
“Artık dersime dönmem gerekli. Eşyalarımı getirdiğiniz için teşekkürler.” dedi. Atalay’ın cevap vermesini beklemeden kaçar gibi uzaklaşacaktı.
Arkasını dönmüş giderken ardında bıraktığı adam ona seslendi. “Beni tanımadın mı Bal Böceği.” Oysa ben seni hiç unutmadım dedi içinden.
Nazenin’in hissettiği endişe arttı. İki farklı yerde karşılaşmaları, bu kadar tesadüf fazlaydı. Hem de oldukça fazlaydı. Geleceklerine, kaderlerine dokunacağını hissetti.
Artık zarar görmekten korkuyordu. Cesareti yoktu hiçbir şeye. Kavgalıydı dünyaya, kaderine. Hayal kırıklıklarıyla dolu kaderi. İnancı yitip gitmişti.
Atalay ise tutmuştu sözünü. Yeni bir söz verdi kendi kendine. Onu bu cehennemde tek başına bırakmayacak, sakınıp koruyacaktı. Nazenin’i, nazlı çiçeği, Bal Böceği’ni bu dünyadaki bütün kötülüklerden esirgeyecekti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |