Yeni Üyelik
31.
Bölüm

İ-D-B-S-31

@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı - Erkan Oğur - Pencereden Kar Geliyor

 

Bölümü beğenmeniz dileği ile keyifli okumalar 🥰🥰🥰

 

 

Sarah'ın duraksaması ile Derya dikkat kesilirken onun soğuk bir sesle sorduğu soruyla yerinden kalktı.

 

"Kaan nerede? Neden siz açıyorsunuz telefonu?" Derya arkadaşının yanına varınca br oluyor bakışları atarken kızın titreyen elleri ile ters bit şeyler olduğunu anlaması uzun sürmedi.

 

"Set bitti. Kaan dinlenmek için karavana geçti. Telefonunu sette unutmuş. Uyuyordu ama önemli bir şey..." Sahra elindeki telefonu hızla kapayarak şok olmuş bir şekilde Derya ya bakarak fısıldadı.

 

"O...o kadın açtı Kaan'ın telefonunu!"

 

"Nee!" Derya da tıpkı arkadaşı gibi şoklarken öfkeyle ağzından kaçan çığlığa engel olamadı. "Ne hakla açıyormuş!? O kim oluyor ya!?"

 

"Derya!" Kayra hızla karısına yaklaşarak onu baştan aşağı süzdü endişeyle. "Bir şey mi oldu? Ağrın falan mı var?" Kocasının endişeli haline bakarak başını olumsuz anlamda sallayan kız arkadaşının gözlerinden süzülen yaşları görünce dişlerini sıkarak homurdandı.

 

"Benim bir şeyim yok ama o Kaan denen beyinsizi öldüreceğim!" Karısının sözlerine anlam veremeyen adam bakışlarını Sarah'a çevirince bir şeylerin ters gittiğini anlaması uzun sürmedi. Kaşları hızla çatılırken Sarah'a bakıp tısladı.

 

"Ne yaptı o puşt!?" Sarah gözünden süzülen yaşı elinin tersiyle hırsla silerek cevap verdi.

 

"Konuşmak için aradım o hayranı olduğu filmdeki partneri Fulden drnen kafın açtı telefonunu! Kaan yorgun uyuyor falan diye konuştu!" Burnunu küçük bir kız gibi çeken kız hayalkırıklığı ile sözlerine devam etti. " Be...ben biliyordum abi! Biliyordum ben! Kaan o dünyaya girince başıma gelecekleri biliyordum ben!" Derya arkadaına üzgünce bakarak kollarını ona sararak hiç bir şey anlamamış gibi kendilerini izleyen kocasına çevirdi bakışlarını.

 

"Çabuk git annemleri buraya çağır!" Kayra karısını başını sallayarak onaylarken hala olayın neden bu ksdar abartıldığını düşünüyordu. İkilinin yanından ayrılıp kapıdan çıkarak üst kata annesinin evine yöneldi.

 

Onlarda ayrı bir havadan çalıyordu. İki aydır o yaştaki adamları süründürüyor evlere dönmemekte ısrar ediyorlardı. Ne tarafına dönse bir olay ,bir sorun vardı. Çevresindekiler kaynayan cadı kazanı gibiydi bir türlü olaylar durulmuyordu.

 

"Nereye lan? Kapıları şaşırdın galiba?" Mehmet'in sesi ile başını arkaya çevirerek karşısındaki adama baktı. "Gerçi sen karından dolayı torpillisin,olan bize oldu. Babamların yüzünden sürünüyoruz iki aydır. Giyecek kıyafet kalmadı koktum resmen lan!" Kayra düşüncelerinin arasında arkadaşına ters ters bakarak homurdandı.

 

"Ne torpilli ama! Bir huzur verdiğiniz var sanki! Şimdi de bu Kaan dangalağı yüzünden huzurum kaçtı iyi mi?" İşaret parmağını kaşdırarak alt katı gösterdi." Gittiği yerde o kadınla ne bok yediyse Sarah iki göz iki çeşme ağlıyor aşağıda." Mehmet'in kaşları düşünceli bir şekilde hızla çatılırken kuzenine yaklaşarak sordu.

 

"Ne yapmış lan o çakma artist!?" Mehmet'in sorusu ile Kayra dudaklarını bükerek omuzlarını silkti.

 

"Ne biliyim lan ben!? Derya annemleri çağır dedi onun için geldim!" Bakışlatını önünde durduğu kapıya çevirerek elini sertçe kaldırarak söylendi. " Bunlar da bir alrm zaten! İki aydır beyin davası bu!?" Mehmet gözlerini kısarak kapıya eliyle vurnaya başlayan adamı dürttü.

 

"Annemleri ne yapacak mış senin o deli?" Kayra kapıya vurmaya devam ederken ters bakışlarını Mehmet'e çevirerek bıkkınca homurdandı.

 

"Ne bileyim ben lan! Müneccim boku yemedim ki ne halt yiyeceklerini bileyim!"

 

"Ayyy!" Kapıdan gelen sesle ikilinin bakışları hızla kapıyı bulurken Hayal'in burnunu tutarak kendilerine öldürücü bakışlar attığını fark edince bir birlerine çevirdiler bakışlarını.

 

"Ne halt ediyorsunuz siz!? Kale kapısına dayanır gibi! Burnumu kırıyordunuz az daha!" Mehmet kızın hali ile endişeyle fısıldadı.

 

"Hayal iyi misin!?" Onun başını sallaması ile endişeyle yaklaşıp ters bakışlarını Kayra'ya çevirerek öfkeyle homurdandı.

 

"Niye önüne bakmıyorsun? Hayvan gibi kapıyı yumruklamakta nesi!?" Kayra kuzenine şaşkınca baktı.

 

"Lan sen beni lafa tuttun! Ben ne bileyim kapının aniden açılıpta Hayal'in yüzüne çarpacağını!?" Hayal elini burnundan çekerek tartışan ikiliye müdehale etti.

 

"Tamam sorun yok! Uzatmayın! Neden geldiniz!? " Kayra gözlerini bıkkınca devirerek Hayal'e cevap verdi.

 

"Derya annemleri çağırıyor. Gaşiba senin o salak kardeşin bir haltlar karıştırmış! Sarah, Kaan'ı aramış, bir kadın açmış,yorgun,uyuyor falan bir şeyler zırvalamış işte." İşittikleri ile Hayal'in gözleri irice açılırken Mehmet,Kayra'yı dürterek fısıldadı.

 

"Yatmış mı kadınla!?" Kayra bakışlarını düşünceli nir şekilde çatarak hafif sakallı yüzünü kaşıyıp dudaklarını büktü.

 

"Bak ben hiç o yönden bakmamıştım olaya. Demek Sarah ondan o hale geldi. Ulan yavşak Kaan! Ne bok yedin lan sen!?" Hayal ikilinin aradındaki fısıldaşmayı da duyunca başını arkaya doğru çevirerek bağırdı.

 

"Anneee! Çabuk Derya'nın evine iniyoruz! Oğlun olacak gereksiz Sarah'ı boynuzluyormuş!" Kayra ve Mehmet,Hayal'in bağırarak söylediği sözlerlr şaşkınca bir birlerine baktılar.

 

"Lan Mehmet boynuzlamışmıdır!?"Adam omuzlarını silkerek dudaklarını büktü.

 

"Nr bileyim oğlum? Dizilerde,filmlerde bir aksilik çıkar, kadınla erkek aynı evde olur esas kız arar,erkeği sorar kötü kız da ya duşta der ya yorgun der. Sonra,dan dan yatak sahnesi markaja girer ya o geldi aklıma. Yatmış olabilir yani."

 

"Neeee!" Rüya'nın çığlığı ile Kayra ve Mehmet olduğu yerde kotkuyla zıplarken o öfkeyle bir iki adımda ikiliye yaklaştı ve dişlerini sıkarak yısladı. " Bana öyle bir şey olmadığını söyleyin!"

 

"Bi...bilmiyoruz Rüya teyze. Yoktur herhalde öylr bir şey." Mehmet kadının sözleri ile ürkerek cevap verirken arkalarında kalan kapıda açıldı.

 

"Eğer öyle bir şey yaptıysa şahidim olun ona gakkım helal değil! Benim onun gibi evladım yok!" Kadınlar anlam veremedikleri olay karşısında Rüya'yı sakinleştitmeye çalışırken açılan arka kapıdan arkasındaki arkadaşları ile önündeki kalabalığa bakarak yüzünü buruşturarak seslendi Kenan.

 

"Ne oluyor!? Ne bu gürültü!? Kimi reddediyor Rüya teyzeniz?" Rüya arkadaşlarının arasından hışımla sıyrılarak kocasına yaklaşıp ona öfkeyle baktı.

 

"Semi kocalıktan reddeceğim Kenan! İnan bana çok az kaldı!" Kenan karısının sözleri ile şaşkınca ona bakarak fısıldadı.

 

"Ne yaptım ben Rüya? İki aydır evden işe işten eve! Seninle evlendiğimiz günden beri dişi bir sineğe bile yan gözle bakmadım! Ne suç işledim ben yine ya!?"

 

"Senin yerine o haltları oğlun yiyor! Elini oğluna vermişsin ya daha ne halt yiyeceksin! Sen oğluna engel olup gitmesine izin vermeseydin şimdi Sarah'ı aldattımı aldatmadı mı diye burada ben kendimi yiyor olmazdım! Bütün suç senin! Sen onu gaza getirdin! " Kocasını elinin tersiyle itekleyerek çemkirdi. "Çekil şuradan! Eğer oğlun olacak cibiliyetsiz öyle bir şey yaptıysa gelinimle kızımı da alır terk ederim buraları!" Sözlerini bitiren kadın arkasında şaşkın bir topluluk burakarak sert adımlarla aşağı kata inerken Kayra, yanındaki Mehmet'e fısıldadı.

 

"Şimdi anladım benim delinin annemleri neden çağırdığını." Mehmet başını neden dercesine iki yana sallarken Kayra sözlerine devam etti." Kaan'ın suyunu kaynatmak için altına odun attıracak annemlere! Kaan bitti! Bunlar bu hızla İstanbul'u basar yıllar önce berabere kaldıkları davanın rövanşını Kaan üzerinden yapar demedi deme oğlum!" Mehmet şaşkınca kaşlarını kaldırırken kadınlar onları itekleyerek hızla Rüya'nın arkasından aşağı kata indiler.

 

Kayra ve Mehmet'te aşağı kata yönelmiştiki Kenan, Mehmet'in ensesinden tutarak tısladı.

 

"Siz nereye!?" Mehmet adamın sorduğu soruya başıyla merdivenleri işaret ederek masumca cevap verdi.

 

"Nereye olacak Kenan amca aşağıya." Kenan başıyla arkalarındaki kapıyı işaret ederek tısladı.

 

"Girin lan içeriye! Başlatmayın aşağınıza yukarınıza! Ne bok dönüyorsa anlatın adam gibi!" Mehmet onaylarcasına başını sallarken Kayra çoktan içeriye girmişti bile.

 

Rüya bir eli belinde bir eli alnın da telaşla salonda dönerken Leyla kolundan tutarak yanına çekip otutturarak söylendi.

 

"Başımız döndü, yeter artık dönüp durma kızım ya!"

 

"Ne yapayım!? Ne yapayım Leyla!? Nedir bu başımıza gelenler! Ah Kenan ah!" Rüya'nın sözleri ile Deniz yanındaki kadını dürterek öfkeyle karşılarında ağlayan kızı gösterip fısıldadı.

 

"Yeter! Yangına körükle gitme sende! Belki yanlış anlaşılmadır. O kadının tuhaf konuşması yüzünden ortalığı velveleye vermeyelim hemen!" Rüya başını olumlu anlamda sallarken iki saattir Kaan'a ulaşmaya çalışan Derya elindeki telefonu yanına bırakarak homurdandı.

 

"Yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk! İki saattir ulaşmaya çalışıyoruz ama beyfendi ne haltlar yiyorsa telefonuna bakma zahmetini göstermiyor!"

 

"Deryaa!" Drniz kızına uyarıcı bakışlar atarken Azra pencerenin önünde daldığı düşünceler aleminden sıyrılarak homurdandı.

 

"Ben o Kaan'ı yolarım! Ne dedi o bize Sarah'ın rızası var gitmeme dedi! Eeee, hayallerim,hayallerim diye nutuklar çektiği için bu kız dur diyemeyince izin mi vermiş oluyor şimdi!? Ben başlarım onun hayalinin içine ama!" Pencere kenarından ayrılıp Derya'nın yanına koltuğa attı kendini. Kalçasının altında kalan kumanda ile televizyon açılırken umursamayarak sözlerine devam etti. " Bir halt yemediyse de karısının fikrini almadığı,onu dinlemediği için suçlu! Biz yıllardır bizimkilerin bu yönünü törpülemeye çalışırken şimdi çocukları çıktı başımıza iyi mi!?"

 

"Yok artık!" Esha'nın tepkisi ile Azra o yöne dönerek homurdandı.

 

" Yeter! Bu ne canım bir birine bakıp bakıp yoldan çıkıyorlar!" Azra saydırmaya devam edrrken Ayşe arkadaşını dürterek televizyon da dönen haberi işaret etti. Azra'nın bakışları televizyona dönünce oturduğu yerden ok gibi fırlayarak bağırdı.

 

"Ama cidden yok artık!" Arkasını dönerek biraz önce üzerine oturduğu kumandaya uzanıp televizyonun sesini açtı.

 

"Bu akşam elimize sızan taze bilgiye göre ünlü oyuncu Fulden Acar'ın yeni çektiği filmdeki yakışıklı ve genç partneri Kaan Hekimoğlu ile yakınlaştığı haberine ulaştık. Gizli bilgi kaynağımızın çektiği görüntüler bu haberi doğrular cinsten. Fulden Acar bu gün akşam saatlerinde Kaan Hekimoğlunun karavanından çıkarken görüntülendi. İkilinin sette de yakın tavırlar sergilediğini daha önce sizinle paylaşmış fakat elimizde kanıt olmadığı için ispatlayamamıştık. İkili sadece arkadaş olduklarını savunmuştu. Bakalım bu görüntüden sonra ikili arasında neler yaşanacak merakla bekliyoruz."

 

"Aman yarabbim!" Rüya eli ile televizyonu işaret ederek sözlerine devam etti. "Bu...bu ne demek!? Ne demek istiyor bunlar!? Ne ara yakınlaşma haberleri falan çıkmış bunların!? Bizim niye bir şeyden haberimiz yok!?"

 

Sarah ikinci bir şok dalgası ile sarsılırken Kaan'ın verdiği sözlerin ağırlığı altında kendisinin ezildiğini hissetti. Tutamayacağı sözleri verirken anlaşılan onun yıkılacağı umrunda bile olmamıştı. Gözlerini yakan yaşlarla zorla yutkundu.

 

"Resmen dejavu yaşıyorum! Yıllar önce babaları yaşatmıştı bu hayal kırıklığını şimdi çocukları! Yok yok daha çekilecek çok çilemiz var bizim ben bunu anladım." Esha ellerini yüzüne kapatarak öfkeyle sertçe bastırırken Sarah oturduğu yerden sakince kalkarak karşısındaki kadınlara bakıp kendinden emin bir ses tonuyla fısıldadı.

 

"Ben gideceğim!" Hayal ve Derya kızı onaylarcasına başlarını sallayarak yanına yaklaştılar.

 

"Git tabi canım! Git o Fulden denen şırfıntının çırpı bacaklarını çubuk kraker misali kır eline tutuştur!" Derya'nın sözlerini onaylarcasına Hayal destek verdi.

 

"Kardeşim olacak o gerzeği de tut kolundan getir! Bu oyunculuk defterini sonsuza denk kapatmadan da affetme! Sen kim oyuncu olmak kim gerizekalı!"

 

"Kendi başına yollamam ben gelinimi oralara! Bende onunla gideceğim ve oğlum olacak akılsızı o çok beğendiği renkli dünyasında elaleme rezil kepaze edeceğim!"

 

Sarah karşısında,kendisine destek olmaya çalışan kadına üzgünce baktı. Sadece sevdiği adamla evlenip bir ailesi olsun istemişti. Ama Kaan kendi hayallerinin peşinden giderek onun hayallerini acımadan üstüne basa basa çiğneyip geçmişti. En başından beri son umudu olan elindeki hayallerini parçalayan Kaan olmuştu. Evet onu ilk gördüğü an hoşlanmıştı ama,kendisini öperek yaşamak istediği bütün hayallerini tek tek elinden almıştı. Tüm hayallerine veda etmiş olsa da yine onun seveceğim sözüne tutunup hepsinin acısını itelemişti! Taki bu gün yaşananlara kadar! Şimdi parçalanan bütün hayalleri birer hortlak misali karşısına dikilip kendisinden hesap soruyordu. En büyük hayal kırıklığını da bedenine sahip olduktan sonra başka bir kadınla,hayranı olduğu o kadınla olan yakınlığı ile yaşatmıştı. Düşüncelerinin odak noktası canını daha çok yakmaya başlayınca sert bir nefes çekerek düşen omuzlarını dikleştirip karşısındaki kadına baktı.

 

"Kimsenin bir yere gitmesine gerek yok! Kaan benim bu konudaki düşüncelerimi önemsemeyerek bu yola çıktı! Ben bunların olacağını biliyordum! Madem çok istediği hayallerinin peşinden gitti bırakın o çok istediği hayallerine kavuşsun!" Herkes Sarah'a üzgünce bakarken o işaret parmağı ile kendisini göstererek kararlı bir ses tonuyla sözlerine devam etti. "Ben o hayaller de hiç olmadım, madem benim düşüncelerim bu kadar değersizdi ben ona engel olacak değilim! Ben gideceğim! Ama beni istemeyen kocamdan hesap sormaya değil! Olmayacak bir yerde,olmayacak bir kalbe tutulduğum yere geri döneceğim! Ben ülkeme geri döneceğim!" Gelininin sözleri ile Rüya'nın eli hızla ağzına kapanırken Azra bir kaç adımla Sarah'a yaklaşıp kolundan tutup kendisine çevirerek bakışlarını birleştirdi.

 

"Yok öyle kaçmak! Savaşacaksın! Madem kocana aşıksın o aşiftelerin önünemi atacaksın!? Biz senin arkandayız! Hem ne belli o yalan haber olmadığı!? Her gün böyle abartılı binlerce haber görüyoruz kızım! El ele, göz göze, dudak dudağa mı basmışlar!? Yatakta mı basmışlar!? Altı üstü Kaan'ın yanından çıkarken görüntülenmiş!" Bakışlarını arkadaşlarına çevirerek çemkirdi. "Siz de bir şeyler söyleyin sene be!" Kadınlar başlarını olumlu anlamda sallayarak Azra'yı onaylarken o bakışlarını Sarah'a çevirdi tekrar. " Bak Kaan'ı sana savunmuyorum sakın yanlış anlama. Seni dinlemeyerek hata yaptı evet ama böyle aslı astarı belli olmayan bir şey için yuvanı yıkmaya değmez! Haa! Bu Kaan'ın yaptığı yanına kar kalacak anlamına gelmiyor elbet! Onu sürüm sürüm süründürüp senin ayaklarına kapandırtmazsak gel yüzümüze tükür!" Sarah gözlerinin içine bakan Azra'nın sözleri ile sessiz kalırken Esha arkadaşını onayladı.

 

"Sen bize bırak kızım! Oraya gidip o Kaan'ın ne haltlar yediğini meydana çıkartmazsak,oyunculuk kariyerini sonlandırarak altına en afilli imzamızı atmazsak o zaman istediğin yere gide bilirsin." Ayşe bakışlarını hırsla kısarak Sarah ve Azra'ya yaklaştı.

 

"Dini nikahınız kıyılırken boşanma hakkını istediğini söylemişti Emir. Madem bu hak sende, eğer bir halt yediyse o zaman boşa Kaan'ı ama şimdi bekle. Çünkü suçlumu değil mi belli değil canım."

 

Kadınların sözleri ile Sarah'ın aklı allak bullak olurken Azra sinsice sırıttı.

 

"Demek boşanma hakkını aldın. Bak bu güzel işte. Mehir ne verdi o aptal sana!?" Sarah anlam veremediği sorularla Azra'ya bakarak fısıldadı.

 

"O gün kolunda taktığı saati verdi."

 

"Neee!?" Rüya şaşkınca karşısındaki gelinine yaklaştı. "Ne demek kolundaki saati verdi!? Ayy! Bu çocuk beni öldürecek! Sanki mehir verecek parası yok gibi görüyor musunuz şunun yaptığını!?" Arkadaşlarına bakarak hayıflanırken Azra tekrar konuştu.

 

"Saat sende mi?" Sarah tekrar başını sallarken Azra sinsice sırıttı. "Tamam! Madem senin isteğini görmezden gelerek gitti o kocan olacak züppe, şimdi senin ondan vazgeçişinle tabanı yanmış kedi gibi geri dönecek ama seni bulamayacak! İstediğin yere gitmekte özgürsün kızım! Kendi ayaklarının üzerinde durup,kocana bile muhtaç olmadığını,minnet etmediğini o akıl yoksununa göster!" Kadınlar şaşkınca Azra'ya baktı. Onlar gergin olan ortamı yumuşatmaya çalışırken o ateşin üzerine benzin dökerek daha da harlıyordu. " Hayat sadece aşkın,sevdanın arkadına sığınmakla,korkuların yüzünden minnet etmekle geçmez! Bu hayat senin Sarah! Ve insan dünyaya bir kere gelir! Sen kalbini,bedenini teslim ettiğin adama yanlızlığını paylaştığı için minnet edersen daha kaç defa böyle en zayıf yerinden kırılacağını bilemezssin! "Sarah herkesin farkında olduğu gerçekle utançla bakışlarını kaçırdı. Kaan'a kendi isteği ile teslim olmuştu evet ama herkes tarafından bunun fark edilmesi utandırıyordu onu. " Sen yaralarını sarmayı başaramazsan, seni yaralamak isteyenlerin ilk hedefi her zaman en zayıf noktan,o yaraların,yalnızlığın olur! Yarın istediğin yere gidecek ve kafanı toplayıp,yaralarını sarmadan da dönmeyeceksin!" Sarah'ın yüzünü avuçları arasına alarak şefkatle gülümsedi. " Ne karar verirsen ver arkandayız kızım. Ama önce kocanın sana mehir olarak verdiği saati getir bana! O satti sana mehir olarak verirken ona göre kötü günlerin başlangıcımıydı, yoksa iyi günlerin başlangıcımıydı bu saat görelim bakalım!" Sarah başını sallayarak karşısındaki kadını onaylayarak odaya doğru ilerledi. Onun kapıdan çıkması ile bakışlarını Rüya'ya çeviren Azra bir iki adımda yanına giderek kolunu sıvazladı destek olmak istercesine.

 

"Ben de geliyorum seninle! Gideceğiz ve o renkli dünyayı oğlunun başına geçireceğiz! Sarah'ın gitmesine de izün ver çünkü kendine güvenmeye ve ayakları üzerinde durmaya ihtiyacı var."

 

Diğerleri de Azra'nın yanına gelerek aynı anda konuştular.

 

"Biz de geliyoruz!"

 

"Kaan kendi ölüm fermanını imzaladı bence." Hayal bir köşede plan yapmaya başlayan annelerine bakarak başını olumlu anlamda sallayarak sırıttı.

 

"Bence de. Ama hak etti!"

 

Kenan Kayra'nın anlattıkları ile salonda volta atarken Soner'in,sosyal medyaya düşen haberleri göstermesi ile öfkeyle homurdandı.

 

"Kime çekti bu çocuk! Lan biriyle baş ettin de ikincisi mi kaldı it oğlu it! Geri zekalı kıt beyinli!"

 

"Sana çekmiş!" Ömer'in sırıtarak verdiği cevapla Kenan kaşlarını çatıp anlam veremeyerek,sorarcasına yüzünü buruşturarak baktı.

 

"Bana çekmiş!?" Ömer başını sallayarak arkadaşını onaylayarsk pişkince sırıttı.

 

"Evet lan sanaçekmiş işte. Hem de her yönüyle! İşi gücü zamparalık, çapkınlık! Sen bizim o lanet günde medya da maymun olmamuzın başlıca sebebiydin, şimdi de oğlun sebep oldu işte!" Kenan elini sertçe kaldırıp öfkeyle Ömer'e bağırdı.

 

"Lan siktir git! Yıllar önceki olayı ortaya sürmenin alemi ne!? Anlatmasaydınız sizde! Buğazınıza mı yapıştım anlatın diye! Birinizin hikayesi bitmeden öbürünü anlatıyordunuz zevkle!" Yusuf arkadaşına doğru sert adımlar atarak karşısında dikilip elini hesap sorarcasına salladı.

 

"Lan neyin havasını yapıyorsun!? Yıllar önceki gibi iki ay önce de senin yüzünden evden atıldık! Sürünüyoruz lan!"

 

Kayra,Mehmet ve Soner karşıdındaki adamların didişmelerini bıkkınlıkla izlerkrn Soner arkadaşlarına dönerek homurdandı.

 

"Bunların her seferinde başlarını derde sokmalarının nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Lan bir annemlere bakın bir bunlara! Babamlar her fırsatta didişip dururken annemler fikir alış verişi yapıyor. Planlı programlı ilerliyorlar! İşte bu yüzden babamlar hep kaybediyor." Kayra ve Mehmet'in kaşları aynı anda havalanırken bakışları tekrar didişen adamları bulurken Soner'i onaylarcasına başlarını olumlu anlamda salladılar.

 

"Bırakın şimdi didişmeyi. Bu işin sonu hiç iyi gözükmüyor. Şu halimize bak. Sonumuz hiç hayırlı değil." Yunus'un sözleri ile Ali işaret parmağı ve başını sallayarak söylendi.

 

"Haklı! Yunus haklı abiciğim. Bu olay geçmişin sislerini dağıtırsa şimdi karılarımızla limoni olan aramız o zaman turşu olur. Kaan'ın bu olayı yüzünden iki aylık sürünme sürecimiz, ona olan hırsları yüzünden daha da uzar benden söylemesi."

 

"Bak sonunda mantıklı düşünmeye başladılar işte. Bence de bu küslüklerinin üstüne,geçmişi deşer, Kaan'ın olayını da koyar katlamalı ceza verir annemler. Ne de olsa kadın yapılan hiç bir şeyi unutmaz. Bunu yaşayarak görüyoruz." Kayra sözlerinin kanıtı olarak kafası ile karşılarındaki babalarını işaret ederken Mehmet ve Soner bir birlerine korkuyla baktı. Aile de sayılı bekar olarak Tuğra'da dahil üç erkek kalmıştı ve bu da demek oluyordu ki hayatlarına girecek olan kadınlara diğerlerinin yaptığı hataları yaparlarsa sonları karşılarındaki adamlardan beter olacaktı. İkisi aynı düşüncelerle aynı anda yüzlerini buruşturup,korkuyla başlarını iki yana salladılar.

 

Ali'nin sözlerinden sonra Mehmet kendi içinde kısa bir hesaplama yaparak telaşla konuştu.

 

"Gidiyoruz abiciğim hem de hemen!" Arkadaşları ona şaşkınca bakarken Kenan homurdandı.

 

"Nereye gidiyoruz oğlum!? Bu olayların arasında ortadan kaybolursak esas o zaman biteriz! Bir korkak gibi kaçıp pes mi edeceğiz!? Yakışır mı bize Mehmet!?" Mehmet arkadaşının sözleri ile başını sinirle sağa sola sallayarak yüzünü sıvazlayıp homurdandı.

 

"Ya sabır!" Elini sertçe kaldırarak arkadaşlarına Kenan'ı işaret edip öfkeyle sözlerine devam etti." Yemin ediyorum bizim sonumuz bunun elinden olacak!" Bakışlarını Kenan'a çevirerek sertçe konuştu. " Lan niye kaçıyoruz!? Karılarımızdan önce gidip senin o puşt oğlunu buraya getirmemiz lazım! Eğer onlar medyaya düşen bu haberleri gördüyse çoktan fitili ateşlrmek için çoktan yola koyulmuşlardır. O fitil ateşlendiği an o dinamit bizim neremizde patlar bir düşün bakalım! Şimdi değil ama işte o zaman kaçacak delik ararsın!"

 

Mehmet yanındaki Kayra'yı dürterek fısıldadı.

 

"Bak adaşım diye demiyorum ama yeminle Mehmet amca çok fena! İki dakika da adam durum değerlendirmesi yaparak sonlarını gösterdi bizimkilere. Çok zeki lan! Hayır Azra teyzem de bu kadar zekiyken onlarıın bu özelliğini sadece kızlarının alması ve sizin bundan nasiplenmemenizde kötü olmuş yani." Soner kuzeninin sözleri ile kıkırdaeken Kayra ters ters bakarak homurdandı.

 

"Şuradan sana yumruğu bir geçiririm olmayan beynin de yıldızlar yanıp söner!" Mehmet kuzeninin sözleri ile pişkince gülerken Ali'nin sesiyle o yöne döndüler.

 

"Bizim yokluğumuz da buralar size emanet. En geç yarın akşam dönmüş oluruz. O zamana kadar analarınıza sahip olun yine saçma sapan bir plan yapmasınlar. Bizim yokluğumuzu fark etmezler zaten ama sorarlarsa siz de çaktırmayın."

 

"Ali amca,son gelişmeleri ya onlar da öğrendiyse ne olacak? Hayır biz nasıl zaptedelim onları." Kayra'nın sözleri ile Ömer ona doğru yaklaşarak koluna bir kaç sefer babacan bir tavırla vurarak konuştu.

 

"Olmamıştır oğlum. Onlar böyle bir mevzuda bir araya geldilerse verecekleri cezayı kararlaştırmak için gelmişlerdir. Şimdi öyle bir bilenmişlerdirki hiç bir şeyi gözleri görmez." Kayra adamın sözlerine pek ihtimal vermese de omuzlarını umursamazca silkerek başını olumlu anlamda sallayarak onayladı karşısındaki adamı. Sobuçta onun tuzu kuruydu,ne olursa olsun işin ucu ona dokunmazdı.

 

Deniz yanınndaki koltukta oturan arkadaşına dönerek kararsızca konuştu.

 

"Azra böyle birden bire karar verdik ama kocalarımıza haber edip fikirlerini alsamıydık acaba? Sonuçta biz onları bu huyları yüzünden boykot etmiyor muyuz?" Azra bakışlarını uçağın penceresinden dışarı çevirerek sinirle tısladı.

 

"Bir de biz arkalarından iş çevirelim de, nasıl bir duyguymuş onlar da anlasın! Belki o zaman akıllanırlar! Biz geçmişten bu güne hep kartlarımız açık oynadık ama onlar hep kaçak dövüştü. Biraz da biz bakalım şu kaçak göçek dövüşlerin tadına." Deniz tereddütlü de olsa başını olumlu anlam da sallayarak arkadaşını onayladı.

 

"Ayy Sarah'a da istediğin yere git kafanı dinle,olayın aslını öğrenince kararını ona göre ver desekte venim içim hiç rahat değil Leyla. Ya bir daha dönmezse kız!? Ya Kaan gerçekten aldattıysa!? Hayır istemiyorsan niye getirdin o garibi!? Niye koynuna girdin,niye ajını aldın o kızın!?" Rüya düşüncelerinin verdiği stresle ellerini yüzünde gezdirerek saçlarını çekiştirdi. " Ayyy! Çıldıracağım! Tansiyonum yükseldi o babadı kılıklı zampara yüzünden!" Leyla arkadaşının ellerini avuçları arasına alarak onu sakinleştirmek için fısıldadı.

 

"Sakin ol. Daha hiç bir şey belli değil kendine eziyet etme boş yere. Tamam hoş bir şey değil haberler ama Kaan yapmaz öyle şey. Bir kızın ahını alacak kadar düşüncesiz ve zalim değil. İstemese illaki söylerdi. Hem istemese niye birlikte olsun Sarah'la!?"

 

"Ayşe." İsminin seslenilmesi ile Ayşe bakışlarını yanında oturan Esha'ya çevirdi. "Hani Kaan,Sarah'la birlikte olmuş ya, kız hamile değilim dedi ama ya Leyla gibi anlamadıysa? Sonuçta regl olarak hamilelik sürecini tamamlauan bir sürü kadın var. Ya hamileyse!? Ya Kaan aldattıysa gerçekten!? Ya Sarah çekip giderde hamile olduğunu gizlerse!? Ayy! Çok fena! Keşke Hayal'e söyleseydik te bir muayene ettirseydi."

 

Ayşe arkadaşının sözlerine karşılık gözlerini irice açtırdı şaşkınlıktan. Eli kulağını çekerken,oturduğu koltuğun kenarına sertçe vurarak söylendi.

 

"Sus Allah aşkına Esha! Felaket senaryoları üretme şimdi. Tamam Sarah hamile olsun ama Kaan aldatmamış olsun ağzını hayra aç kızım ya!" Esha arkadaşına üzgünce bakıp dudaklarını ısırarak başını iki yana salladı.

 

Uçaktan inen kadınlar,yabancısı oldukları İstanbul da kiraladıkları araçın navigasyonuna uyarak yollara düşerken sabah olmak üzereydi. Erkekler ise eşlerinin peşinden son uçuşa yetişseler de onlar İstanbulu avcunun içi gibi bilen Ömer sayesinde çok ta vakit kaybetmemişlerdi.

 

Sabah sekiz gibi çekimlerin yapıldığı bölgeye gelen kadınlar araçtan inerek yorgun bedenlerini esneterek karşılarındaki platoya baktılar. Kaan'ın da söylediği gibi tarihi bir film çekiliyordu anlaşılan. Setin bunun için dizayn edildiği her halinden belliydi. Sete doğru biraz daha yaklaşınca etrafta koşuşturan insanlarla adımlarını o yöne çevirdiler.

 

"Lanet olsun!" Kaan elindeki telefonu kapatarak sertçe masanın üzerine bıraktı. Dün çekimler erken bitmiş dinlenmek için karavana geçtiğinde yorgunluktan Sarah'ı aramayı unutmuştu. Şimdi ise sabahtan beri aramasına rağmen telefonlarına bakmıyordu. Demek ki trip yapıyordu karısı. Telefonu tekrar eline alarak kaçıncı defa olduğunu bilmediği bir mesaj daha atarken yanına oturan kadına çevrdi bakışlarını.

 

"Karını mı arıyorsun yine?" Kaan başını olumlu anlamda sallayarak kadını onayladı. Çekimlere başladıktan bir hafta sonra yanındaki,yıllardır hayranı olduğu kadının aslında dışı hoş içi boş bir kitaptan farksız olmadığını anlamıştı. Askıntı bir tipti ve olur olmadık yerlerden çıkma potansiyeline sahip bir sinsiliği vardı. Bu renkli dünya gerçekten de ona göre değildi çünkü kimin eli kimin cebinde belli değildi. Sarah'ın söylediği sözleri hatırlayınca içi pişmanlıkla kavruldu. Karısını da kırmıştı. Aslın da sözleşmeyi fesh edip daha o hafta dönerdi ama bunca insanın ekmeğiyle oynamak ona göre değildi. Sebeplerinden birisi ise biz sana söylemiştik sözlerini duymak istemiyordu. Kendi çekimleri dün bitmişti ama bu gün filmin son sahneleri çekilecek ve veda yemeği yeneceği için gidememişti Ankara'ya. Ama oyunculuğun sandığı kadar zevkli olmadığını çoktan anlamıştı. Bu kadının gerçek yüzünü gördüğü günden beri o şikayet ettiği muhabirliği bike aslında nasıl sevdiğini de anlamıştı. Şikayet ettiği mesleği bir anda gözünde de gönlünde de değerlenmiş,kutsallaşmıştı. Nasıl değerli olmasın,nasıl sevmesindi ki Sarah'la tanışmasına vesile olmuştu muhabirliği. Bu iş bitince hiç vakit kaybeymeden dönecekti Ankara'ya. Karısının dediği gibi iki farklı dünya da kaybolmuştu ve gerçek dünyasının neresi olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Yanındaki bir zamanlar hayranı olduğu bu kadın şimdi midesini bulandırıyordu. Karısı bir erkeğin göz ucuyla bile kendisine dokunmasına katlanamayıp katil olmayı göze alırken,bu kadın resmen günaha davet eden bir şeytandı. O saçma hayaleri ve bu kadına olan hayranlığı yüzünden karısını incitmişti.

 

Kulağının dibinde hissettiği nefesle irkildi.

 

"Boşuna arama açmaz artık. Hakkımızda çıkan haberlerden sonra bir daha yüzüne bile bakmaz." Kadının sözleri ve ses tonudaki tını ile Kaan'ın kaşları hızla çatılmış anlam veremeyerek hızla oturduğu terden fırlayarak sıktığı dişlerinin aradından tıslamıştı.

 

"Ne haberi!?" Kaan'ın sert ses tonu ile kadının dudakları o şeklini alırken yüzündeki ifadeyi hızla silerek üzgün bir maske takındı.

 

"Sen dün çekimler bitince, akşam yemeğinden sonra telefonunu masada utnutup gidince bende onu senin karavanına getirdim içeri girdiğim de sen uyuyordun yorgunsun diye uyarmadan telefonu bırakıp çıktım. Sanırım senin yanından çıkarken görüntülenmişim medyaya düşmüşüz."

 

"Neee!?"

 

Kadın karşısında şaşknca kendisine bakan adamı elini kaldırarak bekle işareti yaptı ve aynı yüz ifadesi ile sözlerine devam etti.

 

"Aaa! Bir de bu arada telefonu sana getirirken birisi aradı ben açtım. Yorgun olduğunu uyuduğunu söyledim. O da kapattı. Sanırım karındı. Ama ben bunu telefonu kapatınca fatk ettim. Konuşmamızı yarıda keserek telefonu yüzüme kapadı." Bakışlarını kısarak karşısındaki adamın öfkeden kararan yüzünü zevkle inceleyerek sözlerine devam etti. " Imm! Bir de serçe diye kaydetmişsin o da anlamama yardımcı oldu tabi. Böyle basit hitaflarla telefona sevgililer birbirini kaydedince anlamam zor olmadı yani." Kaan kadının sözleri ve pişkinliği ile kanın beynine sıçradığını hissederek kolundan sertçe tuttuğu gibi sarsakça kaldırdı oturduğu sandalyeden. Öfkeden kararan bakışlarını kadının gözlerine dikerek sıktığı dişlerinin arasından tısladı.

 

"Ne yaptın lan sen!? Ne dedin!? Ne söyledin karıma!? O görüntüler her neyse sen bilerek yaptın! Evli olduğumu ilk günden söyledim,karıma aşığım dedim! Ne demeye yaptın bu şeytanlığı!?"Etraflarınttttttttttttttttttttttttttü "Seni burada evire çevire öyle bir yolarım ki o işlemin sonunda kendine saygısızlık olmasın diye kıkırdayamazsın bile! Senin gibi kaç sürtükle uğraştım ben kocamı kaptırmamak için,şimdi Kaan'ı mı yem edeceğim sana şıllık!"

 

"Neler oluyor burada!? Siz ne dikiliyorsunuz ayırın şunları!" Orta yaşlı sakalları kırlaşmış adamın kükremesi ile herkesin bakışı o yöne dönerken arkalarından gelen ikinci bir sesle işler dahada karışmıştı.

 

"Bana bak teke sakal! Söyle o adamlarına geri dursunlar! Eğer biri eşlerimize dokunmaya kalkarsa bu seti başına yıkarız senin!" Ayşe kadının saçlarından elini çekmeden kocasının sesini duyunca sırıtarak kızın kulağına tekrar fısıldadı. " Bak böyle bir reklam fırsatı ömrü hayatında bir daha karşına çıkmaz iyi değerlendir! Bu gelen adamlar varya bir zamanların magazin gündemini yaptıkları hatalarla,çapkınlıklarla onlar belirliyorlardı." Kadının saçlarını biraz daha çekerek başını hafif geriye doğru çevirerek eşlerini işaret etti bakışları ile. "Bak! Onlara iyi bak! Şimdi kim için bu kadar insana meydan okuyorlar biliyor musun?" Kadın acıyla yüzünü buruşturarak başını olumsuz anlamda salladı. " Eşleri için! Bizim için! Tıpkı biraz önce Kaan'ın,Sarah için sana meydan okuduğu gibi! Sence biz bu adamları,hatalarına ve çapkınlıklarına rağmen kimseye yar etmezken,Kaan'ı senin gibi bir aşifteye yem eder miyiz!?" Kadın dolan gözlerini kırpıştırarak başını tekrar olumsuz anlamda sallayınca Esha elindeki telefonu kadının gözlerinin önüne tutarak salladı.

 

"Güzel reklam olacak güzel! Medya'nın mrlek görünümlü şeytanı bu defa yuva yıkan bir sürtük olarak gündeme gelecek! Bak çok güzel çıkmışsın! Pek bi fotojenik yüzün var maşallah! Tüh! Allah nazardan esirgesin diyeceğim de bu haberden sonra sen nazara geleceksin be kızım! Artık iş bile bulamayacaksın emin ol!" Ayşe kadının başını itekleyerek bırakırken parmaklarının arasında kalan saçları tiksinir bir yüz ifadesi ile ayıkladı.

 

"Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz!? Dağ başımı burası!? Hepinizi şikayet edeceğim! Seti basıp tehditler savurmakta nesi!?"

 

Yunus kaşlarını şaşkınca kaldırarak yanındaki Mehmet'i dürttü.

 

"Duydunuz mu komiserim bu şahıs bizden şikayetçiymiş! Ee sana zahmet şikaueti neymiş öğreni ver!" Arkadaşının sözleri ile Mehmet crbinden çıkarttığı kimliğini göstererek adamın incelemesini bekledi. Adam çatık kaşları altından kendisine hafif şaşkın bir vakışla bakarken o gayet rahat bir tavırla konuştu.

 

"Şikayetiniz neydi beyefendi!? Merak etmeyin ben tarafsızım ne de olsa devletin polisiyim! Şikayetinizi tsrafsız dinleyeceğime inana bilirsiniz? Ama şunu söylemek isterim ki bu sette dönen ahlaksızlardan,bir evliliğin bitmesine sebebiyet vermekte sizin de bir payınız varsa kendinize işinin ehli bir avukat bulun!" Yanındaki arkadaşını işaret ederek düz bir yüz ifadesi ile sözlerine devam etti. " Yoksa açacağınız davada karşınız da Yunus Toralı'yı bulacaksınız!" Adamın şaşkın bakışları biraz önce konuşan adama kayarken Yunus ifadesiz bir bakışla karşısındaki adamı izledi.

 

Adam hiç bir şeyden haberi olmadığını savunurken,dün geceki görüntülerin ardından pusuya yatan gazetecilerin de olaya dahil olması ile ortalık bir anda karışmıştı. Olaylar daha çok karışırken set çalışanlarından edinilen bilgiyle yönetmenin hışmı Fulden'e dönmüş, böyle bir olaya sebebiyet verdiği için filmi yayınlayamayacağını ve bu yüzden yüklü bir tazminat davası açarak, yaptığı zararı geri alacağını söylemişti. Üzerine gazetecilere işin aslını anlatmazsa bir daha piyasa da iş bulamaması için elünden geleni yapacağını söyleyerek kadını köşeye sıkıştırmıştı.

 

Yönetmenin bu tutumu ile şaşırsalar da adamın bu konulardaki tutumu, titizliği ,iş sözleşmelerinde özellikle bu tür ahlaksız olayların gelişmesine sebebiyet vermemek için koyduğu şartlarla tanınması adamın bu özelliğini takdir etmelerine sebep olmuştu.

 

Uzun bir tartışmanın ardından Fulden sette basın toplantısı düzenleyerek,yönetmenin tehlikeli uyarısı ile gerçekleri anlatmak zorunda kalmıştı. Bu açıklamasından sonra o çok arzuladığı zirvede tutuna bilmesi onun için imkansızdı artık. Basın toplantısı bittikten sonra Kaan hırsına yenik düşerek tekrar kadına saldırsa da babası ve amcaları tarafından engellenmişti.

 

Setten ayrılıp yola koyulduktan sonra kahvaltı için girdikleri mekan da Kaan elinden düşürmediği telefonla ara vermeden sürekli Sarah'ı arıyor ya da mesaj atıyordu. Hiç bir türlü karşılık alamayınca son çare yanında oturan annesine dönerek fısıltıyla sordu.

 

"Anne. " Kadın elindeki çay fincanını masata bırakarak oğluna ters ters baktı. Ne var dercesine başını iki yana salladı. "Sarah nasıldı? Yani siz buraya gelmeden önce nasıldı? Ne telefonlarıma,ne mesajlarıma cevap vermiyor. Çok mu kırıldı bana?" Rüya oğlunun sözleri ile yüzünü buruşturarak onu baştan aşağı süzüp çemkirdi.

 

"Kırılmak mı? Oğlum sen salak mısın? Sen durumunun dışarıdan nasıl göründüğünün farkında mısın? Karın onu aldattığını düşünüyor Kaan! Sen kırıldı mı diyorsun!? Sence kırılmak hafif kalmaz mı böyle bir olayın karşısında!? Kahroldu kız! Senin gelmeni istememiş ama sen onu ikna etmek için söylediğin sözlerle kendisinin sana engrl olduğunu düşündüğü için onaylamak zorunda kalmış!" Uzunca yaptığı açıklamadan sonra Rüya nefes almak için duraksadığında Leyla araya girdi.

 

"Bu güne kadar herkes için hayallerimden vazgeçtim demekte neyin nesi!? Böyle bir cümleyi kurarken Sarah'ın ne düşüneceğini akıl edemedin mi!?"

 

"Lan öyle bir sözü karına nasıl söylersin it!? O kızı oradan evliliğe mecbur kaldığın için alıp gelince,Sarah'ın böyle bir sözü nereye çekeceğini akıl edemedin mi!?" Kenan eini masaya sertçe vurarark oğluna hesap sorunca Kaan söylediği sözün ağırlığını yemi fark ediyormuşcasına şaşkınca fısıldadı.

 

"Baba yemin ederim Sarah için söylemdim ben o sözü! Sarah ilk gördüğüm an yüreğime düştü benim! Öyle bir yer de ben herşeyi onu nikahıma ala bilmek için yaptım! Yemin ederim! Ahmet ve Osman abinin her şeyden haberi var! Onlarla birlikte oynadık biz o oyunu!" Masada ki herkes Kaan'ın sözleri ile şaşkınca bir birine bakarken Kaan aldığı derin nefesten sonra sözlerine devam etti. " Enes bey Sarah'ın bizimle gelmesine izin vermeyecekti yoksa! Ben de sevdiğim kızı kaybetmemek,arkam da bırakmamak için öyle bir yola başvurdum! Ben karımı ilk otel de görmedim! Ülkesine ayak bastığım ilk an hava alanın da karşılaştık! O da başka bir ülkeden bayan bir doktorla yanlarında bir çocukla dönüyordu. İlk o gün karşılaştım ben karımla! İlk o an bakışları düştü aklıma! Sonra otel de Jamal'ın kardeşi olarak gördüm işte."

 

Kadınlar bir birine ne yapacağız dercesine bakarken Azra onları uyarırcasına kaşlatını kaldırdı hızla. Ne olursa olsun Kaan'ın iyi bir derse ihtiyacı vardı. Madem katısını seviyordu onun isteklerini,düşüncelerini,fikirlerini göz ardı etmeyecekti.

 

" Sizin düşündüğünüz gibi değil severek evlendim ben karımla! Sadece onun bana alışması,sevmesi için benimle gelmesi gerekiyordu. Bana aşık olunca ben zaten aşkımı itiraf edecektim ona!"

 

Masada kısa bir sessizlik olunca Yusuf,Kaan'ın galine üzülerek sessizliği bozmak için konuştu.

 

"Madem seviyorsun niye saklıyorsun oğlum? Ne gerek vardı onca oyuna alavereye dalavereye? Alıp karşına seviyorum deseydin ya." Ömer arkadaşını desteklercesine konuştu.

 

"Neyse Yusuf'um olan olmuş artık. Dönünce güzelce katısından özür diler,hatasını anladığını söyler,bir de aşkını patlattımı her şey yoluna girer."

 

Kadınlar erkeklerin destek olurcasına sarf ettiği sözler ile yüzlerimi buruşturarak onları izlediler.

 

"Bak Ömer doğru söylüyor oğlum. Yaptır bir çiçek,nezih ve güzrl bir yerde yemek ayarla özrünü dile. Bu oyunculuk defterini de sonsuza kadar kapattığını söylemeyi unutma ama. Kadınlar böyle küçük ayrıntılara takılırlar." Ali'nin sözleri ile kadınların kaşları hızla çatıldı.

 

"Evet bu nokta önemli! Oyunculuk bitti demezsen sen bitersin oğlum! Tamam bu meselede az da olsa senin suçun var ama suçun büyüğü o kadında. Sarah bunu kabullenene kadar huyuna gideceksin. Her dediğine he diyeceksin." Yunus konuşmasını bitirip çayından bir yudum alırken Kadınlar kendileri yokmuş gibi Kaan'a akıl vermeye çalışan kocalarına şok içinde baktılar.Mehmet ağzındaki lokmayı yutarak masanın üzerine doğru gafifçe eğilerek konuştu.

 

"Madem seviyorsun biz arkandayız koçum! Sevda deyince biz de akan sular durur. Elimizdenne geliyorsa yapacağız. Sevda kazansın oğlum! Sarah ta bir gün tirip atar iki gün tirip atar,bakar sen üzerine titriyorsun yumuşar. Kadınlar böyledir oğlum. Olay bu yani."

 

Kaan amcalarının arka arkaya konuşmaları ile kendi mezarlarını kazdıklarını bakışları ile ima etmeye çalışsada onlar hiç farkında değildi taki Azra'nın sahte öksürüğüne kadar.

 

"Hayırdır? Olmayan aklınızı mı dağıtmsya başladınız siz şimdi? Hayır bu yaptıklarınız işe yaramış olsaydı iki aydır perişan olmazdınız değil mi? Siz o akıllarınızı yarın medyada çıkacak olan boy boy resimlerinizi,görüntülerinizi nasıl kaldırtacağınızı düşünün!" Erkekler biraz önce söyledikleri sözlerin bilinciyle bakışlarını kaçırıp umursamaz tavırlar sergilerken Azra sözlerine devam etti. "Bu olay yüzünden geçmişte bize yaşattığınız medyatik maceralar gün yüzüne çıkar da,bu yaşımızdan sonra yine bir rezillik yaşarsak işte o zaman daha önce yapamadığımız şeyi yapar sizi boşar Sarah'la birlikte biz de gideriz!"

 

Erkekler son tehditle homurdanmaya başlarken Azra çatalına taktığı zeytini ağzına atmıştı ki Kaan'ın telaşla kükremesi ile bakışlarını ona çevirdi.

 

"Sarah nereye gidiyor muş Azra Teyze? Ya ben onu kazanmak için getirdim kaybetmek için değil!" Azra ağzındaki lokmayı yutarak Kaan'ın sorusuna karşı bilmiyorum dercesine omuzlarını silkti.

 

"Ne bileyim oğlum ben? Dün senin yanına gelmek için yola çıkmadsn önce gideceğini söyledi ne dediysek ikna edemedik. Eee haklı kız yani. Aldatıldığını düşünüyordu. Perişan vaziyetteydi." Aklına yeni gelmiş gibi işaret parmağını kaldırarak fısıldadı." Aaa bak dur bir dakika. Sana bir şey yollamıştı. Bir saniye şimdi aklıma geldi." Bakışlarını çantasına çevirerek sinsice sırıtarak çantanın içindeki kutuyu çıkararak Kaan'ın önüne itekleyerek konuştu.

 

"Nikahlanırken verdiğin mehir hakkıymış!"

 

Kaan, Azra'nın sözlerine anlam veremeyerek kutuya uzanıp açtı. İçinden çıkan saatine masaya bırakarak içindeki küçük not kağıdını eline alıp okudu.

 

"Saat, beni nikahına aldığın o günkü saat! Ama hayat,beni nikahına aldığın o günkü hayatla aynı değil Kaan! Saat kurulunca insan kırılınca yerinde duramaz mış! İşte insan için o saat gitme vakti demektir!"

 

Kaan dolan gözlerini elinde tuttuğu küçük not kağıdından zorlukla ayırarak bir umut annesine çevirdi bakışlarını.

 

"Lan kıza saat vermekte neyin nesi!? Saatle mehir mi biçilir!?"

 

Kaan annesindeki bakışlarını kendisine soru soran babasına çevirerek hırsla karşılık verdi.

 

"Bu hayatta en değerli kavram zaman! Ben onu gördüğüm o dakika zaman durdu benim için! Onun zamanı da benimle birlikte dursun istedim! Geçericeğimiz zamanlar,saatler bir olsun diye o nu gördüğüm an duran bu saati mehir olarak verdim! Bu saatten sonra bize ayrılık yok diyerek verdim!"

 

Kaan'ın sözleri ortamda uzun bir sessizliğin başlangıcı olurken o bakışlarını tekrar annesine çevirerek fısıldadı.

 

"Gitmedi de anne!" Boynunu hafif yana eğerek sertçe yutkundu ve annesine yalvarırcasına bakarak çaresizce fısıldadı. " Gitmedi de!"

 

Oğlunun bakışları ile Rüya'nın buğazı düğüm düğüm olurken Azra'nın çalan telefonu bakışların o yöne dönmesine neden oldu. Kendisini izleyen gözlere bakarak fısıldadı.

 

"Kayra arıyor.Merak ettiler tabi." Telefonun açma tuşuna basarak kulağına götürdü

 

"Oğlum!"

 

........

 

"Evet İstanbul dayız hala."

 

.......

 

"Yok. Bir saat sonra kalkacak uçak. Bir sorun yok değil mi? Derya iyi mi?"

 

.........

 

"Haberler doğru. Aldatma falan. O kadın aklnca kendi reklamını yapmak istemiş. Sarah izledi mi rahatladı mı bari biraz. Çok üzüldü,perişan oldu kız."

 

.......

 

"Nasıl!?" Azra aldığı cevap karşılığında oturduğu yerden telaşla kalkarken Mehmet karısının yüzünün renginin atması ile oturduğu sandalyeden fırladı.

 

.......

 

"Ne! Ne kazası oğlum!?"

 

Yitenumutlar....

 

 

 

Loading...
0%