Yeni Üyelik
20.
Bölüm
@yitenumutlar

Bölüm Şarkısı : Neşet Ertaş - Doyulurmu

 

Giray karısının kırgın gözlerine bakarken Ayten Hanım kocası ve Demir'i ite kaka kapıya doğru yönlendirdi. Bir taraftan da söylenmelerine devam ediyordu.

Gönül Hanım da,Ayten Hanım'ın peşinden durumun açıklamasını yapamak istercesine ilerliyordu.

 

Elif,Demir ve Asya adına tabiki mutlu olmuştu ama Giray'ın uzun bir ayrılıktan sonra onlar için gelmiş olduğunu öğrenmesi içinde bir yerlerin kırılmasına sebep olmuştu. Buğulanan gözlerini gizlemek için başını öne eğdi ve dikatle kendini izleyen kocasının yanından usulca merdivenlere doğru yöneldi. Oysa kendisi için geldiğini onun da,kendisi gibi bu ayrılığa daha fazla dayanamayıp,yaralanmasını bir fırsat olarak gördüğünü düşünmüştü. Ne kadar da aptaldı. Merdivenin ilk basamağına adımını atmıştıki bileğinden sıkıca kavrayan el onu geriye doğru çekmişti. Hızını ayarlayamayan kız kocasının göğsüne sertçe çarparken,dirseği de yanlışlıkla yarasına çarpmıştı.Giray vücuduna yayılan sızı ile inlememek için yüzünü buruştururken Elif endişelense de belli etmemeye çalışarak dişlerinin arasından tısladı.

 

"Bırak kolumu!" Karısının mavi gözlerindeki kırgınlık genç adamın nefesinin daralmasına sebep olmuştu. Oysa On beş dakika öncesinde mutluluktan nasıl da ışıltılar saçıyordu etrafına. Yarasından yayılan sızıyı bastırmak için derin bir nefes aldı ve üzgün bakışlarını karısının yüzünde gezdirdi. Elif ise bileğini tutan elden kurtulmak için tekrar debelenmeye başlamıştı.

 

"Elif,olanları biliyorsun." Kızın mavi hareleri kırgınlığın yerini öfkeye bırakırken bu defa bileğini daha sert bir şekilde çekiştirdi genç adamın elinden. Kurtardığı elinin işaret parmağını kaldırarak Giray'a doğru tehdit edercesine salladı.

 

"Ben bir şey bilmiyorum. Sadece senin anlattıklarına inanıyorum her seferinde. Ama bu defa farklı Giray! Bu defa farklı." Genç adamın kaşları çatılırken Elif merdivenleri hızla çıkmaya başladı. O kadar hızlı çıkıyorduki Giray yarası yüzünden ona yetişmekte zorlanıyordu. Son basamağa gelmiştiki aşağıdan annesinin sesini işitti.

 

"Karısını bir kere bile görmeye gelmeyen küçük beyimiz koşa,koşa nişan takmaya gelmiş. Öldüreceksiniz beni!" Arkasından da Gönül Hanım'ın sesi yükseldi.

 

"Ayten Demir ve Salih'i kovmanı onaylasam da Giray konusun da sana katılmıyorum. Tabiki Elif'in açısından bakınca da kırıcı bir durum. Sen de haklısın " Giray adımlarını hızlandırırken annesinin çığlığı evde yankılandı.

 

"Gönül yeter! Sende onlarla iş birliği yaptınya ne deyim ben sana. Ama benim zirzop oğluma her şey müstehak! Şu saatten sonra gelinin gözünü açacağız duydun mu beni." Son sözlerden sonra yüzünü buruşturan Giray yarasına aldırmadan adeta koşar adımlarla karısının peşinden odaya doğru süzüldü. Elbette babası bu yaptığı boş boğazlığın hesabını verecekti. Tabiki annesi de söylediği o son sözlerin. Ama önce karısının gönlünü alıp kendisinin hesap vermesi gerekiyordu.

 

Elif kapıyı sertçe kapamaya çalışırken Giray son anda ayağını koyarak onu engelledi. Fakat karısı o kadar inatçıydı ki sanki deli gücü gelmişcesine ittiriyordu kapıyı.

 

"Güzelim önce bi dinle. Her şeyi yanlış anladın." Elif hala kapıyı ittirirken aralık olan kısımdan gözleri buluştu. O zorladıkça karısı da zorluyordu. Uzun sarı saçları öfkeyle kızaran yüzüne dökülürken sertçe soludu.Tabiki Giray kapıyı bir hamleyle açabilirdi, fakat orantısız güç kullanıp ona bir zarar vermek istemiyordu.

 

"Seni dinlemek falan istemiyorum git buradan." Karısının inadı karşısında dudakları kıvrılan adam onun gülümsediğini görmesinden tırsarak ciddi bir ifade takındı.

 

"Sevgilim bak yaramı zorluyorsun. Çekil kapının arkasından da konuşalım hadi." Aralık olan kısımdan kocasını süzdü kısa bir süre. Giray'ın yüzünde en ufak bir acı belirtisi yoktu. Tam aksine bir goril edasıyla dikiliyordu kapıda. Karısının kendisini süzdüğünü anlayan adam numaradan yüzünü buruştursa da biraz geç kalmıştı.

 

"Hiç bir şeyin yok domuz gibi sağlamsın! Hatta yarın katılacağın törende çifte telli oynayacak kadar zindesin!" Giray karısının sözleri ile gülmemek için dudaklarının iç kısmını dişlerken Elif'in bu durumdan faydalanıp kapıyı itmesi ile elini sertçe vurdu. Kız olduğu yerde irkilirken numaradan öfkeli bakışlar attı ve bu defa ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

 

"Sana şu kapıyı aç diyorum! Beni orantısız güç kullanmaya zorlama!" Kısa bir sessizliğin ardından Elif'in homurtusu duyuldu.

 

"Zaten ancak kaba kuvvet beklenir senin gibi bir hödükten de!"

 

"Demek beni kaba ve hödük olarak görüyorsun öyle mi?" Sesin de ürkütücü bir tınımı vardı Elif mi öyle hissetmişti. Dudaklarını dişledi ve daha alçak bir sesle cevapladı.

 

"Evet öyle görüyorum! Zaten öylesin de!"

 

"Yaa demek öyle? " Elif kapının tam arkasına geçip sırtını kapıya dayarken sanki Giray onu görüyor muşcasına gözlerini kapayıp ürkekçe başını salladı. Bir cevap gelmeyince genç adam kapıya biraz sertçe yüklendi ve açılan kapıyla, Elif'in duvara başını çarpması bir oldu. Yüzünü buruşturup elini alnına götüren Elif hafifçe inledi.

 

"Ahh!"Giray hızla içeri girdi. Kahverengi iri gözleri karısını bulurken önce kapıyı kilitledi. Çok fazla yüklenmemişti Elif'in başını çarpma şiddetinin küçük bir şey olduğunu biliyordu. Anahtarı kapıdan alıp pantolonunun cebine sıkıştırdı ve karısına döndü. Şimdi onunla uzun, uzun ilgilenebilirdi. Elif'in elinin üzerine elini götürdü ve nazikçe elini tutarak çarptığı bölgeden uzaklaştırdı. Çenesinden tutarak alnını incelemeye başladı. Beyaz teninde küçük bir kızarıklıktan başka bir şey yoktu. İçi biraz suçluluk duygusuyla dolarken dudaklarını kızaran yere bastırdı ve geri çekilirken onun mavi harelerine bakarak homurdandı.

 

"Çok inatçısın biliyorsun değil mi?" Elif çenesindeki eli hırsla ittirdi ve inatçı burnunu havaya doğru kaldırarak söylendi.

 

"En azından bazıları gibi yalan söylemiyorum." Diyerek odanın içine doğru ilerledi. O sızlayan başıyla uğraşırken kocasının kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attığını görmüştü. Bu yüzden kapıdan uzaklaşmıştı. Ama bu durum onunla aynı oda da kalacağı anlamına gelmiyordu. Karısının hareketlerini takip eden genç adam da onun gibi odaya doğru ilerledi.Elif banyoya açılan kapının önünde durunca oda durdu ve hayranı olduğu uzun sarı saçlarına doğru elini uzattı. Fakat karısı bir adım gerileyince elini indirmek zorunda kalmıştı.

 

"Ben sana hiç yalan söylemedim!" Yüzüne yayılan alaycı gülümseme ile kocasına inanmıyormuş gibi tek kaşını kaldırdı.

 

"Hiç mi? Emin misin?" Karısının sorusu ile Giray'ın göğsü sıkışmıştı. Tamam belki bir sır saklıyordu ondan ama bu yalan sayılmazdı. Zaten onu da kısa bir zaman sonra anlatmayı düşünüyordu. Ama önce teskeresini alması lazımdı. Gelmeyen cevapla Elif'in yüzü düşerken Giray'ın kahverengi bakışlarında muzip ışıltılar oynaştı.

 

"Söyledim. Sana aşığım derken yalan söyledim." Vücudu gerilmeye başlamıştı kızın. O yalan derken böyle bir şey ima eymemiştiki. Bu gün olanları kast etmişti. Ne yani sevgisi de mi yalandı? Kalbi duyacaklarının korkusuyla hızlanırken gözleri de dolmaya başlamıştı. Karısının yüzünü avuçları içine alan adam onun gözlerinin en derinine baktı. Sanki kalbindeki ve içinde coşan sevgiyi ona aktarmak istercesine.

 

"Yalan söyledim,çünkü benim ki aşktan da öte bir duygu Sidelya! Şu an canımı iste gıkım çıkarsa namerdim." Karısının yanaklarını parmakları ile okşayan adam onun karşısında kendini toy bir delikanlı gibi hissediyordu. Onu gördüğü an kalbinin ritmi değişirken ellerini ondan uzak tutup dokunmamaya çalışsa da başarılı olamıyordu. Dokunmak bir yana dursun onun kaçamak,ürkek bir bakışı bile vücudunu ateşlere salıyordu. Tıpkı şu anda olduğu gibi. Bedenini saran ısı ile gözlerini kapadı ve derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Pek işe yaramasa da göz kapaklarını aralayarak karısının asık yüzüne odakladı bakışlarını ve boğuklaşmış bir ses tonu ile konuştu. "Sana aşığım demiyorum,seni seviyorum. Aşk ateş gibidir. Sert bir rüzgarla söner ama sevda kor gibidir ılık bir esinti bile olsa onu harlandırır." Elif kocasının sözleri ile rahatlarken yavaştan ona karşı yumuşadığını hissetti ve hemen duruşunu dikleştirerek tekrar tırnaklarını gösterdi.

 

"Yalan söylemedim derken bile söylüyorsun. Baba'mın söylediklerinden sonra senin yine beni kandırmana izin vermeyeceğim." Güzel sözler söylemesi yaptığı hatayı affettirmiyordu. Hırsla banyonun kapı koluna uzandı ve açarak içeriye girdi. Tam kapıyı kapatıyordu ki Giray ani bir hamleyle Elif'e izin vermeyerek onunla birlikte banyoya girdi. Kız onun bu hareketi ile iyice sinirlenirken birden vücudunun havalandığını hissetti. Gözleri şaşkınlıkla açılırken korkuyla bacaklarını Giray'ın beline doladı.

 

"Ne yapıyorsun? İndir beni aşağıya!" Elif'i lavabonun kenarına oturtan Giray koyulaşan gözleri ile karısına baktı. Gözleri şaşkınlıkla açılmış,dudakları davetkar bir şekilde hafifçe aralanmıştı. Bakışları elbisenin açıkta bıraktığı bacaklarına kayarken sertçe yutkundu. Elif üzerindeki şaşkınlığı attığı anda Giray'ın yapmaya çalıştığı şeyin kahverengi gözlerinin kendisine dönmesi ile anlamıştı. Ona engel olmak için aklına gelen ilk bahaneye sığınarak panikle konuştu.

 

"Yaranı düşünmeden hareket ediyorsun! Delimisin sen! Dikişlerini patlatacaksın!" Fakat kocası sözlerini hiç umursamış gibi duruyordu. Hatta duyduğundan bile emin değildi.Bacaklarını okşayan elin sıcaklığı ile kesik bir nefes alırken,Giray'ın sözleri belli belirsiz kulaklarında yankılandı.

 

"Dikişler falan umrumda değil! Karım bana inanmadıktan sonra." Elif'in teninin beyazlığı karşısında dudakları kıvrıldı adamın. Seviyordu bu beyazlığı. Çünkü bıraktığı küçük izleri gözler önüne serip bu bedene hükmeden tek kişinin kendisi olduğu gururunu tattırıyordu ona. Eli biçimli kalçalarına doğru uzanınca hafifçe avucunu dolduran dolgunlukları sıktı ve bakışlarını karısına çevirdi. Onun gözlerini kapadığını görünce dudakları çapkınca yana doğru kıvrıldı. "Seni özlediğim için geldiğime inanmıyorsun madem ben de uygulamalı olarak anlatırım güzelim."Elif dudağının alt köşesini ısırarak itiraz etmek için başını olumsuzca iki yöne salladı Yavaşça gözlerini açtı ve o anda Giray'ın daha da koyulaşmış bakışları ile karşılaştı. Gözleri şaşkınlıkla kırpışırken bedenini basmaya başlayan ateşe hükmetmeye çalışıyordu. Giray onun şaşkın bakışlarını umursamadan elinin birini yavaşça yüzüne doğru götürdü ve parmaklarının tersi ile pembeleşmiş yanaklarını okşarken tekrar konuştu.

 

"Babam yaralı olduğumu bilmiyor ve sana daha erken kavuşmak için izin kullanmadığını biliyor. Ona Demir için geldiğimi söylemek zorunda kaldım. Böyle bir durumda ne diye bilirim ki?" Eli,Elif'in yanaklarından gerdanına doğru inerken karısına biraz daha yaklaştı ve dudaklarını dudaklarına sürttü. Ateş gibi dudakları hissettiği an Elif yalvarırcasına fısıldadı.

 

"Giray! Lütfen yap...ma!" Bedenine hükmeden ateşle zorlukla yutkunan kız ellerini kocasının yüzüne götürerek güçsüzce kavradı. Giray onun yakaraşını duyacak kadar kendinde değildi,yada o an için duymazlıktan gelmeyi tercih etmişti.Elleri ve dudakları da bunu kanıtlarcasına yavaşça işkencesine devam etti.

 

"Ben bir an önce yaşadığımız ayrılık bitsin diye izin bile kullanmazken sen bir yanlış anlaşılma için beni kırıyorsun." Elif zorlukla nefes alırken Giray'ın elleri karısının sırtına uzanarak elbisesinin fermuarına ulaştı. Dudakları boynun da ve göğüslerin de gezinirken ürkütmeden elbisesinin fermuarını indirdi. Elbisenin yakalarını hafifçe yanlara doğru çekiştirerek omuzlarından düşmesini sağladı. Elif'in bu dokunuşlar karşısında itiraz edecek ne gücü ne de karşılık verebilecek kadar tecrübesi vardı. Beyni yaptıkları şeyin yanlış olduğunun sinyallerini verirken elleri ona itat etmeden acemice kocasının ensesinde ve göğsünde geziniyordu.

 

Karısının acemi dokunuşları karşısında Giray'ın boğazından hırıltıya benzer sesler çıktı ve bir eli Elif'in mahrem bölgesine doğru yol alırken yaşadığı hazla sütyeninin üzerinden taşan dolgun göğsüne küçük bir ısırık bıraktı. Bu ısırık Elif'in kasıklarına doğru bir ateşin yayılmasına neden olmuştu. Elini sütyen kopçasına götürüen adam ustalıkla açtı ve karısının dolgun göğüslerini özgürlüğüne kavuşturdu.

 

Elif kocasının kendisine ne yaptığını anlayamayacak kadar kendinden geçmişken Giray hafifçe geri çekilerek bir eliyle karısının çenesine dokundu ve gözlerini birleştirdi. Elif'in gözleri yaşadığı duyguların yoğunluğu ile buğulu bir hal alırken Giray iç çekerek çapkınca gülümsedi.

 

"Ölümüm elinden olacak biliyorsun değil mi?" Sözlerinden sonra karısının göğsünü avuçlayarak hafifçe sıktı. "Seni seviyorum. Ne annem, ne babam,ne de kardeşim dediğim adam için geldim. Ben sırf sana olan hasretim den geldim sevgilim. Anla bunu artık." Karısı karşısında buğulu bakışlar ile kendinden geçmişcesine gözlerine bakarken Giray daha fazla dayanamayarak hırsla Elif'in dudaklarına yapıştı.Öyle çok seviyorduki bu kızı ne bakmaya kıyabiliyordu ne dokunmaya. Elif yaşadığı heyecanla kocasının dudağını dişlerken Giray daha yüksek bir hırlama ile geri çekildi ve Elif'in yüzünü avuçları arasına alarak alev gibi yanan bakışları ile nefes nefese konuştu.

 

"Sakin ol Sidelya." Elif kocasının sözleri ile gözlerini kırpıştırarak baktı. Giray onun al, al olmuş yanaklarını okşayarak tekrar göğüslerine indirdi ellerini ve sertleşmiş gögüs uçlarını parmakları arasında hafifçe sıkarak bu defa Elif'in inlemesini sağladı. Karısının tırnakları omuzlarına geçerken dudaklarını zevkle avucunu dolduran dolgunluklara yönlendirdi. Kendini frenlemek istiyordu fakat Elif karşısında bu halde ve farkında olmadan içgüdülerinin yönlendirmesi ile acemice karşılık verirken oldukça zorlanıyordu. Dudaklarını karısının göğsünden çekti ve onu hızla kucağına aldı. Yaptıklarına itaraz etmesinden korkarak bu defa dudaklarına kapandı.. Kendine güçlükle hakim oluyordu ve ikiside bu raddeye gelmişken yaşadıkları anı yarım bırakmak istemiyordu. Dikkatlice banyodan çıkarak odaya geçti. Yatağa doğru ilerlerken dudaklarını hafifçe çekti ve karısının rahatça nefes alması için ona biraz zaman tanıdı. Elif'in göğüsleri aldığı kesik nefeslerle hızla inip kalkarken onu yavaşça yatağa bırakarak tekrar dudaklarına kapandı.

 

Tenine değen serinlikle ürperen kızın beyni hızla alarm verirken başını geri çekerek kocasının gözlerine ürkekçe baktı. Nasıl bu raddeye gelebilmişlerdi? Kendisi bu adama kızgın değil miydi? Utançtan yanakları kızarırken Giray'ın dudaklarının tekrar göğüslerine yönelmesi ile panikle konuştu.

 

"Giray! Yeter lütfen! Yapma!" Başını hafifçe karısının göğüslerinden kaldıran genç adam yalvarırcasına buğulanmış gözlerine baktı.

 

"Korkma. İleri gitmeyeceğim." Elif'in bakışlarındaki ürkekliği görünce üzerinden kalkarak sırtını yatağın başına dayadı ve karısını kucağına çekti. Elbisesinin açıkta bıraktığı göğüslerini farkeden kız utançla elini dolgun göğüslerine kapadı ve diğer eli ile elbisesinin yakasını kavrayarak çekiştirmeye çalıştı. Bu lanet elbisenin açılmasına hangi ara izin vermişti! Şu an utançtan ölebilirdi. Beceriksizce elbisesini çekiştiren elinin üzerine kapanan elle bakışlarını kocasına çevirdi. Elinin kavranması ve yavaşça göğsünden çekilmesi ile Giray'ın çatallaşmış sesini duyması bir oldu.

 

" İzin ver lütfen! Söz veriyorum fazla ileri gitmeyeceğim." Bakışlarını kaçıran kız,başını olumsuz anlamda hızla sallarken Giray tekrar konuştu.

 

"Güzelim halimizi görmüyor musun? İzin ver bir birimize olan hasretimizi biraz giderelim." Elif başını kaldırmadan utançla fısıldadı.

 

"Yapamam! Bu yaptığımız yanlış." Karısının çenesini tutup hafifçe kaldırarak bakışlarını birleştiren Giray diğer eliyle ince belini kavrayarak kendine bastırdı. Yalvaran bakışlarını karısının gözlerine tekrar odaklarken boğuk bir ses tonuyla fısıldadı.

 

"Elif hissetmiyor musun beni?" Karısını kendisine tekrar bastırınca Elif'in gözleri hissettiği sertlikle irice açıldı. Bakışlarını kaçırıp huzursuzca yerinde kıpırdanırken kocası hırıltılı bir nefes çekmişti ciğerlerine. Doğrusu bu kıpırdanma Elif'e de iyi gelmemişti. Sanki vücundaki ateş bir alev topu misali, kocasının sertliğini hissetmesi ile kasıklarına hücum etmişti.Bacaklarının arasında nabız gibi atan sertlikle şaşkın bakışlarını tekrar Giray'a çevirdi.

 

"Bu halde olmanın sebebi cidden ben miyim!?" Giray'ın dudakları çapkınca kıvrılınca kız sözlerinin farkına vararak dudağını ısırdı ve içinden kendisine söylendi. "Aferin Elif! Dilinin ayarı yok senin kızım. Yangına körükle gidiyorsun resmen!" Elini karısının göğüs ucuna götürerek hafif bir baskıyla okşadı ve onun sorusuna cevap verdi.

 

"Sen farkında değilsin ama ben senin bir bakışınla bile bu hale geliyorum Sidelya." Elif'in dudakları şaşkınlıkla aralanırken Giray onun bu baştan çıkarıcı haline daha fazla dayanamayarak hırsla dudaklarına yapıştı. Bu kızın masumluğu sonu olacaktı bir gün. Karısı daha ne olduğunu anlayamadan Giray'ın eli mahrem bölgelerine baskı uygulamaya başlamıştı. Dudakları da boynundan göğüslerine doğru sürtünerek inmeye inerken Giray bir taraftanda boğuk bir sesle fısıldıyordu." Ölüyorum hasretinden!" Dudakları göğüs oluğuna küçük öpücükler bırakırken Elif'in beli farkında olmadan kavislenmiş ve Giray'a daha geniş bir alan açmıştı. " Kokun burnumda tütüyor. Hergün verdiğin saç tutamı ile sabahı zor ediyorum." Giray'da kendisini karısına hafifçe bastırarak Elif'in farkında olmadan yaptığı hareketlere uyum sağlamaya çalışıyordu. Kasıklarında toplanan ateş dayanılmaz bir hal alırken Giray'ın ona dokunduğu ilk geceyi hatırladı. Fakat bu içinde büyüyen his ondan daha büyük bir şeydi. Aniden kocası onu altına aldı ve hırlayarak göğüslerine kapandı. Giray'ın bir eli pantolonunun kemerine gitmişti. Fakat açmakta zorlanınca hafifçe doğruldu ve kemerini açıp pantolonunun can acıtan baskısından azda olsa kurtuldu. Bakışları tekrar karısını bulurken onun korkan gözlerle kendisini izlediğini farketti. Gülümseyerek hafifçe eğildi ve gözlerine öpücükler bırakıp fısıldadı.

 

"Korkma sevgilim. Söz veriyorum seni üzecek bir şey yapmayacağım." Kocasının yalvaran haline dayanamayan kız ona güveni ve içinde bulundukları anın etkisi ile mavi gözlerini ürkekçe açıp kapadı.

 

Elif'ten aldığı onayla alnına derin bir öpücük bırakan Giray yüzünün her karesine küçük öpücükler bırakarak yavaşça dudaklarına indi ve fısıldadı. " Seni öyle çok seviyorum ki bazen ben bile bu sevgimden korkuyorum." Dudaklarını birleştiren genç adam kendini Elif'in bacak arasına doğru bastırdı. Öpücükleri boynuna doğru kayaren o mahrem yerlere olan dokunuşlarını iyice artırıyordu. Karısının ince parmakları göğsünde gezinirken bir an gömleğini çıkartmayı düşünsede onu daha fazla korkutmaktan çekinerek bu düşünceyi hızla eledi. Dudakları bir alev misali Elif'in teninde gezinirken kızın eli kocasının göğsünden bilinçsiz bir şekilde kasıklarına doğru kaydı. Elif karnınd gezinen dudakların bir saniyeliğine durması ile gerilirken elinin tutulması ve kocasının sözlerini işitmesi bir oldu.

 

"Yavrum tehlikeli sınırlarda geziniyorsun." Hislerinin yönlendirmesi ve içinde coşan duygularla Giray'ın sözlerini umursamadan elini daha aşağı indirdi ve o sertliğe dokundu. Giray'ın dudaklarından sert bir inilti firar ederken dudaklarını daha aşağılara yönlendirmişti adam. Elif'in en mahrem bölgesinin üzerine nefesini bıraktı. Daha fazla dayanamayan kız inleyerek karşılık verdi ve elinin altındaki sertliği farkında olmadan hafifçe sıktı. Giray karısının bu hareketi ile gerilirken dudaklarının baskısını arttırdı ve karısını kendisi gibi daha büyük bir hazzın içine sürükledi. Elif'in bedeni bilmediği bir sarsıntı ile kavrulurken dudaklarından kocasının ismi döküldü.

 

"Giray!" O an kocasının da onun yaşadıklarından geri kalır bir yanı yoktu. Belki de karısının,ismini fısıldamasını duymamıştı bile. Elif yavaş, yavaş tekrar eski haline dönerken daha sonra yaptığı bu şeyden pişman olacağının bilincindeydi fakat bunu kocasına belli edipte onun mutsuz olmasını istemiyordu. Karısının sona erdiğini anlayan adam ağırdan alarak hafifçe geri çekildi. Elif'in gözlerinin kapalı olduğunu görünce dudaklarına sevgi dolu bir öpücük bırakarak fısıldadı.

 

"Açmayacak mısın gözlerini?" Kızaran yüzü ile başını olumsuz anlamda hızla salladı kız.

 

"Utanıyorum!" Giray onun kızaran yanaklarını okşayarak kulağına doğru uzandı.

 

"O zaman benim de utanmam lazım." Nefesini Elif'in boynuna doğru üfledi ve onun ürpermesi ile keyifle gülümsedi. " Çünkü şu an bende seninle aynı durumdayım güzelim!" Kocasının sözlerine anlam veremeyen kızın kaşları büzülürken yavaşça gözlerini açtı. Karşısında gülümseyen bir yüz görünce bakışlarını kaçırarak konuştu.

 

"Bunu iki seferdir yapıyorsun ve ben şu an hissettiğim o ıslaklık yüzünden utançtan ölmek üzereyim. Bir de dalga geçip aynı durumdayız diyorsun." Giray karısının büzülen dudaklarına bir öpücük bırakarak kendisine bakmasını sağladı ve başıyla erkekliğini işaret ederek cevap verdi.

 

"Bence durumlar eşit sevgilim." Elif'in bakışları kocasının işaret ettiği yöne ürkekçe kayarken iç çamaşırı ve pantolonundaki ıslaklığı farketmesi ile şaşkınca fısıldadı.

 

"Giray!"

 

"Bende bana yaptığın şeyden dolayı utanmalımıyım karıcığım." Elif'in üzerinden yana doğru kaydı ve karısını kendi üzerine çekerek sözlerine devam etti. " Senin değil benim utanmam lazım." Eli tekrar Elif'in göğsüne uzandı ve aynı hasretle okşamaya devam etti. " Çünkü ergenliğimden bu yana ilk defa böyle bir şey başıma geliyor. " Elif'in yüzü iyice kızarırken kapıdan gelen tıkırtılar ile olduğu yerde adeta taş kesildi. Panik ile gözleri kocasına dönerken onun bu durumdan hiç etkilenmeyip hâlâ göğüsleri ile ilgilenmesi ve yaşadıkları şu durumdan keyif alırcasına sırıtması Elif'te şok etkisi yaratmıştı. Kapının tıklatılması ile kız kalbi ağzında atıyormuş gibi hissetti.

 

"Elif! Kızım niye kilitledin kapıyı?" Ayten Hanım'ın sesini duyması ile ne yapacağız dercesine Giray'a bakarak başını salladı. Onun sırıtarak tekrar göğsünü sıkması kızı öfkelendirirken göğsündeki ele yavaşça bir fiske indirdi.

 

"Anne banyoya gireceğim o yüzden kilitledim." Sesinin normal çıkması ile derin bir nefes aldı. Zaten yaptıkları şey yüzünden yerin dibine giriyordu bir de annesini şüphelendirmek istemezdi.

 

"İyi de kızım biz bizeyiz banyonun kapısını kilitleseydin ya." Söyleyecek bir şey bulamayan kız yüzünü buruştururken Giray tekrar göğsünü sıktı ve cevap versene dercesine bakışları ile kapıyı işaret etti. Elif kocasının bu hareketi ile bakışlarını kıstı ve kahverengi gözlerine meydan okurcasına bakarak kapının arkasındaki kadına cevap verdi.

 

"Banyonun kilidinde sorun var anne. Giray çat kapı odama daldığı için bende tedbir alayım dedim. Malum kapı çalma gibi bir adeti yok!" Kadının kıkırtısı dışarıdan duyulurken Giray hızla karısını altına aldı ve dudaklarına hırsla yapıştı.

 

"Aferin kızım! O hergeleye fazla yüz verme. Ne yapacağı belli olmaz. Gecenin bir yarısı mart kedisi gibi odana girmesine bakılırsa haklısın tabi." Kadından tekrar bir kıkırtı yükselirken Elif kocasının dudaklarından kurtularak tek kaşını kaldırdı ve Giray'a ima ile bakarak kadına cevap verdi.

 

"Bu günden sonra zor girer o bu odaya. Artık her gece kilitleyeceğim kapımı anneciğim." Giray'ın kaşları hızla çatılırken kadın tekrar konuştu.

 

"Aferin kızım aferin. Erkek milletine güven olmaz. Neyse sen duşunu al. Bende şu mart kedisini bulayım." Annesinin adım sesleri uzaklaşırken Giray yüzünü buruşturarak memnuniyetsiz bir şekilde fısıldadı.

 

"Sen kapıyı kilitleyeceğim derken ciddi miydin?" Elif ise tamamen başka şeye odaklanmıştı. Hızla kocasının üzerinden kalktı ve panikle söylendi.

 

"Giray annen seni arıyor. Hemen çık buradan hemen!" Ellerini başının altına koyan adam karısını baştan aşağı süzerek itiraz edercesine kaşlarını kaldırdı ve pişkince sırıttı.

 

"Olmaz." Kocasının bakışları ile üst tarafının çıplak olduğunu hatırlayan kız hızla arkasını döndü ve elbisesini giymeye çalışırken isyan edercesine konuştu.

 

"Ne demek olmaz Giray? Annen seni bulamazsa burada olduğundan şüphelenecek. O yüzden hemen çıkman lazım." Giray dilini damağına değdirerek şıklattı ve eğlenircesine tekrar konuştu.

 

"Şimdi çıkarsamda şüphelenmesine gerek kalmadan direk neler yaptığımızı anlayacak." Kızın biçimli kaşları çatılırken kocasının sözlerini düşündü. Başını kaldırıp ona doğru döneceği anda aynadan bakışlarının kesişmesi bir olunca içinde bulundukları durumun stresi ile homurdanarak kocasına döndü.

 

"Pis fırsatçı! Hiç bir fırsatı kaçırmıyorsun! Beni röntgenlemek yerine odayı terketsen diyorum." Giray umursamazca omuzlarını silkti ve uzandığı yataktan kalkarak karısının karşısına dikildi.

 

"Ne yapayım çok güzeller. " Elif'in yanakları hızla kızarırken Giray çapkınca göz kırptı ve ince belinden kavrayarak kendi bedenine yapıştırdı." Ayrıca bu halde çıkamam dedim güzelim." Bakışları ile önünü işaret ederek sözlerine devam etti. " Bu halde odama giderken annemle karşılaşsam ne düşünür sence?" Elif narin omuzlarını silkerek ellerini çaresizce iki yana açtı ve sıkıntılı bir şekilde konuştu.

 

"Su döküldü de, Çay döküldü de. Ne bileyim ben Giray bul işte bir şeyler ama çık lütfen."

 

"Oldu güzelim, istersen altıma kaçırdım deyim." Başını sağa sola sallayan adam gülümseyerek karısının yüzünü avuçları arasına aldı ve dudaklarına bir öpücük bıraktı. "Sevgilim annem böyle bir bahaneye inanırmı? Gerçi beni böyle görse bile ben sorun etmem. Sırf seni düşündüğüm için biraz daha bekleyelim diyorum." Elif kocasına hak verse de onu daha fazla yanın da tutup tehlikeye davetiye çıkartmak istemiyordu. Yavaşça kocasının kollarından sıyrıldı ve elini Giray'ın pantolonuna uzattı.

 

Karısının hareketi ile ne yapacağını merak eden adam nefesini tutarak heyecanla beklemeye başladı. Fakat eli cebine gidince ufak bir hayal kırıklığı yaşadı. Anahtarı alarak kapıya doğru yöneldi ve anahtarı deliğe takarak sessizce çevirdi. Açılan kapıdan başını temkinle dışarı uzatıp koridoru inceleyen kız Ayten Hanım'ı göremeyince hızla kocasına döndü ve heyecanla konuşmaya başladı.

 

"Ayten Anne falan yok görünürde. Yalvarırım çık artık Giray." Giray'da kapıya doğru ilerleyerek başını koridora uzattı ve kimsenin olmadığından emin olunca bakışlarını karısına çevirdi.

 

"Akşamları kapını kilitle meyeceğine söz verirsen giderim." Bakışları tekrar koridora dönen kız yakalanma korkusu ike başını hızla salladı ve öfkeyle dişlerini sıkarak homurdandı.

 

"Tamam! Lütfen git artık." Giray karısının dudaklarından bir öpücük çalarak koridora çıktı.

 

"Seni çok seviyorum." Elif başını iki yana sallayarak gülümserken Giray göz kırparak arkasını döndü ve ağır adımlarla alt kattaki odasına doğru ilerledi.

 

Kapısını kapatıp kendini hızla banyoya atan kızın kalbi yaşadığı adrenalin dolu saniyelerin etkisi ile hâlâ kuş gibi çırpınıyordu. Elbisesini üzerinden sıyırarak duşu açtı. İç çamaşırını da çıkararak, kendini ısınan suyun altına bırakrtı .

 

Giray'da kimseye yakalanmadan odasındaki banyoya atmıştı kendini. Gerçi onun yakalanma gibi bir korkusu yoktu. Odasından çıktığı kız karısıydı sonuçta.Sırf Elif'i utandırmamak adına onun istediği gibi davranıyordu. Elif'in ürkek ve şaşkın hali gözlerinin önünde canlanınca yüzüne yayılan gülümseme ile şampuanına uzandı.

 

"Ah Gönül ah! Nasıl gizlersiniz böyle bir şeyi? Nasıl yetişecek şimdi onca şey?" Gönül Hanım çorbayı karıştırırken söylenen Ayten Hanım'a döndü. Orta yaşlı kadın,masanın üzerindeki süzgece ayıkladığı fasulyeleri hırsla atarken Gönül Hanım onu gülümseyerek izledi.

 

"Salih Bey öyle uygun gördü Ayten. Yoksa ben saklarmıyım senden?" Ters bakışlarını ocağın başındaki kadına çeviren Ayten Hanım elindeki bıçağı sallayarak homurdandı.

 

"Bana Salih deme Gönül! Bana Salih deme." Tekrar fasulyeleri ayıklama işine dönen kadın nefesini dışarı vererek söylenmeye devam etti. " Çiçeği var,çukulatası var,hediyelikler var. Bir kaç takı takmadan olmaz." Elindeki bıçağı sertçe masaya bıraktı ve bıkkınca Gönül Hanım'a baktı. " Ayol hepsini geçtim gelin bohçası bile yok ortada. Öyle eli boş gidilirmi?" Gönül Hanım kaynayan çorbanın altını kısarak arkadaşının yanına ilerledi ve sandalyeyi çekip karşısına oturdu.

 

"Sıkma canını hallederiz. Biz hediyelikleri, takıları ayarlarız Demir'de çiçek,çukulata ve gelin bohçasını halleder." Karşısındaki kadına yüzünü buruşturarak baktı orta yaşlı kadın.

 

"Gönül sen iyi misin? Demir ne anlar gelin bohçasından." Karşısındaki kadın düşünürmüş gibi kaşlarını büzünce Ayten Hanım başını sağa,sola sallayarak elini kaldırdı ve parmaklarını saymaya başladı. "Kız Gönül, havlusu,seccadesi,çorabı hadi bunları geçtim ayol iç çamaşırı olacak onuda mı Demir'e aldıracağız. Tövbe,tövbe!" Ayten Hanım süzgeçteki fasulyeyi alarak masadan kalkarken Gönül Hanım da onu onaylarcasına başını salladı.

 

"Tamam haklısında kim alacak o zaman? Yarına bırakamayız. Asya'nın Baba'sı akşam çalıştığı için isteme öğleden sonra olacak." Ayten Hanım'ın yanına tezgaha yaklaştı ve daha önceden soyduğu soğanları doğrarken sözlerine devam etti. " Yarına kalmaması lazım. Bu günde geç oldu. Nasıl yetişir onca şey." Arkadaşına hırsla dönen Ayten Hanım elini beline atarak çemkirdi.

 

"Zaten yumurta kıçınıza dayanınca gelir Ayten aklınıza!" Gözlerini yukarı doğru çeviren kadın sistemlerine devam etti. " Allah'ım ben ne günah işledimde bu kadar deliyi benim başıma sardın yarabbim!" Annesinin sistemlerini koridordan duyan Giray başını mutfak kapısından uzattı ve gülümseyerek iki kadına baktı.

 

"Hayırdır? " Muzip bakışları annesini bulurken Gönül Hanım'a göz kırpıp annesine yaklaştı ve boynuna sarılarak yanağına uzun bir öpücük bıraktı. " Yine neye kızmış bakalım benim Sultan'ım? " Oğluna ters bakışlar atan kadın kollarını boynundan çözerek bu defa onu hedef aldı.

 

"Sen hiç konuşma Giray! Hepiniz birlik olup gelinimle benim arkamdan iş çevirdiniz ya aşk olsun!" Giray'ın bakışları Gönül Hanım'ı bulurken kadın dudaklarını ısırarak ne yapacağız bakışları attı. " Madem bir iş çeviriyorsunuz hazırlığınızı da yapın bari. Yarına nasıl yetişecek onca şey?" Giray annesinin serzenişlerine gülümseyerek masaya doğru yöneldi.

 

"Yetişmeyen ne anneciğim? Alt tarafı iki yüzük,çiçek,çikolata. Onları da damat halleder artık." Oğlunun sözleri ile gözlerini deviren kadın derin bir nefes alarak anlatmaya başladı.

 

"Oğlum,hadi onları Demir halletti. Kızı alınca takı takılır. Öyle eli boş gitmek olmaz. Hediyeler ve gelin bohçası gider adettendir. Çocuğu kimsesiz gibi boynu bükükmü bırakalım yani ? Hem yarın Elif'in sınavı da var. Katiyen yetişmez." Giray masanın üzerinden bir elma alarak ısırırken Ayten Hanım birden aklına gelen şeyle bakışlarını kıstı ve oğluna baktı.

 

"Sen ortalarda yoktun biraz önce." Şüpheli bakışları oğlunu süzerken Giray bakışlarını kaçırarak elmasından bir ısırık daha aldı. Tek kaşını kaldıran kadın ima ile tekrar konuştu. " Şimdi mantar gibi nerden bittin iki dakikada? Üstelik ortalığa buram, buram senin duş jelinin kokusu yayıldı." Gönül Hanım kokuyu almak istercesine bir kaç defa burnunu çekti.

 

"Hakikaten de kokuyor. Ne yaptın oğlum bütün jeli kullandın mı?" Gönül Hanım'ın sorusu ve annesinin şüpheli bakışları altında ağzındaki lokmayı zorlukla yutan Giray sakince cevap verdi.

 

"Bu ne ya sorguyamı çekiliyorum?" Bakışlarını annesine çevirdi ve alınmış gibi konuştu. "Duş aldım anne. Malum yolculuk filan." Annesi burun kıvırınca işaret parmağını kaldırarak kırgınca devam etti. " Hem mutfağa girerken söylediklerini de duymadım zannetme. Benim gelişim Demir'in kız istemesi ile alakalı değil." Ayten Hanım mahçupça bakışlarını kaçırırken bir taraftan da oğluna hak veriyordu. Her şey üstüste gelince Giray'a patlamıştı. Annesinin bakışlarını kaçırması ile Giray sözlerine devam etti. " O sadece bir tesadüf. Ama babamın boş boğazlığı ve senin karımı kışkırtma çabaların sayesinde Elif bana tirip atıyor." Gönül Hanım ellerini kurularken Giray'a destek verdi.

 

"Haklı çocuk. Tamam Elif dört dörtlük bir kız ama inadını da yabana atmamak lazım." Ocağa dönerek üzerindeki tencereden bir kaseye çorba koydu ve Giray'ın önüne bıraktı. Çekmeceden aldığı kaşığı da kasenin kenarına bırakarak bakışları ile işaret etti. " Hadi oğlum yesen. Açsındır. Öyle elmayla filan olmaz." Giray mercimek çorbasını kaşıklarken Gönül Hanım sandalyeyi çekerek Ayten Hanım'ın karşısına oturdu ve bakışlarını ona çevirdi. "Çocuk izinli gelmiş karısıyla hasret giderecekken Elif sizin yüzünüzden trip yapacak şimdi. Belki de Giray'ın izni bitene kadar da inadından oğlana hiç yüz vermeyecek." Gülmemek için yanaklarının iç kısmını dişleyen Giray annesinin sözleri ile başını çorbasından kaldırdı.

 

"Ne yapayım çocuğum? Senin uzun süre gelmeyişin,üzerine babanın sözleri bir anda ağzımdan o sözler dökülüverdi." Giray başını sallayarak tekrar çorbasına yönelirken Ayten Hanım aklına gelen fikirle sözlerine devam etti. " Bak ne diyeceğim. Sen Elif'ide al Demir için yapacağımız alışverişe siz gidin." Giray bakışlarını tekrar annesine çevirirken verdiği fikir aklına yatmıştı. Biraz öce kızdırmıştı karısını. Belki biraz değişiklik iyi gelirdi. "Hem karının gönlünü de almış olursun. Şu saatten sonra biz iki yaşlı kadın çıksak yetiştiremeyiz. Üstelik siz gençlerin zevki daha farklı."

 

"Olur. Hem sınav öncesi iyi gelir."Kaşığı masaya bırakarak oturduğu yerden kalktı ve aldığı peçeteye ağzını silerek iki kadına baktı." Ben Elif'e söyleyim de hazırlansın." Kaseyi lavoboya bırakan Giray, annesi ve Gönül Hanım'a gülümseyerek mutfaktan çıktı.

 

"Gördün mü birde bana duygu sömürüsü yapıyor Gönül. Sanki biraz önce Elif'in odasında onun olduğunu bilmiyormuşum gibi."

 

"Ayten abartma sende. Yazık çocuğa. Kaç aydır hasretlik çekiyor. Hem daha iyi işte. Önceleri de yanaşmıyor diye evhamlanıyordun." Ayten Hanım arkadaşının gözlerine üzgünce bakarken aklına gelen ayrıntı ile birden yerinde zıpladı.

 

"Hihh! Kız, Elif duşa gireceğim demişti. Eee Giray da duş almış. Bunlar bir halt yemiş olmasın?" Gönül Hanım'ın gözleri şaşkınlıktan irice açılırken Ayten Hanım elini dizine vurarak sızlandı. "Öldürecek bu çocuk beni. Kızın da aklını çeliyor. Allah'ım kime çekti bu çocuk bilmemki?" Gönül Hanım arkadaşının sözleri ile kıkırdayarak yerinden kalktı.

 

"Kime çekecek ayol. Babası Salih,Annesi Ayten. Azmı sıkıştırıyordu Salih seni kıyıda köşede." Ayten Hanım, kocasının askerden izinli geldiği günleri ve annesini babasını umursamadan sürekli kendini sıkıştırdığını hatırlayınca utançtan yanakları pembeleşti. "Sen de istemem yan cebime koy modundaydın hep. Bunlarda size çekmiş işte bana çekecek halleri yok ya."

 

"Gönül!" Uyarıdan sonra iki kadın bir birine bakarak kıkırdarken, Giray karısına hazırlanmasını söyleyerek tekrar aşağı indi. Eline tutuşturulan liste ile mutfaktan atılırken,o sırada merdivenlerden inen karısına çevirdi bakışlarını.

 

Uzun sarı saçlarının iki yanından birer tutam alarak arkasında birleştirmiş ve açık bırakmıştı. Kendisi için saçlarını açık bıraktığını düşününce yüzünde bir gülümseme oluştu. Üzerinde Siyah salaş bir hırka onun içinde de beyaz bir gömlek vardı. Altına giydiği siyah tayta bakışları kayınca kaşları hızla çatıldı.

 

Elif'te merdivenlerden inerken kocasını süzmüştü. Sözleşmiş gibi aynı tonları kullanmışlardı. Siyah hırkasının altına beyaz bir tişört giymiş ve dar siyah kotu ile tamamlamıştı. Karşısındaki adam öyle yakışıklıydıki onun kocası olduğuna ve kendisini sevdiğine bir türlü inanamıyordu. Merdivenin son basamağını inmeden kocasının yüzüne çevirdi bakışlarını. Kaslarının çatılı olduğunu görünce merakla sordu.

 

"Bir şeymi oldu? Neden öyle bakıyorsun?" Giray çattığı kaşları ile başını olumlu anlamda salladı.

 

"Oldu!" Eli ile karısının bacaklarını işaret etti genç adam. " O her yerini meydana seren dar şeyi çıkart ve daha normal bir şey giy!" Sahte bir şaşkınlık belirtisi ile kaşlarını havaya kaldırdı kız. Oda da kendisi Anne'sinin sorularına cevap verirken ecel terleri dökmüştü. Ama Giray Bey ne yapmıştı? Onu daha fazla sıkıştırmıştı. Yaptıklarını unutmamıştı ve zaman intikam zamanıydı. Bakışlarını taytına çeviren kız daha sonra kocasına döndü ve masumca sordu.

 

"Niye beğenmedin mi yoksa?" Karısının masumluğu karşısında öfkeyle dişlerini sıktı Giray. Elif kocasının dişlerini sıkmasından dolayı oynayan çene kaslarını görünce gülmemek için kendini zor tuttu. Normalde böyle dar şeyler giyip dışarı çıkmak adeti değildi ama kocası kaşınmıştı. Son basamağı da inerek Giray'ın karşısında durdu ve gözlerinin içine bakarak üzülmüş gibi konuştu.

 

"Sen beğenmedin anladım ben."Karısının üzüldüğünü gören genç adam burnundan sertçe bir nefes aldı ve sıktığı dişlerinin arasından tıslarcasına cevap verdi.

 

"Saçmalama! Tabiki beğendim. Hatta o kadar beğendim ki." Elif'in kulağına doğru sokuldu ve fısıldadı. " Beğenimin hangi boyutlara geçtiğini sana göstereyim." Karısının elini tutarak erkekliğine götürdü. Elif dokunduğu sertliği hissedince hızla elini geri çekerken Giray sertçe konuşmaya devam etti." Kalçaların ve bacakların beni kışkırtırken bu halde seni dışarı çıkaramam! Kimsenin karımın kalçaları ve bacakları ile fantazi dolu hayaller kurmasına katlanamam! Şimdi git değiştir şunu!" Elif'in ağzı açık kalırken kocasının öfkeden kararan gözlerine meydan okurcasına baktı.

 

"Değiştirmiyorum! Demekki sen bu şekilde giyinen bir kadın gördüğünde bahsettiğin fantazi dolu hayalleri kuruyorsun!" Genç adam öfkeyle ellerini yüzünde gezdirirken karısının inadıyla nasıl başa çıkacağını düşünüyordu.Gözlerini açtığında karşılaştığı boşlukla şaşkın bakışlarını etrafında gezdirdi. Nereye gitmişti ki şimdi? Bakışları açık dış kapıyı bulunca hızla oraya doğru ilerledi. Elif çoktan arabanın yanına gitmiş onu bekliyordu. Merdivenleri seri bir şekilde inerek arabaya doğru yaklaştı ve kollarını göğsünde birleştirip surat asan karısına baktı. Kollarını birleştirmesi göğüslerini daha belirgin bir halde göz önüne sermişti. Ne oluyordu kendisine neden karısının her hareketi her duruşu onu cinsel düşüncelere itiyordu? Hepsi ona olan özleminden ve askerde oldukları iğneler yüzünden olsa gerekti. Elif'e ters bakışlar atarak arabanın kumandasına bastı ve sinirle homurdandı.

 

"Yapma şunu!" Kocasının sert ses tonu ile kız kaşlarını çattı ve anlam veremediği bakışları ile baktı.

 

"Yine ne yapmışım!?" Başını sağa sola çeviren adam bakışları ile karısının göğüslerini işaret etti.

 

"Göğüslerini diyorum. O kollarını hemen indir. Havalanacak füze gibi duruyorlar! Gözüme sokmaktan zevkmi alıyorsun?" İşittiği sözlerle kollarını anın da indiren kız öfkeyle dudaklarını bir birine bastırdı.

 

"Sapık mısın sen? Önce kalçam ve bacaklarım, şimdi de göğüslerimde mi sıra?" Arabanın kapısını açtı ve binerken sözlerine devam etti." Üstelik ne diye zevk alacağım? Her giydiğim,her yaptığım hareketi cinselliğe bağlayan sen olduğuna göre zevk alanda sensin galiba." Koltuğa oturdu ve kapıyı sertçe kapadı. Onu sinir etmenin zevki ile yerine keyifle kurulurken Giray'da yerine geçti ve aracı çalıştırarak yola koyuldu.

 

"Ne den sürekli inat ediyorsun? Ayrıca içeri de söylediğin de neydi öyle? Ben senin dışında hiç bir kadının hayalini kurmadım,kurmamda. Seni kıskanıyorum bunu anlaman çokmu zor?" Elif kocasının sözleri ile gülümserken Giray gözlerini yoldan ayırmadan sözlerine devam etti. " Ne olurdu inat etmeyip üzerini değiştirseydin. Ne güzel elbise giyiyordun. Tayt giymekte nerden çıktı?" Kocasının sözleri ile onu daha fazla sinir etme isteği ile doldu içi Elif'in.

 

" İlk defa giyiyormuşum gibi davranma." Giray'ın parmakları direksiyonu sert bir şekilde kavrarken aracı sağa çekerek ani bir frenle durdurdu ve ateş saçan bakışlarını karısına çevirdi.

 

"Sen daha önce de dışarıya bu lanet şeyle çıktığını mı söylüyorsun!?" Elif,Giray'ın öfkesi karşısında sertçe yutkunurken dudağının alt köşesini dişledi. Galiba biraz ileri gitmişti. Onu daha fazla üzmeden doğruları söylese iyi olurdu.

 

"Şey... Çık..." Karısının mimikleri ve kıvranışı ile sert bir şekilde sözünü keserek konuşmasına izin vermedi.

 

"Bir daha giymeyeceksin Elif!" Aracı tekrar çalıştıran adam elini direksiyona sertçe vurarak başını aşağı yukarı salladı. " Zaten bir daha giymende mümkün olmayacak!" Düşündükçe kan beynine sıçrıyordu. Tamam onun için giye bilirdi. Ama dışarıda bu şekilde nasıl dolaşırdı? Üstelik yanında kendisi yokken. Elin abazaları,piçleri karısının kalçalarını,bacaklarını,göğüslerini süzerken nasıl giyerdi o şeyi? Gözünün önünde canlanan görüntülerle tekrar elini direksiyona sertçe geçirdi.

 

"Gitmeyeceksin! İzin vermiyorum! İşte o kadar!" Elif kocasının tehditlerine aldırmıyordu çünkü zaten hiç giymemişti bu şeyi. Giray'ın tavrı ile sinirlenmesi gerekirken onun kendisini sahiplenmesi aksine hoşuna gidiyordu. Biraz sakinleşince doğruları söylemenin daha iyi olacağını düşünerek sustu.

 

Yol boyunca Elif'in konuşma çabaları fayda etmemiş,sorduğu sorularada kısa cevaplar vererek geçiştirmişti karısını Giray. Listedeki çoğu şeyi almışlardı ve o zaman bile konuşmamıştı kocası. Onun inadınında kendisinden aşağı kalır yanı yoktu. Yanında bir yabancıymış gibi gezen kocasına çevirdi bakışlarını. Hâlâ asık suratla ilerliyordu. Elini bile tutmamıştı. Onun bu tavırlarına daha fazla dayanamayan kız yanında yürüyen kocasının önüne geçerek üzgünce yüzüne baktı.

 

"Giray özür dilerim. Lütfen artık asma yüzünü. Aylar sonra birlikteyiz ve uzun bir aradan sonra ilk defa dışarı çıktık. Böyle iki yabancı gibimi dolaşacağız?" Karısının üzgün yüzünü süzen adam içindeki kızgınlığı bastırmaya çalışarak yanından geçti ve yoluna devam etti. Elif'in morali bozulsa da pes etmeye niyeti yoktu. Bir iki adımla tekrar önüne geçti ve dolan gözleri ile kahverengi harelere baktı. Onun bu haline daha fazla dayanamayan genç adam kendisine çekerek sıkıca sarıldı ve başına küçük bir öpücük bırakarak fısıldadı.

 

"Ben seninle,bu inadınla ne yapacağım Sidelya?" Kocasının beline kollarını dolayan kız gülümseyerek konuştu.

 

"Benim yaptığımı yap. Sadece sev!" Hafifçe geri çekilen adam karısının çenesinden tutarak başını kaldırdı ve muzip bakışları ile Elif'in mavi gözlerini birleştirdi.

 

"Bir daha bu lanet şeyi gitmezsen belki seve bilirim." Kocasının küçük oyunu ile kıkırdayan kız omuzlarını silkerek konuştu.

 

"Zaten hiç giymedimki. Bu gün yaptıklarının intikamını almak için giydim sadece." Giray'ın bakışları şüphe ile kısılırken Elif kaşlarını kaldırarak beklenti ile sordu. "Şimdi sevgili kocamın beni sevmesi için küçükte olsa bir umut var mı?" Düşünürmüş gibi dudaklarını büken adam karısının burnuna ufak bir öpücük bıraktı ve elini tutarak yürümeye devam etti.

 

"İşe yaradı. İçimde bir şeyler kıpırdandı sanki." Karısına gözünün ucuyla bakan adam gülümseyerek tekrar konuştu. " Bu gece kapını kilitlemeyip beni odana alırsan,belki bu kıpırtılar kalbimin kapılarını aralar ve sevmeme yardımcı olursun." Elif kocasının küçük oyunu karşısında çaresiz bakışlar atarak dudaklarını büzünce adam karısına çapkınca göz kırptı ve şakağına küçük bir öpücük bıraktı. "Şimdi sırada ne var? Bak bakalım şu meşhur gelin listesine." Elif cebinden çıkarttığı kağıdın üzerinde göz gezdirince kalan şeyi farketmesi ile hafiften kızardı.Bakışlarını cevap bekleyen kocasına çevirdi ve ne diyeceğini bilemeyerek kem küm etti.

 

"Imm...Şey...Aslında." Giray karısının tuhaf haline anlam veremeyerek bakarken Elif sıkıntıyla gözlerini kaçırdı. " Sen bir yerde otur,bir şeyler iç. Ben bunu kendim halletsem daha iyi olur." Ne olduğunu anlamayan adam tam sormak için ağzını açmıştı ki Elif arkalarında kalan masaları işaret ederek tekrar konuştu.

 

"Hıh! Bak oraya otur bir şeyler iç sen en iyisi. Ben işim bitince gelirim." Giray başını masalara çevirince Elif'te hızla uzaklaştı. Bakışlarını tekrar karısına çeviren adam onun köşeyi döndüğünü görünce anlam veremediği olay karşısında yüzünü buruşturdu.

 

Elif karşısındaki çeşitlere kararsızca baktı. Ne yapacaktı şimdi? O ne anlardıki böyle şeylerden? Bütün her şeyi almışlardı. Hediyelikler takılar bu da olmasa ne olurdu? Unutmuşum der kurtulurdu. Listeyi hatırlayınca bu fikri hemen eledi. Zaten almazsa ömrü billah Annesi ve Gönül Teyze'sinin dilinden kurtulamazdı. Sıkıntılı bakışlarını yeni bir modelle karşısına gelen kıza çevirdi.

 

"Sanırım bu anlattıklarınıza göre daha uygun." Kızın gösterdiği sade beyaz üzerinde zarif küpürler olan sütyen takımına baktı. Olabilirdi. Seksilikten ve gösterişten uzaktı. İlgilenen kıza bakarak gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı.

 

"Bencede. Paket yapar mısınız? Bunu alıyorum." Kız gülümseyerek Elif'i onayladı ve ikili kasaya doğru ilerledi.

 

"Ödeme nakit mi olacak?" Elif kızı başını sallayarak onaylarken çantasını açtı. Çantasında göz gezdirdi fakat cüzdanını göremedi. Telaşla çantaya elini attı ve tekrar aramaya başladı. Fakat bir gariplik vardı ve cüzdanını bulamıyordu. Elini alnına götürerek ovdu ve düşünmeye başladı. Hatırladığı ayrıntı ile hırsla elini alnına vurarak homurdandı.

 

"Cüzdanı evde unuttum!" Çaresiz bakışlarla etrafını süzdü. Giray'ı da çağıramazdı. Bu seksi iç çamaşırlarının içine onu nasıl çağırırdı. Utançtan ölürdü. " Ne yapacağım ben şimdi?" Kasadaki kızın sorusu ile bakışlarını ona çevirdi.

 

"Hanımendi ödemeyi yapacak mısınız?"

 

Genç adam kızın hareketlerinden bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Kasaya doğru yaklaştı ve o esnada Elif'in ödemeyi yapamadığını anlayınca cüzdanından bir kart çıkardı ve kasadaki kıza uzattı.

 

"Hanımefendinin ödemesini buradan alın!"

 

Elif işittiği ses ile arkasını dönerken gördüğü kişi karşısında kaşları hızla çatılmıştı. Şu an utançtan yerin dibine girebilecek durumdayken karşısındaki adamı öfkeden boğabilirdi.

 

OY VE YORUMLARI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN (:

 

yitenumutlar

 

 

Loading...
0%