Yeni Üyelik
24.
Bölüm

İ-D-B-S-24

@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı - HiraiZerdüş - İçime Sevda Kaçar

 

 

 

Keyifli okumalar🥰🥰🥰

 

 

Kaan'ın bağırması ile korkuyla yerinde sıçrayan kadınlar ne olduğunu bile anlamazken adam koşar adım hızla duvarın üstündeki gençlere doğru yaklaşırken bir köşe de gözüne çarpan kovadaki elmalardan kaptığı gibi söylenerek duvarın üstündeki gençlere doğru fırlattı.

 

"Siktiğimin şerefsizleri! Kimi izliyorsunuz lan siz piçler!?" Kaan ağıza alınmayacak, yeni ürettiği küfürlerini sıralarken gençler duvarın üstünden panikle atladılar. Hırsını alamayan adam homurdanarak arkasını dönmüştü ki kendisini şaşkınca izleyen karısından başka kimseyi görmedi öfkeden koyulaşan gözleri. Adımlarını tehlikeli bir sakinlikle ona doğru çevirdi.

 

Islak elbisesi bedenine yapışmış bütün hatlarını gözler önüne sererken,eteği ıslak olduğu için uzun bacaklarına yapışarak yukarı doğru toplanmıştı. Teninin beyazlığı, elbisesinin açıkta bıraktığı bacakları, yüzüne yapışmış ıslak kızıl saçları ile biraz önceki iki piçe görsel şölen sunmuştu resmen! Ama Sarah hanım ne kadar seksi göründüğünün farkında değil miş gibi hala donmuş bir vaziyette biraz ilerisinde dikiliyordu. Bu kızın başında ki örtü ne ara çıkmıştı da millete o hayran olunası saçlarını sergiliyordu. Öfkeyle yumruklarını sıkarak tısladı.

 

"Millete açık sinema mı oynatıyorsun! Ben sana o sinema nasıl oynatılırmış şimdi göstermez miyim lan!" Sarah kocasının sözleri ve öfkeden kararan gözlerinden şok olmuş bir şekil de ona bskarken Derya yüzüne yapışan ıslak saçlarını geri ittirerek Sarah'a bağırdı.

 

"Kaç Sarah kaç! Seni çiğ çiğ yiyecek yoksa bu ayı!" Sarah arkadaşının sesiyle irkilerek kendine gelirken bir iki adım gerileyerek kocasına baktı.

 

"Vallahi Derya başlattı! Üstüme bir anda suyu fırlatınca onun yüzünden başladı her..." Kocasının sebebini anlamadığı her adım da daha da artan öfkeyle üstüne gelmesi Derya'nın sözlerini hatırlamasına neden olunca huzla arkasını dönerek kaçmaya başladı.

 

Aniden dönmesi ile kalçalarına kadar uzanan saçlarındaki su damlacıkları çokta uzağında olmayan kocasının yüzüne savrulunca Kaan bir an duraksasa da oda huzla karısının peşinden koştu. Sarah önde Kaan arkada bahçeyi turlarken Kayra'da karısına doğru yaklaşıp üzerindeki ıslak kıyafetleri işaret ederek homurdandı.

 

"Şu halinize bak. Kaan haklı kızmakta! Bir de iki tane dingili çıkartmışsın oraya! Tamam plan mılan eyvallah ta şu halinizle o itlerin önün de. Bazen kantarın topuzunu kaçırıyorsunuz Derya!" Kocasının ses tonundaki sinirle onun göğsüne doğru sokularak fısıldadı.

 

"O çocuklar kim bilmiyorum ve siz gelene kadar dark etmedik bile. Ya annenin yine annenin planı ya da köyünüzün ergenleri. Benim ne suçum var şimdi? " Kayra'nın kaşları işittikleri ile çatılırken öfkeyle homurdandı.

 

"Kendi çektiğim yetmiyor bir de bu Kaan'ı aşık etmek için planlara dahil olup ekstra olarak ta yine bana çektiriyorsun! O iki piçi de bulup köy meydanın da ağızlarını burunlarını kırdırtacaksın bana!" Derya kıkırdayarak kocasının beline kollarını dolayıp fısıldadı.

 

"Seni süründüreceği mi daha önce söylemiş miydim?" Kayra suratını asarak hoşnutsuzca mırıldandı.

 

"Unutmak mümkün mü!? Günde en az beş defa tekrarlıyorsun yavrum!" Derya kocasının göğsünr bir öpücük bırakarak gönlünü almaya çalışırken bakışları hala bahçede koşan ikiliye kayınca gülerek bağırdı.

 

"Sarah koş! Eve kaç eve!" Sarah koşmaktan nefes nefese kalmış bir şekilde arkadaşını başını sallayarak onaylarken kocasının sesini işitti.

 

"Kaç bakalım kaç! Ulan elbet yakalayacağım seni! O zaman elimden kim alacak bakalım!" Kocasının nefes nefese söylediği sözlere karşılık Sarah ta nefes nefese cevap verdi.

 

"Kaan vallahi fark etmedik o çocukları! Fark etsek hiç yaparmıydık öyle bir şey!?" Avlu kapısına doğru koşmaya devam ederken Kaan tekrar bağırdı.

 

"Ne çocuğu lan kazık kadar adamların önünde bacak şovu yapmışsın! Nikahlı kocan olduğum halde benim bile görmediğim yerlerini gördü o şerefsizler!" Karısının avlu kapısından çıkıp koşarak döndüğü yönü görünce kükrercesine bağırdı. " Laaan! Kızım köy meydanına çıkıyor o yol Sarah! Öldürürüm seni dön geri!" Sarah kocasının kükremesi ile iyice telaşlanırken korkuyla ne yapacağını bilemeyerek bir saniye kadar bekleyip arkasına baktı. Kaan'ın kırmızı görmüş boğa gibi arkadından koştuğunu görünce panikle kaçmaya devam etti. Kız korkuyla ne yöne gittiğini fark edemezken köy bakkalının önğndeki gençlerin bakışları koşan kızı görünce ona çevrildi.

 

"Kaan vallahi görmedik diyorum sana ya!" Gençler kızın görüntüsü ile şaşırmışcasına ona bakarken arkadan gelen sesle bu defa o yöne döndü başları.

 

"Saraahh! Kızım rezil olduk köye lan! Dur orada artık!" Kız koşmaya devam ederken nefes nefese bağırdı.

 

"Durmam! Vallahi duramam Kaan! Durursam yapacaklarından korkuyorum!" Sarah'ın sözleri ile bakkalın önündeki gençlerden birisi öne atılarak koşan kızın arkasından seslendi.

 

"Hemşire hanım! Bir sıkıntı varsa yardımcı olalım!" Genç adamım sözleri ile Kaan kısa bir an durup genç adama öldürücü bakışlar atarak kükredi.

 

"Biraz daha o kurbağa gözlerini karımın üzerinde gezdirirsen sıkıntı o zaman çıkacak!" Sert bakışlarını diğrrlerine çevirerek dişlerinin arasından tısladı. " Dönün lan siz de önünüze!"

 

"Ne yaptuk biz şimdi Kaan abi!? Hemşire hanım öyle kaçınca bir sorun var sandık."

 

"Lan siktirme belanı şim di bana! Karım kaçıyor ben kovalıyorum size ne lan!?" Gençler şaşkınca Kaan'a bakarken arkadan çocuğun birisi bağırdı.

 

"Kaan abi karın Sapık Kazımın sokağına doğru koşuyor!" Kaan duyduğu sözle tekrar karısının peşine düşerken gençlerde yaşanacak eğlenceyi kaçırmamak için Kaan'ın peşine düştü.

 

Sarah köyü tam bilmediği için girdiği sokağı taradı bakışları ile. İlk defa geçiyordu buradan. Adımlarını yaşlatmadan önce arkasına baktı kısa bir an kocasını göremeyince adımlarını yavaşlatarak nefeslenmeye çalıştı. Eli ile bir duvardan destek alıp nefeslenirken bakışları da arkasında bıraktığı mesafeyi kontrol ediyordu. Ensesinde hissettiği nefesle gözleri kocaman açılırken hızla arkasını döndü.

 

Karşısın da uzun boylu iri yarı bir adamı görmeyi beklemeyen kız korkuyla ona bakarken adam sırıtarak konuştu.

 

"Cennetten mi düştün güzelim! Melek misin hurimisin?" Koşmaktan düzene sokamadığı nefesi bu defa korkuyla hı hızlanırken adamın sözleri ile kaşlarını çatarak konuştu.

 

"Kim sin sen!? Çekil yolumdan! Evime gideceğim!" Adamın bakışları kızın hızla inip kalkan göğsüne kayarken sırıtarak konuştu.

 

"Tanıdım seni! Sen şu köyün dilindeki güzelliği dillere destan hemşiresin!" Adam yolundan çekilmek şöyle dursun bedeni ile yolunu biraz daha kapatırken Sarah kaçtığı kocasının şimdi kendisini bulması için dua eder olmuştu. " Zümrüt yeşili gözler kızıl saçlar herkesin dilin de olunca ben de merak etmiştim. Az bike söylemişler doğrusu!" Adamın sözleri ile yüzünü buruştururken niyetinin iyi olmadığını anlaması uzun sürmedi. Bakışları etrafında kendini korumak için bir şeyler ararken adamın sesi ile gözüne çarpan duvar da takılı orağa uzanıp hızla alarak kendini korumaya çalıştı.

 

"Su perisi gibisin yeminle!" Kızın elindeki orağı ona doğru sallaması ile adam bir adım gerilerken Sarah dişlerinin arasından tısladı.

 

"Sana yolumdan çekil dedim!" Adam kızı umursamayarak sırıtırken arkada beliren adamla kaşları hayret belirtisi ile havalandı.

 

"Sarahhh!" Sarah isminin bu defa öfkeyle değil de endişeyle söylendiğini duysa da karşısındaki adamın ne tapacağını bilmediği için kocasına dönmedi. Adım sesleri yaklaşırken karşısındaki adam tekrar sırıtarak konuştu.

 

"Demek ismin Sarah!" Kuzı bsştan aşağı utanmazca süzerken koşarak kendilerine yaklaşan adama bakışlarını çevirdi bu defa. "Yahu Kaan köylü bu güzelliğin karın olduğunu söylüyor ama ben pek inanmadım! İnsanın bu güzellikte karısı olsa onu ysnluz bırskır mı hiç! Koynundan çıkmaz insan lan! Kapatman mı yoksa!? " Son duyduğu sözle Sarah'ın kan beynine sıçrarken elindeki orağu adamın yüzüne doğru sallayarak tısladı.

 

"Öldürürüm seni pislik herif! Doğru konuş benimle!" Kaan nefes nefese karısına yaklaşarak kolundan turarak onu kendine doğru çekip elindeki orağı almaya çalıştı.' Bırak beni! Benim namusuma dil uzatıyor utanmadan!" Karısı elindekini vrrmemek için direnirken Kaan onu göğsüne bastırarak nemli saçlarına ufak bir öpücük bırakarak fısıldadı. " Bırak elinde kini!" Kocasının sözleri ile elindekini onun avcuna bırakırken Kaan karısını ani bir hamleyle arkasına savurup karşısındaki adamın yğzüne kafasını geçirdi. Adamın sendeleyip duvara çarpması ile elindeki orağı boğazına dayayarak öfkeyle fısıldadı.

 

"Namusuna dil uzattığın kıza dikkat et! O benim karım! Anladın mı lan!" Boğazındaki orağın varlığı ile adam korkudan nefes bile alamazken Kaan dişlerini sıkarak tısladı. " Ve bir daha o gözlerini karımın bastığı toprağa bile değdireyim deme! Yemin ederim seni bu kör orakla doğrarım! Duydun mu lan! Sakın!" Sarah kocasını ilk defa bu kadar öfkeli görse de ona engel olmayı düşünmedi. O pislik başına gelecekleri hak etmişti. Onu nikahlı kocasına metres yapmıştı resmen! Kaan orağı adamın boğazından hafifçe çekerken Kazım onun gözlerindeki ateşle sertçe yutkunarak başını olumlu anlam da salladı. Gençler Sarah'ın arkasın da olup biteni film izler gibi seyrederken Kaan aldığı onay karşısın da elindeki orağı yere sertçe attı. Bakışlarını adamın üzerinden çekmeden karısına elini uzatırken Sarah geçmeyen öfkesiyle yerdeki orağı kaparak hızla adama yaklaşıp koluna doğru savurarak bir kesik atarak tısladı.

 

"Bir daha namusuma dil uzatır,karşıma çıkmaya cürret edersen yemin ediyorum o zaman boynunu koparırım senin! Pis sapık!" Kazım kolundan sızan kana korkuyla bakarken Kaan'ın dudakları karısının bu hareketi ile yukarı doğru kıvrıldı. Sarah hiç bir şey olmamış gibi elindeki orağı aldığı duvara tekrar astı ve kocasına yaklaşarak kendisine uzattığı eline elini bıraktı. Kaan adama ters bakışlar atarak yürümeye başlayınca Kazım kokundaki yaraya bakarak arkalarından seslendi.

 

"Hemşire hanım bir dikiş ataydın bari!" Kaan adama doğru tekrar bir hamle yaparken Sarah koluna tapışarak çekiştirirken adama doğru dönüp bağırdı.

 

"Geber! Hayvan herif! En azından dünyadan bir sapık eksilir!"

 

"Ne yaptın ne yaptın!?" Derya fısıldayarak sorduğu sorudan sonra karşısındaki kadına şaşkınca baktı.

 

"Sağarmısın gız! Sapığın Kazım'ı ayarlayı virdim zabah! Hemşire hanımın ardında dolanı vir eccik diye." Derya arkasına doğru bsşını çevirerek mutfaktaki kocasını kontrol etti.

 

"Yasemin abla adı üstünde sapık. Ya kıza bir şey yaparsa ne yaparız biz." Yasemin şen bir kahkaha atarak Derya'nın dizine elini vurdu.

 

"Gız delirdin mi ne edecek? Onun sapıklığı şeyinden değil sapur supur gonuşmasından. Hem gayınbabağan gorkusundan bi halt yiyemez o merak itme sen."" Derya rahat bir nefes alırken karşısındaki kadına şüpheyle baktı. " Bahçe duvarındaki gençleri de sen ayarladın değil mi?" Yasemin başını olumlu anlam da sallayarsk cevap verdi.

 

"He iyi ettim emme. Siz bağa gelince ben baggala yağ almıya diyi çıktım ya o ara hallediverdim işte. Kazım da gençler de baggalın önün de boş boş oturup durulardı eğlence çıktı onlara da fena mı?"

 

"Neden o kadar feç geldin peki?"

 

"Esma aba hastalanmış oğa uğrayı virdim. Evini nyim toparlayım dirken vakıt ipiyce giciki virmiş." Derya başını anladım dercesine salladı.

 

Sarah kocasının elini sıkması ile acıyla inlerken Kaan'ın bakışları hızla kendisini buldu.

 

"Neyin var!? Bir şey mi yaptı yoksa o it sana!?" Sarah kocasının kehribarı anımsatan gözlerindeki öfkenin korkusu ile başını olumsuz anlamda sallayıp bakışları ile ellerini işaret etti.

 

"Elimi sıkıyorsun. Canım yanıyor." Kaan karısının yeşil gözlerinin yaşlarla parladığını görünce avcundaki eli yavaşça bırakarak fısıldadı.

 

"Kusura bakma farkında değilim." Bakışları kızın eline kayınca beyaz teninin kıpkırmızı olduğunu fark ederek içinden kendine bir küfür savurdu. Biraz önce yaşadıkları aklına geldikçe öfkesi katmerleniyordu. Ne vardı sanki o kadar kaçacak!? Bütün köye film olmuşlardı. Karısının halini hatırlayınca sokak ortasında daha fazla o halde kalmasını istemeyerek bu defa kolunu omzuna doladı. Sarah'ın kızıl saçları omzunun üzerinden eline dökülürken sertçe kendine çekip göğsüne yaslayarak homurdandı.

 

" Şalın nerede senin?"

 

"Yasemin abla da kaldı. Bahçe de otururken çıkartmıştım." Kızın cevabı ile Kaan bakışlarını yoldan çekmeden sertçe fısılsadı.

 

"Bir daha sakın çıkartma şalını!" Kız başını olumlu anlamda sallarken evlerinin avlu kapısından içeri girdiler. Sarah'ın adımları karşı eve doğru yönelirken aklındaki kocasının gazabından korkarak yanına destekçi toplamaktı. Sokak ortasında bir şey dememişti ama gergin bedeninin den hissediyordu ki o eve girince kıyamet kopacaktı. Haksız da sayılmazdı. Ben bir erkek olsaydım karımın o şelilde ortalıklar da koşturmasını bende hoş karşılamazdım diye geçirdi içinden. Ama şu an o durumda ki kadın kendisi olduğu için kaçacak delik arıyordu resmen.

 

İki kadın Sarah'ın ne yaptığını düşünürken Derya endişeyle fısıldadı.

 

"Eğer Sarah yakalanmadıysa onu kapıda karşılayıp eve almamız lazım. Yoksa Kaan o sinirle kıza neler yapar düşünemiyorum bile." Karşısında ki kızın sözleri ile Yasem'in başını olumsuz anlamda yukarı doğru kaldırarak karşılık verdi.

 

"Bi halt yiyemez Kaan. Sapığın Kazım az da olsa gaybedece şeyin farkına vardırmıştır o gara öküzü." Parmağını ağzına götürüp ıslatırmış gibi yaptı ve pencerenin mermer kenarına dokundu. " Ahan da buruya yazıyom. Gızı herkesin gözünden saklamak için sarıp sarmalayıp şu gapıdan girmezse bağa da Yasemin dimesinler." Derya kaşlarını kaldırıp kadına emin misin bakışları atarken kadın pencereden gördüğü manzara ile elini sertçe dizne vurup Derya'yı dürterek bakışları ile avluya girenleri işaret etti.

 

"Dimedim mi gız ben sağa! Bak hele nasıl da sarmış gızı. Anam sankı elinden gapacaklar." Derya gördüğü manzara ile şaşırırken kadının sözleri ile kıkırdadı.

 

"Kolay yola gelecek senin gara öküz galiba." Yasemin başını sağa sola sallayarak sinsice sırıttı.

 

"Dur daha öyle golay olmaz o işler. Şiytan azap da gerek! El şiyiynen gerdeğe girilir mi hiç! Bunlar bizim oyunların getirisi göğnünü de aklını da dinlemz de eylerse dilini edepsiz si..."

 

"Yasemin abla!" Kayra'nın uyaran kükreyişi ile kadın ona ne var dercesine bakarak sözlerine devam etti.

 

"Kaan efendi eylerse dilini edepsiz şiyiderler sebepsiz!" Bakışlarını Kayra'ya çevirerek ters ters bakıp homurdandı.

 

"Oldu mu nakıs!" Kayra başını sağa sola sallayarak homurdandı.

 

"Yahu Yasemin abla senin küfürsüz bir lafın yok! Kızlara da kötü örnek oluuorsun be! Ağzından güzel bir şey çıkmaz mı senin!?" Kocasının isyan edercesine söylediği sözler ile Derya gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken Yasemin oturduğu yerden kalkarak başında topladığı yazmasını çenesinin altında birleştirerek sırıttı.

 

"Yirin de idilen küfür şiir gibidir. Misal bak şindi seni görünce aklıma geldi bi dene." Ellerini arkasın da kalçalarının üstün de bağlayan kadın tek kaşını kaldırarak Kayra ya biraz daha yaklaşarak tekrar konuştu. " Gasnak yuvarlandı elek oldu eski diyoslar adam oldu!" Derya kadının sözleri ile kahkahalara boğulurken Kayra yüzünü buruşturarak kadına bakıp homurdandı.

 

"Bak bak laflara bak! Yahu yakışıyor mu hiç sana Yasemin abla. Yaşını başını almış kadınsın be!" Kadının sırıtarak başını olumlu anlamda sallayıp elinin tersiyle önün de dikilen Kayra'yı itekleyip homurdanarak kapıya doğru ilerledi.

 

"Çekil önümden telaşe memuru!"

 

Kayra giden kadının arkasından sabır dilenirken hala gülen karısına dönerek uyarırcasına tısladı.

 

"Deryaaa!"

 

Kaan karısının adımlarının gittiği hönü fark edince omzundaki kolunu çekerek elini bileğine indirip sertçe kavradı. Kızın bakışları ürkek bir şekilde kendisine dönünce başını sorarcasına iki yana salladı.

 

"Nereye?" Sarah ürkek gözlerini kocasından çekmeden işaret parmağını kaldırarak yan tarafta kalan evi işaret edip titrek bir sesle fısıldadı.

 

"E...Eve." Verdiği cevap karşısında kocası kaşlarını şaşkınca kaldırarak başını hafifçe eğince Sarah sertçe yutkundu.

 

"Bizim ev de kaldığını duymuştum. Ora da ne işin var şimdi?" Başını eğerek bakoşlarını kaçıran kız ne söyleyeceğini bilemeyerek dudaklarını dişledi. Bu evde kalmayı isteyerek kadınların planına istemeden de olsa ortak olmuştu. Bunu şu an çok net bir şekil de anlamıştı. Ne yapacaktı şimdi? Kaan la yalnız başına nasıl girerdi o eve? Ya Kaan öfkeyle bir şey yapardısa! Aklına gelen bahane ile can simidine sarılırcasına sarılarak bakışlarını kocasına çevirip konuştu.

 

"Derya'nın tansiyonunu ölçmem lazım!" Bahanesinin zayıflığı ile yüzünü buruşturdu. Tansiyonu ölçtükten sonra geri getirecekti Kaan onu eve. Bahanesi zayıfta olsa bir ümit Derya ların evine girebilirse bir daha çıkmazdı. Onun desteği ile ora da kalabilirdi sonuçta. Kocasının vereceği cevabı ümitle beklerken Kaan başını olumsuz anlamda salladı.

 

"Olmaz! Ararım Derya gelir senin yanına!" Karısının üzerinde bakkşlarını baştan ayağa gezdirdi. Üzerinde Tarçın rengi yazlık elbise ıslandığı için,giydiği ssiyah iç amaşırları ben buradayım diye bağırıyordu. Bir de bu halde köy meydanında koşturmuş Sapık Kazım'ın önüne düşmüştü. Aklına düşen şeylerle ellerini öfkeyle yüzünde gezdirerek sıktığı dişlerinin arasından tısladı. "Şu haline bak! İçin dışın meydan da!" Sarah'ın gözlerini üzerindeki elbiseye çevirip incelerken ıslak elbisenin azizliğine uğradığını fark edince utançla dudaklarını dişledi. Bu halde insanların önünden geçmiş,o sapık herifle mücadele etmişti. Ülkesinde onu ölümden kurtaran adam şimdi şuracıkta onu yatırıp kesmezse iyiydi. " Herkesin gözlerine bayram ettirdin lan! Bir de bu halde Derya'ya gitmekten bahsediyorsun!" Karısının biraz önce tuttuğu bileğini burakmasan sertçe eve doğru çekiştirdi. " Derya falan yok yürü eve! O siktiğimin elbisesini kendi ellerimle üzerinden parçalayarak çıkartıp yakmaz sam adam değilim lan!" Sarah'ın gözleri işittikleri ile irice açılırken korkuyla kocasının arkasından balkon basamaklarını tırmanarak fısıldadı.

 

"Kaan lütfen! Bak yine yak bu elbiseyi ama sen çıkartma! Ben kendim çıkartırım!" Kapının önüne gelen adam karısının yalvarışlarını umursamadan,diğer elini kıza doğru uzatarak sertçe sallayıp tısladı.

 

"Çıkart şunu!" Sarah gözleri yuvalarından fırlarcasına adama bakarak korkuyla kekeledi.

 

"Ka...Kaan! Delirdin mi sen! Nasıl çıkarayım bura da?" Kaşları öfkeyle çatılırken oda sinirle tısladı. " Hatalı da olsam ulu orta yerde soyunmamı isteyemezsin benden! Eğer istersen o Kazım denilen adama yaptığım dan daha bete..."

 

"Ne saçmalıyorsun lan? Kapı önün de Ne soyunması manyak mısın!?" Sinirden çıldırmak üzere olan adam sakinleşmek için burnundan sertçe nefes alarak dişlerini sıktı. Bu hareketi ile çene kasları oynarken kendisine şaşkınca bakan karısına dişlerinin arasından tısladı.

 

"Anahtarı ver Anahtarı!" İşittiği kelime ile tuttuğu nefesini bırakan kız elini hızla elbisesinin cebine atarken elnisenin açılan üst düğmesi ile Kaan'ın gözleri kızın göğüs çatalına kayınca yutkunurak homurdandı." Allahım sen bana sabır ver! Kadın değil baş belası!" Sarah cebinden çıkarttığı anahtarı kocasına uzatırken içeri de ne yapacağını düşünüyordu. Onun bakışlarının takıldığı noktayı fark edince istemsizce kendi bakışları da o noktaya kaydı.

 

"Kapat şu lanet düğmeyi! Eve girene kadar ya bu lanet elbise benim sonum olacak ya ben onun!" Sarah'ın eli hızla açılan yakasına gidip kapatmaya çalışırkrn Kaan açtığı kapıyla ona döndü. Onun düğmeyi kapatmaya çalıştığını fark edince kolundan tutarak içeriye doğru hafifçe ittirdi.

 

"Hoş gelmişsin Kaan!" İşittiği sesle öfkesini gizlemeye çalışmadan arkasında ki kadına dönüp ters ters baktı.

 

"Hiç hoşbulmadım Yasemin abla!"

 

"Vay benim paşam! Hayır dır ne oldu da hoş bulamadın?" Sarah kadının gelmesinive kocasının onunla konuşmasını fırsat bilerek hızla bonyoya doğru koşturup girdi. Kapıyı arkasından kilitleyen kız tuttuğu nefesini bırakarak üzerindeki elbiseyi yırtarcasına çıkarıp hızla duşa girdi.

 

Kaan yüzünü buruşturarak karşısındaki kadına bakıp homurdandı.

 

"Anlamamazlıktan gelme abla! Ne bu kızın hali!? O kız sizin çevirdiğiniz oyunlara ayak uyduramaz! Aklınız ca onu da kendinize benzetip beni mi yola getireceksiniz! Boşa uğraşmayım Sarah kırk fırın ekmek yese beceremez!" Ellerini beline atan kadın bir kaç adım atarak karşısındaki adama yaklaşıp gözlerini kısarak kısa bir an memnuniyetsizce süzdü.

 

"Yaklaş hele şimşir gaşığı! Sağa ne diyecem bak." Kaan kapıdan ayrılarak kadına doğru bir kaç adım atıp umursamazca gözlerine bakınca Yasemin gizli bir şey söyleyecek miş gibi Kaan'a yaklaşarak bakışları ile erkekliğini işaret edip sırıttı.

 

"Önüğüzdekinden yok diye gızları hafife almayın,hayatığızı öyle bir uydurular kı adamlınızdan utanırsığız!" Kaan'ın bakışları gayri ihtiyari önüne kayarken sözlerin devamı ile yüzünü buruşturarak kadjna bakıp tiksinircesine homurdandı.

 

"Ne iğrenç laflar bunlar ya! Senin ağzının ayarı yok mu? Merak ediyorum söylediğin sözlerden sonra utanıp pişman oluyor musun acaba? Ama pişman olmuş olsan her seferin de tekrar yapmazsın! küfür makinası gibi çalışmaz o ağzın!" Yasemin kaşlarını havaya kaldırarak karşısındaki adama muzipçe göz kırptı.

 

"Pişman oluyom mu?" Biraz düşünür gibi yapıl sonra kendisini onaylarcaskna başını salladı.

 

"Oluyom ya. Tekrar yaparmıyım ? Yaparım!" Anasını bile bellerim!" Kaan ona yüzünü buruşturarak bakarken kadın bu defa elinin parmaklarını bir şeyi beğenmişcesine birleştirip sallayarak sırıttı. " Çünkü bazı şiyler tekrarlanacak gadar zevkli deyil mi çükündür!" Kaan kadından uzaklaşarak yüzünü buruşturup yakalarını silkti.

 

"Allah senin cezanı vermesin ya! Ne biçim kadınsın sen? Ne pis ağzın var!?" Aslında severdi Yasemin'i. Ama bu gün ne hikmetse damarına basıyordu herkes. Başka zaman olsa ona karşılık vererek eğlenirdi ama bu gün havasında değil di. Abla gibi gördüğü kadına ne kadar öfkeli de olsa bir yanı onun muzipliğine ayak uydurmak için kıpırdanıyordu. Ciddiyetini bozmadan kaşlarını çatarak kadına doğru elini kaldırarıp sertçe salladı.

 

"Çükündür ne!? Küfür mü ettin sen bana yoksa!?" Kadın Kaan'ın sözleri ile küçük bir kahkaha atarak koluna vurdu bir kaç kez. Bunlar gelince ağzının tadı yerine geliyordu. Rahmetli Emine'nine yollarını gözlemiyormuş meğerse. Onlar gelince iyi eğleniyordu ama onlar gidince çekilmez oluyor du şu köy. Düşüncelerini bir kenara burakarak homurdanan Kaan'a döndü.

 

"Eee onu da düşün de gendin bul gali." Sözlerini bitiren kadın kendi evine doğru yönelince Kaan da homurdanarak eve girdi.

 

Sarah ve Kaan evlerine girdikten sonra epey vakit geçmesine rapmen hiç bir ses çıkmamıştı. Derya akşam için yemek hazırlarken bakışları onların kaldığı eve kayınca kendi kendine mırıldandı.

 

"Ayy ne yaptılar acaba meraktan çatlıyacağım vallahi." Doğradığı yeşilliği kaseye boşaltıp havuçu rendelemek için rendeyi aradı. Dolapları karıştırırken tekrar söylendi. "Bir şey yaptımı kıza acaba o öküz." Açtığı dolapta rendeyi görünce uzanıp almak için parmaklarının üzerin de yükselirken beline dolanan kolla tekrar yere basarken kocası uzandığı rendeyi alarak önüne bırakıp boynuna bir öpücük bıraktı.

 

"Uzanma bir daha öyle." Kulağının dibinde hissettiği nefesle iç çekerken Kayra karnını okşayarak tekrar fısıldadı. "Tehlikeli olabiliyormuş." Kocasının kolunun arasında dönerek gözlerini kısıp baktı.

 

"Ben bile bilmezken sen nereden biliyorsun bunları?"Parmakları ile karısının yanağını okşarken omuzunu silkerek gülümsedi.

 

"Okuyorum karıcığım. Sende hep entrika peşin de koşacağına böyle bilgiler okuyup araştırsan,her an yanın da olamam değil mi?" Kocasının sorusu ile omuzlarını silkerek güldü.

 

"Sen okuyorsun ya yeter. Fazla bile geliyor abartıyorsun bazen. Ben de okursam ipin ucu kaçar diye korkuyorum." Karısının başına ufak bir öpücük kondurarak çenesine hafifçe dokunup bakoşlarını birleştirdi.

 

"Abarttığımı mı düşünüyorsun gerçekten?" Kocasının sorusunu başıyla onaylayarak yüzünü buruşturup üzgünce konuştu.

 

"Onu yapma! Ağır kaldır ma Derya! O tehlikeli! Dikkat et düşeceksin! Kızım koşmasana! Az ye karıcığım! Suyu fazla içme! Yerken porsiyonlara dikkat et! Köfte büyüklüğün de yenecek o et! Tuz yok! Aşırı baharat yok! Biraz dinlen! Geç oldu yatalım artık!" Suratını düşürerek kocasına bakıp homurdandı.

 

"İkiz hamilelik yaşayan ben miyim sadece? Tamam dikkatli olmalıyım fatkındayım ama bu kadarı abartı değil mi?" Acı çekercesine yüzünü buruşturup ellerini salladı hırsla. "Canımın çektiği şeylerin bile hesapla kitapla yiyebiliyorum!" Dolan gözlerini kocasının gözlerinden ayırmadan devam etti. " Biliyorum benim sağlığımı vr bebekleri düşünüyorsun ama ne den bu kadar katısın! Biraz olsun esnek davransan olmaz mı? Geçen gün canım çekmesine rağmen kahve içmeme bile izin vermedin! Maden suyu içmeme bile karşısın!" Kayra karısının isyanını içi yana yana dinledi. O da isterdi istediğini yesin içsin ama, istediği en saçma şeyleri gece gündüz demeden getirip önüne yığsın istediğin kadar ye desin ama yasaklar onun da elini kolunu bağlıyordu işte. O canının istediğini istediği kadar yiyemeyince ondan daha çok üzülüyordu. Canı yanıyordu. İçinde ki yangını belli etmemek için sertçe yutkundu ve gözlerine, çaresizliğini gülümsemesinin arkasına saklayarak baktı.

 

"Şikayetlerin bitti mi güzelim." Kocasının cevabı ile Derya ayağını hırsla yere vurarak çemkirdi.

 

"Bitmedi! Güzelim deme bana bir daha!" Kayra karısının son sözü ile onun bir patlamanın eşiğin de olduğunu anlayarak ruh halini değiştirmek için muzipçe gözlerine baktı.

 

"Ne deyim? Gönül özüm nasıl?" Çapkınca karısına göz kırpınca Derya kocasının kollarından kurtulmak için kendini geri çekerek homurdandı.

 

"Onu da söyle me! Gönül özün falan değilim ben senin! Sana istediğim gibi dokunmama bile izin vermiyorsun!" Sesini kalınlaştırarak kocasını taklit edercesine söylendi. "Rahat dur yavrum! Derya dokunma! Beni tahrik etme duramam! Yasak kızım niye anlamıyorsun!" Gözünden süzülrn yaşı elinin tersiyle silerek Kayra'nın kolların dan sıyrılmak için tekrar bir hamle de bulunup küskünce konuştu. " Bırak beni! Bir de karşıma geçip eğlenir gibi konuşuyorsun!" Karısını kendine çekerek bedenlerinin arasında ki mesafeyi kapattı. Kolunun birini belinin etrafına dolarken diğerini kaldırarak eliyle hafifçe çenesini kavradı.

 

Kocasının bu hareketi ile Derya başını sertçe çekerken Kayra yalvarır gibi fısılda dı.

 

"Derya." Karısı kendine bakmamakta ısrar ederken Kayra çaresizce ona bakarak boynuna doğru sokulup küçük öpücükler bırakarak gönlünü almaya çalıştı. "Ben istmezmiyim senin istediğin her şeyi önüne sermeyi. Ama size bir şey olmasın diye ne istendiyse onu yapıyorum! Ben istrmiyor muyum sanıyorsun sana dokunmayı,kendimi frenlemeden karımla birlikte olmayı?" Karısını kendine biraz daha bastırarak sertliğini hissetmesini sağladı. Derya kasıklarında hissettiği sertlikle bir an irkilirken Kayra sözlerşne devam etti. "Şu halimi görmüyor musun? Fark etmiyor musun? Bana dokunduğun her an bu duruma geliyorum ben. Senin çektiğin sıkıntıları,seninle birlikte bende çekiyorum bir de üstüne bu durum eklenince halimi bir düşün. Sana eziyet ediyormuşum gibi konuşma yalvarırım." Sözleri karısının üstünde etki etmeyince ne yapacağını şaşarak başını onun boynundan kaldırıp hala yana dönük olan yüzüne baktı.

 

"Farzet ki ben hastayım!" Kocasının sözleri ile hızla ona dönerek çattığı kaşlarının altından baktı. "Sana hamile olduğun için konulan o yasakların aynısını bana da koydular sen ne yapardın?"

 

"Aynı şey değil!"

 

"Aynı şey güzelim sonuçta ikisi de sağlık için." Hala küskün de baksa karısı gözlerini kendisine çevrince rahatlayarak gülümsedi. Cevap beklercesine gözlerine baktı.

 

"Doktorlar ne söylediyse onu yapar söyledikleri her şeye sen istemesen de ben harfiyen uyardım. Sana bir şey olmssın diye ne şart koşarlarsa hiç düşünmeden yerine getirirdim." Kocasının gözlerindeki çaresiz bakışlarla omuzları düşünce inadına devam edercesine küskünce fısıldadı.

 

"Ama ben hamileyim canım çekiyor!" Kayra isyan edercesine homurdandı.

 

"Tuttu yine laz inadın! Benim de canım seni çekiyor ama inatla üstüne atlamıyorum değil mi?" Kocasının göğsüne sertçe vurarak çemkirdi.

 

"Senin inadının yanında benim ki solda sıfır kalır! Üsteme atladın da atlama mı dedim! Sanki yasağı ben koymuşum gibi bağarma bana!"

 

"Sen de inat edip delirtme beni! Alttan alıyorum olmuyor,sevgiyle yaklaşıyorum olmuyor ne yapacağımı şaştım!" Kocasının sözlerine inanamaz gibi gözlerini irice açtırarak tısladı.

 

"Vur o zaman Kayra belki o zaman anlarım! Zaten bir o kaldı yapmadığın!" Kayra karısının sözleri ile şaşkınca ona baktı.

 

"Kızım delirtme beni! Ne yaptım ben şimdi sana!? Ne zaman el kaldırdım lan!?" Derya kocasının kollarından sıyrılarak ona dehşete düşmüş gibi kocasının gözlerine baktı.

 

"Demek zamanı gelse vuracaksın! Vur hadi! Zamanı gelmiştir belki!" Kocasına ters ters bakarak mutfaktan çıkmak için arkasını döndüğü anda kalçasında hissettiği acıyla şaşkınca kocasına döndü. "Kayraaa! " Kendisine şaşkıncs bakan karısına onuzlarını silkti.

 

"Neee! Eee bir saattir vur diyorsun!" Sözlerini bitirip sırıtırken karısı kalçasını ovarak kıkırdadı.

 

"Sapık! Kalçama niye vuruyorsun canımı yaktın." Kayra karısının sözleri ile telaşla ona yaklaşıp bileğinden tutarak çekiştirirdi.

 

"Odaya geçelim. Aç kendim bakacağım. Çok mu sert vurdum gerçekten?" Kocasının telaşlı hali aklına hain planlar getirirken yalandan dudaklarını büküp ağlamaklı cevap verdi.

 

"Evet! Canım nasıl yanıyor bir bilsen!"Kayra karısını yatak odasına sokarak kapıyı kapatıp ona dönerek üzgünce yüzüne baktı.

 

"Özür dilerim! Sen öyle vur diye çemkirip arkanı dönüp gitmeye kalkınca elimin ayarı yok işte Derya. Kaç gündür gözüme çarpıyordu kalçalarının dolgunlaşması sende öyle söyleyince tutamadım kendimi." Kocasının telaşla yaptığı açıklama ile Derya gülmemek için yanaklarının içini ısırırken ona ters bir şekil de bakarak pantolonunun düğmesini açıp hafifçe aşağı doğru çekiştirdi ve başını arkaya doğru çevirdi. Yüzünü mahsustan buruştururken Kayra telaşla ona yaklaşarak yatağa çekti.

 

"Yat! Ben de bakacağım! Niye tahrik ediyorsun anlamıyorum ki!" Karısının pantolonunu çıkartırken homurdanmasına devam etti." Yok işte elşmin ayarı inatla üstüme geliyorsun!" Karısını hafif yan çevirerek kalçasına baktı.Beyaz tenin üzerindeki kızarmış parmak izlerini görünce ağzından kaçan küfüre engel olamadı." Siktir!" Yüzünü acıyla buruşturarak parmaklarını kızarıklığın üzerinde dolaştırarak sordu. "Çok acıyor mu!?" Derya başını olumlu anlam da sallayarak kocası ile yüz yüze gelecek şekilde hafifçe doğruldu. Karısını kendisine çekerek dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

 

"Özür dilerim!" Bir daha brni kışkırtmaya başladığın an yanından uzaklaşacağım." Kocasının yüzünü avuçları arasına alan Derya parmakları ile okşarken fısıldadı.

 

"Abartma o kadar da kötü değildi." Bir elini kocasının göğsüne doğru okşayarak indirirken boğuk bir sesle tekrar fısıldadı." Demek gözün günlerdir kalçalarım da. Attığın tokatla anlaya bildin mi bari gerçekten dolgunlaşmış mı?" Karısının yakınlığı ve elinin altındaki çıplak tenin sıcaklığı ile Kayra sertçe yutkunarak başını olumsuz anlam da iki yana sallatıp biraz önce vurduğu yere doğru oşaryarak ilerlerken cevap verdi.

 

"Tam anlmadım bir kez daha bakayım." Derya kıkırdayarak kocasına biraz daha sokulup kucağına tırmanırken Kayra da dudaklarını karısınn boynun da gezdirmeye başlamıştı çoktan.

 

Kaan giden kadının arkasından önce öfkeyle homurdansada sonra yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamamıştı. Yüzündeki gülümseme evdeki karısını hatırlayana kadar yerini koruya bilmişti. Sarah ve biraz önce yaşadıkları aklına gelünce nefesini sesli bir şekil de bırakarak salona geçti. Karısını orada göremeyince evin içinde kısa bir tur attı. Banyo da olduğunu fatk edince kapıya giderek sertçe tıklattı.

 

"Eğer benden kaçmak için duşa girdiysen senin için hiç iyi olmamış belirteyim istedim." Sarah saçlarındaki köpüğü yıkarken kocasının sesiyle elleri saçlarında gözleri kapalı onu dinledi. Ilık su bedenini gevşetirken,kocasının yüzünden hissettiği korkuyu da biraz olsun azaltmıştı. Onun ne demeye çalıştığını anlasa da düşündüğü şeyle tehdit edip etmediğini anlamaya çalışarak seslendi.

 

"İyi olmamış derken ne yapacaksın ki!? Kapıyı kırıp içeri girecek halin yok ya!" Sarah sözlerini bitirdikten sonra yüzüne yayılan gülümseme ile saçlarını yıkamaya devam ediyordu ki yanı başın da işittiği sesle gözleri açılmış gözünün yanmasıyla da ağzından bir inleme kaçmıştı.

 

"Ayyy!"

 

"Kapıyı kırmama gerek yok dışarıdan açmanın formülünü biliyorum! Ben duştayken yanıma gelmek istersen dışarıdan kilit göbeğini çevirmen yeterli bebeğim!" Son kelimeyi dişlerini sıkarak söylerken Sarah aradaki duşakabine dua ederek hızla köpük kaçan gözlerini yıkayarak şaşkınca tısladı.

 

"Çık dışarı ya! Ne hakla giriyorsun sen ya!" Kaan duşakabine dayanarak kollarını göğsünde birleştirip sinirle güldü.

 

"Ne hakla mı!? Kocan olarak olabilir mi acaba!? Ayrıca kocan olduğumu sana her defasın da hatırlatmaktan sıkıldım!" Sarah adamın haklı sözleri karşısın da durakladı bir süre.

 

"Sıkıldıysan hatırlatma o zaman! Ayrıca daha kocam da sayılmazssın! Çık artık şu banyodan!" Kaan'ın dudaklarından bu defa sesli bir kahkaha yükselirken parmakları ile duşakabini tıklatarak sıktığı dişlerinin arasından homurdandı.

 

"Hadi karıcığım,hadi güzelim hadi çık oradan kızıl cadı! Bak gerçekten sinirleniyorum artık Sarah çık şu banyodan!" Biraz önce korkusunun azalıp gevşediğini düşünen kız gerginlikten kaskatı kesilmişti. Banyo da yanı başındayken buradan çıkmasını nasıl düşünürdü bu ahmak adam. Üstelik onun sözlerini,uyarılarını kaale bile almıyor başka telden çalıyordu resmen. Göğsünden fırlayacakmış gibi atan kalbini duymazlıktan gelmeye çalıştı. Buzlu camdan Kaan'ın arkasının dönük olduğunu göre biliyordu ama bu kendisine doğru dönmeyeceği anlamuna gelmiyordu. Elleri sinirden titrerken sakin olmaya çalışarak tekrar konuştu.

 

"Kaan sen orada dikilirken nasıl çıkmamı bekliyorsun!?" Sesinin titremesi ile kendine lanet okurken adamın tıslayan sesiyle yeründe soçradı.

 

"Ya çıkarsın,ya da oraya da girerim!" Gözleri şaşkınlıktan yuvalarından fırlayacak dereceye gelirken panikle konuştu.

 

"Yapamazsın!" Ağzından çıkan kelimeyle dudaklarını dişleyerek kendisine doğru dönen kocasına tekrar seslendi.

 

"Tamam çıkacağım! Gelme sakın!" Ne demişti çıkacağım mı demişti. Lanet olsun onun buraya girmesi ile kendisinin oraya çıkması arasında nasıl bir fark vardı da böyle saçma bir şeyi kabul etmişti. Kaan eli duşakabimin kapısında kalmış bir şekilde güldü.

 

"Bekliyorum canım!" Sarah ne yapacağını bikemeyerek homurdandı.

 

"Canın çıksın!"

 

"Efendim! Bir şey mi dedin hayatım! İşitemedim de su sesinden!" Sarah suyu kapararak yüzüne yapışan saçları omuzlarından arkaya doğru attırdı. Resmen kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu onunla pislik! Şansını son kez denemek için tekrar konuştu.

 

"Şey dedim. Sen dışarı ya çıksan! Bu hal de çıkamam! Utanırım Kaan niye anlamıyorsun!" Kaan parmaklarını camın üstünde sabırsızca tıngırdatarak nefesimi bıkkınca bıraktı.

 

"Bak güzelim yine aynı şeyi yapıyorsun! Anlaşmaya uy! Ya sen çık! Ya da ben gireyim! Gerçekten çok sıkıldım! En iyisi ben gireyim ki eğlenceli bir şeyler yaparız belki."

 

"Tamam! Tamam! Bekle!" Kocasının duşakabinin kapısını hafif aralaması ile kız korkuyla bağırmıştı. Kapana kısılmış gini hissederken öfkeden yaşlar gözüne hücum edince titreyen bir sesle fısıldadı.

 

"Bornozu bari uzat lütfen!" Kaan bir iki adım atarak banyo kapısının arkasındaki askılığa uzanırken homurdandı.

 

"Biraz sonra üzerinden bizzat çıkaracağım şeyi neden istiyorsun anlamıyorum!" Sarah'ın dolan gözlerinden yaşlar dökülmeye başlarken Kaan yüzündeki pişkin sırıtışla eline aldığı şeyi bir kaç adım la tekrar duşakabine yaklaşıp,biraz önce araladığı yerden uzattı.

 

Kocasının uzattığı havluya yüzünü buruşturarak bakan kız çaresizce fısıldadı.

 

"Kaan bu havlu ama!"

 

"Kızım bu var bura da başka bir şey yok! Çıkacaksan çık artık! Yemin ediyorum sabrım taşmak üzere!" Kocasının uzattığı havluyu sertçe çekip aldı elinden. Bedenine sararlrn bir tarfatan da homurdandı.

 

"Çok kötüsün! Adi pisliğin tekisin! Senden nefret ediyorum!" Karısının sözleri ile Kaan dişlerini kırarcasına sıkarak kapıyı hızla çekince Sarah onun öfkeden kararan yüzüyle hata yaptığını anlamıştı. Karısının bileğini sertçe kavrayan Kaan onun açıkta kalan omuzlarına,gerdanına ve bacaklarına bakmamaya çalışarak sertçe kendine çekip dudaklarına kapandı.

 

Kocasının dudaklarına kapanması ile donup kalan Sarah dudaklarında hissettiği baskıyla girdiği şoktan çıkarken kocasının dudaklarını aralamaya çalışan öpüşünden kurtulmak için hırsla alt dudağını ısırdı. Bu hareketi ile Kaan dan çıkan hırıltı ile kız korkuyla gözlerini kapatırken sırtının sert bir şekilde duvara çarptığını hissetti. Aynı anda havlunun altından kalçasında hissettiği sıcaklıkla irkildi.

 

"Dudaklarını arala!" Kocasının boğuk bir ses tonuyla emredişine gözleri kapalı halde başını olumsuz anlam da iki yana salladı.

 

"Sarahh!" İsmini söyledikten sonra tekrar dudaklarına kapanan kocası alt dudağını ısırınca acıyla araladığı dudaklarından içeri sızan diliyle kız nefes almayı dahi unutmuştu. Kocasının bir eli kalçasında diğeri göğsünde gezinirken dudaklarından ayrılarak tekrar fısıldadı.

 

"Nefes al ve karşılık ver!" Onun komutunu bekliyormuş gibi kız kesik kesik nefesler alıp gözlerini açmadan dişlerinin aradından tısladı.

 

"Karşılık nasıl verilir bilmiyorum lanet olası!" Kaan karısının boynuna küçük bir ısırık bırakarak yüzünde oluşan gülümseme ile dilini ısırdığı yerde gezdirip homurdandı.

 

"Buna sevinsem mi bilemedim!" Dudakları tekrar karısının dudakşarını bulurken üst dudağını emince Sarah bedenin de hissettiği kıpırtılarla dudaklarından kaçan inlemeye mani olamadı. Kocasının kıkırtısı ile kız utançla kızarırken Kaan öpüşünü biraz daha derinleştirdi. Sarah utançtan ne yapacağını bilemezken bedeni ondan bağımızsız hareket etmeye başlamıştı. Dudakları kocasına uyum sağlamak için hareketlenirken içinde hissettiği korku ve heyecan bir birine girmiş bir şekilde elini kocasının göğsüne çıkarıp sıktı ne yapacağını bilmeyerek. Kaan tişörtün üstünden tenine batan tırnaklarla inlerken karısının bedenine sardığı havluyu bir hamle de çekerek yere düşmesini sağladı.

 

Sarah bu ani hareketle utanarak ellerini göğüslerine kapamaya çalışırken ilk defa hissettiği duygularla nasıl tepki vereceğini şaşırırken, aklının ya da mantığının varlığından bile şüphe eder bir hale gelmişti.

 

Kaan'ın da karısından farkı yoktu aslında. O bahçe de karısının gördüğü ilk an ay gibi parlayan beyaz teni ve uzun saçlarını savuruşuyla burnuna dolan o değişik kokusundan sonra istediği tek şey onun tenini hissedip,dudaklarının tadını alabilmekti. Banyoya girdiği an da amacı bu gün yaşadıklarından dolayı onu birazcık korkutmak olsa da aklında hep aynı istek vardı. Sarah'ın kendisinden nefret ettiğini söylemesi ile içindeki istek bir anda öfkeye dönüşmüş karısına hiç istemediği tarz da yaklaşmasına sebep olmuştu. Şimdi ise ne o öfke ne de sormak istediği hesap vardı aklında. Tek istediği karşısında kendisinden utanan karısının teninde kaybolmaktı.

 

Karısının göğsünü kapatan ellerine uzanarak yavaşça çekince Sarah utançla başını eğmiş kızıl dalgalı saçları su misali akmıştı omuzlarından aşağı. Kaan ilk gördüğü andan beri hayran kaldığı saçlara elini uzatarak parmaklarını geçirdi arasına. Islak saçları daha koyu bir kızıllığa bürnmüştü şimdi. Sarah başını utsnçtan kaldıramazken Kaan karısının saçlarını bir omzunda toplayarak açıkta kalan omzuna uzanıp dudaklarını gezdirdi. Dudakları değdiği yeri ateşe verirken göğsüne doğru yol çizerek ucunu ağzına alıp hafifçe ısırdı.

 

Sarah'ın utançtan açmaya korktuğu gözleri kasıklarında hissettiği elektirikle aniden aralanınca Kaan kıkırdayarak ısırdığı yerde dilini gezdirdi. Neye uğradığını şaşıran kız ne yacağını bikmeyerek bakışlarını kocasından kaçırırken bu bedenin de harlanan hiç bilmediği bir ateşle sertçe yutkundu. Kocası biraz önce yaptığı şeyin aynısını diğer göğsünede uygulayınca titreyen bacakları yüzünden düşmekten korkarak kocasının omuzlarına tutundu. Kaan dudaklarının yönünü göbeğine doğru çevirdiğin de Sarah artık bacaklarının onu taşımayacağına kanaat getirmişti. Öyle bir titriyorlardı ki kocasının omuzlarına tutunmasa düşebilirdi. Karısının sendelemesi ile elleri ilr belinden kavrayarak öpücüklerinin yönünü istediği noktadan vazgeçerek tekrar yukarıya doğru çevirdi. Dudaklarına ulaştığında küçük bşr öpücük bırakarak bir hamlede karısını kucağına alırken Sarah beklemediği bu hamleyle kollatını kocasının boynuna doladı korkuyla. Kucağına aldığı karısıyla banyodan çıkarak adımlarını kendi odasına doğru yönlendirirken dudakları istilasına devam ediyordu.

 

Odaya girdiklerin de yatağa yaklaşarak karısını dikkatlice yatağa yaklaştı ve kucağında karısıyla yatağın kenarına oturdu. Sarah farkında olmadan kocasının öpüşüne karşılık verirken Kaan dudaklarını ayırmadan karısını yatağa yatırarak kendi üzerindrki tişörtü hızla çıkartıp fırlattı. Yatağın da ki karısının bedenini hayran bakışlarla süzerken Sarah ta bakışlarını kocasının geniş çıplak göğsünde gezdirdi utanarak. Karısının zümrüt yeşili gözlerindeki buğuyla kendisini utangaçça izlemesi Kaanı biraz daha tahrik ederken üzerine eğilerek boğuk bir sesle fısıldadı.

 

"Karım olmanı istiyorum Sarah!" Kız kocasının sözleri ile anlam veremeyerek onun kehribar rengi gözlerine çekinerek bakıp fısıltıyla karşılık verdi.

 

"Zaten karınım Kaan!" Kaan'ın yüzün de oluşan gülümseme ile Sarah ilk defa onu bu denli sıcak gülerken görmenin şaşkınlığı yüzünden gülüşüne ve yanakların da oluşan iki derin çukura takılıp kaldı.

 

"Benim olmanı,kadınım olmanı istiyorum!" Sarah takıldığı çukurlardan bakışlarını zorlukla çekerek gözlerine baktı.

 

"Allah katın da kocamsın karşı koymam isteğine." Dili böyle söylese de kalbi aralarında bir sevgi bağı olmadan karısı olmak istemiyordu.

 

Kaan gözlerini karısının gözlerine dikerek aradığı şeyi bulmak istercesine inceledi.

 

"Mecburiyetle değil kendi isteğinle benim olmanı istiyorum! Korkudan değil sevginden bana teslim olmanı istiyorum! " Sarah kocasının sözleri ile bir an duraksasa da anında karşılık verdi.

 

"Sen nasıl kendinin kılacaksın beni? Öfkeyle mi? Hırsla mı? Kıskançlıkla mı? Ben Yaralarım sevgiyle sarılsın istiyorum! Seni kışkırtıp mecbur bırakmalarından değil kendi isteğinle gel istiyorum! İlkim olacak adamın bana aşkla dokunmasını istiyorum! Sen şu an bunların hangisi hissiyatı ile brni kadının yapacaksın Kaan!"

 

Yitenumutlar

 

 

Loading...
0%