@yitenumutlar
|
Bölüm Şarkısı : Cengiz Özkan - Beyaz Giyme
Karşısındaki adama karşı olan öfkesini kontrol etmeye çalışırken adam Elif'e çapkınca göz kırpıp umursamaz bakışlarını Giray'a çevirdi ve arkasını dönerek uzaklaşmaya başladı. Yumruklarını sıkıp giden adamın arkasından gitmek için hamle yapınca koluna yapışan küçük elle durmak zorunda kaldı. Başını çevirip arkasına baktı ve öfkeyle kıstığı bakışlar altında fısıldadı.
" Bırak kolumu!" Elif dolan gözleri ile başını olumsuz anlamda sallayarak korku dolu bakışlarla mırıldandı.
" Gitme! Giray ne olur gitme!" Giray karısına tamamen dönerek ürkek bakışlarına karşılık ateş saçan gözleri ile suçlarcasına baktı.
" Zaten bütün bunlar senin suçun, bir de gitmeme izin vermiyorsun! Adam gözümün içine baka,baka sana asıldı." İri eli ile yüzünü sıvazlayarak etrafında göz gezdirdi. Kendilerini göz hapsine alan insanları görünc, tek kolu ile karısını sarıp alnına bıraktığı öpücükle masalarına doğru ilerlemeye başladı.
Biraz önce sinirinden kasıp, kavuran adam, iki saniye içinde ne değişmişti de öpmüştü acaba kendisini? Elif'in şaşkın bakışları kocasına dönünce, oda karısının gözlerine hâlâ aynı sinirle bakıp kulağına doğru eğilerek fısıldadı.
" Kurtuldum zannetme tüm bunların hesabını ev de bana tek,tek vereceksin." Doğrularak sinirli bakışları ile tekrar süzdü etrafı ve gördüklerinden hoşnutsuz bir şekilde homurdandı. " Göz,değil radar cihazı sanki. İşleri güçleri yok kim ne yapıyor onu izliyorsunuz. Dedikodu makinaları!" Elif bu söz üstüne etrafına bakınırken Giray'ın neden tartıştıklarındaki ruh halinden çıkıp doksan derece dönmesini şimdi anlamıştı. Masalarına geldiklerinde Anne ve Babasının da karşıdan geldiğini gören Giray biraz bekleyerek kendilerine yaklaşmalarını izledi. Anne'sinin Elif'e bakarken gözlerinin içi gülrken iki adım daha atarak Elif'i kucakladı.
"Kızım melekler gibi olmuşsun." Elinden tutup geri çekilerek Elif'i bir kez daha süzdü baştan aşağı. Gördüğünden memnun bir tavırla gülümseyerek sözlerine devam etti. " İyi ki seçmişim bu elbiseyi. Çok yakışmış sana." Annesinin sözleri Giray'ın yarasına tuz basar cinsinden olunca ters bakışlarını annesine çevirerek homurdandı.
" Çok iyi bir şey yapmış gibi övünüyor birde! Hayır belki ben yanımda rüküş, çirkin bir kadın olmasını istiyorum. Sanane be kadın? Sanane yani de benim karımı milletin gözüne sokar gibi giydirip süslüyorsun?" Giray'ın fısır,fısır bir şeyler homurdanması Salih Bey'in dikkatini çekince elini oğlunun omzuna atıp tebessümle sordu.
" Hayırdır Evlat ne konuşuyorsun kendi,kendine öyle?" Babasının sorusuyla yüzünü buruşturarak başını kaşıdı ne diyeceğini bilmez bir şekilde yanında çakırkeyif bir halde sallanan arkadaşına baktı yardım et der gibi. Demir'in ise dünya umrunda değildi. Giray'ın bakışlarını farkeden Talha,masanın yanına doğru eğilip kadehini dolduran Demir'i çekiştirip içinden sabır dilenmeye başladı. Nereden düşmüştü bu manyakların içine. Giray'ın bir şeyler gevelemeye başladığını duyunca bu gecenin daha fazla uzamasını istemeyerek söze karıştı.
" Sancısı varmış Salih Amca!" Salih Bey ve diğerleri aniden söze giren Talha'ya bakarken o ise viski şişesine ulaşmaya çalışan Demir'le uğraşıyordu. Salih Bey, geldiğinden beri tuhaf davranan dörtlüyü süzdü. Elif'in bakışlarına gölgeler düşmüş, oğlunun ise canı bir şey lere sıkılmıştı anlaşılan. Demir ise dünya'dan habersiz gibi gülücükler saçıp etrafındaki insanlara asker selamı veriyordu. Şüpheli bakışları Talha'nın üzerinde yoğunlaştı ve en normal davrananın o olduğuna karar verek sert bir şekilde sordu.
" Ne sancısıymış bu!? Ellerini pantolonunun cebine koyarak gözleri ile Demir'i işaret etti. " Hem bu ne demeye etrafa selam çakıp,sırıtıp duruyor? Neyiniz var sizin be!? Bu ne hal!?" Talha, viski şişesiyle ayrı düşmüş aşıklar gibi bakışan Demir'in bacağına sert bir tekme atarak kendine gelmesini umdu. Fakat Demir hiç oralı bile olmayınca bakışları Giray'a kaydı ve onun da ayıkla bakalım pirincin taşını der gibi baktığını görünce umutsuz bakışları Elif'i aradı. Ayten Hanım ve damadın Anne'si ile koyu bir sohbette olan arkadaşından da umudu keserek bıkkınca bir nefes verip Salih Bey'e baktı.
" Gaz sancısı Salih Amca gaz!"Giray sinirle Talha'ya dönüp kükredi.
" Oha! Yani!" Başını yan tarafa doğru çevirip tekrar Talha'ya döndü. " Manyakmısın lan sen!? Bebek miyim ben gaz sancım olsun?" Talha masanın altına doğru girmeye çalışan Demir'i çekiştirerek kaldırıp, sinirle ceketini düzeltti. Bakışları Giray ve Salih Bey arasında gidip gelirken Giray'a yaklaşarak mırıldandı.
" Ne yapsaydım? Kıskançlık krizine girdi ve onun için mi sancılandı deseydim? O da yetmedi Elif'e çattı mı deyim?" Giray'ın çatılan kaşları ile Salih Bey'e dönerek sözlerine devam etti.
" Aslında gerçekler şöyle Salih Amca." Giray yanındaki gence dirsek atarak susturmaya çalışarak telaşla atıldı.
" Kolum Baba. Hah! Evet. Kolum ağrıyor biraz da ondan bahsediyor Talha kardeşim." Gülerek sağlam eli ile kırık kolunu gösterdi ve Talha'ya dönüp dişlerini sıkarak söylendi." Öyle söyleyecektin değil mi kardeşim." Bakışları ben sana sonra sorarım dercesine tehditler savururken babasına dönüp tebessüm etti. Yere oturan Demir'e ters,ters bakan Salih Bey eliyle yerdeki adamı işaret etti.
"Peki bu niye bu halde ve ne halt yiyor yerde?" Bakışları tekrar oğluna döndü. " Ayrıca seninde hiç sancı çekiyor gibi bir halin yok ama inandım say." Talha Demir'i yerden kaldırmaya çalışırken o viski şişesini ceketinin iç cebine sokuşturmuştu bile. Talha sıktığı dişlerinin arasından sinirle tısladı.
"Abi kalksana artıııkk" Salih Bey ikiliye doğru eğilince Talha,Demir'i bırakıp Salih Bey'e döndü. " Giray doğru söylüyor Salih Amca akşamdan beri kolunun ağrısından dem vuruyor." Bakışları ile Demir'i kontrol edip tekrar Salih Bey'e döndüğü sırada Elif ve Ayten Hanım'da yanlarına gelmişti. " Demir abi'de sakinleştirici ilaç almış o dokundu galiba." Giray,Talha'nın tek ayak üstünde kırk yalan söylemesine hayretle bakarken Salih Bey yerde bağdaş kurup kendi,kendine türküler söyleyen adama baktı şüpheyle.
" Ne derdi var da sakinleştirici kullanıyor bu çocuk Giray!? Baba'sının sert sözleri ile Talha'ya ters bir bakış atarak Demir'in yanına çöktü.
" Aşk,meşk işleri işte baba. Ne derdi olacak başka?" Ayten Hanım'da Giray'ın sözlerini desteklercesine konuşunca Salih Bey etraftaki insanların tuhaf bakışlarına maruz kaldıkları için sinirle söylendi.
" İki dakika yanlız bırakmaya gelmiyorsunuz çocuk gibisiniz be!" Demir'i kaldırmaya çalışan oğluna baktı. Tek kolu ile kaldıramayacağı belliydi. Kendiside yardım etmeye yeltenince Talha telaşla önüne geçti. Bu ani hareketine anlam veremeyen adama bakarak şirince sırıttı.
" Aaa! Ben varım burada Salih Amca'cığım sen niye zahmet ediyorsun ki?" Hızla Demir'e yaklaşıp diğer kolunun altına girip kaldırdı. Salih Bey sinirle başını çevirirken ateş saçan bakışlarını karşısındaki üçlüye çevirerek söylendi.
" Çabuk kaybolun gözümün önünden! Rezil olduk bunca insana!" Talha'ya bakıp Demir ve Giray'ı işaret etti gözleri ile. " Talha götür şunları eve yoksa elimden bir kaza çıkacak şimdi." Talha karşındaki adamın sinirli haline bakarak hızla başını salladı.
" Hadi Demir abi.Bak rezil olduk herkese ama ya!" Demir, Salih Bey'in yanından geçerken asker selamı çakınca adam artık sabır dilenir hale gelmişti. Giray,Elif'e başıyla hadi işareti yaparak onun da gelmesini isteyince Elif masanın üzerindeki çantasına uzandı. Ayten Hanım çantasını alan kızın koluna dokunarak nereye der gibi bakınca Elif'in bakışları direk Giray'ı buldu.
" Anne Elif'te bizimle gelse iyi olur. Yoksa ben Demir'le nasıl ilgilenirim bu halimle." Kolunu hagif kaldırarak annesine durumunu anlatmaya çalıştı. Ayten Hanım üzgün bakışlarını Elif'e çevirerek söylendi.
"Ama ben seni daha Rana Hanım ve kızı Hüma ile tanıştıracaktım." Giray'ın duyduğu isimle kulakları dikilmişti adeta. Özgür'ün Anne'si değilmiydi Rana Teyze? Eğer oysa karısının Özgür'le de tanışması an meselesiydi. Ve Giray böyle bir şeyi istemiyordu. Hem de hiç istemiyordu. Ondaki şeytan tüyü yüzünden okulda kız kalmamıştı. Ya karısını da etkisi altına alırsa? Düşüncelerinin ve iç sesin etkisi ile panikle bağırdı.
"Olmaz! Olamaz!" Ayten Hanım ve Elif,Giray'ın beklenmedik tepkisi ile yerinden sıçrarken Salih Bey derin bir nefes alarak sert bakışlarını oğluna çevirdi.
" Ne olmaz oğlum? Yahu beni delirtecekmisiniz siz? Rezil oluyoruz millete mahsusmu yapıyorsunuz evladım?" Bakışlarını Elif'e çeviren adam kıza yaklaşarak önünde durdu ve sakince konuşmaya başladı. " Kızım sen de git şu yarım akıllıların yanın da. Gönül Hanım bu gün hastanede kardeşinin yanında kalıcak,biz de buradan oraya geçersek aklım evde kalmasın şimdi." Elif başını olumlu anlamda sallarken bu durumdan memnun olan Giray içten içe gülüyordu. Baba'sını çıldırtmışta olsalar Elif'i bu aç kurtların arasında bırakmayarak amacına ulaşmıştı. Yüzünde tebessümle çıkışa doğru yönelirken Salih Bey tekrar konuştu. " Elif!" Kocasının yanında çıkışa yönelen kız isminin söylenmesi ile başını geriye doğru çevirdi. "Bunların ne haltlar yediğini biliyorum ben kızım. Demir denen hergelenin cebindeki şişeyi al ve onlara göz kulak ol. Sanki karşılarında dünkü çocuk var hayvan heriflerin." Elif,Salih Bey'i onaylarken Giray ve Talha'da şaşkınlıkla birbirine bakakalmıştı. Dörtlü düğün alanından çıkıp arabanın başına geldiklerinde Giray arabanın anahtarını bulmak için Demir'in ceplerini aramaya başlayınca Demir sinirle homurdandı.
"Yeter be! Ora mı bura mı yoklayıp duruyorsun,ne kadar meraklıymışsın arkadaş yoklamaya." Giray arkadaşının sarhoş haline tahammül edemeyecek hale gelince pantolonunun cebinden çıkardığı anahtarı Talha'ya verirken söylendi.
"Öyle be Demir'ciğim ne yaparsın benim de zafım bu işte. Yoklama dan duramıyorum biliyorsun." Arabanın kapısını açıp Talha'nın yardımı ile zor zahmet arkadaşını otuttururken Demir cebinden çıkardığı viski şişesinin kapağını açtı ve şişe ile dışarda bekleyen kızı işaret ederek söylendi.
" Lan gül gibi karın var. Git onu yokla,oynaş!" Elif, Demir'in sözleri ile renkten, renge girerken Talha'da ikili arasında geçen muhabbete gülmemek için kendini zor tutuyordu. Giray göz ucuyla karısını süzüp utanmış halini görünce Talha ile dans etmesinin intikamını almak için arkadaşının kulağına doğru eğilip Talha ve Elif'in duyabileceği şekilde fısıldadı.
" Yoklayıp, oynaşmadığımı ne biliyorsun kardeşim sonuçta nikahlı karım istediğimi yaparım." Elif'in gözleri işittikleri ile fal taşı gibi açılırken utançtan yerin dibine girecek dereceye gelmişti artık. Talha buğazını temizleyerek araya girdi.
" Gitsek mi artık?" Giray Demir'in kapısını kapatarak Talha'ya döndü.
" Ehliyetin varmı senin?" Soğuk bir şekilde sorduğu soruya yine kendi cevap verdi. " Gerçi Elif'le aynı sınıfa gittiğine göre benimkide saçmalık." Talha'nın elindeki anahtara uzanması ile elini geri çeken gence kıstığı bakışlarını çevirdi.
" Elif'le aynı sınıfa gidiyor olmam ehliyetim olmadığı anlamına gelmez. Ben bir sene geç başladım liseye. O yüzden ehliyetim var." Sürücü koltuğuna doğru ilerlerken Elif bu gecenin bir an önce bitmesi için dua eder olmuştu. Direksiyona geçen Talha'nın arkasından yüzünü buruşturarak bakıp karısına döndü.
"Aklı sıra hava atıyor abaza! Havalı erkek taktikleri." Alaylı bir şekilde gülümseyerek karısının arabaya doğru ilerlemesini istedi. Elif arka kapıyı açarak karşı tarafta kalan kocasına aynı alaylı bakışlarla baktı.
" Tupkı biraz önce Demir abime verdiğin cevapla, Talha'ya karşı yaptığın gövde gösterisi gibi mi?" Giray'ın kaşları çatılırken Elif arka koltuğa Demir'in yanına yerleşmişti. Giray da ön koltuğa oturmuş ve Talha'nın arabayı çalıştırması ile yola çıkmışlardı. Arkaya doğru dönerek Demir'i kontrol etmek isterken gözlerinin takıldığı nokta ile bakışları direk karısının gözlerine kaydı. İlgisizce dışarıyı izleyen kızı görünce kasten yaptığı bir şey olmadığını anlayarak üzerindeki ceketi biraz zorlansada çıkarıp karısının açıkta kalan bacağına doğru örttü. Elif'in kendisine dönen bakışları ile ceketin altından parmak uçlarını bacağına sürterek indirdi ve meydan okuyan bakışlarla karısının kızaran yüzüne baktı.
" Bence sen de " kocasının parmak uçları bacağında tekrar aşağıdan yukarı doğru hafifçe sürterek hareket ederken Elif sertçe yutkunmak zorunda kalmıştı. " bir daha böyle bir gösteriye kalkışma yoksa sonu hiç iyi bitmeye bilir." Elif'in bacakları heyecandan titremeye başlayınca Giray karısının üzerinde bıraktığı etkiden memnun bir şekilde elini geri çekti ve Demir'e tekrar göz attı. Hâlâ elinden bırakmadığı şişenin içindeki sıvıyı yudumlarken bir taraftan da türkü mırıldanıyordu.
"Makaram sarı bağ..." Giray'ın kendine olan bakışlarını fark edip şişeyi ona uzatınca Giray şişeyi alıp söylendi.
"Yeter artık Demir. Fazlaya kaçma istersen? "Demir arkadaşını başını sallayarak onaylarken Elif'e yavaşça döndü ve kolunu dürttü.
" Kız! Yarın o zalımın kızına deki; Demir aşkından Kerem'e döndü. Sen o Serdar denilen namerti beklerken benim abim Kerem misali yanıp kül oluyor de." Çatık kaşlarının altından baygın bakışları ile işaret parmağını kaldırarak Elif'in gözüne doğru salladı. " Ama söyle tama mı? Dediklerimi aynen söyle."Elif karşısındaki adamın haline üzülsede gözünün önündeki ele bir fiske vurup çemkirdi.
"Söylemem mi hiç? Alkolikler gibi gece gündüz içiyor, bundan ne köy olur ne kasaba. Sen en iyisi yol yakınken kaç uzaklaş bu Deve'den diyeceğim." Demir'in yüzündeki boncuk,boncuk olmuş terleri görünce Giray'ı dürttü.
" Torpidodan ıslak mendili uzatırmısın?" Giray açtığı ufak bölmeden Elif'in istediğini verirken Talha yol boyu sessizliğini korumuştu. Aracı evin bahçesine sokarak sokak kapısına en yakın kalan yere park etti. Sonuçta Demir gibi cüsseli bir adamı taşımak kolay değildi. İkili arabadan inip arka kapıyı açınca Giray da şarteller tekrar atttı.
" Sen ne yapıyorsun kızım ya! Ne demeye kazık kadar adama çocuk muamelesi yapıyorsun?" Elif elindeki ıslak mendil ile Demir'in yüzünü silerken kocasının sözleri ile bakışları ona döndü.
" Ne yapıyormuşum? Bak sana Demir abimin haline, kendini kasmaktan kan ter içinde kaldı."Tekrar yanındaki adama çevirdi bakışlarını ve elindeki ıslak mendille terini silerken acı çeker gibi yüzünü buruşturdu ve üzgün bakışlarla tekrar kocasına baktı. "Belliki midesi bulanıyor, bir an önce eve geçelimde ben bir kahve yapayım." Giray karısının sözleri ve Demir'e olan ilgisi karşısında gözlerini devirdi. Talha onların bu haline sırıtırken Demir'i arabadan çıkartmaya çalışan adama yaklaşarak yardım etmeye çalıştı. Demir'in mırıldanarak söylediği sözlerle Giray ters bakışlarını karısına çevirerek homurdandı.
" Benim kolum kırık olduğu halde bu ilginin üçte birini bile görmüyorum ama Demir Bey aşk acısı çekip sarhoş oluyor,benim karım onun ayağına dönüyor. Adaletmi bu be!" Elif kapıyı açmak için ilerlerken kocasının homurdanma larına dayanamayıp söylendi.
"Sen ne söylenip duruyorsun Giray!? Yapıyorsun bir iylik yüksünmeden yap bari." Karısının konuşarak merdivenleri çıkmasını izlerken o kadar mesafeden nasıl olupta kendisini duyduğunu düşündü.
" Ne diyebilirim ki? Hayır benim ne demeye hakkım var zaten? Eşşek leşi gibi ağır buda." diyerek Demir'in kayan kolunu omzuna tekrar atınca Talha gülerek konuştu.
" Vallahi dikkat et derim Elif'teki duyma yeteneği telekulaklara bile bahşedilmemiş." Elif kapıyı açıp arkasında kilere dönünce tek kaşını kaldırarak Talha'ya imalı bakışlarla baktı.
" Seni de duydum Talha!" İkili Elif'in sözleri ile göz devirerek açılan kapıdan içeri girdiler. Salona doğru ilerlediler ve Demir'i koltuğa oturtup doğrularak birbirlerine baktılar. Elif çantasını konsolun üzerine bırakarak ayakta bekleyen ikilye döndü.
" Ben kahve yapayım. Belki biraz kendine gelir." Mutfağa doğru ilerlerken Talha'da Demir'in hala aynı türküyü mırıldanan haline gülüp Giray'a döndü ve anahtarı uzattı.
" Ben de gideyim artık. Ablam merak eder şimdi." Giray başını onaylarcasına sallarken anahtarı geri çevirip söylendi.
" Taksiyle filan uğraşma arabayla git yarın bırakırsın." Talha tek kaşını kaldırarak muzip bakışlarla karşısındaki adama baktı.
" Vay Giray Eyyüboğlu beni düşündü." Gülümseyerek anahtarı attı ve tekrar yakalayarak avcuna hapsetti. Onun bu hareketine gülümseyerek başını çeviren Giray,Talha'ya yaklaşarak elini omzuna koydu.
" Bana bak koçum,fikrimi değiştirmeden ikile. Seni düşündüğüm filan yok!" Eli ile giden karısını işaret etti ve sözlerine devam etti. " Sadece karımın daha fazla endişelenmesini istemiyorum." Talha'nın gözlerine anladın mı dercesine baktı. Talha kapıya doğru ilerlerken arkasından gelen adama doğru ani bir dönüş yapıp sırıttı.
" Aslında motorunu versen daha iyi olmaz mı? Hayranın olarak bir kere kullanmama izin verirsin belki?" Karşısındaki adama muzipçe göz kırptı. " Ha ne dersin? Söz aldığım gibi teslim edeceğim." Giray hevesle konuşan gence kaşlarını çatarak bakınca Talha umutsuzca kapıya yöneldi. " Bir an iyi bir üçlü olacağımızı düşünmekle hata ettim sanırım?" Giray kapıyı açıp çıkmak için hazırlanan gencin omzuna dokundu ve kendisine dönen bakışlarla anahtarı gözlerinin önünde salladı. Talha'nın gözleri sevinçle parlarken karşısındaki adam anahtarı bir den çekti.
" Sadece bu geceki yardımlarının karşılığı olarak düşün. Anlaşmak filan yok çıkart aklından bunu." Anahtarı karşısındaki gence doğru atması ile Talha'nın çevik bir hareketle yakalaması bir oldu. Anahtara gözlerindeki heycanla baktı. İnanamıyordu sadece laf olsun diye söylemişti oysa. şimdi Giray Eyüboğlu'nun motorunu kullanacaktı öyle mi? Şanslı herifin tekiydi doğrusu. Anahtardan kaldırdığı bakışlarını Giray'a çevirerek kaşlarını kaldırdı. Yüzüne yayılan gülümsemede küçük bir çocuğun heyecanı vardı sanki. " Dediğim gibi yarın en ufak bir çizik bile olmadan getireceğim." Giray'ın olumlu anlamda başını sallarken karşısındaki genç yüzündeki mutluluk ifadesi ile merdivenleri sekerek indi ve daha önceki gelişinde gördüğü motorun bulunduğu garaja doğru ilerledi. Giray giden gencin arkasından kapıyı kapayıp içeri geçince ilk işi Demir'i kontrol etmek olmuştu. Koltukta sızmış bir vaziyette bulmayı beklemediği için düşünceli bir şekilde arkadaşına baktı. Niye bu hale gelmişti? Ne derdi vardı? Yarın muhakak konuşmalıydı onunla. Elif'in kahve yapacağı aklına gelince mutfağa doğru yöneldi. Elif bir taraftan ocaktaki cezveyi karıştırıyor bir taraftan da atıştırmalık bir şeyler hazırlıyordu. Saçlarını sağ omzunda toplayarak biraz olsun rahatlamayı umdu fakat ayakların daki ağrıyı hissedince rahatlaması için sıcak bir duşa ihtiyacı olduğunu düşündü. Ama bir an önce ayaklarındaki ağrının sebebini bulmalıydı yoksa delirecekti. Topuklu ayakkabıları aklına geldi ve şişen ayaklarını ayakkabılardan kurtarak serin zemine basarak rahatlamaya çalıştı. Yüzüne yayılan gülümseme ile Giray'ı da gülümsetirken başını kaldırması ile göz,göze geldiler. Giray ocağa doğru yaklaşırken tost ekmeklerine koşturan karısına bakarak cezvenin altını kapattı.
"Demir sızmış. Kahveye gerek. Crzvenin altını kapattım ben." Yaptığı tostları servis tabağına alan Elif arkasını dönerek ocağa bakıp masaya doğru ilerledi ve elindeki tabağı bırakarak bakışlarını kocasına çevirdi. Memnuniyetsiz bir şekilde cezveyi işaret ederek konuştu.
" Keşke içe bilseydi. Çok kötü görünüyordu." Masadaki tostlara döndü ve kocasının kendini izlediğinden habersiz sözlerine devam etti. " Tostları bari yedirebilseydik. Heba olucak bunlarda şimdi." Yanağına yayılan sıcaklığı hissetmesi ile aniden başını çevirdi ve Giray'la aralarındaki yakınlığa şok oldu. Hangi ara sokulmuştu dibine kadar acaba? Aralarındaki yakınlıktan dolayı Elif huzursuzca kıpırdanırken Giray karısına biraz daha yaklaşarak masayla arasına sıkıştırıp fısıldadı.
" Demir'i bırakıp birazda benimle ilgilensen artık." Karısının kızarmaya başlayan yanakları ile çapkınca sırıttı ve elini yanağına götürerek okşadı. " Sıcaktan çok bunaldım ceketimi çıkarmama yardım edermisin güzelim?" Elif iyice ısınan ortam da napacağını bilmeyerek dudağının köşesini dişleri arasına alarak düşündü. Onun bu hareketi Giray'ı daha fazla ateşlere salarken Elif bakışlarını zar zor kocasına çevirdi. Koyulaşan göz bebeklerini görünce panikle başını salladı ve sesinin çıkmasını umarak konuştu.
"Ta..." Kendine lanet ederek hafifçe buğazını temizledi ve tekrar konuştu. " Tamam. Arkanı dön kolluğun klipsini açalım önce." Giray karısının bu haline içten içe gülerken Elif'in üzerine doğru eğilerek konuştu.
" Ben eğilirim,sende boynuma uzanıp klipsi açarsın karıcığım. Arkamı dönsemde aynı şey olmayacak mı sanki?" Kocasının imalı ve bazı kelimeleri üzerine bastırarak söylemesi Elif'in tekrar konuşupta aynı hataya düşmemesi için bir sebep olmuştu. Olumlu anlamda başını salladı. Karısının olumlu anlamdaki hareketi ile biraz daha eğilirken,onun eğilmesi ile titreyen ellerini kocasının boynuna götüren Elif,elerinin gazabına uğrayarak klipsi bir türlü açamıyordu.
" Açamadın mı daha?" İşittiği sözlerle gözlerini devirirken kocaının konuşmanın etkisi ile göğüslerinde hissetttiği sıcaklık yüzünden kaskatı kesilmişti. Karısının hareketsiz kaldığını hisseden adam çapkınca sırıttı. Bu gecenin,dansın ve o adamla daha önce konuştuğunu da varsayarsak sen bunları hak ettin Elif Hanım diye içinden geçirdi. Burnuna dolan kokuyla kimin için ceza olduğu belli olmayan bu oyunda, karısından yayılan o yoğun kır çiçeklerinin kokusunun kaynağına doğru iyice yaklaştı. Göğüslerine doğru verdiği sıcak nefesi, Elif'in içinde varlığından yeni haberdar olduğu küçük seslerin çıkmasına neden oluyordu az daha. İçinden gelen seslere dur diyebilmek için dudaklarını ısırırken kocası sıcak nefesi ile birlikte küçük öpücükler bırakarak boynuna doğru yol almaya başlamıştı irkilen karısını, sağlam kolunu beline dolayarak bir hamle de kaldırıp arkalarında ki masaya oturttu. Gözleri karısının yüzüne kayınca bakışlarının yerde olduğunu fark ederek hafifçe çenesine dokundu ve bakışlarını buluşturmak istedi. Elif başını olumsuzca sallayarak bakmayı red ederken titreyen sesi ile fısıldadı.
" Utanıyorum." Giray onun bu haline gülümserken karısının bacaklarını hafif aralayarak arasına girdi ve yanağından başlayarak kulağına doğru küçük öpücükler bırakarak ilerledi. Kulak memesini hafifçe emip bırakırken karısının körük misali inip kalkan göğüslerine bakmamaya çalıştı ve kendiside nefes,nefese fısıldayarak konuştu.
" Fırat Karadağlı kim?" Elif içinde bulunduğu durum ve Giray'ın sıcak dudaklarının tekrar harekete geçmesi ile hafızasını yoklamaya çalıştı bir süre. Göğsünün üzerine bırakılan hafif ısırıkla nefes,nefese konuştu.
" Giray yapma lütfen ben... ben çok utanıyorum." Karısının kekeleyerek söylediği sözlere olumsuz anlamda başını salladı.Giray'ın bu hareketi sakallarının karısının tenine sürtünerek temas etmesi ileElif'in titrek bir nefes almasına sebep olmuştu. Kocasının, derin dekolteli elbisesinin açıkta bıraktığı bacağına yönelerek parmaklarını sürtüp okşaması ile Elif dudaklarını bir birine sıkıca bastırdı. Giray'ın dudakları ebisenin açıkta bıraktığı gerdanda gezerken elide bacağını okşayarak yukarılara doğru çıkıyordu. Elinin altında karısının kasılan tenini hisseden adamın, dudakları yana doğru kıvrılırken Elif tekrar fısıldadı.
" Lütfen yapma! Biri gelecek." Kocasının saçlarını çekiştirince Giray buğazından gelen hırıltılı nefesle karısının bacağını sıkarak tekrar sordu.
" Sorumun cevabı bunlar değil! Doğru cevabı verene kadar sana yapacaklarıma katlanırsın." Kesik, kesik konuştuğu cümlelerle kendinin de pek rahat durumda olduğu söylenemezdi. Ama o adamın karısı ile alakasını ve başka ne zaman görüştüklerini öğrenmek zorundaydı. Elif artık dayanamazken sanki tabur,tabur karıncalar kasıklarında dolanıyor ama o önüne geçemiyordu. Dudaklarından firar eden küçük bir inlemeyle nefes,nefese konuştu.
" Kim olduğunu bilmiyorum. Bir kaç davette karşıma çıkıp ısrarla tanışmak istedi. Ben zaten cevabını verdim." Kendini sıkmaktan gözleri dolmuştu ve biran önce bu işkencenin bitmesini istiyordu. Güzel şeylerdi belki hissettikleri ama aşktan sonra ikinci bir duyguya karşı kendini frenleyemediği için kızıyordu kendisine içten içe. Giray elini biraz daha yukarılara kaydırıp okşayarak ilerlerken Elif'te kendini kasmaktan ne yapacağını şaşırmıştı. Mahrem yerlerinde gezinen dokunuşlarla karıncalar dahada çoğalarak aynı noktaya toplanmaya başlamıştı sanki. Giray elinin altındaki sıcaklığa dokunuşlarını sürdürürken kendide patlama noktasına gelmişti.
" Ona ne dedin? Niye senin peşinde? Benim karıma nasıl askıntı olur?" Elif artık gözlerindeki yaşları serbest bırakmıştı. Anlaşılan kocasının yapmaya çalıştığı ona ceza vermekti. Cahil değildi elbetteki şu an içinde bulunduğu durumun ne anlama geldiğini biliyordu. Daha özel bir zamanda yaşamak varken neden böyle bir zamanı tercih etmiştiki kocası? Kendisine ceza vermek içindi. Diğer göğüsünün üzerine bıraktığı ikinci ısırıkla kocası hırlar gibi konuştu. " Cevap ver Sidelya! Ne dedin o adama?"Eli işkencesine devam ederken geri çekilip karısının yüzünü izledi gözlerindeki yaşları görmesi ile kaşları çatılırken Elif içini çekerek konuşmaya başladı.
" Lanet olsun Giray! Bu nasıl bir ceza? Ne yin cezası?" Dudaklarını ısırıp burnundan derin bir nefes alırken Giray karısının haline üzülsede onu getirdiği son noktada öylece bırakmak istemiyordu. Kendiside yıllar sonra ilk defa böyle bir şey yaşıyordu. Parlayan mavi gözleri, ısırmaktan kızarmış ve şişmiş dudakları o kadar davetkar bir biçimdeydiki verdiği söz olmasa karısını şu an yatağa götürüp günlerce çıkarmaya bilirdi. Elif utangaç bakışlarını kaçırmaya çalışsada kocasının bakışlarından çekememişti. Bakışlarındaki üzüntüye anlam veremeyerek,kuruyan dudaklarını ıslatıp sözlerine devam etti.
" Cevabını verdim,nişanlıyım dedim." Mahrem yerindeki dokunuş öyle bir noktaya temas etmiştiki Elif titrek bir nefes alarak Giray'ın kollarına tutundu. " Nişanlıyım,nişanlıma aşığım dedim!Allah'ın cezası.Bırak artık,bırak!" Giray işittiği sözlerle karısının gözlerine şaşkınca bakarken aniden dudaklarına yapışması bir oldu. Elif kocasının bu hareketine karşılık verme isteği hissetsede sıcak dudakların,dudaklarına olan teması ile içinde volkanlar patlamaya başlamıştı sanki. Yüksekten düşüyormuş gibi bir hisse kapılınca bir eli Giray'ın kolundayken diğeri boynuna doğru kaymış ve tırnaklarını geçirerek sıkmaya başlamıştı. Giray acıyan kolu ve boynuna geçen tırnaklara rağmen sesini çıkarmadan karısının sakinleşmesini bekledi. Son sarsıntılarla yavaşça gözlerini açan karısını yüzünde büyük bir gülümseme ile karşılayarak alnına derin anlamları olan bir öpücük bırakıp geri çekildi. Elif utangaç bakışlarını geri çekip gözünde biriken yaşların akmaması için direnirken Giray karısının yüzünü kaldırarak dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Karısının yaşlara parlayan gözlerini görünce içi parçalanmıştı. Ama karısının ilk defa yaşadığı bu zevkin yarım kalmasını istememişti. Elif kendine hakim olamayıp sert bir tokat attı kocasına. Giray böyle bir şeyi beklediği için karısını kolları arasına alarak başını göğsüne yasladı. Hıçkırarak ağlamaya başlayan karısının saçlarına küçük öpücükler bırakırken Elif hıçkırıkları arasında konuşmaya başladı.
" Neden yaptın bunu? Niye böyle bir şeye gerek duydun? Sen sorsan ben zaten anlatırdım." Hıçkırıkları arasında aldığı derin nefes sanki Giray'ın buğazında koca bir yumru olmuş nefes almasını ve konuşmasını engelliyordu. Elif elinin tersiyle göz yaşlarını silerek sözlerine devam etti. " Bu yaptığın şey kendimden,senden utanmama sebep oldu. Tecrübelerini kullanarak benim karşı koymamı engelledin." Giray karısının sözlerine hak veriyordu. Kendisi tecrübesini kullanarak onu bu hale getirmişti ama ya o? Tecrübesiz olduğu halde ona hissettirdiği şeylerin farkında değilmiydi yani? Bu düşünceler içerisinde göğsüne bastırdığı kızın başını kaldırmaya çalıştı. Fakat Elif sanki kendisine bunları yaşatan Giray değilmişcesine yine ona sığınarak başını daha çok bastırarak kendisinin bile zor duyacağı kısık bir sesle fısıldadı.
"Lütfen yapma utanıyorum!"Giray zorlada olsa başını kaldırdığı kızın yüzüne baktı bir süre. Utancından gözlerini sımsıkı kapatan karısının gözlerine yüzüne küçük öpücükler bırakarak alnını,alnına koyarak fısıldadı.
" Senin başkalarına olan ilgin delirtiyor beni! O adamın ve diğerlerinin sana olan bakışlarına katlanamıyorum!" Derin bir nefes alarak eliyle kırmızıdan pembeye dönüşen yanaklarını okşadı karısının." Kıskanıyorum seni anlasana! O adamın seninle daha önceden tanışıp öyle ilgili konuşması çıldırttı beni. " Karısının biraz önceki sözleri aklına gelince yüzünde oluşan tebessüme engel olamadı. Elif bu yaşına rağmen Fırat gibi bir adamdan etkilenmeyerek nişanlı olduğunu söylemiş üstelik kendisine aşık olduğunu itiraf etmişti. Bu düşünceler içindeki korkuları yok ederken, dudaklarının çapkınca yana doğru kıvrılmasına neden olmuştu. " Bu düşüncelerimle belki sana ceza vermek istedim. Evet düşüncemde oydu ama Sana dokunduğum an kendimi kaybediyorum Sidelya! Sen tecrübesiz olabilirsin yaptıklarım karşısında fakat benim tecrübelerime rağmen şu an senden daha kötü durumda olmam hangimiz için ceza olur sence?" Elif'in gözleri yavaşça açılırken iri kahve gözlerle karşılaştı bakışları. Yanakları tekrar kızarmaya başlayınca Giray gülümseyerek karısının eline uzandı ve tuttuğu elini erkekliğine götürdü. Elif bu temasla ve hissettiği ıslaklıkla donup kalırken ağzı bir şeyler söylemek için açılıp kapanmış fakat utancından yapabildiği sadece elini hızla çekip, bakışlarını kaçırabilmek olmuştu. Giray karısının tepkisi ile pişkince sırıttı. " Sence, sen bu kadar tecrübesizken benim sana yaptığım şey den mi utanmalısın? Yoksa senin tecrübesizliğin karşısında ben düştüğüm şu halden mi utanmalıyım." Elif kocasının sözleri ile kaşlarını çatıp göğsüne iyice sokularak hafifçe vurup söylendi.
" Kes şunu artık! Beni daha fazla utandırmaktan başka bir şey yapmıyorsun!" Giray karısının sözleri ile ufak bir kahkaha atarak göğsüne vuran elini tutu ve dudaklarına götürerek bir öpücük bıraktı.
" Pekala." Benden utanmana gerek yok diye klişe bir söz söylemeyeceğim." Karısı derin bir nefes alarak başını salladı. Giray karısının başını kaldırarak hala kaçırdığı gözlerine bakıp muzipçe konuştu. " Seni odana götürmemi istermisin?" Karısının fal taşı gibi açılan ve hızla kendisine dönen kızgın bakışları ile gülümsemesini saklamaya çalışarak sözlerine devam etti. " Demeyeceğim çünkü tek kolumla seni taşımam imkansız." Kocasının gülmemek için kendini tuttuğunu anlayan Elif biraz önceki anları hatırlayarak hızla bakışlarını kaçırdı ve kekeleyerek konuştu.
" Bu..buna gerek yok! Hatta mümkünse yerinden bile kımıldama." Temkinli bir şekilde masadan inerken dekoltesinin açıkta bıraktığı bacağını görünce hemen elbisesini çekiştirerek kapatmaya çalıştı. Lanet olsun nasıl razı olmuştu bu elbiseyi giymeye. Her şey bu elbisenin suçuydu. Giray elini pantolonunun cebine koyup bir adım geri çekilerek karısının tedirgin halini izledi. Eteğini çekiştirmesi ile tekrar yalkaşıp tek koluyla belinden kavrayarak ayaklarının yere basmasını sağladı ve başına bıraktığı öpücükle fısıldadı.
"Bir an önce odana çık Sidelya! Çünkü kendimi tutmam konusunda bana yardımcı olduğun söylenemez." Elif kocasının sözlerinden çıkardığı anlamla hızla mutfaktan çıkıp merdivenlere doğru koşturdu. Giray kaçan karısının arkasından kahkaha atarken kendide yavaş adımlarla solona geçip arkadaşını kontrol etti. Bacağının birini kotuğun üstüne atarak uyuyan arkadaşını görünce gülümseyerek başını salladı ve kendiside odasına gitmek için merdivenlere yöneldi.
Elif odasına girer girmez kapıyı kilitleyip hızla üzerindeki elbiseden kurtuldu ve söylenerek kendisini banyoya attı.
"Salak Elif! Salak hiç bir şeyi beceremiyorsun! Duygularını,hislerini bile saklayamıyorsun daha!" Eliyle başına vurarak sıcak suyu açıp ısınmasını bekledi. " Adam tecrübeli sen neyine güvenipte bekliyorsun karşısında? Kaç,kendini kilitlesene odana. İki gün sonra tekrar gidince bu yaptığın aptallıkla başını vuracak yer ararsın!" Dili böyle söylesede içinde uçuşan kelebeklere engel olamıyordu bir türlü. Daha fazla düşünmeden ısınan suyun altına girdi.
Giray'ın ise aklındaki tek şey karısının yaptığı aşk itirafı ve yaşadıkları anların hayaliydi. Üzerindekileri çıkartırken oda kendine söylenmeyi ihmal etmedi.
" Aklın sıra karına ceza verecektin ama ergenler gibi kendini tutamadın." diyerek kendi haline gülmeye başladı. Zor zahmet çıkarttığı kıyafetlerinden kurtulurken gözünde canlanan sahnelerle kendini hemen banyoya attı. Soğuk bir duş alsa daha iyi olacaktı. Arkadaşlarının anlatıpta kendisinin gülüp geçtiği duruma düşmüştü. Ne demişti Sinan? "Bir sürü kadınla beraber olsanda gün gelir karşına birisi çıkar sen onun bir dokunuşuyla kendini kontrol dahi edemezsin. Adeta ergenlik yıllarına dönersin. Fakat en komik olanı ise sana mutluluğu vadeden onun tecrübesiz yanıdır. Çünkü her şeyi en baştan onunla öğrenmeye başlarsın." Giray da ergenlikten yeni çıkmış acemi bir genç gibi hissediyordu kendini. Oysa oda isterdi karısının aşk itirafından sonra dudaklarından o tek hecenin dökülmesini ama dur diyordu içinde bir yerler sanki kilit vuruyordu diline. Fakat karısından daha fazla saklamakta istemiyordu bir şeyleri. En kısa zamanda gizli kalan her şeyi anlatacaktı Elif'e. Aldığı kararla soğuk suyun altına girip rahatlamaya çalıştı.
Duştan çıkan Elif bedenine sardığı havlu ile odaya girdi ve dolabından kıyafet almak için ilerledi. Karşısındaki aynaya utancından bakamasada yinede kayan bakışlarını engelleyemedei. Göğüslerinin üzerindeki ve boynuna doğru olan ufak morlukları görmesi ile şok olmuş bir şekilde kalakalmıştı. Hızla kapağı açarak önü son derece kapalı bir tişört ve bir tayt aldı. İç çamaşırlarınıda alıp sinirle kapağı ve çekmeceyi kapatarak söylene,söylene giyinmeye başladı.
" Öküz! Pis zampara!" Diyecek kelime bulamayınca sinirle yerinde tepindi. Giyindiği kıyafetleri ile aynanın karşısına geçerek durumunu kontrol etti. Göğüslerinin üzerindeki morlukları kapata bilmişti ama boynundaki ufak morlukları ne yapacaktı. En iyisi saçlarımı açık bırakmak diye düşünerek ıslak saçlarını havluyla kuruladı ve daha sonra da tarayarak açık bıraktı. Aklı Demir'de kalmıştı üstelik susamıştıda ama aşağıya inip Girayla karşılaşmak istemiyordu. Odanın içerisinde dolanarak ne yapacağını düşündü. Bir çözüm bulamayınca mecburen inmek zorunda kaldı. Sessiz adımlarla merdivenleri indi salona gizlice göz atttı. Giray'ı göremeyince Demir'e bakmak için sessizce ilerledi. Uyuyan adamın yatış pozisyonuna kıkırdayarak üzerine bir şey örtmek için döndüğü sırada birine çarpınca aniden bir el ağzını kapattı.
"Şhht! Sakin ol benim!" Kocasının kulağına fısıldadığı sözlerle sakinleşen Elif ağzından çekilen elle çemkirdi.
" Aklımı mı alacaksın? Ne yapıyorsun arkamda sessiz,sessiz?" Giray'ı bir elinde tişörtü diğer elinde battaniye ile karşısında yarı çıplak bir halde görünce hemen bakışlarını kaçırdı. Giray elinde ki battaniyeyi tekli koltuğa bırakarak karısına dönüp düşünür gibi elini çenesinde gezdirdi.
" Dur düşüneyim arkanda ne arıyorum?" Elif kocasının bu halini çatık kaşları ile izleyip bıkkınca bir nefes verirken Giray'ın bakışları muziplikle parladı. " Kalçalarını seyrediyordum." Elif'in eli anında kalçalarına giderken hırsla çemkirdi.
" Sapıkmısın sen?" Giray gözlerini devirerek battaniyeyi işaret etti.
" Saçmalama Elif! Demir'in üzerine örtmek için battaniye getirmiştim sadece." Elindeki tişörtü göstererek sözlerine devam etti. " Kolumu kaldıramıyorum. Galiba çok zorladım bu gün. Yardım edebilirmisin?" Karısının şüpheli bakışlarına karşılık masumca gözlerine baktı. " Bakma öyle sadece yardım." Elif istemedende olsa biraz önceki anları hatırlattığı için kızarırken yavaşça yaklaşıp tişörtü eline aldı ve yakasına kadar kıvırdı. Kocasının başını eğmesi ile sakin olmaya çalışarak başından geçirdi ve önce kırık olan kolunu daha sonrada sağlam olanı geçirerek tişörtü indirmeye başladı. Kocasının kaslı vücuduna değen parmakları ile kızarırken hemen çekim alanından uzaklaştı. Güvenli alana geçerek derin bir nefes alıp tekli koltuktaki battaniyeyi almak için uzandı ve uyuyan adama doğru yaklaşıp Demir'in üzerine örttü. Doğrulup geri döndüğünde kocasını sırıtırken görünce kaşlarını çatıp merakla sordu.
" Neye gülüyorsun sen?" Giray elini ıslak saçlarına götürüp dağıtırken gözleri ile kızın kalçalarını işaret etti.
" Cidden çok güzel kalçaların var karıcığım." Elif utançtan mı dır yoksa sinirden midir bilinmez ışık hızıyla kızarırken büyük bir gürültüyle salonun camı yerle bir oldu.
Korkudan irkilip çığlık atmaya başlayan karısı ve kırılan cam arasındaki bakışlarından sonra Giray cama doğru yaklaşmış ve salonun ortasındaki portakal büyüklüğündeki taşa şaşkınca bakmıştı. Kaşlarını çatarak taşa doğru ilerlerken Demir çığlık sesi ve kopan gürültüye uyanmış şaşkınca etrafını izliyordu. Elif'in korkulu bakışları ve göz yaşlarını görünce hızla doğrularak kolları arasına aldı. Giray ise eğilerek taşa uzandı etrafına sarılı kağıdı farkedince hızla açttı ve okumaya başladı.
" Güzel karınla keyifli anlarını böldüğüm için üzgünüm ama eğer senin küçük sırrını karının öğrenmesini istemiyorsan hareketlerine dikkat et! Yoksa güzel karının yüzünü, öğrendiği ufacık sırdan sonra göremeyebilirsin." Giray'ın vücudundaki bütün kaslar sinirden gerilirken hızla doğruldu ve kapıya doğru ilerledi. Elif kocasının dışarıya çıkacağını anlayınca Demir'in kollarından sıyrıldı ve koşarak kocasının önüne geçip sıkıca sarıldı. Islak gözleri ve ürkek bakışları ile korkuyla fısıldadı.
"Giray! Lütfen gitme!"
~yitenumutlar~
|
0% |