus desiğim halde susmayıp, odana girip, sana yapacağım işkenceden korkmuyorsun, ama senin odana geçerken balkondan düşme ihmalim seni korkutuyor öyle mi? "Derya gelen soru karşısında yüzünü buruşturarak çemkirdi.

 

"Saçmalama be! Ne korkacağım senin düşmenden! Sana hiç bir şey olmaz orangutan! "Terden yüzüne yapışan saçları eliyle iteleyen kız derin bir nefes alarak sırıtan genç adama karşı sözlerine devam etti. "Üstelik bi gören olsa eve erkek alıyorum zanneder! Sen benim adımı mı çıkaracaksın Tımarhane kaçkını! " Derya'nın sözleri ile pişkince sırıtışına devam eden Kayra kızın üzerine doğru eğilerek sertçe fosıldadı.

 

"Senin adın zaten çıkmış kızım! Şimdi bana saydırma! "Derya'nın yüzü öfkeden kızarırken Kayra arkasını dönerek tekrar balkona doğru ilerlerken aklına bir şey gelmiş gibi geri döndü ve işaret parmağını kıza doğru kaldırarak sırıttı. "Zaten senin değil kapıdan, o balkondan eve erkek alma gibi bir ihtimalin söz konusu olamaz! " Derya, Kayra'nın son sözleri ile daha çok sinirlenirken dudaklarından dökülen sözlere engel olamadı.

 

"Almadığım ne malum! Balkondan, balkona atlaya bilme kabiliyeti sadece sana has bir meziyet değildir her halde!? Fazla yüksekten üşüyorsun Kayra Yaman! Dikkat et çakılmayasın! " Kayra'nın gözleri birden alev alırken aralarındaki mesafeyi hızla kapatarak kızın kolunu sertçe kavradı ve öfkeyle tısladı.

 

"Fazla ileri gidiyorsun laz delisi! Dikkat et ben Yunus Amca'ma, yada şeytan tüyünle parmağında oynattıklarına benzemem yakarım!"Derya'nın onu kışkırtmak için böyle konuştuğunu biliyordu ama bir tarqfıda ya doğruysa diye fısıldıyorduiçten içe. Fısıldayan o küçük sese kulak veren Kayra dişlerini kırarcasına sıkarak sözlerine devam etti. "Balkon derken yan dairedeki o tulumbacıdan bahsediyorsan onun kullandığı o itfaye hortumunu bir taraflarına monte ederim sende beni kışkırtmak için yürüdüğün o ipte değil o hortumun üzerinde yürümek zorunda kalırsın! Ama o hortumun sonunda gördüğün manzara hoşuna gider mi bilmem!" İşittiği hakaretler le deliye dönen kız elini Kayra'nın göğsüne koyarak ittirmeye çalıştı. Çalıştı çünkü elinin altındaki çıplak tenden bedenine yayılan ısıyla içini bir ürperti kaplarken kendine kızan kız tırnaklarını Kayra'nıngöğsüne geçirerek adeta vahşi bir hayvan gibi çizdi. Gözlerindeki kırılmışlık ve öfkeyle kırgın bir şekilde konuştu.

 

"Git buradan!" Kızın dolan mavi gözleri Kayra'nın içini titretirken Derya bağırarak çemkirdi! Sana git dedim duymadın mı!? İnşallah o balkondan düşersinde kurbağa misali o çatal dilin yere yapışır! O kafanı kırarsında bende sen den ve suratsız yüzünden kurtulurum! Çık odamdan çık! İnşallah ağı biten örümcek adam gibi yere çakılırsın! Ayrıca o tulumbacıdan bahseden kim gerizekalı!?" Kayra ileri gittiğini düşünerek tam özür dilemek için ağzını açmıştıki Derya gözlerinde yanan şeytani pırıltılarla ona izin vermeden sözlerine devam etti. "Belki kardeşin Tuğra'yı alıyorum her gece balkondan!? Ha ne dersin Kayra Yaman!?" Avucunun içindeki kolu sertçe sıkan Kayra duygusuz bir şekilde tısladı.

 

"Sus! "

 

"Niye! Senin gözünde ben her gece odama erkek alan bir kızım ya! Bunlardan biride Tuğra dır belki! "Kayra avucunun içindeki kolu ateşe değmişcesine aniden bırakırken Derya sözlerine devam etti. "Ya gencim eğlenmek benimde hakkım be! Rahat davranmam, hayatı ve kadın erkek ilişkilerini dalgaya vurmam,aşka ,sevgiye inanmam sizin gözünüzde koca meraklısı bir kız profili çizsede bana böyle hakaret etmeye hakkın yok!" Kızın sözleri ile dahada sinirlenen Kayra sesini kontrol etmeye çalışarak cevap verdi.

 

"Yeter artık! Saçmalamayı kes! Ben sadece eğitimden yorgun argın evime geliyorum ve senin sayende gecenin bir yarısı yüksek atlama talimi yapıyorum! Birazcık huzur lan, birazcık huzur! Her gece senin koca diye siteyi inlettiğin türkülerini dinlemek zorundamıyım!? Ondan sonrada kalkmış ben koca meraklısı mıyım diyorsun!"Derya pişkince sırıtarak karşılık verdi genç adama.

 

"Ben sizin her gece banyoda orgazm olurken çıkardığınız inlemeleri dinlerken rahatsız olmuyorum da siz benim türkülerimden mi rahatsız oluyorsunuz bay yalı kazığı! " Kızın söylediği sözler karşısında Kayra kırmızıdan mora dönen yüzüyle sinirden patlamak üzereyken alnındaki damarın seyrediğini hissetti.

 

"Deryaaa! Fazla ileri gidiyorsun! Bak ateşle oynuyorsun demedi deme! Dikkat et bir gün o inlemeler senden çıkacak haberin olsun!" Kayra'nın sözleri ile bu defa Derya aldan mora dönerken gelen sesle ikilinin bakışları hızla o yöne döndü. Yunus TV kumandası elinde kaçırdığı maçın özetini izlerken kızının evi inleten yüksek sesle konuşması ile gözlerini devirerek bağırdı.

 

"Derya! Kızım gecenin bir yarısı delirdin mi ne bağırıp duruyorsun ateşe düşmüş gibi!?" Babasının sözleri ile Derya'nın bakışları tek kaşını kaldırmış sinsice kendisine sırutan Kayra'ya kayarken onun bakışları ile kapıyı gösterip babasının sözlerini ima etmesi ile kızda hiç indirmediği savaş baltalarını tekrar kuşanarak gece karası saçlarını işveyle savurdu.

 

"Güney ablayla konuşuyordum baba!Asker arkadaşları bizim oraları ve düğünlerimizi çok merak ediyorlarmış onlarda gelse Yunus Amcam sorun çıkarır mı dedi!" Kayra şüpheyle kızı dinlerken son işittikleri ile kanı damarlarında tekrar alevlendi. "Belki o zaman ateşe düşe bilirim babacığım! Çünkü Güney abla Teğmenin birine benim resmimi göstermiş oda benimle tanışmak istiyormuş!Bakarsın kısmetim o yakışıklı Teğmen dir babacığım ne dersin!?"

 

"Ula Dreya! Ulan sen beni katil mi edeceksin!?Başlarım senin kocana da Teğmenine de! Aç ula şu kapıyı! Açta o Güney'e çöp çatanlık nasıl olurmuş bi öğreteyim! " Babasının kapıya doğru yaklaşan ayak sesleri ile Derya'nın korkulu bakışları Kayra'yı bulurken o kollarını göğsünde birleştirerek Derya'nın korkusu karşısında alayla gülümsedi.

 

"Git çabuk! Çık odamdan! "

 

"Niye biraz önce askerleri, teğmenleri ballandırarak anlatırken pek bi cesaretliydin!"Muzipçe göz kırpan genç adam sözlerine devam etti. "Hayırdır babandan korkasınmı tuttu laz delisi!? "

 

"Ha babamdan korkasım tuttu kara uşak! Ama sende korksan iyi edersin! "Elini kaldırarak Kayra'nın çıplak üst tarafını işaret edip sözlerine devam etti. "Zirayarı çıplak benim odamdasın ve göğsünde kanayan taze tırmık izlerim var! Sence babam be düşünür!?"Kayra'nın şaşkın bakışları göğsündeki tırmık izlerine bakarken Derya telaşla bir taraftan konuşup bir taraftan balkona doğru iteklemeye başladı Kayra'yı. "Namus meselesi, namus! Vallahi çeker vurur seni! Vurmazsada alacaksın kızımı diye tutturur demedi deme! " Kayra donuk bakışları ile Derya'ya dönerek sessizce fakat sert bir ses tonuyla fısıldadı.

 

"Allah yazdıysa bozsun! Dilini ısır uğraşamam senin gibi bir deliyle!"

 

"Aman bende sana bayılıyordum! Hilkat garibesi! Hint maymunu!"

 

"Deryaaa! "

 

"Ne! Ne Derya, Derya! Adımı mı ezberliyorsunuz! Herkes bir Derya'dır tutturmuş gidiyor! " Kayra kızın üzrindr ki şortlu gecelik takımını işaret ederek tısladı.

 

"İçeri gir! Siteye açık hava sinemasımı oynatıyorsun kızım! "Balkondan kendi balkonuna geçen adam sözlerine devam etti. " Bir daha bu kılıkta çıkma balkona! " Ağzı bir karış açık kalan kız şaşkınca Kayra'ya bakarken Kayra burnundan soluyarak odasına girdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

 

Elinde kuruladığı tabağı mutfak dolabına yerleştiren Arya kardeşinin sözleri ile gözlerini devirerek homurdandı.

 

"Sende biraz abartmıyormusun Derya!?" Omuzlarını silken kızın gece karası saçları dalgalanırken kıkırdayarak cevap verdi ablasına.

 

"Ama babam da her fırsatta beni kocaya vermekle tehdit ediyor abla. Ne yapayım bende bu konuda onun birazcık üzerine giderek eğleniyorum işte. " Kardeşine ters bakışlar atan kız sonunda onun yüzünün şekline dayanamayarak kıkırdadı.

 

" Bence sen kaşınoyormuş gibisin ya hadi neyse. Hem dikkat ette bir gün ters tarafına gelmeyesin! Dediği gibi testiyi bacaya koyarsa laz inadından kimse vazgeçiremez onu! " Derya ablasının sözleri ile öfkelenirken elindeki çatalları gürültüyle çekmeceye bırakarak çemkirdi.

 

"Vallahi o testiyi bu gidişle ben koyacağım göreceksiniz! Bitmedi gitti testi muhabbetiniz! "Arya kardeşinin öfkesiyle içinden yükselen gülme isteğini bastırarak telaşla konuştu.

 

"Derya saçmalama! Öyle bir şeyi aklından bile geçirme." Onların muhabbeti ile kıkırdayan Kerim'i farkeden ikili ona şaşkınca bakarken Kerim'in sözleri ile Derya resmen ateş topuna döndü.

 

"Aman Baldız testiyi bacaya koyma sakın! Biliyorsun ben seni Dağhan'a düşünüyorum. " Derya yanaklarını şişirerek kıpkırmızı olan yüzüyle eniştesine çemkirdi.

 

"Enişteee! Başlayacağım senin kardeşine ama ha! Ula nedir derdunuz benla!? Ha o testiyi bu gün o bacaya goymassam bana da Derya demesinler! " diyerek bir hışımla mutfaktan çıkmıştıki elbisesinin eteğini çekiştiren çocuğa döndü.

 

"Derya abla kocamı istiyorsun? Niye testiyi bacaya koyuyorsun? " Küçük kuzeninin sorduğu masum soru, ablası ve eniştesini kahakahaya boğunca Derya öfkeyle homurdandı.

 

"Ha uşak! Koca istiyorum! O meşhur testiyi bacaya koyup ilk kırana varacağım! " diyerek hırsla mutfaktan çıktı. Bu gün kuzeninin düğün günüydü ama kendisi neler şehir alıyordu. Hayır bir kere şaka yapmıştı ama herkesinde onu evlendirmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordu. Sarkıttığı dudakları ile küçük bir kız çocuğu

gibi topuklatklarını yere vura, vura hırsalaayrıldı oradan.

 

Kerim karısına bakarak kahkahaları arasından konuştu.

 

"Sizinkiler geldi aşağıdalar hepsi."Arya yüzündeki büyük gülümseme ile hızla mutfaktan çıktı. Arkadaşları ve bütün ailesi sonunda gelmişti demek. Onları karşılamak için aşağıya inen kız herkesle hoş beş ederek kısada olsa muhabbet etti.Bir süre sonra kızlarıda alarak dışarı çıktı.

 

Eve doğru yönelen Kayra'yı gören Yunus selenerek genç adamın kendisine bakmasını sağladı.

 

"Oğlum Deniz Teyzene söyle buğday tepsisini hazır etsin! "Yunus Amca'sının sözlerine anlam veremeyerek bakınca Babası onun sözlerini Kayra'ya açıklamaya başladı.

 

"Oğlum bakma öyle aval, aval! Bunlarda adettir. Damat gerdeğe girmeden önce bir tepsi dolusu buğdayı tek,tek sayar. " Eğlenen bakışlarını Yunus'a çevirerek sözlerine devam etti. "Aha bu hamsi kafalı Yunus Amca'nda sabah ezanlarına kadar saydı o buğday tanelerini! " Herkes Mehmet'in sözleri ile kıkırdarken Kenan şaşkınlıkla tepki verdi.

 

"Yok artık!" Kenan'ın hayret nidası ile Mehmet kıkırdarken Yunus'ta homurdanmaya başladı. Kayra ise şaşkın ve bir o kadarda damadın buğday tanelerini sayarken ki haliyle içten,içe eğlenerek , uzun boyu ve heybeti ile merdivenlere yöneldi. Merdivenleri çıkan genç adam kızların üzerinde beğeniyle dolaşan balkışlarından habersizdi. İçeriye giren Kayra kimseyi göremeyince mutfağa doğru ilerledi ve gelen sesle gözlerini devirerek karşısındaki manzarayı izledi.

 

"Tavuklarım var, Horozlarım var

Hasret bitecek bu gece gerdek var.

Tavuklarım var, Horozlarım var

Darısı başımıza Nick'ım bu gece gerdek var! "

 

Derya'nın dillere destan Nick sevdası ile bıkkınca bir nefes veren Kayra buğazını temizleyerek kızın dikkatini çekmeye çalıştı. Derya'nın kendisine dönen mavi gözlerine bakarak alayla konuştu.

 

"Yuh artık utanmıyor musun kızım sen!? Gerdek,merdek! Sen böyle böyle horoz arayan tavuklar gibi gaklar gezersen senin o Nick horozunu bilmem ama başka bir horoz çöker tepene demedi deme!"Kayra öfkeyle söylediği sözlerden sonra Derya'nın hiç göremediği Nick adındaki sevgilisinin merakı ile alyla konuştu. "Hem gelemedi gitti senin şu Nick! Adına şarkılar türküler yazdın cümle alem duydu bir şu meşhur Nick duymadı! Sağır mıdır nedir? Bu kadar davete gık demiyor adam. Bence sen vazgeç bu sevdadan adamın gönlü sende değil anlaşılan! " Sözlerini bitiren Kayra alayla sırıtırken Derya yüzünü buruşturarak çemkirdi.

 

"Hahaaha! Çok komik! "Bakışlarını önündeki tepsiye çeviren kız umursamazca sözlerine devam etti. "Ben istesem ne Nick lar, ne Bernardolar, ne Kıvanç lar, Burak lar önümde diz çökerde işte ben şimdilik hiç birini istemiyorum! İdiallerim var benim!" Bakışlarını tekrar Kayra'ya çeviren kız onun bozulan yüzüne bakarak azarlarcasına sordu. "Hem sen niye geldin yine!? Bakıyorumda dibimden ayrılmıyorsun! " Kayra bıkkınca gözlerini devirerek cevapladı kızın sorusunu.

 

"Baban buğday tepsisini hazır etsin Deniz Teyze'ne söylede dedi. Oldu mu? Merakını gidere bildim mi? Kendini Dünyanın yedinci harikası gibi gören kainat muşmulası! " Bakışları Derya'nın elindeki buğday dolu tepsiye kayarken gözlerini şüpheyle kıstı ve merakla sordu. "Sen ne yapıyorsun orada? " Derya, genç adamın biraz önceki sözlerini unutarak yüzüne yayılan kocaman gülümseme ile cevap verdi Kayra'ya.

 

"Buğdayları sayıyorum! " Babasının sözlerini hatırlayan Kayra Derya'ya doğru ilerleyerek elindeki tepsiye uzandı.

 

"O damadın işi! Sana mı kaldı onları saymak!?"

 

"Ne olmuş yani! Yazık değil mi Hızır'a! Adam gerdeğe girip hasret gidereceğine bu buğdaylarla mı cebelleşecek!?"Kayra buğday dolusu tepsiyi eline alarak büyük bölümü sayılmış buğdaylarla diğerlerini karıştırıp homurdandı.

 

"Sana mı kaldı kimin ne yapacağı!? O kadar meraklıysan saymaya gerdeğe girmeden önce oturur kocanla sayarsın! Bir milletin o işi kalmıştı o inatçı burnunu sokmadığın!" Derya elinden alınan tepsiyle öfkeyle yerinde tepinirken kapıdan çıkan Kayra'nın arkasından bağırdı.

 

"İnşallah nefret ettiğin o laz kızlarından biri düşer tepenede o buğdayları saymak için üç gün,üç gece uğraşırsın kara vicdanlı dağ kaçkını deliiii!"Öfkeyle saçlarını geriye attıran kız mutfaktan çıkarak Kayra'nın arkasından sert adımlarla merdivenleri indi.

 

"Hadi! Çeyiz çıkacak şimdi! Yerinizde olsam bu eğlenceyi kaçırmam! " Meyra ve Zeynep,Arya'nın heyecanlı haline kıkırdarken diğer kızlar çoktan çıkan çeyizi seyretmeye başlamıştı. Koca ev bir den boşalmış bütün kadınlar kızlar tek sıra şeklinde yan, yana dizilmişti. Derya sıranın ortadaki yerinden bağırarak kızlara seslendi.

 

"Ha! Ne dikiliyursunuz orada yali kaziğu gibi!"

 

Arya şaşkın arkadaşlarına bakarak gülümsedi ve onlara hemen bu durumu açıkladı.

 

"Gelin ve Damat aynı köyden olursa, gelinin çeyizi elden ele damadın evine gider. Eski bir adet işte! Hadi bizde girelim sıraya. " Kızlar bu eğlenceyi kaçırmamak için sıraya girerken erkeklerin bazıları köyü geziyor, bazılarıda kahveye doğru yol alıyordu.

 

Ali masanın üzerine doğru eğilerek fısılsadı.

 

"Nasıl olmuş oğlum böyle bir şey!?" Yunus bilmiyotum dercesine dudaklarını bükerken Yusuf fısıldadı bu sefer.

 

"Deniz'in haberi var mı bundan?" Başını iki yana sallayan Yunus sıkkın bir ses tonuyla konuştu.

 

"Daha bir şey belli değil Yusuf. Bir haber var sadece ortada ne deyim ben kadına şimdi." Ömer arkadaşının omzuna bir iki sefer vurdu destek olmak istercesine.

 

"Bu yaşıma geldim ilk defa böyle bir şeye şahit oluyorum. Önünde sonunda çıkar ortaya bir şey varsa oğlum sıkma canını." Kenan elini kırleşmış saçlarına atarak karıştırdı.

 

"Böyle bir şey suça girer! Nasıl izin vermişler anlamadım doğrusu." Yunus arkadaşına hak verircesine başını sallarken Mehmet konuştu.

 

"Sinan'la konuştum araştırmalara başlayacak. En ufak bir bilgiyi bizimle paylaşacak merak etme sen kardeşim." Yunus derin bir nefes bırakırken yanlarına gelen köy ahalisiyle konu kapanmış bakışlar kadınların adetleri yerine getirmek için uğraştığı yöne kaymıştı. Gençler ise bu değişik adeti şaşkınca izliyordu. Çeyiz çıkmaya başlayınca genç kızlar karadeniz şivesi ile bir türkü tutturdular.

 

Mavili eşarbumi

Güneşsiz takmayirum

Yarumden başkasina

Vallahi bakmayirum

 

Eğlence içinde çeyiz kız evinden erkek evine elden ele taşınıyordu. Tuğra bu olayı sırıtarak izlerken Kayra her zamanki gibi boş gözlerle izliyordu. Ne kadar da suratsız oldu son zamanlarda diye geçirdi içinden Tuğra, ikizinin yüzüne bakınca. Daha sonra bakışlarını tekrar çeyiz taşıyanlara çevirdi.

 

Mavili yeleğumi

Astum incir dalina

Sevdaluk eyi şeydur

Ben da verdum yolina

 

Kayra daha fazla bu tantanaya dayanamayacağını anlayınca köyü gezmeye karar vermiş bu fikrini de ikizi Tuğraya söyleyerek gitmek için hareketlenmişti. Taki o sesi duyupta bakışlarını o yöne çevirene kadar.

 

Çiktum dağun başuna

Mavi yelek tokudum

Ben habu sevdaluğun

Mektabina okudum

 

Mavi gözlerin kesişmesi ile gözlerini hırsla devirdi genç adam. Bu kız gerçekten deliydi bunun başka açıklaması yoktu.Aklını kocayla ve evlenmekle bozmuştu resmen! Acaba Yunus Amcası bu kıza nasıl tahammül ediyordu? Başa bela cinsinden bir ömür törpüsü olduğu açıktı! Onunla evlenecek adam için şimdiden üzülmeye başlamıştı. Adam bu delinin elinde,bu koca sevdası ile daha gerdek gecesinde can verir buda helvasını kavurır üstüne ikinci kıcayı arama derdine düşerdi. Zavallı adam diye geçirdi içinden. Acaba başına gelecekleri nilse bu deliyle evlenir miydi? Babasının buraya gelirken arabada annesine söylediği sözler aklına geldi.

 

"Yunus,Derya'ya yine vetoyu koymuş! "

 

"Niyeki!? "

 

"Niye olacak, yaşına bakmadan sürekli evlenmeyi dile getiriyormuş zilli. Yunus'ta köye yollamış."Karısının kıkırdaması ile bakışlarını kısan adamda kıkırdadı. " Biliyormusun o kızda tıpkı senin gibi deli!"

 

"O da kendine bir erkeği deli edecektir Mehmet! Tıpkı benim sana yaptığım gibi! Deli öküzün koşması kolay olur derdi rahmetli Emine ninem. Derya'yı alacak adam yaşadı! "

 

Kayra hatırladığı sözlerle yüzünü buruştururken düşüncelerini bir kenara iterek adımlarını hızlandırdı. Arkasından ikizi Tuğara'da hareketlenmişti.

 

Yaşlı adamın elindeki tabancayla, ilginç bir şey varmışcasına karşısına bakıyordu. Onun bu neden elinde silahla beklediğini anlamayan Kayra yaşlı adamın baktığı yöne baktı. Fakat enteresan bir şey göremeyince merakla adama sordu.

 

"Hayırdır emmi? Nereye bakıyorsun öyle! "

 

Yaşlı adam bir süre Kayra'yı tartarcasına süzdü. Yeşil gözleri bir kısılıp bir açılırken zararsız olduğunu anlamış olacak ki omuzunu silkerek diğer elindeki bastonla karşıyı işaret etti.

 

"Ha bu! Karkagalar misurlarumi talan edey! Yaşliluk işte gözüm görüp haklayamayirum o pok yiyeni! " Kayra adamın gösterdiği kargaya bakarak gülümserken yaşlı adamın elindeki silah birden çekildi.

 

"Ver dayı ver. Ben senin yerine haklarım onu! " Tabancayı nişan alıp hedefine doğrulttu ve küçüklüğünden beri silahlara olan aşinalığının verdiği avantaj ile ateş etti. Karganın tüyleri uçuşurken ,üzerinde durduğu nesnede parçalara ayrılmıştı. Yaşlı adama dönerek gülümsedi ve silahını geri verdi.

 

"Al bakalım Dayı. Ne şehit oldu ne gazi bok yoluna gitti senin Niyazi." Adam yüzünde büyüyen mutlulukla tabancasını alırken Kayra onun bu haline yüzünü buruşturmuştu. Tuğara adamın yeşil gözlerine bakarken yaşlı adam elindeki bastonu sallayarak bir den horan tepe, tepe kahvehaneye doğru ilerlemeye başladı. Söyledikleri ise arkasındaki iki gencin anlamsızca bir ,birine bakmasına sebep oldu.

 

"Furdum! Kirdum Torali'larun bacasundaki testiyi kirdum!"

 

İki gençte şaşkınlıkla yaşlı adamın arkasından ilerlerken bu olay köyde hızla yayılmaya başlamıştı. Hâlâ çeyiz işi ile uğraşan kadınlar kahvehanenin önündeki curcunayı merakla izlerken duydukları ile şok oldular.

 

"Kirdum testiyi kirdum! Torali'ların bacasundaki testiyi kirdum! Ha uşaklar ha! " diye horon tepen adamla Yunus işittiği sözler karşısında korkutucu bir sakinlikle tısladı.

 

"Ne diyorsun sen İdris emmi? Ne bacası ne testisi!?"Mehmet arkadaşının kabaran öfkesini hissedince onu sakinleştirmek için koluna dokundu.

 

"Bacaya koydiğunuz testi Yunis.Kirdum testiyi kizun Derya'yı alacağum! "

 

"Uyyyy! "

 

"Ahaaaaa! "

 

Kalabalıktan yükselen şaşkınlık sesleri ile Yunus'un ateş saçan mavi gözleri kızının şok olmuş mavilikleri ile buluşunca gök gürültüsünü aratmayacak bir şekilde kükredi!

 

"Deryaaaa! Ula uşak ölümlerden ölüm Beğen da! " Arkadaşları Yunus'u sakinleştirmeye çalışırken Arya ve kızlar şoktan ve Yunus'un korkusundan yerinde sendeleyen kıza müdahale ettiler hemen.

 

Kayra ve Tuğra şaşkınlıkla olanları izlerken Derya girdiği şoktan sıyrılarak babasına doğru koştu. Babasının karşısına geçen kız başıına gelenlerin verdiği panikle konuşmaya başladı.

 

"Ba... Baba! Vallahi haberim yok! O testiyi bacaya ben koymadım! Yemin ederim baba! "

 

"Sus ula! Rezil ettin beni cümle aleme! Madem koymadın gelirken ne demeye testiyi getirmek için tutturdun! Ama ben sana yapacağımı biliyorum!" Yunus öfkeyle başını sağa, sola sallarken Derya korkuyla kendini savunmaya başladı.

 

"Baba! " Ben koymadım diyorum! İnanmıyor musun sen bana!? Haberim bile yok!"Adetlerini bilüdiği için babasının vereceği karardan korkuyordu kız. Gerçi babası kıyamazdı ona. Ama tersine de güven olmazdı. Dolan gözlerini yaşlı adama çevirerek tekrar konuştu. "Beni o yaşlı adama vermezsin değil mi!? " Kızının hâlâ evlenmekten bahsetmesi Yunus'u iyice sinirlendirirken öfkeyle kükredi.

 

"Vereceğim ula! Ha bu dedeye vereceğum seni! " Yunus'un sözleri herkeste şok etkisi yaratırken Kayra bir baba kıza doğru hamle yapmıştıki ikizi kolundan tutarak durdurdu. Yunus'un sözlerini merakla dinleyen yaşlı adam aldığı cevapla başladı türkü söyleyerek horon tepmeye.

 

Çay eliden öteye

Yali gidelum yali, yali gidelum ya

Taşidiğin çeyizin

Ben olayim hamali, ben olayım ha

 

Herkes şaşkınlıkla yaşlı dedenin mutluluğunu izlerken Derya'nın da artık sabır taşı çatlamış deli damarı kabarmıştı. Gözlerindeki öfekeyi belli edercesine karşısındaki adama yaklaşıp ellerini beline attı. Herkes Derya'nın ne yapacağını merakla beklerken bu olaya anlam veremeyen iki kardeşte kızın hareketlerini izliyordu. Derya ellerini beline atarak başladı adamın dilinden konuşmaya.

 

Dede dede dedesun

Dede kalkup gidesun,

Sabah olacak haydi

Sen git de oğlun gelsun,

 

Derya yaşlı adamı kolundan tutup yola doğru çekiştirirken kadınlar tarafındaki kalabalıktan hayret nidası yükseldi.

 

"Uyyyyy! Kiz ne oğli! Ha bu domurcuk baklasinun senla yaşıt torinlari var da!" diye söylenirken yaşlı adam onları hiç dinlememiş tekrar başlamıştı sevincinden horon tepmeye.

 

Çikar kizim gömleği

Sar dedenun boynina, sar dedenun boy!

 

Yunus öfkeden saçlarını çekiştirirken, Kayra bu hale gelen olay karşısında kardeşi Tuğra'ya öldürücü bakışlar attı. Deniz eli ağzında olacakları beklerken, Mehmet ve arkadaşları olayın yıllar önce Yunus ve Deniz evliliğinin başlangıcı olan anıyı hatırlamıştı. Dedenin son sözleri ile herkes şok olmuştu.

 

Çöz kizim peştamli

Gir dedenin koynina, gir dedenin koy!

 

"Uyyyy!!!Kudurmiş rezil! Ula oğlun yaşında oğlun! Ne oğli torini, torini! Kudiruk Andırını alda cebune koy ha! "

 

Derya tepesinin tası atmış bir şekilde tekrar yaşlı adamın üstüne yürürken utançtan yerin dibine girecek duruma gelmişti. Babasının ve annesinin uyarısını bile duyacak durumda değildi.

 

"Deryaaaa! Doğru eve bir an önce bitsin bu rezillik!" Yunus sözlerinden sonra öldürücü bakışlarını yaşlı adama çevirmiştiki adamın tekrar türküye başlaması ile sabrının son kırıntılarının da tükenmek üzere olduğunu anladı.

 

Gel yanima yanima öyle durma uzaga öyle durma uz

Ben çüruk takamiyum kodun beni kizağa kodun beni kiz

 

Derya yaşlı adama yaklaşarak ateş saçan bakışlarını yeşil çipil gözlerine dikti ve duruşunu dikleştirdi. Yunus ve Deniz kızının hareketlerinden şüphelenirken kötü bir şey yapmaması için dua eder duruma gelmişlerdi. Yaşlınadama tiksinircesine baktı kız. Kayra ve Tuğra içlerini saran vicdan azabı ile kızı izlerken Ali ve arkadaşları ters bir durum karşısında Yunus'a müdehale etmek için tetikte bekliyordu. Deniz daha fazla dayanamayarak kızına doğru ilerliyordu ki Kayra'da yumruklarını sıkarak kardeşine ters bakışlarını attı. Tuğra'nın çaresiz bakışları ile yaşlı adama doğru bir hamle yapmıştıki Derya'nın sözleri ile durmak zorunda kaldı.

 

Karli dağdan aştiğum

Bir kardaştan gectuğum

Senmisin benim dengum

sakalina ettuğum!

 

"Uyyyy!! Aferun kizum! Ağzına sağluk! Rezil herif! "

Derya yaşlı adamın elindeki bastonu hırsla çekti ve üzerine doğru yürüdü. Kalabalığın içinden yükselen seslerle annesi kızının koluna hızla yapıştı.

 

"Bırak anne! Bırak da! Ha bu kudiruk herif neler dedi bağa duymadunizmi?!?" Annesinin kolları arasından hala adama doğru atılmaya devam etti.

 

"Uyy! Öldüreceğum seni! Yaşlı bunak! Ula utanmayrmusun torinin yaşındayum torinin! Ula andırı kopasıca sapik herif! "

 

"Kızım sakin ol! "Deniz kızını zapt edemezken Kerim hızla koşup baldızını belinden kavradı. Çıldıran kız bacaklarını savurdukça Kerim bile tutmakta zorlanırken Ali, Yunus'a dönerek telaşla söylendi.

 

"Oğlum ne bakıyorsun boş, boş? Bir şey yapsana kız perişan oldu görmüyor musun!?" Mehmet, Ali'nin sözleri ile küçük bit kahkaha atarak söylendi.

 

"Adamın anıları canlandı! Nevri döndü resmen garibin! "Yunus, Mehmet'e ters bakışlarını atarken diğer arkadaşlarıda homurdanarak onu uyarmaya çalıştı.

 

Yunus sert adımları ile kızına yaklaştı ve Kerim'in kollarından kurtararak keskin bir ses tonuyla konuştu.

 

"Kes artık! Sayende bütün köye rezil olduk! " Derya derin bir nefes alırken yaşadığı öfke ile göğüsü hızla inip kalkıyordu. Nefesini düzenlemeye çalışırken babası tekrar knuştu. " Madem beni ele güne rezil ettin cezanı çekeceksin! " Babasının sözleri ile gözleri korkuyla açılan kız eliyle ihtiyar adamı göstererek bağırdı.

 

"Suçum olmadığı halde bu adama mı vereceksin yani beni!? Bu yaşlı bunaklamı evlendireceksin! Ya benim hayallerim var! O nefret ettiğim justin le bile evlenmeye razıyım, ama bu adamla olmaz! Daha Nick'ın kaslarına bile dokunamadım ya! " Yunus kızının sözleri ile daha çok öfkelenirken uğultulu seslerin arasından bir ses yükseldi.

 

"Dayı! Dayı!" Yunus'un bakışları kendisine doğru koşan yeğenine kayarken çocuk nefes, nefese sözlerine devam etti. "Derya ablamın testisini İdris emmi kırmadı! Yalan söylüyor verme ablamı o adama! " Yunus yeğenine şaşkınlıkla bakarken Mehmet çocuğa doğru yaklaştı ve onun boyuna inmek için dizinin birini kırarak yere eğildi. Çocuğun korkmuş gözlerine bakıp ona güven vermek istercesine gülümseyerek konuştu.

 

"Söyle bakalım ufaklık sen gördünmü testiyi kıran iti. " Çocuk başını olumlu anlamda sallayarak bakışlarını kalabalığın içinde bir süre gezdirdi. Gördüğü kişi ile gözleri parlarken işaret parmağını kaldırarak bağırdı.

 

"Aha bu itoğli it dir ablamın testisini kıran!"

 

Bakışlar çocuğun işaret ettiği yöne dönünce herkesin ağzından bir şaşkınlık nidası döküldü.

 

Uyyyyy!

 

Ahaaa!

 

"Neyyy! "

 

Mehmet herkesin şaşkın bakışlarının döndüğü yöne bakınca ağzından çıkan küfre engel olamadı.

 

"Ha siktir!" Yavaşça eğildiği yerden doğrulan Mehmet öfkeli gözlerini karşısındaki gence çevirerek kükredi.

 

"Ulan sen benim başıma belamısın it oğlu it! Ulan Tuğra babanın şarap çanağına sıçıyım lan!" Tuğra babasının öfkesinden geri, geri kaçarken çarptığı bedenin arkasına sığındı.

 

"Ulan Puşt! Derya ile hemen evleneceksin hazır ol!" Tuğra itiraz etmek için ağzını açmıştıki önündeki genç kükreyen adama karşı bir adım öne çıkarak bakışlarını arkasında kendilerine korkuyla bakan mavi gözlü kıza çevirdi ve onun gözlerinden ölümü andıran kara gözlerini çekmeden, adama cevap verdi.

 

"Testiyi kıran o değil benim! "

 

Şaşkın kalbalıktan tekrar sesler yükseldi.

 

"Haydeee! "

 

 

Loading...
0%