Yeni Üyelik
23.
Bölüm
@yitenumutlar

 

Bölüm Şarkısı- Nilüfer - Hayko Cepkin -Aşk Kitabında

 

 

@Bellatrix1903 adlı kişiye hitaf edilmiştir.

 

 

Kız şok olmuş bir şekilde kocasına bakmaya devam ederken Giray uzayıp giden bu sessizliğe dayanamayarak sırtını dayandığı dolaptan ayırarak karısına doğru bir iki adım attı. Önünde diz çökerek ellerini avuçları arasına alan genç adam endişeli bir ses tonuyla ve en ufak olumsuz bir söz duymanın korkusuyla Elif'in mavi gözlerine bakarak konuştu.

 

 

"Bir şey söylemeyecek misin? " Kız başını olumsuz anlamda hızla sallarken,Giray gerilerek bilinçsizce avucundaki elleri sıktı. Aldığı cevaptan sonra tebessüm etmeye çalışarak hızla ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerlerken derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışarak sözlerine devam etti. "Ben Demir'in yanına ineyim. Sen hazır olunca inersin güzelim. " diyerek odadan çıktı ve hızla alt kata indi. Odada daha fazla kalıp karısının kalbini kırmak istememişti. Dün gece aldığı alkol yüzünden başı çatlarken karısının olumsuz cevabı da tuz biber olmuştu üzerine. Adam ağrı kesici ilaç almak için mutfağa doğru ilerlerken Elif girdiği şoktan yeni, yeni sıyrılıyordu.

 

 

Gördüğü manzara karşısında ağzı kulaklarına varırken kocasının kendisine kırılışı aklına gelince gülümsemesi hızla soldu. Yerinden kalkarak Giray'ın gönlünü almak için kapıya doğru ilerlemiştiki aklına gelen planla hemen cebinden telefonu çıkardı ve en yakın arkadaşına mesaj attı.

 

 

"Sana bir kaç saatliğine işim düştü. Demir abimi bir şekilde atlat benim isteyeceğim şeyleri halletmeye çalış. " Talha park ettiği arabadan inerken telefona gelen mesajı okumaya başladı. Okuduğu sözlerden sonra yüzündeki eğlenen ifadeye engel olamayan adam olumlu cevap vererek gönder tuşuna bastı ve vakit kaybetmeden eve doğru ilerledi.

 

 

Demir, arkadaşının halinden şüphelenirken Elif evi dolduran neşeli sesi ile konuşarak merdivenlerden iniyordu.

 

 

"Ben hazırım! Hadi geç kalacağız.Asya ve sende kendi düğününe geç kalan bir çift olarak tarihe geçeceksiniz. " Demir bakışlarını arkadaşına çevirerek göz kırptı ve ne oldu dercesine başını salladı. Giray evden hızla çıkan karısının üzerindeki bakışlarını cevap bekleyen arkadaşına çevirerek kaşlarını kaldırıp sesizce fısıldadı.

 

 

"Olmadı! "

 

Şaşkın bir şekilde arkadaşına bakan Demir, olumsuz olacağını hiç düşünmemişti doğrusu.

 

 

"Hadi artık!!"

 

 

Elif'in sesi ile arkadaşının omzuna teselli etmek istercesine bir kaç defa vurdu ve kapıya doğru ilerledi.

 

 

Talha aracın anahtarını verirken ufak bir işinin olduğunu, onlara daha sonra katılacağını söyleyerek yanlarından ayrılırken Giray'ın yüzünden düşen bin parçaydı. Asya ve Ayşe'yi de alarak kuaföre bırakan ikili de damat traşı için tekrar yola koyulmuşlardı.

 

 

"Asma artık suratını lan! Sadıç dediğin üzerine kuma gelen karılar gibi kırıtmaz! Zehir etme bana düğünümü." Demir'in sözleri ile yüzünde hafif bir tebessüm oluşan adam kolundaki saate bakarak homurdandı.

 

 

"Eğer biraz daha geç kalırsak esas suratı asılan sen olacaksın."Yüzünü buruşturarak Demir'i süzdü ve muzipçe konuşmasına devam etti. "Asık yüzlü bir damat bence hiç hoş bir görüntü değil. " Demir arkadaşının sözleri ile bakışlarını kuaförün kapısına çevirirken gelin arabasının önüne kondurulmuş oyuncak bebeğe yüzünü buruşturarak bir küfür savurdu.

 

 

"Bence arabanın süsleme işini Talha'ya bırakmakla hata ettim ben! "Giray'ın bakışlarıda arabanınn önüne kayarken bu defa gerçek bir gülümseme ile karşılık verdi arkadaşına.

 

 

"Bencede."

 

 

"Ya! Çaki bebek nedir abi ya!? Bir de gelinlik giydirtmiş şerefsiz! Asya onun altında başka sebepler ararsa bittiğimin resmidir! "Giray kahkahasını serbest bırakırken Demir bu defa ona kızarak homurdandı. " Gül abiciğim gül! Hamam kele yaramış açmış başını taramış! Eğer sen o gece içip, içip Asya'nın bizi bıçakla tehdit ettiğini anlatmasaydın o sivri zekalı Talha böyle bir şeye kalkışmazdı. " Giray ufak bir kahkaha atarak arkadaşını dürtüp çaki bebeği gözleri ile işaret etti.

 

 

"Lan bence de biraz ima var gibi bu işte. Baksana bebeğin elinde bıçak bile var. "Demir yüzünü buruşturarak bebeğe baktı. O süs bebeği oradan çıkarıp alma gibi bir ihtimalide yoktu. O Talaha denen geri zekalı bütün süslemeyi o bebeğe bağlatmıştı. Derin bir nefes alarak ceketinin cebindeki beyaz gülü düzelterek sabırsız bakışlarını kapıya çevirdi. Gördüğü manzara ile bir anlığına nefes alamayan adam kapıdan çıkan kız ile sertçe yutkundu. Asya fazla abartı olmayan gelinliğin içinde,yüzündeki eşsiz gülümseme ile kendisine doğru yaklaşmaya başlayınca Demir gözlerini sevdiği kadından alamadı. Bir kuğu misali süzülen kız da mavi gözlerini sevdiği adamdan alamıyordu. Siyah damatlığı, yakasına taktığı beyaz gül, kirli sakalları ile yüreğini hoplatmıştı kızın. Üzerindeki şaşkınlığı atarak Asya ile aralarında kalan kısa mesafeyi bir kaç adımda kapattı ve karşısında durarak beğeni dolu bakışlarla bir kaç saat sonra karısı olacak kadını süzdü ve gözlerindeki o beğeni yerini buğulu bakışlara dilinden dökülen sözlere engel olmadı.

 

 

 

"Sol yanım da bir ateş, ne yerim belli ne yurdum! İçimde ezelden bir öksüzlük! Ömrüm bir namlunun ucunda! Sana ne saraylar vaad edebilirim, ne de zenginlik!"Yüzündeki buruk tebessümle titrek bir nefesi ciğerlerine çekti ve can bulduğu mavi gözlere bakarak devam etti. " Ama tam şuramda Asya! Yumruğuyla sol göğsünün üzerine vurdu. " Gözlerin, gözlerime değdiği o ilk andan beri,öksüz yüreğimde çırpınan bir kuş var! O andan beri artık benim de bir yerim bir yurdum var! Nicedir öksüzdüm ama öksüzlüğümü paylaşan bir başka öksüz var! Bir gün ömrümde kalsa, o gün koynunda olayım dediğim bir kadın var! Cebim delik saraylarım yok belki ama yükü sevda olan kervanlarım var!" Sevdiği adamın yüreğinden kopan sözlerle gözleri dolan kız, karşısındaki adamın yaşlarla parlayan gözlerine aşkla bakarken Demir yutkunarak konuştu. "Şimdi hazırmısın yüreğimdeki kor ateşi harlamaya? Yerim, yurdum olmaya? Öksüz yanımın yaralarını sarmaya?" Kız başını olumlu anlamda salladı ve dolan gözlerini kırpıştırarak buruk bir gülümseme ile cevap verdi.

 

 

"Senin yüreğin ateş olursa, benimki volkan olsun! Yerin,yurdun mu yok? Aşkınla yanan göğsüm sana Vatan olsun! Bir günü bırak, bir saatlik ömrüm bile kalsa senin koynunda son bulsun!Benim öksüz yanım senin sevginle, senin öksüz yanın benim şefkatimle can bulsun!"Kınalı elini kaldıran kız sevdiği adamın kirli sakallı yüzünde hafifçe gezdirirken sözlerine devam etti." Bırak saraylar zenginlerin olsun! Benim son nefesim senin yanında olsun o bana yeter!" Yaşlarla dolan mavi gözünü muzipçe kırptı kız. Bir an önce bu duygusallıktan sıyrılmalılardı yoksa ağlaması ve makyajının bozulması an meselesi idi.

 

 

"Daha bekliyecek miyiz müstakbel kocacığım? Yoksa evlenmekten vaz geçtiğini mi düşünmeye başlamalıyım! " Demir gülümseyerek başını salladı.

 

 

"Asla! Vazgeçmek kitabımda yazmaz deniz gözlüm. Bunu en iyi senin bilmen lazım! " Elini sevdiği kadına doğru uzatıp onu arabaya doğru yönlendirdi. İkili arbaya doğru iki adım atmıştı ki Giray'ın adeta taş kesilmiş gibi kaldığını görünce onun odak noktasına çevirdiler bakışlarını.

 

 

Giray arkadaşının mutluluğuna imrenerek bakarken onların etraflarında kimse yokmuşcasına, birbirlerinin gözlerine dalıp gitmelerine burukça gülümsedi. Demir'in konuşmaya başlaması ile bu konuşmanın özel olacağını düşünerek arabanın arka tarafına doğru geçip bagaj kısmına yaslandı. Ellerini cebine koyan adam Elif'in çıkmasını beklerken canı sıkkın bir şekilde yerdeki küçük çakıl taşıyla oynuyordu. Bir taraftanda karısıyla sabah yaşadıkları anların muhakemesini yapıyordu. Oysa bu sabah ne umutlarla gitmişti odasına. Ama sonuç hiçte düşündüğü gibi olmamıştı. Bakışlarını tekrar Demir ve Asya'ya çevirdi. Biraz önceki duygusallıktan sıyrılmış gibi görünüyordu ikili. Kolundaki saate bakıpp yüzünü buruşturdu. Geç kalacaklardı. Bu kız nerde kalmıştı Allah aşkına!? Eli boğazını sıkan gömleğin düğmesine giderken önce boynundaki papyonu çıkartmak için hareketlenmiştiki bakışları kuaförün kapısına kayınca adeta taş kesildi.

 

 

Elif kumral saçlarını iri dalgalar halinde yaptırıp omuzlarından aşağı dökülmesini sağlamıştı. Uzun dalgalı saçlarının üzerine kır çiçeklerinden oluşan bir taç koydurmuştu. Giray'ın bakışları karısının mavi gözleri ile buluşunca bir an nefesini tuttu. Yanlış görmüyordu değil mi? Karısının üzerindeki ona daha bu sabah hediye ettiği gelinlikti. Gözlerini şaşkınca bir kaç defa kırpıştırdı. Kolları ve üzeri zarif küpürlerle süslenmiş balık gelinlik, hayal ettiğinden bile daha çok yakışmıştı karısına. Asya ile iş birliği yaparak onun gelinlik seçiminde, karısınada gelinlik denemesi için ısrar etmesini söylemişti. O gelinliğin ölçüleri ile katoloktan beğendiği gelinliğin modelini ona göndermesini söylemişti. Asya, Giray'ın isteklerini yerine getirince yine ikili bir olmuş Elif'ten habersiz bu gelinliği diktirmişlerdi. Askerlik dönüşü elinde gelinlikle gelsede Elif'in gelinliği görmesi mümkün olmamıştı. Giray'da daha farklı bir yol çizerek bu sabah süpriz olarak hediye etmişti karısına gelinliği.Diğer iş ortağı Demir de nikah işlemlerini halletmişti o askerdeyken. Ama karısı bu sabah olumsuz karşılamıştı çifte düğünü. Peki şimdi bu ne demek oluyordu? Yoksa fikrinimi değiştirmişti? Giray'ın aklında bu düşünceler dolanırken koluna dokunan elle kendine geldi. Bakışlarını yan tarafına çevirince Asya'nın uyaran sesini işitti.

 

 

"Burada baston yutmuş gibi dikilecek misin? Kız ağaç oldu resmen kapıda! " Demir arkadaşının haline gülerken Giray başını olumlu anlamda sallayarak sarsak adımlarla karısına doğru yaklaştı.

 

 

 

Elif'in de Giray dan aşağı kalır yanı yoktu şaşkınlık konusunda. Bu sabahki olumsuz cevabından sonra o kocasını normal bir takım elbise ile görmeyi beklerken sanki Giray fikrini değiştireceğini hissetmiş gibi smokin tercih etmişti. Heyecandan titreyen elleri ile gelinliğin eteklerinden tutarak bir iki adım kocasına doğru yaklaştı. Elleri terlerken nefesi de sıklaşmaya başlamıştı.

 

 

Karısının tam karşısında duran adam hayran bakışlarla fısıldadı.

 

 

"Galiba bu defa gözlerin değil cenneti vaad eden! Sanırım şu an gerçekten cennetteyim!"Elif'in yanakları pembeleşirken Giray karısıyla arasındaki mesafeyi bir adımla kapattı ve yüzünü avuçları arasına aldı. Makyajla dahada belirgin hale getirilmiş mavi gözlere eşsiz bir manzarayı izliyormuş gibi bakarken sözlerine devam etti. "Huri misin, melek misin? Yoksa bilmeden işlediğim bir sevabın bedelimisin Sidelya? " Dudaklarını sevdiği kızın alnına uzunca bastırdı ve hafifçe geri çekilerek alnını Elif'in alnına yasladı. Parmakları kızın pembeleşen yanaklarını okşarken kalplerinin şaşıran ritimleri ile gülümseyerek fısıldadı. "Teşekkür ederim! " Elif kocasının yakınlığı ile heyecanlanırken anlamamış gibi sordu.

 

 

"Neden! "

 

 

"Bu düğünü kabul ettiğin için! "

 

 

"Ben sadece Asya ve Demir'in düğünlerinin özel olmasını isteyeceklerini düşünmüştüm. Ama onlar baştan beri böyle planladıklarını söyleyince bende kabul ettim. " Aralarındaki yakınlık dudaklarının kurumasına sebep olurken hafifçe kuruyan dudaklarını yaladı kız. "Özür dilerim! " Bu defa Giray anlamayarak sormuştu.

 

 

"Neden? "

 

 

"Bu sabah seni kırdığım için."

 

 

"Kırılmadım. Bende, senin düğünümüzün özel olmasını istediğini düşündüm sadece. " İkili bir birilerinin gözlerinde kaybolurken bir öksürük sesi ile kendilerine geldiler.

 

 

"Daha bekleyecek miyiz? Demir abi huysuzlanıyor haberiniz olsun? " Giray ve Elif, Talha'nın yüzünü buruşturarak şikayet etmesine gülerken Giray karısının eline uzanarak arabaya doğru sürüklercesine çekiştirdi.

 

 

"Bencede acele edelim yoksa bu melek ,cennetine dönmek için her an vazgeçebilir." Elif kocasının sözleri ile gözlerini devirirken Giray açtığı kapıyla karısının araca binmesine yardım etti. " Bu arada sen hâlâ sapmısın Talha? Ben düğüne bir kızla gelirsin diye düşünmüştüm. "Karısının yanına geçerek tekrar elini kavrarken Talha da aracın direksiyonuna geçerek dikiz aynasından arkadaki çiftleri süzdü ve burukça gülümsedi.

 

 

"Ben o defterleri kapattım! İnsan gözünün önündekini göremeyecek kadar kör olunca sonuda böyle manastır rahibi gibi oluyor. " Elif'e dikiz aynasından göz kırparak aracı çalıştırıp yola koyuldu. Giray yavaşça karısına doğru eğilerek kulağına doğru şüphe ile fısıldadı.

 

 

"Bu karnabahar kafa bir şey mi ima ediyor güzelim?" Elif başını hafifçe kocasına doğru çevirerek anlamayan gözlerle bakarken Giray avucundaki eli sıktığının farkında değildi. " Elif! Bu ergenusun gözünün önünde olup görmediği kız sen değilsin değilmi güzelim!?" Giray dişlerinin arasından tıslarken Demir yanındaki adama sabır çekerek baktı.

 

 

"Ulan sen kafayımı yedin!? Hayır dünyada senin karından başka kızmı yok yani? Herkes Elif'e aşık, herkes Elif'e asılıyor! Şizofren misin lan sen paronayak! " Giray homurdanan arkadaşına ters, ters bakarken tıpkı onun gibi söylenmeye başladı.

 

 

"Sana mı sordum abicim!? Hayır ne meraklı adam mışsın her boka atlıyorsun! Bir de yanıma oturmuş koca karılar gibi laf dinliyor! " Asya ve Elif bir birine bıkkınca bakarken Giray'ın şüpheli bakışları tekrar karısına döndü. Elif bıkkınca nefesini dışarı verirken söyleyeceklerini Talha'nın duymasından çekinerek kocasına döndü.

 

 

"Giray gerçekten saçmalıyorsun şu an! Talha benim hiç sahip olamadığım kardeşim gibi. Üstelik bahsettiği kız da ev arkadaşıydı. Ama Talha'nın salaklığı yüzünden kız şu an başkası ile sevgili. O yüzden öyle konuştu. Umarım tatmin olmuşsundur! " Karısının sözlerinin doğruluğunu anlamak istercesine şüpheli bakışlarını bu defa Talha'ya çevirdi. Tamam seviyordu bu çocuğu ama karısıyla olan yakınlığı da bazen canını sıkmıyor değildi. Bazen gözü tutmuyordu işte bu karnabahar kafalıyı.Üstelik yakışıklı olması ayrıca huzursuz ediyordu Giray'ı. Dalgalı gür saçları, keskin yüz hatları,her kızın ilgisini çekebilecek derecede lanet kasları vardı. Kıskançlıkmı yapıyordu? Tabiki hayır. Karısına güveniyordu ama erkeklere güvenmiyordu. Nihayetinde hemcinsiydi ve o erkeklerin nasıl düşündüğünü gayet iyi bilirdi. Gerçi bu güne kadar çocuğun ters bir hareketini görmemişti ama bu savaş baltalarını indireceği anlamına gelmezdi. Düşünceleri arasında kuşkuyla kısılan gözlerini tekrar Talha'ya çevirdi. Talha'nın kulağındaki telefon kulaklığını görünce biriyle konuştuğunu anlamasıda uzun sürmemişti.

 

 

"Abla! Sana hayır dedim! Beni abuk sabuk işlerine bulaştırma lütfen!"Derin bir nefes alan genç adam bakışlarını yoldan ayırmadan konuşmasına devam etti. " Ya abla rahat bırak Allah aşkına beni ya! Hem senin arkadaşın evlenmiyor muydu bu gün? Sen ancak hazırlanırsın. Hadi kurban olayım kapat şu telefonu ya! "

 

 

......

 

 

"Ne seni dağ evine mi kaçırdı?" Genç adam dudaklarından kaçan kıkırtıya engel olamazken tekrar konuştu. " Ya abla saçmalama adam polis ben ne yapabilirim? Hem korkma o seni öldürmez, bu çeneyle yatım saate kalmaz sen adama kalp krizi geçirtirsin. Ben kapatıyorum. Adamı fazla zorlama yazık. " Telefonu kapatınca Giray'la aynadan gözleri kesişen genç adam onun gözlerinde gördüğü kıskançlık pırıltıları ile sabır çekercesine başını sağa, sola salladı. Bu adamın derdi neydi? Ona başka bir kızı sevdiğini ima etmişti ve bu adam hâlâ kendini tehlike teşkil eden bir unsur olarak mı görüyordu? İçinden Elif için dua etmeye başlamıştı. Bu adamla çok işi vardı. Bakışlarını tekrar yola çevirdiğinde ablası ile konuşması geldi aklına. Yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamazken içinden şöylendi.

 

 

"Allah seni alacak adama peygamber sabrı versin abla. Şimdiden acıyorum garibe. " Çok uzun sayılmayacak bir yolculuktan sonra araba düğünün yapılacağı alana ulaşmıştı. Asya ve Demir araçtan inerek hızla içeriye doğru ilerlerken Elif düğün alanını ilk defa görmenin merakı ile bakışlarını etrafında gezdirerek ilerliyordu. Fuşya ve beyazın hakim olduğu süslemelerle bezenen alana yüzündeki tebessüm ve içinde büyüyen heyecanla bakıyordu. Giray, Demir ve kızlar Diyarbakır'a gittiğinde eksiklerle uğraştığı için daha önceden görmüştü düğün yerini. Şimdi ise karısının mululuğunu izliyordu. Avucunun içindeki titreyen el onunda gülümsemesine neden olurken karısının kulağına yaklaşarak fısıldadı.

 

 

"Heyecanlı mısın Sidelya!? "Kocasının sözleri ile başını sallayan kız kapalı bir kapının önüne gelince Giray'a baktı. Adam karısına çapkınca göz kırparken Elif kalbinin bu heyecana daha fazla nasıl dayanacağını düşünüyordu. "Bence bu kadar heyecanlanma karıcığım. Baksana şimdiden elin ayağına dolaşıyor. Gece uzun olacak o yüzden biraz rahatlamaya çalışsan iyi edersin. Çünkü ben o dizilerde, kitaplardaki adamlar gibi kibarlık edip sen hazır olana kadar beklerim diyemeyeceğim doğrusu. " Elif'in gözleri korku ve şaşkınlıkla açılırken Giray onun surat ifadesi ile küçük bir kahkaha atıp kapalı kapıyı açtı. Açmasıyla birlikte dudaklarından bir küfür savruldu.

 

 

"Siktir! "Elini karısının gözlerini kapatmak için uzatırken bir taraftanda söylenmeye devam ediyordu. "Ulan insan akşamı bekler be! Burada olacak işmi bu? "Asya gelinliğinin eteklerini hızla elinden bırakırken Demir homurdanarak eğildiği yerden başını arkadaşına çevirdi ve masumca sordu.

 

 

"Ne yapmışım lan!?"

 

 

"Ulan daha ne yapacaksın kızın gelinliğinin altında ne işin var!? " Asya'nın yanakları kızarırken Elif te duyduğu sözlerle kızarmaya başlamıştı. Demir eğildiği yerden ağzının içinde dolandırdığı küfüelerle arkadaşına söylendi.

 

 

"Manyak mısın oğlum!? Ben sen gibi sapık mıyım?"Başını sağa sola çevirerek sabır dilenircesine homurdandı. " Gelinliğin tarlatanı düştü onu halletmeye çalışıyorduk!"Elif hâlâ gözlerini kapatan eli indirdi ve etrafında gezdirerek olup biteni anlamaya çalıştı.

 

 

"Bahane üretme koçum!" Odaya doğru karısıyla birlikte geçerken elini Demir'e doğru kaldırarak sözlerine devam etti. "Elif'i bekleyebilirdin."Yüzünü buruşturarak fısıldadı. "Fırsatçı sapık! " Elif'in bakışları Asya'ya kayınca onun bu muhabbetten ne kadar utandığını anlaması uzun sürmedi. Hâlâ didişen adamları uyarırcasına hafifçe öksürdü.

 

 

"Siz dışarıda bekleyin biz de şu tarlatan mevzusunu halledelim. " Uyaran bakışları ikilinin üzerinde gezince Demir ve Giray hızla dışarıya çıktı.

 

 

Elif, Asya'nın sorununu halletmiştiki kapı hızla açıldı ve içeriye söylenerek Ayşe girdi.

 

 

"Öküz! Yemin ederim bu Ali öküz! Ablamın düğününe misafir gibi en son geliyorum ya! " Kızın ağlamaklı sesi ile Asya ona kollarını açarak yanına davet etti ve sıkıca sarıldı.

 

 

"Neden bu kadar geciktiniz canım? "

 

 

"Ne den olacak Ali denen Ayı giydiğim elbiseyi çıkarttırmadan evden adımını atmadı! " Asya kardeşinin Ali nin isteğini yerine getirmesine şaşırırken Elif kıkırdayarak karşısındaki kızı süzdü. Gayet muntazam saks mavisi bir elbise giymişti.

 

 

"Ben sana nişanlın izin vermez demiştim ama. " Elif'in sözleri ile tek kaşını kaldıran kız meydan okurcasına baktı.

 

 

"Şimdilik o öyle zannetsin bakalım. " Ayşe'nin gözlerindeki kıvılcımları farkeden kızlar endişe ile bir birine bakarken çalan kapı ile Ayşe hızla kapıya doğru yöneldi.Açılan kapıyla Asya gördüğü kişi ve elindeki elbise kılıfı ile elini alnına vurdu.

 

 

"Ayşe, elbiseni benim getirdiğimi söyleme sakın ha! Yoksa Ali abim beni sazına tel diye gerim, gerim gerer vallahi! " Ayşe, Akif'e muzipçe göz kırptı ve kapıyı hızla suratına kapattı. Kızlar onun hazırlanışını şaşkınlıkla izlerken bu defa da Ayten Hanım ve Gönül Hanım girmişti odaya. Kısa bir sohbetin ardından onlar çıkarken Demir ve Giray kızları almak için tekrar odaya geldiler.

 

 

Nikah memurunun sorularına cevap veren çiftler kıyılan nikahla derin bir nefes almışlardı. Asya ve Elif gözleri ile işaretleşerek aynı anda iki adamın ayağına basmış, Demir ve Giray'ın yüzlerini buruşturarak şaşkınca bakmalarına sebep olmuşlardı. Nikah cüzdanını alan kızlar evde benim sözüm geçecek bakışlarını kocalarına gönderirken Demir ve Giray bu durumdan pekte şikayetçi gibi durmuyordu. Kızların duvaklarını kaldırarak alınlarından öpen adamlar ilk dansları için piste doğru ilerlediler.

 

 

Kollarındaki adamın gözlerine bakan kız merakla sordu.

 

 

"Süpriz düğün yapıyorsun ama o meşur arkadşların ortalarda yok Giray." Karısının merak ettiği kişiyi elbette biliyordu ama biraz kıvranmasında da sakınca yoktu.

 

 

"Sinan bir dava için yurtdışında. Kendisine ulaşamadım. Araz eşini yeni kaybetti o da oyüzden katılamıyor. Mehir desen daha cezasının bitimine iki sene var. Diğerleride burada zaten. " Kız bakışlarını şüphe ile etrafında gezdirdi.

 

 

"Azra'da buradamı yani? "

 

 

"Malesef o da katılamayacak. Telefonu na ulaşamadım çünkü. " Kocasının sözleri ile başını sallayarak gülümsedi.

 

 

Salih Bey sağ ve sol yanında ağlayan kadınlara sabır dilenircesine baktı.

 

 

"Yahu neden her şeye ağlıyorsunuz be!? "

 

 

" Sen ne anlarsın Salih!? Gaddar adam ne olacak! "Elindeki peçeteyle göz yaşlarını silerken bir taraftanda dans eden çiftlere hayranlıkla bakıyordu. Salih Bey Hayri Baba'ya dönerek bıkkınlıkla konuştu.

 

 

"Ben ne dedim şimdi dünür!? Seviniyor ağlıyorlar, üzülüyor ağlıyorlar süreklide ağlanmazki ama? " Yaşlı adam gülümseyerek Salih Bey'e baktı.

 

 

"Haklısın dünür ama bu da doğanın kanunu yapacak bir şey yok. " Salih Bey'in kulağına doğru eğilerek fısıldadı. "Bence fazla üzerine gitme yenge hanımın, kadınların sağı solu belli olmaz." Orta yaşlı adam başını onaylarcasına sallarken bakışlarını tekrar yanındaki kadınlara çevirdi ve onların hâlâ ağladığını görünce memnuniyetsizce yüzünü buruşturdu.

 

 

"Ben sana bu elbise giyilmeyecek demedim mi? Ayşe sen neden benim sözümü dinlemiyorsun? Hep burnunun dikine gidiyorsun!"Kollarındaki kız mavi gözlerini devirince Ali daha da sinirlendi. Kız her adım atışında elbisesinin yırtmacı kasıklarına kadar açılıyor etraftaki bakışlarda Ali'nin cinnet geçirmesine sebep oluyordu. Kızın ince belini daha sert kavrayarak bedenine yapıştırdı. Ayşe'nin gözleri irice açılırken Ali'nin kokusu ve bedenine temas eden sıcaklığı sık nefesler almasına neden oluyordu. Genç adam nişanlısının kulağına doğru eğilerek sert bir ses tonu ile konuştu. " Bende seninle konuşmaya bayılmıyorum! O inatçı çeneni aç ve sorularıma cevap ver! Ha, yok ben böyle iyiyim diyorsan o lanet çeneni bir ömür boyu kapalı tut! "Diyerek kızın gözlerine, tehdidinden sonra konuşacak ümidi ile baktı ama beklediği gibi olmamıştı. " Devam et böyle güzelim! Bundan sonrada sakın ağzını açayım deme. Zaten benim kulaklarımda daimi olarak kalmasını istediğim bir ses var. O yüzden senin sesini duyupta sevdiğim kadına ihanet etmek istemiyorum!" Ayşe'nin mavi gözleri kırgınlıkla parlarken, nişanlısının kollarından sıyrılarak hızla oradan ayrıldı. Ali ise arkasından öfkeden kuduracak duruma gelmişti. Ayşe'nin arkasından ilerlerken lavaboların önünde gördüğü manzara karşısında nişanlısının artık sınırları zorladığını düşünüyordu.

 

 

Gecenin ilerleyen saatlerinde kızlar yorgunluktan ayakta duramaz hale gelmişti. Zaten davetlilerde yavaş, yavaş düğün alanını terk ederken ailelerle vedalaşan çiftlerde balayı için yola koyuldu.

 

 

Bu defa çiftler ayrı araçları tercih etmişlerdi. Fakat iki araçta da durum pek farklı değildi. İki kız da yorgunluktan yolculuğun başlamasından kısa bir süre sonra uykuya dalarken, adamlarda bir an önce gidecekleri yere varmanın telaşındaydı. Demir ve Giray balayı için aynı yeri tercih etmişti.Demir ve Asya bir kaç gün sonra Diyarbakır'a gideceği için kızların birbirleri ile biraz daha vakit geçirmesinin her ikisinede iyi geleceğini düşünmüşlerdi. Aslında bu fikir Giray dan çıkmıştı. Elif'ten sakladığı gerçeği birlikte olmadan önce söylemek istiyor ve söylediğinde karısının yanında onu anlayabilecek birileri olsun istiyordu. Asya ve Demir aksi bir durumda ona iyi gelecek en iyi arkadaşlarıydı. Elif'e her şeyi balayında anlatmayı düşündüğünü Demir'e söylediğinde arkadaşı onu bencillikle suçlamıştı. Elif'i kaybetmekten korktuğunu o yüzden evlenmeden önce anlatamadığını söylediğinde kendiside farkındaydı bencillik yaptığının. Fakat bu mevzuyu daha fazla uzatıp içinden çıkılmaz bir duruma sokmamak içinde yanlız kalacakları ortamı tercih ettiğini söylemiş Demir bu durumdan pek hoşlanmasada Elif'in yanında bir abi olarak ona destek çıkmasının doğru olacağını düşünerek hak vermişti arkadaşına. İkili akıllarındaki karmaşık düşüncelerle araçları park ettiklerinde araçtan inerek bir birlerine sıkıntıyla baktılar. Demir arkadaşının gerginliğini yüzünden bile anlarken bir kaç adımda yanına yaklaşarak omzuna dokundu.

 

 

"Bence bu gece konuşmalısın. Aranızda hiç bir engel kalmasın kardeşim. Yoksa daha sonra büyük sorunlara yol açabilir. " Giray arkadaşının sözleri ile başını ağır bir şekilde salladı. "Sadece kazaydı Giray bunu sakın unutma! Üstelik babasının ölüm sebebi senin ona çarpman bile değil. Kalp hastası oluşu. Eğer Elif büyük tepkiler verirse ona, buna kanıtlayacak belgelerin var elinde. Bu ayrıntıyı da sakın unutma! " Giray'ın omzunu sıkarak gözlerine bakmasını sağladı ve muzipçe göz kırptı.

 

 

"Lan milletin sağdıcı geceyle alakalı öğütler verir seninle benim konuştuğumuz mevzuya bak!" Giray'ın yüzünde hafif bir tebessüm oluşurken yumruk yaptığı elini arkadaşının omzuna vurarak söylendi.

 

 

"Beline kuvvet mi deyim Demir? Bir de sağdıçlık bekliyorsun! Sanki daha önce yapmadığın bir halt. " Demir omzunu silkerek gülümsedi.

 

 

"Onlar ayrı oğlum. İhtiyaç denen bir şey var sonuçta. " Sır verirmişcesine arkadaşının kulağına yaklaşarak fısıldadı. " Lan ben çok heyecanlıyım yeminle! " Giray hafif geri çekilerek arkadaşının suratına inanmıyormuş gibi baktı.

 

 

"Sen!? Heyecanlı!?" Demir'in gözlerini devirmesi ile kıkırdayan Giray tekrar konuştu. "Güldürme beni oğlum sen mi heyecan yapacaksın? Bir zamanlar o karıdan o karıya atlarken hiçte heyecan falan yaptığını görmemiştim. " Demir arkadaşına doğru bir adım daha atarak araçları kontrol etti ve tıslarcasına konuştu.

 

 

"Lan sana da bir bok söylenmiyor ha! Ne bileyim işte böyle tuhaf bir heyecan var üzerimde. Bilmiyorum helalim olan kadına ilk defa dokunacağım içindir herhalde. " Giray dudaklarından kaçmak için çabalayan kahkahayı zorlukla bastırdı ve cebinden çıkarttığı anahtarla eve doğru yöneldi.

 

 

"Geçer koçum, geçer Aslanım! Sen derin, derin nefesler al! "Küçük bir kahkahayı dudaklarından bırakırken homurdanarak evin kapısını açtı. "Rüyamda görsem hayra yormazdım lan senin bu halini. Biri çıkıp karı düşkünü çapkın Demir aşık olacak, evlenecek ve yeni yetme ergenler gibi ilk gece heyecanı yaşayacak diye. " Demir de diğer evin kapısını açtı ve ellerini iki yana açarak sinirle söylendi.

 

 

"Allah cezanı versin lan Giray! Senin ağzına laf verip diline düşende suç zaten!" Demir tekrar arabaya yönelirken Giray da arkasından geçmişti. Hala arkadaşına bakıp kıkırdarken Demir'in kendisine attığı öldürücü bakışlarla boğazını temizleyerek arabanın kapısını açtı ve karısını yavaşça kucağına aldı.

 

 

Elif hissettiği hareketlilikle yavaşça gözlerini aralarken Giray' ı görmesi ile uyku mahmuru konuştu.

 

 

"Geldik mi? "

 

 

"Geldik bitanem. " Kocasının cevabı ile gözlerini tekrar kapayan kız göğsüne doğru biraz daha sokuldu. Giray aracın kapısını kapatmaya uğraşırken Elif'in gelinliğinin kuyruğu yüzünden biraz zorlanıyordu.Arkadaşının kapıyla cebelleştiğini gören Demir yanına yaklaşarak fısıldadı.

 

 

"Sen git ben hallederim. " Giray arkadaşının asık yüzünden biraz önceki duruma bozulduğunu anlayarak fısıltıyla konuştu.

 

 

"Asma lan yüzünü şakaydı oğlum! Hem şimdi Asya seni böyle görürse bir sorun olduğunu düşünür. "Eve doğru ilerlerken aklına gelen ayrıntıyla tekrar arkadaşına döndü. "Ha! O çaki bebeği de kaldır arabanın önünden bir an önce. Asya fark ederse fena olur demedi deme! " Demir'in bakışları kendi aracının önündeki bebeğe kayarken dudaklarından bir küfür firar etti. Yüzünü buruşturan adam eve girmek üzere olan arkadaşının arkasından homurdandı.

 

 

"Bir de sorundan bahsediyor! Seninle arkadaş olmam başlı başına sorun lan! "

 

 

"Ne dediğini duydum kardeşim! "

 

 

"Aman duyman çokta şeyim deydi kardeşim! " Arabanın önündeki bebeği hışımla söküp alan adam elindeki bebeğe bakarak yüzünü buruşturdu. " Allah belanı versin Talha! Gerdek gecesi gözlerime inme inecek ama olacağım senin yüzünden şerefsiz!" Bakışlarını etrafında gezdirirken ilerdeki çöp kutusunu görmesi ile o yöne doğru ilerledi ve elindeki bebeği hırsla kutuya atarak aracına doğru yaklaştı. Kapıyı açan adam karısını kucağına alarak eve yöneldi ve biraz önce açtığı kapıdan girerek odaya doğru ilerledi.

 

 

Sırtı yumuşak fakat serin bir şeye temas eden kız gözlerini yavaşça aralarken kollarını Giray'ın boynundan çözdü. Odayı incelemek için bakışlarını etrafta gezdirmeye başladı.Odada ki kırmızı ve beyaz yoğunluğu sanki bu günün önemini anlatırcasına kızı heyecanla korku karışımı duygulara sürüklerken bakışları ceketini çıkarıp papyonunu çözmeye çalışan kocasına kaydı. Onun bakışlarının da kendi üzerinde olduğunu anlayan kızın yanakları hızla kızarırken, Giray karısının bu haline gülümseyerek yanına oturdu ve elini saçlarına götürdü.

 

 

"Bence etrafı incelemeyi bırakıp önce bir duş al. Yoksa bu yorgunlukla her yerin tutulup kalacak canım. Üstelik o saçlarla da rahat edebileceğini hiç sanmıyorum. "Elif uzandığı yerden hafifçe doğrularak utangaç bakışlarını kocasına çevirdi.

 

 

"Haklısın. Bir duş alsam daha iyi olacak sanırım. " Kız hızla yerinden kalkarken Giray da kalkarak odanın içindeki diğer kapıya doğru yönelen kızın kolundan tuttu. Elif bakışlarını kocasına çevirince adam tek kaşını ima ile kaldırdı.

 

 

"Nereye güzelim? " Kocasının sorusuna anlama veremeyerek bakan kız bir elini kaldırıp diğer kapıyı işaret ederek masumca konuştu.

 

 

"Duşaaa! "Adam başını yana eğerek bu defa iki kaşını şaşkınca kaldırdı.

 

 

"Demek duşa? "

 

 

"Evet. Sende duş almamı önermedin mi? Niye şimdi böyle garip, garip konuşuyorsun? "

 

 

"Ben sana duş al dedim ama yanlız al demedim karıcığım! O duşa ikimiz birlikte gireceğiz! "

 

 

Elif'in ağzı şaşkınlıkla açılırken yanaklarıda kırmızının en koyu tonuna bürünmüştü.

 

 

"Sa...Saçmalama Giray! Birlikte duş falan alamayız! Olmaz öyle şe... "

 

 

"Bal gibide olur güzelim! Bu geceden itibaren bensiz duş almanı yasaklıyorum sana! "

 

 

"A... Ama Giaray!Be... Ben

 

Utanırım! Olmaz lütfen!" Karısının itirazlarının uzayacağını anlayan adam yavaşça yaklaşarak alnına bir öpücük bıraktı ve hafifçe geri çekildi.

 

 

"Utanılacak ne var? Helalim değil misin? İnsan kocasından utanır mı? " Dudakları kızın yanaklarından boynuna doğru yol alırken Elif sertçe yutkundu. Kocası boynuna küçük öpücükler bırakırken heyecandan ellerini nereye koyacağını bilemiyordu. Nefes almakta zorlanırken üzerindeki bedenini sıkan gelinliğin biraz gevşediğini hissetti. Gerdanında gezinen dudaklar bir kor misali tenini yakarken üzerinden düşen gelinlikle kocasının düğmeleri açtığını anlamıştı. İyide bu adam o kadar düğmeyi hangi ara açmıştı? Giray'ın öpücükleri kızın göğüslerine doğru inerken Elif son anda titreyen sesi ile kocasını durdurdu.

 

 

"Gi... Giray! Duş! Namaz! " Adam başını bin bir güçlükle karısının göğüslerinden kaldırırken kızın gözlerine koyulaşmış gözleri ile anlamsızca baktı. Elif kocasının o anki haline gülmek istesede gülememişti. Şaşkın yüzünü avuçları arasına alarak dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı ve konuşmaya başladı.

 

 

"Bakma öyle Gerdek namazı kılmayacak mısın? Eğer şükür namazı kılmazsan o işi unut kocacığım! " Giray işittiklerinden sonra karısını hızla banyoya doğru çekiştirdi.

 

 

"O zaman kısa bir duş alıp çıkıyoruz. Daha sonrada gerdek namazı. "Elif geldikleri kapının önünde durarak kocasının aceleci haline şaşkınca baktı.

 

 

"Ben önce duşa giriyorum ve ardından da namazımı kılacağım. Benden sonrada sen gir duşa." Sözlerini bitirince banyoya girip kapıyı hızla kapayarak kilitledi.

 

 

Giray odada dolanırken karısının bir an önce çıkması için dua eder olmuştu. Neyseki Elif fazla uzatmamış ve üzerine giyindiği bornozu ile odaya girmişti. Karısını kısa bir an süzdükten sonra Giray'da duşa girdi.Kız daha üzerini yeni giyinmiştiki kocasının banyodan çıkması bir oldu.Belinde havluyla kendisine doğru yaklaştığını görünce hızla arkasını dönen kız yatağın üzerindeki küçük valizi boşaltmaya koyuldu. Kıyafetleri kocasına bakmadan dolaba yerleştirirken sıra geceliklere gelmişti. Gördüğü geceliklerle gözleri fal taşı gibi açılırken çıkarıp, çıkarmama konusunda kararsız kaldı. Bu valizi kim hazırlamıştı Allah aşkına? Bu kısacık ve insanın içini ayan beyan gösteren şeyleri hayatta giyemezdi! Kocasının sesiyle elindekileri valize tıkarak hızla ona döndü.

 

 

"Canım biraz daha oyalanmaya devam edersen sırf korktuğun için yaptığın işi uzattığını düşüneceğim haberin olsun. " Elif derin bir nefes alarak bakışlarını valize çevirdi ve ne yapacağını bilemez bir şekilde baktı. Karısının farkında olmadan dişlediği dudakları ve bilinçsizce oynadığı parmaklarına bakan adam şüpheyle onun baktığı yöne doğru baktı.

 

 

"Elif iyi misin!? Ne var o valizin içinde?" Valize doğru uzanan kocasını fark edince ondan önce davranarak valizi kaptığı gibi yatağın diğer tarafına fırlattı. Kendisine şaşkınca bakan kocasına Şirince sırıtarak kolundan tutup çekiştirdi.

 

 

"Hiççç! Hiç bir şey canım! Küçük bir böcek vardı sadece! Hadi namazlarımızı kılalım biz! " Giray yatağın diğer tarafındaki valize şüpheyle bakarken olumlu anlamda başını sallayarak geniş alana doğru ilerledi ve karısına dönerek gülümsedi.

 

 

"Arkamda kıla bilecek misin, yoksa ben başka odaya geçeyim mi? "Elif başına örttüğü tülbenti düzeltirken kocasının sözleri ile şaşkınca ona baktı.

 

 

"İmam mı olacaksın?"

 

 

"Neden olmasın? Olamaz mıyım yani? " Tek kaşını meydan okurcasına kaldıran adam karısına muzipçe göz kırptı.

 

 

"Beni şaşırtıyorsun Giray Eyyüboğlu. "

 

 

Adam karısının sözlerine gülümseyerek kıbleye doğru döndü ve niyet ederek,tekbir getirip ellerini kulak hizasına kaldırdı. Elif hâlâ şaşkınca kocasını izlerken üç adım kadar arkasına geçerek o da namazına niyet etti.

 

 

Giray duasını bitirip kalktığında karısının hâlâ dua ettiğini gördü. Elif'in gözlerinin dolu olması onuda hüzünlendirirken sessizce odaya doğru ilerledi. Bir süre odada dolanan adam şimdi Demir'e hak vermeye başlamıştı. Zaman ilerledikçe onunda içinde tuhaf bir heyecan duygusu oluşmuştu. Arkadaşıyla dalga geçtiği aklına gelince yüzünü buruşturarak odayı turlamaya başladı. Namaz kılarken giydiği tişörtü üzerinden çıkararak bir köşeye fırlatmıştı. Pencereye doğru geçerken biraz önce karısının attığı valize gözü çarptı. Merakla valize doğru ilerleyen adam zaten karısının bahanesine inanmamıştı da. Valizi alarak yatağın üzerine oturan adam, kapağını açması ile bir süre öylece kalakaldı. Elini geceliklerden birine uzattı ve valizden çıkararak gözlerinin önüne kaldırıp incelemeye başladı.

 

 

Siyah şefaf gecelik zarif küpürlerle süslenmişti. yüzünde çapkın bir gülümseme oluşurken diğer parçaya elini attı ve eline aldığına pişman oldu. Yine küpürden olan fuşya rengi tanganın arkasından sarkan taşlarla dudakları o şeklini almıştı. Sertçe yutkunan adam karısının valizi fırlattığını hatırlayınca gülmeden edemedi. Bunları karsının hazırlamadığı bariz bir şekilde ortadaydı çünkü karısı utanç içinde fırlatmıştı valizi.

 

 

"Aman Allah'ım! " İşittiği sesle elindeki iç çamaşırını gözlerinin önünden çeken adam Elif'in utançtan mora dönen yüzünü görmesi ile gülmemek için dudaklarını bir, birine bastırdı. Elif ise hem kocasınınn belden üstünün çıplaklığı ve mükemmel vücudu karşısında, hemde elindeki şeyin utancıyla sertçe yutkundu ve hızlı adımlarla homurdanarak kocasına doğru yaklaştı.

 

 

"Şe... Be...Giray! Ya... Of! Niye kurcaladın sen şimdi o valizi!? " Karısı içinde bulunduğu zor durumla konuşmayı bile unutunca Giray kıkırdayarak elindeki iç çamaşırını kaldırıp çapkınca sırıttı.

 

 

"Niye bebeğim!? Sonuçta benim için almadın mı bu seksi şeyleri? " Bakışları tekrar elindeki iç çamaşırına kayarken Elif şok olmuş bir şekilde baka kaldı. Fakat kocasının tekrar valize yönelmesi ile girdiği şok uzun sürmemişti. Giray'ın elindeki iç çanaşırını hızla çekerken bir taraftan da valizi çekip hemen içine tıktı.

 

 

"Saçmalama tabiki senin için almadım! "Kocasının ima ile kaldırdığı kaşı, söylediği sözleri farketmesine sebep olunca ellerini saçlarından geçirerek panikle tekrar konuştu. " Yani tabiki senin için! Ama ben alma... " Kolundan çekilmesi ile kocasının üzerine düşen kız mavi gözlerini kırpıştırırken Giray boğuk bir sesle fısıldadı.

 

 

"Gerilmene gerek yok. Zaten onlara da ihtiyacımız yok!" Karısının boynuna küçük öpücükler bırakırken sözlerinede devam ediyordu. " Benim tercihim bu yatağa çıplak girmenden yana güzelim! "Elif daha ne kadar utana bileceğini düşünüp inlerken Giray karısının dudaklarına kapanarak sabırsızca öpmeye başlarken Elif'in de karşılık vermesi ile öpüşmeleri alevlendi.Bir süre sonra koz nefes, nefese geri çekilirken Giray dudaklarının yönünü değiştirerek karısının boynuna doğru yol aldı. Bir eliyle Elif'in üzerindeki sabahlığın kuşağını çözüyor diğer eli de ona eşlik ediyordu. Açtığı sabahlığı karısının üzerinden sıyırırken gerdanından omuzlarına doğru ıslak öpücüklerle ilerledi. Kesik, kesik nefes almaya çalışan kız, kocasının omuzlarındaki ellerini nereye koyacağını şaşırıp göğsüne doğru indirmişti. Farkında olmadan bıraktığı küçük dokunuşlar kocasını biraz daha yakarken, Giray'ın boğazından çıkan hırıltıyla birazda olsun kendine gelebildi. Elleri kocasının karnına doğru kendinden bağımsız bir şekilde indiğinde eline değen o küçük sertlikler kızın içinde amansız bir ateş yakmış, Giray'ın çıplak teni ise bu alevi dahada harlamıştı. Üzerinden çıkarılan gecelik bir köşeye fırlatılırken iç çamaşırları da onun yanını almakta çok gecikmemişti. Sırtında hissettiği dokunuşlarla ürperirken bir anda kendini Giray'ın altında buldu.Kocası dudaklarına tekrar kapanmış Elif te ona zevkle karşılık vermeye başlamıştı.Karısının göğüslerini sıkarken dudakları arasındaki dudaklarıda talan etmeye devam ediyordu adam.Alt dudağını emerek geri çekildi ve küçük öpücüklerle kulağına doğru ilerleyerek sıcak nefesini verdi. Nefesini verdiği noktaya diliyle hafif dokunuşlar bırakarak boynundan göğüslerine doğru öldürücü bir yavaşlıkla indi. Elif'in bedeni altında yay gibi gerilirken adam kızın göğsünün ucunu yalayarak dişleri arasına alıp çekiştirdi. Bir tarfatanda kendi boxerını çıkarmaya çalışıyordu. Islak dudaklarının gezindiği yerlere nefesini üfleyen adam kızın ürpermesine neden olurken bir eli karısının kasıklarına doğru yol almıştı. Elif bu dokunuşlara kesik inlemelerle karşılık verirken, kadınlığının üst bölgesinde küçük dokunuşlar bırakan elle gerildi. Fakat kocası göğsüne küçük ısırıklar bırakarak arkasından diliyle üzerinden geçip bu şekilde kulağına kadar ilerledi.

 

 

"Şhhtt! Sakin ol canım. " Kızın kulak memesini emerken eli de Elif'in kadınlığını kontrol ediyordu. Parmaklarına değen ıslaklıkla derince iç çeken adam boğazından firar edebilecek olan o sesi engellemek için karısının boynuna bastırdı dudaklarını ve hırsla emmeye başladı. Elif'in ince parmakları Giray'ın omuriliğinin üzerinde hafif dokunuşlarla gezerken adam başını bastırdığı yerden hiç kaldırmadan çıkararak erkekliğini karısının bacakları arasına yerleştirdi. Boynundaki emdiği bölgenin üzerinde diliyle dolaşırken takrar kulağına doğru ilerleyerek fısıldadı.

 

 

"Hazır mısın güzelim?" Elif derin bir nefes alarak başını yavaşça sallarken Giray da yavaşça erkekliğini Elif'in kadınlığına yerleştirdi. Kendini yavaşça içeriye doğru iterken, karısının yüzüne bıraktığı küçük öpücüklerin arasında fısıldıyordu. "Özür dilerim! Canını yakacağım ve yaktığım için. "Kendini yavaşça biraz daha itti ve sözlerine devam etti. " Ne olursa olsun bile isteye yapmadım! Yargılamadan önce beni mutlaka dinle! Seni üzmek, canını yakmak istemedim! Seni çok seviyorum! Yalvarırım beni affet! " Giray sakladığı gerçeği söyleyemeden karısına sahip olduğu için pişmanken sözleri ile derdini anlatmaya çalışıyordu. Fakat karısı o an, o sözlerin ne anlama geldiğini anlayacak durumda değildi.

 

 

Elif'in gerilen bedeni ve karşılaştığı engelle dudaklarını dudakları arasına alarak son bir kez ittirdi kendini.Bağırmamak için kocasının dudaklarını ısıran kızın,canının çok fazla yanması ile gözünden bir kaç damla yaş süzüldü. Ağzına gelen metalik tadı umursamayan adam Elif'in alnına bir öpücük bırakarak fısıldadı. " Şu an olduğu gibi sonsuza kadar benim kalacaksın Sidelya! Ne olursa olsun seni asla bırkamam! "Kocasının sözleri ile onun iri kahverengi gözlerine bakıp gülümseyen kadın elini kaldırarak yüzünü okşadı.

 

 

"Seninim ve ömrümün sonuna kadar senin karın olarak kalacağım! "Karısının burnuna küçük bir öpücük bırakan adam onun gevşediğini anlayarak yavaş bir şekilde git gel yapmaya başladı. Acı yerini küçük zevk dalgalarına bırakırken Elif kollarını kocasının boynuna sıkıca dolamıştı.

 

 

Demir ve Asya'da ise durumlar pek farklı değildi. Sadece Asya'nın gerginliğini almak biraz uzun sürmüştü Demir için.

 

 

"Yavrum istemiyorsan bekleyebiliriz sorun değil benim için. " Son raddeye gelmişler ama Asya'nın korkuları yüzünden bir türlü birleşrmiyorlardı.Karısının korkuyla parlayan mavi gözlerine birer öpücük bırakarak hafifçe geri çekildi ve son bir defa daha karısının dudaklarına kapandı. Asya ise böyle bitsin istemiyordu. O ilk gecenin anbiyansına uygun yaşamak istemişti her şeyi. Gerdek dediğin ilk gece olurdu. Heyecanı ilk gece yaşanmalıydı. Başka bir gün seks ten ne farkı kalırdıki. Bu özel gece ve hayalleri saçma korkuları yüzünden mahfolmayacaktı. Aldığı kararla ellerini kocasının boynuna götürerek kendine doğru biraz daha çekti ve öpücüklerine büyük bir istekle karşılık verdi. Demir daha fazlasını istercesine solulurken karısının ellerini kasıklarında hissedince heyecanla kendisini Asya'ya doğru ittirdi. O an odayı acı dolu bir inleme dodurdu. Demir yaptığı ufak hatayla hızla geri çekilirken koluna tırnaklarını geçiren karısıyla endişeyle konuşmaya başladı.

 

 

"Özür dilerim Asyam özür dilerim! " Kızın yüzüne küçük öpücüklerini bırakırken bir taraftan da pişmanlığını dile getiriyordu. "Canını yakmak istememiştim. Ama senin elin kasıklarıma doğru kayınca heyecanlandım bir den! Özür dilerim güzelim! " Asya'nın çektiği acıyla ıslanan gözlerine öpücüklerini bıraktı. "Kollarımı bırak çıkayım içinden. Canın daha çok yanmasın. " Asya başını olumsuz anlamda sallarken derin bir nefes alarak cevap verdi kocasına.

 

 

"Ta... Tamam. Geçti. Panik yapmana gerek yok. " Demir karısının yüzünü endişe ile izlerken yaptığı hatadan dolayı kendine küfürlerini saydırarak geri çekilmek için tekrar hamle yaptı.Fakat kollarındaki tırnaklar bu defa daha sert bit şekilde tenine geçerken üzgün bit şekilde konuştu adam.

 

 

"Asya bak canın acısın istemiyorum.hadi biraz sakinleş ve beni serbest bırak güzelim. " Canının yanması geçen kız kocasının sözleri ile gülme isteğini zorlukla bastırırken mavi gözlerini Demir'in kahverengi bakışlarına sabitleyerek fısıldadı.

 

 

"Esas sen sakinleş artık kocacığım! Tamam biraz canım yandı ama korkulacak bir şey yok! O kadarcık acıya da dayanamayacak değilim değil mi? " Karısının yüzünü tekrar incelerken en ufak bir acı belirtisinde geri çekilmeyi planlıyordu. Fakat Asya'nın gülümseyen yüzü onun düşüncelerini seddeye uğratmıştı. Tek kaşını kaldırarak sordu.

 

 

"Emin misin? Daha sonra beni suçlarsan elimden çekeceğin var haberin olsun!? " Karısına çapkınca göz kırparken Asya aldığı nefesi bıkkınca dışarı vererek cevap verdi.

 

 

"Yarışmada mıyız Demir? Emin misin? Son kararın mı? Eminim adam hadi artık! "

 

 

"O zaman günah benden gitti sevgilim! " Karısının dudaklarına kapanmadan önce ikili arasındaki son sözler olmuştu bunlar. Gerisi vuslat, gerisi hasretti Demir için.

 

 

Sabahın ilk ışıkları odayı doldururken Elif huzursuzca yerinde kıpırdandı. Üzerinde hissettiği ağırlık ve bedenindeki aşırı sıcaklıkla yüzünü buruşturan kız gözlerini yavaşça araladı. Uyku mahmuru etrafında gezdirdiği bakışlarla farklı gelen oda ona dün gece yaşadıklarını hatırlatırken üzerindeki ağırlığın ve bedenini basan sıcaklığın da sebebini anlamıştı. Hatırladığı anlarla iyice sıcaklayan kız yerinde huzursuzca kıpırdanırken belindeki kolun kendisini daha sıkı sarması ile dudaklarını ısırdı. Giray'ın uyanık olmaması için dua ediyordu. Zira şu an yüzüne bakacak durumda değildi. Fakat ensesinde hissettiği sıcak dudaklar ve boğuk sesi işitince dualarının kabul olmadığını anlaması uzun sürmemeişti.

 

 

"Rahat dur Sidelya!" Kız dudaklarını ısırırken zorlanarakta olsa konuşabilmişti.

 

 

"Gi... Giray, izin ver kalkayım. "

 

 

"Cık! Olmaz! Daha saat çok erken."

 

 

"Ama ben artık uyuyamam ki. " Karısını belinden çekerek vücuduna yaslayınca Elif kalçalarında hissettiği sertlikle nefesinin kesildiğini hissetti. Buda neydi şimdi? Sabah, sabah o şey neden bu kadar serttiki? Tamam erkeklerde sabah ereksiyonu diye bir şey olduğunu biliyordu fakat bu kadarını beklemiyordu. Yerinde huzursuzca kıpırdanırken göğsünü hafifçe sıkan elle ikinci defa nefesini tuttu kız.

 

 

"Biraz daha kıpırdanırsan kendimi tutamaya bilirim güzelim. "Elif'in gözleri faltaşı misali açılırken Giray sözlerine devam etti. " Tuttuğun nefesinide bırakta ilk günümüzden dul kalmayayım. " Kocasının komutu ile tuttuğu nefesini yavaş, yavaş bırakan kız göğsünü okşayan elle heyecanlanmaya başlamıştı. Giray karısının biraz önce bıraktığı nefesinin sıklaşmaya başladığnı fark edince kendini daha fazla tutamayıp Elif'in göğsündeki elini biraz daha aşağılara doğru kaydırdı. Elif artık kaçışının olmadığını anlarken kendisini kocasının dokunuşlarına bırakmıştı.

 

 

"Hayatım sana demiştim daha sonra canın yanar diye. " Demir karısının kıvranan haline üzgünce bakarken başına küçük bir öpücük kondurdu.

 

 

"Of ! Ne bileyim böyle olacağını ben Demir ya! " Demir'in gözlerine bakarak masumca sözlerine devam etti. "Demir, sen Giray'a bir sorsan ağrı kesici falan varmıymış onlarda. " Adamın gözleri irice açılırken başını hızla salladı.

 

 

"Olmaz kızım saçmalama! Ne diyeceğim? Bizim gecemiz çok sert geçti Asya şimdi acıdan kıvranıyormu. " Başını olumsuz anlamda tekrar sallarken karısıda ona hak vermişti. " En iyisi sen Elif'e sor. Daha doğru olur. " Bu defa da Asya başını sallayarak karşılık verdi kocasına.

 

 

"Olmaz!" Yataktan kalkan kız banyoya doğru ilerlerken Demir gördüğü şeyle endişeyle fısıldadı.

 

 

"Asya ka... Kanaman var. " Kız kocasının ne dediğini anlamak için arkasını dönmüştüki yatakta gördüğü büyük kan lekesi ile utançla yanakları kızardı. Demir yataktan fırlayarak hızla karısının yanına yaklaşıp panikle sözlerine devam etti. " Hazırlan hemen doktora gidiyoruz hayatım! " Panikle odanın içinde dolanan kocasına yeni hatırladığı ayrıntıyı anlatmak için konuşmaya başladı kız.

 

 

"Demir gerek yok doktora. "

 

 

"Ne demek gerek yok!? Ya önemli bir şeyse. "

 

 

"Gerçekten gerek yok canım. İyiyim ben. "

 

 

"Asya ilk birlikteliğini yaşadın ve ters giden bir şeyler olabilir. " Dolaba doğru ilerleyerek karısına temiz kıyafetler çıkardı. "Hadi hazırlan hemen çıkalım. " Kocasının endişeli haline dayanamayan kız koluna dokunarak kendisine bakmasını sağladı.

 

 

"Demir doktora gerek yok, çünkü regl olmuşum! " Bakışlarını kısarak karısına şaşkınca baktı.

 

 

"Ne demek regl olmuşum?"Asya dudağının alt köşesini ısırarak kocasının gözlerine üzgünce baktı.

 

 

"Şu demek, yedi gün bana dokunamayacaksın. " Demir işittiği sözler ile ellerini yüzünde gezdirirken Asya onun sinirlendiğini düşünerek bakışlarını kaçırdı.

 

 

"Yavrum onu bende biliyorum elbette. Beni yanlış anladın. Adet günün bu günmüydü emin misin anlamında soracaktım.İzin vermiyorsun ki sözlerimi tamamlayım." Asya'nın yerdeki başını kaldırmak için hafifçe çenesine dokundu ve gözleri buluşunca anlayışla sordu."Başka bir problem olmasın? "

 

 

"Zannetmiyorum. Düğün telaşı ile ben günümü unutmuşum. Zaten sancılarımda onun habercisi. " Emin olmak için karısının yüzünü bir müddet daha inceledi adam ve emin olunca göğsüne doğru çekerek sıkıca sarıldı.

 

 

"Kötü bir şey oldu zannettim aklımı aldın kadın! " Asya kocasının göğsüne sokulurken üzgünce homurdandı.

 

 

"Yeni evli bir çift için kötü bir süpriz ama!" Demir, karsısını kendisinden biraz uzaklaştırarak yüzünü avuçları arasına aldı.

 

 

"Aksi bir durum olmasından iyidir güzelim. Yeterki sana bir şey olmasın. " Halâ üzgünce kocasının gözlerine bakarken Demir burnuna küçük bir öpücük kondurdu. " Şimdi üzülmeyi bırakta bir şeye ihtiyacın var mı onu söyle. Demir'in anlayışlı tavrı karşısında burukça gülümserken başını olumlu anlamda salladı.

 

 

"Aslında var.Regl günüm aklımdan çıktığı için ped almadım yanıma." Karısının isteği karşısında yüzünü buruştururken Asya onun bu haline kıkırdayarak devam etti. " Birde ağrı kesici alırsan çok iyi olur. Sen gelene kadar bende bir duş alırım. " Karısının istekleri karşısında başını olumlu anlamda sallayarak dudaklarından bir öpücük çalıp kapıya yöneldi.

 

 

Asya'nın ihtiyaçlarını alan adam elindeki beyaz poşete bakarak homurdandı.

 

 

"Lan poşet değil röntgen cihazı mübarek! Millet ne aldığımı görüyor resmen. İnsan bunlar için özel poşetler kullanır kardeşim! "

 

 

"Şhhhtt!" Kendi, kendine konuşarak gelen arkadaşını evin veranda sından gören Giray bu satte nerden geldiğini merak ederek seslendi. Demir sesin geldiği yöne doğru dönüpte kendisine sırutan arkadaşını görünce elindeki poşeti hızla arkasına sakladı. "Hayırdır lan taze damat, ne işin var sabahın bu saatinde dışarda." Arkadaşına sıkıntıyla bakan Demir gözlerini kaçırarak cevap verdi.

 

 

"Asya'nın ufak tefek ihtiyaçları vardı da onları aldım kardeşim." Bakışlarını kısıp Giray'ı süzerek sözlerine devam etti. " Daha kargalar kahvaltısını etmeden senin ne işin var balkonda? " Giray yüzünü buruşturarak elini sıkıntıyla saçlarından geçirdi.

 

 

"Bütün gece gözüme uyku girmedi Demir! " Arkadaşının üzgün haline dayanamayan Demir cevap verdi.

 

 

"Elimdekileri bırakıp geliyorum. Sonrada kızları alır kahvaltıya gideriz. " Giray başını sallarken Demir çoktan karısıyla kaldığı eve girmişti bile. Banyodan gelen su sesi ile karısının hâlâ duşta olduğunu anlayan adam elindekileri yatağın üzerine bırakarak banyoya doğru yöneldi ve kapısını tıklattı.

 

 

"Asyam! "

 

 

"Efendim Aşkım! "

 

 

"Ben Giray'ın yanındayım sende duşunu alınca gelde kahvaltıya gidelim hep beraber. "

 

 

"Tamam. "

 

Karısının, sözlerini onaylaması ile hızla evden çıktı ve biraz önce Giray'la konuştuğu verandanın önüne gelerek iki basamak merdiveni hızla çıktı. Giray'ı balkondaki masaya oturmuş kara, kara düşünürken görünce açık olan balkon kapısından içeriyi kaçamak bakışlarla kontrol ederek arkadaşının karşısına oturdu.

 

 

"Hayırdır!? Niye uyuyamadın? Lan yoksa sabaha kadar kızıda mı uyutmadın azgın herif!" Bakışlarını tekrar içeriye doğru çevirirken sözlerine devam etti." Nerde lan Elif!?" Giray arkadaşının sözleri ile gözlerini devirirken derin bir nefes alarak konuştu.

 

 

"Saçmalama! Elif içeride duşta! " Başını iki yana sallayan Giray sabır çekti. " Ya adama karımın ve ne yaptığımızın hesabını veriyorum iyimi. "

 

 

"Vereceksin tabi. Yanlızmı sandın sen benim kardeşimi? " Giray yanaklarını şişirerek ofladı.

 

 

"Sululuğu bırak! Ben dün gece konuşamadım Elif le." Demir'in kaşları an ve an çatılırken sessiz olmaya çalışarak sertçe sordu.

 

 

"Peki dokundun mu kıza!? "Giray bakışlarını kaçırarak başını olumlu anlamda salladı.Elini masaya sertçe vuran Demir öfkeyle tısladı.

 

 

"Lan ben sana ne dedim!? Kıza dokunmadan önce her şeyi anlat demedim mi Piç herif!" Ellerini yüzünde gezdirerek ayağa kalktı ve Giray'ın üzerine doğru eğilerek hesap sorarcasına devam etti. " Her şeyin içine sıçıyorsun Giray! Elif şimdi gerçekleri öğrenirse ne düşünür haberin var mı? Mecburiyetten evlendiğini zannedecek! Yük olarak görecek kendisini! Belkide kullanılmış gibi hissedecek! "

 

 

"Yeter Demir! " Giray'ın sessiz ama sert çıkışı ile arkadaşına öfkeyle baktı. "Sabaha kadar ne düşündüm zannediyorsun? Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor! Bende düşündüm bunların hepsini ama konuşamadım işte. Onu kaybetmekten korkuyorum anlasana! "Demir arkadaşının ikilemde kalmış haline üzülürken dolan gözlerine bakarak fısıldadı.

 

 

"Yine de söylemeliydin! Zaten anlatmakta çok geciktin, şimdi her şey daha​ kötü olacak. Belki önce bir şansın olacaktı ama şimdi onu tamamen kaybede bilirsinde."Giray öfkeyle saçlarını çekiştirdi. O Demir'den bir çıkış yolu göstermesini istiyordu. Oysa arkadaşı inadına, onun korkularının üzerine gidiyordu sanki. Öfke ve Elif'i kaybetme korkusu genç adamı daha da endişelendirirken kollarını iki yana açarak çaresizce konuştu.

 

 

"Ne deseydim Demir? Babana çarpan hayvan benim mi!? Baban benim hatam yüzünden öldü mü!? Seni yanımıza alamamızın sebebi benim ve ailemin vicdan azabı mı!? Hangi birini söyleyim!?Olanları açıklamaya çalışınca inanırmı zannediyorsun!? " Demir arkadaşının sözleri ile iyice sinirlenirken yakasından tutarak sarstı.

 

 

"Kendine gel! Gerçekleri anlat sadece! Bir kaza oldu de! Babanın ölümünde belki benimde hatam var ama kaza yüzünden ölmedi de! Seni evlendirmek istedikleri yaşlı bunağın elinden kurtarmak için getirdim, evet vicdan yükümdün ama yürek yüküm oldun de! Bizim hikayemiz bir ölümle başladı ama ben sana köpekler gibi aşık oldum de! Yeterki gerçekleri söyle! Bu gün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbürgün affeder seni! Belki de aylar geçer ama yinede affeder! Sen sadece gerçekleri anlat, yüreğindeki yarayı, sakladığın bu sırrı çok geç olmadan anlat kardeşim! " Giray'ın yakasını bırakarak biraz önceki sandalyesine tekrar otururken Giray'da omuzları düşmüş bir şekilde kalktığı yere geri oturdu.

 

 

Duydukları yüzünden şok olan kız titreyen elleri ile duvara tutunarak ayakta durmaya çalıştı. Duştan çıkıp üzerini giyinirken dışardan gelen fısırtılara kulak kabartmış, kocasının telefonda konuştuğunu düşünerek pek önemsememişti. Taki çıkan gürültüye kadar. Sanki kapı yumruklanır gibi bir ses gelmişti. Saçlarındaki havluyu çıkarıp yatağın üzerine bıraktı ve odadan dışarıya çıktı. Kulağına gelen tanıdık seslerle balkona doğru ilerlerken işittikleri yerinde çakılmasına neden olmuştu. Önce Demir'in sözlerine anlam veremesede,arkasından kocasının söylediği sözlerle başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Dudaklarından kaçmaya çalışan hıçkırığı engellemek için hızla elini ağzına kapatırken yaşlarda gözlerinden sicim gibi akmaya başlamıştı. Babasının ölümüne sevdiği, aşık olduğu, dün gece tüm benliğiyle teslim olduğu kocasımı sebep olmuştu. Konuşmalar beyninde uğultu misali süzülürken yavaşça olduğu yere çöktü kız. Bu olamazdı. Böyle bir şeyi nasıl saklarlardı kendisinden? Kocasının sert çıkan sesine dikkat kesilirken başını olumsuz anlamda salladı. Değildi işte, aşık falan değildi kocası ona! Vicdanı yüzünden evlenmişti kendisi ile! Eğer aşık olsaydı o kadar zaman bunca gerçeği saklamazdı!Yalan söylenmesini sevmediğini bile, bile saklamazdı bunca gerçeği. Eğer gerçekten sevseydi yapmazdı.Elif iç sesinin çığlıkları ile sarsılırken duvara tutunarak güçlükle ayağa kalktı. Demir bir şeyler söylüyordu fakat anlamıyordu. Kafasının içinde milyonlarca soru dolanırken nefes alamadığını hissetti. Burada daha fazla kalmayacaktı. Aşkından ölsede kendisini sevmeyen vicdan yükü olarak gören kocasının yanında daha fazla durmayacaktı. Dolu gözleri görüş alanını kısıtlarken titreyen bacaklarını umursamadan kapıyı açtı ve sessizce evden ayrıldı.

 

 

"Of geç kaldım! Demir kızmassa iyidir! " Asya tam evden çıkacakken kardeşi Ayşe aramış on, onbeş dakika kadar onunla konuşmuşlardı. Telefonu kapatıp evden ayrılırkende kocasını kızdırdığını düşünürken hayıflanıyordu. Üzerindeki dizlerinin üstünde biten buz mavisi elbisesini çekiştirirken bir taraftanda regl kazasına kurban gitmemek için dua ediyordu. Başını kaldıran kız Elif'in evden uzaklaştığını görünce arkasından seslenmiş fakat duyuramamıştı. Belki ihtiyaçları vardır onun için çıkmıştır diye düşünürken elinde cüzdan ve ya çantasının olmaması da dikkatinden kaçmamıştı. Adımlarını hızlandırarak yan eve geçen kız açık kapıyı görünce dahada endişelenerek hemen içeriye geçti. Balkon tarafından gelen seslerle adımlarını o yöne doğru çevirdi.

 

 

Karısını gören Demir oturduğu yerden gülümseyerek kalkarken bir taraftan da Giray'a söyleniyordu.

 

 

"Oğlum Elif'e bakta çıkalım artık! Kurt gibi acıktım vallahi. "

 

 

"Siz bekleyin Elif hazırsa iki dakikaya geliriz biz." Demir kalktığı yere tekrar otururken başını sallayarak arkadaşını onayladı.

 

 

Asya'nın bakışları şüpheyle kısılırken içeriye girmek için hareketlenen Giray'ın koluna dokundu.Adam bakışlarını koluna dokunan kıza çevirince Asya anlam veremediği olay karşısında konuştu.

 

 

"İyi de Elif evde değilki! " Giray'ın kaşları çatılırken Asya'nın yüzüne anlam veremeyerek baktı.

 

 

"Nasıl evde değil? İçeride duş alıyordu. " Asya bakışlarını kocasına çevirerek endişeyle baktı.Karısının bakışlarındaki endişe pırıltılarını fark eden adam yerinden kalkarak yanına gelirken Asya, Giray'a cevap verdi.

 

 

"Biraz önce ben evden çıkarken Elif gidiyordu. Ben arkasından seslendim ama duymadı. " Giray'ın elleri yumruk halini alırken Asya'nın sözleri ile bedeninin gerildiğini hissediyordu. Asya bakışlarını kocası ve Giray üzerinde gezdirdi ve aralarındaki gergin elektiriği hissedince tekrar devam etti. "Ben önce bir işi falan var heralde diye düşündüm ama ne bir çanta, nede cüzdan vardı elinde. "

 

 

"Allah benim belamı versin! " Giray'ın sözlerinden sonra çıkan büyük gürültü ile Asya korkuyla kocasının göğsüne sokulurken Giray'da hızla evden ayrıldı.

 

 

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN (:

 

 

 

Yitenumutlar

 

 

Loading...
0%