İnsanlar geçmişten günümüze sürekli bir hakimiyet hırsıyla savaşmışlardı. En son yapılan 3 kale savaşlarında binlerce insan hayatını kaybetti ve krallıklar zayıfladı. Normalde bir savaşın kazananı olmalıyken yapılan bu savaşta 3 krallık mağlup olup kan kaybetmeye başladı. İnsanlar yoksulluk ve sefalet içinde hayatta kalmaya çalıştılar.

İnsanların hakimiyeti ve gücü gün geçtikçe azaldıkça, karanlıkta olanlar gün yüzüne çıkmaya başladı. Eskiden yeraltında yaşayan gece kralı bu savaşı fırsat bilip insan topraklarını işgal etmeye başladı. Karşılarındaki düşmanı öldürmek kolay değildi. Hızlılardı, onları fark etmek fazlasıyla zordu, saldırıları gizli ve beklenmedik oluyordu. Görmediğiniz bir şey ile savaşamazdınız ve insanlar karanlıkta göremedikleri yaratıklarla savaşmak zorunda kalmışlardı.

Wiendgard, Lucendjr ve Nigginder kralları bu durumun üzerine acil bir toplantı gerçekleştirdi. Yapılan saldırılarda hem bölge hem insan kaybediyorlardı. Son savaştan en az hasarla çıkmış olan Wiendgard kralı güçleri birleştirmeyi ve tek bir krallık olmayı teklif etti. Diğer iki krallığın bunu kabul etmek dışında bir seçenekleri yoktu. Halk tek bir krallık altında kuzey, güney, doğu ve batı kampları olmak üzere bölüştürüldü. Her kampın kendi lideri ve kendi bölüğü vardı. Ancak yapılan savaş ve saldırıları ana merkeze yani Kuzey kampına göndermek zorundalardı. Elde edilen vergilerin (ganimet, erzak vb.) hepsi kuzey bölgesinin malıydı. Wiendgard kralı bölgeler dağıtılırken en güvenli bölgeyi yani kuzeyi seçtiği için, kuzey bölgesi diğerlerine göre daha ayrıcalıklı durumdaydı. Ancak insanlar hayatta kalma derdinde olduğu için bu haksızlık için savaşabilecek durumda değillerdi.

Krallıkların birleşmiş olması gece kralını durdurmamıştı. Gün geçtikçe güneyden başlayarak büyük bir toprak parçasını kendi krallığına geçirmişti. Artık insanların dönemi bitmişti, vampirlerin dönemi başlamıştı. Bu savaş alanında en avantajlı konumda olan vampirler ile anlaşma yapılmaya çalışılsa bile, onların doymak bilmez susuzluğu dönem dönem toplu katliamlara sebep oluyordu.

Gece krallığı topraklara hüküm ettiğinden beri etrafta ne doğayı koruyan periler ve ne de krallıkları yöneten büyücülere rastlanır olmuştu. Sanki dünya en baştan yaratılmıştı ve bu sefer her şey insanların aleyhine işliyordu. Ancak daha sonra Gece Kralı Boromir ve eşi Wiendgard prensesi Lissandra tanıştılar. Bir vampir ve bir insanın aşkına başta kimse inanmamıştı. Bu ilişkiden dolayı gece kralı çok fazla isyanla uğraşsa da aşkı için kendi halkını katledecek kadar gözü dönmüştü. Wiendgard kralını ikna etmek kolay olmasa da nihayetinde bu evlilik türler arasında 15 yıllık bir barış sağlamıştı. Bu evlilik beraberin 3 veliahttın dünyaya gelmesine vesile oldu.

15 yılın sonunda korkunç bir kaza yaşandı. Ve Kral Boromir Eşini kaybetti. Bazı rivayetlere göre susuzluktan gözü dönen Kralın sevgili eşini öldürdüğüne yönelikti. Ancak gece sarayıyla hiçbir bağlantı olmadığı için kimse gerçeğin nasıl olduğunu bilmiyordu. Kraliçenin kaybından sonra 20 yıl boyunca saldırı ve baskınlar artmaya devam etti. Dünya tekrardan karanlık ve korku çağına geri döndü.