Yeni Üyelik
6.
Bölüm

İ-D-B-S-6

@yitenumutlar

Bölüm şarkısı : Cem Adrian - İnsan İnsan Derler İdi

 

İçinde bulundukları araçtan, önlerinde bulunan mekana çevirdi mavi bakışlarını. İçeri girmek için haber beklerken arkadaşının son hazırlıklarını tamamlamasını bekliyordu. Araştırdıkları olayın daha başında olsalarda bu davanın içine dört yıl önce hiç beklemediği bir şekilde dahil olmuştu. Yaşadığı o günü yıllarca içinde günden güne büyüyen bir aşkla, farklı hayallerle, süslemiş olsada kader ondan habersiz bir senaryo yazmıştı onun için. Hayali gerçek olsada, sonuç hiçte hayallerindeki gibi olmamıştı. Düşünceler yüreğini sıkıştırırken derin bir iç çekti. Neler yaşamıştı o günden sonra geçen dört yılda. Acılar,mutluluklar,ayrılıklar ve uzun yalnızlıklar. Hepsine göğüs germiş, hepsine ondan gelen başım üstüne diyerek eyvallah etmişti. Ama hep yalnızlık düşmüştü payına son beş aydır geniş ailesi çektiği bu yalnızlığın bittiğini düşünsede o her zamankinden daha da yalnızdı. Bir evde iki yabancı olmuştu kocasıyla. Etrafına göre evliydi bir kocası vardı,aslında kocası hem vardı hem yoktu.Evliydi ama kocası yoktu ! Belki kendini hatırlatmasa,onun deyimi ile deli damarına basmasa bir karısı olduğunun varlığından bile bi haberdi. Onların hayatı iki ayrı odada iki yalnızlıktı. Zaten onun payına düşen hep yalnızlıktı.

 

Evlendiği gün başlamıştı yalnızlığı. Hak etmediği,hiç suçu olmadığı halde, hayalini kurduğu,ufacık bir sevgi kırıntısına talip olduğu sevdiği ilk o gece itmişti onu yalnızlığa. Ne kadar yara alsada belli etmemişti. O sevdiği adama tutunmaya çalışırken o istediği raporla uçurumun kenarından yalnızlığa bir kez daha itmişti kendisini. Hiç anlamamış,hiç dinlemek istememiş,hiç yüreğine yüreği ile bakmayı denememişti. Sonrası zaten hep yalnızlık olmuştu. Geniş bir ailenin içinde kocaman bir yalnızlık. Ailesinin yaşadığı onca olayda,acıda, sıkıntıda,arksdından gelen mutluluklarda,kocası yanında olsasa da yalnızlığı onun varlığından daha çok yanındaydı. Mezuniyetinde yine yalnızdı. O gün kocasının yanında olmasını istediği kadar belkide hiç istememişti. İçinde bir umut beklesede gelmeyeceğini artık kopma noktasına gelen iplerden zaten biliyordu. Meyra'nın düğününden bir gün önce gördüğü gerçekle kocası arasına kalın duvarlar örmüştü.Kendi için o duvarı kocası zaten ilk günden örmüş,ona ulaşmaya çalıştığında her defasında daha sert çarpmıştı o duvara. Dört yıl boyunca bu evlilik için çabalayan tek kendisiydi. Dört yıl boyunca yanlızlığa mahkum her gece bu ilişkinin sonunu düşünende sadece kendisiydi belliki. Arada bir ailelerine karşı göstermelik olsun diye kısa süreli gelip gitmeler dışında gelmemişti. Bırak gelmeyi mecbura kalmadıkça arayıp sormamıştı bile. Kendisi yalnızlığı yaşarken ailelerine her şey yolunda izlenimi vermeye,mutluluk rolü oynamaya çalışmıştı hep. Arada bir kocasının yanına gider gibi bir kaç gün ortadan kayboluyordu ki kimse şüphelenmesin. Bu kısa süreli kaybolmalarda genelde Kayra'nın uzun süreli eğitimlerine denk getiriyordu kimse bir şey anlamasın diye çabalıyordu. Aralarındaki bu tuhaf ilişkiyi rlinden geldiğince saklamaya çalışıyordu. Aile büyüklerinden kimseye bir şey anlatmıyordu çünkü tecrübe ettikleri ona bu geniş ailenin ilişlileri çıkmaza sokmakta bir numara olduklarını öğretmişti. Yaşadıklarının ilk kısmını kadınlar bilsede onlarda oynadığı oyuna inanıp her şeyin yolunda olduğunu düşünüyorlardı artık. Öylede düşünmeleri gerekiyordu yoksa karı koca ilişkisi konusunda mastır yapmış ailesi onu Kayra öküzünden hiç acımadan boşatırlardı. O yüzden kendi bildiğini yapıp kaderin eline bırakacaktı geleceğini. O buzul dağı kılıklı, suratsız, aksi,huysuz ,deli herif kendisini sevmesede, istemesede yanımda kalmaya mecburdu. Çünkü o kocasını seviyordu ve istiyordu. İstediğini ne pahasına olursa olsun alacaktı! Bu davanın sonu ikisi için ya tımarhane yada gasilhane olacaktı başka çıkar yolu yoktu. Hem ne demişti Asya ; Sevgi emekti... Onun yüreğindeki kocası bir İlyas olsada, o kararlıydı kocası olacak İlyas kılıklı öküzden bir Cemşit çıkartmaya...

 

"Derya!!!" İsminin sertçe seslenilmesi ilr bakışlarını yanındaki adama çevirdi ve boş bakışlarla cevap verdi.

 

"Hı." Kağan gözlerini devirip nefesini burnundan sertçe vererek konuştu.

 

"Kayra üzerindeki, İlyas ve Cemşit kıyaslamanı bitirdiysen girelim artık!"

 

"Ne!" Arkadaşının boş gözleri ve verdiği cevapla bıkkınca homurdandı.

 

"Offf! Bir gram beynin vardı onu da kocan olacak herifle yapacqğın fantazilerin hayalini kurarak harcıyorsun! Allah aşkına çık şu arabadan be kızım!" Derya yı kolundan tutarak açtığı kapıdan dışarı çekiştirerek homurdandı. " Beklediğimiz adam çoktan geldi!" Eliyle karşılarındaki mekanı işaret ederek tekrar konuştu." Ya içeri girip işimizi halledelim yada buradan nir an önce gidelim! Biri görüp muhteşem imajıma leke sürülecek senin yüzünden!" Derya arkadaşının rlinden kolunu sertçe çekerek yüzünü butuşturdu.

 

"Ayyy! Yaşlandıkça babana benziyorsun Kağan! Muhteşem imajmış. Nerede acaba o muhteşem imaj? Hayır yedi yirmi dört beraberiz ben niye göremiyorum o muhteşemliği? Bir kıza kur yapmayı bırak göz ucuyla baktığını bile görmedim be! Muhteşem imajmış!" Derya homurdanarak mekana doğru ilerlerken Kağan çemkirircesinr cevap verdi.

 

"Sende yaşlandıkça o deli kaynanana benziyorsun! Çekilmez,şirret,huysuz ve deli! Allah Kayra'ya sabır versin." Derya geldiği kapının önünde durarak Kağana dönerek sinsice sırıttı.

 

"Çok konuşma hadi. Belki sana karşı olan şüphelerim bu gece içeride kanıtlanmış olur. " Kağan'ın dişlerini sıktığını görünce tek kaşını havaya kaldırıp sır verircesine fısıldadı. " İdolüm Azra annem Kağan cığım. İltifatlarına bakılırsa demekki doğru yolda ilerliyorum." Sözlerini bitirip gömleğinin yakasını düzeltirmiş gibi yapıp düğme şelindeki cihazı kontrol etti ve arkadaşına göz kırparak arkasını dönüp kapıdaki korumalara bir isim söyleyerek içeri girdi. Kağan başını olumsuz anlamda sallayarak arkadaşını takip etti.

 

Ter alkol ve sigara kokusunun yoğun olduğu mekanda kalabalığı yararak iç kısımlara doğru ilerlemeye çalışırken arkasından kendisini takip eden arkadaşına dönerek yüksek sesle konuştu.

 

"Bol, bol fotoğraf çek! Çekerken kimseye çaktırmamaya çalış. Önceden planladığımız gibi ben adama yanaşmaya çalışacağım. Konuşturmak için belki ileri gidip kur yapmam gerekebilir gerekmedikçe mğdehale etme. İşimizi bitirip bir an önce çıkalım şuradan! Yoksa kusmam an meselesi! "Arkadaşı bakışlarını etrafında gezdirerek, deyim yerindeyse otuz iki diş sırıttı. Çünkü bu işin sonunda en çok eğlenecek olan kendisiydi. Elindeki telefonu kamera moduna alarak halinden memnun bir şekilde konuştu.

 

"Bence biraz daha kalsak fena olmaz." Sözlerini bitirince arkadaşının buruşturduğu yüzüne kaşlarını çatarak hâlâ anlam veremediği bu durumu sordu. " Sahi sen buraya girmeyi nasıl başardın!? Böyle yerlere bizim gibileri pek almazlar. " Arkadaşının sorusuyla kızın yüzünde eğlenircesine bir ifade oluştu. Buradan çıkınca kayınbabasına,teşekkür mahiyetinde çok sevdiği muhlamayı yapmayı aklının bir köşesine not etti. Aldığı derin nefesle midesi tekrar alt üst olurken öğürmemek için kendini zor tuttu. İçinde bulunduğu ortam,bulanan midesi ve aklına gelen patronu ile sinirleri daha çok gerilirken farkında olmadan ikinci frekansa geçiş yaparak cevap verdi Kağan'a.

 

"Eee benimde hatrımın geçtiği insanlar var heralde. O patronum olacak sepet kafali ayının sıçtıği, bağa encel olamayacak da! Ha ben savaş muhabiri olacağum deduysam olacağum! Bağa boyla işlar vererak cayduracağuni sanuyorsa çok peklar pok yiyenun uşaği! " Arkadaşının sözleri ile Kağan, gülmemek için dudaklarını bir birine bastırırken ağzından kaçan kıkırtıya engel olamadı.

 

"Bence o pok yiyenun uşaği ve seni, bu haberden sonra sevgili kocan ne yapar sen onu düşün! "

 

"Hah! Ne edabilur o bağa!? Ne edabilur!? Kapidaki it gibi afgurup gezmaktan başka bilduği bir pok yoktir onin! " Derya daha sözlerini bitirmemiştiki ortalık birden karışmaya başladı. Ne olduğunu anlayamayan kız ve arkadaşı etraftaki koşuşturmaca ve tanıdık sesle o an ne yapacaklarını şaşırdılar. Derya'nın bakışları hızla etrafını tararken aradıkları adamın biraz önceki yerinde olmadığını fark edince biraz ileride kocasını görmesi ile korkuyla dudaklarını dişledi.Kayra elindeki telsize bir şeyler söyledikten sonra yüksek ve sert bir sesle bağırdı.

 

"Toplayın hepsini merkeze! Zorluk çıkaranı tutuklayın! Benim iznim olmadan kimse burnunun ucunu çıkartmayacak bu delikten! " Derya balışlarını yanındaki arkadaşına çevirerek korkuyala çemkirdi.

 

"Uyy! Pasilduk!!! Cenabetten, keramet umulmazimuş da! Ha açtun o bet auzuni, yine afgurmaya başladi benumki!" Kayra 'nın kükremesi ile yerinde çakılı kalan arkadaşının koluna yapışarak çekiştirmeye başladı. " Kaç uşak kaç! Ha bu deli gaybana edar bizi yoksa!" Derya'nın çekiştirmesi ile arkadaşıda bir adım atmıştıki onların bu hareketi Kayra'nın gözünden kaçmadı.

 

"Siz ikiniz! Bir adım daha atayım demeyin! " Derya korkuyla dudaklarını ısırırken boynuna doladığı şala kurtarıcısıymış gibi sarılarak başına hızla çekti ve yüzünü kapadı. Kayra sert adımları ile şüpheli hareketler sergileyen ikiliye yaklaşırken arkadan gördüğü kadarı ile erkek olanın omzundan sertçe kavradı ve kendisine çevirdi. Yüzünü gördüğü adamla kaşları hızla çatılırken bakışları bir ona bir yanındaki kadına kaydı. Daha sonra bakışlarını tekrar adamın üzerinde sabitleyerek şaşkınca homurdandı.

 

"Kağan! Ne işin var lan senin burada!? " Genç adam elini saçları arasından sıkıntıyla geçirirken biraz önce eğlence diye nitelendirdiği olayın bu kadar çabuk ayyuka çıkmasını üstelik kabağın kendi başına patlamasını kast etmemişti kesinlikle. Kayra'ya hâlâ arkası dönük olan Derya, Kağan'a dirseğini sertçe geçirdi. Uyarı mahiyetindeki darbeyi anlayan genç adam bakışlarını Kayra'dan kaçırarak kem küm etmeye başladı.

 

"Ş... Şey. A...Abi anla işte! " Karşısında renkten renge giren gençle gülmemek için kendini zor tutan Kayra muzipçe konuştu.

 

"Lan oğlum, ben hadi anlayım anlamayada gay barda ne işin olur senin lan!?" Bakışları şüpheyle kısılırken dudaklarından kaçan kıkırtıya engel olamadı. "Kenan Amcam duymasın Kağan vallahi hadım eder seni! " Kağan sert bakışlarını Derya'ya yollarken ağzının içinde bir küfür dolandırdı.

 

"Abi anladın da yanlış anladın ya! Benim ne işim olur gay barda!"

 

"La oğlum! Eğrisi doğrusumu var bu işin!?" Kağan içine düştüğü duruma lanetler ederken alınmış bir tınıyla cevap verdi.

 

"Abi ayıp ediyorsun ama! Ben haber için geldim buraya! Ayrıca tercihim kadınlar! Düştüğüm duruma bak ya! " Kayra kaşlarını alayla kaldırırdı ve gözleri ile Kağan'ın yanındaki tuhaf giyinimli kadını işaret etti.

 

"He abiciğim he! Tercihim kadınlar diyorsunda bu yanında ki ne ayak!? Açsın yüzünüde bir görelim bakalım kadın mı erkek mi!? " Kayra'nın bakışları Kağan'ın yanındaki bedene kayarken erkek olamayacak kadar ufak tefek olan kişiyi süzdü. Kaşları şüpheyle çatılırken Kağan, Derya'yı bu deli den korumak adına hızla konuştu.

 

"Boş ver abi, kız burada çalışıyormuş zaten bende ilk burada karşılaşmıştım. Öylesine takılıyorduk bilgi için anlarsın ya! "Kağan, Kayra'yı geçiştireyim derken farkında olmadan iyice batırmıştı olayı. Derya onu uyarmak için sesli bir şekilde öksürdü. İkilinin bakışları o yöne dönünce Kayra yüzünü buruşturarak tekrar konuştu.

 

"Lan madem ihtiyaç meselesi insan biraz dikkat eder." Kağan anlam veremeyerek Kayra'ya bakarken o önündeki kadını işaret etti elindeki polis telsiziyle. " Baksana tuhaf, tuhaf öksürüyor hastalık filan bulaşır mazallah."

 

"Uyy! Bir de akıl veriyor ağzına fışkı dolasıca!" Derya'nın homurdanması ile Kayra'nın kaşları hızla çatıldı. Kızın homurtusundan bir şey anlamayınca tekrar Kağan'a döndü.

 

"Bir daha böyle yerlerde takılma. Erkek adamsın oğlum elbet ihtiyaçların olacak yapma demiyorum ama dikkat et. Ben sana bir kaç temiz yerin ismini veririm oralarda gör işini. " Gözleri fal taşı gibi açılan kız öfkeyle homurdandı.

 

"Ha bir pezevenkliğin eksikti onu da yapta tam olsun andırı kopasıca! " Kocasının sözleri ile öfkesinden dilini tutamayan Derya bu defa daha yüksek sesle homurdanınca Kayra şüpheyle karışık bir ses tonu ile sert bir şekilde konuştu.

 

"Kağan arkadaşına söyle açsın yüzünü! " Kağan'ın eli ayağı bir birine dolanırken ters bakışlarını Derya'ya çevirerek başını sağa sola sinirle sallayarak cevap verdi Kayra'ya.

 

"Abi boş ver sen onu. İzin verirsen biz şuradan çıkalım bir an önce." Kayra arkadaşının kaçamak cevaplarından ve telaşlı halinden tatmin olmayarak üstüne gitti.

 

"Önce yüzünü bir görelim bakalım in mi cin mi senin şu arkadaşın. Lan yoksa cüzamlımı bulduğun karı? Niye saklıyor lan bu yüzünü? Bu da yeni moda bi fantazimi yoksa? " Kağan,Kayra'nın tuhaf ve bitmek bilmeyen soruları ile gözlerini devirerek bu çin işkencesinin bir an önce bitmesini isterken Derya tekrar homurdandı.

 

"Uyy! Sensun cüzamlı kıçımın kenari! Got kafali! Sen gurban ol benum ay parçasi yüzuma da! Bet süratli! " Kayra işittiği halkaretler yüzünden içine düşen kuşkuyla bir süre çattığı kaşları ile arkası dönük kadını süzdü. Böyle bir şeyin mümkünatı yok! Olamaz! O deli böyle bir yere girmeye cesaret edemez di değil mi? Bir yanı bunları fısıldarken diğer yanı öfkeyle kavruldu ve kararan bakışları ateş saçarcasına koyulaştı. Böyle bir ihtimali düşünmek bile istemezken eli hızla kadının omzuna doğru uzandı ve yüzünü kendine doğru çevirirken başındaki şalı da hızla çekip aldı. Karşılaştığı mavi bakışlar kendi ateş saçan kahverengileri ile kesişince sertçe yutkunarak dişlerinin arasından tısladı.

 

"La senin ne işin var burada!? "

 

"Af buyur yiğidim senin takıldığın elit, temiz mekanlara daha yükselemedim!" Derya işittiği onca sözün öfkesini karşısındaki adamdan çıkattmak istercesine ellerini beline atarak kaşlarını olabildiğince çatıp ağzına geleni söyledi." Ne yaparsın kocam paraları elit yerlerde temiz karılarla yerken ben ekmek parası uğruna buralarda sürünüyorum işte! " Kayra,işittiği sözler ve karısını böyle bir yerde görmenin öfkesi ile karşısındaki kızın boğazını sıkmamak için öfkeyle ellerini yumruk haline getirdi ve ürkütücü bir ses tonuyla konuştu.

 

"Lan deli karı! Ulan ölümün benim elimden olacak! Lan senin ne işin var o kadar erkeğin içinde!?" Derya işittiği kelimenin anlamsızlığı ile yüzünü buruşturup bir an düşündü. Erkek... Demekki bu deli kocası ayrıntının farkında değildi. O ayrıntıyı hatırlamıyorsa onunda hatırlatmaya niyeti yoktu.

 

"Uyyy! Ha bunları söyleyenin onlardan ne farkı vardır? Dört senelik karının yanına yaklaşmıyorsun ama erkeğim diyerek akıl verip kerhane yolu gösteriyorsun da! Sıçayum senun erkekliğune!" Kağan ikiliye müdahale etmeye çalışsada bir türlü başarılı olamıyordu. Polisler de amirlerinin tartıştığı kadına şaşkınca bakarken karşısındakinin karısı olduğunu öğrenince şahit oldukları olay yüzünden Kayra'dan fırça yememek için hızla toparlanıp çıktılar. Baktı bu iki deliye söz geçmeyecek Kağan da onların peşine takıldı. Bir birlerine olan öfkeleri yüzünden ortamın boşaldığını bile anlamayan ikilinin bakışları mekanı yakıp kül edecek cinstendi.

 

"Deryaaa! Bak benim deli damarıma basma! Ne demek lan erkek değilsin!? Ben sana erkek nasıl olunurmuş şimdi gösterirdim de dua et senin gibi deli bi karıya bir kez daha dokunacak kadar ben daha delirmedim! " İşittiği sözlerle içinde bir yerlerin parçalandığını hissetti. Oysa kırılacak hiç bir zerresinin kalmadığını düşünmüyormuydu hep. Demek ki konu Kayra olunca kırılacak bir yeri hep oluyordu. Dolan gözlerindeki yaşları hızla geri yollayarak burnunu havaya doğru kaldırıp işeret parmağı ile Kayra'nın göğsünü dürterek meydan okudu.

 

"Hah! Damarına basmaya gerek yok sen zaten delisin! Hem de tescilli deli." Öfkeyle dudaklarını ısırırken gözünden damlsmayabçalışan göz yaşlarını önüne dökülen saçlarını geriye atar gibş yaparak gizlice sildi. Ve başını aşağı yukarı hızla sallayarak sinirle bağırdı." Bir Karadeniz ata sözü derki, Gemi aldıysan kıçına, toprak aldıysan içine, karı aldıysan geç başına otur! Ha yok ben bunları yapamam dersen bana yol ver! Senin dokunamadığın bedene dokunmak için delirenler var ne de olsa! " Sözlerini bitiren kız hızla arkasını dönüp kapıya doğru yönelmiştiki, Kayra, karısının sözleri ile arkasını dönen kızın kolundan tutarak hırsla kendine doğru çevirdi. Diğer eliyle sertçe çenesini kavrayarak hırçın denizleri andıran mavi gözlerine öfkeyle bakıp yüzünü, yüzüne iyice yaklaştırdı.

 

"Unuttuğun ayrıntıyı hatırlatayım istersen! Benim nikahımdasın ve o ayarı bozuk dilin benim deli damarıma basıyor! " Burnundan sinirle aldığı nefes yaptığı en büyük hataydı belkide çünkü Derya'nın gelincikleri anımsatan kokusu çoktan ciğerlerine doğru yol almıştı. Dudaklarının arasında bir kaç santim vardı ve Derya o an kalbinin yerinden çıkmaması için elini sol göğsüne bastırma isteği ile doldu.Kayra sıktığı dişlerinin arasından derin bir nefes alarak etkisine girdiği kokuyu umursamamaya çalışarak sözlerine devam etti. "O çatal dilinden başka erkeklerin iması bir daha dökülürse senin için fena olur uyarmadı deme deli karı! " Kocasının yakınlığı ve bedenlerinin bir birine olan teması ile Derya sertçe yutkundu. Bu adama öfkeliydi hemde çok öfkeliydi. Yılların yamlızlığını hatırlamalı ve kendini koyuvermemeliydi. Kendi kendine verdiği telkinler birazda olsa işe yararken kuruyan dudaklarında dilini ürkekçe gezdirip sızısını dindirmek için ıslatmaya çalıştı. Onun bu hareketi ile kocasının bakışları Derya nın ıslak dudaklarına kayarken onun konuşması ile dudakları bir, birine sürtünmeye başladı.

 

"Erkek değilsin deyince öküz gibi böğürüyorsun! Erkek olsan bu dudaklardan sadece senin isminin dökülürdü! " Karısının kışkırtıcı sözleri ile dişlerini sıkan adamın bir tarafı sık buğazını kurtul derken, diğer tarafı ufacık bir dokunuş için yanıp tutuşuyordu. Yanan tarafının fısıltısına kulak vererek iri elini kızın yüzüne çıkarıp alnını alnına dayadı ve parmakları ile karısının yüzünü okşarken hızlanmaya başlayan nefedi ile fısıldadı.

 

"Geçinin ölümü gelince çobanın deyneğine sürtünürmüş." Kesik bir nefes alarak sözlerine devam etti. " Aşk akıllıların işidir bizim gibi deliler beceremez onu, yok olur gideriz, bir birimizi bitiririz. " Yüzüne çarpan sıcak nefesle Derya'nın nefesleride hızlanırken titreyen ellerini kaldırarak kocasının yüzünü avuçları arasına aldı ve maviliklerinde baş gösteren acı kırıntıları ile tıpkı kocası gibi fısıldadı.

 

"Evet aşk akıllıların işi ama Sevda da insanı aklından edendir unutma. Bizim gibi iki delinin kaderine bir sevda düşmezmi sence Kayra?" Kocası kesik nefeslerinin arasında yüzünü acı çekercesine buruştururken Derya sözlerine devam etti. " Madem aşk bizi bitirir, o zaman tut elimden de sevdanın yoluna bağlayalım ömrümüzü.Yeterki doğuşumuz aşk bitişimiz sevdayla olsun!" Kayra elini kızın ensesine doğru kaydırdı ve kendine çekerek alnına bir buse bıraktı. Kahverengi hareleri bir korun kızıllığını anımsatırken dudakları çapkınca yana doğru kıvrıldı.

 

"Kaşınıyorsun deli kız! Hem de öyle böyle değil! " Derya ayaklarının ucunda biraz daha yükselip kocasına daha çok sokularak fısıldadı.

 

"Ne duruyorsun sende kaşı o zaman!" Kayra kararsızca kızın dudaklarına doğru eğilmiştiki karısı tekrar fısıldadı. "Ha bende senin gibi deliyi kaşıyacak, deli cesareti yok diyorsan orasını bilemem! " Karısının meydan okuyan sözlerine karşı tek kaşını ima ile kaldıran Kayra, Derya'yı kendi bedenine bastırarak sertliğini hissetmesine izin verdi. Karısının şaşkınca açılan mavi iri gözleri ile dudaklarından kaçan erkeksi kıkırtıya engel olamadı.

 

"Çatal dilin insanı ne hale sokuyor gör bak! Bende ki, o deliyi kaşıyacak cesaretin farkındasın ama ben senin bu delinin kaşımasını kaldırabilecek güce sahip olduğundan emin değilim!Çok kırılır,çok yara alırsın!" Derya kocasının cevabı ile dudağının alt köşesini ısırdı ve kısa bir an düşünerek cevap verdi.

 

"Yani diyorsun ki kırarım,yaralarım iki deliden bir sevda çıkaramayız. Seni kırmayacak,yaralamayacak seni sarıp sarmalayacak başka birini..." Derya dudaklarına kapanan dudaklarla nefesini tuttu. Fakat beklediği bu değildi çünkü kocası öpmüyordu. Anlaşılan sadece susturmak için dudaklarına kapanmıştı. Kayra yavaşça geri çekilerek birer kora dönüşen bakışlarını, yağmuru anımsatan buğulu mavi bakışlara sabitleyerek dişlerinin arasından tısladı.

 

"Sana kaç defa deli damarıma basma dedim! Şimdi bu deliyi zapt edebilecekmisin bakalım!?" Sözleri biter bitmez hırsla kızın dudaklarını kavradı. Derya bir süre donup kalsada daha sonra Kayra'nın sert öpüşüne karşılık verirken buldu kendini. Bacakları ilk defa hissettiği duygularla titrerken, düşmemek için Kayra' nın omuzlarını sıkıca kavradı. Yarım yamalak birlikte oldukları ilk gece dudaklarına hiç dokunmamıştı. Ondan sonraki dokunuşları da bırak böyle bir yangını, öpüşmeyi bile başlatmamıştı. Ağzının içindeki dudakların tadı ile inleyen adam kızın sendelemesi ile belini sıkıca kavradı ve hafifçe geri çekilerek alnını alnına dayadı. Nefeslerinin düzene girmesini beklerken Derya'nın dudaklarından kesik,kesik dökülen sözlerle öfkenin tekrar vücudunu ele geçirdiğini hissetti.

 

"Uyyy! Muncurları kopasıca Nick! Ula senla kurduğum hayallerda boyla olmaydi da!" Yanlış bir şey söylediğini yeni fark etmiş gibi dudağını ısırsada bilerek kocasının içindeki şehvet ateşine benzin dökerek harlamış hevesini kursağında zevkle burakmıştı. Tabi kedininde kalmıştı. Taş yutmuş tavuk gibi hissediyordu kendisini ama kocasının surat ifadesi ve öylece kalakalmasına değerdi. Kayra'nın öfkesinin yanı sıra kesif bir kıskançlık duygusuda alevlenmişti tekrar içinde. Kocasının an ve an değişen yüz ifadesinin farkına varınca öfkeden çenesinin seyrediğini gördüğüne yemin edebilirdi. Korkuyla bir adım atmıştıki kocasının kolundan sertçe tutması ile olduğu yerde kaldı.

 

"Ben senin o muncurlarını koparırken o dilinden düşürmediğin Nick puştu kurtaracakmı bakalım senin muncurları! " Kocasının tehditi ile sertçe yutkunan kız, kızgın bir boğayı anımsatan adamın elinden nasıl kurtulacağını düşünüyordu. Arkadan gelen sesle birlikte kendi telefonunun çalmaya başlaması ile kurtuluş biletine sarılırcasına çantasındaki telefona sarıldı.

 

"Amirim!" Kayra karısının üzerindeki öfkeli bakışlarını timindeki yardımcısına çevirdi. Arkadaşının bakışlarının karısı ve ikisi arasında gezindiğini fark edince buğazını temizleyerek bakışlarının birleşmesini sağladı. Genç adam mahçup bakışlarını amirine çevirerek sözlerine devam etti. "Her yer arandı ama hiç bir şey çıkmadı. Galiba asılsız ihbar amirim!" Kayra işittikleri ile hırsla ellerini yüzünde gezdirdi ve öfkeyle kükredi.

 

"Asılsız olduğunu anlamalıydık!" Yüzünü buruşturarak etrafını süzerek sözlerine devam etti.". Böyle bir yerde aradığımızı bulamayacağımız belliydi zaten!" Derya kocasının hareketlerini kısa bir an izledikten sonra hala çalmaya devam eden telefonunun ekranına baktı. Gördüğü isimle hemen cevaplama tuşuna bastı.

 

"Hemen oradan ayrıl!" İşittiği kelimeden sonra kapanan telefonla Derya'nın bakışları hızla etrafını taradı bakışları kocasıyla kesişince onunda kendisini izlediğini fark etti.

 

"Iıım... Şey..." Derya kocasının bakışlarıyla telaşlanınca ne yapacağını şaşırarak konuşmaya çalıştı. Elindeki telefonu kocasına doğru kaldırıp şirin olmaya çalışarak sırıttı. " Ben artık gitsem iyi olacak. Patrona rapor vermem gerek." Sözlerini bitirip çıkışa doğru yönelmiştiki duyduğu sert sesle adımı havada kaldı.

 

"Kal orada!" Bedenini tekrar kocasına doğru çeviren kız nefesini tutarak bakışlarını yavaşça onun vücudunda gezdirdi. Ahh! Ahh! Bu adama olan hasreti bir gün sebebi olacaktı. Uzun boyu,iri ve kaslı bedeni esmer teni bedenini saran o siyah üniformasının içinde yüreğini hoplatıyordu resmen. Yüzüne yayılan gülümseme ile derince iç çekip şapşal bir gülümseme ile bakışlarını birleştirdi kocasıyla. Kayra katısın yüzündeki aptal sırıtışla başını sağa sola çevirerek sessizce homurdandı.

 

"Yeminle deli! Şu sırıtışa bak! Kim bilir aklından beni çıldırtmak için ne planlar geçiyor! Zaten işi gücü beni derlirtmek! Tam bu sefer olacak derken en romantik,en duygusal,en ateşli anda bile beni çileden çıkaracak bir şey buluyor! Sonrada bir şey olmamış gibi deli deli sırıtıyor! Allahın delisi!" Kendi kendine homurdandığını fark eden genç adam bupazını temizleyerek bakışlarını tekrar karısına çevirdi ve onun hala sırıtan ifadesine yüzünü buruşturarak sertçe konuştu. " Nereye gidiyorsun gecenin bir vakti tek başına!? Nasıl bir yerde,nasıl bir sokaktasın farkında mısın sen!?" Derya yüzündeki sırıtışı silmeden masumca cevap verdi.

 

"Kendim gitmeyeceğim ki. Almaya gelecekler." Kayra'nın kaşları almaya gelecek kişinin belirsiz kimliği ve onun arkasından gelen çoğul ekiyle çatıldı. Nir iki adımda Derya'ya yaklaşarak şüpheyle sordu.

 

"Kim miş o gelecekler?" Derya'nın biraz önceki cevabı karşısında gözünün önünde ayrı geçirdikleri dört yılda her Allahın günü, sürekli farklı erkeklerle ve farklı mekanlarda çekilmiş fotoğraflar dönmeye başlarken aklı, ilk gittiğinin üzerinden fazla geçmeden gördüğü fotoğrafla deliye dönerek soluğu Ankara'da aldığı anıya daldı.

 

Kapıyı telefondaki resimden gözlerini çekmeden açmaya çalıştığı için biraz zorlansada başarmış. İçinden taşan mutlulukşa şarkıya hem söyleyip hem oynayarak eşlik etmişti.

 

Uzun ince giderkende

Yolda hayal ederken de

Bir yiğide vuruldum

Gam keder güderken de

Hem sevildim hem de sevdim

Hiç başıma gelmezken de

 

Üzerindeki kıyafetleri kısa bir duş almak için çıkarırken telefonu da elinden bırakmadan koridorda oynayarak ilerledi.

 

Gözündeki yaşlarına kara kara kaşlarına

Yangın oldum vurgun oldum

Şu yiğidin kaslarına

 

Telefonun ekranındaki resme hasretle uzun bir öpücük bırakırken bir taraftan da kazağını çıkarttı. Banyonun kapısının önüne geldiğinde telefonu sütyeni ile göğüslerinin arasına sıkıştırarak taytını çıkartıp telefonu tekrar alırken kendini izleyen öfke ve tutku karışımı bakışlardan habersizce şarkıya eşlik edip oynamaya devam etti.

 

Şu karşıdan gelenleri bilemedim gidenleri

İçindeki bir yiğidi sanki görmüştüm ezeli

Kara kaşlı o yiğidi sanki sevmiştim hayali

 

Saçlarını tepesinde topladığı topuzdan kurtararak öne ve arkaya sallayıp dağılmasını sağladı. Saçları özgürlüğüne kavuşunca tekrar sözleri eşlik etti.

 

Gözündeki yaşlarına kara kara kaşlarına

Yangın oldum vurgun oldum

Şu yiğidin kaslarına

 

Elini sütyeninin kopçasına atarak açmaya çalışırken elindeki telefondan ve oynadığı için bir türlü beceremiyordu. Ekrandaki resim bir kez daha dikkatini dağıtırken yine uzun bir öpücük bıraktı ve telefonu küçük dolabın üzeine bırakıp iç çekerek söyledi bu defa son sözleri.

 

Yangın oldum vurgun oldum

Şu yiğidin kas... Eli yine sütyen kopçasında uğraşırken başını huysuz bir şekilde kaldırdığı an karşısındaki adamın öfkeyle ve tuhaf bir duyguyla daha harmanlanmış bakışlarıydı. Şarkının sözlerini hemen yutarken açıklmak bilmeyen lanet sütyenin kopçasının çözüldüğünü anlayan kız elleri ile hızla açılan sütyeni tuttu. Kendine doğru yaklaşsan kocasını süzerken utançtan dudaklarını ısırmaya başlsmıştı.

 

Kayra üç günlük tatilini geçirmek için arkadaşları ile planlar yaparken sodyal medya fenomeni gibi eğitime geldiği günden beri okulunda yeni arkadaşları ike ki çoğu erkek, gezdiği yerlerde, alkollü mekanlarda,partilerde sürekli uçuk kaçık resimler paylaşan karısının son resmine takılı kalmıştı. Yine bir adamlaydı ve adama koala gibi sarılmış elleri ise o tanımadığı adamın göğsündeydi! Üstelik adamjn yanağına bir de öpücük kondururken zafer işareti yapmayıda ihmal etmemişti deli karısı.Fotoğraf karesinde ablası Sahra'da vardı ama o ayrıntı dikkat çekmiyordu çünkü karısı ve o bol kaslı iki metreye yakın dalkavuk bütün kareyi kaplamışlardı.Fotoğrafı gördüğü an arkadaşları ile olan planını iptal ederek vakit kaybetmeden uçak biletini ayarlayarak Ankara'nın yolunu tutmuştu. Çünkü karısının sayesinde tam bir aydır hergün bu tarz absürt fotoğrafları görmekten beyni Derya ve tanımadığı adamların fotoromanını yazar olmuştu.Ankara'ya inince ilk işi karısı olacak o deliyle hesaplaşmak olacağı için evine geçmişti. Evde aradığını bulamayınca kendini sakinleşmek adına duşa attı. Uzun duşununun ardından hala gelmeyen karısı ile sinirle dolanmaya başladı evde. Kolundaki saate bakan genç adam onbir olduğunu görünce duran aklı esas o zaman çark etti. Sabahın bu saatinde neredeydi bu kız? Aklına gelen telefonunu eline aldı şarjının bittiğini fark edince bir küfür savurarak telefonunu şarja taktı ve açılmasını beklerken kapının açılma sesi ile Derya nın evi dolduran o cırtlak sesi kulaklarına doldu. Eve gelen karısıyla rahat bir nefes aldı. Onun söylediği şarkının sözleri ile ne söylediğini anlamak istercesine yüznü buruşturarak odanın kapısından çıkıp koridora baktı. İşte o an karısını elinde telefonla hem oynayıp hem kıyafetlerini çıkartmaya çalışırken görünce yüzüne yayılan gülümseme ile izledi. Derya'nın kıyafetleri ile olan mücadelesi sürerken dikkatini çeken kelime ile yüzündeki gülümseme silindi. Kimin kaslarına kafayı takmıştı bu deli yine. Hem bu bu nasıl şarkıydı canım yangınlı vurmalı.! Üstelik neyi öpüyordu bu kız o telefonda.Aklına gelen kas ayrıntısı ve o kaslara bırakılan bir öpücüğü hayal edince kan beynine yürümüş tam karısına doğru bi adım atmıştıki o üzerindeki kazağı çıkarıp elindeki telefonu dolgun göğüslerine sıkıştırınca Kayra sertçe yutkunma ihtiyacı hissetti. Ulan bu deli kız, bu çin işkenceleri gibi geniş işkence seçenekleri ile ya onu öldürecekti,yada o onu öldürecekti! Derya altındaki dar tayttan da kurtulunca Kayra karşısındaki manzaranın etkisinden vücudunu basan ateşle farklı şeyler düşünmek için beynini zorlarken karısı ona hiç yardımcı olmuyordu. Elindeki telefonu bırakmadan diğer eliyle sütyenine uzandı ve açmak için bir hamlede bulununca Kayra'nın yüreği göreceği manzara karşıdında sıkışırken parmak uçları o kopçayı bırak sanki o sütyeni parçalayıp atmak istrrcesine karıncalanıyordu. Derya uğraştığı şeyi başaramayınca vazgeçip Kayra'nın yüreğine su serperken bu defa eli saçlarına gitti ve onları özgürlüğüne kavuşturarak savurdu. Karşısındaki görüntü bütün hücrelerini ayağa kaldırırken kız hala o şarkıya devam ediyor Kayra'nın kulaklarına uğultu şeklinde geliyordu sesi. Bakışlarını karısından ayıramazken onun tekrar ekrana öpücük kondurduğunu fark edince artık içinde patlamaya hazır hem büyük bir öfke hemde büyük bir arzu vardı. Telefonu yanındaki küçük dolabın üzerine bırakan karısı elini tekrar sütyeninin kopçasına uzatıp dilinden hiç düşürmediği bilmem hangi yiğidin kasları ile başını huysuzca kaldırmıştı ki bakışları kesişti. Kısa bir an şaşkınca bakan karısı daha sonra halini hatırlamış olacak ki beyaz teninden yüzüne doğru bir kırmızılık yayılmaya başlamıştı. Üstelik o uğraştığı sütyende hiç sırası olmadığı halde açılmıştı. Derya elleri ile hızla tutup dudaklarını ısırırken Kayra'da kuruyan dudaklarını ıslatıp sertçe yutkunarak karısına doğru yaklaştı ve onun geri kaçıp duvara çarpması ile iki eli ile duvarla kendi arasına sıkıştırıp tepeden aşağı inceledi. Bakışları göğüs çatalına takılırken arzuyla boğuklaşmış bir ses, fakat öfkenin tınısını taşıyan bir tonla dişlerinin arasından tısladı.

 

"Resimdeki o adam kim!? Yanağına öpücük kondurup, " karısının sütyenini tutan bir elini aniden avuçları arasına alarak hafifçe sıkıp devam etti. "Bu elini göğsüne koyduğun ! " Kızın elini avuçları arasına alarak duvara bastırdı ve aynı şekilde diğer elinide kavrayınca Sütyen Derya'nın bedeninden kayıp düşmüştü. Kayra'nın bakışları önündeki dolgunluklarla koyulaşırken karısı utanç ve heyecan karışımı bir sesle fısıldadı.

 

"Ka..Kayra. Sak..Sakin ol." Tutukta olsa konuşa bildiği için kesik bir nefesi ciğerlerine çekerken Sahra'ya küfürlerini iletiyordu. Bütün bunlar onun bsşından çıkmıştı. Kayra ise gözlerinin önündeki görsel şölen ile iradesini korumaya çalışarak tekrar konuştu.

 

" Ve bu elinle zafer işareti yaptığın o resim deki adam kim!?" Derya kendi hali ve Kayra'nın bakışlarındaki anlam veremediği tuhaflıktan dolayı korkarak ve bir an önce aralarındaki bu çekimden kurtulmak için kekeleyerek konuştu.

 

"Foto...Fotomontaj! Vallahi Ka...Kayra!" Karısının kurtulmak isteyişi ve bulduğu bahaneye korkarak sarılmasına bedenini ona bastırarak yüzündeki tehlikeli sırıtışla karşılık verdi.

 

"Bir aydır yediğin onca nane girip çıktığın onca mekandamı montaj!?"Kızın tuttuğu elini burakarak iri ellini göğsüne indirerek sert bir şekilde sıkınca karısının gözlerinin şaşkınca açılması ve nefesinin buğazında takılı kalmasını büyük bir hazla izledi. Kendi içinde yanan ateşi bastırmaya çalışarak Derya'nın mavi gözlerindeki koyulaşmayla kendisi de hırıltılı bir nefesi ciğerlerine çekerek tekrar tısladı. "Yada biraz önce o siktiğimin telefonundaki bilmem hangi piçin kaslarına nameler düzmende mi montaj dı!?" Kocasının sözleri ile resimdeki kaslar ve o muhteşem vücud tekrar gözünde canlanınca Derya kıkırdamadan edemedi. Anlaşılan kocası kendi kendini kıskanmıştı. Tabi bunu ona söyleyecek değildi. Kıkırdamasının ardından kocasının öfkesi biraz daha artarken Derya derinlerinde bir yere kaçan cesaretini bulup çıkararak karşılık verdi.

 

"Piç deme! Ne yapayım yani adam benim için özenle kas yapmış, o kaslarla benim gözlerime bayram ettirmiş, ben küçük bir öpücükle ödüllendirmişim çokmu?" İşittikleri ile karısının göğsündeki elini hızla çekerek başının yanına duvara sert bir yumruk atarak kükredi.

 

"Aç lan şu telefonu!!"Derya aniden gelen darbeyle yerinde sıçrarken korkuyla başını olumsuz anlamda salladı.

 

"Açmam! Açamam Kayra!" Kayra'nın öfkesi aldığı cevapla dahada artarken dolabın üstündeki telefona uzanarak kızın burnunun dibine sokup bağırdı.

 

"Sana şu lanet telefonu aç dedim Deryaa!" Kız titreyen elleri ile telefonuna uzanırken Kayra öffkeyle fısıldayarak tekrar konuştu." Aç! O şerefsiz piç kurusunuda ona öpücükler hediye ettiğin o dudaklarınıda si..." Derya elini hızla kocasının ağzına kapatarak çemkirdi.

 

"Ne demeye küfür ediyorsun şimdi!? Bakı vermişim,öpü vermişim ne olmuş!? Göz benim, dudak benim, " Elindeki telefonu sallayarak," o kasların şu anki sahibi de benim istediğimi yaparım!" Kayra karısının pişkinği karşısında çileden çıkarak tuttuğu diğer elini de bırakıp üzerindeki tişörtü hızla çıkarıp bir köşeye fırlattı ve karısının ellerini tutarak karnına sertçe bastırdı ve bedenini kendisine yaslayarak dişlerinin arasından tısladı.

 

"Görebileceğin de,öpebileceğinde tek kas bunlar lan!"Derya fotoğraftakinin aksine şu an elinin altında hissettiği kaslarla gözlerini kırpıştırırken Kayra bedenine yapışan göğüsler ile gerilsede çenesinden sertçe kavradığı karısının alt dududağını dişlerinin arasında çekerek bıraktı ve alaylı bir gülümsemeyle fısıldadı." Sen deliysen ben senden daha deliyim! Yüzdüğün sulara dikkat et! Bir daha sakın!! Benim damarıma başka erkeklerle basmaya kalkma seni bu yağtığına pişman ederim! Bırak başka adamın kasını,bedenin altımda kaldığı an benliğini unuttururum sana deli karı!!"Nefesi hızlanan kızın ağzı duydukları ile O şeklini alırken Kayra onun bu defa üst dudağını dudakları arasına alarak emdi ve geri çekildi. Derya dudaklarını fazlasını istercesine aralamıştıki kocasının geri çekilmesi ile kaşlarını çatmış işte o an kocasının biraz önce söylediği sözler beyninde şimşek etkisi yaratmıştı. Bakışlarını kısarak elinin altındaki sert kaslara tırnaklarını geçirerek oldukça yavaş bir şekilde aşağı doğru çekerken tek kaşını kaldırdı ve konuştu.

 

"Senin kaslarda fena değil ama aradaki farkı test etmem lazım!" Kayra'nın buğazından bir inleme kaçarken sakinleşmek için gözlerini kapayınca Derya sinsi bir sırıtşla devam etti."Eee senin kaslarını gerdek gecesi beni o halde bırakıp,suçlamadan önce azda olsa test ettiğime göre," tırnakları kocasının kasıklarına doğru inmeye başlayınca "Kayra boğuk bir sesle karısının adını fısıldadı.Derya nın dudağı yukarı doğru kıvrılırken sözlerine devam etti."Aradaki farkı anlamam için başka kasları da incelemem lazım!" Gerdek gecesi yaptığı hatayı düşünürken karısının son söylediği cümle bütün vücudunu elektirik çarpmışa çevirdi. Derya,kocasının kasıklarındaki elini biraz daha aşağı indirerek oda aynı şekilde onun alt dudağını dişleyip bıraktı ve kararmaya başlayan çehresinden tırsınca boşluğundan faydalanarak yanındaki kapıyı açıp kendini içeri attı ve hızla kilitleyerek çemkirdi. "Altında kalınca benliğimi kaybedecekmişim! Hıhh! Sen daha üste bile çıkamadan kaybettiğin benliğini bul deli herif!!" Kayra girdiği şehvet transından çıkarken üstüne karısının söylediği sözlerle soğuk suya girip çıkmış kadar olmuştu.Eli hızla kapı koluna giderken kilitli olduğunu anlayınca yumruğunu sertçe indirerek kükredi.

 

"Bir gün o gözlerini oyup,dudaklarını koparıp,dilini kesip,tırnaklarını söküp o oyunbaz ellerinin avuçlarına bırakacağım senin! Ve sen böyle devam edersen o gün çok uzak değil bil istedim!!!" Derya duşun altına girerken alayla cevap verdi.

 

"Ayyy! Çok korktum. Hadi oradan be! Dua et kızlarla işim var. Yoksa o söylediklerini kim kime yapıyormuş gösterirdim sana çöl devesi!" Kayra aldığı karşılıkla öfkeyle saçlarını çekiştirerek kendi kaldığı odadaki banyoya ilerledi. Bu kız onu çileden çıkarıyordu. Onun yüzünden genç yaşta,dişlerini sıkmaktan dişsiz,saçlarını yolmaktan kel kalacaktı. Yada karısı bir plan yapmıştı, kestirme yoldan onu öldürüp dul kalınca o çok heveslisi olduğu kıytırık vücudları olan adamlarla gününü gün edecekti. Son sözleri aklına yatmıştı zira soğuk suyla duş almaktan genç yaşından verem olacaktı. Girdiği banyoda soğuk suyu açarak altına girdi. "

 

Başını iki yana sallayarqk kendine gelmeye çalıştı. O fotoğrafa montaj desede sonrada bu tarz fotoğrafların devamı gelmişti. Her seferinde Ankara'ya gelemeyeceği için kendi kendini yiyip bitirsede görmezlikten duymazlıktan gelmeye çalışmıştı dört yıl boyunca. Uzun eğitimlerin olmadığı zamanlar hafta da bir kimseden habersiz yollara düşüp bir günlükte olsa gizlice bu deliyi görmek için gelip, az düşmemişti peşine. Tabiki kimsenin haberi yoktu olmayacaktı da. Bu kısa ziyaretler yüzünden uykusuz yorgun kaç eğitime katılıp, yorgunluktan yaptığı hatalar yüzünden ne cezalar almıştı üstlerinden. O paylaştığı resimler nasıl etki yaratıyor üstünde bir bilse,bir bilse o saçmalıkları düşünürken bir oprasyonda yaralandığını omzunda hala o kurşunun izini taşıdığını ama hak etmişti hepsini şimdi şikayet etmeye hakkı yoktu. Zaten normal yoldan süründürse gık demezdi. Git dese,gelme dese,düş yakamdan,istemiyorum seni dese, arama sorma dese eyvallah haklısın hak ettim hepsini derdi. Değişikti karısı hemde çok değişik. Yüzüne tükürülecek adamken o ısrarla yanında istiyor aşkına talip oluyordu. Bir bilse içindeki o aşk ikisinide yakacak en büyük zararı bu bitmeyen öfkesi ile deli yanıyla yine ona verecek. Tekrar kıracağını,yaralayacağını bildiğinden,açtığı yaraları kapatamatacağından korktuğundan uzak durduğunu bir bilse. Böyle uzak dururken bile kırıyorlardı olmayacak yerlerden yaralıyorlardı bir birlerini. Tek tahammül edemediği yerden vuruyordu karısı. Şu çatal dili ve o ağzından düşmeyen erkekler yokmu işte onları duyunca kan beynine sıçrıyordu. Yaralansada karısına yaklaşa bildiği anlar bir birleri ile savaştıkları o anlar olduğu için ona bile razıydı Kayra.Gözlerinin önünde ileri geri giden elle daldığı düşüncelerinden sıyrılarak toparlandı hızla ve tekrar gardını aldı.

 

"Cevap versene kızım kimmiş gelecekler!?" Derya yüzüne yerleştirdiği hayranlık dolu bir gülümseme ile cevap verdi.

 

"Biri ilk aşkım biri koruyucum!" Derya tek kaşını kaldırarak muzipçe kocasına baktı. " Rahatladın mı kocacığım?" Kayra'nın yüzü kararırken,Derya bakışları ile biraz ileride hala beklemekte olan polis memurunu işaret etti." Adam kök saldı sayende. Sen işinin başına dön bende işime bakayım!" Sözlerini bitirip tekrar arkasını dönmüştüki kocasının sesini tekrar işitince gözlerini devirdi.

 

"Hikmet! Bizim çocuklardan iki kişi ayarla yengeni eve bıraksınlar."

 

"Baş üstüne amirim!" Genç adam ortamdan ayrılırken Derya hızla kocasına döndü. Onun dönüşüyle Kayra tek kaşını kaldırıp suratına alaylı bir gülümseme yerleştirdi.

 

"Ne gerek vardı buna şimdi!? Zaten almaya geleceklerdi!" Kayra sakin fakat seet adımlarla ksrısına yaklaşınca Derya burnunu inatla havaya kaldırarak sözlerine devam etti. "Farkındaysan dört yıldır yanlızım! Saat geçte olsa gecenin bilmem kaçı da olsa kendim gidip gelmeyi becerebilecek kadar uzun bir yanlızlık yaşadım!" Hıhh! tabiki bu da bir yalandı. Babası,Mehmet babası,Kağan ve diğerleri her akşam yada işi uzayınca geceleri muhakak birisi alırdı. Ama şimdi kadınlığa leke sürdürmenin anlamı yoktu. Kuyruğu dik tutma zamanıydı.

 

"O zaman yoktum şimdi buradayım ve ben ne dersem o olacak! Başlatma ilk aşkınada koruyucunada!" Bir adım daha atarak karısının dibine sokuldu ve öfkeyle işaret parmağını sallayarak tehtid edercesine konuştu."Ya söylediğim şekilde gidersin yada seni buradan omzuma atıp çıkartırım o aeabaya kekepçelerim işim bitene kadar benimle sürünürsün!" Derya kocasının sözleri ile ellerini iki tanda yumruk yaparak ayağını sertçe yere vurarak öfkeyle bağırdı.

 

"Bana emretme! Ben senin emrin altındakilerden değilim!"

 

" Emrim altında değilsin ama sürekli unuttuğun şey varki karımsın! Böyle bir yerden sonra,gecenin bir vakti iki dallamayla bir arabaya binip gidersen timim, arkadaşlarım hakkımda ne düşünür haberin var mı senin! Böyle intikam olmaz Derya!" Kayra'nın sesi mekanı inletirken Derya'da vücudunu esir alan öfkeyle işaret parmağını kaldırarak kocasının göğsünü dürttü sertçe.

 

"Doğan'ın bekarlığa veda partisinde girdiğin o yataktan sonra o görüntüleri gören, Meyra ve ablam dışında diğer herkes, arkadaşlarım benim hakkımda ne düşündü senin haberin var mı!?" Derya dudağını bükerek başını hafifçe salladı." Arkadaşların sayesinde bu gün sende öğren bakalım hakkında dışarıdan neler düşündüklerini. " Kayra ellerini saçlarına öfkeyle geçirerek çekiştirdi.

 

"Sana hatırlamıyorum dedim niye anlamıyorsun! Ne o yatağa girdiğimi ne de o yatakta bir kadın olup olmadığını hatırlamıyorum! Deli deli konuşup bana durduk yere eziyet ediyorsun! Belki de kadın hiç olmadı sen kuruyorsun kafanda!" Derya kocasının sözlerine karşıkık elini çantasının içine atarak küçük bir kutu çıkardı ve onu açarak içindenki küpe tekini eline aldı. Kocasının eline uzanarak parmaklarının arasındaki küpeyi onun avcuna bıraktı.

 

"Ben kurmuyorum Kayra! Sen arkanda açıkça delil bırakıyorsun! O gün yatağında bir kadın yoksa bu küpe kazağına nasıl takıldı!?" Bakışlarını kocasının gözlerine dikti ve imayla fısıldadı. "Haklısın Kayra böyle intikam olmaz! " Kayra avucunun içine bırakılan küpeye şaşkınca bakarken Derya hızla çıkışa doğru yönelmişti.

 

Yitenumutlar

 

 

Loading...
0%