@yitenumutlar
|
Bölüm Şarkısı - Gülay : Cesaretin Varmı Aşka
KEYİFLİ OKUMALAR 💞💞💞
İki tarafta bir birine şaşkınca bakarken Derya kocasının fısıltıyla söylediği sözleri duyunca uyarırcasına yavaşça belini çimdikledi. Kayra elini arkaya uzatarak karısının elini tuttu ve yavaşça ittirerek astığı suratı ile karşısındakilere kısa bir an bakıp umursamazca eğilerek botlarının ipini çözmeye başladı. Kocası eğilince Derya açığa çıktığı için karşısındakilere gülümseyerek baktı. Azra kendisini dürten kocasına çevirdi bakışlarını.
"Sana dedim habersiz gelmeyelim diye. Bak gördünmü ne halde girdiler içeriye. Az daha nelere şahit olacaktı bu mübarek gözlerim." Azra kocasının karnjna dirseğini geçirirken Mehmet yanındaki Yunus'a bakarak sırttı.
"Lan damat kayın babanın sol tarafından halk olur derlerdi de inanmazdım. Kayra aynı sen gibi arsız. Senin Deniz'i her fırsatta sıkıştırdığın gibi o da sürekli kızı sıkıştırıyor." Yunus'un suratının aldığı şekille kıkırdarken Kayra botlarını çıkararak babasına bakıp homurdandı.
"Söylediğin her şeyi duydum baba! Siz den fırsat kalsa o dediklerin olacak!" Ellerini iki yana açarak huysuzca homurdandı." Ama ne mümkün! Benim canım geniş ailem izin vermiyorki!" Bu sözler üzerine Yunus bu defa Mehmet'i dürterek homurdandı.
"Bir de bana benzetiyorsun!" Yüzünü buruşturarak damadına baktı." Aynı sen! Aynı aksilik,aynı suratsızlık,aynı huysuzluk ve aynı kendini bilmezlikler, patavatsızlıklar!" Kayra üzerindeki çelik yeleği çıkarıp vestiyere asarken bakışlarını kayın babasına çevirerek o gibi yüzünü buruşturdu.
"Kendini ne kadar güzel tanıttın baba! " Yunus'un kaşları çatılırken Mehmet tekrar kıkırdadı." Tarif ettiğin özelliklere sahip olsamda kızın beni böyle seviyor. Hatta senden daha çok sevdiği için sende bunu kaldıramayıp hırsını benden çıkarıyorsun!"
"Lannn! Seni damat bozuntusu! Sen şimdi bana kıskanç mı diyorsun?" Kayra ellerini iki yana açarak başını hafifçe yana eğdi.Bakışları yanından hızla geçen karısını bulunca onun babasının göğsüne kedi gibi sokuluşunu izledi. Biraz önce ateşiyle kendisini yakıp,gğn boyu panter gibi üzerine atlayan bu kadın değilmiydi acaba da şimdi kedi gibi babasına sokulmuştu.Kayın babasının kendisine alayla baktığını görünce gözlerini devirdi.
"Sen ona bakma babacığım. Hiç öyle şey olur mu? İlk ve en büyük aşkım sensin benim." Yunus bakışları ile damadına göğsündeki kızını işaret ederek sırıttı.
"Duydun mu damat! Bir daha benimle yarışa girme!" Kayra kayınbabasının sözlerine sinirle karşılık verdi.
"Duyudum!" Bakışlarını karısına çevirerek ters bir bakış attı ve sözlerine devam etti. " Nedense bana da aynı sözleri söylüyor hep sevgili karıcığım!" Derya'nın kendisine bakan yalvaran mavi gözlerini umursamadan sözlerine devam etti." Neyi kutluyoruz ve neden benim evimde kutluyoruz!?" Azra oğluna yaklaşarak gülümsedi.
"Bu gün özel bir gün." Kayra annesinin sözleri ile neyi unuttuğunu düşündü. Ne karısının ne kendisinin doğum günü değildi.Aileden birininde değildi. Yıl dönümü? Olamazdı çünkü karısı ile daha hiç evlilik yıl dönümlerini kutlamamışlardı zaten günüde değildi. İyi de neyi unutmuştu? Kayra neyi unuttuğunu düşünürken annesi tekrar konuştu."Offf Kayra! Bu gün iki şeyi kutluyoruz. Birincisi Tuğra askerliğini bitirdi!" Kayra annesine şaşkınca baktı kısa bir an ne yani bütün tantana o piç kardeşi içinmiydi. Üstelik kardeşi ve ailesi yüzünden en tutku dolu anlarında damdan düşmüşe dönmüşlerdi. Başını sağa sola çevirerek sabır diledi ve aksi bir şekilde konuştu.
"Anne iyi de banane bundan! Hem ne askerliği Allah aşkına ya! O piç zaten denzici ve askerliğini de denizci olarak yapıyordu bunun nesi özel." Azra kaşlarını çataram oğlunun omzuna hafif bir fiske indirdiği esnada araya Deniz girdi.
"İkincisi Derya bu gün terfi etti. Bu günkü yakaladığı o büyük haberle artık istediği pozisyona geldi." Kayra aklına gelen günün haberine pek ihtimal veremesede yüzünü buruşturarak temkinli bir şekilde sordu.
"Ne haberi bu?" Sorduğu soru ortaya olsa da bakışları karısının üzerinde onun inceliyordu. Mehmet oğluna doğru yaklaşıp kokundan çekiştirerek homurdandı.
"Lam kırkta yılda evinize geliyoruz kapıda kazık ettin bizi eşek sıpası!"Kayra bakışlarını karısından çekmeden sorusunun cevabını beklerken babası kolundan çekiştirerek içeriye doğru sürükledi."Hem içeridekilerede ayıp oluyor geçelim artık içeriye." Kayra içeridekiler kelimesine takılı kalırken adımlarını durdurup babasına baktı.
"İçeridekiler derken! Ya baba farkındamısın burası benim evim. O çok kıymetli sevimsiz oğluna bir parti yapacaksan niye kendi evinde yapmıyorsun! Ya benimde kendime ait bir yaşam alanım,kendime ait özel bir hayatım var değil mi! Neden sürekli siz ve o piç kurusu ikizim benim en özel anlarımı sabote ediyorsunuz!? Yeter ama artık bıktım ya!" Mehmet oğlunun isyanı karşısında sırıtırken Yunus arkasından homurdanıyordu o esnada üstüne hayvan gibi atlayan iri kıyım biriyle yere çakılması bir oldu.Acı bir inleme dudaklarından firar ederken tek düşündüğü üzerindeki çelik yeleği çıkarttığı için bu gün en büyük hatayı yaptığıydı.
"Amma söylendin lan! İçeride bekleye bekleye kök saldık ne nemrut bir adamsın sen insan ikizini böylemi karşılar." Kayra üzerindeki kardeşine bir hamleyle altına alarak yumruğu suratına geçirdi.
"Allah senin belanı versin hayvan herif! Tuğra yemin ediyorum bu hatta başıma gelen en büyük şanssızlıksın!"Kardeşinin üzerinden kalkmak için yaptığı hamleyle acıyla yüzünü buruşturarak inledi."Ahh! Belim! Allah senin cezanı versin belimi kırdın it!" Mehmet ve Yunus gülmemek için kendilerini zor tutarak Kayra'yı kollarından tutarak Tuğra'nın üzerinden kaldırırken Derya telaşla kocasına yaklaşarak acıyla yüzüne baktı.
"Canım! Hastaneye gidelim istersen!" Kayra acıyla karısının yüzüne baktı. Günün sonu için yaptığı planlar ona el sallarken son anda ve her zaman en güzel anlarını katleden yerde kahkaha atıp,kendini sevdirmeye çalışan yuvarlanan köpek tipli kardeşine dönerek dişlerinin arasından tısladı.
"Senin ben tipini si..." Derya kocasının ağzını hızla kapatırken o hızla kardeşine tekme savurmaya çalıştı fakat yeni bir acıyla inledi. Azra elindeki pastayı mutfağa bırakarak hızla yerdeki oğlunun yanına yaklaşarak kulağından tutup kaldırırken söylendi.
"Kocaman kazık kadar adam oldun! Kardeşinle tepişeceğine bir kız bul evlende onunla tepiş! " Tuğra annesinin önünde acıyla yüzünü buruşturarak iki büklüm eğilirken içeriden çıkan kızlar ve eşleride bu tuhaf olaylar karşısında kıkırdıyordu.
"Anneciğim vallahi bilerek yapmadım. Çok özlemişim ikizi mi görünce dayanamadım ne yapayım." Ağzındaki karısının elini öfkeyle ittiren Kayra kardeşine bakarak kükredi.
"Özleme beni lan! Kıskanç köpek! Sen hep böyleydin zaten! Kıskanç, sevimsiz! Annem haklı. Git bir kız bulda düş artık yakamdan hayvan herif! Varlığın bana zarar oğlum!" Tuğra kardeşine yaklaşarak elini beline koydu ve kulağına doğru yaklaşıp gülerek fısıldadı.
"Çokmu acıdı lan? Sen şimdi bu halinle Derya'ya da yanaşamazsın." Kayra karısının ismini duyması ile kardeşine ters ters bakarken o damarına basmak için sözlerine devam etti. " Sen en iyisi bu gün yat dinlen ben Derya'yı da alıp gecelere akıyım." Kardeşinin bacağına bir tekme atarak babasına çevirdi bakışlarını.
"Baba Allah aşkına al götür şunu başımdan yoksa ben balkondan atacağım bunu." Bakışlarını kardeşine çevirerek homurdandı." Keşke küçükken atsaydım! Yada yastıkla boğsaydım şimdi başıma bela olmazdın!" Deniz uzayacağını anladığı muhabbete müdahale ederek araya girdi.
"Beyler biz içeriye geçelim. Tuğra sende Derya'ya yardım et kardeşini odasına götürün üzerini değiştirsin biraz dinlensin."
"Nee! Ne işi var onun benim karımla özel alanımda Deniz anne!" Deniz onları umursamadan önüne diğerlerini de katarak içeriye doğru ilerlerken Derya kocasının bir koluna, Tuğra'da diğer koluna girerek kardeşinin kulağına fıdıldadı.
"Ne gizliyorsun lan odada! Oğlum yoksa seks odasınamı çevirdin odayı?" Kayra işittikleri ile
"Lan siktir git!" Tuğra'yı iteklerken acıyla tekrar inleyince Derya telaşla konuştu.
"Tuğra'cığım sen git. Ben hallederim. Damarına basıyorsun sana saldırdıkça kendisine zarar veriyor." Tuğra,Derya'ya bakarak muzipçe göz kırptı.
"Tamam ben gelmiyorum. Ama içeride olduğumuzu unutmayın ve işinizi sessiz halledin sonuçta olan var olmayan var." Kayra karısının elinden kurtulmaya çalışarak sinirle söylendi.
"Ulan senin o dilini bir tarafına sokarım ayarsız piç! Ne biçim konuşuyorsun sen kızın yanında hayvan!" Derya kocasını bir an önce odaya sokmaya çalışırken Tuğra çoktan gözden kaybolmuştu. Önüne geldikleri kapıyı açarak kocasını dikkatlice oda koyan Derya kapıyı tekrar kapatarak onu dikkatlice yatağa doğru ilerletti ve yavaşça oturtarak önünde eğilip elini dizine koydu ve gözlerine bakarak üzgünce konuştu.
"Çok ağrın var mı? Keşke hastaneye gitseydik Kayra." Karısının üzgün halini görünce yüzünde oluşan tebessüme engel olamayarak dizindeki eli avuçları arasına alarak dudaklarına götürüp ufak bir öpücük bıraktı ve yüzünü asarak homurdandı.
"Ağrı umrumda mı sanıyorsun! O piç Tuğra her şeyin içine sıçtı! Gidişi ayrı önem taşıyor gelişi ayrı sanki ülkenin başkanı pezevenk! Gelip en özel anımı mahvettiği yetmiyormuş gibi birde belimi sakatlayarak gecemi mahvetti!" Derya kocasının sözleri ile kıkırdayarak oturduğu yerden doğruldu ve kocasının üzerine doğru eğilerek siyah tişörtüne uzanıp üzerinden çıkarttı. Kayra karısının beline sarılarak onu kendisine doğru çekip başını boynuna gömdü ve kokusunu derince içine çekerek homurdandı.
"Annemleri annenleri kısaca içerideki herkesi bir an önce yollasan olmaz mı?" Derya kocasının kucağından yavaşça kalkarak pantolunun kemerine uzanarak söylendi.
"Nasıl göndereyim Kayra. Hem niye bu kadar abartıyorsun altı üstü bir kaç saat oturup gidecekler. Üstelik uzun bir aradan sonra kardeşin geldi ve sen ona hiç hoş davranmadın." Kocasını göğsünden hafifçe iterek yatağa uzanmasını sağlarken kemerine uzanmıştıki kocası onu kolundan tutarak üzerine çekti.
"Başlatma şimdi Tuğra'dan! Bak yine aklıma getirdin bütün cinlerim halay çekmeye başladı. Benim daha yeni başlayan seks hayatımı baltaladı ve sen bana hala ondan bahsediyorsun!" Karısının dudaklarına uzandığı anda Derya kıkırdayarak geri çekilip kemerini açtı ve pantolonunu çıkartırken kocasına karşılık verdi.
"Kimseden bahsettiğim yok. Sen abartıyorsun." Kocasının pantolonunu çıkarttı ve tişörtün yanına bırakarak çoraplarını çıkartmak için önünde eğildiği esnada Kayra hafifçe doğrularak karısına asık yüzüyle homurdandı.
"Benim yanımda böyle söylüyorsun ama biraz önce babanın göğsüne kedi gibi sokulurken de aynı şeyi yaptın. O Tuğra iti geldi yine herkes" İşaret parmağı ile karısını göstererek sözlerine devam etti " buna sende dahil hemen onun etrafında pervane oldunuz." Karısı çoraplarını çıkararak tekrar karşısına dikilip onun gözlerine bakınca Kayra şikayetlerine devam etti." Bak beni ne hale getirdi! Ben burada sürünürken,sanki başka yer kalmamış gibi benim evimde eğleniyor piç herif!" Derya gözlerini bıkkınca devirerek kocaaının dolabına doğru ilerledi ve bir tişört ve eşofman altı alarak hala homurdanan kocasına döndü.
"Ayyy yeter! Ne istiyorsun sen bu çocuktan anlamadım ki! Derdin ne Kayra?" Karısının gözlerine bakarak suçlu bir çocuk edası ile omuzlarını çekerek huysuzca cevap verdi.
"Hiç bir şey!" Derya kocası için getirdiği kıyafetleri yanına bırakarak kocasının yüzünü avuçları arasına alarak gözlerine sevgiyle baktı.
"Bana şimdi açıkça neden kardeşine böyle davrandığını söyler misin? Yoksa seni artık içeri gidip misafirlerimizle ilgileneyim mi? "Karısının sözleri ile suratını asarken onun içeriye gitmek için hareketlendiğini görünce uzanarak elini tuttu.
"Çünkü benden çok onunla ilgileniyorsun!"
"Neee!" Kocasının sözleri ile bakışlarını ona çevirdiğinde onun bakışlarını kaçırması ile tekrar ona yaklaşarak kucağına oturup yüzünü avuçları arasına alarak gözlerine baktı."Niye böyle düşünüyorsun?" Kayra yüzünü karısının ellerinden huysuzlanarak kurtarmaya çalışırken karşılık verdi.
"Çünkü ne zaman burada olsa yada bir arada olsak sen her zaman onunla ilgileniyorsun! Onunla sohbet edip,onun anlattıklarını dinliyor,onunla gülü..." Derya kocasının küçük bir çocuğun masumluğu ile yaptığı şikayetlere gülmek isteği ile dolsada onu kırmamak için bu isteğini bastırıp dudaklarına küçük bir öpücük bırakarak geri çekilip konuştu.
" Ama senin karınım. Hep seni sevdim ve hep seni seveceğim."Bu defa kocasının çenesine küçük bir öpücük bıraktı. "Seni istiyorum. Dokunuşlarım ve daha fazlası sadece senin. Seni öpüyorum,senin yatağına giryorum. "Kocasının gözlerine aşkla bakarak fısıldadı. " Tuğra her zaman hayatımızda olmak zorunda. O senin kardeşin."
"Ben mi seçtim o piçi kardeşliğe! Bana mı sordu kardeşim olurken!" Derya kocasının sözleri ile gözlerini devirdi.
"Sen seçmedin oda seni seçmedi ama onu çok seviyorsun." Kayra bakışlarını karısından kaçırdı.
"Sorma o kadar seviyorum ki ayının yavrusunu sevme şekli gibi boğarak öldüreceğim iti."
"Sana bir şey yaptığı yok! Sana zararar verecek bir şey yapmaz kardeşin Kayra o senin!" Kayra sert bakışlarını karısına çevirerek tısladı.
"Yapıyor! Seni benden uzaklaştırıyor! Sende hep onun tarafını tutuyorsun! Biz ayrılsak hemen seni alacak! Kendisi söyledi düğünümüzden önce nişanı atarsan Derya'yı kimselere kaptırmam diye!"Derya şok olmuş gözlerle kocasına baktı. Kardeşine öfkesinin kaynağı buydu demek. "Sende kocanla ilgilenmek yerine her fırsatta onun yanındasın." Derya yatağın üzerindeki tişörte uzandı ve kocasının başından geçirerek hafif eğilip saçlarına bir öpücük bıraktı.
"O benim olmayan abim gibi. Bende onun kardeşiyim. Üstelik sevdiği bir kız var. Sana bunları daha öncede söyledim. O sadece seni kızdırmak için böyle davranıyor." Tişörtünden kolunu geçirirken huysuzca cevap verdi.
"Başarılı oluyorda! Bir gün elimde kalacak. Sende onun etrafında değil kocanın etrafında dön! Bana gül,benimle konuş,benimle eğlen,benimle sohbet et!" Kocasının diğer kolunuda tişörtten geçirerek yüzünü avuçları arasına aldı.
"Görmüyor musun ben senin etrafında pervane gibiyim sadece senin ışığında dönüyorum.En çok sana gülüyorum,en çok seninle konuşuyorum çünkü sürekli sana açıklama yapıyorum ve en çok seninle eğleniyorum çünkü anlama kıtlığı yaşadığın anlarda yani şimdi ki gibi çok tatlı oluyorsun." Kocasının çatılan kaşlarını elleri ile düzelterek sözlerine decam etti."Gerçi senin kollarında ve dokunuşlarınla daha çok eğleniyorum ama bu gün huysuzluğun üstünde ve belin sakat o yüzden bu gece eğlenemeyeceğim demektir." Derya kocasının şikayetlerinin bitmeyeceğini anlayınca en iyisinin dikkatini başka yöne çekmek olduğunu düşünerek söylemişti sözlerini ve tişörtünün çekiştirilmeye başlaması ile doğru yolda olduğunu anlamıştı. Kocasının kucağından hızla kalkarak eşofman altına uzanırken onun homurdanmaları ile güldü. "Çok oyalandık içeri geçelim artık."Kocasının asık yüzüne baktı ve onun kalkmasına yardım ederek eşofmanını düzeltip bakışlarını ona çevirdi.
"Gitmek istemiyorum! Belim ağrıyor benim.Anlayış göstermiyorlar bu çocuklar yrni kavuştu biraz rahat bırakalım demiyorlar."Karısına bakarak tekrar şansını denedi. "Onlar otursun biz yatağa geçsek olmaz mı?" Derya kocasının koluna girerek dikkatli bir şekilde kapıya doğru ilerledi.
"Çocuktan farkın yok! Huysuzlsnıp mızıldanıp durdun odaya girdiğimiz andan beri." Kocasının önüne geçip elini yanağına uzattı ve hafifçe okşayarak konuştu." Bak sadece seninle ilgileneceğim. Hep senin yanında olacağım. Herkes gittikten sonra beline krem sürerek güzel bir masaj yapacağım. Ama şimdi çıkalım şu odadan çok ayıp oldu." Kayra karısının alnına dudaklarını bastırarak gözlerine baktı.
"Söz mü!" Derya bıkkınca gözlerini devirerek cevap verdi.
"Söz!" Kayra aldığı sözün üstüne yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile kapıya yönelmiştiki kapının tıklatılması ile gözlerini devirdi.
"Kayra! Ablacığım yardıma ihtiyacınız varsa enişteni yollayayım istersen." Kayra ağlamaklı bir ifade ile karısına bakarak homurdandı.
"Bir eniştem kalmıştı özelime karışmadık oda gelsin tüy diksin!" Kocasına uyaran bakışlar atan Derya kapıyı açarak gülümsedi.
"Gerek yok Sare teşekkür ederiz. Hallettik biz." Sare başını olumlu anlamda sallayarak kardeşinin diğer koluna girdi ve üçlü içeriye salona geçtiler. Kayra'nın bakışları kendisine sırıtarak bakan kardeşi ile karşılşınca başını sağa sola sallayarak homurdandı.
"Birde sırıtıyor piç!"
"Kayraaa!" Karısının sessiz uyarısı ile sandalyeye otururken tekrar homurdanarak karşılık verdi.
"Tamam! Bir şey demedim prens Antonia'ya! Zaten bir şey demek ne mümkün!" Sandalyeye iyice yerleşerek salondaki kalabalığa göz gezdirdi. Yüzünü buruşturarak memnuniyetsizce içinden söylenmeye devam etti.
"Oğlum hastaneye gidelim diyeceğim ama sen genç adamsın bu kadar küçük bir darbeyle yıkılınır mı lan hiç?" Kayın babasının kendisine kinaye ile bakarak söylediği sözlerle Kayra başını sağa sola salladı. Artık emindi garezi vardı bunların kendisine ama bilmedikleri bir şey vardı ki onlar tilkiyse oda kuruğuydu.
"Haklısın lan Yunus.Bunlar nasıl genç anlamıyorum! En ufak bir darbede ayarları bozuluyor hemen!" Kayra babasına boş boş baktı. Yahu acaba evlatlıkmıydı? Kendi babası bile her fırstta gömüyordu! Hayır kendisi evletlık olsa bu dangalak Tuğra nereden halk olmuştu? İkiz olarak evlat edinilseler bile neden o el üstünde tutuluyordu da kendisi her fırsatta taşlanıyordu. Bakışlarını babasına çevirerek kinaye ile cevap verdi.
"Babacığım benim vücut ayarlarını en azından aldığım darbe bozdu ama sizin vücut ayarları programlanmış gibi sadece karılarınızı görünce harekete geçiyor. Geçmişte nasıl ayar çektilerse size o günden sonra darbe almadan bile şekliniz kayıyor karşılarında." Mehmet ve Yunus Kayra'dan yedikleri lafı kısa bir an sindirmeye çalışırken Deniz elinde pasta tabakları ile içeri girerek bıkkınca söylendi.
"Yeter artık. Uğraşıp durmayın oğlumla! Ne istiyorsunuz siz bu çocuktan canım? Bünyesi zayıf düşmüştür o kadar yıl ayrı yaşadı sonuçta. Belliki bakamamış kendisine." Bakışlarını damadına çevirerek ona doğru ileledi ve elindeki tabağı önündeki sehpaya bırakarak gülümsedi." Sen aldırma bunlara oğlum. Bir kaç yıldır çevirecek entrika bulamayınca sana sarıyorlar. Ben sana yarın Asiye 'nine min tarifinden bir ilaç hazırlarım çabucak toparlarsın." Kayra kayınvalidesinin desteği ile bakışlarını babasına ve Yunus'a çevirerek sırıtırken Azra elinde çaylarla içeriye girerek arkadaşına destek verdi.
"Deniz'ciğim şeyi de yapalım hani Emine ninemin bir macun tarifi vardı onu. İkisini kullansında bir an önce gücü kuvveti yerine gelsin çocuğumun!" Kayra ve Derya macun lafını duyar duymaz aynı anda tepki verdi.
"Olmaz!"
"Hayır!"
"Herkes şaşkınca ikiliye bakarken Azra ve Deniz sinsice sırıttı.Kayra üzerlerindeki şaşkın bakışlar ile aşırı tepki verdiklerini fark ederek açıklamaya çalıştı.
"Olamaz çünkü gerek yok! İyiyim ben. Biraz dinlenip huzura kavuşsam yeterli benim için! Sabaha zıpkın gibi olurum." Derya'da elindeki yastığı kocasının beline yerleştirirken ona destek verdi.
"Kayra haklı gerek yok macuna ilaca falan.Ben inanmıyorum öyle şeylere belki bir zararı dokunur Allah korusun!"Kayra karısına bakıp sessizce fısıldadı.
"İşe yaramadığından emin misin karıcığım? Ben zararını falan da görmedim. Aslında denesek mi bir kez daha ne dersin?" Sözlerini bitiren adam karısına çapkınca göz kırparken Derya arkasındaki yastığı düzeltirmiş gibi yaparak aynı fısıltı ile cevap verdi.
"Tabi tabi neden olmasın. Hatta söyleyim şimdi hazırlasınlar. Senin belin bu haldeyken,dün gece bana çıkmamam için engel olduğun balkonlarda yeni ilişkilere yelken açarım artık! Malum senin belin durumu ortada nede olsa." Kayra'nın kaşları karısının sözleri ile hızla çatılırken Sahra kocaman olmuş karnının umursamadan onlara doğru eğilerek şüpheyle konuştu.
"Ne konuşuyorsunuz siz orada fısır fısır! O kadar insanız burada ayıp oluyor ama!" Kayra ablasına dönerek tısladı.
"Karımla ne konuştuğumuda mı naklen canlı yayın yapayım abla? Onu da bilmeyiver! Ne olur sanki öğrenmesen? Ama olur mu aile boyu benim hayatıma müdahale etmek için yarışıyorsunuz sanki." Sahra kardeşinin sözleri ile dudaklarını büzerek ağlamaya başlayınca kocası onu sakinleştirmek için elini tutarak karısının sırtını sıvazlarken Kayra'ya ters bakışlar atarak homurdandı.
"Ne var sanki cevap versen!? Normalde merak etmez ama şimdi hamilelikten dolayı hasaslaştı alınıyor her şeye!" Kayra elini havada boşversene dercesine salladı.
"Ya kimi kime anlatıyorsun sen enişte! Kaç yıllık ablamı bilmiyormuyum ben. Oldum olası meraklı ve iş güzardı." Elini yanındaki ablasının karnına uzatarak okşadı ve gülümseyerek ablasına bakıp konuştu."Sadece ağrı kesici ile su istemiştim karımdan şimdi merağın geçtimi?" Sahra göz yaşlarını silrek başını olumlu anlamda salladı ve eşine dönerek çemkirdi.
"Sen niye giriyorsun kardeşimle arama! Belki biz böyle anlaşıyoruz! Hem benim ne zaman alınganlık yaptım sana!" Karısına inanamayan gözlerle bakan adam ellerini yüzüne sürdü ve hırsla homurdandı.
"Ya sabırr! Allahım sen sabır ver bana! Bu aile ve bu kadın yüzünden sonum tımarhane olmazsa iyidir!"
"Ne söylediğini duydum damattt! Ne var mış benim ailemde ve kızımda!?" Genç adam çaresizce ağzına gizli bir fermuar çekerek arkasına yaslandı.
"Dayııı!" Kayra işittiği sesle yüzünü ekşitti. Bu gün bir kabus olmalıydı bunun başka bir açıklaması yoktu. Kendisine doğru koşan yiğenine bakarak kesin bir dille cevap verdi.
"Hayır Göktuğ!" Çocuk gelip bacaklarına tırmanmak için hamle yaptığında Derya ona yardım etmek için eğilip kollarından tutup kaldırdı ve Kayra'nın kucağına bırakarak tekrar yerine oturmuştu ki Göktuğ'un sözleri ile bakışlarını gülerek ona çevirdi.
"Dayı lütfeeeeen! Lütfen sizde kalayım bu gün."
"Olmaz oğlum senin evin yokmu lan! Köprü altı çocukları gibi önüne gelen yere kapak atıyorsun!" Derya kocasının kolunu uyarırcasına çimdirsede Kayra onu hiç umursamadı çünkü evi artık tımarhaneden hallice olmaya başlamıştı.
"Ama Derya ile hiç yatamadım. Her seferinde seninle yattım çünkü sen bir dahaki sefere Derya ile yatarsın diye hep beni kandırdın! Yalan söyledin!" Çocuk kollarını küskünce göğsünde birleştirirken Kayra dört yaşındaki bir çocuğun hafızasının nasıl bu kadar kuvvetli olduğunu düşünüyordu. Bu velet neden hiç bir şeyi unutmuyordu!?
"Çocuğumu böyle yaparak yalana teşvik ediyorsun Kayra! Onu sürekli kandırman ona yalan söylediğini düşündürüyor!" Kayra yiğeninin saçlarını okşayarak ablasına çevirdi bakışlarını.
"Abla! Sen niye şimdi beni çocuğun gözünde yalancı durumuna düşürüyorsun!? Ya kızım derdiniz ne benimle? Sen kocanla rahatça fingirdeş diye ben karımı bu veletle paylaşmak zorundamıyım ya! Ulan oradan fstk ediliyor mu bilmiyorum ama bende evliyim bende!"
"Kayraaa!" Yanında oturan karısının uyaran sesine aldırış etmeden sözlerine devam etti.
"Belki bende bir bebek istiyorum!" Derya kocasının sözleri ile bakışlarını hızls ona çevirirken Doğan kayın biraderine bakarak sırıttı.
"Eee yap sende oğlum başınımı tutuyoruz!" Kayra eniştesinin sözleri ile kısa bir şok yaşarken Mehmet ve Yunus'ta karşılarındaki manzarada gençliklerini görmenin verdiği mutlulukla onları izliyordu.Kayra yüzünü buruşturarak cevap verdi eniştesine.
"Ne terbiyesiz insansın sen lan! Şu ortamda konuştuğun lafa bak! Lan kadınlardan utanmıyorsun bari çocuğundan utan be!" Derya ve Azra, Kayra'nın isteği karşısında kafa kafaya verip plan yapmaya başlamışken bu defa Sare'nin eşi girdi araya.
"Ne dedi şimdi bacanakta bu kadar sinirleniyorsun kayınço? Madem bebek istiyorsun yap bir tane. Karar sizin kime ne." Derya ortamdaki sohbetin hangi ara bu noktaya geldiğine anlam veremezken kocasının sözlerini dikkatle dinliyordu.
"Sana minnettarım enişte! Sen izin verdin ya içim rahat rahat yaparım şimdi bebeği." Ellerini yüzünde öfkeyle gezdirerek sabır diledi. " Yaa sen yarım yamalak türkçenle bu bacanağının ne demek istediğini biliyormusun da ona arka çıkıyorsun? Ayrıca ben Ankara'ya döneli altı ay olacak,sayenizde karımla yanlız kaldığım günler beş parmağın beşini geçmez be!" Evdeki herkes Kayra'nın sözleri ile kıkırdarken Tuğra kardeşine muzipçe bakarak konuştu.
"Bebek yapmanın saati dakikası varsa bana da söyle de çektiğin sıkıntıları bende çekmeyim. Ha eğer yoksa gerisi senin beceriksizliğin. Boşuna yaygara kopartma kardeşim." Kayra öfkeyle kardeşine çevirdi bakışlarını.
"Lan siktir git!"
"Kayraaa çocuk var." Karısının uyarısı ile çocuğun kulaklarına ellerini kapatarak başıyla Tuğra'yı işaret etti."Sen iki de bir beni uyar zaten!" öfkrli bakışlarını tekrar kardrşine çevirerek sözlerine devam etti. " Sen benim başıma belamısın lan!? Kardeş diyorum alttan alıyorum iki de bir laf sokuyorsun bak senin belanı si.."
"Kayraaa!" Derya sinirle dişlerini sıkarak kocasını uyarırken o karısına dönerek elleri ile saçlarını çekiştirerek kükredi.
"Neee! Ne! Kayra Kayra! Başlarım ben böyle işin içine! Nereden döndüm ben lan bu kabuslar evine!? Rahat mı battı ne battı da geldim de bütün bu işkencelere maruz kalıyorum!" Evdekiler Kayra'yı çıldırtmanın verdiği hazla ve amaçlarına ulaşmanın verdiği mutlulukla toparlanmaya başladı.Kayra tişörtünün çekiştirilmesi ile bskışlarını yiğenine çevirdi.
"Dayı sen geldiğin yeri özlediysen geri git. Merak etme ben Derya ile kalırım. Geceleri onunla yatar onu korurum." İşittiği sözlerle sabrının son kırıntısının da tükendiğini hisseden Kayra yiğenini kucağından hızla indirerek poposuna hafifçe vurdu ve o paytak paytak koşarak annesine skğınırken Kayra bıkkınlıkla konuştu.
"Piç herif! İnsan yengesine göz dikermi lan? Göktuğ yengene bir daha o gözle bakarsan seni kendi ellerimle sünnet ederim haberin olsun! " Bakışlarını gitmek için toparlanan ailesine çevirerek sahte bir ilgi ifadesi takınarak yerinde kıpırdandı.
"Kusura bakmayın canım geniş ailem sizi uğurlamak isterdim ama malum bu hayvan Tuğra beni sakat bıraktı." Önünden geçen Tuğra'nın bacağına sert bir tekme atarak sahte ilgisine devam etti. Hem bu defa çok erken kalktınız ya otursaydınız biraz daha." Azra oğluna yaklaşarak yüzünü elleri ile küçük çocuk hibi sıkarak sırıttı.
"Geliriz yine annem! Biz şimdi gidelim Deniz annen le ikinci defa macun ve çay kürü bir şeyler hazırlayalım size." Kayra annesinin sözlerinin anlamı ve birden düşen jeton ile ona şüphe ile bakarken Azra sisnsi bir sırıtışla göz kırptı."Ama bu defa sizin için değil torun için çalışmalara başlayacağız tatlım." Kayra arkadaşları ve annesi arasında kısa bir bağlantı kurarken onların işbirliği ile kendilerine oynadıkları oyunu düşününce şaşkınlıkla fısıldadı.
"Yok artık lan!" Annesi başını olumlu anlamda sallayarak gülümsedi ve hızla doğrularak gelininin yanına yaklaşırken Kayra yüzünü buruşturarak kendi kendine söylendi." Ya niye benimde herkesin ki gibi normal bir ailem yok. Elimi kime atsam bir entrika bir oyun.Yemin ediyorum kendimi deliler hastanesinde, bir deli benmişim de etrafımı saran akıllılarla mücadele ediyormuşum gibi hissediyorum."
"İyi geceler oğlum."
"İyi geceler damat!" Kayra yüzüne kondurduğu sahte gülümseme ile çıkanlara başını sallayarak karşılık veriyordu.
"İyi geceler kayınço." Üçüncü kez aynı kelimeyi duyduğunda karşısındaki adama bakarak fısıldadı.
"Enişte bak yalvarıyorum ne olur ablam doğurmadan bir daha gelmeyin ya! Çekilmiyor yemin ederim." Eniştesi hafifçr yaklaşarak fısıldadı.
"Sen birde bana sor kayınço. Yemin ediyorum her yapyığım batıyor diken üdtündeyim lan! Bak çocuk falan düşünüyorsan iyice düşün vallahi devreleri yanıyor ayarları karışıyor! Geçen beni kıskanıp işe yollamamak için banyoya kilitledi! Düşün beni bordo bereli bir adamı!" Kayra duydukları ile korkuyla baktı karşısındaki adama.
"Diyorsun!"
"Demiyorum yaşıyorum Kayra! Ben evde ablan gibi bir terminatörle yaşıyorum resmen!" Kayra karşıdındaki adamın haline acıyarak bakarken elinin çekiştirilmesi ile bakışlarını aşağa çevirdi.
"Dayı ne olur kalayım." Kayra niraz önce işittiği sözlerin üstüne bir de yiğenini görünce korkuyla başını iki yana sallayıp bağırdı.
"Ablaaa! Al sana kızım şu çocuğunu ya!" Meyra kardeşine doğru yaklaşarak çemkirdi.
"Ayyy! Ne demeye bağırıyorsun ateşr düşmüş gibi!? Ne huysuzsun sen ya! Aksi şey! Derya ile konuşuyoruz kapıda unutuvermişim ne olmuş!" Kayra işaret parmağını ablasına doğru sallayarak tısladı.
"Bu eve her geldiğinizde bu çocuğa unutulmuş çanta muamelesi yapıyorsunuz yazık değil mi kızım bu çocuğa!" Kayra bakışlarını yumuşatarak yiğenine çevirerek kolundan tutup kendidine çekti ve kulağına fısıldadı."Annenler seni burada bırakıyorki sana bir kardeş yapabilsinler!" Yiğeninin adılan yüzünü görünce sinsice sırıtarak devam etti sözlerine."Ama biz bu numaraları yermiyiz Göktuğum?" Çocuk başını olumsuz anlamda sallarkrn elini yumruk yaptı ve yiğeninin küçük yumruğuna vurdu."Aferin benim aslanıma! Şimdi git bu günden sonra annenle bsbanın arasında yat! Eğer dediklerimi yapmazsan o sevimsiz Tuğra dayın gibi bir kardeşin olur. Hadi şimdi koş annenin yanına." Başını sallayarak kendisini onaylayan yiğeninin poposuna hafifçe vurarak annesine gidişini izledi. Ablasının kendisine şüphe ile baktığını görünce konuştu.
"Ne bakıyorsun öyle? Eğer karıma sulanmaktan vazgeçerse, gelecek hafta sonu onu ralli yarışlarına götüreceğime söz verdim." Ablası oğlunun elinden tutarak bakarak gözüm üstünde işareti yapınca Kayra sırıtarak yiğenine göz kırptı ve onunda karşılık olarak iki gözünü kırpması ile el sallayarak gidişini izledi. Aslında çocukları çok seviyordu ama bu velet bacak kadar boyuyla karısına sulanınca onu uzaklaştırmak zorunda kalıyordu. Karısıyla vuslata yeni ermişken Göktuğ'u araya sokacak değildi. Diğer eniştesinin halini hatırlayınca dudaklarından kaçan kıkırtıya engel olamayarak kıkırdadı.
"Lan sen bir bordo berelisin. Karına üstelikte karnı burnunda hamile karına nasıl teslim oldun lan?" Ablasının karnj burnunda zor hareket eden hali gözünde canlanınca yüzüne bir tebessüm yayıldı. Kendisi de bir bebeği olsun istiyordu hem de her şeyden çok istiyordu. Şu an bunu düşünmek için çok erkendi karısı ile daha yeni iletişim kurmaya başlamıştı ve evliliklerinin oturması için zamana ihtiyaçları vardı. Hayatlarını yoluna koyunca ilk işi Derya ile konuşup bebek fikrini açmak olacaktı.
Derya bir eliyle kayın validesinin diğer eliyle annesinin elini tuttu ve kıkırdayarak konuştu. "Tam zamanında gelmişsiniz. Eğer siz yetişememiş olsaydınız plan suya düşecekti." Kadınlar Derya'nın sözleri ile onun ellerini destek verircesine sıktı.
"Bir daha Kayra'nın karısı olduğunu kimseden saklama! Sen çatır çatır söyle gerisini dünkü gibi o düşünsün. Onun kimle aşık attığından haberi yok daha. Dünkü maceranızda sana ders olsun bir daha başın sıkıştığında,kocanla nasıl baş edeceğini bilemediğinde ilk bizim kapımızı çal!" Azra'nın söylediği sözlerle Derya olumlu anlamda başını sallarken bu defa Deniz söze girdi.
"Dün geceden sonra hemen yelkenleri indirme. Dün onun nelere sahip olduğunu farketmesi için gözlerini açmamız gerekiyordu. Şimdi ağzına bir parmak balı sürdüğümüze göre geri çekilme zamanı." Dünkü gecenin kahramanlarının karşısındaki kadınlar olduğunu bu sabah aldığı kısa mesajlarla öğrenen Derya önlerinde çeket iliklemek istercesine gıpte ile bakıyordu ikiliye.
"Her fırsatta baştan çıkart fakat istediğini verme! Her an elin üzerinde olsun! Tamamen geri çekme kendini küçük temaslarla ödüllendir. Her zamsn etrafında pervane olma bırak yokluğunu fark edip seni aradın aklı ve gözleri." Derya kızaran yüzüne rağmen Azra'nın sözlerini başıyla onaylarken o sözlerine devam etti. "Kayra farklı bir yapıya sahip bazen onunla inatlaşarak elde edersin istediğini bazende suyuna giderek. Ama bu gün gördüklerimize göre her erkek gibi onunda zaafı belli,başın sıkıştığında kadınlık silahını kullan."Derya,Azra nın son sözleri ile başını olumsuz anlamda iki yana sallarken Deniz kızının koluna dokunarak bakışlarını kendine çevirmesini sağlayarak konuşmaya bsşladı.
"Evlisiniz siz. Seni aldatmadığı,aşağılamayıp küçük düşürmediği,şiddet uygulamadığı sürece evlilikte ve sekste gurur olmaz. Bir kadın en kuvvetli silahı aklı ve kadınlığı ise başın sıkışınca onun zaafından faydalanarak bu iki silahını kullanmaktan çekinme canım. Çünkü erkeklerin akılları şeyleri ile ortak çalışır. Aklını başından almak istiyorsan önce diğeri ile ilgilenmen gerekir."
"Deryaaa! Nerede kaldın? Belim sakat kızım benim belim. O akıl hocalarından akıl almayı bıraksanda benimle ilgilensrn biraz. Hani belim sakatya!" Kocasının kinayeli sözleri ile Derya gözlerini devirirken Azra homurdandı.
"Keşke belin yerine kafanı sakatlamasını söyleseydim Tuğra'ya. Belki olmayan beynin yuvasına geri dönerdi." Derya kayınvalidesinin sözleri ile ona şok olmulcasına bakarken o gelinine dönerek sırıttı. "İşimizi garantiye almalıydık değil mi? Senin Kayra'ya olan zaafını düşünürsek sen onu tek başına yola getiremezsin! " Deniz,Azra'yı çekiştirerek kapıdan çıkıp kızına el sallayarak kapıyı hızla çekti. Derya ,Azra'nın kocasına düzenlediği suikastten sonra onlardan yardım almakta pekte emin değildi.
"Derya sandalye bi taraflarıma montalandı resmen! Neredesin hala sen kızım ya!" Kocasının isyanı ile gözlerini devirerek içeriye doğru ilerlerken Kayra sesiz olduğunu düşünerek homurdanmaya devam ediyordu." Allah göstermesin yatalak olsam sen bana bakmayacaksın ben anladım seni! Yazıklar olsun Derya bir de odada söz verdin hiç yanından ayrılmayacağım diye! Yanıma oturdun mu iki dakika acaba? Virüslüymüşüm vebalıymışım gibi kaçıyorsun benden! Ulan siz kadınlar ne kadar seviyorsunuz kapı ağzında dedikodu yapmayı! Karısının kapıdan girdiğini görünce sanki biraz önce atıp tutan kendisi değilmiş gibi sırıtarak konuşmaya başladı."Geldin mi karıcığım?" Derya bezgin bir şelilde kocasına yaklaştı."Yemin ediyorum çok vefalı kadınsın. Üzerimi değiştirdin,çoraplarımı çıkardın,beni buraya taşıdın, belime yastık koydun.Bende rabbime seni bana nasip etti diye dualar ediyordum sen gelmeden önce." Kocasına yaklaşarak belinin arkasındaki yastığı aldı ve iki eliyle yüzüne doğru tutarak çemkirdi.
"Yemin ediyorum boğarım seni Kayra!" Ellerini kaldırarak kendisine siper eden adam karısına şaşkınca bakarken Derya isyan edercesine konuşmasına devam etti. "Ne den sürekli huysuzlanıp duruyorsun? Gece boyu yüzün gülmedi be adam! Gelene bir laf gidene iki laf soktun!" Yastığı koltuğun köşesine bırakarak masanın üzerindeki tepsiyi alıp tabak ve bardakları toplamaya başladı.
"Onlarda huzur versinler azıcık! Karımla yanlız kalmak istiyorum çok şey mi istiyorum yani! Benim hakkım değil mi karımla başbaşa kalmak!" Derya eline aldığı çatalı kocasına atarak hırsla söylendi.
"Sen dört yıl boyunca kendi başına buyruk özgürlüğünü yaşarken benim yanımda onlar vardı! İki saat huzur vermedin ne kendi ailene ne benimkine!" Tekrar yaptığı işe dönerken sözlerine devam etti."Ayrıca bu gece yaptıkların hiç hoş değildi! Sen neden baban ve babamla sidik yarıştırıp eski defterleri açıyorsun? Eniştelerinle bile didiştin! Kardeşini hiç saymıyorum bile çocuğu ayağının turabıymış gibi sürekli çiğnedin!" Kayra karısını kızdırdığının bilinciyle ses tonuna kattığı yumaşak tınıyla konuşmak için ağzını açmıştı ki havada uçan kaşığın başına isabet etmesi ile acıyla inledi.
"Ahhh!" Eli başını ovarken,karşısında eli belinde kendisine karşı öfkeyle bakan karısına baktı masumca.
"Sana ben odada ne dedim? Birazcık ya birazcık dişini sıksan ölürmüsün? Demek ki özlemişler vakit geçirmek istiyorlar. Onalrında hasret gidermeye hakkı yok mu? " Kayra karısının sözleri ile yüzünü buruşturarak homurdandı.
"Altı aydır her buldukları fırsatta evimdeler! Üstelik bırak hasret gidermeyi soktukları laflarla beni şamar oğlanına çeviriyorlar! Baban bir taraftan ilk günden beri laf sokup beni yerden yere vurur,sanki silah zoruyla elinden aldım seni, hadi ona alıştım artıkta yahu kendi babamdan bile aynı muameleyi görmek koyuyor artık!" Derya kocasının serzenişlerine hak versede yumuşadığını belli etmemek için karşılık verdi.
"Sende onalrın damarına basma! Zaten okul bittikten sonra beni burada yanlız bırakıp gittiğin için diş biliyorlar sende inatla üstlerine gidiyorsun!"
"Ne yapsaydım! Görevim gereği savaşın ortasına gittim! Senide mi alıp götürseydim! Onlar bilmesede sana anlattım. Sürekli onların yanında yer alacağına birazda benim yanımda olsan ölürmüsün!? "Ellerini iki yana açarak dolu tepsiyi eline alarak kendisine dönen karısına söylenmeye devam etti. "Ama yok! Derya hanım kaldığı yanlız günlerin acısını çıkarmazsa rahat uyuyamaz!" Ellerini kaldırdı ve parmaklarını bir şeyi izah etmek istermiş gibi birleştirerek sözlerine devam etti. " Niye savaşarak çıkarıyorsun kadın sen o günlerin acısını? Bak buradayım karşında sevişerek çıkart be güzelim! Sen yanımda ol onların açtığı savaşa eyvallah derim ben." Derya kocasının sözleri ile sinsice gülerek baktı ona.
"Sen benimle savaş onlarla seviş kocacığım. Zira aradığın huzuru ancak öyle bulursun. Çünkü onlar bir düşman olarak benden daha tehlikeli. Annen ve annrmin dün bize oynadıkları oyunu hatırlarsan ne demek istediğimi anlarsın! Birde bu oyunun üstüne belinin sakatlanmasına sebep olan o kazayı koy." Kayra anlamaz gözlerle karısına bakarken Derya ona göz kırparak mutfağa doğru ilerlerken söylendi. "Sen zeki adamsın eminim mesajı almışsındır kocacığım! Onlar seni süründürmeden beni sana yar etmezler haberin olsun!" Kayra karısının sözlerinden anlam çıkarmaya çalışırkrn bir anda beyninde yanan ışıkla kükredi.
"Lannn! O Tuğra piçini benim üstümden bulldozer gibi bilerek mi geçirdiler yoksa!? "İyide amaçları neydi ki? Beli sakatlanınca ellerine ne geçecekti? Dünkü komplo dan sonra bunun Derya ile alakası olamazdı.Elleri ile karısı ile ikisini macunlarla,aftodizyaklarla halvete sokup bu gün niye belini sakatlamaya çalışacaklardı?" Anlam veremediği soruları düşünürken elini saçlarının arasına atarak karıştırdı.Fakat bir türlü anlam veremiyordu. Anlam veremediği bir şey daha vardı onuda aklının bir köşesine not etmişti ve akşamdan beri beynini ufak ufak kemirip durmuştu.Derya'nın terfi meselesi. Bu kız bu gün nasıl bir haber yapmıştıda terfi etmişti? Bu günkü operasyon olamazdı karısının iki telefonu da kendisindeydi. Diğer cihazlar ve Kağan'ın telefonunu da timdekiler almıştı. Peki bu önemli haber neydi?Kayra düşüncelere dalmış içinden çıkamazken Derya yanına gelerek koluna dokundu. Kocasının bakışlarının kendisine dönmesi ile elindeki kremi göstererek tavırlı bir ses tonuyla konuştu.
"Beline sürelimde dinlen biraz." Kayra başını olumlu anlamda sallayarak oturduğu yerden kalkarken Derya koluna girerek onu odasına doğru yönlendirdi.Önünden geçtikleri odanın kapısında Kayra birdrn durarak yüzünü acıyla buruşturup konuştu.
"Ben daha fazla yürüyemeyeceğim! Acayip bir sancı var belimde." Kocasının acı çeken halini görünce Derya telaşla konuştu.
"Acele etme biraz dinlen."
"Yok Derya dinlensem de kendi odama kadar gidemem." Bakışlarını yandaki kapıya çevirerek sözlerine devam etti. Bu gece senin odanda kalayım." Derya kocasının acı çekmesine dayanamayıp başını hızla sallayarak kapıya uzanıp açtı ve kocasıyla birlikte odaya girdi. Kayra içinden küçük zaferini kutlarken yüzüne zorlanıyormuş gibi bir ifade kondurarak karısının yardımı ile yatağa oturdu. Derya yorgun bir şekilde nefesini bırakarak konuştu.
"Sen tişörtünü çıkar ben dolaptan krem alıp geliyorum hemen." Yüzüne yayılan gülümseme ile karısına bakarak başını olumlu anlamda salladı ve onun kapıdan çıkması ile üzerindeki tişörtü yakasından çekip çıkararak bir kenara fırlattı. Kısa süre sonra karısı elinde kremle kapıda görününce onun yaklaşmasını izlerken konuştu.
"Sende rahat bir şeyler giyseydin keşke karıcığım." Derya hala tavırlı bir şekilde ona bakarak cevap verdi. "İyi böyle."Karısının hala tavır yapmasına bozulsada alttan almaya çalıştı.
"Derya saat gecenin yarısı oldu hala üzerinde kıyafetlerle geziyorsun. Çıkart işte şunları." Derya kocasının sözlerine aldırmadan elindeki kremi komidinin üzerine bırakıp dağılan saçlarını tepesinde topuz yaparak kendisini izleyen kocasına çevirdi bakışlarını.
"Uzana bilecek misin yardım edeyim mi?" Karısının sözlerinin duymazlıktan gelerek tekrar konuştu.
"Derya sen inatsan ben senden daha inadım!" Eli ile karısının üzerini işaret ederek sözlerine devam etti." Eğer kıyafetlerini değiştirmezsen ben de o kremi sürdürmeyeceğim!" Derya kaşlarını öylemi dercesine kaldırarak kremi yatağın üzerine fırlattı.
"Al da kendin sür o zaman!" Kayra yanına düşen kreme bakıp tekrar karısına çevirdiği bakışları ile işaret parmağını kaldırarak tehdit edercesine tısladı.
"Sesini yükselteme!" Derya kocasının sert uyarısından sonra içine yayılan öfkeyle tıpkı kocası gibi cevap verdi.
"Yükseltirsem ne olur!" Karısının kendisine sürekli zıt cevaplar vermesi ile sabrının sonuna gelen Kayra yumruk yaptığı ellerini yatağa geçirerek kükredi.
"Yeterrr!" Eline geçen kremi bir anda fırlattı."Lanet olsun süreceğin kremede bu odaya giren banada!" Derya kocasının sözlerine üzülsede onun bu akşam yaptıkları yanlış geliyordu kendisine. Bu yüzden kendine engel olamıyor aklına düştükçe tavrını sergiliyordu. Kocası yanlız yaşadığı zamanlarda ailenin önemini unutmuş olsada kendisi o aynı zamanlarda çok iyi anlamıştı. Birde kocasının yıllar geçsede hala güvenemediği Tuğra mevzusu vardı. Bu akşam hepsini birden yaşamış kocasını ne kadar uyarsada üzerinde beklediği etkiyi yaratamamıştı.Onun üzerinde hiç bir etki yaratamadığını görmek canını yakıyordu. Sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Kırıcı oluyorsun Kayra!" Uzun bir sessizlikten sonra karısının konuşmaya başlaması ile bakışlarını ona çevirdi." Halin,hareketin tavırların bazen o kadar çok canımı yakıyor ki işte o zaman sevgini kazanmak için boşa kürek çektiğimi düşünüyorum!" Karısının sözleri ile o an sanki bir bıçağın buğazına dayandığını hissetti ve telaşla konuştu.
"Derya biraz sert çıktım farkındayım ama seni kırmak değildi niyetim. Bir anlık öfkeyle oldu."Karısı başını anladığını belli edercesine olumlu anlamda sallayarak tekrar konuştu.
"Bana şu an aşık olmaya bilirsin,hatta değer vermiyor bile olabilirsin." Kayra konuşmak için ağzını açmıştıki karısı onu elini kaldırarak susturup sözlerine devam etti."Ama onlar nizim ailemiz,kardeşlerimiz. Bizim mutlu olup olmadığımızı kontrol etmek ve mutlu olduğumuzdan emin olmak tek dertleri."Kayra bir türlü kapanmayan mevzu ile bıkkın bir şekilde isyan eden bir çocuk tavrıyla konuştu.
"Neden anlamak istemiyorsun beni. Konu ailelerimizin varlığı değil bizim ilişkimize bu kadar müdehale etmeye çalışmaları!" Derya,kocasının bir iki adımla kocasının yaklaşarak yanına oturdu ve ellerine uzanıp bakışlarını birleştirdi.
"Ben seni ne kadar seviyor olsamda bu evlilik onların isteği ile oldu Kayra.Bir hata yapıp yapmadıklarını anlamak için nizi kontrol altında tutmaya çalışıyorlar. Mutsuz olacağımızdan ,geçinemeyip bir birimizi kırıp dökeceğimizden korkuyorlar. Bunları düşünerekte bizi kontrol altında tutmaya çalışıyorlar ki ne onlar vicdan azabı çeksin ne biz acı çekelim." Kocasının gözlerinin derinliklerşne bakarak üstüne basa basa fısıldadı." Ben sana aşık olsam da ikimizinde istemediği bir evlilik oldu. Ben,senin bana aşık olup öyle evlenceğimizi hayla ettim hep ama ben yine de mutluyum! Sen canımı yakmış olsanda,kırmış olsanda ben bir tek seninle ve bu kocaman ailemle mutluyum! Fakat sen onlara bu yaptığın şeyi yapmaya devam ettikçe senin yanındaki o mutluluğum hüzne bulanıyor." Kayra karısının sözleri ile elini anun avuçlarından çekip yüzüne çıkarttı. Gözlerini karısından hiç çekmeden parmaklarını yanaklarında hafif dokunuşlarla gezdirerek konuşmaya başladı.
"Bak sende söylüyorsun. Bu evlilik ikimizin isteği dışında ailelerimizin dayatması ile oldu! Bize zaman tanımaları gerekiyor. Her fırsatta bizim dibimizde oldukları sürece biz başaramayız Derya!" Karısının düşen yüzü ile derin bşr nefes aldı ve kelimelerini daha dikkatli seçmeye çalışarak devam etti." Ailelerimizi istemiyormuşum havası yaratıyorsun hem kendini hem beni boş yere üzüyorsun. Onlar benim ailem nasıl istemem! Ama evliliğimizinde bizebait bir sınırı olmalı. Evime geldiğimde karımla özgürce konuşup özgürce dokunmak istiyorum." Derya kocasının sözlerine cevap vermek için ağzını açmıştı ki Kayra parmağını dudaklarına bastırarak konuşmasına izin vermedi. " Seninle bşr şey konuşacak olsam baban ve babam hemen sözleri ile aramıza set çekiyor. Sana dokunmak için kendi evimizde müsait bir ortam arıyorum ama bulamıyorum! Çünkü yok! Sabah seni görmeden bu evden çıkıp akşam süprizlerle karşılaşmak istemiyorum!"Karısına yaklaşarak alnını alnına dayadı ve derince bir nefes alarak sözlerine devam etti. "Karımla bütğn arzularım tavan yapmış bir şekilde sevişirken acaba kapının içinde ve dışında kim var diye düşünüp kendimi frenlemek istemiyorum!En önemlisi karıma kendi isteğimle kendi irademle dokunmak ve sevmek istiyorum! Annelerimizin oyunları ve planları ile değil!" Derya yüzünr ysyılan buruk gülümseme ile başını alumlu anlamda sallarken Kayra tekrar konuştu. "Şu halimize bak onlar bizi kontrol altında tutmaya çalıştıkça dengemiz şaşıyor. Dün oynadıkları oyunla bizi birleştirip,bu gün Tuğra 'ya beni ezdirmeye çalışarak ne yapmaya ne elde etmeye çalıştıkları konusunda hiç bir fikrim olmasada sonuçlarının ikimiz arasındaki dengeyi nasıl etkilediğine bir bak." Derya kısa bir an kocasının sözlerini düşündü. Haklı olduğu çok nokta vardı. Özellikle dünkü malum yemek faslı ve bu günkü Tuğra'nın kocasına verdiği zarar konusunda. Bu yardım konularını çok iyi gizlemelilerdi. Belliki kocası bu konuda çok hassastı ve ilişkilerine kimsenin karışmasını istemiyordu. Kendiside istemiyordu fakat sıkıştığı noktalarda ufak bir yardımdan da zarar gelmezdi."Ailelerimiz bile olsa duracakları yeri bilmeliler. Ben onlara tavrımı belli etmezsem bize huzur verecekleri yok! Hayatta en nefret ettiğim şeylerden birisi evlenen ve kendi yollarını çizen insanlara ailelerinin müdehalesi ve bu müdehaleye boyun eğen çiftlerdir. Ben karımın böyle bir duruma boyun eğip onların elinde kukla olmasını istemiyorum." Derya kocasının sözleri ile biraz önce kapı önünde anneleri ile yaptığı konuşmayı hatırlayınca dudsklatını dişleyerek bakışlarını kaçırdı.Kayra karısının beden dilinden dopru noktaya parmak bastığını anlmaıştı.Karısının dudaklarını dişlerinin arasından kurtararak alnına küçük bir öpücük bırakıp, bakışlarını tekrar birleştirerek sözlerine devam ettş. "Derya bak seni uyarıyorum sakın ailelerimizin türlü oyunlarına ayak uydurup beni sınama! Hayatta en nefret ettiğim şey kandırılmak ve birinin ellerinde kukla olmaktır. Ne ailemin ne de karımın elinde kuklaymışım gibi oynatılmak istrmiyorum! Bana öyle bir şeyi yaşattığın an beni kandırdığını öğtendiğim an her şey biter! Hiç bir şeyi gözüm görmez,kimse beni durduramaz! Seni boşarım!" Derya bir an nefesinin kesildiğini hissetsede kendini toparlamaya çalışıp dolan gözleri ile sordu.
"Sana aşık olduğumu bile bile mi!?" Sesinin titremesine mani olamamıştı. Düşüncesi bile bu kadar yaralarken gerçekleşme ihtimalini düşünmek bile istemiyordu. Kayra karısının dolan gözlerine kendi dolan gözlerini dikti ve kararlı bir şekilde bakarak başını olumlu anlamda sallayıp fısıldadı.
"Bana aşık olduğunu bile bile!" Buğazına oturan yumruyla sertçe yutkundu. "Sana deli gibi sevdalı olduğumu bilsemde," gözlerini kapatarak derin bir nefes çekti içine ve sesinin titremesine engel olamadan devam etti. "Seni boşarım!!!"
Yitenumutlar...
|
0% |