Yeni Üyelik
3.
Bölüm

İ-D-B-S-3

@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı -Cengiz Özkan -O yar Gelir

 

Düzenlemeden yayınlıyorum yine sizi bekletmek istemedim umarım beğenirsiniz keyifli okumalar 😊😊

 

Derya üzerine giydiği gelinlikle aynanın karşısında kendini süzerken, Kayra'nın dün gece yaptığı öküzlükten sonra böyle bir cezayı hak ettiğini düşünüyordu. İçip içip sarhoş olmakta neyin nesiydi? Oysa dün gece karşısında gözlerine bakarak türkünün sözlerini söylerken bir an acaba demişti, ama onun geberecek kadar içipte sarhoş olduğunu nereden bile bilirdi? Mavi gözleri hırsla parlarken dağınık topuz yaptığı saçına duvağını taktı. O deli böyle bir şeyi çoktan hak etmişti. Duvağı düzeltirken aniden açılan kapıyla o yöne döndü.

 

"Deryaaaa! Kurtar beni! Can güvenliğim yok! Öldürecek beni bu manyak karı! " Derya görmeyi beklemediği en son kişiyi odanın içinde deli danalar gibi dolanıp saklanacak yer ararken şaşkınca onun hareketlerini takip etti. Onun dolapları açıp kapaması, karyolanın altına bakması telaşlı bir şekilde odada dolanması Derya'nın başını döndürürken en son banyoya bakması kızı çıldırtan an olmuştu.

 

"Ayyyy yeter! Delirdin mi be! Başım döndü da! Ne dönüp duruyorsun dolapçı beygiri gibi!? " Dağhan panikle Derya'ya doğru yaklaşıp arkasına geçti ve omzunun üzerinden başını uzatarak Derya'ya telaşla cevap verdi?

 

"Ben değil ama," işaret parmağı ile kapıyı göstererek sözlerine devam etti. " Senin o arkadaşın olacak kız delirmiş olmalı! " Dağhan'ın neyden bahsettiğini anlamayan Derya kaşlarını çatarak ona doğru dönmek istesede Dağhan kollarından sıkıca kavrayarak izin vermedi. " Sakla beni kurbanın olayım Derya! Elinde silah var öldürecek beni bu genç yaşımda! "

 

"Uyyy! Kim öldürecek!?" Dağhan tam ağzını açıp cevap verecektiki kapının sert bir şekilde yumruklanması ve Loya'nın ortalığı ayağa kaldıran sesini duyması ile gözleri irice açıldı.

 

"Çik uşak çik dişari! Ula ben seni furmazmiyum!? Ula sen ne ettiğuni saniysun!? Beni hercün yiyiştuğin, oynaştuğin kizlardan mi sandin gaybana kalasica! "Derya'nın gözle fal taşı gibi açılırken dehşete düşmüş bir tavırla sordu?

 

"Ne yaptın kıza!?" Derya'nın başındaki duvağı yüzünü gizlemek istercesine kapatan Dağhan ağlamaklı bir ses tonuyla cevap verdi.

 

"Ah bende bir hatırlasam ne yaptığımı! En son hatırladığım dün kına yakılırken senin yanında bir melek gibi huzme saçtığıydı! Ben çok hoşlanmıştım! Fırsatını bulduğum anda bir köşede konuşmak için sıkıştırdım! Çok içmişim sonrasını hatırlamıyorum! Bir gecede bu kızın içine şeytan mı kaçtı da! "Derya Dağha'nın nefes almadan yaptığı açıklama dan sonra duvağını ondan kurtararak çemkirdi.

 

"Pok iç! Hepiniz pok için! Önce zıkkımlanıyorsunuz sonra ne halt yediğimizi hatırlamıyorsunuz! Oh ne ala memleket be! "

 

"Ya kızım seninki içince bir şey yok ben içincemi kabahat oldu!? "Derya kollarını sertçe silkeleyerek kurtardı Dağhan'ın ellerinden bir adım geri çekilerek öfkeyle yüzüne baktı.

 

"Seninde Kayra denilen o öküzünde andırı kopsun emi! Çık dışarı ne bok yediysen yüzleş kızla! " Dağhan gördüğü görüntü karşısında şok olurken kapı tekrar yumruklanmaya başlamıştı.

 

"Kayra seni kesecek! Ve unutmaki bende bir lazım! Kızım sanane benim andırımdan şeyimden ya! Öyle beddua mı olur!?"

 

"Kayra Enişte! Kayra Enişte!" Kapının arkasından Loya'nın sesi tekrar yükselirken söylediği sözlerle ikili bir, birine anlam veremeyerek baktı. O anda dışardan gelen ikinci sesle Dağhan tekrar paniğe kapılırken bu defa Derya'yı da bir telaş sarmıştı.

 

"Ne var kız!? Niye yırtıyorsun bir yerlerini ateşe düşmüş gibi!?" Kayra papyonunu düzelterek gelirken Loya elindeki silahla kapıyı gösterince Kayra tekrar konuştu. "Ulan topunuz mu manyaksınız anlamadım ki! Ne o aşiretten gelin alanlar gibi elinde silahla kapıya dikildin!?" Kız tek gözünü kısarak elindeki silahla Kayra'nın gögsünü dürttü.

 

"Aşiretten gelin alanları bilmem ama içerdeki ırz düşmanını bir an önce çıkartmazsan senin alacak bir gelininde olmayacak Enişte! "Kayra önce anlam veremeyerek kızın yüzüne baktı, sonra kapıya baktı yavaş yavaş gözleri kararırken şüpheyle sordu.

 

"Kim var içeride kız!? " Loya kapıya döndü ve dudaklarını öfkeyle ısırarak başını salladı.

 

"Irz düşmanı, sapık, kari düşkünü! Gözleri oynak hamsi gibi bir o yana, derken gözlerini sağa çevirdi. Daha sonra tekrar Kayra'ya doğru çevirerek sözlerine devam etti. Bir bu yana dönen namussuz yok mu? Hani şu şişmanların küçük oğlu Dağhan! Aha o vardır içerde! " Loya'nın sözleri ile bu defa gözü dönen Kayra olmuştu. Fakat onun ki içinde büyüyen tarif edemediği duygudan kaynaklanıyordu. Kapıya bakarak dişlerinin arasından tısladı.

 

"Senin kopardığın yaygaraya rağmen niye açılmadı bu lanet kapı!? Ne halt ediyor bunlar içerde!? " Kız tek kaşını kaldırarak Kayra'ya kınarcasına bir bakış attı.

 

"Bağa bak Enişte deduk bağrumiza bastuk! Ha senunde pekmezuni akıtmayayum şuraya! Ha sen benum kardaşumun namusundan şüpha mi eduyisun? Ha Derya senun bilduğun o namusi bitli galik karilara benzamaz! Bunu da boyla bil!" Başını tekrar yana doğru sallayan kız sözlerine devam etti. " Haçen o kil kurdindan emun değilum! Her an her şay yapabilur irz düşmani!" Kayara kızın bir lazca bir normal şiveyle konuşmasında ve sözlerinde takılı kalırken kız elindeki silahı gözlerinin önünde sallayarak çemkirdi. " Haçen kapuyi kilutlemuş da! Ne dikileyisun karşi ormanin çifte çami gibi?" Kayra kilit lafını duyar duymaz kendine gelirken kızın elindeki silahı hursla bir hamlede çekip alarak homurdandı.

 

"Ver şunu ikidebir sallayıp durma şeytan dolduracak!"Kızın elinden aldığı silahı beline takarken kendi kendine homurdandı. "Allahım havasından mı suyundan mı bunların hepsi deli! Benim ne günahım vardı da beni bu delilerle sınıyorsun!? Sen aklıma mukayyet ol yarabbim!"

 

"Amin! " Loya'nın sözünden sonra ters bakışlarını ona çevirerek elinin tersiyle kenara doğru itti kızı.

 

"Çekil şuradan! Bir de amin diyor!" Kızı kenara ittikten sonra bir iki adım giderek kapıya doğru var gücüyle yüklendi. Kilit kırılıp kapı açılırken Kayra hızla içeri girdi ve karşısındaki ikiliye baka kaldı. Derya üzerinde bir çarşafla dikilirken Dağhan onun arkasına saklanmaya çalışıyordu. Bakışları ikili arasında kısa bir an gidip gelirken Dağhan panikle açıklama yapmaya başladı.

 

"Kayra düşündüğün gibi bir şey yok! Sen yanlış anladın kardeşim! Ben o arkandaki manyaktan kaçarken saklanmak için girdim bu odaya! Onu girmesin diye de kapıyı kilitledim! Yeminle anladığın tarzda bir şey geçmedş Derya ile aramda! " Kayra'nın gözleri öfkeyle daha çok kararırken Derya korkudan sertçe yutkundu. "Kayra yemin ederim bir şey olmadı lan! Ben dün gece çok içince Loya ile aramda bir şeyler olmuş ama brn hiç bir şey hatırlamıyorum! Bu deli de oyüzden öldüreceğim diye elinde silahla peşime düşğnce buraya sığındım durum bundan ibaret kardeşim! "

 

"Uyyy! Daha hiç bir şey hatırlamıyorum diyor! Ula sen değil miydin seni alacağım evlen benimle diyen!? Sonra da helalimsin deyip şak diye alnımdan öpen! Ula herkes gördü sen benim namusumlamı oynuyorsun!? "

 

"Loya ! Bak sakin ol! Hatırlamıyorum! Sen böyle üstüme geldikçe de hatırlayamam! Bi rahat bırak ya! Bi kendime geleyim sonra konuşuruz bunları! Hem bütün gece kapıda elinde silahla beklemenin alemine kızım ya!Hem her öptüğümüzü nikahımıza alsaydık ohook! "

 

"Uyyy! Ver Enişte silahimi! Haçen öldüreceğum oni! " Kayra üzerine doğru atlayan kızı zorla zapt ederken kapıda kendilerini şaşkınca izleyen Tuğra'ya seslendi.

 

"Ne bakıyorsun lan orada al şu manyağı başımdan! " Tuğra şaşkınca başını sallayarak hızla içeriye girdi ve kızı zorlada olsa dışarıya çıkarmayı başardı. Çıkan kızın ardından Dağhan da Derya'nın arkasından çıkarak sırıttı.

 

"Allah razı olsun kardeşim! Az daha öldürecek ti beni manyak! " Kayra, Dağhan'a öldürücü bakışlarını atarak kükredi.

 

"Çık lan sende dışarı! "

 

"Ne Hayatta çıkmam! Can güvenliğim yok bi kere kardeşim!" Dağhan'ın üzerine doğru yürüyen Kayra kolundan tutarak kapıyq doğru homurdanarak sürükledi.

 

"Ulan çıkmayıp ne bok yiyeceksin!? Gerdeğe seninlemi gireceğim şerefsiz!"

 

"Kayra bak bi dinle! Öldürecek lan! " Kayra, Dağhan'ı kapıya atarak ceketinin yakalarını düzeltti.

 

"İsabet olur! O boku yemeden önce düşünecektin! "

 

"Lan ne bok yemi... " Daha fazla Dağhan'ın yakarışlarını dinlemeyen Kayra kapıyı suratına çarpıp homurdanarak Derya ya döndü.

 

"Siktiğimin şerefsizi! Biz adet, töre bilmeden yediğimiz haltın arkasında duralım sen adetini töreni bilirken yediğin boku temizleme! Alemin salağı ben miyim lan!?" Derya sesini ıkartmadan olup biteni izliyordu. Biliyorduki ağzını açtığı an Kayra ona patlayacaktı. O yüzden bu durumda susmak en akıllıca olanıydı. Tabi Kayra onuda paylamasaydı.

 

"Sen ne halt yemeye kitlemiyorsun kapıyı!? Yol geçen hanımı kızım burası!? Gelen giden giriyor! "

 

"Kilitli halini de gördük! Girmek isteyene kilit ne desin?" Yüzünü buruşturan Kayra nişanlısına doğru bir adım atarak homurdandı.

 

"Elin dangalağı benim nişanlımın odasına girince suç değil ama içerde ne boklar yediğinizi bile bilmeyen benim kapıyı kırmam suç öyle mi? Oradan bakınca pezevenge benzer bir halim mi var!? " Derya çenesini yukarı doğru dikerek tısladı.

 

"Buradan bakınca ayıya benzer bir halin var Kayra! Ne demeye kırıyorsun kapıyı ya çıplak olsaydım!?"

 

"Ne! Ulan yanında o piç varken çıplak mıydın sen!?"Bakışları Derya'yı baştan aşağı süzerken onun çarşafa sıkı sıkı sarılmış hali ile gözleri şüpheyle kısıldı! Laf sokacağım derken kırdığı potun farkına yeni varan Derya dudaklarını korkuyla dilşerken Kayra'nın sert sesiyle yerinde sıçradı.

 

"Aç çarşafı! " Omuzlarını silerek başını olumsuz anlamda sallayan Derya kısık sesle fısıldadı.

 

"Açmam! "

 

"Derya aç şu çarşafı! " Derya tekrar başını sallarken Kayra burnunun dibine kadar girerek öfkeden gerilen yüzüyle dişlerinin arasından tıslarcasına konuştu.

 

"O itin yanında çıplak mıydın sen!?" Derya tekrar başını olumsuz anlamda sallarken Kayra'nın dişlerini sıkmasından dolayı çıkan o iç gıcıklayıcı sesi duyduğuna yemin ede bilirdi. Kayra'nın inanmayan bakışları kızın üzerinde dolanırken emredercesine tekrar konuştu." Sana aç şu çarşafı dedim! Beni çıldırtma!"

 

"Kayra vallahi çıplak değilim! Sadece... " O gelinliği giydiği için bin pişman olmuştu işte şimdi. Ne dese ne yapsa Kayra'nın öfkesinin geçmeyeceğin den adı kadar emindi. Zaten ne demeye hep burnunun dikine gidiyordu ki? Kesin öldürecekti bu deli onu. Keşke hiç giymeseydim diye düşünürken Kayra'nın kükreyişiyle yerinde sıçradı.

 

"Sadece ne! Aç şu çarşafı kendi gözlerim le göreceğim!" Derya korkuyla bir adım gerileyince Kayra çarşafın ucundan ani bir hamle yapıp çekerek Derya'nın üzerinden sıyırdı. Gördüğü görüntü karşısında kan beynine sıçrarken kız durumu toparlamak adına panikle konuştu.

 

"Görmedi! Yani gördü de öyle detaylı görmedi! Zaten Loya'nın korkusuna hiç bir şeyi görecek durumda değil di ki o! " Kayra üzerine doğru geldikçe Derya geriye doğru kaçıyordu. En sonunda sırtı duvara çarpınca kaçacak yeri kalmadığını anlayarak çaresizce gözlerini kapattı. Ölümü bekleyen idam mahkumları gibi Kayra'nın hamlesini beklerken yüzünde hissettiği sıcak nefesle gözlerini korkarak yavaşça açtı. Görmeyi beklediği öfke dolu gözlerken Kayra'nın gözlerinde daha değişik bir duygu vardı. Sıcak nefesi kızın yüzüne çarparken boğuklaşan sesiyle konuştu Kayra.

 

"Ben sana bunu giyemezssin demedim mi?" Dudağının alt köşesini korkuyla dişleyen kız ürkekçe başını salladı. " Hangi ara aldın bunu? Ve benim seçtiğim gelinlik nerede? " Hayatında ilk defa Kayra'nın sakinliği karşısında korkuyordu. Onun tanıdığı Kayra bu gelinliği parçalayarak çıkarır, üzerine birde elalemin içinde ibreti alem olsun diye yakardı.

 

"O... O gün aldım! Ömrüm de bir kere evleneceğim istediğim gelinliği giymek benim de hakkım değil mi? " Biraz duygu sömürüsü yaparak Kayra'yı yumuşata bilirdi belki.

 

"Ömründe bir kere!? " Kayra'nın dudakları işittiği sözlerin memnuniyeti ile kıvrılmaya yön tutsada hemen kendini toparlayarak ciddiyetini korudu.

 

"Evet ömrümde bir kere! " Bir kere evlenecek olabilirdi ama kesinlikle böyle bir gelinlikle değil di. O gün sırf Kayra'ya inat olsun diye almış, dünkü olayın kızgınlığı ile de giymişti bu saçma şeyi. Kayra başını yerden kaldıramayan kızı baştan aşağı tekrar süzdü. Fantazi bir gecelikten farkı olmayan bu şeyi Derya'nın üzerinde görünce hoşuna gitsede onu bu halde Dağhan denen dingilin görmesi sinirlerini bozuyordu.

 

"Arkanı dön! " Derya başını hızla kaldırırken ürkek bakışları Kayra'yı buldu. "Madem ömründe bir kere giyeceksin, gelinin gelşnliğini çıkartmak ta kocasının görevidir! Dön arkanı! "

 

"Ka... Kayra. Sa... Saçmalama! Ben çıkartırım kendim! Tamam söz senin seçtiğin gelinliği giyeceğim ama ben çıkartırım lütfen! "Kayra'nın dusakları piskopayça bir sırıtışla kıvrılırken başını olumsuz anlamda salladı.

 

"Olmaz!Dağhan piçinin karşısına böyle çıkmanın bir cezası olmalı! Dön arkanı! " Derya yerinden kıpırdayamazken Kayra tehditkar bir şekilde tekrar konuştu. "Ya şimdi arkanı dönersin,ben o lanet fermuarı açar bu gelinliği çıkarırım, yada Yunus Baba'ya hesap vermek zorunda kalırsın! "Derya babasının adını duyunca sertçe yutkundu. Kesinlikle bu gelinliği giymekle hata etmişti. Eğer babası onu bu halde görürse liğme liğme doğrar, parçalarınıda Karadeniz'i bırak,Atlantik okyanusunda yaşayan vahşi balıklara yem ederdi. Ne büyük aptallık yapmıştı ama! Kayra'nın gözlerine yalvarırcasına baksada el mahkum arkasını döndü. Nefesini tutup nişanlısının fermuarı indirmesini beklerken içinden intikam yeminleri etmeyi de ihmal etmiyordu. Hem o Dağhan denen şebek ten, hem de Kayra denen Arizona kerten kelesinden intikamını alacaktı. Kayra'nın yüzünde,itatkar bir şekilde arkasını dönen kızın haliyle pis bir sırıtış peydah oldu. Elini yavaşça fermuara uzattı ve indirmeye başladı. Derya'nın pürüzsüz beyaz cildi gözünün önüne serildikçe vücudunu saran ateş büyük bir hata yaptığının göstergesi gibiydi sanki. Elleri titrerken zorda olsa fermuarı indirdi ve kızın kulağına yaklaşarak nefesini üfleyip fısıldadı.

 

"Bir daha bana karşı gelmemeyi umarım aklının bir köşesine not etmişsindir laz delisi! Bir dahaki sefere bu kadar insaflı davranmam!" Derya teninde hissettiği sıcak nefesle eriyecek dereceye gelirken Kayra'nın ne söylediğinin bilincinde bile değildi. Sesli bir şekilde yutkunurken Kayra'nın da ondan farkı yoktu. Ellerini kızın tenine dokundurmamak için kendiyle büyük bir çaba içerisindeydi. " Şimdi ben odadan çıkacağım ve sen benim seçtiğim gelinliği giyeceksin!Aşağıda bizi bekliyorlar, acele etsen iyi olur!" Sözleri nin bitiren Kayra zoraki bir şekilde kapıya doğru bir adım atmıştıki tekrar Derya'ya döndü ve onun utançtan kırmızıya dönen beyaz tenini baştan aşağı süzerek sinsice sırıttı. " Bu arada sakın bir daha benimle inatlaşma bu defa elimden kurtulamazsın! Bu defa sadece soymakla kalmam haberin olsun güzelim! Kapıda bekliyorum fazla uzun sürmesin işin!" Diyerek çapkınca göz kırptı. Bacakları titrerken Derya hipnoz olmuşcasına başını sallayarak Kayra'nın sözlerini onayladı. Onun itatkar hali ile Kayra küçük bir kahkaha atarak dışarı çıktı. Kayra'nın çıkışı ile Derya tuttuğu nefesini bırakırken elini göğsüne bastırarak homurdandı.

 

"Az daha ölecektim! O da neyin nesiydi!?" Üzerindeki gelinliği hızla çıkardı ve yatağın üzerine atarak ellerini beline koyup gelinliğe doğru çemkirdi. "Her şey senin suçun lanet olasıca! Senin yüzünden tükürdüğümü yalamak zorunda kaldım! Sen bana o vitrinde göz kırpıp aklıma şeytani fikirler sokmasaydın melek gibi olan ben asla böyle bir şey yapmazdım! "

 

"Deli diyorum kimse inan mıyor! Melek miş ulan sen şeytanın vücut bulmuş halisin deli karı! Bırak gelinlikle muhabbet etmeyi de acele et biraz! " Olduğu yerde tepinen Derya sessizce Kayra'nın taklidini yapıp dolaba doğru yürüdü.

 

"Seninde sıran gelecek Kayra Bey! Elbet elime düşeceksin! Bekle, bekle sen! Sırık ne olacak! " Derya sessizce homurdanarak Kayra'nın seçtiği gelinliği giydi ve aynada kendini kontrol ederek sırıttı. "Türkan Şoray gibi kadınım vesselam! Allah'ım özene bezene yarattın anladıkta bahtıma neden bir Kadir İnanır değil de Erol taş gibi bir adam yazdın!?" Kapıya doğru ilerledi ve açarak dışarı çıktı. Kayra karşısındaki kızı memnun bir yüz ifadesi ile süzerek kolunu uzatıp bekledi. Derya gözlerini devirerek onun uzattığı koluna girerken bu defa homurdanma sırası Kayra'da idi.

 

"Ben Allah'a isyan ediyor muyum hiç!? Aklı Suzan Avcı gibi entrikalarla dolu bir kadını neden bahtıma yazdın diye? Bence sen önce bunu düşün! " Gözlerini şaşkınca kırpıştıran kız merdivenlerden inerken etrafına sahte gülücükler saçarak dişlerinin arasından tısladı.

 

"Benim kafamın tasını attırma yemin ederim şurada çıkar Banu Alkan edasıyla neremi neremi diye tepinirim! "Kayra'da tıpkı yanındaki kız gibi etrafına gülümseyerek dişlerinin arasından tısladı.

 

"Hele bir dene! Nuri Alço gibi gazozuna ilaç atarak,seni yatağa atıp Grey fantazilerinin beş katını üzerinde denemeyen en adi şerefsiz! " Derya işittiği sözlerle son basamakta ayağı takılıp sendelerken Kayra hafifçe kıkırdayarak sözlerine devam etti. " Bakıyorumda fantazi lafını duyunca elin ayağın bir birine dolaştı. Korkma sana elimi sürecek kadar delirmedim daha! " Derya içinde bir yerlerin kırıldığını hissederken bakışlarındaki kırgınlığı gizlemeden karşılık verdi yanındaki adama.

 

"Sen ne sevgisiz, ne sevimsiz bir adamsın ya! Ben de bana dokunsa diye dört gözle seni beklemiyordum sanki! Kendini boy aynasında görüyorsun sanırım!"Etraftakiler pür dikkat ikiliyi izlerken onların tartışır gibi olan hallerini endişeyle izlediler. Derya bakışlarını kısıp çemkirircesine sözlerine devam etti. " En kısa zamanda seni boşayacağım duydun mu beni!? İşte o zaman hayallerimin aşkını koluma takınca pişman olan sen olacaksın! " Tartışan ikili nikah masasına gelince Kayra geri çekilerek Derya'nın oturacağı sandalyeyi hafifçe çekti ve oturmasına yardım ederken kulağına fısıldadı.

 

"Hayal aleminden çık güzelim! İki sene önce beni o hayal aleminden çıkardın fakat sen kendin takılı kaldın sanırım! Sevgi, aşk diye bir şey olsaydı şu an yanında ben değil aylardır Nick diye kıçını yırttığın Piç olurdu! " Öfkesi iyice kabaran kız tam ağzını açıp yanına oturan adama saydıracaktı ki Annesi ve Azra Teyzesinin endişeli bir şekilde kendilerine yaklaştığını görünce yüzüne sahte bir sırıtış takındı. Azra bakışlarını kısarak ikilinin üzerinde gezdirdi ve şüpheyle sordu.

 

"Bir sorun mu var çocuklar? "

 

"Yok Anneciğim ne sorunu? Sadece Derya biraz midesini bozmuşta onu konuşuyorduk. " Deniz endişeli bir şekilde, pişkince sırıtan Kayra'ya şaşkınca bakan kızına yaklaştı ve elini alnına koyarak ateşine bakıp konuştu.

 

"İyi misin Annem? Neyin var!? " Şaşkın bakışlarını Annesine çevirerek sırıttı.

 

"İyiyim anne! Geçti zaten! Hatta o kadar iyiyim ki şu an kalkıp saatlerce horon tepe bilirim o denli yani! " Azra gelinin sözleri ile kıkırdarken Deniz de kızının haline gülümsemekle yetindi. Etrafta bakışlarını gezdiren Derya aradığı kişiyi göremeyince üzgün bir şekilde konuştu.

 

"Simay gelmedi mi daha!? " Azra kolundaki saate baktı ve cevap verdi gelinine.

 

"Biz annesiyle konuştuk onlar gelemiyor fakat Simay yarım saat önce havalimanına inmiş. On beş dakikaya burada olur sanırım."

 

"Aman ne hoş! Gelsin tabi kambersiz düğün olur mu hiç!? Babası hastanede yatsın kızı düğünlerde Fink atsın! " Azra oğluna onaylamaz bakışlarını atarak uyarırcasına söylendi.

 

"Kayraa! Duymamış olayım oğlum! Üstelik babasının durumu gayet iyi! Ufak bir ameliyattı o kadar! Kız arkadaşının en mutlu gününde yanlızmı bıraksın gelinimi!? " Kayra eliyle ağzına gizli bir fermuar çekerek bakışlarını horon tepenlere çevirdi. Deniz, kızının kulağına yaklaşarak fısıldadı.

 

"Loya ve Dağhan meselesi için ablan ve Enişten ler kızın evine gittiler.Ablana ihtiyacın olursa, Zeynep veya diğerlerine işaret vermen yeterli tatlım. " Derya başını sallayarak annesini onaylarken bu defa Azra eğilerek diğer kulağına fısıldadı.

 

"Kayra böyle öküzlükler yaptığı takdirde haddini bildir arkandayım canım! Unutma kadın dayanışması geniş ailemizin bu güne kadar çiğnenmeyen tek kuralıdır! Ne zaman ihtiyacın olursa yanındayız! Diyerek göz kırptı ve Deniz'le gülümseyerek ikilinin yanından ayrıldı.

 

"Derya yıllardır bir birine destek olan kadınlara imrenerek bakarken Kayra'nın homurdanması ile ona döndü.

 

"On beşlik kız gibi niye fingirdeşiyor bunlar!? " Diyerek annesi ve Deniz'i işaret etti çattığı kaşları ile ve tehditkar bir tavırla konuştu. " Derya bak yıllar önce annem ve yandaşlarının, babam ve zavallı arkadaşlarına çektirdiklerini biliyorum, sakın onların aklına uyupta bana oyun oynamaya kalkma ben babam ve arkadaşları gibi öyle ezaya cefaya gelemem sonu kötü olur ayağını denk al! " Yüzünü buruşturan kız umursamaz bir şekilde cevap verdi.

 

"Şu ağzından tehtitten başka bir şey çıksa dişimi kıracağım be! Merak etme ben annemler gibi oyun la entrikayla uğraşacak kadar sabırlı değilim! Üstelik onlar aşık oldukları adamlar için yapmış onca şeyi. Ben sana aşık olmadığıma göre, bütün hünerlerimi, maharetimi aşık olduğum adama saklıyorum o yüzden korkmana gerek yok!" Diyerek sinsice sırıttı. Kayra'nın yüzü şekilden şekle girerken Derya sözlerine devam etti. " Bu arada gelinlik içinde teşekkür ederim! " Kızın sözlerine anlam veremeyen Kayra sözlerinin devamını beklerken Derya tekrar konuştu. " Eğer sen bu gelinliği almasaydın ben diğerini giymek zorunda kalacaktım. Babam da o gelinliği bir güzel yakacaktı. Bende aşık olduğum adam için o nadide parçayı saklayıp en özel günümde giyemeyecektim! " Gözlerine sahte bir minnet ifadesi yerleştirerek Kayra'nın öfkeden alnında atan damarı zevkle izledi. "Gerçekten çok teşekkür ederim!"

 

"Nerede o lanet gelinlik! " Dişlerinin arasından tıslayan Kayra sakin olmaya çalışsada bu kız damarına basacak bir şey illaki buluyordu.

 

"Dedim ya sakladım. "Derya onun kararan gözlerindeki öfkeyle Şirince sırıtırken Kayra tekrar tısladı.

 

"Derya çıldırtma beni o gelinliği yaktırtma bana! "

 

"Yaktırmam! Hem ne hakla yakıyor muşsun!? Belki bir gün Nick la evlenirim diye saklıyorum ben onu! Hayatın neler getireceği bellimi olur!?"

 

"Lan siktirtme Nick'ını! Allahın delisi evleniyor hâlâ Nick derdinde! Ne var lan bu Nick ta!? İki sikik kas için mi dilinden düşmüyor bu Nick piçi?" Derya, Kayra'nın haline gülmemek için başını yana doğru çevirmiştiki karşıdan gelen kişiyi görmesi ile ağzı beş karış açık kaldı. Elinin altındaki sertliği sıkarken Kayra kızın tepkisine anlam veremeyerek kolunu sıkan ele çevirdi bakışlarını ve homurdanmaya devam etti. " Ne o şimdide Nick piçiyle benim kaslarımı mı kıyaslamaya başladın!?"

 

"Aman Allahım sana geliyorum!" Kayra, kızın halinden tırsarak endişeyle konuştu.

 

"Derya iyi misin!? Bir yerine bir şey mi oldu!? Kızım cevap versene!? " Telaşla Derya'yı incelerken masanın başına gelen Simay ve yanındaki adama çevirdi endişeli bakışlarını. Bu kız yeni sevgilimi yapmıştı? Eğer öyleyse onu buraya getirmekle hiç iyi etmemişti zira biraz sonra bu adamın parçaları bile kalmayacaktı ortada. Kızların Simay'ın yanındaki ultura yakışıklı adama olan bakışlarını fark eden Kayra bir den aklına düşen şüpheyle bakışlarını Derya'ya çevirmiştiki onunda aynı hayran bakışlarla karşısındaki sırıtan adama baktığını gördü. İçine yerleşen o sinir bozucu duyguyu bastırmaya çalışırken adamın değişik bir aksanla konuşması dikkatini çekti.

 

"Merhaba Derya! " Derya yavaşça yerinden kalkarak heyecandan titreyen elini karşısında kendisine elini uzatan adama uzattı ve titreyen sesiyle konuştu.

 

"Merhaba! " Derya gördüğü manzaraya hala inanamazken koluna bir çimdik attı. Kayra onun bu tuhaf hareketi karşısında yüzünü buruşturarak bakışlarını ona çevirirken o sözlerine devam etti. "Allahım rüya değil! Na... Nasıl olur bu? " Tuhaf hareketleri ve tuhaf sözleri Kayra'yı meraktan çatlatacak noktaya getirirken bakışlarını tekrar adama çevirerek çattığı kaşları ile süzdü. Kimdi bu adam? Bu delinin eli ayağı adamı görünce neden bir birine dolanmıştı? Adamın kara kaşı kara gözü esmer teni ve giydiği beyaz tişörtten bile belli olan kasları Derya'nın bu adamı nereden tanıdığı sorusunu getirdi aklına. Aksanına bakılırsa belliki yabancıydı. Sporla ilgili olduğu sağlam vücudundan belliydi ve bu adam kimdi? Kayra bunları düşünürken diğer taraf muhabbete koyulmuştu bile. Derya'nın hayranlıkla bakan gözlerine karşısındaki adamında açık bir beğeniyle bakması Kayra'yı tanımadığı adama karşı öfkelendirmeye başlamıştı.

 

"Ünlü bir firma annemden katolog çekimini yapmasını istemiş. Annem önce babamın ameliyatından dolayı red etsede mankenin o olduğunu duyunca sırf sana süpriz yapmak için kabul etti." Simay'ın sözleri Kayra'nın içine küçük değil büyük bir şüpheyi düşürürken kız sözlerine devam etti. "Gerçi annem sadece şansını denedi. Nick'a senden ve ona olan büyük hayranlığından bahsedince oda seni tanımak istedi. Sonuç düğün günü sana süpriz yaptık tatlım. " Simay ve Derya kıkırdarken Kayra duyduğu isimle donup kalmıştı. Ne demişti bu kız? Nick mı? Bütün bedenini saran o yakıcı duygu karşısındaki adamı gördükçe dahada büyüyordu. Bir insanın hiç mi kusuru olmazdı arkadaş? Ne demeye sırıtıp duruyordu bu Piç? O yakışıklı yüzüne unutamayacağı bir kusur bırakırdı ama Derya kendini kıskandığını düşünüp havalara girerdi. O yüzden sessiz kalmak en iyisiydi. Ayağıyla ritim tutarken adamın kendisini işaret ederek aksanlı bir şekilde konuşması ile kulaklarını kabarttı.

 

"Bence eşin çok şanslı bir adam. Senin gibi bir güzelliği hak etmek için çok uğraşmış olmalı. " Kayra kendinden bahsedildiğini ve adamın sözlerinin altında yatan imayı fark edince gözlerindeki meydan okumayla Derya'nın eline uzanarak sıkıca kavradı ve karşısındaki yunan tanrısına karşılık verdi.

 

"Evet şanslıyım! Hatta o kadar şanslıyım ki hak ettiğim bu şansa, asılmaya çalışan itlere hak ettiği dersi verecek kadar şanslı hissediyorum kendimi! "Simay, Kayra'nın tepkisi ile kıkırdarken Derya yaptığı kabalık karşısında nişanlısının gözlerine uyarırcasına bakarak dürttü. Adam işittiği sözler karşısında yüzünü buruşturarak Kayra'yı inceledi ve Derya'ya dönerek homurdandı.

 

"Kaba birisi! Senin gibi bir güzelliğin yanında nasıl desem ımmm asık suratlı bir bostan korkuluğu gibi duruyor! "Kayra adamın yaptığı benzetme karşısında öfkeyle yumruklarını sıkarken,Derya ve Simay kıkırdamış ve Kayra'nın ters bakışları ile karşılaşınca hemen susmak zorunda kalmışlardı."Keşke bazı şeyler için bu denli geç kalmış olmasak! " Yüzündeki pişkin sırıtışla çapkınca göz kırpan adam kızların yüreğini hoplatıp Kayra'nın son sabır kırıntılarını tükettiğinden habersiz devam etti. "Tanrıya yemin ederim ki senin gibi bir güzelliği mutlu etmek için elimden geleni yapardım! "Derya utanarak bakışlarını kaçırırken Kayra karşısındaki adama uyuz olmanın verdiği sinirle burnundan soluyarak homurdandı.

 

"Biz de gavura kız vermek caiz değil dir koçum!"Elini makas gibi oynatarak sinsice sırıttı. " Yani sünnetsiz olduğun için baştan kaybederdin!Gerçi biraz daha nişanlıma asılmaya devam edersen o sorunu kökten halledeceğim haberin olsun! "Etrafta düğün eğlencesi cümbüş devam ederken Kayra diğerlerini kontrol etti bakışları ile. Hepsi sanki bu günü bekliyormuş gibi iki gündür oyun alanından inmezken bu gün Kayra'yı şaşırtmamışlardı. Zaten lazım oldukları zaman bir boka yaramazlardı. Bakışlarını saz çalan Emir'e çevirdi. Onun da Zeynep'e öldürücü bakışlar attığını görünce Zeynep'in odak noktasının kim olduğunu anlaması da uzun sürmedi. Hayal, Mehmet le bir tartışma içerisindeyken, Ablaları ve Güney anlam veremediği bir şeyle meşkullerdi. Kimseden fayda yoktu iş başa düşmüştü. Bu adamı bir an önce tehlikeli bölgeden uzaklaştırmalıydı yoksa elinde kalacaktı.

 

"Sünnet sorun değil! Böyle bir kız için ona bile razı olurum ben!" Bakışlarını Derya'ya çevirerek muzipçe göz kırptı. " Eğer nikah kıyılmadan kararını değiştirirsen bir işaretin yeterli güzelim! Seni kaçırırım! " Simay ve Derya gözlerine araba farı tutulmuş tavşan gibi baka kalırken Kayra ileriye doğru atılarak adamın burnun dibine sokulup tehdit edercesine tısladı.

 

"Kimi kaçırıyorsun lan sen!? Hele bi dene bakalım buradan sağ çıka biliyor musun?" Kayra'nın öfke ve kıskançlıktan alev, alev yanan gözlerine bakıp pişkince gülen adam muzip bir şekilde cevap verdi.

 

"Sakin ol dostum! Sadece düğün iptal olursa diye şansımı denemek istemiştim! Gerçi sözlerimin arkasındayım hâlâ." Diyerek Derya'ya bakıp yandan bir gülüş sununca Kayra homurdanarak kendine hakim olmaya çalıştı. Kaç gündür yeterince rezillik yaşamışlardı bir tane daha yaşamak istemediği için karşısındaki adamı sert bir ses tonuyla uyardı.

 

"Siktir git! Bir de dostum diyor şerefsiz! Ulan senin gelmişini geçmişini yedi ceddini si... " Derya panikle Kayra'nın ağzını kapatırken Nick'a doğru sırıtarak konuştu.

 

"Üzgünüm ama düğünü iptal etme gibi bir şansım yok! Ama nikah şahidimiz olursan bizi çok mutlu edersin, uyaran bakışlarını Kayra'ya çevirerek işaret verdi. "Çok mutlu oluruz değil mi sevgilim!? " Kayra'nın gözleri işittiği hitap şekli ile parlarken dudaklarındaki elin avuç içinde dilini gezdirerek Derya'nın elektirik çarpmış gibi hızla elini ağzından çekmesine neden oldu. Öfkeli kara gözleri Derya'nın deniz mavisi gözlerinde dolanırken dişlerini sıkarak sessizce homurdandı.

 

"Ne şahidin den bahsediyorsun sen!? Bu adamı şahit diye o masaya otutturursan, öldürürüm! Üstüne de gider bunun vavktizini yapan papazı bulup cenaze ayininde en ön sıra da yerimi alırım!"

 

"Yapamazssın! " Derya inanmayan gözlerle Kayra'ya bakarken o piskopatça sırıttı.

 

"Öyle bir yaparım ki sen bile şaşırırsın!"Gözleri ile karşısındaki adama öldürücü bakışlar atan diğer erkekleri işaret ederek sözlerine devam etti. " Görüyorsun ki, bu dallamayı şu an öldürmek için can atan sadece ben değilim. Bana zevkle yardım edecek suç ortakları var! " Derya bakışlarını Kayra'nın işaret ettiği yöne çevirdi ve o an Emir, Mehmet,Kerim, Eren, Kağan ve Tuğra'nın avına odaklanan bir Aslan misali Nick'ı izlediğini farketti. Gördüğü diğer kişi ise en büyük şoku yaşamasına sebepti.

 

"Buna ne oluyor be! Daha bir saat önce korkudan girecek delik ararken şimdi ne olduda bir panter edasıyla gerim, gerim geriliyor! " Diyerek hangi ara geldiğini anlamadığı Dağhan'ı süzdü. Kayra'nın sinsi sırıtışı ile ürkek bakışlarını ona çevirerek endişeyle konuştu.

 

"Ta.. Tamam! Ama şunu bilki başına iş açacağın yada rezillik çıkacağı korkusundan değil, bu yunan tanrısına zarar gelmesine gönlüm el vermediği için geri adım atıyorum! Yoksa umrumda falan değilsin yani! "

 

"Deryaaa! Daha fazla sabrımı sınama! Yolla şu iti! Gözüm görmesin! "Bu gün ne kadarda çok yenik düşmüştü bu manyağa! Babası ve diğerleri de durumdan şüphelenir gibi kendilerini izlerken Derya şansına bir kez daha lanet ederek Şirince sırıtp Simay'a döndü.

 

"Canım! Neden Nick'çığıma... " Kayra'nın sahte öksürüğü ile uyarıyı anlayan Derya dişlerini sıkarak sözlerine devam etti. "Nick Bey'e köyü gezdir miyorsun? Hem meşhur hamsili pilav ve mısır ekmeğin den de ikram edersin! "Diyerek başıyla gitmesi için arkadaşını uyardı.

 

"Zıkkımın kökünü yesin angut! "

 

"Derya saçmalama! Ben köyü biliyor muyum ki ona gezdiriyim!? " Adam olanlara anlam veremeyerek sadece izlemekle yetinirken Derya Kayra'ya ters bir bakış atarak Simay'a doğru yaklaşıp arkasından zorla iteklemeye başladı.

 

"Hadi canım! Hadi! Götür adamı yoksa bu ayıboğan birazdan gırtlaklayacak dağ gibi adamı! Diğerlerini hesaba katmıyorum bile! " Simay sonunda anladığı durum karşısında başını sallayarak Nick'a döndü ve sırıtarak konuştu.

 

"Nick! Hadi gel sana köyü gezdireyim. Hem bu yörenin meşhur yemeklerinden de ikram ederim sana! " Adam başını sallayarak Simay'ı onaylarken Derya 'ya yaklaşıp elini zarifçe tuttu ve üzerine hafif bir öpücük kondurarak geri çekilirken göz kırptı.

 

"Sözlerim hala geçerli güzelim! Dediğim gibi bir işaretin yeter! Bu adamla evlenerek kendine yazık etme! " Kayra ani bir atakla Nick'in üzerine doğru atılarak kükredi.

 

"Ulan! Senin ağzını burnunu dağıtırım! Bonobo şempazesi! Lan Geyikler gibi boynuzlarını sürtecek yer arama kırarım senin o boynuzlarını! Sen kimin kadınına halleniyorsun Piç! " Derya,Kayra'nın hareketleri ve tuhaf sözleri karşısında ağlasamı gülsemi bilemedi. Allah tan yüksek sesli horon müziğinden kimse o tuhaf sözleri duymamıştı. Herkes kendi halinde oynuyor eğleniyordu. Derya içinden ucuz atlattığı rezillik yüzünden şükrederken Simay, Nick'in kolundan çekiştirerek ortamdan uzaklaştırdı.

 

"Neden öyle şeyler söyledin!? Bak buralar sizin memleketlere benzemez dua et Kayra sabırlı davrandı. Yoksa Derya'ya asılman ve söylediğin o sözler kan dökülme sebebidir bizde! " Nick insanın içini eriten gülüşünü Simay'a sunarken umursamazca omuz silkti.

 

"Birinin o aptal damadın gözünü açması lazımdı! Hem sen demedin mi zoraki evlilik onların ki diye!?"Simay başını sallarken adam sözlerine devam etti. "Bence size öyle geliyor. Onlar bir biri için yaratılmış. O aptalın kızı nasıl kıskandığını görmedin mi? " Gözlerini irice açtırarak ellerini pençe gibi kaldırdı havaya. " Eşine kur yapan başka bir Aslanı süzen Aslan gibi saldırıya hazırdı. Derya'nın da beni apar topar postalamasına bakılırsa, bence ikisi bir birine karşı boş değil! "Simay, Nick'in tespiti karşısında düşüncelere dalarken adam kızın koluna nazikçe dokunarak kendine bakmasını sağladı. " Hadi arkadaşının yanına git. O garip adamın ne yapacağı belli olmaz! " Sözlerinin arasında kıkırdayan Nick tekrar konuştu. "Benim uçağa yetişmem lazım. Sende arkadaşını en mutlu gününde yanlız bırakma! " Simay, Nick'in sözleri karşısında gülümseyerek söylendi.

 

"Sende az değil mişsin! Biz zoraki evlilik diye olaya bakarken sen iki dakikada çözdün işi! Buraya kadar geldiğin için çok teşekkür ederim! Derya adınada. " Diyerek göz kırptı karşısındaki yakışıklıya. Ayrıca Kayra'nın da kusuruna bakma! Bizde erkekler böyledir. İstemem der, ama eşinin yanına erkek sinek bile yaklaşsa yurtiçi bir hayvana dönüşürler." Nick kızın sözleri ile yürekleri hoplatan bir kahkaha atarken onu bekleyen araca doğru ilerledi.

 

"Bu dünyanın her yerinde böyledir Simay! Erkek eşini hemcinslerine karşı hep kıskanır! Çünkü hemcinsinin dişilere karşı ne düşündüğünü iyi bilir! "Diyerek kıza dönüp çapkınca göz kırptı. " Hoşçakal! Benim için güzel bir anı oldu. Takma kafana! "Simay onun hareketleri karşısında jöle kıvamına gelirken kendisini toparlayarak giden adamın arkasından seslendi.

 

"Şöför emrinde! Sakın bu ülkede başka birine daha yapma bu şakayı yoksa seksi vücuduna beton döküp heykelini dikerler! " Adam kızın sözleri ile kahkaha atarak araca bindi. Simay hareket eden aracın arkasından iç çekerek bakarken başına aldığı darbeyle can acısıyla iç çekti.

 

"Ahh! "

 

"Ne halt yiyordun o piçle zilli! "Simay şaşkın bakışlarını karşısındaki adama çevireek dudaklarını büküp çemkirdi.

 

" Ayaz abi delirdin mi ya! Ne halt yiyeceğim! Sizde taktınız adama ha! "Ayaz, şüpheli gözlerle Simay'ı süzdü ve kolundan sertçe tutarak meydana doğru sürükledi.

 

"Yürü! Otuz iki diş adama sırıtıp seksi vücudundan bahseden sen, adama takan ben öyle mi? Simayy! Ayağını denk al bacaklarını kırdırtma bana! "Kız yanındaki adamın uzun boyundan dolayı yüzünü görebilmek için başını geriye doğru atarak pişkince sırıttı.

 

"Hıııı! Sen o minare boyunla ,sıfır beden sıska sevgilinin vücut hatlarını ezberlerken iyiydi ama! Bırak kolumu kendim yürüye bilirim ben! " Diyerek Ayaz'ı arkasında bırakarak sert adımlarla Derya'ya doğru ilerledi. Ayaz ise onun bu ani çıkışı karşısında sırıtarak arkasından ilerledi.

 

Nikah memurunun ilanın ardından Deryanın ayağındaki topuklularla Kayra'nın ayağını parçalarcasına basması kızın içine biraz olsun su serperken Kayra'nın tam tersine daha çok öfkelenmesine neden olmuştu. Horonlar oyunlar derken düğünün sonuna yaklaşılmış kızlar Derya'yı adetlere göre odaya götürürken erkeklerde Kayra'nın buğday sayma macerası karşısında kahkahalara boğulmuştu. Kayra öfkeden çıldırmak üzereyken arkadaşlarına dönerek homurdandı.

 

"Lan başlarım ben böyle adetin içine ha! Bu nasıl adet kardeşim say, say bitmiyor! " Kerim, Kayra'nın sözlerine karşı kıkırdayarak cevap verdi.

 

"Niye oğlum biz insan deği lmiydik? Bizi de odada bekleyen bir karımız yok muydu. Çok konuşmada say bakalım! "

 

"Yok abi ya bunda iş yok! Bu beceremeyecek bence!" Tuğra bakışlarını kardeşine çevirerek yanına doğru yaklaştı. " Kay abiciğim kay kenara! Sen siddin sene bitiremezsin yoksa! " Emir,Tuğra'nın ceketinin yakasından tutarak kenara çekti.

 

"Dur bakalım orada! Adet ne ise o olacak! Öyle kolay mı gerdeğe girmek! "Kayra nefesini bıkkınca dışarı vererek kükredi.

 

"Lan susun! Susun bi Allah rızası için ya! Karışıyor sizin yüzünüzden! Zaten dayadınız alkolü buğdayları çift mi görüyorum tek mi belli değil!" Kağan arkadaşının sözlerinden sonra tepsiye doğru eğilerek Kayra'nın parmaklarının arasında incelediği buğday tanesine bakarak kahkaha attı.

 

"Lan o çift oğlum! "

 

"1268"Diğerleri ikilinin haline gülerken Mehmet Kağan'ın ensesine bir tane patlattı.

 

"Gözleri ömre bedel! Tek buğday tanesi var çocuğun elinde! Sende uçmuşsun iyice! " Mehmet sözlerini bitirdiği anda Kayra yüksek sesle bağırdı.

 

"1790!Şükür yarabbim! Sonunda bitti!"Diyerek ellerini yüzüne süren Kayra tepsiyi kenara bırakarak hızla yerinden kalktı. " Tutmayın beni arkadaşlar!" Diyerek eve doğru adımını atmıştıki Kerim'in sesiyle ona döndü.

 

"1890 olacaktı Kayra Bey! Geriye kalan 100 buğday tanesi için önce cezanı çekeceksin sonra gerdek! "Kayra elini saçlarının arasından geçirerek kükredi.

 

"Kerim abi sence gerdeği düşünecek halim mi kaldı benim!? Banane gerdekten, Derya'dan uyayuyacağım ben ya! Sanki Derya'nın aşkından ölüyormuşum gibi konuşmayın kardeşim! Üstelik ben aşka sevgiye inanmayı bırakalı çok oldu! "Tamam belki Derya delisini görmek için can atıyor olabilirdi. Ama elbetteki bir sebebi vardı. Mesela o Nick denen herifin hesabını sormamıştı! Yada,parçalarcasına o çivi gibi topukla ayağının üzerinde tepinmesini! Sırf bu yüzden o deliyi bir an önce görmek istiyordu. Yoksa başa bir sebebi yoktu. Emir, Kayra'ya doğru yaklaşarak karşısına dikildi ve kaşlarını kaldırarak söylediği sözlere inanmadığını belirtti.

 

"Yemezler oğlum hazır ol cezaya! " Bıkkınca nefesini dışarı veren Kayra yüzünü sıvazlayarak Emir'e baktı.

 

"Neymiş lanet olasıca cezanız abicim!?"

 

"Damat atışması yapacaksın!? "

 

Ne atışması, ne atışması!? Ya abicim öyle saçma adet mi var!? Sırf eziyet için adet üretiyorsunuz! Diyerek öfkeyle Kerim'e bakıp boğazındaki papyonu çıkartarak homurdandı. "Ne atışmasıysa başlayın yoksa ben şimdi hepinizin yedi ceddine yetecek kadar bir küfür atışı yapacağım göreceksiniz! "Arkadaşları Kayra'nın sözlerine kahkayı basarken o, onların her dediği söze niye güldüklerine bir türlü anlam veremeyerek yüzünü buruşturdu. Emir elini kaldırarak diğerlerini susmaya davet ederek boğazını temizledi.

 

"Eğer atışmada beni alt edersen gerdek yumruğu bile yemeden gitmene izin veririm kardeşim! "

 

"Abi bu baştan kaybedilmiş bir yarış oldu ama! Senin baban o işin üstadı zaten! Sende çekirdekten yetiştin! " Diğerleri Kayra'yı gaza getirince başını sallayarak onayladı Emir'i ."Başla abicim başla anlaşılan kurtuluşum yok! " Emir, Kayra'nın onayı ile sinsice sırıtarak başladı atışmaya.

 

"Biraz beni dinle bak bu tarafa

Direttiğin yeter istemiyorum diye kıza

Haline baksana hey odun kafa

Aşktan sarhoş olmuş bülbüle benzersin! "

 

Kayra yediği lafla gözlerini devirirken Derya'da açık pencereden erkeklerin atışmasını dinliyordu. Dudaklarını dişlerken Kayra'nın vereceği cevabı merakla bekledi.

 

Dinle bu sözümü atma yabana

Ben sevgiyi de aşkı da kaldırdım rafa

Bilmem ki şimdi nasıl anlatsam sana

Ben sevda yolunda yorgunum bunu sok o kalın kafana! "

 

Derya'nın gözleri hayalkırıklığı ile parlarken Emir kaşlarını çatarak devam etti atışmaya.

 

Dişimin dibine olmazsın azık

Belliki sevdadan yemişsin kazık

Sana hıyar desem hıyara yazık

Derya'nın aşkına gün gelip olacaksın yanık

 

Kayra gömleğinin düğmelerini açarak nefes almaya çalıştı. Durduk yere ne demeye iki de bir Derya'yı aşkı sokuyordu araya bu dingil? Derya kırgın bir şekilde devam ederken ikiliyi izlemeye Kayra tekrar konuştu.

 

Akıl yok kafanda içi boş bir kovuk

Savunduğun duyguların elinde oldun bir çocuk

Gelseydi sevdadan bir hayır alırdın Zeynep'i çar çabuk

Böyle devam edersen bağlamaz senin gönül yarası kabuk! "

 

Diğerleri Kayra'nın ağır sözleri karşısında homurdanırken Emir elini kaldırarak onları susturdu.

 

"Kayra beni alt etti arkadaşlar! Sözlerinde haklı verecek cevabım yok bırakın geçsin! " Diyerek Kayra'nın omuzunu sıktı ve evin kapısını işaret etti eliyle. "Geç kardeşim!" Kayra, Emir'in elini tutarak kendine çekip sıkıca sarıldı ve kulağına fısıldadı.

 

"Kusura bakma abi yaranı deşmek istemezdim ama ayaktan yıkılacağım artık! "Emir sırtına bir kaç defa vurarak cevap verdi Kayra'ya.

 

"Önemli değil koçum! Bu işin raconu böyle. Ama Derya ve Sevda konusunda ciddiydim ben. O Nick denen adama olan bakışlarını gördüm oğlum! Geç olmadan sende kabullen. Yoksa benim düştüğüm duruma düşersin. Kızı da üzme daha fazla!" Kayra kulağına fısıldanan sözleri başıyla onayladı ve diğerlerine eliyle selam çakıp sırıtarak eve doğru koştu.

 

Kapıyı açıp içeri girdi ve karanlık evde ışığı yanan tek odaya doğru ilerledi. Derin bir nefes alarak odanın kapısını açtı. İçeriye adımını attığı anda ayaklarının dibinde parçalara bölünen nar ve etrafa saçılan taneleri ile korkudan yerinde sıçradı. Beklemediği şey karşısında şaşkınlıktan gözlerini irice açan Kayra yüzünde kırmızı duvak örtülü kıza bakarak konuştu.

 

"Ne yapıyorsun kızım ya delirdin mi sen!? Nimet yere öyle şak diye çarpılır mı hiç!?" Derya yüzündeki duvağı hırsla açarak ellerini beline attı ve biraz önce işittiği sözlerin siniri ile cevap verdi.

 

"Adettir! Gerdek gecesinde nar atılır ki bolluk bereketlik olsun o evde diye! " Kayra ceketini çıkarırken homurdanarak yatağa doğru ilerledi.

 

"Ne kadar tuhaf adetler varsa sizde! Nimet yere atılmaz laz delisi! " Yatağa uzanacağı sırada Derya sert bir ses tonuyla bağırdı.

 

"Uzak dur yatağumdan ula! " Kayra bu defa Derya'nın sesiyle yerinde sıçrarken isyankar bir şekilde elini yana doğru açarak sordu.

 

"Ne oluyor be!? Laz şivesine döndü yine dilin! " Yüzünü buruşturarak karşısındaki adamı küçümsercesine süzdü kız.

 

"Ne mi oluyor!? Senin gibi sevdaya inancı olmayan öküzlerin yatağımda işi yok! "

 

"Zaten benden başka kimseyi alamazsın da, sevda inanç falan nereden çıkıyor bu sözler? Çekil kenara yorgunluktan ölüyorum uğraşamam seninle şimdi. " Derya öfkeyle burnundan solurken ellerini beline atarak konuştu.

 

"Nereden mi çıkıyor? Şimdi anlatsamda anlamazsın! En iyisi biraz önceki gibi anlayacağın dilen konuşmak!" Diyerek başladı saydırmaya.

 

Madem sevdaya dargındın

Zalımın oğlu niye beni buldun

Sevda yolunda yorgundun

Zalımın oğlu niye beni aldın

 

Kayra gömleğinin düğmelerini çözerken Derya'nın sözlerini umursamamaya çalışıyordu. Elbetteki onunda söyleyeceği şeyler vardı lakin kafası kazan gibiydi. Şu an tek derdi yatıp zıbarmaktı.

 

Testiyi vurursun sebebin yoktur

Adetin yoktur tören yoktur

Sevda nedir haberin yoktur

Zalımın oğlu niye doğdun

 

Gömleği üzerinden çıkaran Kayra kaşlarını çatıp yüzünü ekşiterek homurdandı. "Hay doğmaz olaydım lan! Ne bitmedik çilem varmış arkadaş! Hayır hepsi de bana laf sokmaya neden bu kadar hevesli anlamadım gitti.Allahım bu kadar mı sevilmeyecek bir kulum ben!?"Diyerek kemerini çıkartmaya niyetlendi. Derya ise onun umursamaz halleri karşısında daha çok sinirleniyor ve hırsla içinde biriktirdiklerini döküyordu.

 

Kusur bulur beğenmezsin beni

Söyle bana kim ne etsin seni

Ölsen kovar mezar seni

Zalımın oğlu niye doğdun

 

Derya'nın öfkelendikçe yaratıcı olmaya başladığı sözleri karşısında Kayra'da artık öfkelenmeye başlamıştı. Ellerini beline koydu ve bakışlarını kısıp Derya'yı dinlemeye başlamadan önce homurdanarak karısına laf soktu.

 

"Ulan ne ölüm kaldı ne dirim! İlk günden mezara soktun beni deli karı! " Derya bu lafla dahada sinirlenerek devam etti sözlerine.

 

Adam olmasayıdın ne idin

Vurmaz olaydı testiyi o elin

Nick'ım dan ayırdın beni

Zalımın oğlu niye doğdun

 

Bugünkü stresin gerginliğin ve aşırı yorgunluğunun üzerine Derya'dan şittiği onca söz sabrını zorlarken duyduğu isimle kan beynine sıçradı. Yatağın üzerinden çevik bir hareketle atlayarak kızın karşısına geçti ve çenesini sıkıca kavrayarak öfkeden alev, alev yanan bakışları ile kükredi.

 

Nick deyip durursun

Karşında kocan var unutursun

Eğer o yılan dilini tutmazsan

Kendini yatakta bulursun

 

Utançtan yanakları kırmızının en koyu haline dönen Derya, Kayra'nın dişlerini sıkarak söylediği sözlerden onu ne kadar öfkelendirdiğini anlamıştı. Kayra bir adım daha üzerine doğru gelip koluna yapışırken Derya sertçe yutkundu.

 

Lafları söylersin şakır şakır

Arkanda yatak döşek şıkır şıkır

Benim olmaksa niyetin

Lafta değil yatakta göster mağrifetin

 

İşittiği son sözlerle kalbine bir bıçak saplandığını hissetti kız. Yaşlar gözlerine hücum ederken içini saran ateşle sert bir tokat geçirdi Kayra'nın suratına.

 

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM 💞💞

 

yitenumutlar

 

 

Loading...
0%