06.04.2027
Bu sabah kalktığımda çok mutluydum çünkü ne alarm ne telefon çalma sesi. Bu hayatta sessizlik kadar güzel bir şey yok gerçekten. Akşam telefonu şarja takmadığım için şarjı bitmiş o yüzden ilk önce telefonu şarja taktım. Sonra da lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım, yemekten önce “spor yapıp duş mu alsam” diye düşünürken sporu es geçip duş alıp çıktım. Üzerime rahat bir şeyler giyip mutfağa geçtim. Ne yiyeceğimi bilmiyorum bu yüzden mutfak içerisinde dolaşıp ara sıra buzdolabını açıp bakınıyorum ama hala ne yesem bilmiyorum. Bu sırada da yatak odasından bir ses geliyor biraz yaklaşınca “I can't remember anything, Can't tell if this is true or dream, Deep down inside I feel to scream, This terrible silence stops me, Now that the war is through with me, I'm waking up I can not see” sesini duyunca anladım ki telefonum çalıyor.
E: Aloo güzelim günaydın nasılsın?
T: Günaydın Elifimm iyiyim de ne yiyeceğime karar veremiyorum. Yarım saat, bir saattir mutfakta dolanıyorum. Sen nasılsın, ne yapıyorsun?
E: Bende ne yapayım canım sıkılıyor bir dışarı mı çıksak diye seni aradım. Müsait misin?
T: Müsaidim gerçekten çok güzel olur yoksa evde bomboş oturup sıkılacağım.
E: Tamam o zaman ne yapsak nereye gitsek ki?
T: Çarşıya mı gitsek ya da alışveriş mi yapsak?
E: Çarşıya gidelim bebeğim hem orada alışveriş yaparız hem de bir şeyler yeriz.
T: Tamamdır o zaman Elifim çarşının başında buluşalım.
E: Tamamdır güzelim görüşmek üzereeğğ…
Elif’le telefonu kapattıktan sonra azıcık bir ekmekle ekmek arası yaptım, onu yerken bir yandan da hazırlanmaya çalışıyorum. Bir eşofman bir crop üzerine de kapüşon giydim, çantamı alıp tam çıkacakken bir etrafa bakındım. Etrafın çok dağınık olmadığını görünce öylece evi bırakıp çıktım evden. Benim evimden çarşıya bir minibüsle on on beş dakika sürüyor, yürüyerek bir yarım saat sürüyor. Hiç o kadar yürüyesim gelmediği için minibüs durağına yürüdüm. Bir on on beş dakika bekledikten sonra minibüse bindim, uzun zamandır binmediğim için biletler ne kadar olmuş bilmiyorum. Ayrıca teknolojinin geliştiği dönemlerde olduğumuz için çok az minibüs var hangisine denk gelirsen. Bir de sanırım az oldukları için biletleri pahalılaştırmışlar, bir yetişkin bilet 50 lira olmuş şaka gibi. Bu sefer on dakika olmadan vardık, sanırım çok fazla duruş yapmadı gerçi minibüse çok binen olmuyor çünkü pahalı geliyor. Ama milleti anlayamıyorum minibüs pahalı geliyor fakat bindikleri taksiler, otobüsler, özel araçlar çok daha pahalı. Minibüsten indikten sonra Elif’i arayıp çarşıya gelip gelmediğini, gelmediyse ne kadar kaldığını sordum, o da bir beş dakika içerisinde çarşıda olacağını söyledi. Bende o gelene kadar biraz çarşının başındaki dükkanlarda dolaştım. Elifim gelince çarşıyı baştan sona kadar nerdeyse girmediğimiz dükkân kalmadı öyle de olunca biz baya yorulduk ve acıktık. Çarşıda güzel kremalı makarna yapan yere doğru hemen hemen beş dakikalık mesafeye yürüdük. İçeri girdiğimizde ki o dükkânın içerideki havası, ortamı çok ferah ve güzel, dükkânın üst katına çıktık. Buranın çalışanlarını da seviyorum biz oturup yerleştiğimiz gibi hemen çalışan geldi ve sordu:
Ç: Merhabalar, hoş geldiniz. Ne isterdiniz?
Elif menü isteyecek gibi olduğu an hiç gerek olmadığını düşünerek çalışana:
E: Me…
T: Biz iki tane bol kremalı makarna alalım lütfen. İçecek olarakta limonlu soda alayım.
Elife dönerek:
T: Canım sen içecek olarak ne istersin?
Elif biraz düşünerek:
E: Bende limonata alayım.
Ç: Tamamdır efendim. En kısa zamanda siparişlerinizi getireceğim.
Bir süre saçma sapan bir sessizlik oldu sebepsizce ama bu sessizliği sanki benim bozmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Aynı şeyi düşünmüş gibi aynı anda;
T: Canım…
E: Güzelim…
Sonra gene sustuk ve anlık bir dizi çekimindeymiş gibiydik sonra durgunluğu bitirip gülüşerek lafa başladım.
T: Canım anlat bakalım, uzun zamandır konuşamıyoruz. Neler yapıyorsun en son kayınvalidenler gelecekti, sorunlar vardı. Onları halledecektiniz halledebildiniz mi?
E: Evet canım onu atlattık elhamdülillah, şimdi mutlu mesut yaşıyoruz. Bizim kargaşalardan dolayı seni arayamadım, biliyorsun hem düğün telaşı hem sorunlar vardı. Düğünüme de gelemedin onu soracaktım hayırdır nerelerdesin hiç sesin soluğun da çıkmıyor.
T: Ya evet Eilifim biliyorsun bazı yıllar hastalarımdan dolayı yoğun ve yorucu geçiyor. Bu yılda öyleydi, düğün için de kusura bakma güzelim çok istiyordum gelmeyi ama maalesef:’)
E: Anladım canım Rabbim kolaylık versin ne deyim, başta üzüldüm gerçi sana ulaşmayı denediler bizimkiler ama sana ulaşılamadı. Gerçekten ya bir gün bir toplanıp buluşalım onları da özledim.
T: Evet ya haklısın bende özledim.
Biz böyle konuşurken yiyeceklerimiz ve içeceklerimiz geldi hem onları yiyip içerken hem de konuşmamıza devam ettik. Belli bir süre sonra havanın karardığını fark edince en yakın zamanda ekip olarak buluşmak için sözleşip birbirimizden ayrıldık. O kadar yorulmuşum ki gelince hiçbir şey yapmadan hemen kendimi yatağa atıp uyudum.
Şuan daha başlangıçlarda olduğumuz için şuan daha olaylara gelemedik. Umarım gelene kadar sıkılmazsınız, çünkü güzel bir kurgu olacağını düşünüyorum. Seviyorum sizi Allah'a emanetsiniz :)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |