@yitenumutlar
|
Bölüm Şarkısı - Özlem Çelik - Nasıl Yar Diyeyim Ben Böyle Yare
Karısının sözleri ile Kaan ne söylemeye çalıştığını anlamak için ıslak gözlerine uzun süre baktı. İki dünyası yoktu ki onun sadece bir dünyası vardı. Her zaman hayalini kurduğu bir dünyası vardı. Yıllarca kendini sıkışmış hapsolmuş hissettiği bir dünyası olmamış aksine hep o hayalini kurduğu dünyaya ulaşmak için çabalamıştı. İki farklı dünya değil bir dünyası vardı onun. Hayalleri, idealleri olması onlar için çabalayıp iç dünyasının kapılarını aralaması başka bir dünyası olduğu anlamına gelmiyordu. Her insan sadece bir dünya da yaşar, o dünyasını yaşanır hale getirmek için hayaller kurar ve başardığı zaman yaşadığı dünyanın bir anlamı olurdu. Bu iki dünyası olması demek değildi. Hayat bir di,yaşam bir di,hayaller farklıydı! Her insanın hayali,herkesin yaşadığı bu dünyada kendilerine belirledikleri hedeflerin, hayatın bir parçasıydı. O da bir hayal kurmuş,bu dünya da kendinden bir iz bırakmak istiyordu. Düşüncelerinin arasında derin bir nefes alarak karısının yanaklarını okşadı parmakları ile.
"İki farklı dünyam yok benim Sarah! Ben de her insan gibi bu dünyada istediğim şekilde yaşamak için bir hayal kurdum ve bu hayalimi birlikte yaşadığımız bu dünyada gerçekleştireceğim!"
Yine aynı şeyi yapıyordu kocası. Sanki farklı bir dilden konuşmuş gibi ona karmaşık cevaplar veriyordu. Oysa onun istediği tek bir cevaptı. Böyle karmaşık konuşmalara anlamını çözmeye çalışacağı sözlere ihtiyacı yoktu. Gönül gözüyle bir baksa gözlerine derdini anlatmasına bile gerek kalmayacaktı ama o yine dolanbaçlı yollara sokuyordu kendisini. Düşünceleri ve kalbi kocasının anlattıklarına isyan ederken istemezken Sarah gözlerini Kaan'ın gözlerinden kaçırdı.
Karısının bu hareketi ile Kaan yanaklarına baskı yaparak bakışlarını tekrar birleştirdi ve gülümseyerek sözlerine devam etti.
Dünyamız bir,hayatımız bir! Ben seninle nikahlandığım o gün sana farklı bir dünyanın kapılarını aralamadım! Çünkü öyle bir dünya yok! Hepimizin yaşadığı bir dünya var fakat hayallerimiz farklılaştırıyor hayatlarımızı. Seni karım yaptığımda,aynı dünyayı,aynı hayatı paylaşıyorduk! Hayallerim yine aynıydı değişen bir şey yok! Seni, bedenen karım yapsaydım inan her şey daha farklı olurdu. Sadece bedenini alır ruhlarımızı bir azaba esir ederdim ve sen bunu hissederdin! Ben seni sadece bedenimle değil ruhumla da kabul ettim."
Karısını kendine çekerek alnına bir öpücük bıraktı. Karısından hafifçe uzaklaşırken elini avuçları arasına alıp yatağa doğru çekerek kendiyle birlikte oturmasını sağladı. Bakışlarını karısının gözlerine dikerek düz bir sesle tekrar konuştu.
"Sana böyle düşündüren,böyle hissettiren ney Sarah?" Sarah aklındakileri bir türlü toparlayamıyordu. Hayalleri,gayatının merkezi olmuş kocasına ne diyebilridi ki. Oyuncu olmanı istemiyorum,kıskanıyorum,böyle mi diyecekti? Aralarında aşka dair hiç bir şey yoktu. Kendisi kocasını sevse de Kaan da kendi duygularının hiç bir belirtisini göremiyordu. Hemen aşık olmasını beklemiyordu ama kendini ona teslim etmişken o yokmuşcasına,hayatında hiç yer edinmemişcesine hayaller kurmasını da istemiyordu. Duymak istediği böyle sözler değil di! Bir tek söz istiyordu! O lanet dünyanın büyüsüne uzaktan bile bu kadar kapılıyorsa içine girince nasıl etkileneceğini gözlerindeki heves ten bile anlıyordu. O yüzden duymak istediği, kocası o dünya ya girdikten sonra ümitle bekleyip sarıkmak istediği tek bir söz! O güzel,büyüleyici kadınların arasında kendini kaybedecek ,buradaki dünyasını unutacaktı! Kendisi hiç hayatına girmemiş gibi bir köşede yine yalnızlığı ile başbaşa kalacaktı. Oysa kalbi kendisi için çarpsaydı,sevseydi...
Hata yapmıştı hemde büyük bir hata! Kalbi kendisinde olmayan bir adama teslim olmuştu. O yüzdendi onu görmeyişi ve arkasında bırakıp gitmek isteyişi. Hatasını kabul edince yaşlar yine süzülmeye başlamıştı gözlerinden. Başını önğne eğerek avuçlarına damlayan göz yaşlarına baktı çaresizce.
"Sarah!" Kocası ismini cevap beklercesine fısıldasada gözlerine bakamadı. Taki elini çenesinde hissedip,başını kaldırarak gözlerini birleştirene kadar. "Pişman mısın!?" Karısının gözlerinde gördüğü o duyguyla bir fısıltı gibi dökülmüştü son sözü Kaan'ın dudaklarından. Kızın titreyen dudakları aralanırken duyacağı sözlerin ağırlığına hazırladı kendini.
"Beni ruhunla kabul etmedin! Bedeninin arzularını dindirmek için bana dokundun! Beni karın yaptın!" Beklediği sözler bunlar değildi adamın. Neden sürekli aynı sözleri tekrar edip anlamamakta ısrar ediyordu. O günden beri ona hissettirmeye anlatmaya çalıştıkça Sarah hep başka yöne çekiyordu sözlerini. O gün anlaştıklarını,sadece bedenen değil,kalplerinin ve ruhlarının da kapılarını bir birlerine açtıklarını düşünmüştü. Oysa karısı sözleri ile ona şehvet düşkünü bir adam muamelesi yapıyordu.Sakin kalmaya çalıştıkça karısının bir türlü değişmeyen düşünceleri öfkeyi çağırıyordu.
Kaan öfkesini kontrol altında tutmaya çalışarak sıktığı dişlerinin arasından tısladı.
"Neden sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorsun!? Söylediğin gibi sadece arzularım için sana dokunsaydım bunu hissederdin ne den anlamıyorsun! Bir birine ait olarak yapılan seks le,sadece arzularını tatmin etmek için yapılan bir seksin arasındaki farkı anlamayacak kadar aptal mısın Sarah!" Kocasının son sözleri Sarah'ın da içindeki öfkeye tuz biber olunca çenesindeki eli hırsla ittirdi.
"Kusura bakma seks konusunda senin kadar tecrübeli değilim! Bilmemem aptal olduğumu göstermez! Arzularını tatmin etmek için ,yada duyguyla yapılan sesksin arasındaki farkı bilmem için benim de farklı kişilerle tecrübe edinmem gerekiyor anlaşılan!" Karısının son sözleri Kaan'ın öfkesi kontrolden çıkarırken onu kolundan tutarak yatağa hırsla çekmesine sebep oldu.
Sarah ona şaşkınca bakarken Kaan üzerindeki tişört ve pantolondan hızla kurtulurken Sarah kocasına şaşkınca baktı. Üzerindekilerden kurtulan adam hızla karısının üstündekileri çıkartmaya başalayınca Sarah kocasının sergilediği sert tavırlarla korkuyala fısıldadı.
'Ka...Kaan! Kaan ne yapıyorsun!?" Karısının üzerindekiler çıkarıp rast gele odanın bir köşesine fırlatan adam yatakta çıplak bir vaziyette yatan karısının üzerine eğilerek dişlerinin arasından tısladı.
"Sana her iki sesks arasındaki farkı göstereceğim! Belki o zaman beni anlarsın!" Kocasının sözleri ile kızın gözleri korkuyla açılırken Kaan tamamen soyunup karısının bedenine sokuldu. Sarah onu ittirmeye çalılsa da onun umursadığı yoktu. Madem kendisini anlamıyor tecrübesiliğini bahane ediyordu oda ona anlatırdı o zaman. Kısa bir süre sonra karısı çırpınışlarını kesince birden içine girdi ve bedenine fazla dokunmamaya özen göstererek harketlerine devam etti.
Sarah üstünden tamamen kalkamadan çenesini sertçe kavarayarak kendisine bakmaya zorlayan kocasına yaşlarla dolu gözlerindeki öfkeyle bakarak tısladı.
"Bu yaptığın adiceydi!" Kaan kaşlarını kaldırıp başını hafifçe yana eğerek öfkeyle sallayıp karısına cevap verdi.
"Bu yaptığım senin, sadece bedenini tatmin etmek için bana dokundun dediğin şey oluyor Sarah! Ve evet adice! Çünkü karşındakini düşünmezsen, ne hissedeceğini önemsemezsen,seninde dediğin gibi bu sadece bir bedenin arzusunu dindirmek olur!"
Kocasının sözleri ile ona kırgınca bakan kız gözünden süzülen yaşı silerek acıyla fısıldadı.
"Neden böyle bir şey yaptın!?" Karısının gözlerine aynı bakışlarla karşılık vererek elini sertçe yatağın başlığına vurdu. Karısı korkuyla gözlerini kapatınca sinirle derin bir nefes aldı.
"Anlaman için! Şimdi söyle o gün böyle mi dokundum sana!? Böyle bir piç gibi mi davrandım!? İncittim mi seni!? Kırdım mı!? Üzdüm mü!?" Karısı gözlerini korkudan açamazken Kaan eli ile çenesini hafif sert bir tutuşla kavarayarak fısıldadı. "Aç gözlerini bana bak!" Karısı gözünden süzülen yaşla başını olumsuz anlamda sallarken Kaan sıktığı dişlerinin arasından tısladı. "Aç dedim Sarah!" Kocasının gittikçe öfkelenen ses tonuyla gözlerini araladı kız. Kaan'ın sesindeki öfkeye tezat üzgün bakışları ile karşılaşınca güçlükle yutkundu. "Cevap ver! O gün biraz önce hissettirdiğim gibimi hissettirdim sana? "
Sarah titreyen dudaklarını dişleyerek ıslak kirpiklerini kırpıştırdı yeniden akmak için fırsat kollayan gözyaşlarını geri göndermek adına. Başını olumsuzca sallayarak fısıldadı yine.
"Hayır." Kaan aldığı cevap ile karısının çenesindeki elini yüzündeki yaş izlerinin üzerinde gezdirerek acıyla baktı.
"Sorun ne o zman Sarah? Sen derdini bana anlatmazsan ben nasıl bir çözüm yolu bulayım? Bana sürekli böyle mi yaklaşacaksın? Ben her seferin de acaba ne yaptım, bilmeden kırdım mı,üzdüm mü,incittim mi diye düşünecek miyim?" Karısının alnına bir buse bırakarak yüzünü avuçları arasına aldı. " Bak normal bir ilişkiye başlamadığımızı o gün ikimiz de kabul ettik. Bir birimizi sevmek adına zaman tanıyıp,söz verdik! Ben sana o gün sadece bedenen dokunmadım ruhumla teslim oldum. Seni nikahıma aldığım ilk gün dünyamın kapısını araldım. Şimdi sorun ne?"
Sarah kocasının sorularına ne cevap vereceğini bilemedi. Evet o günkü birlikteliklerinde kesinlikle kendisini böyle aşağılanmış hissetmemiş,korkmamıştı. O gün kocası onu incitmekten korkarcasına,ilgiyle şefkatle dokunmuştu. Ama bugün öyle değildi. Duygusuz ve bencilce dokunmuştu bedenine. İki birlikteliğin arasındaki farkı gayet iyi anlamıştı ama sorun çok farklıydı. Kocasının kendi için yarattığı dünyası ve hayalleri korkutuyordu onu. Büyük hayallerinin kapısını aralamıştı gidecekti ana kendisi bu hayaller de yoktu. Rengarenk bir dünyanın hayali bile onu bu kadar cezbederken,içine girince neler olacağını düşünmek bile istemiyordu. Payına yine yalnızlık düşecekti. Onu engelleyecek bir gücü yoktu. Evlilikleri ile bağlayamazdı. Aşkın sevginin olmadığı bir evlilik tam teslimiyet olmazdı sonuçta. Engellemek gibi bir lüksü ve ya hakkı da yoktu. Bu güne kadar başkalerı için ertelediğin hayallerini şimdi de benim için kaldır çöpe at mı diyecekti? Düşünceleri bir biri arkasına beyninde cirit atarken kocası tekrar konuştu.
" Benimle sürekli bu tarz konuşarak,hakkımda böyle şeyler düşünerek neden eziyet ediyorsun bana? Anlamıyorum! Anlıyamıyorum! Sana böyle düşündürecek ne yaptım,ne hissettirdim?" Bakışlarını kısarak soracağı sorunun cevabından emin olmak istercesine baktı karısının gözlerine. "Bu düşüncelerin benim olduğun için pişman olduğun anlamına mı geliyor? Karım olduğun için pişman mısın Sarah!?"
Kaan'ın sözleri ile iyice köşeye sıkışırken ne diyeceğini bilememişti. Evet hata yapmıştı!Kocasının kendisine aşık olmasını beklemeden onun olmuştu ama bu hatadan pişman değildi.Sadece kendisine öfkeliydi.
" Değilim! Pişman değilim!"
"O zaman ne!? Sorun ne!? Neden ağlıyorsun!? " Sarah kocasının sert ses tonuyla tekrar ağlamaya başlayarak fısıldadı.
"Yalnızlık!" Karısının cevabı ile kaşları çatılırken Sarah sözlerine devam etti." Beni bırakmayacaktın söz vermiştin! Hiç bırakmayacağım dedin! Ben senin bu sözüne güvenip senin oldum! Bir sevgi sözü beklemeden bana dokunmana izin verdim! Ama sen beni yine yalnızlığımla başbaşa bırakacaksın!" Yüzündeki kocasının ellerini hırsla ittirerek akan gözyaşlarını elinin tersiyle silip sözlerine devam etti."O renkli,ışıklı,süslü dünyanın kapısından içeriye adımını attığın an beni arkanda yalnız bırakacaksın! Seni durduramam engel olamam çünkü senin hayallerin! Beraber kurduğumuz bir hayal değil! Beraber aldığımız bir karar değil!" Kocası kendisine şaşkınca bakarken o eliyle duvardaki afişi göstererek kıskançlıkla tısladı. " Gideceksin! Çünkü o doğal güzellik abidesi ile hayallerin var! En büyük hayalin o ne de olsa!" Kaan karısının son sözleri ile yüzüne yayılan tebessüme engel olamazken işaret parmağını dudaklarına bastırarak susmasını sağladı.
"Kıskandın mı!?"
"Nee!"
Karısının verdiği tepki ile yüzündeki tebessüm geniş bir gülümsemeye dönerken,sorduğu soruyu karısının gayet net anladığını hemen kızaran yanaklarından anlamıştı. Ama üstelemekten de geri kalmadı.
"O kadını kıskandın mı?"
Sarah kocasının sorusu ile sahte bir şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.
"Saçmalama! Niye kıskanacağım ki?" Karısının saçlarına parmaklarını geçirerek homurdandı.
"E güzel kadın Allah için." Sarah yüzünü buruşturarak kocasını ittirdi.
"O kadar güzel, git madem onun üstünde tepin! Hayal de kalmamış olur en azından!" Karısının sert cevabı ile Kaan kıkırdayarak göğsünü hafifçe sıktı.
"Senin üstünde tepinmek yetiyor bana güzelim! Hayranı olduğum kadınla da senaryoda üstünde tepinme sahnesi varsa tepinirim elbet. Oyuncuyum sonuçta işim bu benim! "
Kocasının sözleri ile kız dişlerini sıkarak ellerini göğsüne dayayıp ittirmeye çalıştı. Başarılı olamayınca sertçe nefes alarak tısladı.
"İyi git! İster hayal de tepin,ister senaryo da! Oyuncuymuş! Sözlerine bakarsan sanki porno oyuncusu! Sapık! İşin yatak sahnesine kaldıysa o hayallerine el salla! Çünkü sen bir Michele Moronne değilsin Kaan!" Karısının söylediği isimle vakışları sertleşirken dişlerini sıktı .
"Sen o piçi nereden biliyorsun!? " Kocasının sorusu ile bir an durakladı. Fark ettiği şeyle içinden fısıldatan sese ayak uydurmaya karar verdi. Madem o kendisini sinir edebilme hakkını kendinde görüyordu o da kızların dört gündür verdiği dersleri uygulardı. Onlar haklıydı erkeklerle dişe diş mücadele etmek gerekiyordu galiba ama başara bileceğinden pek emin değildi. Dudaklarını dişleyen kadın kocasına hülyalı bir bakış atıp cevap verdi.
"Hayranıyım! Üçyüz altmış beş gün filmindeki performansına bayıldım! Çok yakışıklı,karizmatik ve seksi bir adam değil mi? Hayran olmamak elde değil! Her kızın hayalini süsleyecek kadar cezbedici!" Kaan karısının sözleri ile elini yatağın başlığına sertçe vurarak kükredi.
"Neyinin hayranısın o siktiğimin şerefsizinin! Sikerim onun karizmasını seksiliğini ben! Bide hayalini mi kuruyorsun o itin!? Bana bak kadın! O hayallerden bir çıkarırım ben seni feleğin şaşar!" Kocasının tepkisine bakılırsa becermişti galiba bu işi. İçine yerleşen zafer sevincini bastırarak homurdandı.
"Niye! Ben seni çıkarıyor muyum o kurduğun hayallerden. Hem çıkartsan ne! Bırakta hayal de bari attan inip eşeğe binmeyeyim!" Kocasının yüzünün aldığı şekille gülmemek için kendini sıkarken Kaan işaret parmağını kaldırarak kendisini gösterdi ve yüzünü buruşturup tehlikeli bir ses tonuyla konuştu.
"O...o eşşek ben mi oluyorum Sarah!?" Karısının bilmem dercesine dudaklarını bükmesi ile Kaan başını öfkeyle sallayarak homurdandı. " Demek o at, ben eşşek oluyorum öyle mi!? Demek elin puştunun yatak performansına bayıldın!? Bak bakalım şimdi bizim yatak performansımız nasıl oluyor! Ben sana şim di at kim eşşek kim nasıl öğretiyorum bak!" Kocasının gözlerindeki tehlikeli pırıltılarla Sarah korkuyla kıpırdandı. Böyle olmamalıydı bir yer de yanlış mı yapmıştı acaba!? Korkusunu kocasına belli etmemeye çalışarak ona gözlerini dikti.
Kaan alt dudağını dişlerinin arasuna sıkıştırıp başını sen görürsün şimdi dercesine sallayarak üzerinden kalkıp bedenini yan tarafa bıraktı. Bakışlarını karısına çevirerek kolunu beline dolayıp sertçe bir hamlede üzerine çekti.
Sarah'ın gözleri irice açılırken şaşkınca konuştu.
"Ka...Kaan ne yapıyorsun!? " İki elini karısının beline yerleştirerek sertliğine bastırıp sertçe tısladı.
"Yataktaki performansımızın ilk pozisyonunu alıyoruz güzelim!" Sarah'ın ellerini nereye koyacağını bilemeyerek panik ve korkuyla kocasına bakstken Kaan karısının ellerini sertçe kavrayarak göğsüne koydu. " Bu kadar panik yapma karıcığım gevşe biraz.Bu gece bütün pozisyonları uygulayacağız! Performansımıza bayılacaksın!" Sarah'ın ağzı şaşkınlıktan açık kslırkrn kalni korkudan mı heyecandan mı bilemediği bir sebepten dolayı, gereğinden hızlı atıyordu. Saçlarının sertçe kocasının eline dolanması ile dudakları dudaklarını kapamış bir eli de kalçalarından sıkıca kavramıştı.
Sabaha karşı bedenini karısının yanına bırakan Kaan nefeslerini düzene sokmaya çalışan karısına baktı çapkın bir gülümseme ile. Gözleri kesişince Sarah utançla uzun saçlarının yüzüne dökülmesini sağlayarak kocasından biraz uzaklaşmak için yatağın diğer ucuna kaçarken Kaan karısının bu haline kıkırdayarak belinden tutup göğsüne çekti. Sarah'ın uzun kızıl saçları göğsüne dağılırken saçlarının arasına bir öpücük bırakarak fısıldadı.
"Kaçma!" Sarah titreyen elini kocasının göğsüne koyarak destek alıp kalkmaya çalışırken kendisinin bile zor duyduğu bir sesle fısıldadı.
"Duşa gireceğim. " Karısının saçları ile oynarken başını olumsuz anlamda salladı Kaan.
"Olmaz! Sonra beraber gireceğiz!"
"Ne! Olmaz! gelme sen!" Sarah şaşkınlıkla homurdanırken hareket bile edemiyordu. Nereden uymuştu kızların aklına da olmadık şeylerden bahsetmişti sanki!? Hepsi Derya'nın suçuydu!? Ne vardı o filmi izleyecek sanki!? Hayır izledin,adama hayran kaldın bunu niye kocana söylüyorsun madem! Gece boyu bırakmamıştı işte adam! O filmdeki sahneleri aratmayacak şekilde kaç defa birlikte olmuştu kendisiyle. Birliktelikleri en ince ayrıntısına kadar gözünün önünde canlanınca yüzünü buruşturup utançla kocasının göğsüne biraz daha sokuldu. Aptallıkta zirveye doğru tırmanıyordu. Ama yaşadıkları anların ve kocasının hissettirdiği duyguların güzel olduğunu da inkar edemiyordu. Yanakları kırmızının en koyu tonuna bürünürken Kocasıyla hiç bir zaman baş edemeyeceğini anladı. Aralarında istediği gibi bir bağ olmasa da cinsel çekimleri çok kuvvetliydi ve onunla bir tartışmaya giriştiği an da sonunun hep yatakta biteceğini kocası gece boyu çok güzel öğretmişti kendisine. Sahi konuşurken nasıl bu noktaya gelmişlerdi?
"Geleceğim Sarah! Bu konuda benimle inatlaşma yoksa banyo da kaldığımız yerden devam ederiz güzelim!" Sarah'ın gözleri işittikleri ile irice açılırken kendi kendine fısıltıyla homurdandı.
"Allahım ben ne yaptım!? Kopasıca dilimle resmen adamın içindeki Michele Moronne yi çıkarttım!" Karısının fısıldadığı isimle Kaan sertçe uyardı onu.
"Sarahhh!" Öfkeyle dişlerini sıkan Kaan dişlerinin arasından tısladı. " Bak fena olacak! Ballandırıp durma şu piçi!"
"Ta...tamam! Sus...sustum! Ama bırakta duşa gideyim!"
"Ya sabır! Olmaz dedim sana! Konuşacağız!" Sarah kocasının tekrar sinirlenmeye başladığını anlayınca uysalca başını salladı. Sinirlenince adamın aklı başka yerlere kayıyordu o yüzden sinirlendiripte tekrar o anları yaşamak istemiyordu. Yani istiyordu belki biraz ama kaldıracak gücü kalmamıştı. Kocası derin bir nefes alırken göğsünün inip kalkması ile Sarah yorgun bedenine daha rahat bir pozisyon ararcasına kıpırdandı.
"Rahat dur artık kıpırdanıp durma. Sayende aklım başka şeylere kayıyor!" Kocasının uyarısı ile onun bu husuz tavırlarına kıkırdamadan edemedi.
"Hasbin Allah! Sarah bak konuşacağım ve sende beni hiç kıpırdamadan dinleyeceksin tamammı! Bak böyle kıpırdamaya devam edersen sonun da kendini yine altım da bulacaksın uyarmadı deme!" Kıkırtısına hakim olmaya çalışarak başını olumlu anlamda salladı kız.
"Üç gün sonra İstanbula gideceğim." Sözlerinden sonra karısı bir an başını kaldırıp kendisine bakmaya niyetlense de vaz geçip göğsüne geri sokulmuştu. " Bir eli karısının saçlarını okşarken diğer elinin parmakları bel gamzelerinin üzerinde hafif dokunuşlarla geziniyordu." Film için anlaşmayı imzalayacağım. Çekimlere hemen başlamak istiyorlar o yüzden çalışma planı yapmam gerek. Tahminen en fazla bir hafta sürer. Tabi anlaşma,imzalar, deneme çekimi planlamalarım falan. Ama film çekimi için daha uzun süre gerekli." Sarah'ın bedeni işittikleri ile gerilirken Kaan karısının gerilen bedeninden onun derdini bir nebze de olsa anlamıştı. Saçlarındaki elini çenesine götürerek yumuşak bir dokunuşla başını kaldırıp gözlerini birleştirdi ve ona güven vermek istercesine baktı gözlerine.
"Seni bırakmayacağım! Seni bırakacağım düşüncesini çıkart aklından artık!" Kocasının sözleri ile gözleri tekrar dolarken başını olumsuz anlam da sallayarak küçük bir çocuk gibi dudaklarını büktü.
"Gideceksin Kaan! Hayallerinin peşinden gideceksin! Kendin söylüyorsun uzun süre gelemeyeceksin!Hayallerini süsleyen o kadını görünce ben aklkna bile gelmeyeceğim! Belki de geri dönmezsin! Hep öyle olmaz mı zaten! Giden geri gelmez! Bunu en iyi bekleyenler bilir! Biliyorum ben Kaan çünkü yıllardır ailemin geri dönmesini bekliyorum!"
Karısının konuşup içinde biriktirdiklerini paylaşmasını istemişti ama gideceğinin onu bu kadar etkileyeceğini tahmin edememişti. Onun korkularını hafifletmek için bir şeyler söylemek istesede karısı aldığı derin nefesten sonra sözlerine hızla devam etti.
"Seni burada bağlayan bir şey yok ki! Bana karşı hiç bir şey hissetmiyorsun! Kalbin bana ait değil! Boş bir kalbi birisine açmak kolaydır ve o kalbi dolduracak biri her zaman vardır. Belki de boş olan kalbini dolduracak olan en nüyük hayalin olan o ka..." Kaan karısının düşünceleri ile kendisine eziyet ettiğini fark edince dudaklarını birleştirerek onu susturdu. Kısa bir öpücüğün ardından geri çekilerek yerinde hafifçe doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı ve karısını kendisine doğru çekerek kollarının arasına aldı.
"Yarın ilk işimiz gidip nikah günü almak olacak! " Sarah işittiği sözlerle kocasına şaşkınca bakakalmıştı. "Seni arkamda bırakmayacağıma, terk etmeyeceğime başka türlü inandıramayacağım Sarah!" Kocasının ciddiyetini anlamak istercesine dikkatle baktı gözlerine. Ciddi gibiy ama yine emin olamadı. Amacı onu sık boğaz yapıp,bunaltıp nikah masasına oturymak değildi. Sadece yalnızlığını görsün,sevgi belirtisi olarak küçük bir umut versin istiyordu. O zaman ne kadar isterse o kadar beklerdi.Tek derdi küçük bir sevgi tohumunu yüreğine atması, kendisini boğan yalnızlıktan bir aşkla elinden tutup çekmesiydi. Düşünceleri kocasını zordurum da bıraktığı yönünde ilerlerken Sarah başını olumsuz anlamda sallayarak konuştu.
"Nikaha zorlamak değil niye.." Kaan karısının derdini az çok anlamanın bilinciyle onun sözlerini keserek elini yanağına götürdü ve parmaklarının tersiyle okşarken gözlerine kendini ve onu ilk gördüğü andan beri kalbinde hissettiklerinin yoğunluğunu anlatmak istercesine konuştu.
"Sana söz verdim! Seni asla bırakmayacağım. Senin ısrar ettiğin gibi iki dünyam olsa bile, değil iki dünya, on dünyam da olsa ben seni tek ve gerçek olan dünyama çok önce aldım." Başını hafifçe yana eğerek karısının gözlerine üzgünce baktı."Seni burada bağlayan bir şey yok ne demek? Beni buraya bağlayan çok şey var Sarah! Geniş kocaman bir ailem var,kardeşim,kuzenlerim var. En önemlisi sen varsın! Karımsın! Sana sahip olduktan sonra gidip dönmeyecek kadar şerefsiz miyim ben!" Kocasının dudaklarından dökülen son sözler sorarcasına yüzüne çarpsada Sarah bakışlarını kaçırdı yavaşça.
Kendinden bakışlarını kaçıran karısının eline uzanarak avcunun arasına alarak kalbinin üzerine bastırdı. Sarah'ın gözleri Kaan'ın bu hareketi ile kocasını bulurken o bakışlarındaki farklı bir pırıltıyla sözlerine devam etti.
"Boş olan kalbi dolduracak birileri her zaman olabilir ama benim kalbimi doldurabilecek bir kadın var oda sensin!Gün gelecek sadece sen olacaksın bu kalpte! " Kocasının sözleri ile heyecanlanırken avuç içine çarpan kalbin ritmiyle dudaklarına bir tebessüm yayıldı. " Nasıl başlarsak başlayalım karım olan sensin ve kalbimi çalabilecek tek kadın da sensin! Gerçek dünyam da bir karım varken onun aşkını kazanmak yerine, hayalimdeki bir kadının peşinde sürüklenecek kadar aptal değilim. Bu yüzden korkullarından kurtul ve kendine eziyet etmeyi bırak artık!"
Kocası kalbine dokunacak sözleri ile onu sakinleştirmeye çalışsa da içindeki hüzne ve korkuya, hiç bir söz kafi değildi. Kocasının sözleri kalbine işlese de gidecek olmasının verdiği hüznü ve yalnızlık korkusunu yenmesine yardımcı olmuyordu. İçinin karmaşası gözlerine bir hüzün bulutu gölgesi düşürürken fısıldadı.
"Benim kendime eziyet etmemem sonucu değiştirmeyecek, sen yine de gideceksin! Hayallerin için gideceksin!" Başını çaresizce önüne eğen Sarah daha fazlasını istemeyi kendinde hak görmüyordu. Gitme diyemiyordu çünkü her insan gibi kocasının da hayalleri vardı. Kendisi de kurmuştu hayaller. Sevdiği vr sevildiği bir adamla evlenmenin hayallerini kurmuştu hep. Yaşadığı ülkede gerçekleşmesi zor bir hayaldi belki ama orada kura bileceği en büyük hayaldi. Sevildiğini bilmese de en azından evlendiklerinde hoşlandığı,şimdi ise sevdiği adamdı kocası. Kendisinin bile gerçekleşmesi zor bir hayali gerçekleşirken kocasının hayallerinin karşısında durmak haksızlık gibi geliyordu. Fakat sevilmeyi beklenen yanı gitmesini istemiyordu.
"Evet gideceğim!Ama işlerimi yoluna koyduktan sonra her fırsatta yanına geleceğim! Elimden geldiğince seni yalnız bırakmayacağım Sarah! Gitmeden önce nikah için gün alacağız ve ben bir daha ki sefere resmen evli bir adam olarak gideceğim! Bu seni hiç yalnız bırakmayacağımın bir kanıtı değil mi sencede?" Karısını ikna etmek istiyordu. Ne olursa olsun giderken arkasında onu korkularıyla başbaşa bırakmak istemiyor. Korkularını,endişesini biraz da olsa hafifletmek istiyordu. Karısının yüzünü avuçları arasına alarak eğdiği başını kaldırıp gözlerini birleştirdi. Gözlerindeki bakış gitmek istediğinin en büyük kanıtıydı. Kendisini anlamasını istercesine yalvarırcasına baktı. "Hayallerimin önün de durma Sarah! Buna ihtiyacım var! Kendim için bir şeyler yapmaya gerçekten ihtiyacım var artık! Herkes için ideallerimden feragat ettim bu güne kadar ama bundan sonra ben de hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum! Sen istesen de istemesen de gideceğim ama seni böyle bırakıp gitmek istemiyorum!"
Sarah için bir sözü yetmişti gitmesini kabullenmesi için. Herkes için ideallerimden vazgeçtim demişti. O herkesten birisi de kendisiydi. Bu kabullenişle başını olumlu anlamda salladı. İçindeki belki de haksız kırgınlığı gizlemek için gülümsemeye çalışarak karşılık verdi kocasına.
"Bu kadar gitmek istiyorsan benim sana engel olmak gibi bir hakkım yok. Senin hayallerin senin ideallerin. Hayallerini gerçekleştir Kaan. Beni engel olarak görmeni gerektirecek bir sebep yok. Sen haklısın! Korkularıma ve endişelerime yenik düşerek seni en çok istediğin şeyden alı koyamam!" Kocasının yüzünde ki ellerine uzanarak üzerine ellerini kapatım burukça gülümsedi. "Konuşmamız bittiyse banyoya gitmek istiyorum." Kaan karısının bakışlarından aslında söylemek istediklerinin bunlar olmadığını anlasa da daha fazla üstelemedi. Alnına bir öpücük bırakarak geri çekilip fısıldadı.
"Üzerim de hakkın olduğunu biliyorsun! Bir daha böyle şeyler söyleme! Senin benim üzerim de nasıl hakkın varsa benim de senin üzerinde var!" Sarah gözlerini zorlayan yaşlardan kurtulmak için bir an önce banyoya gitmek istiyordu. Başını hızla sallayarak karşılık verdi kocasına." Kalbine sahip ol, karım olduğunu unutma! Beni seveceğin günü beklediği mi de unutma sakın!" Sarah başını tekrar olumlu anlamda başını sallarken Kaan alnına bir buse daha kondurup hülümseyerek fısıldadı. "Hadi git şimdi." Kocasının sözleri ile Sarah onun kollarından sıyrılarak hızla banyonun yolunu tuttu.
Banyoya giren kız duşun altına girerek suyu açtı ve tutmakta zorlandığı göz yaşlarını serbest bıraktı. Uzun süre banyoda kalan Sarah kocasının uyarıları ile banyodan çıkarak tekrar Hayal'in odasına gitse de Kaan onu yine kendi odasına getirmeyi başarmıştı.
Sabahın erken saatlerinde gözlerini açmak için çabalarkrn başındaki ağrıyla yüzünü buruşturdu. Gözlerindeki ince acıyla ellerini gözlerine götürerek bastırarak içinden homurdandı. Elinde hissettiği sert cisimle gözlerini hafifçe aralayarak elini görüş alanından biraz uzaklaştırdı. Sol elinde gördüğü alyansla kaşları şaşkınlıkla havalanırken başını hızla yan tarafa çevirse de karşılaştığı boşlukla yüzünün asılmasına engel olamadı. Örtüyü üzerinden sertçe kaldırarak söylendi.
"Sabahın ilk ışıklarına kadar adamın kollarından ağlarsan böyle kaçarcasına gider işte!" Kendi kendine kızmaya devam ederken ihtiyaçlarını gidermek için sert adımlarla banyoya ilerledi.
Kaan karşısında kendine öfkeyle bakan kadınlara bıkkınlıkla karşılık verdi.
"Daha kaç kere anlatmam gerekiyor!? Ya benim hayallerim ve ben hayallerimin peşinden gitmek istiyorum artık!" Rüya oğluna ters bakışlar atarak homurdandı.
"Hayalmiş! Sarah'ın hayalleri ne olacak!? Sen o hatayı yapmasaydın belki de o kızın da kurduğu hayalleri gerçekleştirmek için imkanları olabilirdi! En azından senin gibi bencil bir kocayla değil de daha anlayışlı bir adamla evlenebilirdi!" Kaan annesinin sözleri ile ellerini sinirle yüzünde gezdirdi. Neden kimse onu anlamak istemiyordu? Niyr kimse biraz olsun yardımcı olmuyordu?
"Anne ne alakası var!? Ne yi bencillik bu yaptığımın şimdi!? Hem ne demeye ikide bir başka adam sokuyorsunuz araya!? Olan oldu artık! Ben nasıl kabullendiysem o da kabullendi bu evlilik mevzusunu merak etmeyin siz!" Ayşe elindeki çay fincanı ilr masaya oturarak uzun saçlarını omzundan attırıp Kaan'a ters bir bakış attı.
"Oğlum o hayalleri bekarken kurdun. Şimdi evlisin ve karının da fikirleri önemli. Bir kadın gönül rızası ile kocasını öyle bir dünyanın içine güle oynaya yollamaz!"
"Sarah izin verdi Ayşe teyze!" Başını Ayşe'nin biraz önceki sözlerini onaylarcasına hafif yana eğerek sözlerine devam etti. "Tamam belki güle oynaya değil ama beni anladığına eminim ben." İsyan edercesine yüzünü buruşturarak karşısındaki kadınlara baktı. " Üstelik sanat camiasından bahsediş tarzınız hiç hoş değil! Anlamıyorum o camia ya girince ne değişecek ki? Evliyim ben ya! Bana güvenmeyişiniz, gerçekten hayal kırıklığına uğratıyor beni artık!" Azra tek kaşını kaldırarak elini hava da gelişi güzel salladı.
"Boş versene sen! Bir de baban gibi entel dantel konuşup durms karşımızda! Nihayetinde erkeksin! İki çıplak bacak gördüğündüz de aklınız şaşar! Kendine güveniyormuş ayaklarını da geç çocuğum! Bir de evliyim diyorsun!" Gözlerini bıkkınca deviren Kaan'ı umursamadan ellini gözünün önünde salladı. "Hani nikah cüzdanın!? Kime ne ispatlıya bilirsin!? Her gün o çok hoşlabdığın camia dan binlerce haber izliyoruz,kusura bakma ama evli olanlar bekarlardan önce şeylerinin peşinden koşuyorlar! Kimin eli kimin cebinde belli değil! Üstelik karının yanında olmadığın zaman,onu hemcinslerine karşı kim koruyacak!? " Azra'nın sözleri ile Kaan dişlerini sıkarak tıslarcasına cevap verdi.
"Sarah'ın korumaya ihtiyacı yok! Benim karım kendisini gayet iyi koruyabiliyor Azra teyze sen bunları düşünme!" Azra onun sözlerine dudağını bükerek omuz silkerken Deniz araya girdi.
"Elbetteki kendini koruya biliyor Kaan ama gözden uzak olan gönülden de ırak olur demiş atalarımız! Senin yokluğun da karının kalbini çalmaya çalışacak bir sürü adam olacaktır! Aynı hatayı Yunus amcan da yapmıştı yıllar önce. Sonuçları pek iyi olmamıştı." Deniz sözlerini bitirince bakışlarını umursamazca tırnakların da gezdirdi. Esha çayından aldığı bir yudumu aceleyle yutarak Kaan'ın koluna dokunup bakışlarını birleştirerek sırıttı.
"Ayrıca resmi nikahın bile yok! Senin yokluğun da Sarah'ın gönlü başkasına kayarsa ne yapacaksın?"Ellerini kaldırarak dur işareti yapıp gözlerini irice açtırdı. " Bak ama zaten benim de gönlüm yok diyorsan ona bir şey diyemem! Öylesi ikiniz içinde iyi olur bence!" Kaan bedenini yanında oturan kadına doğru çevirerek öfkeyle homurdandı.
"Ya ne saçmalıyorsun sen Esha teyze! Ne gönlü!? Ne adamı!? Diyelim ki öyle bir şey oldu,siz de böyle bir şeye müsade mi edeceksiniz!? Ya karım o benim be!" Leyla doldurduğu çay fincanını Kaan'ın önüne bırakarak şekeri de ysnına koyarsk iki elini mssaya koyup hafifçe Kaan'ın üzerine doğru eğilerek bakışlatını kısıp baktı.
"Hani kanıtın! İmam nikahı resmiyette bir şey ifade etmiyor Kaan! Aşık mısın karına? O da sana aşık mı!? Ondsn mı bu kendine güvenen hallerin!? Yüzüğü taktın mı!? Nikahı bastın mı!? Neyine güveniyorsun sen oğlum!?" Kaan'ın burnunun dibindeki kadına çatyığı ksşlarının altından bakarkrn Leyla arjasındaki sandalyeye oturdu sakince."Ne aşk,ne yüzük,ne de nikahla karını kendine bağlaya bilirsin! Elbetteki bunlar gerekli, ama en önemlisi ilgi! Sen uzaktayken onunla ilgilenemeyeceksin! Sarah sana aşık bile olsa bu aşk ona eziyet gibi gelecek her geçen gün! İlgi bekleyecek,sevgi bekleyecek, sen bunları ondan uzakta olduğun sürece veremeyeceksin ve o da kendisine bunları veren birini bulacak ister istemez! Çünkü her kadın sevgi ve ilgi bekler oğlum. İşte o zaman,şimdi o çok güvendiğin imam nikahınız bil bu evliliğin bitmesine engel olamayacak!"
Kaan başını sabır dilenircesine sağa sola sallayarak ellerini kaldırıp,parmaklarını derdini anlatmak istercesine birleştirerek sıkıntıyla konuştu.
"Ya bir izin vermiyorsunuz ki ben de düşüncelerimi paylaşayım! Osman ve Ahmet, dün nikah için gerekli olan belgeleri yolladılar. Bu gün gidip nikah için gün alacağım!" Kadınlar şaşkınca bitbirlerine bakıp gülüşürken Rüya konuşmak için hareketlenmişti ki Kaan ellerini kaldırarak onu susturdu. " Anne el birliği ile içimi kararttınız! Ben sizi yeterince dinledim şimdi siz beni dinleyin lütfen!" Bakışlarını kadınların üstünde gezdirerek sözlerine devam etti. "Sarah'ın parmağına yüzüğü taktım! Nikah için gün alacağım ve en kısa zamanda nikahı basacağım! Düğün için uygun zamanı ayarlayacağım!Burada kaldığıns göre çantası burada dır diye düşünerek, nikah günü için kimliğini almaya gelmiştim ama içimi karartıp,beni azarlamanız yüzünden bunu bile söyleyemiyorum!" Kadınlar Kaan'ı tartarcasına bir birine bakarken kahvaltısından başını kaldırmayan Asya,Kaan ve annelerinin konuşmalarını dinlerken eğlendiğini belli etmemrk için kahvaltısı ile meşkuk olmuştu hep. Kaan'ın bu kadar çabuk yola geleceğini tahmin etmemişti. Dün gece baskın yapıp kocaları kızları evlerine götürmeseydi iyi eğlence çıkardı. Yarın okulu için İzmir'e dönmek zorundaydı ve esas kendisi, bu işin devamın daki eğlenceden mahrum kalacaktı. Mecburen gitmesi gerekiyordu okulu bir kaç gün daha ertelese de hafta sonu arkadaşının nişanı vardı ve ona katılmazsa sonu onun için hiç iyi olmazdı. İçindeki sıkıntıyı bastırmaya çalışarak ağzındaki lokmasını aceleyle yutarak yerinden kalkıp Kaan'ın omzuna dokundu.
"Ben hemen alıp geliyorum kuzen. Bence de sen nikahı hemen bas, yoksa ya bunlar kaçıracak Sarah'ı ya da sen çok yakın bir zaman da magazin dünyasına afilli bir giriş yapacaksın! Magazin başlıklarını şimdiden görür gibiyim." Asya iki elini kaldırarak baş ve işaret parmaklarını açtırıp uzun bir mesafe göstererek bakışlarını kıstı. " Şok...şok...şok... Ünlü oyuncu Kaan Hekimoğlu bir kadını ham..." Kaan oturduğu yerden fırlayarak Asya'nın ağzını hızla kapatıp kendisine şüpheyle bakan kadınlara şirince sırıttı.
"Biz Sarah'ın kimliğimi alalım. Bir an önce nikah gününü alayım ben." Asya'yı kokundan tutarak mutfaktan dışarıya doğru çekiştirdi. Kızın kokunu bırakarak elini ağzından çekerek öfkeyle gözlerine bakıp dişlerinin arasından tısladı.
"Ne yapıyorsun sen!? Aslanların arasına atıp beni parçalatmak mı niyetin!? " Asya,Kaan'ın sözlerine karşılık omuzlarını silkerek kaldıkları odaya doğru ilerlerken umursamazca söylendi.
"Doğruları söylüyorum! Sarah'a dokunmadan önce gelseydi keşke o aslanlar aklına!" Kaan kızın sözleri ile şaşkınca ona bakarak yüzünü buruşturup lafı ağzında geveledi.
"Yok öyle bir şey! Onu da nereden çıkarttın!" Asya önünde durduğu oda kapısını açmadan arkasında duran adama dönerek mavi bakışlarını kıstı.
"Salak mı var karşında! Sen ve o Tuğra'nın ciğerini bilirim ben! Bir halt yediğiniz zaman eliniz ayağınız bir birine dolanır ne yapacağınızı şaşarsınız siz! Bir de karşıma geçmiş inksr ediyorsun! İnkar etmeden kollarındaki tırnak izleri ile boynundaki ısırık izini saklasaydın önce!" Asya'nın sözleri ile Kaan'nın bakışları hızla kollatına kayarken bir elini de hemen boynuna atmıştı. Asua onun bu haline sen adam olmazsın dercesine başını sallayarak sırıtıp kapıyı açarak içeriye girdi. Kaan da arkasından odaya girerek honurdandı.
"Ne alakası var kızım ya! Belki seviştik sadece! Hem sen benimle uğraşacağına kendine birini bul! Yoksa o çok korktuğun şey olacak sonun da Tuğra'ya kalacaksın! Eee beni kaybettin Tuğra'yı dq kaybedersen evde kalacaksın." Asya eline aldığı çantanın fermuarını açarken bakışlarını karşısındaki adama çevirerek ters ters bakıp homurdandı.
"Zevzek misin sen!? Yoksa tipin mi öyle gösteriyor! Bu güne kadar benimle sevgili olmaya çalışan bütün erkekleri geri püskürten sizdiniz hatırlatırım! Şimdi de bana evde kalmış musmelesi yapma! Dilini koparı veririm senin!" Kaan ağzına gizli bir fermuar çekerken Asya mavi gözlerini tekrar çantaya çevirdi ve gülümseyerek sözleribe devam etti. "Hafta sonu arkadaşımın nişanı var. Bu defa ne sen vsrssın yanımda ne de Tuğra. Sen hayallerin iöün gidiyorsun,Tuğra görevi için gitti ve nişanın ertesi gğnğ dönecek miş. Bu da demek oluyor ki bu defa yalnızım ve şeytanın bacağını kırabilirim. Hem hissediyorum kaderimi değiştirecek bir şey olacak!" Açtığı cüzdan dan Sarah'ın kimliğini alarak karşısındaki adama uzatıp gülümseyerek göz kırptı. "Belki hayatımın aşkı gelir beni bulur ne dersin?" Kaan kızın elindekii kimliği alarak ona doğru bir adım atıp kolunu omzuna dolayarak sırıttı.
"Şansını fazls zorlama istersen. Herkes evlenecek diye bir kural yok neticede. Belki ecüş bücüş,evde kalmış bir nine olmak vardır kaderinde." Asya,Kaan'ın sözleri ile omzundaki kolunu hırsla ittirerek çemkirdi.
"Senin gini bir aptalı bile kabul eden biri çıktıysa beni de alan biri çıkar elbet!" Bakışlarını kısarak işaret parmağını kaldırıp kendisini sırıtarak izleyen kuzeninin göğsünü dürttü. " Birini bulmak isteseydim siz bile engel olamazdınız! Ben inanıyorum kimseyi istemediğim,kendimi sakındığım için beni hak eden biri çıkacak karşıma! Kader öyle biri ile bağlayacak ki yolumu siz bile şaşıp kalacaksınız!" Kaan karşısındaki kızın sarı saçlarını karıştırarak küçük bir kahkaha attı. Asya saçlarındaki eli öfkeyle ittirirken Kaan kapıya doğru yöneldi.
"Evet. Evet. Ben de hissediyorum bak.Buruşuk bir nine olunca çıkacak o hayalindeki adam karşına ama azrail olarak! Elinde orağı ile karşına dikilip seni almaya geldim diyecek!" Sözlerini bitiren Kaan kendisine yastık fırlatan kıza muzipçe göz kırpıp kapıyı hızla kapattı. Asya'yı odada öfkesi ile başbaşa bırakarak mutfağa doğru ilerleyip başını uzattı ve annesine seslendi.
"Anne ben çıkıyorum." Rüya elindeki çay fincanını masaya bırakarak oğlunu yolcu etmk için ayaklanıp kapıda arkasından yetişti. Kaan ayakkabılarını giyerken annesine bakmadan konuştu.
"Sarah biraz rahatsız. Sana zahmet kontrol ediver sonra anne. İşim çok bu gün akşama ancak gelirim ben." Rüya bakışlarını kısarak oğluna şüpheyle bakarak tişörtünden çekiştirdi.
"Sen nereden biliyorsun Sarah'ın rahatsız olduğunu!" Bakışlarını daha çok kısarak oğlunun koluna bir çimdik atıp dişlerini sıkarak sahte bir öfkeyle tısladı. " Bana bak Kaan yoksa dün gece kızın yanında mı kaldın!? İçeri de teyzelerinin yanın da üstelemedim ama yüzük falan taktım dedin ne ara yaptın sen onu." Kaan annesinin soruları ile önce paniklesede sonra şirince sırıtarak cevap verdi.
"Telefon denen bir şey var anne. Karımı arayıp halini hatrını sormayım mı? Bu gğn sabah aradım rahatsız olduğunu söyleyince kapıdan bir uğradım. Yüzüğü de o ara taktım. Hem gelinin beni eve alır mı hiç anne!? Öyle bir kız mı senin gelinin!?" Kaan annesinin düşünceli halini görünce uzanıp yanağından öptü. "Hadi ben çıkıyorum. Dediğimi unutma kontrol er Sarah'ı." Kadın düşünceli bir şekilde başını sallarken Kaan kapıyı açarak dışarı çıkmıştı ki karşı dairenin kapısı da açılınca babası ile göz göze geldi. Dünkü anıyı hatırlayınca yüzüne yayılan sırıtmaya engel olamazken babasının yüzüde aynı hızla öfkeyle kararmıştı.
"Buradan kovulunca geceyi orada mı geçirdin it oğlu it!" Rüya'nın bakışları kocasının sözleri ile şüpheyle oğlunu bulurken Kenan devam etti sözlerine." Biz sokak köpekleri gibi sürünelim Rüya hanım biricik oğluna kıyamasın eve alsın! Kızım hiç mi akıl etmiyorsun bu arizano kertenkelesi ile gelini aynı eve alırken sonunun nereye varacağını?" Rüya bakışlarını kocasına çevirerek şaşkınca konuştu.
"Ne! Kaan sizin yanınız da kalmadı mı dün gece?" Kaan işlerin karışmaya başladığını anlayınca adımlarını merdivenlere yönlendirerek anne ve babasına fark ettirmeden sessizce gözden kayboldu.
"Dün abuk subuk konuşup beni çıldırtınca evsen attım hayvanı!" Fırsattan istifade karısına doğru ilerleyerek yüzünü buruşturarak sokuldu. "Rüyam oğlunun bana yakıştırdığı şeyi bir duysan halime acırsın yeminle.Evimize dönelim art..."
"Ay bir sus Kenan ya! Ne evi!? Sen ne demeye bu çocuğu evden atıyorsun!? Sarah'ı bizim eve yollamıştım dün ben!" Kenan karısına biraz daha sokularak kendisine acındırarak fısıldadı.
"Ne demek ne evi kızım? Sana oğlun bana neler yakıştırdı diyorum se..." Kenan karısının diğer söylediklerini algılayınca yüzünü buruşturup sorgularcasına karısına baktı. Elini hava da gelişi güzel sallayarak tıslarcasına söylendi. "Sarah'ı bizim eve yolladım derken!? Miye yolluyorsun kızı yalnız başına bizim eve kadın!?" Rüya gözünün önünde sallanan kocasının eline setirtçe vurarak çemkirdi.
"Biraz rahatsız dı ben de dinlensin diye yolladım. Derya yı riske atmak istemedim! Bir oğluna sahip çıkamadın be adam! Yüzüğü taktım dediğine göre kesin dün gece orada kaldı bu! Allah seni bildiği gibi yapsın Kenan!"
"Sen dua ette sadece yüzüğü takmış olsun!" Kocasının sözleri ile kadın yüzünü buruşturarak kocasının bedenine ardı ardına vurmaya başladı.
"Allah seni kahretmesin emi nasıl konuşuyorsun sen!? Oğlunda aynı sana çekmiş kuduruğun teki! Bir de istemiyorum ayaklarına yatıyordu! Bulduğu ilk fırsatta kızın yanın da geçirdi geceyi!" Karısının darbelerini engellemek için ellerini tutarak kendine doğru sertçe çekerek homurdandı.
"Benim ne suçum var şimdi? Hem niye ilk fırsat olsun bunlar köyde de kaldılar başbaşa! Sen en iyisi torun hazırlıklarına başla bebeğim bizim oğlan es geçmemiştir bence bu mevzuyu. Ne de olsa babasının oğlu." Rüya ellerini kocasının tutuşundan kurtararak bir elini alnına götürerek telaşla dolandı.
"Bir de geçmişinin kirli hatıraları ile böbürleniyor! Allahım sen bana sabır ver!" Kocasının koluna sertçe vurarak öfkeyle homurdandı. " Sarah köyde ilk Derya'ların yanın da kaldı! Öyle bir şey olsa hem Derya hem Yasemin söylerdi bana! Ayyy! Şimdi bayılacağım tansiyonum düştü galiba!" Karısının beline kollarını dolayan adam telaşla konuştu.
"Sakin ol hayatım. Ne var bun da bu kadar büyütecek. Evli onlar. Yakında resmi nikahları da kıyılır. Boşuna harap etme kendini." Rüya kaşlarını çatarak kocasına sertçe baktı.
"Düğün de gelinin,eşin dostun için de kocaman karnıyla gzerken sen sakin olursun artık Kenan!"
"Bir aya kalamadan düğünü de çıkarırız aradan güzelim sen üzme kendini." Rüya belindeki elleri ittirerek bıkkınca söylendi.
"Git Kenan git! Terk et burayı! Oğlunu bulursan yaparsın düğünü! Sen gini aklı bir karış havada. Gelini bu halde bırakıp hayallerinin peşinden koşma niyetin de o beyinsiz oğlun! Yakışıklılığını benden almış! Benim yakışıklı oğluma oyunculuk yakışır diye diye sen soktun o çocuğun aklına oyunculuğu! Şimdi git durdur durdura bilirsen!" Kenan karısının sözleri ile ne diyeceğini bilemezken Rüya açık kapıdan içeriye girerek kocasına ters ters bakıp söylendi. " Düğünmüş! Sen ancak torununa sünnet düğünü yaparsın bu akılla!" Kapıuı kocasının yüzüne sertçe çarparak içeriye girdi ve elbisesinin eteklerini çekiştirerek büründüğü rolden sıyrılıp arkadaşlarının yanlarına ilerledi.
O günün üzerinden tam iki ay geçmişti Kaan söylediği gibi nikah günü için o gün başvurmuş ama çıkan pürüzler nedeni ile nikah tarihini bir türlü alamamıştı. Bu defa kimsenin onu durdurmasına fırsat vermeyerek iki gün içinde çekilecek film için görüşmeye gitmiş ve anlaşmayı imzalayarak geri dönmüştü. Geri döndüğü hafta Sarah,Enes beyin ölümü sebebi ile kayın babası ile ülkesine gitmek zorunda kaldığı için Kaan o hafatayı da nikah işlemleri ile uğraşarak geçirmiş fakat bir sonuç elde edememişti. Nikah mevzusunu ekimleri bitipte Ankara'ya tekrar döneceği zamana ertelemişti. Sarah'ın canı nikah mevzusu yüzünden sıkılsa da esas canını sıkan kocasının işi yüzünden görüşememeleri idi.Gideli iki ay olmasına rağmen işlerinin yoğunluğu yüzünden hiç gelememiş telefonda kısa konuşmalarla idare etmek zorunda kalmışlardı. Nikah meselesi de onun gelemeyişi yüzünden askıya alınmıştı zaten. Kendisi ilgilendiği için kimseyi karıştırmak istemiyordu bu mevzuya. Sarah ise artık dayanma gücünün sımırlarında geziyordu.
Kaan her konuşmalarında onu ne kadar rahatlatmaya çalışsa da artık Sarah iyiden iyiye hata yaptığını düşünür olmuştu. Kocasına teslim olmakta çok erken davranmıştı. Belki de hevsini alınca Kaan bazı şeyler için ağırdan almaya başlamıştı. Konuşmaların da nikah mevzusuna ikisi de değinmemeye çalışıyordu. Sarah baskı yapıyor gibi hissettirmek istemediği için konuyu açmazken kocası ise hiç o konuya girmiyordu. Zaten konuşmaları da kısıtlıydı. Ya yrmek arasında konuşuyorlar ya mola zamanın da,ya da çekimler bitipte yorgunluktan uyuyup kalmazsa o zamanlar kısa konuşmalar yaşanıyordu aralarında. Sarah'ın şu an sevindiği tek şey hamile olamyışıydı. Bu karışıklıkta bir de hamile kalmış olsaydı bunca insana ne derdi. Utancından terk ederdi burayı. Ne kocasını ne söz verdiği aşkı,be de bir türlü kıyılamayan nikahı beklerdi. Terk ederdi bu şehri.
Eline dokunan elle daldığı düşüncelerden sıyrılarak Derya ile birleştirdi bakışlarını. Kendisine butukça gülümseyen kızla oda aynı şekilde gülümsedi.
"Gelecek! Benüm tanıdığım Kaan kimseyi yarı yolda bırakmaz! Üstelik bu kişi karısıysa hiç bırakmaz! Çünkü karısını seviyor! Hem de o otel de ilk gördüğü andan beri." Arkadaşının sözleri ile Sarah başını olumsuz anlam da salladı.
"Sevmiyor! Yani öyle hissetmemi sağlayacak hiç bir şey yapmadı. Galiba en azından bu konuda minnettarım ona. Benimle yalanlar üzerine bir ilişki kurmadı her zaman açık oldu. O beni değil,ben onu ilk gördüğüm andan beri seviyorum. O bana aşık olmadan dokundu ben ona aşkımla teslim oldum. Burada ben sakladım galiba bazı şeyleri." Uzun sözlerinin ardından derin bir nefes alarak dolan gözlerini kırpıştırdı. Yaşların akmamasına izin vermemek için. " Benim kararımı kabul etmesede hayallerinin peşinden gitmeyi istediğini söyleyerek düşüncelerini paylaştı benimle. Gitme diyemedim! Hayallerin benim yok oluşum olur diyemedim! Herkes için hayatımdan hayallerim den vazgeçtim gibi bir söz kullandı. İşte ben o zaman engel olmaktan vaz geçtim. Benim yüzümden büyük bir fedakarlık yaptı,bir de hayallerinin önğne engel olmak istemedim. " Derya arkadaşına biraz daha yaklaşarak elini avuçlatı arasına alıp dolu gözlerle baktı Sarah'a.
"Yalnız değilsin! Biz varız! Sen iste yollayım bütün erkekleri kolundan tutup getirsinler! Başlarım onun hayaline! Hiç bir şey karısından daha değerli olamaz! Seni böyle üzecekse o hayalden ne hayır gelir! Aptal! Zaten hep aptal dı!" Sarah arkadaşının son sözleri ile kıkırdarkrn o hırsla elindeki elmayı ısırdı.
"Seni almaya geldikleri gibi benim için de giderler mi sahiden!?" Sarah'ın beklenti ile sorduğu soruyla Derya'nın ısırdığı elma buğazında kalmıştı. Dolan gözlerini kırpıştırarak başını olumlu anlamda salladı. Sarah'ın hareketi ile gözünden damlayan yaşla omuzlarını silkti. "Benim için niye yapsınlar ki? Onlar senin kuzenin hep birlikte büyüdünüz,ben onlar için yabancı biriyim sonuçta."
"Kim demiş yabancısın diye!?" Sarah ve Derya arkalarından gelen sesle olduğu yerde sıçrarken ikilinin bakışları da o yöne döndü.
Kayra elindeki ilaç poşetini masanın üzerine koyarak kızlara doğru bir kaç adım attı ce bakışlarını Sarah'a çevirerek tekrar konuştu.
"Sen bu ailenin kızı bizim de kardeşimizsin! Öyle kendi kendini dışlamakta neyin nesi!? Sen yeterki iste! O Kaan salağının ksfasını kırar yine getiririm ben buraya! Karımın yerini bilipte söylemediği için hala kızgınım dalacak bahane arıyorum zaten senin onu getirmem için bir abi demen yeterli! Elimden kimse alamaz o piçi!" Karısına doğru ilerleyip başına bir öpücük bırakıp yanına oturdu. Bakışlarını tekrar Sarah'a çevirerek sözlerine devam etti. " Sadece ben değil bütün erkekler diş bilemeye başladı o dangalağa zaten! Hayalmiş,hayali de bir boka benzese bari!? Senin hayallerini yıkarak,kendi hayallerini inşa edecekse sikerim ben öyle hayali!"
"Kayraa!" Karısının uyaran sesi ile bakışlarını ona çevirerek ne var dercesine baktı. " Farkında mısın bilmiyorum ama Kaan şu an hepinizin yaptığı hatayı yapıyor. Bu çıkışın bşraz saçma değil mi sencede!?" Kayra elini sertçe kaldırarak tısladı.
"Tamam işte! Ben de onu diyorum! Bizim girdiğimiz yollara girmesin! Yaptığımız hataları yağıp zaman kaybetmesin! Bizi örnek alsın Derya! Ben ona kızarak kendi suçumu bastırmıyorum! Gerekirse tutup kolundan getireyim ne bir birlerine acı çektirsinler ne de boşa zaman kaybetsinler istiyorum!" Sarah ikili arasında bir tartışma çıkmasını engellemek için ılımlı davranmaya çalışarak tebessüm edip araya girdi.
"Bizde geçeceğiz demekki o yollardan abi. Kaderde ne varsa o gelirmiş başa. Bekleyip görelim. Siz canınızı sıkmayın hiç." Konuyu değiştirmek için bakışlarını Derya'ya çevirerek gülümsedi. "Jamal abim aradı bu gün." Derya ilgili bakışlarını arkadaşına çevirerek sordu.
"Ne dedi? Ne zaman gelecek miş? Halletmiş mi işlerini? Beni niye aramamış? Bana niye vermedin telefonu? Ben de konuşurdum."
"Hasbin Allah!" Kayra karısının ilgili tavırları ile memnuniyetsizce homurdanarak ters ters baktı. " Yavrum ben yanın dayım farkında mısın? Elin adamı ile ilgilendiğinin üçte biri benimle ilgülenmiyorsun Derya! Başlıyacağım Jamal'ınıza artık ha! Bu ne lan yırtık dondan çıkar gibi iki de bir fırlıyor ortaya!" Sarah,Kayra'nın sözleri ile kıkırdarken Derya yüzünü buruşturarak kocasına baktı.
"Ne biçim sözler onlar Kayra! Bak bebeklerin yanında iki de bir küfürlü konuşup durma! Her şeyi işitiyor onlar! Sokak ağzı öğretiyorsun şimdiden ya! Ne biçim babasın sen!?" Kayra oturduğu yerden karısına doğru dönerek ellerini beşinci ayına giren karısının karnının yanlarına koyarak öfkeyle fısıldadı.
"Siktiğimin şerefsizini merak ettiğin sürece böyle konuşacağım oldu mu? Üstelik o piçe karşı en güzel küfürleri de bizzat kendim öğreteceğim! Böyle de şahane bir babayım karıcığım!" Karısının ağzı açık kendisine baktığını görünce bakışları ile karnındaki ellerini işaret etti. " Bebeklerin kulaklarından çekeyim mi ellerimi? Yoksa sen merakla o puştu konuşacaksan benim küfürler de sırada bekliyor boşa çekmeyim ellerimi!" Karnındaki kocasının ellerine sertçe vurarak homurdandı.
"Terbiyesiz! Kıskanç herif!"
"Terbiyemi bozmadım henüz!" Kayra kaşlarını havalandırarak karısına imalı bakış atarken Sarah tekrar konuştu.
"Sen uyuyordun bende uyandırmadım seni.Sesi kötüydü. Üç gün önce annesini kaybetmiş. Doğal tabi."
"Üzüldüm. Bir tek annesi vardı onu da kaybetmiş demek." Sarah onu onaylarcasına başını sallarken Kayra da üzülmüştü adam için. Koca dünya da yapayalnız kalmak zor olmalıydı.
"Fastaki bütün işlerini halledip Türkiye'ye yerleşcekmiş. Fas ile bir bağlantısı olmasın istiyormuş."
"Adama bak! İnsan doğup büyüdüğü vatanını terk eder mi? Vatan sevgisi olmayan bir adam dan her şey beklenir!" Derya kocasının sözleri ile bıkkınlıkla gözlerini devirirken aynı tepki bu defa Sarah tan da gelmişti.
"Bir kız varmış. Arkadaşının kardeşi. Başka ortak bir arkadaşlarının düğününde tanışmışlar iki hafta önce. Türkiye'den miş." Derya şaşkınca karşısındaki arkadaşına bakarak heyecanla sordu.
"Aaa! Nereliymiş? Nasıl bir kız mış?" Karısının ardı ardına sorduğu sorularla Kayra homurdandı.
"Yahu kadın sanane? Sanane? Kimse kim!" Kaşlarını havaya kaldırarak başını olumsuz anlam da salladı. " Yok bu adamdan hiç haz etmedim ben! Lan anası ölmüş adam kızdan bahsediyor var mı böyle bir şey? Vatan sevgisi yok! Ölüye saygı yok! Acıma duygusu da yok! Ne biçim adam bu?"
"Ayyy! Kayra yeter! Kalk git! Her lafın içindesin bir konuşturmadın ya!" Kayra karısının yanından kalkarken ona ters bir bakış atıp kulağına doğru yanaşarak fısıldadı.
"Beni kovduğun içi bu gece pişman olacaksın güzelim. Oysa seninle çok güzel planlarım vardı." Geri çekilirken dudaklarını karısının yanağına sürtüp çapkınca göz kırptı. Karısının yüzünün aldığı şekille gülerek yanlarından ayrıldı.
Sarah arkadaşının yüzündeki pişmanlıkla kıkırdamamak için kendini zor tutarak biraz önce sorduğu sorulara cevap verdi.
"Kız Mardin liymiş. Dediğim gibi arkadaşının kız kardeşiymiş. Ortak arkadaşlarının düğününe kız kardeşi ile katılmış. Orada tanışmışlar ama devamı yok galiba. Jamal'ı biliyorsın sonuçta örfüne adetlerine bağlı. Eminim kızla konuşmamıştır bile." Derya dudaklarınu bükerek başını arkadaşını onaylamaz gibi salladı.
"Bence konuşmuştur. O kadar da değil artık. İlk karşılaşmamız da nile bemimle iletişim kurmak içi. O uğraştı. O kadar da yabani değil bence. En azından telefonla konuşuyorlardır."
Sarah omuzlarını silkerek karşılık verdi arkadaşına.
"Belki de ola bilir. Sözü vardı gelince beni Mardin'e götürecekti. Belki tanışırır o kızla da." Sarah sözlerini bitirip kolundaki saati kontrol ederken Derya yüzünü asarak homurdandı.
"Ben de görmedim Mardin'i. O kadar çok merakediyorum ki ama kısmet olmadı. Normal bir durumda olsaydım bende gelirdim sizinle." Sarah oturduğu yrrden kallarak etrğinin cebinden telefonunu çıkarıp arkadaşına göz kırptı.
"Sen iyileşince hep birlikte gideriz. Kaçmıyor ya Mardin. Hem canım sıkılır tek başıma benim." Kendisine gülerek bakan arkadaşına doğru elündeki telefonu sallayarak sözlerine devam etti. "Ben Kaanı arayım. Çekimi bitmiştir." Derya başını olumlu anlmada sallayarak sırıttı.
"Sürekli onun aramasını beklemen hataydı zaten. Bence utanmayı daha önceden bırakıp arayıp sormalıydın. O senin kocan sonuçta."
"Bir haftadır ben de arıyorum artık. Sadece onun aramasını beklemiyorum. Bu gün arama sırası ondaydı ama gecikti biraz." Derya arkadaşının bu haline sırıtıken Sarah telefonu tuşlayarak çoktan kulağına götürerek dışarı çıkmak için yönelmişti. Bir kaç afım atmıştı ki çalan telefon açılınca heyecanla konuştu.
"Alo! Kaan!"
"Kaan değil Fulden ben!" Duyduğu yabancı sesle attığı adım havada kalırken buğazına oturan yumruyla nefesi buğazına tıkandı.
Yitenumutlar......
|
0% |