Yeni Üyelik
8.
Bölüm

İ-D-B-S-8

@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı : Melek Masso - Bana Bi Koca Lazım

 

Derya'nın bakışları kocasının biraz önce kelepçenin ortasından geçirdiği kemerle yatağın cibinlik direğine bağladığı ellerine kayınca büyük bir öfkeyle kocasına döndü.Karşısında kendisine alayla sırıttığını görünce sinirden kıpkırmızı kesilmiş bir surat ifadesi ile çemkirdi.

 

"Delimisin sen ne demeye bağladın beni buraya!? Amacın ne!?" Kayra gülüşü yüzünde genişlerken karısına doğru yaklaşarak dizini kıvırıp yatağa karısının yanına sokuldu. Bakışlarını Derya'dan çekmeden elini açıkta kalan bacaklarına uzatarak işaret parmağı ile aşık kemiğinden açıkta kalan kalçasına kadar hafif bir dokunuşla parmağını sürterek karısının kulağına yaklaşarak fısıldadı.

 

" İstediğini veriyorum!" Derya'nın gözleri işittiği sözlerle aniden fal taşı gibi açıldı.

 

"Ne! Ne saçmalıyorsun sen!? Ne istiuormuşum ben!? Çabuk çöz beni Kayra!" Kayra karısının sözleri hafifçe geri çekilerek çapkınca sırıttı ve kaşlarını olumsuz anlamda havaya kaldırarak cevap verdi.

 

"Çözmem! Onca hazırlık yapıp fantazi diye tepinip durdun. Arkadaşlarımı bile kurduğun hayallere dahil ettin.Üstüne bana,kocana, sen bana karışamazsın dedin. Birazdan bedenlerimiz, nefeslerimiz birbirine karışacak. Sürekli benim tersime giderek bunu anlatmaya çalışmıyormuydun yoksa?" Derya bağlı ellerini çekilştirip kurtulmaya çalışırken işittikleri ile ne diyeceğini şaşırdı.

 

"Nee! Hiçte bile! Ben öyle bir şey ima etmedim! Delirdin mi sen! Saçma saçma konuşma.! Beni küçümsediğin için giydim bunları.Küçük bir intikam oyunuydu sadece. Arkadaşlarına gelince evli olduğumuzu söylemen için ima da bılunmuştum. Benim ne suçum var onlar peşimde dolandıysa! Bu yapyığın hiç adil değil!" Arkadaşlarını tekrar olaya dahil eden karısı ile Kayra dişlerini sinirle sıkarark başını salladı ve yataktan kalkarak cebinden telefonunu çıkararak karısının gözlerine bakarak telefonunu salladı.

 

"Onlarda verecek yaptıklarının hesabını merak etme sen! Kimin karısına sarkıntılık ettiklerini ödeteceğim onlarada!" Bakışlarını kısarak kocasının ne yapmaya çalıştığını düşünen Derya,telofonla bir şeyler yapan kocasını izlerken konuştu.

 

"Ya çözsene beni! Kimden hesap soruyorsan git sor!" Kocasının ilgisini çekemeyince bağırdı." Açlıktan öleceğim burada! Ölümü bu halde bulacaklar, senin yüzünden adım fantazi kurbanına çıkaca!" Kayra bakışlarını karısına dikerek telefonu kulağına götürdü ve açılmasını bekledi.

 

"Aykut! Bu gün Tuğçe ve Mert üstünde çalıştığımız dosyayla,çalışmak için bana gelmişler di ama ben pek müsait değildim. Şimdi o dosyayı al benim eve getir." Amir'inin sözlerini gülmemek için kendini zorla tutarak dinleyen arkadaşı buğazını temizleyerek cevap verdi.

 

"Tamam amirim!"Derya kocasının ne yapmaya çalıştığını kestiremezken sesini çıkartmamayı tercih etti. Ters bir şey yapıp onu daha fazla kızdırmak istemiyordu. Telefonu kapatmak üzere olan Kayra aklına gelen ayrıntıyla tekrar konuştu.Bunların dördü aynı evde yaşadığına göre tek tek aramasına gerek yoktu. " Saruhan ve Zeki evede mi? Eğer evde yanındalarsa onlarıda getir! Değillerse de ulaş ne işleri varsa bırakıp buraya gelsinler!"

 

"Tamam amirim!" Kayra bakışlarını karısının dikkatle karısının yüzünde gezdirdi. En ufak mimiği bile kaçırmak istemiyordu. Ürkek bakışlarını gördükçe içinde baş gösteren gülme isteğini bastırmaya çalışarak sözlerine devam etti." Ayrıca gelirken yiyecek bir şeylerle kahve alın işimiz çok uyuklamayın başımda. Birde evime ilk defa geliyorsunuz yengenize nezaketen çiçek alın! Dağdan indiğinizi belli etmeyin!". Aykut artık kendini tutmakta zorlanırken Kayra'yı onaylayan bir cevap vererek telefonu güçlükle kapatarak kahkasını koyuverdi. Mert daha fazla dayanamayarak sordu.

 

"Ne oldu lan ne dedi bizimki?" Aykut derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışarak arkadaşına cevap verdi.

 

"Zeki 'yi Saruhan'ı beni sabahki dosyayı götütmemiz için eve çağırıyor." Arkadaşları anlam veremeyerek bir birine bakarken Mert düşünceli bir şekilde çenesini kaşıyarak konuştu.

 

"Kesin benim sabahki olayı anlatıp anlatmadığımı öğrenmek için sizi çağırıyor ." İşaret parmağını tehdit edercesine arkadaşlatına salladı." Oğlum bak ağzınızdan bir şey kaçırırsanız dilinizi söker onunla boğarım sizi." Arkadaşları bu tehditlerle gözlerini devirirken Aykut tekrar konuştu.

 

"Yok lan olay o değil. Olay, Saruhan,Zeki ve benimle alakalı. Gelirken yiyecek birşeyler ve kahve alın ayrıca yengenize de çiçek alın evimize ilk defa geliyorsunuz dağdan indiğinizi belli etmeyin dedi. Yani bizim olayı öğrenmiş Kayra bey!"

 

"Hayatta gitmem! Ben canıma susamadım! Susayan varsa gitsin kardeşim! Hem ben sadece çiçek yolladım yemeğe çıkaran düşünsün!"

 

"Lan ben ne biliyim amirin karısı olduğunu! O çocuk gazeteciyiz dedi. Alnında amirin karısı yazmıyor ya! Üstelik her şeyi bu Aykut başlattı." Eliyle Aykut'u işaret ederek sözlerine devam etti." Bir de gülüyor manyak! Amir hepimizi oyunca böyle gülebilecekmisin bakalım!?" Gülüşü yüzünde solan Aykut arkadaşının kendisini suçlaması ile ters ters bakarak konuştu.

 

"Kızın beni red ettiğini söyleyince ağzınız kulaklarınızda dalga geçip beni madara eden siz diniz. Sen tavlayamadıysan biz tavlarız diye böbürlenen de sizdiniz hatırlatırım! Hayır karısıda kendisi gibi manyak! Niye söylemiyorsun ben amirinizin karısıyım diye! Bittik biz oğlum bittik!" Mert arkadaşlarının haline kahkahalarla gülerek konuştu.

 

" Lan kız Kayra'yı,Tuğçe'den kıskandı fantazi kıyafetle önümüzde neredeyse direk dansı yaptı diyorum siz karısıda kendi gibi manyak diyorsunuz. Deli lan bunlar karı koca yeminle deli!" Önündeki dosyayı toparlarken sözlerine devam etti." Gerçi kızın benim orada olduğumdan haberi yoktu ama hemcinsinin önünde bile onları yapmak büyük cesaret doğrusu. Helr birde kocası Kayra ise gerisini siz düşünün. Bence kefeninizi hazırlayın lan!" Mert sözlerini bitirerek tekrar kahkaha atarken elindeki dosyayı Aykut'un kolunun altına sıkıştırdı.

 

"Lan ne gülüp duruyorsun hayvan! Bizim kıçımızdan ecel teri akıyor herif eğleniyor!" Mert ciddiyetini takınarak elini Aykut'un omzuna koydu.

 

"Size yardım edecek tek kişi var Azra teyze."

 

"Bir Azra teyze kaldı rezil olmadığımız! Ne diyeceğiz grlinine yürüdük oğlun bizi oyacak sende gel doldur mu diyeceğiz kadına!" Zeki sözlerini bitirince iri bedenini çektiği sandalyeye bıraktı.

 

"Lan Azra teyze öyle biri değil oğlum.Kayra annesi ve yandaşlarının kocalarına oynadıkları intikam oyunlarını anlatmıştı birkeresinde. Benim de tanışmışlığım var Azra teyze ile. Üstelik annemler de anlatırlardı hep, bir erkeği yola getirmek istiyorsan Azra dan ders alacaksın diye.Anlayacağınız Kayra'yı dizginleye bilecek kişi Azra Yaman!" Arkadaşları kendisine şaşkınca bakarken o cebinden telefonunu çıkararak arkadaşlarına baktı. " Bakın izleyin görün şimdi." Arkadaşları onun pür dikkat izlerken o telefonun tuşlarına basarak beklemeye başladı.

 

"Alo. Azra Teyze nasılsın?" Mert,arkadaşlarının başlarına gelenlerden tut sabah şahit olduğu olaya kadar her şeui anlattı.

 

"Demek sizle daha önce Derya'yı tanıştırmadı?" Mert telefondaki kadının şüpheli ses tonu ile kendisini merakla izleyen arkadaşlarına herşey yolunda işareti yaparak sözlerine devam etti. "Çocuklar bilmiyordu ben bile bugünki malum olaydan sonra öğrendim Azra teyze. Hayır Kayra tanıştırmadı ama Derya'da kendini tanıtmış.Kayra bugün çocukları çağırınca bizde dedik var bunda bir iş. Çözse çözse Azra teyze çözer." Arkadaşları ona fısıltıyla dedikoducu muamelesi yaparken o yüzündeki alaylı sırıtışla göz kırptı onlara.

 

" Mert, madem o iki inatçı keçi evlili olduklarını gizlemiş, çocukların başına dert açmışlar, bir de dönüp oğlum olacak öküz kendince ceza kesmiye çalışıyor onlardan önce o cezayı ben o iki deliye keseceğim." Mert'in yüzündeki sırıtış büyürken diğerleri merakla onu izliyordu." Ama sizin yardımınız lazım."

 

"Emretmen yeter Azra teyze plan ne?"

 

"Lan ne planı!?"

 

"Oğlum sen bizi öldürtecek misin!"?

 

" Olmaz ben plana falan dahil olmam arkadaş!"

 

"Mert fısıltıyla kendisini çekiştiren arkadaşlarına ters ters bakarak dikaktini tekrar telefona verdi. İşittikleri ile önce kıkırdayansonra kahkaha atmaya başlayan adama deli görmüş gibi bakan arkadaşları onun telefonu onaylayarak kapatmasının ardından merakla onu dinlemeye başladılar.

 

"Hayatta olmaz abiciğim!"

 

"Lan kafayımı yediniz siz!?"

 

"Bunların geninde var delilik anası,babası,oğlu karısı sülalesi deli lan bunların ben hayatta yapmam. Direk kafama sıkıyım daha iyi lan!" Mert, Saruhan'ın kafasına vurarak söylendi.

 

"Bunları amirinin karısına asılmadan önce düşünecektin gerizekalı!" Saruhan kafasını tutarak arkadaşına ters bakışlar atarken o devam etti. " Merak etmeyin bir şey ters giderse sizden değil Azra teyzeden şüphelenecek zaten." Konuşmanın devamını da anlatarak arkadaşları ile Azra'nın isteklerini yerine getirmek için oda onlarla beraber çıktı evden. İşlerini hallettikten sonra Kayra' nın oturduğu sitenin parkına araçk park eden Mert'e ters ters baktılar.

 

Karısının yanına yatağa yaklaşarakak oturdu ve onun çorpınmaktan yüzüne dağılan saçlarına elini uzattı. Derya kocasının kendisine uzanan elini görmesi kendisini biraz geriye doğru çekerek ondan kurtulmaya çalıştı.

 

"Kayra bırak beni. Ne yapmaya çalışıyorsun? Arkadaşlarını nedemeye çağırdın eve? Bak o kız bu eve tekrar gelirse o kızı bir daha yanında yakınında görürsem daha fena şeyler yaparım haberin olsun!" Karısının tehditi ile gülümsedi.

 

"Ne yaparsın?" Kızın gözünün önünde bu defa beni yatağa mı atacaksın?" Karısının saçlarına uzanıp parmak uçlarıyla dokunarak kulağına doğru yaklaşıp fısldadı. " Beni bu kadar sevme kıskançlıktan aklını kaçıracaksın karıcığım. " Geri çekilerek karısına alayla sırıtırken, Derya yüzüne dökülen saçlarını başını hafifçe iki yana sallayarak geri attırmaya çalışıp çemkirdi.

 

" Saçmalama! Ne demeye seni yatağa atacakmışım? Hıhh seviyormuşum! Sokaktaki köpekler sevsin seni! Sen benim sevgimi hak edecek ne yaptın ki ben seni seveceğim?" Kayra karısının sözleri ile küçük bir kahkaha atarken Derya onun durumuyla eğlenmesine öfkelenerek gözlerini,gözlerine dikip sözlerine devam etti. ". Gülme! Ben hiç olmadığım kadar ciddiyim! Senin de sonun ondan farklı olmaz! Yemin ediyorum seni mahvederim! Bu yaptıklarımı mumla ararsın!" Kayra yıllardır şüphelendiği ama dün eline geçen görüntünün verdiği cesaretle cevap verdi karısına.

 

" Ooo! Afedersin karıcığım. Sarhoş olduğum o gece, beni yatağa atan, kazağıma takılan küpenin sahibini seni zannetmiş olabilirim." Kocasının sözleri ile Derya o geceye kısa bir an dönüş yaptı.

~~'~~ Dört yıl önce ""'~~~

 

Tuğra ikizini zorlukla taşımaya çalışırken bir taraftan da söyleniyordu.

 

"Yemin ediyorum kocanla sen her güzel anın içine etme potansiyeline sahipsiniz! Sizin yüzünüzden,arkanızı toplamaktan evde kalacağım! Hem senin nereden haberin oldu kızım mit ajanımısın nesin ya!" Derya,sürekli söylenen Tuğra ile, kocasının diğer kolunun altından başını uzatarak elindeki çantayı onun suratına geçirerek tısladı.

 

"Evet mit ajanıyım! Gazeteciliği paravan olarak okuyorum! Rahatladın mı!?Bir de utanmadan konuşuyor musun!? Sen nasıl kardeşsin!? Hani hep benim yanımda olacaktın?"

 

"O kimmiş ki benim karımın yanında olacak. Deşerim seni Tuğra." Derya kocasının sarhoşlukla toparlayamadığı cümlesine gülerken Tuğra yüzünü buruşturarak söylendi.

 

" Allahım ben nasıl bir günah işledim de bu öküz gibi bir ikizim oldu? Hele bunun karısına yardım sözü verirken aklım nereme kaçmıştı acaba yarabbim. "

 

" Karımın yanında doğru konuş yengen o senin lan! Siktir git!" Derya kocasının ağzından çıkan küfürle bı defa elindeki çantasını onun kafasına geçirdi.

 

"Küfür ediyor bir de utanmadan! Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın! Sen nasıl elin karısının göğüslerine dokunursun? Para sıkıştırma bahanesi ile nasıl yoklarsın kadının göğüslerini? Öldüreceğim seni Kayra! Yemin ediyorum elimde kalacaksın!?" Tuğra önüne geldikleri asansörün düğmesine basarak Derya ya dönmüştüki omzundaki ağırlığın kalkması ile bakışlarını yan tarafa çevirdi ve gördüğü manzara ile kahkahayı koyvermemek için kendisini zor tuttu.

 

Kayra karısının göğüslerine uzanmış Derya ise şok olmuş bir şekilde ona bakıyordu.

 

" Para sıkıştırdım dokunmadım ki. Senin göğüslerinin yanından bile geçemez o dansözünki. Yatağa atmışım koynuna girmişim gibi konuşmayı kesermisin karıcığım!" Sarhoş haliyle ayakta durmakta zorlanan ve saçma sapan konuşan kocasının kendisine sırıtarak bakması ve hala göğsünde duran elleri ile Derya'nın kan beynine sıçrayınca ellerine vurarak göğsünden ittirdi. Karısının bu ani hamlesi ile Kayra sendelerken Tuğra kahkahalarla son anda tutmuştu.

 

"Gülmeee! Bu rezilliğin nesi komik!?" Derya derin bir nefes alarak tekrar kocasının kolunun altına girdi ve açılan asansöre binerek Tuğra'ya dönerek konuştu." Bu gece benim buraya geldiğimden,bu olanlardan kesinlikle Kayra'ya bahsetmeyeceksin! Başka bir kadını nasıl koynuna alıp yatağına atmaktan bahsedebiliyor ben ona gösteririm!" Tuğra gözlerindeki muzip pırıltıyla cevap verdi.

 

"İntikam diyorsun yani!" Derya başını olumlu anlamda sallarken Tuğra açılan asansör kapısından çıkarak sözlerine devam etti." Konu ikizimün burnunu sürtmekse biliyorsun her daim yanındayım diyerek Derya ya göz kırptı." Derya da asansörden çıkarak tuttukları otel odasına doğru ilerledi. Doğan'ın bekarlığa veda gecesi için Kerim'in sahibi olduğu otelin barında eğlence düzenlemişlerdi ve sonuç hiçte beklendiği gibi gitmemişti. Kenan amcasının kız kardeşi Nisa o gece bir arkadaşının doğum günü partisi için tesadüfen orada olunca, gördüklerini videoya alarak Hayal'e yollamıştı. Sonu ise kızların baskını ile sarhoş toplama operasyonuna dönmüştü. Sonrası ise herkes için farklıydı. Selçuk ve Mehmet hepside sarhoş oldukları için Kerim otelde kalmaları için ısrar edince kızlar onlarla baş edemeyeceğini anlayınca kabul etmişti mecburen.

 

Kartı önündeki kapıya yerleştirerek arkasına döndü ve Tuğra'ya yol vererek Kayra'yı yatağa taşımasına izin verdi. Nefesini sesli bir şekilde dışarı veren Derya'ya gülerek baktı Tuğra ve bakışları ile yatakta sızmış bir şekilde yatan ikizini işaret etti.

 

"Umarım yarına kadar ayılır yoksa Ablam onu mahveder." Derya yüzünü buruşturarak kocasını süzdükten sonra bakışlarını Tuğra'ya çevirerek homurdandı.

 

"İnşallah ayılamazda Meyra'nın işkencelerinden nasibini alır öküz!" Tuğra'nın kolundan tutup çekiştirerek kapıya doğru sürükledi."Hadi sende git artık." Tuğra'yı kapı dışarı edip kapıyı kapatırken unuttuğu şeyle tekrar kapıyı araladı ve Tuğra'ya seslendi.

 

"Tuğra." Bir iki adım atmış adam kendisine yaklaşan kıza dönerek bekledi." Sabaha kadar uyanmazsa seni ararım gelirsin. Bu gecenin hesabını vereceği şelkilde düzenlemeler yapacağım,sende bana yardım edeceksin. " Tuğra'nın kaşları anlamadığı sözler karşısında çatılırken devam etti." Gece odaya bir kadınla çıktığını, sizin onu uyarmanıza rağmen hiç aldırış etmediğini falan söyle."

 

"Ne! Saçmalama Derya! Dün geceyi hatırlarsa bu söyleyeceğim yalanlar yüzünden sence bana ne yapar? Olmaz öyle şey yapamam ben!" Derya,Tuğra'nın kafasına bir fiske atarak çemkirdi.

 

"Bana her zaman yardım edeceğine söz verdin! O dansözle oynaşmanın cezasını çekecek! Sende yardım edeceksin! Yoksa senin içinde aklımdaki planları devreye sokar Mehmet babamın akkına girer kalbindeki o küçük sırrı çıtlatı veririm haberin olsun!" Derya'nın sırıtarak kendini tehdit etmesi ile Tuğra panikle konuştu.

 

"Sen nerden biliyorsun o sırrı!? Derya mit ajanıyım derken şaka yaptığını söyle bana!" Derya karşısındaki gencin yelaşı ile sırıtarak bu defada alnına bir fiske vurdu.

 

"Aptal aptal konuşma! Hem ajan olsam işim senin aşık olduğun kızı araşyırmak mı olur bir düşün!" Tuğra kısa bir an düşündükten sonra şüpheli bakışlarını tekrar Derya ya çevirdi.

 

"Bu gün burada olduğumuzu bilmen ve benim kalbimdeki küçük sırra kadar el atmandan hala şüpheleniyorum ama zannetmeki beni tehdit ettiğin için korkudan yardım ediyorum." Derya,Tuğra'nın kendisini savunmaya geçmesi ile gözlerini devirdi. Bu erkeklerin hepsinin kumaşı aynıydı. Bir şeyleri saklaya bileceklerini düşünüyorlardı."Sen benim kardeşim gibisin ve o içerdeki ikizim olacsk dangalak bu başına gelenleri hak ettiği için yardım edeceğim." Derya genç adamın kolunu sıvazlayarak onu biraz pohpohladı.

 

"Tabiki korkudan değil. Hem sen hep demez misin abin sayılırım diye. Abim olarak kız kardeşine yardım edeceksin tabi.Günü gelince bu kardeşinde sana yardım edecek sen hiç merak etme abilerin en iyisi diyerek Tuğra'nın yüzünden küçük bir makas aldı ve şirince sırıttı." Yüzündeki ele küçük bir fiske atan Tuğra homurdanarak Derya'yı odaya doğru iteledi.

 

"Gir içeri başımın belası! Şimdi kocan görüp yanlış anlayacak sonra olan yine garip Tuğra'ya olacak. Sayende o gün geldiğinde yardım edecek bir abin kalırsa yardım edersin." Derya' yı kapıdan içeri iterek kapıyı kapattı ve hızla uzaklaştı.

 

İçeri giren kız yatakta yatan kocasının yanına yaklaştı ve köşesine oturarak onu incelemeye başladı. Her zaman çatık kaşları ve huysuz bir yüz ifadesi ile ortalarda dolanan kocasının yüz hatları gevşemiş aksiliğinden eser kalmamıştı. Küçüklüğünden beri huysuz ve aksi bir yapıya sahip olsada birlikte oldukları zamanların çoğunda yüzü gülerdi. Oysa iki yoldır onu hiç gülerken görmemişti. Sürekli asık bir suratla ortalarda geziyordu. Kayra'dan gelen mesajla belkide bibirlerine açılacakları gün o talihsiz olay yaşanmıştı.Tuğra'nın yakın arkadaşı sevgilisinden ayrılmış ve kız peşini bırakmayınca kendisini yeni sevgilisi olarak tanıtmış,kız inanmayıncada kızın önünde aniden dudaklarına kapanmıştı. Derya'nın bu amiden gelişen olaylarla hiç bir alakası ve suçu olmasada tam o esnada Kayra görerek yanlış anlamıştı. Belki de o gün başlayacak olan ilişkileri o gerizekalı çocuk yüzünden böyle içinden çıkılmaz hal almıştı. Zaten aralarında adı konulmamış olan yakınlaşma o günden sonra hiç var olmamış gibi yerini aralarındaki yüksek duvarlara bırakmıştı. Aralarında adı konılmuş bir ilişki olmadığı için ne Kayra bir açıklama istemiş ne de Derya bir açıklama yapabilmişti. O hünden sonra kocasını kendisine yakınlaşmayı bırak küçük bir gülümseme bile bahşetmemişti. Sonuç kader onları bir araya getirsede aralrındaki sorunları aşamamışlar ve durumları arap saçına dönmüştü.

 

Derya daldığı düşüncelerden sıyrılarak derin bir nedes çekti ciğerlerine. Ayakkabılarını çıkararak tekrar kocasına çevirdi bakışlarını. Onun üzerindeki kıyafetleri de çıkatması gerekiyordu bunun bilinci ile yataktan kalktı ve önce ayakkabılarını çıkardı.Sıra pantolonuna gelince kısa bir an düşünsede titremeye başlayan ellerini kemerine uzatarak homurdandı." Kocanı soyuyorsun kızım! Sanki daha önce hiç görmedin!" Pantolonuda kendisiyle girdiği mücadelede galip gelerek çıkartıp tekli koltuğun üzerine bıraktı. Derin bir nefes daha alıp sakinleşmeye çalıştı. Dahs sonra yatağa tekrar dönerek kocasının üzerindeki ince kazağa uzandı. Kayra'yı hafifçe doğrultarak arkasına geçip destek oldu ve kazağı çıkarttı. Kocasının mrıltısı kulaklarına dolunca, ellerini kocasının çıplak omuzlarına götürdü dikkatini ona vererek ne söylediğini anlamaya çalıştı.

 

"Dertler Derya olmuş bense bir sandal... Ooff Derya offf! Yaktın kızım beni!" Kocasının mırıldadığı sözler ile kıkırdayan Derya,Kayra'nın omuzlarındaki elletini çekmeden yatakta kenara kaydı ve onu dikkatlice yatırmıştıki kocası kollarını ona dolayarak yanına çekince Derya sırtının kocasının çıplak tenine çarptığını hissetti. Saçlarının arasına başını gömen genç adam rahat bir pozisyon ararken tekrar mırıldandı.

 

"Abiciğim söyleyin şu dansöze eğilsin biraz. Bir şey yapmayacağım yaaa...Bahşiş sıkıştıracağım denk getiremiyorum bir türlü lan!" Kulağının dibinde işittiği sözlerle dumanı tepesinden çıkan Derya belindeki kolu hırsla ittirdi ve öfkeyle yataktan fırladı.

 

"Parmakların kopsun emi! Ulan sağa yapacağumi bilirum çam yarmasi kılıkli!" Öfkeyle olduğu yerde tepindi."Uyyy! Şeytan diyor al eline oduni yermisun yemezmisun patlat o kot kafasini!" Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı." Sakin ol Derya! Sakin ol! Şiddete gerek yok uyma sen o şeytana. Kısa bir an düşünfükten sonra Tuğra'ya söyledikleri geldi aklına. Nasıl olsa yarın bu gecenin hesabını soracaktı ama planını biraz daha süsleye bilirdi değil mi? Aklına gelen düşüncelerle,eli hızla elbisesinin fermuarına uzandı. Fermuarı indirdi ve elbiseyi beline kadar kaydırdı. Sütyeninin kopçasına uzanarak açıp çıkarttı ve kolayca görünecek bir köşeye bıraktı. Elbisesinin fermuarını tekrar çekerek kapattı. Odadaki dolaba doğru ilerleyip içindeki bütün alkolleri çıkardı ve eline aldığı iki kadehin dibinde kalacak şekilde doldurup gerikalanını lavaboya boşaltıp şişeleri etrafa dağıttı ve komidinin üzerindeki çantasına ilerleyerek çantssına uzandı. Çantasından çıkarttığı ruju sürerek sehpanın üzerindeki kadehin kenarına izler bıraktı. Kısa bir süre olduğu yerde bekledi ve tekrar düşündü. Aklına gelenleride bir an önce uygulamak için hızlandı. Kayra'nın kıyafetlerine doğru ilerleyerek kazağını eline aldı ve kulağından çıkarttığı küpeyi kazağın göğüs hizasına takıp kancasını hafifçe büktü.Düşmesini istemiyordu çünkü Kayra onu onaltıncı yaş gününde hediye etmişti.Parmağını küpenin ucundaki sallanan küçük mavi taşlarda hafifçe gezdirerek gülümsedi. Bakalım kocası bıraktığı bu küçük ipucunu hatırlaya bilecekmiydi? Kazağı tekrar aldığı yere bırakarak yatağa doğru yöneldi ve kocasının yanına oturarak muzipçe sırıttı. Biraz önceki çıkardığı rujunu tekrar dudaklarına sürerek kıkırdadı.Kocasının çıplak göğsüne doğru sokulup onu uyandırmaktan korkarak sessiz ve oldukça yavaş bir şekilde tam kalbinin üzerine dudaklarını bastırdı. Kayra bu dokunuşla kımıldanırken Derya nefesini tutarak bekledi. Onun uyumaya devam ettiğinden emin olunca bu defa boynuna yönelerek bir öpücük bıraktı ve geriçekilerek kıkırdadı. Kocasının dudaklarında oluşan tebessümle bu defa dayanamayarak duduaklarına dokundurdu dudaklarını ve kısa bir an öylece bekledi. Onu uyandormaktan korkarak sesizce geri çekilirken kocasının kollarını belinde hissetmesi ile kendini onun göğsünde buldu. Kocasını uyandırdığını düşünerek bedeni gerilirken panikle nefesini tuttu. Boynuna değen sıcak dudakların ardından tuttuğu nefesi buğazında takılı kalırken öksürmemek için kendini tuttu.

 

" Ben berbat ettim her şeyi. Çok kırdım seni. İkimizide mahvettim. Af dilemeye yüzüm yok Derya." Onu uyandırdığı düşüncesi ile kalbi heyecan ve korku karışımı ile deli gibi çarperken kocasının düzenli nefes alışverişini duyunca tuttığu nefesini bırakarak sakinleşmeye çalıştı." İçim yanar yanar yanar yanar yanar." Kocasının mırıldandığı sözler ve şarkıyla gülmemek için kendisini sıktı. Bir an önce buradan çıkmalıydı yoksa bu gece sabaha ermeden farklı şeyler olacaktı. Kocasının şapşal, sarhoş halleri ona olan öfkesinin önüne geçiyordu ve böyle giderse kocasının sarhoşluğundan faydalanan ilk kadın olarak tarihe geçecekti.

 

Belindeki kollardan yavaşça sıyrılarak kocasını uyarmamak için oldukça sessiz hareket edip yataktan çıktı. Yatağın kenarındaki pikeyi Kayra'nın üzerine örterek elini yavaşça saçlarında gezdirdi ve yüzüne yerleşen gülümseme ile fısıldadı. "Yarın sabah görüşür kocacığım.Zırhını kuşanmayı unutma! Bu savaşın Fatih'i ben olacağım! Belki erken belki geç kalbinin kapılarına dayandığım da anahtarını kendi ellerinle vereceksin!" Sözlerini bitirip yanağına küçük bir buse kondurarak doğruldu ve komidimin üzerindeki çantasını alarak yüzündeki zafer gülümsemesi ile odadan sessizce ayrıldı.

 

"Sen niye geldin şimdi? Gerisinü ben hallederdim." Tuğra kapıyı açarken Derya'ya ters bskışlar atarak homurdanmaya devam etti. "Güvenmiyor musun kızım sen bana?"

 

"Güvenmemek değil Tuğra,biraz daha tuz biber ekip onun düştüğü duruma vereceği tepkiyi kendi gözlerimle görmek istiyorum. Bana yaşattıklarından sonra bu kadarına hakkım var değil mi?" Tuğra yanındaki kızın sözleri ile başını iki yana sallayarak güldü.

 

"Var başımın belası olmaz olur mu hiç. İçerideki koca öküz çoktan hak etti bu yaşayacaklarını." Derya aldığı destekle şirince sırıttı. Açılan kapıyla hemen yüzüne ciddi bir ifade kondurarak içeri girdi. Kocasının hala dün gece bıraktığı gibi uyuduğunu görünce Tuğra'ys dönerek göz kırptı. Tuğra ise odanın halini incelerken yüzünü buruşturdu.İşte şimdi ikizine acımaya başlamıştı. Bu kızın eline düşen yanmıştı doğrusu. Dün gece kendine yaptığı tehdit aklına gelince hemen toparlandı zira şu gördüklerinden sonra Derya'nın hışmına uğramaya niyeti yoktu. Yatağa doğru ilerleyerek kardeşinin yanına yaklaştı ve onu sertçe dürttü.

 

"Kayraa!"

 

"Hıııııı"

 

Derya,Tuğra'nın yanına doğru ilerleyerek kollarını göğsünde birleştirdi ve kocasının başında beklemeye başladı.

 

"Lan Kayraaa! Kalksana oğlum!" Kayra başını yastığın altına sokarak homurdandı.

 

"Git başımdan! Ne böğürüp duruyorsun başım çatlıyor zaten!" Tuğra gülmemek için dudaklarını ısırdı ve sakinleşmeye çalışarak tekrar konuştu.

 

"Lan kalk! Yoksa biraz sonra o yatakta son nefesini vereceksin demedi deme!" Başını yastığın altından çıkararak yastığı öfkeyle bir köşeye fırlatarak yatakta oturur pozisyonu aldı.

 

"Ne var Ne!? Kayra Kayra! " Bakışlarını sinirle kardeşine çevirmiştiki başında dikilen karısını görünce bakışları ikisi arasında kısa bir an gidip geldikten sonra huysuzca homurdandı." Siz ikiniz sabah sabah ne halt yiyorsunuz burada!"Ellerini şişmiş gözlerine bastırarak sözlerine devam etti. " Yapışık ikiz gibi günün her saati birliktesiniz!" Ellerini gözlerinden çekerek sinirle karısına çevirdi ve eliyle ikizini göstererek homurdandı." Bununla takıldığın kadar benimle takılmıyorsun! Görende onunla evli olduğunu zanneder!" Sabah sabah ikisini başında görünce bütün öfkesi kabarmıştı yine. Karısının,kendisine öfkeyle bakan gözlerinden bakışlarını çekerek elini dağılan saçlarının arasından geçirmiştiki karısının bağırması ile yerinde zıpladı.

 

"Allah senin cezanı vermesin Kayra! Krndin yediğin haltları ört bas etmek için birde utanmadan üste çıkıyorsun!" Kayra yüzünü buruşturarak karısına baktı.

 

"O sesinin ayarını biraz düşür! Başım çatlıyor dediklerinden bir şey anlamıyorum!" Tuğra ikisini izlerken planı Derya'nın yspmış olduğunu bilmese sergilediği performansla Kayra'nın onu gerçekten aldattığını düşünebilirdi. Derya elindeki çantasını kocasının omzuna sertçe vurdu.

 

"Ahhh!" Kayra omzuna aldığı darbeyle ağzından kaçan acı inlemeye engel olamazken karısı tekrar bağırmaya başladı .

 

"Yaptıkların,çektirdiklerin yetmedi de bir de aldatayım mı dedin alçak herif!" Çantayı bu defa kafasına geçirince Kayra oturduğu yerden doğrularak karısının kendisini öldürmeye and içmiş ellerini sertçe kavradı.

 

"Lan ne aldatması!? Ne cıyaklayıp duruyorsun? Ne demeye o lanet çantayı orama burama vurup duruyorsun!?" Tuğra kardeşinin sabrının taştığını anlayınca araya gitmesinin gerektiğini anlayarak Derya'yı onun ellerindrn kurtararak kenara çekti.

 

"Ona bağırmadan önce odanın haline ve kendi haline bir bak istersen! Şu manzarada bu kız aldatıldığını düşünmekte haksız mı kendi gözlerinle gör istersen!" Kayra kardeşine ters ters baktıktan sonra homurdandı.

 

"Ne saçmalıyorsunuz siz! Sabah sabah beli deli etmek mi niyetiniz!" Yataktan inerek karşılarına dikildi."Eğer niyetiniz buysa gayet başarılısınız! Hemde odaya birlikte girdiğiniz ilk andan beri!" Sözlerini bitirerek kıyafetlerini aramak için odada gözlerini gezdirdi. Odanın dağınıklığı hözüne çarpınca gece alkolü fazla kaçırdığını anlayarak yüzünü buruşturarak kıyafetlerinin bulunduğu koltuğa doğru ilerledi. Kıyafetlerinin üstündeki kendine ait olmayan şey dikkatini çekince parmağının ucuyla askısından tuttu ve yüzünü buruşrurarak arkasındakilere dönüp homurdandı.

 

"Buda ne lan!?" Elindeki sütyeni ilk defa gördüğü bir şey miş gibi bakarak homurdandı." Bu nereden geldi buraya!?" Tuğra kardeşinin şaşkın surat ifadesini görünce ağından kaçan sese engel olamadı.

 

"O ha yani!" Bakışlarını yanındaki Derya'ya çevirince onun öfkeyle Kayra'ya baktığını gördü. Kayra'nın bakışları da kardeşinin sesiyle ikiliye dönerken karısının öfkeli gözlerinin kendi üzerinde olduğunu fatk edince elindeki sütyeni ateşe değmiş gibi yere bırakıp ellerini silmek istercesine bedenine sürterek homurdandı.

 

" Neler oluyor lan burada!? Kimin bu sütyen!?"

 

"Neler oluyor acaba!" Karısının imalı sorusu ile şaşkınca ona baktı." Dün gece bu odada kiminle ne halt yediysen onundur heralde!?"

 

"Delirdin mi kızım sen!? Kimseyle beraber değildim!" Derya hızlı adımlarla kocasınjn yanına ilerleyerek onu kolundan tutup odadaki büuük aynanın önğne sürükleyerek bedenini işaret etti.

 

"Kimseyle beraber değildinde bu ruj izleri nedemek oluyor?" Kayra karısına şaşkınca bakmaya devam ederken Derya onun çenesinden tutarak aynaya bakmasını sağladı. Kayra gördüğü görüntüyle neye uğradığını şaşırdı. "Kim yaptı bunları!? Tuğra ne ara oldu bunlar lan!?" Tuğra kardeşinin düştüğü duruma kahkahalarla gülmemek için kendisini zor tutarak cevap verdi.

 

" Ne bileyim ben lan? Dün hepimizde sarhoştuk. Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes dağılmaya başladı. Gerisini bende hatırlamıyorum!" Kayra kardeşinin cevabundan memnun olmamış bir şekilde çıkıştı.

 

"Ne demeye içtin o kadar bıkmu vardı sanki!?" Sehpanın üzerindeki suyu görünce kuruyan buğazını ıslatmak için can havliyle ona sarılmıştı ki,diğer yandaki kadehler ve kadehin birindeki ruj lekesini görmesi ile fısıldadı. "Siktir!" Bakışları tekrar karosıyla kesişince eline aldığı kadehi arkasına saklamaya çalışarak konuştu." Lan bunlar bize kullanılmış oda verdiler kesin. Yoksa bhnların başka bir açıklaması olamaz!" Derya kocasına şüpheyle bakarak arkasındaki kadehe uzanarak hırsla elinden alarak incelermiş gibi yaptı. Elindeki kadehi yere öfkeyle atarak çemkirdi.

 

"Allah seni bildiği hibi yapsın Kayra! Onca şeyin üstüne bir bemi boynuzlamadığın kalmıştı onuda yaptın ya..."

 

"Ne aldatması Derya saçmalama! Aldatmadım ben seni!" Panikle karısının sözlerini yarıda kessede neler olduğunu kendiside hatırlamıyordu. " Yani hatırlamıyorum! Olmamıştır öyle bir şey! Çok sarhoştum Derya aldatmamışımdır heralde!" Kocasının kendini savunmaya çalışırken ki şapşal hali ve verdiği cevaplara gülmemek için yanaklarını ısıran Derya bir kaç saniye sakinleşmek için bekleyerek cevap verdi.

 

"Bir de utanmadan aldattıysamda hatırlamıyorum diyorsun! Boşayacağım seni Kayra duydunmu beni!" Kayra duyduğu sözlerle şok olurken Derya işaret parmağını tehdit edercesine sallayarak sözlerine devam etti." Bekle sen! Dua et bu gün Meyra'nın düğünü ama bu düğün faslı bittikten sonra babama söyleyeceğim seni boşamam için en iyi avukatları bulsun!" Sözlerini bitirince arkasını döndü ve Tuğra'ya muzipçe göz kırparak kapıya doğru ilerlemeye başladı.Karısının gitmek için hazırlandığını anlayan Kayra panikle bağırdı.

 

"Deryaaaa! Beklesene kızım! Ben bir şey yapmadım lan!" Hızla kıyafetlerini eline aldı ve aceleyle pantolonunu giymeye çalıştı." Yani umarım yapmamışımdır! Ne bok yedim lan ben!?" Pantolonunun düğmesini kapatırken kendisine bakan kardeşine elini kaldırarak bağırdı." Sen ne dikiliyorsun orada lan!? Git durudur Derya'yı." Tuğra ellerinü cebine koyarak omuzlarını umursamazca silkerek sırıttı.

 

"Banane oğlum madem yedin bir bok kendin temizle! Hem sen değil miydin karışma karımdan uzak dur diyen!" Eliyle kapıyı işaret etti."Buyur git durudur karını!"

 

"Elime düşeceksin oğlum! Hemde çok pis düşeceksin Tuğra! Ben seni o zaman koyun gibi meletmezmiyim lan!" Kazağını kafasından geçirdi ve ayakkabılarını eline alarak aceleyle açık kapıdan fırladı.

 

"Sen önce karını ikna et. O günleri görürsen meletirsin kardeşim." Kardeşinin arkasından tutmakta zorlandığı kahkasını bıraktı. Ayakkabısının tek eşini ayağına geçiren Kayra etrafına bakındı panikle. Derya yı asansör beklerken görünce hızla yanına koşarak koluna yapışarak kendisine çeviridi.

 

"Kızım dinlesene iki dakika!"

 

"Ne yini dinleyeceğim senin Kayra! Gece boyu o yatakta ne haltlar yediğini mi anlatacaksın!?"

 

"Neee! Derya saçmalama! Hiç bir şey hatırlamıyorum ama bir terslik var bu işte!" Derya kocasının sözleri karşısında bakışlarını kısarak onu izledi." Kurban olayım babana falan gitme sakın Derya. Ortada bir şey yokken herkesi birbirine düşürme!" Derya işaret parmağını kaldırarak kocasının göğsüne dün gece küpeyi taktığı yerin üzerine bastırdı.

 

"Hem hatırlamıyorsun hen aldatmadım diyorsun! Sürekli benim gururumu ayaklar altına alıyorsun!" Kayra acıyla yüzünü buruşturarak göğsündeki parmağı tutup çekti.

 

"Ne yapıyorsun kızım ya göğsümü deldin resmen!" Bakışları kazağının üzerinden göğsünne kayınca küpeyi fark etmesi uzun sürmedi. Parmaklarının arasına sıkıştırdığı küpeyi kazağından çekip alarak göz hizasına kaldırarak inceledi."Yok artık! Bu nereden geldi buraya!?" Derya çantasını kaldırarak kocasının kafasına geçirdi.

 

"Allah seni kajretmesin hala nereden geldi diyorsun! Ömrümü yedin Kayra ömrümü!" Derya,dün gece o küpeyi oraya sıkıştırırken kocasının onu görünce hatırlayacağını düşünmüştü. Hatırlayınca oyun biter aldığı küçük intikamla biraz olsun eğlenceğini zannetmişti. İntikamını almış düşündüğünden fazla eğlenmişti ama sonu hiçte düşündüğü gibi bitmemişti. Çünkü kocası doğum günününde kendi hediye ettiği küpeyi hatırlamamıştı. Bu adam mutlu olduğu küçücük anları bile çok görüp onu sonunda deli etmeyi başarıyordu. Derya dolan gözlerini kocasının gözlerine dikerek elindeki çantayı tekrar kafasına vurdu. " Sen hiç bir şeyi hatırlama zaten! Her haltı ye ama hiç bir şeyi hatırlama!" Kayra kafasına yediği üçüncü darbenin acısıyla şaşkınca karısına bakarken Derya onun elindeki küpeyi hışımla çekip aldı." Ver şu küpeyide! Boşanırken delil olarak kullanacağım! O ikizinide şahit yazdıracağım! Ben seni boşayınca sende bu unutkanlıkla inşallah Alzheımer olursun da o çok kıymetli şeyinin yerini bile unutursun!"

 

" Neee! Ne biçim bedsua o lan! Derya bir şey yapmadım diyorum! Ne olduğunu hatırlamıyorum bile lan! Ne boşanması!?" Gelen asansörün açılan kapısından içeri hızla giren Derya yanına gelmeye çalışan kocasını dışarı itekleyip işaret parmağını sallayarak bağırdı.

 

"Susss! Sakın peşimden gelme Kayra! Yemin ediyorum sapık var beni asansörde sıkıştırıp orama burama elledi diye açar gösteririm herkese!" Karısının tuhaf tehditi ile Kayra şaşkınca ona bakarken kapı çoktan kapanmış asansör hareket etmişti bile.

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kulağında hissettiği soğuk metalle kocasının sesini işitmesi daldığı düşü celerden sıyrılmasına neden oldu.

 

"O gün kazağımda bu küpeyi gördüğüm anda hatırladım onaltıncı yaşgününde sana aldığım küpe olduğunu ama gece olanları hatırlamadığım için belki küpe evdeyken senden takılmıştır diye ses etmedim."

 

"Hıhhh laf! Dünya üzerinde bir tanemi üretildi o küpeden. Hem benim küpelerim çift olarak odamda çekmecemde. "

 

"Evet!" Derya kocasının cevabı ile anlam veremeyerek ona bakarken o sözlerine devam etti. " O küpeyi sana özel tasarlatmıştım. Mardin'li arkadaşımın babası telkari ustasıydı onlara ziyarete gittiğimde babasından rica etmiştim oda o küpeleri yapmıştı." Derya'nın üzerine doğru eğilerek diğer kulağına uzandı vr küpenin diğer tekini de takarak sözlerine devam etti. " Çekmecende küpenin diğer teki vardı Derya. Çünkü diğer tekini üç gece önce o barda benim avuçlarıma bıraktın karıcığım." Derya aldığı cevap karşısında sevinsemi verdiği açık yüzünden şu an içinde bulunduğu duruma üzülsemi bilemedi. " Ayrıca o gece odama giren çıkan tek kadının sen olduğuna dair kanıtım da var." Arka arkaya yüzüne çarpılan gerçeklerle gözlerini kapayatak dudaklarını dişledi çünkü şu an kocasının karşısında kendini savunacak halde değildi. " Şimdi intikam sırası bana geçti güzelim. Yıllardır her fırsatta kendi kurduğun tuzakla beni aldattın diye başımın etini yedin. Bunun bir bedeli olmalı değil mi?" Derya'nın gözleri aniden açıldı.

 

"Ne intikamı!? Ne yapacaksın bana!? Bir kere durımlarımız eşit değil ve bu hiç adil değil!" Kayra tek kaşını kaldırarak karısına baktı.

 

"Bence gayet adil. Ben o gece sızmış bir şekilde uyurken şu an senin durumundan ne farkım vardı? Bir açıdan benimde elim kolum bağlıydı ama sen umursamadın kim bilir neler yaptın? Her yerim ruj izi olmuştu belkide benden faydalandın!" Derya'nın ağzı kocasının sözleri ile bir karış açıldı.

 

"Ne! Saçmalama ne diye faydalanayım senden!? Sadece yaptıklatın yüzünden küçük bir intikam alıp azıcık eğlenmek istedim. Vallahi öpmedim bile dudaklarımı dokundurup çektim sadece!"Karısının korkuyla nefes almadan konuşması ile küçük bir kahkaha attı.

 

"Bu kadar korkmana gerek yok bende sen gibi birazcık eğleneceğim o kadar. Hmm birde ceza kısmı var." Derya bu işkencenin ne zaman biteceğini düşünürken ceza kelimesi ile dikkat kesildi.İçşnde bulunduğu durum,kelepçe,kemer kollarının bağlı olması. İnşallah bu deli son zamanlarda oldukça popüler olan filmlerin sahnelerini uygulamazdı.Gözlerinin önünde üçyüz altmışbeş gün filmindeki yakışıklı ve o can alıcı sahneler canlanırken öbür yandan elinde kırbaçla Grey fırlıyordu.Bir taraftanda kocasının fısıltı halinde gelen sesi kulaklatına uğultu şeklinde çarpıyordu. "Sütyenini sadece ben görsem sorun olmazdı ama sayende Tuğra ya sergiledik o yüzden küçük bir cezayı hak ettin."

 

"Hayırrr! Aklından bile geçirme! Kayra ben ne üçyüz altmışveş gün deki Laura' yım nede Grinin elli tonundaki Anastasia' yım. Be...Ben onlar gibi değilim! Vallahi değilim. Kırbaçlama beni Kayra! Sakın bacaklarıma o tuhaf oyuncaklatdan takma! Ayyy! Benim canım tatlı ben öyle şeyleri kaldıramam Vallahi şu yatakta can veririm Kayraa! Ne olur çöz beni." Kayra karısının bahsettiği kişiler ve altında tepinip durmadı ile yüzünü buruşturarak homurdandı.

 

"Nee! Derya senin kafan mı güzel! Kızım niye kırbaçlayım ben seni!? Hem seks oyuncağı falan lan sen neler izliyorsun böyle kadın!"Kayra'nın son anda dank eden aklı sinirlenmesine neden olurken o filmelerdeki adamların mahrem görüntülerini hatırlayınca öfkeyle karısına baktı.

 

"Offf! Ne bikeyim ben be! Bağladın beni buraya ceza falan Grey çıktı sandım içinden! Filmleri izlerken bile hoplayan yüreğim az kaldı yerinden çıkacaktı senin yüzünden! Kalk çekil üstümden aaa yeter be!" Karısının sözlerinden sadece birine takılı kalan Kayra şüpheyle gözlerini kıstı ve dişlerinin aradından öfkeyle tısladı.

 

"O filmleri izlerken ne demeye hopluyor senin yüreğin?" Bir türlü üzerinden kalkmayan kocasına bıkkınca gözlerini devirerek çemkirdi.

 

"Rahibe hayatı yaşıyorum,seksi sadece filmlerde görüyorum sayende o yüzdendir belki!" Kocasının öfkeden boynundaki damarlsrın gerildiğini fark eden Derya panikle konuşmaya başladı. " Allah aşkına Kayra ne demeye hoplayacak kalbim. Heralde adamların yakışıklı oluşundan hopluyor." Derya farkında olmadan kırdığı potla kocasına boş boş boş baktı fakat kocasının gözlerinde gördüğü karartılar gelecek olanın habercisi gibi bağırıyordu.

 

"Ben o rahibe hayatını sona etdirmezmiyim, seksi,yakışıklı adamı göstermezmiyim lan sana!" Sözlerini bitiren Kayra üzerindeki tişörtü hırsla çıkartarak bir köşeye fırlatarak karısının üzerine tekrar eğilip boynuna gömüldü. Derya kıcasının bir anda delirmesinin şokunu boynunda hissettiği acıyla attı üstünden. Derin bir nefes alarak sakin olmaya çalıştı. Bu güne kadar başına ne geldiyse dilinden gelmişti. Bir türlü tutamayı beceremiyordu. Şimdi öncediline ayar vermeliydi ki ani bir tepki veripte aralarındaki çatlamaya başlayan duvarı tekrar örmesindi.

 

"Ka...Kayra sakin ol! Sonra pişman olacağın bir şey yapma lütfen!" İkinci bir ısırıkla ağzından kaçan ufak çığlığa engel olamadı. Korkuyordu fakat kocasından değil yaşadıkları şeyleri tekrar en başından yaşamaktan korkuyordu. " Kayra lütfen sakin ol! Ben sana ilk gecemizde de teslim oldum. Senden başka hiç kimseye teslim olmadım bunu sende biliyorsun!" Kayra karısının sözleri ile dahada hırslanıyordu fakat bu hırsı kendisine olmasına rağmen acısını yine ondan çıkarıyordu. Öfkesini dizginlemeye çalışarak başını hafifçe geri çekti ve biraz önce ısırdığı yerlerde dilini gezdirdi. " Şimdi olsa yine teslim olurum . Ama ben böyle bir birliktelik istemiyorum!" Başını karısının boynundan tamamen kaldırarak gözlerine derince baktı dolan gözleriyle.

 

"Özür dilerim! İlk gece sans yaşattığım hayal kırıklığı için, seni yalnız bırakıp gittiğim için, sevmeyi bilmediğim ve sürekli hayvan gibi davrandığım için." Sözlerini bitiren adam karısının üzerinden kalkarak kollarına uzandı. " Ben sevginin ne olduğunu bilsemde nasıl sevilir onu bilmiyorum. Etrafımız bir bitini seven, aşık insanlarla çevrili ama ben onları görsemde,hissetsemde nasıl sevilir öğrenemedim!" Kolları özgürlüğüne kavuşunca kendini geri çeken Derya bileklerini ovarken kocasını seyretti. İlk defa bu denli yakın hissediyordu ona kendisini. İlk defa kalbini avuçlarının içine koymuştu sanki." Benim kalbim dikenli tellerle çevrili galiba. Ne yapsam olmuyor! Senin bile canınıy yaktım! Kan revan içinde bıraktım!" Başını ellerinin arasına alarak kısa bir an duraksadı ve sonra yönünü karısına çevirerek gözlerine bakıp sözlerine devam etti. " Biliyor musun bazen anneaneme benzediğimi düşünüyorum! Tıpkı onun gibi kimseyi sevmeyen sadece kendini düşünen bencil egoist biriyim ben! Tıpkı onun gibi korkak etrafındakileri yanında zorla tutmaya çalışan zorbanın biriyim!"Derya kocasının ellerine uzanarak avuçlarının arasına aldı.

 

"Kayra." Fakat o transa girmiş gibi sözlerine devam etti.

 

"Seni de bu yüzden bırakamıyorum! Tıpkı onun gibi zorbalıkla yanımda tutuyorum! Kendi berbat iç dünyamda senide boğup mutsuzluğuma ortak ediyorum. Sevmeyi bilmediğim için seni seven birisine kapılıp hideceksin diye aklım çıkoyor! Etrafında pervane olan olacak,seni mutlu edebilecek erkeklerin varlığını bilmek ve benim yanımda mutsuz olduğunu görmek, seni yanımda zorla tutmak beni deli ediyor."

 

"Senin yanında zorla durmuyorum!" Derya onu girdiği transtan çıkarıp bakışlarını kendi üstüne çekmek için sesini yükseltsede Kayra ona bakmadan cevap verdi.

 

" Senin hayallerindeki benim gibi bir adam değil! O gün o testi kırılmasaydı,Yunus amca ve babam bizi mecbur bırakmasaydı belkide hayallerindeki gibi birini bulacaktın!" Söylediği ve söyleyeceği sözlerler içini yaksada öfkeyle devam etri sözlerine." Testiyi kıran Tuğra iken ben kırdım diye üstlenmeseydim belkide Tuğra ile daha muylu olacaktın!"

 

"Nee!" Karısının verdiği tepkiyi yanlış anlayan Kayra öfkeyle ellerini Derya'nın avuçlarından kurtararak yumruk yapıp yatağa sertçe vurdu.

 

"O lanet testiyi Tuğra kırdı! Ama o yaşlı bunak ortaya çıkınca korktum! Hele birde küçük çocuk sonra Tuğra'nın kırdığını söyleyince onunla evleneceğini düşününce o köy başıma yıkıldı! Eğer ben üstlenmeseydim sen Tuğra ilr evle..." Kendisini ne kadar zorlasada sözlerinin devamını getiremedi. Derya yataktan kalkarak kocasının önüne çöktü ve yüzünü avuçları arasına alarak bakışlarını birleştirdi.

 

"Babam zaten o yaşlı herife vermezdi beni! Testiyi kıran Tuğra'da olsa ben kardeşinle evlenmezdim! Kaçardım! Olmadı canıma kıyardım ama yinede Kardeşinle evlenmezdim!" Kocası bakışlarını kaçırınca yanaklarına baskı uygulayarak tekrar kendisine bakmasını sağladı." Hayallerimde ne başka erkekler ne de kardeşin var! Her kızın beğendiği aktörler,jönler,modeller olur. Benimde var. Bu gerçeği evli yada bekar olmak değiştirmiyor! Bu bir hayranlık! " Kocasının bakışlarındaki kıskançlık bulutlarını fark edince hızla sözlerine devam etti. "Ben ne hayallerimdeki jönler,modellerle,nede kardeşinle evlenmek istemedim.Ben seninle evlendim Kayra! O odaya o yatağa seninle girdim! Zannettiğin gibi senin yanında mutsuz değilim! Sevmeyi bilmesende senin yanındayım! Onları isteseydim dört yıl burada seni beklemezdim. Kardeşin benim abim gibi! Benimde onun gözünde ablalarından farkım yok! Ona eziyet etmeyi lütfen bırak artık. Onun yüreğinin sahibi başkası." Kayra karısının sözlerini yüreğindeki yangınlarla dinlerken o sözlerine devam etti. " O gün hastane odasında zaten sana söyledim seni sevdiğimi! Duygularımı hiç bir zaman gizlemedim senden!" Yüzündeki ellere uzanarak avuçlarının arasına alıp hafifçe sıktı.

 

" Kocan olduğum,ilk gece sana hayvan gibi davransamda, ilk dokunan erkek olduğum için böyle hissediyorsun! Bunun tıp dilinde bile açıklsması var!" Derya boğucu havayı dağıtmak için kocasının sözleri ile gülümseyerek konuştu.

 

"Siz polis değilmiydiniz? Hangi ara aşk doktoru oldunuz Kayra bey?" Kayra karısının sözleri ile burukçs gülümsedi.

 

"O gece yaptığım hayvanlığa rağmen brni terketmeme sevebini araştırırken öğrendim." Derya ufak bir kahkaha atarken Kayra onun gülüşünü izledi hayranlıkla.

 

"Teşhisi koyabilidin mi bari?" Başını olumlu anlamda sallayan adam karısının alnını işaret parmağı ile dürterek homurdandı.

 

"Evet delilik belirtileriymiş!" Oturduğu yerden kalkarak sözlerine devam etti. " Ben ciddiyim Derya senin bana duyduğun aşk değil bahsettiğim o hastalık! Yoksa hiç bir kadın ilk gecesinde kendisine o muameleyi yapan o raporu almaya teşvik eden bir adama aşık olmaz." Derya'da ayağa kalkarak kocasının karşıdına dikildi ve meydan okurcasına gözlerine baktı.

 

"Hıhhh! Halt etmişsin sen! Ben sana aşkımı kanıtlayıp sevmeyi öğretirsem, sende kalbinin anahtarını bana vermeye var mısın!?" Kayra karısının gözlerine baktı uzun uzun. Kalbinin anahtarını zaten yıllar önce vermişti ama ne kendisi sevmeyi biliyordu, ne de karısının onu gerçekten sevdiğinr inanabiliyordu. Burnundan verdiği nefesle banyoya doğru yönelirken Derya arkasından üzgünce baktı.

 

"Üzerindekileri değiştir. Biraz sonra arkadaşlarım gelir. Ha birde lütfen bir saçmalık yapma! Ben duşa gireceğim. Mümkün olfuğunca normal edepli kıyafetler giyin beni çıldırtma yine." İşittiği sözlerle Derya'nın omuzlatı düşsede pes etmeye niyeti yoktu. Yüzüne kondurduğu muzip gülümsemeyle seslendi.

 

"Bak gördünmü demek ki benden etkileniyorsun ki kendini hemen duşa atıyorsun! Bu da demrk oluyorki kalbin yskında avuçlarımın içinde!" Karısının sözleri ile arkasını dönerek tehlikeli bir şekilde gözlerine bakarak sıktığı dişlerinin arasından

 

"Hemde nasıl etkileniyorum bir bilsen! Bir an önce odamdan çıkmazsan duşa girmekten vazgeçip,o izlediğin filmlerdeki seks oyuncaklı sahneleri senin üzerinde deneyecek kadar etkileniyorum karıcığım!" Derya gözünde canlansn sahnelerle sertçe yutkundu ve şirince gülümsemeye çalışarak geri geri gitmeye başladı.

 

"Ta...tamam. Gidiyorum sakin ol. Ahhh!" Kafasını kapıya çarpsn kız acıyla inlerken Kayra onun acısıyla yüzünü buruşturdu ve ona doğru bir adım atmıştı ki Derya ellerini kaldırarak durdurdu. "Ge...gelme. Vallahi gidiyorum." Hızla odadan çıkan karısıyla Kayra gülerek başını iki yana salladı.

 

"Deli."

 

Çalsn kapının sesiyle Kayra saçlarını kuruladığı havluyu yatağın üzerine atarak tişörtünü eline aldı ve odasından çıkıp kapıya doğru yöneldi. Tam kapıya yetişmiştiki karısı ondan önce davranıp kapıyı açtı.Kapıyı sçan karısını kısa bir sn inceledi. Allahtan normal bir kot ve üzerine salsş bir tişört giymişti. Farkında olmadsn tuttuğu nefesini bırakırken hızla karısının yanına giderek kolunu beline doladı ve arkadaşlarına verdiği uyarı yerine ulaşmış mı diye tek tek yüzlerini inceleyerek içeri davet etti. Salona geçtiklerinde genç adamlar mahçupça hem Derya'ya hem Kayra'ya bakarak ellerindekileri uzattılar.

 

Aykut elindeki çiçeği Derya'ya uzatırken mahçupça konuştu.

 

"Kusura bakma yenge küçük bir ysnlış anlaşılma oldu özür dilerim." Derya uzatılan çiçeği alıp kokusunu içine çekerek mırıldandı.

 

"Beyaz güller en sevdiğim çiçekler. Immm...Çokta güzel kokuyorlar." Yüzündrki eşsiz gülümseme ile Aykut'a teşekkür ederken genç adam çoktan içinden dualar etmrye başlamıştı. Kayra şüpheli bakışlarını arkadaşına çevirerek elindeki tişörtle çiçekleri işaret ederek sordu.

 

"Nereden biliyorsun sen benim karımın en sevdiği çiçeği lan!? " Aykut şimdi hapı yuttum bskışları atarkrn Saruhan araya girdi.

 

"Nereden bilecek amirim köşedeki çiçeçi kadında sadece beyaz güller kalmış. Tedasadüf yani." Kayra'nın bakışları ksrısının elindeki güllere sonra Aykut'a sonra tekrar karısına kaydı. Eline aldığından beri burnundan çekmemişti çiçekleri. Karısına yaklaşarak çiçekleri hırsla elinden alarak ortadaki sehpaya bırakıp Saruhan'a baktı sertçe. Komutu alsn genç adam elindeki kahve ve ardaklarının olduğu torbayı Derya'ya uzatarak geri çekildi.

 

"Çok özür dilerim yenge! Bir eşeklik ettik affına sığınarak acı badem aromalı kahve aldım size." Derya yüzüne yayılan kocaman gülümseme ile karşılık verdi genç adama.

 

"Yaaa! Bayılırım acı badem aromalı kahveye!" Kayra'nın kaşları çatılırken ters ters karısına baktı.

 

"Nereden biliyor bu hayvsn senin sevdiğin kahveyi!?" Derya açtığı torbadan kahve bardağından büyük bir yudum alarak kocasına dönüp bilmiyorum dercesine omuz silkti. Kayra'nın sert bakışları Saruhan'ı bulurken o torbaya uzanarak filtre kahveyi çıkartıp amirine uzattı. Ksyra kahveyi arkadaşının elinden sertçe çekerek dudaklarına götürüp yudumladı.

 

"Nereden bileceğim amirim af edersinizde yengemiz olduğunu bilmeden kahve içmeye çıktığımız o gün bunu sipariş vermişti." Kayra,Saruhan'a öfkeyle bir tekme savurarak kükredi.

 

"Sende yemedinn içmedin bu küçük ayrıntıyı mı aklına kazıdın şerefsiz!" Derya kocasının koluna domunarak kendisine bakmasını sağladı. Kayra başını çevirince bakışları karısının boynundaki morluklarla karşılaşınca dudaklarından bilinçsizce kaçan sözcüğe engel olamadı.

 

"Siktir! Derya boynun morarmış kızım!" Derya'nın eli boynuna giderken aynı anda üç tane başta Kayra'nın götüş alanına girmesi ile üçününde ağzından aynı anda dökülen sözcükler bir oldu.

 

"Oha!"

 

"Çüş!"

 

"Yok artık!"

 

Derya ne olduğunu anlamayıp karşısındakilere şaşkınca bakarken Kayra kafalarına birer tane indirerek payladı.

 

"Neye bakıyorsunuz lan siz!? Gözlerinizi oydurtmayın bana adam gibi özrünüzü dileyip siktir olup gidin!"

 

"Kayraaa!"

 

"Neee!"

 

"Yengeciğim bu da brnden çsm sakızı çoban armağanı. İnanın çok utanuyorum şu an hayvanlık ettim affedin." Zeki'nin sözleri ile Derya'nın güreş teorili fantazisi kulaklarında çınlayınca kafasını sallayarak kendine gelmeye çalıştı Kayra.

 

"Yengeciğim ne lan!? Nereden geliyor bu samimiyet!"

 

"Kayraaa!"

 

Karısının ikide bir uyarırcasına adını söylemesi ile bakışlarını ona çevirip dişlerinin arasından tısladı.

 

"Neee! Ne var! Kayra! Kayra!" Derya'nın bıkkınca gözlerini devirmesi ile bakışlarını tekrar arkadaşına çevirerek konuştu.

 

"Sen ne yemek aldın yengeciğine it herif! Dur söylrme ben tahmin edeyim! Tereyağlı istiridye mantar sote! " Zeki şaşkınca amirine baktı.

 

"Nasıl bildiniz amirim!?" Kayra sabır dilenircesine başını iki yana sallayarak kükredi.

 

"Lan farkındamısın Derya benim karım! O soruyu benim sana sormam gerekmiyormuydu!?" Zeki sırıtarak amirine cevap verdi.

 

"Heee. O gece babanız ve onun yaşlarında başka bir adamla arabaya doğru giderken babanız bu yemeği ısmarlamayı teklif etti yengede sevinçle karşılık verince oradan aklımda kalmış." Kayra'nın o geceye dair aklındaki karanlık nokta aydınlığa kavuşunca gözlerindeki rahatlama karısının gülmesine neden olmuştu.

 

Aykut elindeki dosyayı Kayra'ya uzatarak konuştu. Amirim dosyayı istemiştiniz. Kayra elindeli kahveden bir yudum alarak dosyaya uzandı.

 

"Siz gide bilirsiniz artık." Bakışlarını üç arkadaşının üzerinde gezdirerek uyarırcasına konuştu."Bu sefer yengenizin hatrına affettim bir daha affınız olmaz ona göre."

 

"Olur mu öyle şey amirim."

 

"Alk olsun amirim yaparmıyız hiç öyle şey."

 

"Yanlış anlaşılma oldu amirim tekrar özür dileriz." Kayra arkadaşlarını geçirmrk için kapıya yönelirken karısının sesiyle ona döndü.

 

"Olmadı böyle bir dahaki sefere yeme bekliyorum çocuklar ona göre!"

 

Genç adamlar hevesle başlarını sallarken Kayra kükreyerek araya girdi.

 

"Yok lan yemek falan boşuna heveslenmeyin! Nerde doyuruyorsanız doyurun karnınızı! Benim karım sizin hizmetçiniz değil!"

 

"Kayraaaa!"

 

"Neee! Bir oturuşta bir öküz yiyor bunlar senin haberin var mı?" Karısındaki vskışlarını arkadaşlarına çevirerek homurdandı."Hadi gidin sizde! Yemeği falanda çıkartın aklınızdan!"

 

Arkadaşlarını kapıya kadar geçiren Kayra onların hep bitlikte el salladığını görünce başını hızla arksdına çevirdi ve onlara el sallayan karısını görünce dişlerinin aradından tısladı.

 

"Deryaaa!"

 

"İyi günler yenge!"

 

"Kolay gelsin yenge!"

 

"Allah sabır versin sana yenge!"

 

Kayra başını bu defa hızla kapıya çevirerek merdivenlerden koşarsk inen arkadaşlarının arkasından seslendi.

 

"Lan zeki o sabrı kendin için dile eğitimdr götüşeceğim oğlum seninle!" Kapıyı sertçe kapatarak arkasını döndü. Karısını göremeyince salona doğru yönelmiştiki onu elinde paketler ve çiçekleri koklayarak çıkarken görmesi ike durdu.

 

"Ne demeye koklayıp duruyorsun onları sen! Biraz daha koklamaya devam edersen çöpe atacağım haberin olsun!" Derya kocasına doğru yaklaşarak çiçekleri onun burnunun dibine sokup gülümsedi.

 

"Çok güzel kokuyorlar,kokla bak." Burnhna dolan değişik kokuyla Kayra çiçeği elinin tersiyle itekleyerek homurdanarak karısının elindeki kahvesini alıp yudumlamayarak konuştu.

 

"Şu Zeki manyağının getirdiği yemeği yesekte neymiş bu kadar beğendiğin hem bende anlasam hem karnımıza iki lokma gitse Derya haım!" Derya başını olumlu anlamda sallayarak mutfağa doğru ilerlerken bir yandanda söylendi.

 

"Hepsi de çok tatlı çocuklar. Nşye azarlayıp durdun! Niye huysuzluk ettin durduk yere!"

 

"Amirlerinin karısına asılmışlar onur madalyası mı taksaydım?"

 

Derya paketteki yemeği çıkararak masayı hazırlarken tekrar söylendi.

 

"Bilmiyorlardı Kayra!"

 

"Sen kocan olduğumu biliyordun ama!"

 

"O kadar rahatsız oluyordun maden sen söyleseydin." Verdiği cevaptan sonra eliyle kapıda dikilen kocasına sandalyeyi işaret ederek oturmasını isterken kendiside çiçekleri vazoya yerleştirerek uzunca koklayıp masaya koydu.

 

"Yeminle çöpe sokacağım şimdi şu lanet çiçekleri." Kayra çiçeklere uzanmıştıki karısıda aynı anda onu engellemek için uzanınca ellerşnin teması ile ikisi de ateşe değmiş hşbş hızla geri çekildi. Bir birlerine kısa bir an baktıktan sonra tabaklarındaki yemeği yemeye başladılar. Yemek boyu konuşmayan ikili sonlarına doğru vücutlarını basan sıcaklıkla terler hale gelmişlerdi.Derya'nın bakışları kocasına kayınca çıplak olan üst kısmını görünce derince iç çekerek konuştu.

 

"Ne demeye hala tişörtünü giymedin!"Kuruyan dudaklarını ıslatmak için önğndekç kahveye sarılarak büyük bir yudum aldı. Kayra karısının sorusu ile başını yemek tabağından kaldırarak ona baktı. Al al olmuş yanaklarından boynuna kayan bakışları oradaki morlukları görmesi ile içindekç ateş topu giderek büyümeye başladı. Bakışlarının yönü karısının salaş tişörtünün kayması ike açıkta kaln göğüs çatalına layarken sertçe yutkunarak cevap verdi.

 

"Çünkü çok sıcak!" Kocasının cevabı ile bakışlarını ona çeviren Derya gözlerini kırpıştırarak yutkundu.

 

"Kayra bence sen o tişörtü bir an önce giy!"

 

"Sıcak yorum kızım anlamıyormusun!"

 

"Ne yapabilirim bana da sıcak! Ne yani sıcak diye bende mi soyunuyum!? Kayra alnında biriken ter damlacıklarını masadan aldığı peçeteye silerken bilinçsizce cevap verdi.

 

"Soyunn!"Söylediği şeyin farkına varınca kendisine şaşkınca bakan karısına elini kaldırarak hızla cevap verdi.

 

"Dur! Sakın soyunma! Soyunursan sonu çok fena olur!" Derya eline aldığı peçeteyle kendini serinletmeye çalışarak cevap verdi kocasına.

 

"Ne soyunması Kayra! İnsanın aklına getirdiğin şeylre bak! Ayy vallahi yanıyorum! Ben en iyisi balkona çıkayım." Derya hızla kendini balkona atarken Kayra'da dolabı açarak su şişesine sarılmıştı ki karısının sesini işitmesi ile içtiği suyu geri püskürttü. "Allahım şimdi yangın var diye bağıracağım! Ayyy o gelen Hakim amcanın yakışıklı oğlu değil mi! Şhttt yakı..." Ağzına kapanan elle içini saran ateş dahada büyürken Kayra onu içeri çekerek kapıyı sıkıca kapattı ve kilitleyerek anahtarı cebine koyup şaşkınca karısına döndü.

 

"Ne yapıyorsun sen!?"

 

"Vallahi bende bilmiyorum kocacığım! İçimde bir alev büyüdükçe büyüyor!" Kayra masanın üzerine bıraktığı suya uzanarak tekrar tepesine dikti. Su boynundan göğüslerine doğru akarken Derya her bir damlayı yutkunarak izledi.

 

"Kayraaaa!" Karısının sesiyle ona bakan adam hızla inip kalkan göğüsüne takılı kalarak boğuklaşmış bir ses tonuyla konuştu.

 

"Deryaaa! Bak sakin ol kesin bu yediklerimizde bir şey vardı yoksa ikimizinde birden ateş topuna dönüşmesi ve içimizde büyüyen şehvet hiç normal değil. Şimdi sakince odalarımıza gidelim. Balkonlardan pencerelerden uzak dur başımı belaya sokma. Zaten alevcaldım sende benzin dökme güzelim tamam mı!"

Sözlerini bitiren Kayra nefes nefese kalmış bir şekilde karısına baktı.

 

"Vallahi gönüllü dökeceğim o benzini Kayra! İster kıvılcım çıksın ister ateş! Bu gece o yangın çıkacak kaçar yolun yok!"

 

"Neee! Sakin ol Derya derin nefes al!"

 

"Ne nefesi! Ne nefesiii! Yanıyorum diyorum sana!" Karısı çaresizce olduğu yerde dolanırken hareket eden kalçalarının görüntüsü Kayra'nın da son sabır kırıntılarını tüketirken o da karısı gibi isyan etti.

 

"Derya git gözümğn önünden! Yeminle ağzımı açsam ejderha misali ateş çıkacak! "

 

Karı koca çaresizce bir birine baktı. Bu ateşi ya birlikte söndürecekler yada birlikte harlayacaklardı.

 

Yitenumutlar...

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%