Yeni Üyelik
23.
Bölüm

İ-D-B-S-23

@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı - Orhan Gencebay : Beni Böyle Sev

 

Keyifli okumalar ❣️❣️

 

Hastaneden sonra eve toparlanmak için gittikten sonra Sarah'ı da alarak yola çıkmışlardı. Gözü arka koltukta fısır fısır Sarah'la konuşan karısına kayınca buruk bir tebessüm oluştu. Rüzgar'ın sözlerinden sonra kendisini toparlaması uzun sürmüştü ama elinden gelen başka bir şey yoktu. Dik durmak zorundaydı. Karısı ve bebekleri için içinde kanayan yaraya tuz basacak, kan kussa bile kızılcık şerbeti içtim diyecekti. Kurtulacaktı karısı, bir türlü erişemedikleri mutluluğa,huzura bebeklerini kucaklarına alıp sevdalarını o zaman doya doya yaşayacaklardı. Bunun için kaf dağının arkasındaki nice alemi,zümrüdü ankayı bile bulması gerekirse bulacaktı!

 

"Kayra!" Karısının sesiyle daldığı düşüncelerden sıyrılan adam bakışlarını dikiz aynasından telaşla karısına çevirerek cevap verdi.

 

"Canım!" Onun bu haliyle Derya kaşlarını hafifçe çatarak söylendi.

 

"Üç kez seslendim duymadın! Neyin var senin?" Yoldaki bakışlarını tekrar karısına çevirerek umursamazca omuz silkip gülümsedi.

 

"Bir şeyim yok güzelim yola dalmışım sadece." Bakışlarını kaçırırcasına yola çevirerek ilgiyle sordu. "Bir şey mi istedin? Miden falan mı bulandı?" Kocasının soruları ile başını olumsız anlamda sallayan kız, köu yoluna girerken konuşmaya başladı.

 

"Bir şeyim yok ama yardımına ihtiyacımız var." Sarah arkadaşının sözleri ile dişlerinin arasından tısladı.

 

"Deryaaa!Lütfen! Ne gerek var?" Kıstığı bakışlarını arkadaşına çevirerek çemkirdi.

 

"Çok gerek var canım! Kaan denen babun maymunu kocan bunları hak ediyor!" Sarah arkadaşının sözleri ile kıkırdarken Kayra karısının sözleri ile gözlerini tekrar ona çevirdi ve kıstığı bakışları ile kısa bir an onu inceledi.

 

"Nasıl bir yardım bu? Korkmalı mıyım?" Hafif öne doğru eğilen kız kocasının omzuna elini koyarak çenesini üstüne dayayıp hayran bakışlarla onu süzerek cevap verdi.

 

"Benim kocam hiç bir şeyden korkmaz." Karısının sözleri ile içindeki korku yüreğini sıkarken gülümsemeye çalışarak kıs abir an karısına bakıp çapkınca göz kırptı.

 

"Yağ çekmene gerek yok güzelim. Ne istiyorsun onu söyle." Derya omzunu hafifçe kaldırarak mırıldandı.

 

"Sen bilirsin azıcık övüyüm demiştim hep yermeyle de olmuyor." Başını çevirerek karısının başına küçük bir öpücük bırakıp geri çekilirken Derya sırıtarak devam etti." Kaan'ı, Sarah'a aşık etmemiz için bize yardım edeceksin." Geldikleri evin önüne aracı dikkatli bir şekilde park ederken Sarah araya girdi.

 

"Kayra abi sen bari bunlara uyma lütfen! Böyle oyunlara hiç gerek yok inan bana!" Kayra bakışlarını arkada huzursuzca konuşan kıza çevirerek cevap verdi.

 

"Böyle bir mevzuya karışmak isteyeceğim en son şey bile olamaz! Çöp çatan mıyım ben canım!?" Bakışlarını tekrar karısına çevirerek muzipçe göz kırptı. Derya kocasının onlara yardım edeceğini bu küçük ayrıntıyla anlarken Sarah tuttuğu nefesini bıraktı.

 

"Sonunda normal düşünen biri çıktı." Sarah'ın sözleri ile Kayra karısına bakarak sinsice güldü.

 

"Beni karıştırmayın da ne yaprsanız yapın." Kocasının desteğini de arkasına alan kadın Sarah'a dönerek eline uzanıp çekiştirdi.

 

"Geldik canım hadi inelim artık." Sarah aracın camından bakarak avlunun içindeki iki ayrı evi süzerken Derya aracın kapısını açtı." Siz istediğiniz kadar karşı durun, biz o Kaan'ı yola getirmek için neler yapacağız görün bak." Açtığı kapıdan çıkarak Sarah'ı beklerken kız onun sözleri ile gözlerini devirdi. Ne söylese boşunaydı kendisini dinleyen yoktu nasılsa. Ona yaşananlara ayak uydurmaktan başka çare bırakmıyorlardı. Araçtan inerek Derya'nın karşısına geçti.

 

Kayra'da araçtan inip ikiliye bakarak konuştu.

 

"Siz geçin ben çantaları alıp geliyorum." Kocasını başını sallayarak onaylarken Sarah'ın elinden çekerek Emine ninenin evine doğru ilerlerken konuştu Derya.

 

"Sol taraftaki ev Kaan ların." Sarah'ın bakışları o yöne döndü. Beyaz boyalı evin bir kaç basamakla çıkılan geniş bir balkonu,balkonda ise büuük bir masa vardı. Kullanılmayan bir ev gibi durmuyordu. Demek ki sık gelip gidiyorlardı buraya."Burası da Emine sultanın Azra anneme bıraktığı ev. Burada kalacağız." Sarah diğerinin aynısı evi kısa bir an süzdükten sonra bakışlarını Derya'ya çevirince o tek kaşını kaldırarak sırıttı. "Tabi ki sen şimdilik burada kalacaksın! O kocan olacak serseri bir kaç günr damlayınca sizi onların evine postalayacağım." Sarah bıkkınca nefesini bırakınca Derya kıkırdayarak muzipçe konuştu." Nee! Kocamla yanlız kalmak benim de hakkım canım." Sarah onun sözleri ile kıkırdayarak başını sağa sola salladı.

 

"Bence kocanla olan planlarını uzun bir süre rafa kaldır canım. Çünkü dokuz ay gibi bir süre yasaklarınız var sonuçta." Derya omuz silkerek bir kaç basamağı çıkıp arkadaşına döndü ve ellerini beline atarak sırıttı.

 

"Ahhh! Hadi ama küçük bir kaç kaçamak ta yasak değildir değil mi?" Sarah işaret parmağını kaldırarak karşısındaki kadına uyarırcasına salladı.

 

"Ben senin küçük kaçamak dediğin şeylerin masumca olduğunu düşünmüyorum o yüzden dikkatli ol!" Arkadaışının sözleri ile küçük bir kahkaha attı. Yanına gelen kızın omzuna kolunu atarak sır verirmiş gibi fısıldadı.

 

"Küçük kaçamaklar bizim, halvet sizin olsun tatlım!"

 

"Deryaaa!" Sarah'ın uyarısı ile kıkırdarken kapıya dönüp çantasınadan çıkarttığı anahtarla kapıyı açtı ve içeri girerek Sarah'ı davet etti. Yerinde bir kaç kez sallandıktan sonra arkadaşına dönerek sıkıntıyla konuştu.

 

"Canım sen evi gez benim acil tuvalete gitmem gerek." Sarah onu başıyla onayladıktan sonra onun koşar adım koridorun sonuna gidişini izledi. Adımlarını sağ tarafta kalan kapıya doğru yönlendirdi. Kapıyı açıp başını uzattığında mutafak olduğunu gördü. Ev biraz havasızdı ve dışarıda ki yaz ayının boğucu sıcağı ile bir araya gelince bunaltıyordu. İçeri girerek pencereye yaklaşıp camı açtı. Evin ön bölümün deki bahçeye bakıyordu. Kayra'nın aracın başında telefonla konuştuğunu görünce pencere'nin önünden ayrılıp mutfaktan çıktı. Mutfağın karşısındaki kapıya doğru ilerleyip açtığında burasınjnda gemiş bir salon olduğunu gördü. Eşayalar eski tarzdı ve köşede bir soba vardı. Salonun penceresini de açmak için ilerlerdi ve camı açarak çıkmak için arkasını dönmüştü ki duvardaki resimlere gözleri takıldı. Bir kaç aile fotoğrafı vardı.

 

Birinde üç kişilik bir aile vardı ve anne babanın ortasındaki çocuğun Mehmet olduğu bariz bir şekilde belliydi. Anne ve babasına benzemiyordu adam. Bakışları diğer resme kaydığında Yaman ailesinin tüm fertlerinin bir resmi vardı. Onun yanındaki aynı fotoğrafta tek fark ortalarında yaşlı bir kadının olmasıydı. Bakışları diğer foroğrafa kaydığında Azra ve Mehmet'in düğün fotoğrafından bir kare ve yine beyaz tülbentli o yaşlı kadın ortalarındaydı. En ortadaki eski bir resme baktı bu defa. Yine başında bir yazmayla genç bir kadın ve onun yanında Mehmet'in kopyası olan genç kasketli bir adam vardı.Kendi ailesi allına düşünce içi sızladı gözleri doldu. Bombaların, yakıp yıktığı evlerinden hiç bir hatırasını alamamış ailesinin bir fotoğrafına bile hasret kalmıştı. Elindeki tek fotoğraf Jamal'ın onları ziyarete geldiğinde hep beraber çekindikleri tek hatıraydı.

 

"Büyük dedem ve ninem." Fotoğrafları incelemeye o kadar dalmıştı ki arkasında hissettiği sesle yerinde sıçrayarak sesin geldiği yöne döndü. Karşısında Kayra'yı bılunca utanmış bir şekilde bakışlarını kaçırdı ne diyeceğini bilemeyerek fısıldadı.

 

"Mehmet amca tıpkı büyük dedene benziyor." Kayra,Sarah'ın haklı tespiti ile gülümseyerek başını sallayıp diğer resimlere uzanarak parmağı ile tanıtmaya başladı. "Bunlarda babam,babaannem ve dedem. Dedem de bir polis miş ve genç yaşta şehit olmuş.Babaannem de fazla dayanamadan arkasından vefat etmiş." Kayra ailesini tanıtırken Derya da yanlarına gelerek bakışlarını onlar gibi fotoğraflara çevirdi.

 

"Ço üzüldüm Mehmet amca için." İçindeki o kapanmayan yara sızlarken Kayra devam etti sözlerine." Babamı ,ninem büyütmüş.Ninem den başka kimsesi yokmuş. Ninem çocuklarının hepsini erken yaşta kaybedince babamla ikisi can yoldaşı olmuş bir birine." Diğer resme geçerek yüzünde kocaman gülümseme ile tekrar konuştu." Bu da Yaman ailesi. Bak bu ufaklıklar biziz. Benim tepemdeki Tuğra. Annemin kucağındaki tavus kuşu kadar süslü olan kızlar Sahra ve Sare Hira. Babamın omuzların daki erkek Fatma da ona hep aşık olan Meyra." Resimdeki bir birinin kopyası çocukları dikkatle izlerken Kayra'nın parmağının dokunduğu noktaya çevirdi bakışlarını." Bu da annem ve teyzemlerin baş öğretmeni Emine ninemin yaşlılığı." Sarah yüzünde oluşan kocaman gülümseme ile resimde ki yaşlı kadının muzipçe parlayan gzölerine baktı. O gözler öyle çok şeyler barındırıyor duki bakışlarında o an Sarah yaşlı kadının Azra ile olan benzerliklerini fark etti. İkisi de aynı muzip bakışlara ve aynı otariteye sahipti belliki.

 

"Çok fena bir kadındı Emine nine. Çok tatlıydı ve ağzı fena halde bozuktu. Ama ço iyi bir kadındı. Biz küçüktük tabi çok hatırlamıyoruz ama annemler hep anlatırlar onu." Derya'nın sözleri ile Kayra karısını kolunun altına çekerek başına öpücük kondurunca kollarını kocasının beline sararak kıkırdadı." Annemlerin düğün günü babaaneme fena ayar vermiş. Çok güzel anıları var müsait olduğumuzda anlayırım hepsini. Bizimkilere entrika,oyun plan Emine nineden miras anlayacağın." Sarah bakışlarını tekarar fotoğrafa çevirerek iç çekti.

 

"Mekanı cenent olsun."

 

"Amin. "

 

Karı koca Sarah'ın sözleri ile birbirine bakıp gülümserken Sarah'ın çalan telefonu ortamdaki sessizliği böldü.Sarah çalan telefonunu çantasından çıkararak ekrana baktı tanımadığı numara ilr meşkule atarken Derya merakla ona baktı.

 

"Niye açmadın?" Umursamazca omuzlarını silken kız ceval verdi.

 

"Tanımıyorum ki." Derya anladığını bildirircesine başını sallarken telefon tekarar çalınca Kayra kıza bakarak konuştu.

 

"Aç istersen önemlidir belki. Yada istersen ben aça bilirim." Sarah kısa nir an düşündü. Başına bir de telefon sapığı dadansın istemiyordu ama önemliyse diye düçünerek açma tışuna bastı.

 

"Sarah!" Kız tanımadığı sesle bir an duraksadı ve cevap verdi.

 

"Buyrun."

 

"Niye meşkule atıyorsun telefonu?" Sarah bir türlü tanıyamadığı boğuk boğuk çıkan sesin sahibini dinlerken kaşları hızla çatılınca Kayra ters bir şeyler olduğunu anlayarak telefonu elinden alıp cevapladı.

 

"Kimsin kardeşim belliki Sarah tanımıyor seni?" Karşıdaki adam yabancı gelen erkek sesiyle duraksayarak cevap verdi.

 

"Esas sen kimsin be! Ver şu telefonu Sarah'a." Kayra'nın kaşları hızla çatılırken kızlar onun bu haliyle bir birine baktılar.

 

"Ulan kimsem kimim sanane dingil! Ne demeye kızı rahatsız ediyorsun sen?" Kayra'nın çıkışı ile karşıdaki adam da sinirlenirken telefonun ucundan bağırdı.

 

"Lan ben niye rahatsız edeyim Sarah'ı !Deli misin sen?Ver şu kızı telefona!" Kayra adamın çıkışı ile daha fazla sinirlenirken kükredi.

 

"Kim sin lan!? Kim!? Adını ver adını! Evli lan aradığın kız hayvan!" Telefonunun diğer ucundaki adam sinirle dişlerini sıkarak homurdandı.

 

"Çattık yeminle!" Derin bir nefes alan adam sözlerine devam etti. "Biliyorum evli olduğunu çünkü abisiyim onun! Jamal arıyor de konuşacaktır o! " Duyduğu isimle kaşları çatılırken bedenide gerilmişti eşlik edercesine. Bakışları karısına dönerken sakin olmaya çalışarak derin bir nefes alıp telefonu Sarah'a uzatırken asık bir yüzle omurdandı.

 

"Abin miş! Adım Jamal dedi!" Duydudğu isimle Sarah'ın yüzünde kocaman bir gülümseme peydah olurken hızla Kayra'nın elindeki telefona uzanıp aldı.

 

"Bende konuşacağım! Konuştuktan sonra bana da ver lütfen telefonu." Kayra mutlulukla yüzü parlayan karısına ters ters bakarken Sarah arkadaşının sözleri ile başını olumlu anlamda sallayarak konuşmaya başladı.

 

"Jamal abi! Niye kendi numarandan aramadın? Sesine ne oldu senin? hem niye hiç aramadın bizi?" Sarah'ın arka arkaya sıraladığı sorularla Jamal yüzünü buruştururken Derya merkla arkadaşına baktı.

 

" Ne olmuş? Niye hiç aramamış? Sesine ne olmuş ki?" Karısının adama olan ilgili tavrı ile Kayra ona şaşkınlıkla baktı. Bu gereksiz ilgi karşısın da bozulurken ters bir şey konuşmamak için dışarı çıktı. Karısından gelen her şeye eyvallahı vardı ama bu ne olduğu, kim olduğu belli olmayan adama katlanamıyordu.

 

" DUur iki dakika be kızım! Tek tek sor! Fırsatım olmadı daha önce aramaya,hattım da da sorun çıktı bu yeni numaram.Sesime gelince hava değişikliğinden dolayı gribal bir enfeksiyon geçiriyorum." Jamal kızın sorularını cevapladıktan sonra merak ettiği şeyi sordu hemen. "Sen beni boş ver de biraz önceki telefona cevap veren çöl kaplanı gibi kükreyen herif kim di?" Kaan olmadığından emindi o olsa kesinlikle tanırdı sesinden. Sarah adamın sorusu ile kıkırdayarak Derya bakıp telefonu hopörlöre alarak cevap verdi.

 

"Derya'nın eşi Kayra." Aldığı cevapla adam gür bir kahkaha attı.

 

"Tam da Derya 'ya uygun manyağın biriymiş gerçekten." Jamal'ın sözleri ile Derya ayağını sertçe yere vurarak homurdandı.

 

"Seni duyuyorum Jamal bey! Kocama ne bana bir daha manyak dersen buraya geldiğinde o manyak diye nitelendirdiğin kocamı üstüne salarım senin!"

 

"Sakın öyle bir şey yapayım deme! Kıskanç bir kocayla uğraşmak hayatta isteyeceğim son şey bile değil ! Ben hepsiyle de dost olmak istiyorum düşman değil kardeşim ! Burada ki işlerimi halleder halletmez yanınızdayım. "

 

"Ne zaman geleceksin peki?" Sarah'ın sorusu ile bakışlarını sıkıntıyla etrafın da gezdirdi.

 

"Uzun bir süre daha buradayım. Annemin durumu ciddi son günlerini yaşıyor." Sarah ve Derya birbirlerine üzgünce bakarken Jamal tekrar konuştu. " Ailenin tek varisi ben olduğum için her şeyle ilgilenmem gerekiyor. işlerimi toparlamam üç beş ayı bulabilir çünkü durumlar karışık biraz. Ama her şeyi yoluna koyduğum da hemen geleceğim yanınıza. Belki de artık ben de Türkiye ' ye yerleşirim. Sarah o zaman kayınbaban dan benim için hastanesinde iş ayarlarsın artık." Sözlerini bitirince ufak bir kahkaha attı. Gerçekten de işler çok karışıktı ve dönmesi uzun zaman alacak gibiydi. Sarah ı bilmediği insanların arasında yalnız başına bırakmak hiç içine sinmese de elinden bir şey gelmiyordu. Tek tesellisi Derya ve Kaan'ın yanında olmasıydı. Kaan'ın, Derya'ya olan sahiplenici tavrı ve gözlemlediği kadarı ile Sarah'a karşı olan küçük ilgisi, ona da da sahip çıkacağını düşündürmüştü. Osman ve Ahmed den aldığı bilgilere göre Kaan'nın Sarah'a karşı olan ilgisi konusunda yanılmamıştı. onların evlenmesini istedği için de yaanılmamış olmayı diledi.

 

"Dalgamı geçiyorsun sen bizimle! Kenan amcamın hastanesinde çalışmak gibi bir mecburiyetin yok çünkü istesen sen o hastaneye ortak olabilir, hatta başka bir kaç hastane bile aça bilirsin. Harcayacağın bütçe senin için çerez parası Jamal bey." Jamal, Derya'nın sözleri ile kıkırdadı.

 

"Tutumlu bir adamım ben biliyorsun muhabir hanım. Benim çerez paralarımı bırakın da siz ne yaptınız onu söylesin. Hamilelik nasıl gidiyor var mı bir sıkıntı? Kocanla sorunlarını hallettin mi?" Sarah gelen sorularla huzursuzca kıpırdanırken Derya yüzünde oluşan kocaman gülümseme ile cevap verdi.

 

"Hamilelik süper gidiyor! Bebek değil bebekler geliyor! İkizlere hamileyim.Kayra çok mutlu. Üstüme titriyor. Hatta bazen aşırı ilgili."

 

" Desene babasının genleri baskın çıkmış.Sağlıklı olmanıza ikizlere ve kocanla aranın düzelmesine çok sevindim. Peki boşanma olayı ne oldu? Hala kararının arkasındaysan sana buradan yeni bir damat getireyim." Jamal'nın alaylı sözüyle Derya onu uyarırcasına çemkirdi.

 

"Jamaaal! Babamlar oyun oynamış boşanma falan olmamış hiç anlayacağın."

 

"Vay be! Yaşlı kurtlara bak sen. Sizin şu geniş ailenin erkeklerinden de kadınlarından da korkulur vallahi! Gerçekten hepsini çok merak etmeye başladım. Özellikle ikizim gibi bana benzeyen babanı."

 

"İnanmayacaksın ama abi senin klonlan mış halin! Sadece yaşlandırılmış modelin." Sarah'ın sözleri ile genç adam başını olumlu anlamda sallarken kız devam etti. "Ayrıca bu aileden cidden korkmalısın! Kaan'ı bana aşık etmek için kadınlar plan üstüne plan yapıyorlar. Gerçi Kaan ve ben gibi ümitsiz birer vaka ile uğraşmamalarını söyledim ama kimse beni dinlemiyor." Sarah'ın sözleri ile kaşları hızla çatılırken endişeyle konuştu.

 

"Kaan dan yana bir sıkıntı mı var? Kötümü davranıyor sana? Bak eğer öyle bir şey varsa söyle oraya geldiğim de ilk işim kemiklerini kırmak olacak çünkü! " Sarah, Jamal'ın sert tepkisi ile endişeyle baktı Derya 'ya ve panikle konuştu.

 

"Hayır abi yok öyle bir şey! Sen yanlış anldın. Herşey çok ani gelişince o da şaşırdı tabi.Hem sen bu nikaha neden razı geldin?"Aklında ki soruyu soran kız bakışlarını şüpheyle kısarak gelecek cevabı bekledi.

 

Jamal derin bir nefes aldıktan sonra cevap verdi.

 

"Kaan'ın yaptığı doğru değildi Sarah! Üstelik sen de o gece onun kadar suçlusun. Sebep ne olursa olsu n ülkenin yasalarını bildiğin halde onunla yanlız kalıp hem onu hem kendini böyle bir olaya maruz bırakmayacaktın. Başka bir ülkede başka yasalar altında olsaydın ben de göz yumardım ama sen yasalarınızı bizden daha iyi biliyorsun sonuçta.Tabiki sırf bu sebepten on aylamadım nikahınızı.Senin Kaan'a karşı olan hislerini fark etmem de başlıca sebeplerden birisiydi doğrusu." Sarah,Jamal'ın söylediği son sözle bakışlarını hızla Derya'ya çevirdi.

 

Derya,sanki Jamal onu görüyormuş gibi utançtan yanakları kızaran kıza göz kırparak kıkırdayınca Sarah ona uyarırcasına bakışlar attı. Telefondan yükselen kıkırtı sesiyle Sarah yerin dibine girmeyi dilerken Jamal tekrar konuştu.

 

"Benim şimdi kapatmam gerekiyor kızlar. Önemli bir görüşmem var. İnşallah Sarah'ın düğününe ikizlerin de doğumuna yetişebilirim. Kendinize dikkat edin. Ben tekrar ararım.

Görüşmek üzere."

 

"Görüşürüz." Kızlar aynı anda konuşup Sarah telefonu kapatacağı esnada Jamal hızla konuştu.

 

"Sarah bu arada Kaan'ın da sana karşı hisleri olduğunu düşünüyorum. Biz erkekler genel de hislerimizi görmezden gelir geç farkına varırız. Pes etme. Yalnız öküz çifte koşulmaz mış! O yüzden Derya ve ekibinin yardımını kabul et." Jamal'ın söyledikleri ile iki kız şaşkınca bir birine bakarken o telefonu çoktan kapamıştı.

 

Derya,Sarah'ın elindeki telefonu işaret ederek kaşlarını çattı.

 

"O şimdi sana öküz mü demek istedi!?" Arkadaşının sorusu ile Sarah'ta kaşlarını çatarak cevap verdi.

 

"Bana öyle demek istediyse,yalnız koşulmaz derken size de mi öküz demek istedi!?" İki kız Jamal'ın sözleri ile bir birine garip bir şekilde bakarken Kayra yanlarına gelerek homurdandı.

 

"Adam size resmen öküz muamelesi yapıyor siz hala dedi mi,demedi mi tartışması yapıyorsınuz ya pes doğrusu!" Kızların bakışları Kayra'ya dönünce o sözlerine devam etti. " Nereden bulursunuz böyle tipleri anlamıyorum ki! Lafını sözünü bilmez hıyarın teki!"

 

"Kayraaa!" Karısının uyaran bakışları ile tek kaşını kaldırarak baktı. " Aramamıza gerek yok kocacığım! O hıyarlar itina ile gelip bizi buluyor! Mesela biri de şu an tam karşımda!" Sarah,Derya'nın sözleri ile ağzından kaçan kıkırtıya engel olamazken Kayra'nın uyaran bakışıyla susmak zorunda kaldı.Gözlerini karısına çevirip bakışlarını kısarak sordu.

 

"Şimdi sizi öküz yerine koyan o piç ama ben neden o hıyar damgasını yiyoyorum, yok yere güzelim bana bunu bir açıklar mısın? O şerefsiz,o it, o si.."

 

"Sen Jamal'ı kıskanıyor musun?" Jamal'a karşı en güzel iltifatlarını tamalamasına izin vermeyen karısına şaşkınca bakarak kendisini gösterdi işaret parmağı ile.

 

"Brn mi kıskanıyor muşum!? O joker kılıklı serserinin neyini kıskanacağım kızım ben!? Hayır niye kıskanacağım!? Kıskanöam için bir sebep var da benim mi haberim yok! Üstelik kıskançlık brnim yapım da yok lan!" İçindeki duygunun hırsıyla ellerini yüzünde sürttü sertçe. "Bir daha o adamla görüşmeyeceksin Derya! Bak uyarmadı deme si... Tövbe estağfurullah!" Salondan çıkmak için adımlarını kapıya doğru yönlendirdi. Sakünleşmesi lazım dı fakat o herifin adı anıldıkça sakinleşmeyi bırak daha bir kuduruyordu. Hızla arkasını dönerek kendisine sırıtarak bakan karısını görünce içinden sabır çekerek konuştu. "Ayakta fazla kalma yat dinlen! Ben biraz alışveriş yapıp geleceğim. Canının istediği bir şey var mı?" Karısı başını hayır anlamında sallayınca bakışlarını Sarah'a çevirdi. " Senin istediğin bir şey var mı?" Ondan da aynı cevabı alınca kısa bir an ikisini de süzerek uyardı. "Ben gelene kadar uslu durun! Bir aksilik olursa arayın. Derya sana emanet Sarah." Kız kafasını onaylarcasına tekrar sallayınca Kayra salondan hızla çıktı.

 

Onun salondan çıkması ile ikili zorlukla tuttuğu kahkahalarını serbest bıraktı.

 

"Ayy bir de kıskan mıyorum yapım da yok diyor. Jamal abim burada olsa kıskançlıktan kafa göz dalacak resmen." Derya gülerek arkadaşını mutfağa çekiştirirken homurdandı.

 

"Külahıma sıralasın o yalanları. Kuduruyor resmen. İşte Kaan'ı da tam da böyle kudurtacağız." Sarah girdikleri mutfakta Derya'ya umutsuzca baktı.

 

"Kızım kocan sana aşık illa ki kıskanacak. Anlamadığınız şey benim kocam bana aşık değil! Niye kıskansın ki. Adam beni gördüğü yerde bir kaşık suda boğacak resmen!" Derya eline aldığı çaydanlıkla arkadaşına döndü.

 

"Göreceğiz canım aşık mı değil mi? Azra annem buradaki teşkilatı bir kursun bak o zaman böğüre böğüre nasıl basıyor burayı o mendebur!" Derya musluktan çaydanlığa suyu doldururken kızın yanına gelerek kalçasını tezgaha dayayıp kollarını göğsünde birleştirdi. Artık kocası ve kadınların yaptığı planlar hakkında konuşmak istemiyordu. Nasıl olsa kimse onu dinlemiyordu.Arkadaşı çaydanlığı ocağa koyarken onu dürttü. Derya'nın bakışları ona dönünce sıkıntılı bir ifadeyle konuştu.

 

"Yan evin anahtarı var mı?" Derya kızın sıkıntılı ifadesine takılırken sorduğu soruya cevap verdi.

 

"Var ama ne yapacaksın şimdi?"

 

"Ben orada kalsam?" Derya arkadaşının isteğine anlam veremeyerek yüzüne bakarken Sarah sözlerine devam etti."Sizin yanınızda kalmam uygun olmaz. Yeni kavuştunuz." Yüzünü buruşturarak Derya'ya baktı."Aranız da ne işim var benim. Yalnız kalın istiyorum. İhyiyacınız var buna."Derya düşünüyor muş gibi kısa bir an bekledi. Oyunun sıtartını Sarah farkında olmadan kendisi vermişti. Eee tabiki ona çaktırmaya niyeti yoktu. Kaşlarını hafifçe kaldırarak sordu.

 

"Tek başına korkmaz mısın? Köy yeri ne olur ne olmaz yani." Sarah omuzlarını umursamazca silkti.

 

"Niye korkacak mışım? Bir şey olmaz merak etme sen.Hem siz de buradasınız iki adımlık yer." Derya dudaklarını bükerek gönülsüz müş gibi konuştu.

 

"Bence mahsuru yoktu ama sen öyle rahat edeceksen öyle olsun bakalım." Sarah arkadaşına hafifçe omuz atarak sırıttı.

 

"Ben öyle rahat ederim de siz fazla rahat olmayın ama." Derya arkadaşının sözleri ile kıkırdarken dışarıdan gelen sesle ikisi de kapıya çıktı. Karşıların da orta yaşlı kadını gören Derya daha önceki gelişlerinden tanıdığı için gülümseyerek ona yaklaştı.

 

"Gız Derya. Gaynanan aramasa hiç haberimiz olmayacak geldinizden. Hoş geldiniz bakalım." Orta yaşlı kadın ikisini de süzerken Sarah'ın üstünde bakışlarını daha uzun süre tutmuştu. Derya kadına doğru ilerkeyerek elini öpüp alnına koydu.

 

"Hoş bulduk Yasemin abla." Sarah ta kendisini inceleyen kadını süzdü. Başındaki siyah çiçekli yazma,kırmızı buluzu ve altındaki siyah çiçekli eteğiyle uzun boylu etine dolgun bir kadındı.

 

"Bu da yeni gelin mi?" Bakışları ile Sarah'ı işaret edince kız gülümserken Derya arkadaşına dönerek tanıştırdı.

 

"Evet. Yeni gelin Sarah. Kaan'ın eşi." Yanındaki orta yaşlı kadını göstererek devam etti. " Bu da Emine'nine nin eltisinin gelini Yasemin abla. Mehmet babamın akrabası yani." Sarah arkadaşının sözlerine anladım dercesine başını sallayarak kadına yaklaşıp elini öpüp gülümsedi.

 

"Memnun oldum Yasemin hanım."Yasemin,Derya'ya dönerek yüzünü buruşturup şikayet edercesine homurdandı.

 

"Ne diyo gız bu?" Derya kadının surat ifadesine gülünce,Sarah yanlış bir şey söylemiş gibi karşıdındaki kadının yüzüne bakarken kadın bakışlarını bu defa da ona çevirerek homurdandı. " Hanım ne Allah agına! Kim gaybetmiş de biz bulacaz hanımlı. Abla di sen abla."Sarah kadının şiveli konuşması ile kendine ayar çekmesine tebessüm ederek başını sallarken Derya arkalarındaki masayı göstererek konuştu.

 

"Otursana Yasemin abla. Çay koydum içeriz beraber." Kadın masaya bakarak cevap verdi.

 

"Olur oturuz. Ben de gözleme yapdıydım onu alıp geliyim hemen çayınan içer iki dedikodu yaparız. " Kadın kızların karşı çıkmalarına kulak asmayarak hızlıca gözden kaybolurken Sarah ve Derya'da içeri girerek çayı demleyip bardakları hazırladılar.

 

"Dimek hemşiresin." Kadının sorusu ile Sarah bakışlarını onun kahverengi gözlerine çevirdi.

 

"Hemşireyim abla." Kadının bakışları kısılıp düşünceli bir hal alırken Sarah arkadaşının yemeye niyetlendiği gözlemeyi elinden alarak uyardı.

 

"Derya cığım diyeti unutma lütfen!" Derya birden elinden çekilen gözleme parçası ile öylece kalakaldı.

 

"Ama küçücük bir parça yedim. Ondan ne olur ki?" Arkadaşının elindeki gözlemeye uzanırken Sarah kararlılıkla tekrar konuştu.

 

"Olmaz! Kayra abi görür ya da duyarsa beni öldürür."

 

"Hiç bi şicik yapamaz! Yi gızım yi sen. Hamile canı istiyo dimek ki! Hem oğa neymiş de gızın yidine içdine garışıyomuş o zıravıt!"Derya kendine ysndaş bulmanın sevinci ile tekrar Sarah'ın elindeki ne uzandı.

 

"Kayra abi karışmıyor Yasemin abla. Doktorlar yasakladı. Diyet yapması lazım. Tansiyonu yükselirse hem bebekler hem Derya için tehlikeli olabilir." Yasemin karşısındaki kızın açıklaması ile kaşlarını şaşkınca kaldırarak Derya'ya döndü.

 

"Öle didilerse uyacan sende. Ana olmak golay mı? " Derya yüzünü asarken kadın Sarah'a bakarak tekrar konuştu. " Eee senin herif nerde? Pek severim onu pek bi mülayim,pek bi uysaldır Kaan. "Eliyle Derya'yı göstererek devam etti. " Bunun ku ne gadar aksi,suratsızsa Kaan o gadar uyumlu o gadar güleçtir." Sarah kadının sözleri ile içinden gülerken Derya çekinmeden kıkırdadı.

 

"Benim herife laf ediyorsun da Kaan efendiyi bir görsen evlenince bir değişti pir değişti. O uysal,mülayim,uyumlu ve güleç çocuk gitti benim kinden beş beteri geldi yerine." Yasemin,Derya'nın sözleri ile şaşkınlıkla dudaklarını ısırıp başını iki yana sallarken elini hırsla dizine vurdu.

 

"Deme gız! Anam boşuna dimemiş atalar " Abdal ata binmiş şah oldum sanmış,gatran aşa gimiş yağ oldum sanmış." Hele diyosa hele!" Bu defa Sarah'ta kadının sözleriyle kıkırdarken o devam etti. "Erkek değil mi oynaşırkan kedi gibi sürtünür, nikahı basınca ejderha gibi ateş püskürür! Hepisi bir toptan yırtma bunların." Yazmasının uçlarını sinirle başında toplarken arkadan gelen sesle o yöne döndüler.

 

"Gene ne yaptıkta attığın taşlar buraya kadar geldi Yasemin abla?" Kayra önündeki bir kaç basamağı çıkarak elindeki poşetleri kenara bırakıp karısına bakarken Yasemin elini öpmesi için uzatıp ters ters baktı. Kayra kadının elini öpüp çektiği sandalyeye oturdu.

 

"Kişke gafanıza geleydi addığım o daşlar. Belki akıllanırdınız eccik. Güccükken az zopamı da yimediniz emme kar itmemiş anaşılan." Sözlerini söyledikten sonra ellerini kucağında birleştirip astığı yüzünü diğer tarafa çevirince Kayra onun bu haline gülerek masadaki gözlemeye uzandı. Ellerini yıkamadığını hatırlayınca yıkamak için kalkarken aklına gelen şeyle bakışlarını karısına çevirdi.

 

"Sen gözleme yemedin değil mi?" Derya azıcık yediği gözlemeyi söyleyip söylememe arasında kalıp bakışlarını kaçırırken Kayra devam etti." Rüzgar amcayı sende duydun,kilona dikkat etmen lazım. "

 

"Sen bu gız kilo almasın diye mi yidirmiyon? Ne olmuş eccicik yidiyse? Tata gibi zati. Ele gelsin eccik ele! Bu ne böle safinaz gibi." Derya kadının söyledikleri ile kendisini süzerken Kayra,kadına uyarıcı bakışlar attı.

 

"Saçmala ma Yasemin abla. Doktor yasakladı. Hem hızlı kilo aldığı için,hem de tansiyon için. Bebekler ikiz olduğu için zaten riski gebelik sürecinde." Yasemin gözlerini devirip elini sertçe sallayarak homurdandı.

 

"Ehhh! Şaşgın ördek götün götün gidermiş! Srn şaşmışın da neye buğaldını bilmeyon! Rahat bırak gebe dir istedini eccik de olsa ucundan gulsndan yisin. O gadardan zarar gelmez." Kayra kadına cevap vermek için ağzını açmıştı ki Sarah konunun uzayacağını anlayarak araya girdi.

 

"Çok az tadına baktı abi. Küçük bir parçaydı zaten. Ben yedirmedim daha fazla merak etme sen." Kayra, ters bakışlarını Yasemin den çekmeden Sarah'ın sözlerine başını olumlu anlamda sallayarak masadaki gözleme tabağına uzanıp aldı.

 

"Yeter size bu kadar! Bunları da ben yerim." Derya hayal kırıklığı ile kocasına bakarken o bir elinde tabak bir elinde alış veriş poşetleri hızla içeriye girdi. Yasemin kocasının arkasından bakan kızın omzunu hafifçe sıvazlayıp kendine bakmasını sağladı.

 

"Sen didiklerime gulak asma. Ben onları gocan olacak mendeburu gızdırmaya diyi didim." Derya ve Sarah kadının sözleri ile tebessüm ederken o şen bir kahkaha attı. "Gördünüz demi nası da süsecek kömüş gibi bakıyodu bağa." Bardağındaki kalan çayıda yudumlayarak tepesinde topladığı yazmasını açıp bu defa boynunun altında toplayarak oturduğu yerden kalkarak kızlara baktı."Böğönlük bu gadar laf sokma kafi. Eccik daha galırsam govalayacak beni senin goca." Kızlar da onunla birlikte ayaklanırken o çoktan bir kaç basamağı inmişti. "Bi şiye ihdiyacığız neyim olursa çekinmen gelin. Ben uğrarım gene. Benim herif çiften gelecedi gidiyim de banyoyu hazırlayım" Elini selam verircesine kaldırıp yola koyuldu.

 

"Kalıbımı basarım herifi banyoya atar bu kadın!" Arkasından bakarak fısıldaşıp kıkırdayan kızlara birden dönerek işaret parmağını salladı.

 

"Gız siz ne fesat garılarsınız! Amaan gudurdunuz mu? Didiklerinizi duydum. Şimdi gidiyom emme ardımdan gonuşman. Ya da gonuşun gız gahbeler. Guru nane yaş nane ardım dan gonuşanın sonu olsun kerhane!" Kızlar gözleri irice açılmış elleri şaşkınlıktan ağızlarına kapanmış bir şekilde bakakalırken o attığı kahkahalarla bahçenin köşesini çoktan dönmüştü.

 

Yedilkleri akşam yemeğinden sonra Sarah yan eve geçerken Derya bacaklarını altına toplamış önündeki tabağa hayal kırıklığı ile baktı ve yanında oturan kocasına dönerek tabağı gösterip homurdandı.

 

"On tane çilek ne Kayra?" Karısının yüzündeki hayal kırıklığı ile içi sızlasa da üzgünce gözlerine baktı.

 

"Çilek işte güzelim. Ha on tane ha yarım kilogram ne fark eder? Önemli olan tadını alman değil mi?" Derya tabağa ümitsizce bakarak sertçe yutkundu.

 

"Diğer meyvelerden de koysaydın bari." Kayra karısının yüzüne daha fazla bakmaya dayanamayarak bakışlarını kaçırarak tabaktaki çileğe uzanıp yapraklarını temizlerken cevap verdi.

 

"Yavrum bir porsiyon meyve yazıyor listede. Çileğin bir porsiyonu on taneymiş ben yazmadım ya listeyi. Diğer öğünde de istediğin meyveyi yersin."Ayıkladığı çileği karısının ağzına uzatarak diğer çileği ayıklamaya geçti. Kız ağzına verilen çileği yuttuktan sonra kocasının diğer çileği atıklayışını izledi.

 

"Peki sen niye yemiyorsun?" Kayra ayıkladığı çileği tekrar karısına uzatarak gülümsedi.

 

"Ben seni uyutınca yiyeceğim. Şimdi yediklerim de gözün kalmasın." Bakışlarını kısan kız kocasının omzuna hafifçe vurarak homurdandı.

 

"Çok kötüsün! Gözlemeleri götürdüğünü de unutmadım!" Kayra üçüncü çileği karısının ağzına tıkıştırırken parmaklarında hissettiği sıcaklıkla elini hemen çekti. Dertya onun bu ani hareketi ile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken diğer çileklerde erotizmi biraz daha yükseltip sesler çıkararak yeken Kayra soğuk terler dökmeye başlamıştı. Son çileği yiyen karısı dudaklarını yalayınca daha fazla dayanamayan adam hızla dudaklarına kapandı.Sert bir öpücük bırakıp geri çekilerek bu defa dudaklarını o yalayıp fısıldadı.

 

"Vermeye çalıştığın cezalara dikkat et sonunda sen de yanarsın demiştim güzelim."Derya umursamazca omuzlarını silkerek kıkırdayınca Kayra tekrar karısının dudaklarına kapandı. Öpüşü bu defa yumuşak ve daha uzundu. Karısı hiç beklemeden karşılık verince Kayra'nın aklındaki kısa öpücük hedefini şaşmış dudakları karısının boynunda gezinmeye başlamıştı. Derya'nın üzerindeki tişörtğ bir hamle çıkarıp yere fırlatırken biraz olsun ikisininde hasretimi dindirmekti amacı. Dudaklarının yönü göğüslerine doğru kayarken Derya da kocasının üzerindeki tişörtü çekiştirmeye başladı. Kayra hafif geri çekilerek kendi üzerindeki tişörtüde çıkarıp atarken tekarar dudaklarına kapandı karısının. Derya yı yavaşça oturdukları koltuğun üzerine yatırırken ikisinin hızlanan nefesleri de bir birine karışıyordu.Dudaklarından ayrılıp göğüslerine doğru ateşli öpücüklerini bırakırken hafifçe ısırdı geçtiği yerleri. Derya'nın dudaklarından kaçan küçük inlemeler yüzünde gülümsemeye neden olurken karısı sütyenin kopçasına uzanarak açmak için yeltendi. Elleri karısının ellerini hızla kavrayınca Derya anın etkisi ile anlam veremeyerek baktı kocasının gözlerine. Karısının görüntüsü ile sertçe yutkunan Kayra boğuk bir sesle fısııldadı.

 

"Çıkartma! Daha ileri gidemem!" Derya acı çekercesine kocasının göğsüne başını yaslayarak homurdandı.

 

"Neden her şey yasak ki!? Ne olur sanki azıcık ihlal etsek!?" Karısı isyan ederken bile kendisini baştan çıkarmak için uğraşınca Kayra dişlerğni sıkarak derin bir nefes alıp konuştu.

 

"Sizin iyliğiniz için Derya. Yasak koydu Rüzgar amca. Benim çok mu hoşuma gidiyor zannediyorsun bu durum!?" Karısının göğsünü okşayan elğne uzanarak durdurmaya çalıştı. Bir anda kendisini kaybetmişti. Bu kadar ileri gitmeleri onun suçuydu ve karısı şu an haklı olarak isyan ediyordu. Ahh bir bilseydi onun içindeki isyanların onun kinden kat ve kat daha fazla olduğunu. Şu duruma geldikleri hal de daha ileriye gitmemek için kendisi ile verdiği savaşı. Karısının görüntüsü tekrar aklını bulandırmaya başlarken sabrının son raddesini de kullanarak biraz önce yere attığı tişörtğne uzanıp alarak karısının başından hızla geçirdi.

 

"Sana istediğini veremiyorum diye sakın başka kadınları falan aklından geçirne yemin ediyorum öldürürüm seni Kayra!" Karısının sözleri ile yüzünü buruşturarak homurdandı.

 

"Saçmalama Derya! Ne kadını kızım!? Ben ergenliğim den tut gençlik zamanım da bile,senden başka hiç bir kadını ne düşündüm ne de gitme ihtiyacı duydum!? Böyle saçma şeyler düşünüp kendine eziyet etme boş yere!" Derya bakışlarını kısarak kocasına şüpheyle baktı.

 

" Ergenliğinin sapıkça hayallerine benü mi alet ettin Kayra!?" Kocasının göğsüne sertçe vurarak yüzünü buruşturup çemkirdi." Ne demeye beni o müstehcen hayallerine alet ettin be!?" Kayra karısının biraz önceki geldikleri noktadan uzaklaştırmak için dikkatini başka yöne çekmeye çalışarak çapkınca sırıttı.

 

"Ben kendi mi bildim bileli seni sevdiğime göre kimi hayal edebilirim karıcığım?"

 

"İğrençsin kocacığım!" Derya kocasını üzerinden itekleyerek doğrulmak için çabalarken homurdandı. " Ya niye ben senin ergen hayallerinin kurbanı oldum!? Normal ergenler gibi git olgun,etğne dolgun,koca memeli, koca popolu kadınlar hayal et! Hayır neden bir erkek cılız kara kuru Derya'yı ergenlik hayallerine misafir etsin ki?" Kayra onun elini tutarak kendine doğru çekip oturur pozisyona getirerek ters tera baktı.

 

"Abuk subuk konuşma yine? Ben sevdiğim kızı hayal ettim elin ergenleri seni hangi hakla hayal edecek!?" Derya işaret parmağı ile kocasının şakağına vurararak fısıldadı.

 

"Farkında mısın bilmem ama o zamanlar sende herhangi bir ergendin? Sen beni hangi hakla sapık hayallerinde bir obje gibi kullandın Kayra bey!?" Kayra karısının eline uzanarak biraz önce kafasına vurduğu parmağının ucuna küçük bir öpücük bırakarak çapkınca göz kırptı.

 

"Çünkü ben seni seviyordum ve başka kimseyi gözüm görmüyordu.Ne koca memelileri,ne koca popoluları! Hala da öyle! Senden başka kimseye ihtiyacım yok benim." Karısının yüzünde tebessüm oluşurken o tek kaşını kaldırarak karısına imalı bir şekilde baktı. " Ha illa da git başkalarını hayal et diyorsan dokuz aylık perhiz sürecimde o koca memeli ve koca popolu kadınları ağırlaya bili..."

 

"Hele bi dene hadım ederim seni? Kimseyi hayal etme Kayra! Sen yine de beni hayal et! Unut o koca mem...Her neyse unut işte." Kayra karısının tehtitleri ile sırıtarak oturduğu yerden kalkınca Derya kaşlarını çatarak ona baktı.

 

"Nereye!?"

 

"Banyoya." Karısının yüzünün aldığı şekille eğlenircesine konuştu." Soğuk bir duş alsam iyi olacak belkü hayal..."

 

"Ben de geleceğim!" Derya oyurduğu yerden hızla kalkarak kocasının önüne geçip ilerlerken homurdandı." O banyoda seni yanlız bırakıp hayalindeki kadınlarla çeşitli fantaziler yapmana izin veremem Kayra bey!"

 

"İlla fantazilerini de,hayallerini de benimle süsleyeceksin diyorsun yani?" Kocasının sözleri ile başını çevirerek sertçe tısladı.

 

"Evet öyle diyorum! Düş önüme!" Kayra sinsice gülereken başını olumlu anlamda memnuniyetle salladı.

 

"Kimi hasta ki?" Rüya elindeki telefonu omzu ve kulağının arasına sıkıştırarak sahte bir telaşla konuşmasına devam etti. "Ayy! Üzüldüm şimdi. Gribal salgın var diyorsun yani. Eee tabi çocuklar daha çok etkileniyor." Masaya kahvaltılıkları dizerken gözünün ucuyla çaktırmadan kahvesini yudumlayan oğlunu kontrol etti. Onun rahat tavrını görünce konuşmayı biraz daha renklendirmeye karar verdi. "Bizim evin kapısında kuyruk mu oldular?" Annesinin on dakikadır köy deki arkadaşı ile yaptığı sabah dedikodusu hiç ilgisini çekmezken duyduğu bir cümle ile kulakları tilki misali dikildi. "Tamam Sarah hemşire ama olacak şeymi hastaneye gitsinler." Hayal ve Kenan da mutfağa gelince çayları doldurması için kızına işaret vererek çektiği sandalyeye oturarak konuşmasına devam etti. " Ayyy ne diyorsun sen Yasemin!?" Rüya'nın telefonun ucundaki ladına verdiği tepki ile yerinden fırlaması ile Kenan ve Kaan da telaşla fırlamış Hayal durumu bildiği için elindeki çaydanlık ile sahte bir merakla annesine bakmıştı. "Köyün gençlerine ne oluyormuş da ayrılmıyor muş benim kapımdan!? Ayyy! Terbiyesizler! Ne hastası olmuşlar ne hastası!? "Kaan konuşmanın gittikçe farklı yönlere kayması ile sinirle ellerini yüzünde gezdirdi. " Ayyy! Saçmalama Yasemin ne erotizmi!" İşittiği kelime ile Kaan'ın kaşları hızla çatılırken Kenan ise yüzünü buruşturdu. " Erotomani dir o! Ayyy tamam anlatma daha fazla! Ben hemen geliyorum! Ben gelinimi o serserilere yem etmem Yasemin! Kapat hadi kapat görüşürüz." Telefonu kapattığı anda Kaan sert bir yüz ifadesi ile annesine bakarak sordu.

 

"Ne oluyor anne!?" İşittiği yarım yamalak sözlerle tahmin ettiği şeyin başına gelmediğine dair kendini inandırmaya çalışsa da temkinli bir şekilde tekrar sordu. "Kim ayrılmıyor muş bizim evin kapısından!?" Rüya sahte bir telaşla oğluna dönüp çemkirirken omzuna hafif yumruklarla vurdu.

 

"Üç gün dür sana karının yanına köye git diye yalvarıyorum değil mi!? Gördün mü bak olanları? Köyün genci evin kapısından ayrılmıyor muş. Erotomani olduk, karşılıksız aşka düştük diye saçma sapan konuşup iğneyi alan kapıya geliyor muş! Kaan içinde baş gösteren öfkeyle dişlerini sıkarak tısladı.

 

"Nere de görmüşler Sarah hanımı!? Hem bu kız Derya'ların yanın da kalmıyor mu?" Rüya oğlunun koluna çimdikler bırakırken tıpkı oğlu gibi dişlerinin arasından tısladı.

 

"Meryem ablanın torununu askerden hava değişimine yollamışlar. Hastaymış her gün ona iğne yapmaya gidiyor muş Sarah. Hem gapis mi bu kız oraya canım ne demek nerede görmüşler? Beni deli deli konuştur ma!" Yanında dikilen oğlunu elinin tersiyle itekleyerek homurdandı. " Çekill! Gözünün önündeki kızı görmüyorsun ya ben sana ne deyim Kaan! Babası kılıklı! Sen sahip çıkamazsan ben çıkarım gelinime!" Rüya bir adım atmıştı ki sessizliğini bozan Kenan çattığı kaşlarının altından karısına bakarak merakla sordu.

 

"Kayra göz kulak olmuyor mu bizim geline?" Kocasının sorusu ile yüzünü buruşturdu. Plandan ona bahsetmemişti. Çünkü o gece kocasına kırılmıştı. O yüzden hala konuşmuyordu ama şu an için aetık barış sinyallerini vere bilirdi. Kenan karısının kendisine küs olduğunu bilse de telaşından faydalanarak konuşacağını düşünmüştü sorusunu sorarken. Fakat karısının yüzünün aldığı şekille tam ümitleri soluyordu ki Rüya cevap verdi.

 

"Ayy! Siz beni delirtecekmisiniz sabah sabah!? Niye gözkulak olmasın Kayra ama karısı hamile çocuğun hangi biriyle uğraşsın. Senin oğlun bura da keyif çatacak, o çocuk aylarfır karısından uzak kaldığı halde bir de Sarah'a sahip çıkacak öyle mi?" Kocasını da elinin tersiyle itekleyerek sözlerine devam etti." Çekil önümden Kenan hırsımı senden çıkartmayayım şimdi. Karısı ile ufacık huzurlu bir an Kayra'nın hakkı değil ya siz böyle oturun kıçınızın üstünde!" Mutfağın kapısından çıkmak üzere iken arkasını dönerek oğluna ters ters bakıp işaret parmağını uyarıracasına salladı.

 

"Gönül bağın sağlamsa,yük de güzeldir, yol da yolcu da! Ama senin Gönül bağın sağlam değilse yük güzel olsa ne,yol da yolcu da güzel olsa ne!" Bakışlarını Kaan'ın baştan aşağı yüzünü buruşturarak süzdü." Demek ki gönül bağını bırak, gönlün yok senin bu kızda! Sen bura da kazık yutmuş gibi dikilmeye devam et! Ben giderim! Kızın gönlü de o gençlerden birine düşerse düğünü de onunla yapar gelirim artık!" Kaan annsinin sözleri ile dişlerini hırsını onlardan çıkarmak istercesine sıkarken Rüya ellerini iki yana açarak son sözünü söyledi. "Eee ne demiş atalar gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş! Sen de bu gudubet halinle ölene kadar bekar gez!" Oğlunaun put gibi hala yerinde dikilmesi ile ayağını hırsla yere vurarak Hayal'e peşimden gel bakışı attı çaktırmadan.Annesini gözünü kapatarak onaylayan kız onun gitmesi ile elindeki fincanları tezgaha koyarak kardeşinin başına hafif bir fiske vurarak homurdandı.

 

"Salak! Sen o kızın güzelliğinin ve kalbinin saflığının farkına varana kadar atı alan üsküdarı geçecek sen hala düşün burda kukuman kuşu gibi! Böyle düşünürken, annemleri kışkırtarak da onu kaybetmeyi nasıl hızlandırdığını da düşün bi zahmet!" Annesinin arkasından o da mutfaktan çıkarken Kaan ona ters ters bakıp homurdandı.

 

"Size de gün doğsun! Lan nikahlı karım o benim! Kim hangi hakla elimden alacakmış acaba!?" Kenan bir iki adımda tezgaha ilerleyerek çay fincanıma uzandı ve elüne alarak bir yudum içip oğluna bakıp umursamaz bir tavırla konuştu.

 

"Nikahlı karın olduğuna dair bir belge var mı oğlum elinde? Neyine güveniyorsun anlamıyorum ki?" Oğluna yaklaşarak başını hafifçe yana yatırıp dikkatle süzdü." Gerçekten ben bu kadar salak bir çocuğun üretimini yapmış olamam! Rüzgar denen şerefsiz seni hastanede karıştırıp sonra bana mı kakaladı acaba!?" Kaan babsının sözleri ile yüzünü buruşturarak homurdandı.

 

"Ya baba ne diyorsun Allah aşkına ya!" Kenan çayından bir yudum daha alarak sırıttı.

 

"Haysiyetsiz bir it olduğunu söylüyorum evladım! Lan ne bekliyorsun bu rada! Karının düğününde nikah masasını söylemekse niyetin sen bilirsin tabi. Annen çoktan gözden çıkarttı seni ve eminimki şimdi teyzelerinle Sarah'a uygun koca adayı bulmak için çoktan harekete geçti bile. Eee ailenin bekar erkekleri, köydeki gençler derken bu koca listesi bayağı kabarık doğrusu!" Babasının son sözleri ile Kaan, Sarah'ı kurtarmak için kendini feda eden Tuğra'yı hatırlayınca sertçe yutkundu. Üstelik şimdi sadece o da yoktu bu liste de. Silkelenerek düşüncelerinden sıyrılırken aceleyle hareket edince Kenan oğlunun bir anda değişen ruh hali ile sinsice sırıttı.

 

"Nereye oğlum ateş almaya gider gibi böyle?" Kaan babasının önünden geçerken hısrla tısladı.

 

"İçime düşen ateşle o köyü yakmaya baba!" Kenanküçük bir kahkaha atıp söylendi.

 

"Dikkat ette o ateşte önce seni yakmasınlar oğlum!" Kaan vestiyerden ayakkabılarını alıp arabanın anahtarını da elüne alarak babasına seslendi.

 

"Ben yanarsam siz de zil takıp oynayın o zman baba! Nasıl olsa çok eğleniyorsunuz içine düştüğüm durumla. Annemlerin gelmesine engel ol! Bu arada arabanı aldım!" Kenan oğlunun sözlerine sanki kendisini görüyormuşcasına başını sallayarak onay verirken son sözüyle adeta kükredi.

 

"Kaaannn! Ulan it herif! Hemen o anahtarı aldığın yere bırak!" Gelen kapı sesiyle hızla koridora çıkarken tekrar bağırdı." Benim arabama el koymaktan vazgeç artık! Kazan ve kendi arabanı al! Benim kinden uzak dur eşekoğlueşek!"

 

"Ne böğürüyorsun ateşe düşmüş gibi!?" Karısının arkasından gelen sesiyle ona dönerek şaşkınca baktı.

 

"Arabamı aldı Rüya ne demek ne bağırıyorsun!?" Rüya ellerini beline atarak çemkirdi.

 

"Ne yapalım yani!? Sanki mısır hazinesi! Altı üstü bir araba oğlundan kıymetli mi?" Kenan karısına şok olmuş bir şekilde bakarak dişlerinin arasından tısladı.

 

"Sen onun değerinü biliyor musun kadın!?" Omuzlarını umursamazca silken kadın yüzünü buruşturarak cevap verdi.

 

"Evet değeri araba hurdalığı! Külüstür teneke kutusu!" Karısının aracına hakaret edip mutfağa girmesi ile arkasından kükredi.

 

"O benim için değerli! Kendi kazancımla aldığım ilk arabam! Ona hurda ve külüstür demeyi kes lütfen!" Rüya fincanına yeniden çay doldururken kocasına dönerek söylendi.

 

"Bak kendin de söylüyorsun ilk aldığın araban! Yani miladı dolmuş hurda olmuş! Biraz daha konuşursan tıpkı seninde o eski araban gibi miladın dolup hurdaya çıkacaksın Kenan!" Karısının tehtidi ile sessizce fısıldadı.

 

"Ama o antika!"

 

"Hıhıı!Tıpkı senin gibi. Git Alalh aşkına hastaneye mi gidiyorsun nereye gidiyorsan git! Sabah sabah beni çıldırttınız baba oğul yine." Cebinden telefonu çıkararak aramak istediği numaranın üzerine tıklayarak bekledi. Kenan onun bu tavrının geçen geceden kaynaklı olduğunu bildiği için fazla üstüne gitmek istemiyordu. Mutfaktan çıkarken karısının sözleri ile kısa bir süre durdu.

 

"Azraaa!" Rüya küçük bir kahkaha atarak sözlerine devam etti." Sorma sorma bir gidişi vardı kuruğuna basılmış kedi gibi fırladı evden. Ayy salak işte! Atam bilir atasını ben bilirim ötesini! Aynı babalaeı işte kime benzeyecekler başka!" Kenan karısının haklı sözleri ile olay kendine dönmeden hemen koridora çıkıp işe gitmek için hazırlanmaya başladı. "Hadi kızları toplada gel! Çay ocakta sizi bekliyorum. " Kapıyı kapatmadan son duyduğu sözle yüzünü buruşturarak homurdandı.

 

"Koalisyom toplanıyor yine. Allah verede ucu bize dokunmasa! Hayır Kaan gerizekalısı anasının ve diğerlerinin huyunu bir bilese, Sarah tan uzak durmayı bırak, öyle bir kız bulduğu için zil takıp oynar yeminle!" Söylediklerini karısının duyması ihtimali ile kapıyı kolaçan ederek hızla merdivenlere yöneldi. Şimdi diğerleri ile karşılaşıp onlarında damarına basarak üstüne çekmek istemiyordu. Oğlu denen salak kendisi halledecekti bu meseleyi. Karışmaya hiç niyeti yoktu. Kadınları kendi başına aardırmak gibi bir niyeti yoktu. Zira o hatayı yıllar önce bir kez yapmıştı.

 

Kaan arabayı evin önüne park ederken hala düşünceleri arasında boğuluyordu. Sarah la arasında duygusal bir bağ oluşmamıştı. Evet onu öpmüştü ama onun söylediği sözler canını acıttığı için bir anlık gelişen bir durumdu. Onu her gördüğünde daha önce varlığını bile hissetmediği duygular benliğini sarıyordu. Sarah ile kazara bile gözleri kesişse kendini zümrüt yeşili gözlere dalmış halde buluyordu. Başka bir erkekiğin dudaklarından onun adını bile duyması bir elin ,sanki aynı anda milyonlarca iğneyi kalbine batırması, onu tutup ateşin tam ortasına bırakması gibiydi sanki. Bilmediği daha önce bu kadar yoğun hissetmediği bu duygular onu hem korkutuyor hem de öfkelendiriyordu. Öfkesinin hedefi ise ona bu duyguları yaşatan Sarah oluyordu! Daha önce de etkilendiği kızlar olmuştu elbet ama hiç birine bu denli yoğun ilgi hissetmemiş,hiç birine karşı bu kadar kuvvetli çekilmemişti. Onlara hiç bir zaman ne dokunma isteği uyanmıştı içinde ne de zayıf hislerinin peşinde hem arkasına bile bakmadan kaçma hem de üstüne gitme isteği uyandırmıştı. Sadece basit bir ilgi den öteye gitmemişti hiç bir zaman. Oysa Sarah söylediği bir kaç sözle onun hakimiyetini kaybetmesine neden olarak bütün hıncının dudakları da toplanmasına neden olmuş. Sanki onun dudaklaeına dokunmazsa kendi kendine verdiği savaşta kaybeden o olacakmış hissi uyandırmıştı. Gerçi o dudaklara dokunsa da kaybeden taraf yine kendisi olmuştu ama en azından o korktuğu aşk denilen duygu başına gelmemişti.

 

Belki bir birlerine aşık olmuş olsalardı şu aniçinde bulundukları durum daha net olabilir, bu gün Sarah tan hesap sorma hakkına sahip olabilirdi. Şimdi o kıza nasıl hesap soracaktı? Kapıya dizilen o piç kuruları kim neden senin kapından ayrılmıgorlar dertleri ne o şerefsizlerin diye bilirdi? Ama şimdi ne hakla hesap soracaktı. Ailesinin kışkırtması ile öfkeyle kalkıp buraya kadar gelmişti şimdi saçma geliyordu buraya gelmesi. Aralarında aşk ve duygusal bir bağ olmayınca hesap sormak saçma geliyordu. Düşünceler beynin de cirit atarken kendi kendine homurdandı.

 

"Kuzenlerimi incelerken de aramızda bir bağ yoktu ama hayvan gibi bir dürtüyle kıza hesap sordum!"Başını kendi söylediklerini onaylarcasına tekrar mırıldandı. "Kız Tuğra'nın evlenme talebine karşılık vermediğinde de sazan gibi atlayıp kıza hesap sordum!" Kendi düşüncelerinin içinden çıkamayacağını anlayınca ellerini saçlarına geçirerek hırsla çekiştirerek homurdanmasına devam etti. "Dengesizim ben yeminle!" Elle ile bu defa kafasına vurarak kendi kendine tısladı." Neyi düşünüyorum ki? Nikahlı karım bal gibi de hesap sorarım Sahra hanım dan!" Kendi kendini gaza getirmenin hırsıyla elini direksiyona vurunca birden çıkan korna sesiyle sessiz bir küfür savurdu.

 

Kayra korna sesiyle balkona çıkınca Kaan'ı karşısında görmenin şaşkınlığı ile sırıttı. Anşaşılan kadınların oyunua çabuk gelmişti bu sazan. Bozuntuya vermeden bir kaç basamağı inip arkadaşını karşıladı.

 

Kaan'ın kendisine yaklaşan arkadaşıyla selamlaştıktan sonra hırsla homurdandı.

 

"Sen ne demeye o kızıl cadıya sahip çıkmıyorsun lan?" Kayra yüzüne sıkıntışı bir ifade kondurarak arkadaşına çaresizmiş gibi baktı.

 

"Lan oğlum Derya'nın durumunu biliyorsun. Ben burada hangi birisi ile uğraşacağımı şaştım. Sen bana hesap soruyorsun! Üstelik kızın hiç bir suçu yok. Köyün abazaları işte. Her gün birini kovalamaktan nevrim döndi resmen." Kaan arkadaşının şüpheyle bakarak konuştu.

 

"Ne demek suçu yok! O evden çıkmasa kim görüpte musallat olacaktı Sarah hanıma! O piç kurularının ayağını kesemediğin için sana da ayrıca öfkeliyim haberin olsun." Sözlerini bitirerek Kayra'nın evine doğru ilerlerken Kayra arkasından gözlerini devirerek homurdandı.

 

"Oradan bakınca bekçiye,ya da korumaya benzer bir halim mi var?" Kolunu arkadaşının omzına atarak sözlerine devam etti." Hem bir laz ata sözü der ki. "Tarla aldıysan içine, gemi aldıysan kıçına, karı aldıysan geç başına otur!" Kaan arkadaşına ters ters bakarak yüzünü buruşturdu.

 

"Sen de iyice hanım köylü oldun başımıza! Bir laz ata sözlerin eksikti zaten!" Kayra kuzeninin sözleri ile kıkırdarken önlerindeki bir kaç basamağı çıkarak balkona geçtiler. Kaan bakışlarını etrafında gezdirerek Kayra'ya döndü.

 

"Neredeler?" Kayra anlamazlığa vurdurarak kuzeninin sorusuna soruyla cevap verdi.

 

"Kimler nerede?" Kaan gözlerini devirerek karşısındaki adama bakıp bıkkınca tısladı.

 

"Kızlar nerede!?"

 

"Ha onlar mı, Yasemin ablaya çaya gittiler."

 

"Keyiflerine diyecek yok hanımefendilerin!" Çıktığı bir kaç basamağı jızla inrrken Kayra da arkasından indi.

 

"Nereye lan?"

 

"Yasemin ablaya çay içemeye!" Kayra arkadşının hareketleri ile şaşkınca kaşlarını kaldırarak peşine takıldı. Bir kaç dakika sonra avlunun kapısından içeriye girerek bakışlarını etrafta gezdirdiler. Arka bahçeden gelen kahkaha sesleri ile adımlarını o yöne çevirip hızla ilerlediler.

 

Birden karşılarına çıkan manzara ile Kayra dudaklarından kaçan kahkahaya engel olamazken Kaan ise karşısındaki manzara ile öfkeyle kaşlarını çattı. Karşısındaki karısının görüntüsü ile ellerini öfkeyle yüzünde gezdirdi. Kadınlar yaptıkları işi eğlenceye çevirip kendilerini çevreden nasıl soyutladılarsa Kaan ve Kayra nın geldiğinin farkında bile değillerdi.Kaan ellerini yüzünden çekerken yüksek duvarın üstünde onları keyifle izleyen iki genci görmesi bir olmuştu. Biraz önce gördüğü karısının görüntüsü gözlerinin önünden tekrar geçerken kükrercesine bağırdı.

 

"Sarahhh!"

 

yitenumutlar..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%