@yitenumutlar
|
Bölüm Şarkısı : Ferdi Tayfur - Sevdalılar Beni Anlar
Keyifli okumalar 😉😉
Gözlerini zorlukla aralayarak başında hissettiği ağrı ile yüzünü buruşturdu. Derya ile o saçma barda karşılaştığı günden beri geçmek bilmemişti başının ağrısı. Hem nasıl geçsindiki, lafı sokup onu düşüncelere salarken kendisi onun bu boşluğundan faydalanarak bir anda kaybolmuştu ortadan. O günden beri onu almaya kimlerin geldiğini düşünmekten beyni büzüşme noktasına gelmişti artık. Üstelik o geceden sonra doğru dürüst evde bile karşılaşmamışlardı. Ellerini ağrıyan başına götürerek sertçe bastırdı. İçinde bulunduğu duruma ve olmayan aklına hiç faydası olmasada yıllardır olduğu gibi yine günlük ritüel halini almış kendi aptallıklarına lanetler etme seansına başladı.
Biliyordu her şeyin suçlusu ve bu halde olmalarının sebebi kendisiydi. Evlendiği ilk günden beri hata üstüne hata yapmıştı. Derya'yı davranışları ile zihinsel ve fiziksel olarak o raporu almaya itmişti ve hayatındaki en büyük hatası olmuştu bu aptallığı. Karısının yüzüne bakamıyordu! Ağzını açıp af dilemeye iki çift güzel söz söylemeye yüzü yoktu. Hangi yüzle söylerdi söyleyemezdi. Aralarında sadece didişip bir birini hırpalamaktan,kırmaktan, yaralamaktan oluşan bir diyalog sürüp gelmişti bu güne kadar. El mecbur ayak uyduruyordu karısının savaşına onun haklı olduğunu bilerek. Korkuyordu ona ksrşılığını vermezse onunla didişip o saçma kavgaları etmezse aralarında o diyaloğunda kalmayacağından korkuyordu. Af dileyemezdi gururundan yada başka bir şeyden değil yaptığı, Hayal tarafından tescillenmiş hayvanlığının affedilir yenilir yutulur yanı olmadığından, kendisini affedemediği için af dileyemiyordu. Derya onu terk etmeyerek veya boşamayarak ona bir şans bir çıkış yolu sunmuştu ama onda o şansı değerlendirip o çıkar yolu bulacak, bulsada bu evliliğin gerçek olmasını istemeye hakkı yoktu. Hakkı yoktu ama bir tarafıda çocuk gibi korkuyordu. Karısının aralarındaki o pamuk ipliğini koparıp atmasından yüreğinin başkasına kaymasından. Dört yıldır yalnız bırakmış dört yılda her Allah'ın günü başka fotoğraflar da başka adamlarla görmüştü karısını. Çoğunun montaj olduğunu elbette biliyordu ama ya montaj olmayanlar işte o zaman kan beynine hücum ediyor,karısını kaybetmenin korkusuyla kanı damarlarında ters akıyordu.
Oysaki Derya başka bir erkekle bir ilişkisinin olmayacağını,olamayacağını ve olmadığını çok acı bir şekilde öğretmişti. Hiç aklından çıkmayan, karısının yüzüne her baktığında yaşayamadığı,yaşatmadığı hayallerin mutlulukların yarım kalmışlığı ile karşılaşması en büyük ders en büyük cezaydı onun için. Yaptığı büyük küçük bütün hatalarını kabul ediyordu ama başka adamların,adını,sanını,ismini cismini,kasını,adinosunu karısının ağzından duymayı yaptıklarının bedeli olarak bile olsa yediremiyordu kendine. Aptaldı hemde kocaman olanında nikahlı karısına dokunmamak için her seferinde karısının yüzüne yeminler eden ondan başka aptal yoktu büyük bir ihtimal. Elleri ile çaresizce yüzünü sıvazladı.Acaba neden bu kadar aptaldı? Annesi ve babası gayet zeki insanlarken bu genlerini sadece kızlarına aktarmışlardı anlaşılan. Tuğra ve kendisinde ise zeka olduğu tartışılır bir konuydu.
Düşünceleri yüzünden dahada şiddetlenen başının ağrısı ile oflayarak yataktan kalktı ve odasındaki banyoda ihtiyaçlarını gidererek mutfağa doğru yol aldı. Kulaklarına dolan kısık sesle kısa bir an olduğu yerde bekledi. İşittiği kısık sesin mutfaktan geldiğini anlayınca dudakları kıvrıldı. Demek ki karısı bu gün işe gitmemişti. Üzerindeki siyah tişörtü çekiştirerek ellerini saçlarına götürüp düzeltti ve yüzündeki aptal sırıtışı silerek onun yerine her zamanki huysuz maskesini geçirerek mutfağa girdi.Karısını pencerinin kenarında bir telefon görüşmesi yaparken görünce omzunu kapının kenarına dayayıp bir ayağını diğerinin üzerine atarak onu izlemeye koyuldu.
"Üç gün mü!" Hattın diğer ucundaki sanki Derya'yı görüyormuş gibi kız olumlu anlamda başını sallıyordu sürekli." Anladım peki ne kadar sürecek ve sen bunun altından kalkabilecek misin?" Karşıdan gelecek cevabı beklerken sıkıntıyla alt dudağını dişliyordu bir taraftanda. Aldığı cevap hoşuna gitmemiş olmalıki yüzünü buruşturarak tepesinde topuz yaptığı saçından firar eden bir kaç tutamı kulağının arkasına sıkıştırıp menuniyetsizce karşısındakine cevap verdi. " Tabiki... Elbette geçen yıllarda bunun için hazırlandık. Sende biliyorsunki benim kontrolüm dışında gelişen durumlar var son bir kaç aydır. Bu yüzden ikimiz içinde hiç kolay olmayacak. Katlanman gereken kişi seni fazla zorlaya bilir. Bu yüzden bütün endişem." Derya'nın tuhaf konuşma şekline Kayra anlam veremezken pekte umursamamadı, çünkü gözleri karısının kıyafetlerinin açıkta bıraktığı noktalara çoktan kaydmıştı bile. Giydiği ip askılı tişörtün derin dekoltesinden firar edecekmiş gibi duran göğüsleri ve uzun bacaklarını gözlerinin önüne seren kısa şortuyla karşısndaki manzara nrfesini tutmasına sebep oldu., İçinde her geçen gün dahada büyüyen hasretle, bakışlarını arsızca karısının üzerinde gezdirdi. Zaten yapa bildiği başka bir şeyde yoktu. O zaman anın tadını çıkarmaktan başka çareside yoktu. " Anladım tamam.Görüşürüz ." Konuşmasını bitiren kız telefonu masanın üzerine bırakarak derin bir nefes çekti ciğerlerine. Bu işin altından kalka bilecek miydi? Birine istemeden de olsa zarar vermekten korkuyordu. Daha öncede bu tarz işlerde görev almıştı tecrübesi vardı fakat bu defa farklıydı. Hem bu defa Kayra buradaydı. Zaten en büyük sorunda oydu. İçi içini yiyordu. Ya bir aksilik çıkarsa, yada o aklına dahi getirmek istemediği şey olursa ne yapardı? En iyisi pozitif düşünmekti.Başını iki yana sallayarak sakinleşmek için ellerini yüzüne götürüp sıvazladı. Kayra onun tuhaf halini şüpheyle izlerken merakına daha fazla daha fazla dayanamayarak düz bir sesle konuştu.
"Günaydın!" Kayra masaya doğru ilerleyip bir sandalyençekerek otururken Derya daldığı düşüncelerden, duyduğu sesle yerinde korkuyla sıçradı.Elini hızla göğsüne bastırarak ürkek bakışlarını kocasına çevirdi ve korkudan açılmış bakışları ile onun yaptığı konuşmadan bir şeyler anlayıp anlamadığını öğrenmek istercesine kısa bir süre inceledi ve tatmin olduktan sonra her zamanki savunma moduna geçerek çemkirmeye başladı.
"Aklımı aldın! Kedi gibi sinsi sinsi niye yaklaşıyorsun be adam!" Başını iki yana sallayarak kendine gelmeye çalııp çemkirmeye devam etti. Görev modundan çıkamıyorsun galiba! Suçlu yakalamak için yapman alman gereken tedbirleri evde uyguluyorsun!Kendi evinde bu kadar sessiz olmanın lüzumu ne canım!" Karısının bir solukta söylediği sözlerle onu şaşkınca dinleyen genç adam üzerindeki şaşkınlığı atarak sorularına şüpheyle karşılık verdi.
"Niye bu kadar korktun? Yoksa bir suç mu işliyordun? Yada suç üstünde yakalanmanın verdiği korkuyumu yaşıyorsun diyelim?" Kocasının sözleri ile gözlerini devirerek masadaki sürahiden yanındaki bardağa suyu doldurup çektiği sandalyeye oturarak hızla suyu içti ve mavi bakışlarını kısarak Kayra'nın gözlerine sabitledi.
" Hiç sorma! Dediğin gibi tamda suç üstünde yakaladın. Yeni sevgilimle kocamı öldürme planı yapıyordum. " Kayra sabır dilenircesine başını sağa doğru çevirdi ve sakin olmaya çalışarak gözlerine bakan karısına karşılık verdi. " Seni yeni sevgilime öldüttürüp cesedini onunla yaşayacağım evin temeline gömmeyi düşünüyordum." Kayra'nın yüzü işittiği ve anlam veremediği son cümleyle buruştu ve kendininde anlam veremediği bir sakinlikle cevap verdi.
"Niye onunla yaşayacağın evin temeli peki? Git bir dağ başına göm,asit kuyusuna at. Ne biliyim parçalayın bir şeyler yapın işte. Niye evin temeli?" Derya kocasının sorusu ile sinsice sırıtarak cevap verdi.
"Niye olacak kocacığım. Yeni sevgilimle aşkıma,şehvetime her anıma tanıklık ette yattığın yerde huzur bulama diye." Kayra'nın bedeni karısının cevabı ile kaskatı kesilirken bakışlarını karısının üzerinden çekmeden oturduğu sandalyeyi bir hamlede karısına yaklaştırarak bakışlarını onun gözlerine sabitledi ve ürkütücü bir sakinlikle konuştu.
" Oradan bakınca kolay lokmaya mı benziyorum?" Elinin tersi ile karısının yüzünü hafif dokunuşlarla okşarken dişlerini sıkarak sözlerine devam etti. " Dikkat ette o sevgilinin kemiklerini sermeyeyim yollarına!" Parmakları karısının çenesini sertçe kavrarken öfkeyle tekrar tısladı. " Benimle evli olduğun sürece, bana başka bir erkeğin masalını anlatmayı kes artık! İstediğin intikam almaksa başka yol bul! Bu huyundan vazgeçmezsen seni bu eve kapatırım!" Karısının çenesini sertçe geri bırakarak işaret parmağı ile dış kapıyı göstererek kükredi." Beni öldürüp üstüme temel atacak kadar kıymet verdiğin o sevgilinide bu kapının önüne pas pas yapar bütün gün üzerinde tepinirim!" Kocasının son sözlerinden sonra Derya gülmemek için dudaklarını ısırırken Kayra onun şekilden şekile giren yüzüne bakışlarını kısarak bakınca gülmemek için yüzünü başka yöne çeviren karısına sinirle homurdandı." Komik olan ne!?"Kocasının sorusu ile Derya daha fazla kendisini tutamayarak kahkaha atınca Kayra dişlerini sıkarak öfkeyle seslendi. " Deryaaa! Delirtme beni ne demeye gülüyorsun şimdi deli,deli!" Kız kocasının sözlerinden sonra gülmemek için kendinü sıkarak cevap verdi.
"Bakıyorumda hayal dünyan çok geniş. Ben sana sevgilimle yapacağım fantazilerden bahsediyorum sen eve kapatırım,paspas yaparım üstünde tepinirim diyorsun. Sen beni eve kapatsan ne olacak ben o yapmamdan korktuğun fantazileri her türlü yaparım kocacığım." Elindrki telefonu Kayra'ya doğru sallayınca genç adam ateşe düşmüş gibi irkildi.
"Allahın delisi! Aklın fikrin şeytanlığa çalışıyor zaten!" Her gün onun oyunlarına grlmemek için ne kadar kendini frenlemeye çalışsada illaki çıldırtacak bir şey buluyordu bu deli. Bedenini saran öfkeyle karşısında oturan kızı ani bir harekrtle kucağına çekerek tehlikeli bir şekilde fısıldadı. " Madem hayal dünyam bu kadar hoşuna gitti bir de fantazi dünyamı gör! Bakalım o zaman başka adamları düşüne bilecekmisin!" Derya kendisini aniden kocasının kucağında bulmanın şokunu atlatamamışken son söylediği sözle güçlükle yutkundu. Kayra kendisine şeşkınca bakan karısının bacaklarından tutarak ani bir hareket gibi kucağında ata biner bir pozisyona getirince,bu kinci ani hateketle dudaklarından ufak bir çığlık kaçtı. Kayra onun bu çığlığına küçük bir kıkırtıyla eşlik ederek konuştu. " Neden korkuyorsun karıcığım ?"Tek kaşını imalı bir şekilde kaldırarak devam etti." Oysa daha bu küçük bir başlangıç." Derya kocasının yaptıklarına anlam veremezken şaşkınca baktı. Bu öküzün içine ne kaçmıştı acaba? Daha düne kadar ondan köşe bucak kaçan bu aptal değil miydi? Ne yapmaya çalışıyordu acaba? Böyle yapınca korkup geri adım atacağını düşünüyorsa yanılıyordu. Diğer kızlara benzemediğini demek hala anlamamıştı kocası olacak şapşal! İlk gece yaşadığı o kötü anlardan sonra ondan korkacağınımı düşünüyordu acaba? Öyle düşünüp kendinden uzaklaştırmaksa niyeti çok beklerdi o zaman. O bu tarz hikayeleri çok okumuş,çok dinlemişti. Ne korkup geri adım atacak nede ona istediği rahatlığı sağlayıp köşesine çekilip bekleyecekti. Madem fantazi dünyasını göstermeye bu kadar meraklıydı, kendisi zevkle dahil olurdu bu savaşa.Yüzünde oluşan sinsi sırıtışla düşüncelerini bir kenara bırakarak kocasının kucağına biraz daha yerleşti ve kulağına doğru yaklaşıp nefesini bıraktı. Kayra'nın aniden irkilen bedeni ile yüzündeki sırıtış daha çok genişlerken şuh bir ses tonuyla konuştu.
"Senin fantazi dünyanı henüz göremedik ama benimki rengarenk." Karısını yine damarına basmış ve onu yine kendi tuzağına çekmişti. Her seferinde ona uymamak için kendini uyarsada o erkekleri duyduğu an oltaya geliyor ve bu sıcak savaşların sonu kendi açısından hiç iyi bitmiyordu. Yine aynı tuzağa düşmüştü ve içinde kabarmaya başlayan arzu ona jiç yardımcı olmuyordu. Etkilenmediğini göstermek istercesine karısının gözlerine odaklandığı anda Derya işaret parmağının ucuyla boynundan kulağına doğru hafif hareketlerle ileri geri gezdirince burnundan derin bir nefes alarak güçlükle yutkundu. "Sana kaldıysa ne senin dünyana,ne benim dünyama gireceğiz."Boynunda gezdirdiği parmağını ensesine götürerek saçlarıyla oynamaya başlayan katısıyla Kayra'nın alnında küçük ter tomurcuklarıda belirmeye başlamıştı.Sakinlrşmek için gözlerini kapayan adam kulağında hissettiği nefesle kucağındaki karısının belini sıktığının farkında değildi. " Bana bu dünyada başlangıcı değil finali gösterecek olan lazım. Zira o başlangıcın üstünden dört yıl geçti ve ben hala finali göremedim." Kocasının boynuna bıraktığı ufak ısırıkla geri çekilerek hızla kucağından kalktı. Kucağında oluşan boşluk ve işittiği son sözlerle girdiği hayal aleminden yere sert bir şekilde çakılan Kayra'da öfkeyle karısının karşısına dikildi ve biraz önceki anın etkisi ile koyulaşan kahvelerini hırsla Derya'nın mavilerine dikti.
"O başlangıcın gerisinin gelmeme sebebinin tek sorumlusu ben miyim sence bir düşün istersen!?" Derya umursamaz bir tavır takınarak dolaba doğru ilerleyerek kahvaltılıkları çıkartmaya başlayınca Kayra karısının tavrıyla daha çok öfkelenerek bağırmaya başladı." Sen,ben hariç herkese mavi boncuk dağıttın! Hep koca meraklısıydın!" Derya,bir yandan kocasını dinlerken bir yandan umursamıyormuş gibi yaparak masayı hazırlamaya devam ediyordu. Fincanlara daha öncedrn demlediği çayı doldurdu ve masaya bırakarak şeker almak için geri döndüğü esnada Kayra dibinde biterek elini alnına götürerek küçük sayılmayacak izi işaret ederek tekrar kükredi."Küçükken kafamı yardığın o gün bile o sarı tilkiyle evleneceğini söyledin! Sürekli o sarı kafayla oynayıp beni o zamanda çıldırtırdın!"
"Sende her gün Begüm denen kızın dibinden ayrılmazdın!" İşaret parmağını kocasının göğsüne vurarak devam etti. " Sürekli onun mutlu etmek için etrafında dönerdin! Ben bunları takıyormuyum!" Kocasının yüzünü buruşturarak kendisine baktığını görünce şekeri alarak sözlerine devam etti." Bak hiç takmıyorum! Çünkü sen gibi takıntılı bir deli değilim!"
"Çünkü Buse lösemi hastasıydı! Ölecekti ve tek arkadaşı bendim!" İşittiği gerçekle içi parçalansada kocasını üzdüğünü düşünerek konuyu değiştirmek için işaret parmağını kocasının alnına vurarak tekrar konuştu.
"O yaşlı hafızanı biraz zorlarsan en yakın arkadaşım olan Buse drn bahsettiğimi anlarsın! Zaten ne zaman bir kız en yakın arkadaşım oldu sen o kızın dibinde bittin!"
"Ben kimsenin dibinde bitmedim! Senin arkadaşların benim dibimde bitti." Bu defa işaret parmağını Kayra karısının alnına vurarak sözlerine devam etti." Hatırlarsan ben hiç bir zaman kızlarla samimi bir arkadaşlık kurmadım! Kız arkadaşımda olmadı! Futbol takımına kadro olacak kadar sayıda erkeklerle takılan sendin deli karı!" Derya ayağını hırsla yere vurarak ellerini beline attı.
"Niye acaba!? Kimün yüzünden!? Sen büyün kız arkadaşlarıma kanca attığın için bende bu durumdan bıkıp erkeklerle takıldım! O yüzden hep erkeklerdi arkadaşlarım!" Kayra alayla gülerek cevap verdi.
"Erkeklerle takıla, takıla aynı bize dönmüşsün! Şu haline bak!" Yüzünü butuşturarak memnuniyetsiz bir ses tonuyla sözlerine devam etti. "Bozuk bir ağzın var! Sürekli kavgaya hazırsın! Didişmekte üstüne yok! Seni bilmesem gerçekten işve cilve bilen bir kız olduğunu yutturacaksın! Birde fantazi dünyandan bahsediyorsun. Fantazilerinde birlikte güreş tutup fubol oynuyoruzdur eminim!"Kayra biraz önceki anı hatırlayınca o karısının ima ettiği fantazi dünyasının aslında hiçte söyledikleri hibi olmadığına kalıbını basa bilirdi ama bu delinin karşısında altta kalamazdı. Derya kocasının sözleri ve onu tarif ettiği kelimeler karşısında öfkeden bütün saç diplerinin dikeldiğini hissetti.
"Ula damarıma basma! Sen ne anlarsun karinin hasindan! Sümüklü böcek cibi yapişan kari lazim sağa. Boyle civik civik boyali badanali!" Kayra'nın dudakları karısının sinirlenip, değişen şivesi ile yukarı doğru kıvrılırken Derya tezgahtaki tepsiyi eline alarak ona doğru savurdu." Neye cüleyisun ula!? Ha o fantazilerde seninla güreşip,fitbol oynadığimi hayal edeyusunya haçen o iş öyla değildur. Ula senin bed suratini zaten hercün cöreyrum hayalümda,fantazümda damı seni cöreceğim.Çok beklersun daha! " Kayra karısının sözleri ile onu baştan aşağı süzerek burun kıvırdı.
"Ulan deli karı! Benim fantazi dünyamdan uzak dur! Zira hayallerim bile senin gibi bir erkek Fatma' yı kaldıramıyor. Ama sen beni hayal etmeye devam et çünkü göreceğin ve hayal edebileceğin tek erkek benim! Fantazi anlayışımız uyuşmuyor dediğim gibi benimkinden uzak dur!"
"Uyyy!" Derya sinirle saçlarını çekiştirirken verecek cevap bulamıyordu ama altta kalmakta istemiyordu. O esnada çalan kapı imdadına yetişince Kayra'ya ters bir bakış atarak mutfak kapısına yöneldi.
" Nereye gidiyorsun!?" Kocasının öfkeli sesi ile ona doğru dönerek çemkirdi.
"Kapıyaa! Derviş abi ekmek getirecekti. Özel güçleri yoksa kapı kendiliğinden açılamaz değil mi?" Sözlerini bitiren kız kapıya doğru bir adım atmıştı ki kocasının sert sesiyle olduğu yerde kaldı.
"Bir adım daha atayım deme!" İki büyük adımla karısının yanına gelen adam onun kolundan kavrayıp odaya doğru çekiştirirken homurdandı." Kapıcının karşısına bu haldemi çıkacaksun deli karı!" Daha sonra aklına gelen ayrıntıyla karısının bileğini sıkarak kendisine hızla çekti. Derya'nın başı kocasının göğsüne çarpınca kız inleyerek başnı kaldırmıştıki Kayra öfkeyle tısladı." Ulan ben yokken de bu haldemi çıkıyordun kapılara!" Derya bıkkınlıkla gözlerini devirirken Kayra çalsn kspıya doğru sinirle bağırdı. " Geldim! Beş dakika bekleyince kökmü salıyorsun kardeşim!?"
"Afedersiniz amirim müsait olmadığınızı düşünemedim bekliyorum ben!" Kapının dışından gelen sesle Derya dişlerini sıkarak o tarafa doğru yönelirken Kayra bileğinden tekrar çekiştirerek odasına doğru sürüklerken homurdandı.
"Üstüne doğru düzgün bir şeyler giy! Tuğçe ile iş hakkında konuşacağız fazla ortalıklarda dolanma!" Derya dişlerini sıkarak işaret parmağı ile kapıyı işaret ederek konuştu.
"Haftanın iki günü o kızın ne işi var benim evimde!? Merkezde konuşulmuyormu o çok önemli iş!" Bakışlarını kısarak şüpheyle kocasına baktı." Doğruuu söyle ben yokkende geliyormu o kız bu eve!?" Kayra karısının sözleri ile yüzüne çapkın bir gülüş yerleştirerek cevap verdi.
"Sana dediklerimi yap. Fazla ortalıkta dolanma." Arkasını dönen genç adam karısının nefesini sinirle bırakması ile yeniden ona dönerek yanağından bir makas alarak tekrar konuştu." Biraz gevşe karıcığım. Bir kadın kocasını nasıl memnun edebilir düşüncesi üstüne fantaziler kur ama sadece içinde benim olduğum fantaziler kur. Sonuçta kıcan beim değil mi?" Karısına çapkınca göz kırparak arkasını döndü ve dış kapıya yöneldi.
"Ben sana fantazi neymiş göstermezsem banada Derya demesinler Allahın delisi! Deliii! Zır deliii!" Öfkeden yerinde duramayan kız odanın içinde volta atarken bir taraftanda alacağı intikamı düşünüyordu. Kahvaltıda edememişti o manyak kocası ile didişmekten.Şimdi aklı sürekli açlığına kayıyordu. Aklına gelen kayın babasının sürekli açlık sitemleri ile gülmeden edemedi. Onda beyninde yanan şimşekle sıktığı yumruğunu havaya doğru savurdu.
"İşte bu!" Planını devreye sıkmak için telefonuna bakınırken onu mutfakta unuttuğu aklına gelince yeniden düşünmeye başladı. Sonra aklına gelen ayrıntıyla komidinin üzerindeki çantasına doğru hızla yürüyerek çantasını aldı ve içinden iş telefonunu çıkararak kısa bir an numarayı hatırlamaya çalışarak bekledi ve aklına gelen rakamlarla numarayı tuşladı.Telefon çalarken stresten ayağıyla ritim tutma başladı.
"Efendim." Karşıdan gelen sesi duyunca yüzüne yayılan gülümseme ile karşılık verdi.
"Azra anne!"
"Derya! Neden iş hattından arıyorsun kızım?"
"Kayra beni zorla odaya postaladı. Telefonumda o telaşla mutfakta kaldı Azra anne. O kızıl afetle iş konuşacakmış."
"Kızıl afet kim kızım!? Ah Kayra! Sen niye odaya kapandın peki gitsene kocanın yanına kızım!" Azra afet lafını duyunca telaşlanmıştı demekki gelini kıskanmıştı. Derya kaynanasından aldığı destekle sesine masum ve üzgün bir tını katarak tekrar konuştu.
"Ortalıklarda dolanma biz iş üstünde konuşacağız dedi."
"Ne! Ne iş üstüymüş o!? Hemde kızıl bir afetle!? Hemen geliyorum aç kapıyı Derya!"Kayın validesini kıvama getirmenin bilinciyle tekrar konuştu.
"Dur anne! Gerek yok ben kendim halledebilirim ama senin yardımınla tabi. Azra gelinin kendinden emin tavrına gülümseyerek cevap verdi.
"Aferin benim kızıma. Hep böyle dik dur pes etmek yok bizim kitabımızda! Nen hep arkandayım canım.Şimdi söyle bakalım nasıl bir yardım bu?"
"Hani geçen yıl doğum gününde Mehmet babam sana bir hediye almıştıda hediyeler karışınca sende herkesin içinde yanlışlıkla açmıştın hani po..." Derya daha sözünü tamamlamadan Azra öfkeyle konuşmaya başladı.
" Ayy! Sus! Hatırlatma o rezilliği Derya! Azgın antropozun mağduru olmuştum." Derya kayın validesinin sözleri ile kıkırdarken kadın merakla sözlerine devam etti. " Ne yapacaksın sen onu kızım?"
"O kızıl afete Kayra'nın sahibi kimmiş onu zevkle göstereceğim anne." Azra gelinin sözlerinin anlamını kısa bir an düşününce gözünün önünde canlanan görüntülerle kahkahalara boğulurken Derya sözlerine devam etti. " Sen şimdi koy onu bir poşete ve bizim yatak odasının penceresine iple salandır anne." Azra zorlukla bastırdığı kahkalarının arasından onayladı gelinini.
"Tamam. Tamam. İki dakikaya sallıyorum pencereden." Telefonu kapatan kız sessizce Kayra'nın odasına geçerek pencereyi açtı ve bir iki dakika sonra siyah bir poşet belirdi gözlerinin önünde. Yüzüne yayılan sırıtışla poşeti ipten kurtararak başını pencereden çıkararak kayın validesine okey işareti yaptı. Orta yaşlı kadından da aynı hareketi görünce pencereyi kapatarak hızla odasına geçip hazırlanmaya başladı.
Kendini aynada inceleyen kız aksesuarı belindeki kemere takıp diğerini de eline alıp kısa elbisenin eteklerini çekiştirip derin göğüs dekoltesini de düzelterek derin bir nefes alarak kapıya yöneldi. Seslerin geldiği yöne mutafağa doğru ilerledi. Çatal bıçak seslerine bakılırsa kahvaltı yapılıyordu. Hemde onun hazırladığı masada. İçinden ben size yapacağımı bilirim diyerek mutfak kapısına doğru dilindeki şarkıyla ilerledi.
Hani seninle yapmıştıkya fantazi Arsız polis utangaç gazeteci
Kayra ve Tuğçe işittikleri sözlerle birbirine şaşkınca bakarken Kayra'nın dudakları sinirle titreyerek dişlerinin arasından fısıldadı.
"Allahın delisi!"
Hani vurmuştun ya jopu kalçama Çok acımıştı şimdi her yerim olmuş yara.
Derya kısa elbisesinin eteğinin yukarı doğru çekiştirerek mutfağa girdiğinde Tuğçe'nin yüzü,yanındaki adamın varlığı ve gördüğü görüntüyle kırmızının en koyu rengine bürünürken Kayra'nın dudaklarından bir küfür firar etti.
"Siktir!" Derya nın üzerindeki oldukça kısa ve derin göğüs dekolteli polis elbisesi ile şok olmuştu.Birde elindeki kelepçeyi sallayarak kendisine göz kırpınca Kayra'da film kopmuştu. Derya parmak uçlarında kıvırtarak kocasına doğru yaklaştı ve başındaki şapkayı onun başına geçirerek sözlerine devam etti.
Kelepçeyi takmıştın ya koluma Hani bakmıştınya arsızca vücuduma
Elini kocasının omzuba atarak yavşça arkasına doğru süzüldü ve parmak uçlarını sırtına doğru kaydırarak omirilik kemiklerinin üzerinden aşağı doğru indirirken Tuğçe'ye öldürücü bakışlarını yollayarak kocasının kasılan bedeniyle sinsice sırıttı.Kayra karısının dokunuşları ile ürperirken mutafak kapısında kendilerini şok olmuş bir şekilde izleyen diğer arkadaşını görünce unuttuğu kişiyle kendine bu defa kendine bir küfür savurarak arkasındaki karısına doğru bir hamle yapsada o kendini geri çekerek sözlerine devam etti.
Demiştim fantazi dünyam rengarenk Şimdi sen söyle bakalım sırada hangi fantazi var gelecek.
Hemşire,hizmetçi... Kayra karısının şehvet kabartan dansını kendisi dışında görenlerin bilincinin verdiği öfkeyle adeta bir aslan gibi kükredi.
"Deryaaaaa! " Kocasının kükremesi ile kolundan yakalanması bir olunca olduğu yerde sendeleyen Derya karşısındaki ateş saçan gözlere meydan okurcasına bakarken duyduğu başka bir erkek sesiyle hızla kocasına sokuldu.
"Kayra en iyisi biz gidelim. Zaten sizin işiniz varmış galiba." Arkadaşının sesindeki eğlenen tınıyla öfkeyle tısladı.
"Merttt! Kapa çeneni!"
"Ne dedim oğlum şimdi ben? Anlaşılan o ki yanlış bir zamanda gelmişiz." Derya beklenmedik kişinin bilinciyle kocasına daha sonra ne hesap verecrğini bilemryerek dudaklarını dişlerken Kayra öfkeyle karısının kolunu sıkarak arkadaşına cevap verdi.
"Ben sana göstereceğim yanlış zamanı bekle sen!"
"Yok bekleyemem kardeşim." Adımlarını masada kıpkırmızı kesilmiş kıza yönelterek sözlerine devam etti. " Kalk Tuğçe kalk! Burası ateş aldı gitmemiz lazım." Tuğçe yanındaki sandalyeye buraktığı çantasına uzanırken Mert masanın üzerindeki dosyayı toparlayarak Tuğçe'nin kolundan tutarak kapıya doğru yöneldi.Göğsüne sokulan karısının sıcak nefesi tenine çarptıkça bedeninde oluşan karıncalanmayla dişlerini sıkarak arkadaşına tısladı.
"Ben seni sonra arayacağım bekle sen! O zaman ateş nereyi alıyormuş göreceksin hayvan herif!" Mert pişkin bir sırıtışla arkadaşına dönerek göz kırptı.
"Acele etme kardeşim sen işine bak. Hiç acele etme. Yavaş. Yavaş. Sakince."
"Merttt!" Kayra arkadaşının sözleri ile kükreyerek ona doğru büyük bir adım atmıştı ki tekrar olduğu yerde kalarak işaret parmağını ona doğru kaldırarak tehdit etti. "Kapat lan o kenafir gözlerini! Oğlum yeminle alnın ortasına yiyeceksin şimdi kurşunu!" Mert arkadaşının düştüğü duruma kahkahalar atarak Tuğçe ile birlikte mutfaktan çıktığı anda Kayra'da arkalarından fırlayarak yakalamaya çalışsada ikili çoktan merdivenlere yönelmişti bile. " Lan bu durumdan birine bahsedersen öldürürüm seni oğlum! Sana diyorum Merttt! Duydun mu beni hayvan herif!" Aldığı cevap arkadaşının şen kahkası olmuştu. Sakinleşmek için derin derin nefesler alarak kapıyı kapatarak sırtını yasladı. Gözlerini kapayarak bir kaç saniye sakinleşmeyi bekledi. Fakat gözlerini açtığında sessiz adımlarla odasına doğru ilerleyen karıdını görünce kanın tekrar beynine sıçradığını hissetti.
"Şimdi seni elimden kim alacak bakalım deli karı!" Kocasının ürkütücü ses tonunu işittiği anda Derya dudaklarını dişledi ve çaktırmamaya çalışarak odasına doğru bir hamle yaparak koşmuştu ki beline dolanan kollarla ufak bir çığlık attı.
"Bırak beni! Kayra bırak!" Derya bacaklarını rastgele savurarak debelenirken Kayra bıkkınlıkla bağırdı.
" Allahın cezası deliii! Ne demeye giydin bunu lan sen!?" Belini saran kollara çimdikler atarken bir taraftanda sözleriyle karşılık veriyordu.
"Bıraksana be! Delii! Kıracaksın şimdi incecik naif belimi!" Karısının verdiği ksrşılıkla kollarını dahada sıkılaştırdı Kayra. " Ayyy! Ayy anneciğim! Offf kırdın belimi hayvan!"
"Doğru konuş bu defa jopu ağzına yersin! Ulan ne ara biz fantazi yaptık!? Hemde arsız polis utangaç gazeteci! Lan senin ar damarın çatlamış ne utangacı şirret karıı!" Derya bu defa tırnaklarını devreye sokup kocasının kollarını çizerken, Kayra biraz daha sıktı karısını. Bedenleri bir birine yapışır vaziyetteyken Derya'nın gözleri hissettiği sertlikle irice açıldı.
"Sana demiştim fantazi dünyam rengarenk diye!" Söylediklerinden sonra belindeki kolların baskısı biraz daha artınca Derya ufak bir çığlık atarak sözlerine devam etti. "Bıraksana be ! Ayy! Off! İç organlarım yer değiştirdi yeminle! İleride çocuğum olmazsa sebebi sensin deli herif! Birde üstüme bu sebeple kuma getirirsin sen şimdi!"
"Lan senin o renkli fantazi dünyanı siktirtme bana! Ben seninle baş edemiyorum ne kuması!? Haa ne kuması!?! Sen nasıl o kılıkta çıkarsın elin adamının karşısına lan! Kıçın başın meydanda, göğüslerin resmen firarda lan!" Derya'nın savurduğu bacakları kocasının malum bölgesine gelince Kayra acıyla inleyerek kollarını gevşettiği anda kollarının arasından hızla sıyrıldı.
"Ahhh! Lan Allahın cezası manyak karı!" Kayra acı içinde iki büklüm kıvranırken Derya gördüğü görüntü karşısında şaşkınca kocasına yaklaşıp koluna dokunarak üzgünce konuştu.
"Ayy! Kayra çok özür dilerim! Vallahi isteyerek olmadı. Hem niye isteyerek vuruyum canım,delimiyim ben gençliğimin baharında kocamı işlevsiz bırakacak kadar delirmedim değil mi? Öyle şey yaparmıyım hiç?" Kocasının deli görmüş gibi kendisine baktığını görünce panikle sözlerine devam etti." Ama oldu bir kere kaza işte. Bak doğruyu söyle Kayra,bir şey oldumu ona göre, daha yaşım gençken bende sağlıklı birini bulayım canım. " Karısının abuksubuk sözleri ile acısını bastırmaya çalışan genç adam ellerini saçlarına götürerek hırsla çekiştirdi.
"Ne saçmalıyorsun sen lan!? Benim canım yanıyor sen koca derdine düştün iki dakikada! Varlığın zarar Derya varlığın! Rezil ettin kızım beni! Ulan Allah canımı alsada kurtulsam lan!"
"Ayy! Deme öyle Kayra!Sen ölürsen ben ne yaparım?" İşittiği sözler ile karısının kendisine kıyamadığını düşünen Kayra içinde oluşan sıcaklıkla bakışlarını katısıns çevirdi. Biraz önceki mücadelenin etkisi ile Saçları dağılmış, yanakları al al olmuştu. Nefesi hala düzene girmediği için göğsü... Göğüsleri gözünün önündeki o derin dekolte... Aklının kaydığı yönle başını hızls iki yana sallarken karısı sözlerine devam etti. " Bu genç yaşta,bu güzellikle dul kalmak kolay mı zannediyorsun sen? Dul olmak başa bela derdi Pembe nine. Kapina bacana celenler,yoluni kesenler o iş için ardina dizilenler. Haçen kizum paket bir kere açildumi ardinda cezen çok olir. Başina bela olmaz cöziyle bakar habu andıri kopsicalar derdi." Derya sahte bir şaşkınlıkla ellerini yanaklarına bastırarak gözlerini irice açtırdı. " Hihh! Ay Kayra benim birde açılmamış paket olduğumu bir öğrenirlerse Viyana kapısına dayanır gibi dayanırlar vallahi! "
"Lannn! Ulan deli karı ne içtin,ne yedin lan sen bu gün? Afrodizyak komasına mı girdin deli karı!" Derya işittiği kelime ile bakışlarını kısarak düşünüyormuş gibi yapıp sinsice sırıttı ve düşündüğü şeyi bulmuşcasına parmağını şıklatarak kendi kendine fısıldadı.
" Ben bunu nssıl unuttum." Elini başına vurarak sözlerine devam etti. " Akılsız Derya! Kostümü giyiyorsun bir işe kalkışıyorsun tam yap bari." Kayra,karısının kendi kendine konuşmasını ilgiyle dinlerken o sözlerine devam etti. "Neyse bir dahaki intikamda Kayra'ya afrodizyak etkili yiyecekler yaparım hemde parfümü kullanırım. Ateşi başından fışkırınca bakalım o zaman kim kimin fantazi dünyası ile dalga geçecek! Fantazi benim değil mi ister futbol takımı kurar penaltı oynarım,ister güreş tutar altta kalırım. Sanane hödük!" Başını kendi düşüncelerini onaylarcasına olumlu anlamda sallarken kulaklarına dolan sesle eğlenceli hayal dünyasından sertçe çıktı.
"Ulan delii! Lan ben o planları senin üstünde uygulayıp inim inim inletmezmiyim lan! Sadece şeytanlığa çalışan senin o aklını başından almazmıyım lan ben senin!" Derya kocasının sözleri ile kırdığı potu anlayarak korkuyla dudaklarını dişlerken Kayra onun kaçmasına fırsat vermeden hızla bileğinden yakaladı ve onun üzerindeki elbisenin kemerinde takılı olan kelepçeyi alarak piskopatça sırıttı. " Madem fantazi istiyorsun! Fantazinin dibini yaşatacağım kızım sana!" Derya gözlerinin önğnde sallanan kelepçe ve kocasının sözleri ile donup kalırken Kayra onu çoktan odasına sürüklemeye başlamıştı bile. Kocasının odasına giripte yatak gözüne çarpınca kendine gelen kız panikle konuşmaya başladı.
"Kayra! Saçmalama! Şakaydı vallahi şakaydı be!"
"Ne oldu o kıyafeti giyip,o sma şarkıyı söylerken üstüne birde Tuğçe ve Mrrtin önünde kıçını başını sallarkenki cesaretin nerene kaçtı sevgili karıcığım?" Kocasının dudaklarından Tuğçe ismini duyması ile kan beynine sıçrayınca çemkirmeye başladı.
"Bşr daha o kızın adını ağzına alma! Ne demeye bu eve getirdin o kızıl şıllığı! Ne işi var onun benim evimde? Benim mutfağım da, benim kocamla, benim hazrladığım kahvaltı masasında ne işi var o şırfıntının!?" Kayra karısını yatağa üstüne itti ce kendiside üzerine çıkarak dizlerinün aradına bedenini hapsetti. Kocasından korkmasada şu an içinde bulunduğu ruh halinden ürpermiyor değildi. Elleri başının üstünde aniden birleşip bileklerini saran metalin soğukluğu ile gözleri irice açıldı kızın.
"İş için geldi dedim sana! Ne alıp veremediğin var kızla? Sorun Tuğçemi senin Mert'in önünde bu kıyafetletle sergilediğin ateşli dansmı? Ben seni uyardıkça sen daha beter kudurup çıkıyorsun karşıma!" Kocasının o kızı savunması ile iyice deliren Derya üzerindeki kocasını ittirmek için var gücüyle bacaklarını savurmaya çalışsada faydasız kalıyordu.
"Bana o kızı savunma! Beş aydır dibinden ayrıldığı yok! Sen onunla kıyıda köşede oynaşırken suç olmuyorda benim dansım mı suç oluyor? " Kayra tek kaşını kaldırarak çapkınca sırıttı.
"Nası oluyormuş? Hıı?" Elinin tersiyle karısının yanağını okşarken sözlerine devam etti. " Başka birinin varlığı nasıl rahatsız ediyor kan beynine nasıl sıçrıyormuş? Şimdi o duyguyu anladınmı karıcığım? Yada şöylemi söylemeliyim kıskandın mı?" İşittiği sözlerle dişlerini sıkan kız burnundan derin bir nefes alarak kocasına umursamsyarak baktı.
"Seni mi kıskanacağım? Güldürme beni Kayra! Ben sadece o kızdan haz etmiyorum."
" Onun içinmi bu kıyafeti giyip onun önünde panter edası ile üstüme atladın."
"Esas sen beni Mert'ten kıskandın ve onun için bu şekilde davranıyorsun!" Kayra yüzünü buruşturarak umursamaz bir tavırla konuştu.
" Senin neyini kıskanacağım ben be deli karı! Şu suratının haline bak zannedersin astarsız boya badana yapılmış. Seni kıskanmam için önce sana bakacak bir erkek olması lazım. zaman belki bir ihtimal o derece yani." Derya dişlerini sıkarak tısladı.
"Pis yalancı! Deli herif! Sen kurban ol benim ay yüzüme! Bir gram boya sürmedim be! Yüzüme bakacak biri yokta ondanmı bardan çıktığım geceden beri timinden en az üç kişi peşimde kuyruk gibi kur yaparak dolanıyor!"
" Nee! Kim lam onlar!"
"Dur bir düşüneyim." Kısa bir sessizlikten sonra gözlerini kocasının gözlerine sabitleyen kız cevap verdi.
" Kahve ısmarlayan Aykut. Çiçek gönderen Saruhan. Imm bir de yemeğe çıktığım Zeki."
"Lan sen beni delirtecekmisin!? Sen hangi ara yaptın bütün bunları? Nasıl iletişim kuedu o ibneler seninle lan!?"
" Aaaa! Ne böğürüp duruyorsun kulağımın dibinde be! Kağan'dan onu serbest bırakmak karşılığında telefonumu almışlar benim suçum mu yani? Ama Allah için hepside bir birinden tatlı. O bahsettiğin futbol takımını senin timinden kurmamın sakıncası var mı? Ha bide şu iki metre aşırı kaslı Harun var dı onu da güreş min..."
"Seni öldürürüm!" Kocasının parmakları sertçe çenesini kavrayınca Derya kurtarmak için sağa sola çevirsede başaramadı. " Yemin ediyorum öldürürüm seni Derya! Hayalini kurmayı bırak tabutunu taşıyacak erkek bulamazsın!"
"Ben mi dedim peşime takılın diye! Sen adam gibi koca olsan onlar benim kim olduğumu zaten bilirdi! Ama yok beyefendi beş aydır Tuğçe hanımla aşna fişne derdinde. Kusura bakma ama sen onun finduklari kırarken bende istediğim kişiyle istediğim hayali kurar istediğim fantazi karoagrafisini yaparım! " Kayra karısının üzerinden deli bir öfkeyle kalkarak ateş saçan bakışlarını gözlerine dikerek kükredi.
"Yaaa demek yaparsın!" Derya da burnunu inatla havaya dikerek inatla tısladı.
"Yaparım!" Kayra dişlerimi sıkarak başını öne arkaya salladı.
"Demek karışamam!"
"Karışamazsın!" Kayra yatakta elleri kelepçeli seksi elbisesinin içinde eteği kalçalarına kadar toplanmış nerdeyse göğüs uçları gözükmek üzere olan karısını kısa bir an süzdü ve başını ben sana gösteririm dercesine sallayarak yatağın yanındaki çekmeceye doğru ilerledi ve açtığı çekmeceden kemer çıkartarak karısına doğru öfkeyle yaklaştı.
"Demek karışamam! Sen şimdi görürsün nasıl karışıyormuşum Allah'ın delisi!"Derya'nın kalbi Kayra'nın elindeki kemeri görmesi ile korkudan hızlanırken, üstüne doğru gelen kocasından yatakta geri geri kaçmaya çalışsa da ellerindeki kelepçeden dolayı pek başardığı söylenemezdi.
Yitenumutlar
|
0% |