
YENİ SEZON
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM❤️
….
~1 Yıl Sonra~
Kara sıçan: -Bejno, Üsteğmen deliye döndü Halil İbrahim ölünce-
Bejno: -Suriye de bizi bulamaz-
Dimitri: -onlar içaridaki adamlarimizla uğrasirken bizde onlari buradan vurazağiz-
Kara sıçan, Bejnoya döndü: -peki bu nişancıyı ne yapacağız Bejno-
Bejno: -onunla ilgili mükemmel bir planım var-
General Selami Gürel Salih Üsteğmeni Karargaha çağırmıştı. Salih üsteğmen generalin odasına girdi.
Salih üsteğmen asker selamı verdi: -Emredin Komutanım-
General Selami yüksek bir ses ile: -üsteğmenim bildiğin üzere bölge kan ağlıyor, bir yandan içeride ki terör ve şimdi de bir yandan Suriye’de üzerimize düzenlenen oyunlar-
Salih hazırolda: -biliyorum komutanım emriniz nedir-
General Selami: -senden istenen ekinini toplayıp zalimlerin oyunlarını başlarına yıkman, ekinini topla Üsteğmenim-
General Selami devam etti: -artık iç ve dış sorunlarla baş eden bir tim olacaksınız özel bir kuvvet olacaksınız bir bordo bereli olacaksınız-
İçeriye birden Albay Reşat girdi ve asker selamı verdi: - komutanım karşı taraftan bir video geldi-
General Selami karşıda ki ekranı gösterdi: -ekrana yansıtın oğlum-
Video açılmıştı, aman Allahım bu Ömer’di.
Ömer kafasını kaldırdı: -ben Türk Silahlı Kuvvetlerinden Ömer Akar, bugün burada Türk ordusunda çalıştığım için pişmanlığımı dile getireceğim-
Ömer sandalyeden ayağa kalktı ve bağırarak: -komutanım bu alçaklar Türkiye’nin üzerine büyük bir oyun kuracak bizi dıştan değil içten yok edecekler-
Birden video kapandı.
General Selami Reşata döndü: -evladım noldu buna-
Albay Reşat: -komutanım video bu kadar-
General sert bir ses ile: - üsteğmenim bu gizli bir görev yanına bir adam al ve Ömer’i
Oradan çıkar. Sakın ama sakın yakalanmayın-
SÖS (Suriye Özgürlük Savaşçıları) adı altında Suriye halkına zulüm eden bir ordunun adamları gizli bir mahzende elleri bağlı birini dövüyorlardı. Dayak yiyen adam yüzünü kaldırdı aman Allahım bu Halil İbrahimdi.
Aralarından Süleyman Başkan denen bir adam çıktı: -sen artık ölüsün asker, artık sınırları biz çizeceğiz Türkiye de kardeş kardeşi vuracak-
Halil İbrahim, Süleyman’a bir tane kafa attı Süleyman ise darbeyi yedikten sonra yere düştü ve burnu kanamaya başladı.
Halil İbrahim kanlı ağzıyla yere tükürerek: -ulan çakal Halil gider yerine Halis gelir-
Süleyman yerden kalktı ve Halil İbrahim’e tokat attı.
Süleyman sinirli bir şekilde: -lan seni bulacaklarınımı sanıyorsun? Ölüsün sen ölü-
Halil İbrahim başını havaya kaldırdı: -hiç kimse yoksa Rabbim var-
Süleyman kaşlarını çattı: -döve döve öldürün lan bunu-
Salih üsteğmen ve Musa çavuş sivil kıyafetlerle Suriye’ye varmışlardı. Ama otobüsün yolunu SÖS askerleri kesmişti ve otobüs yavaşlayarak durmuştu. Otobüsteki herkes inip tek sıra olmuştu askerler ise herkesin kimliğini çıkarmasını istemişti.
Bir SÖS askeri, Salih’in yanına gitti: -sende kimliğini çıkar-
Salih içten içe şöyle diyordu: -hay aksi kimliği düşünemedik-
Salih üsteğmen gözünü şöyle bir askerlerin üzerinden geçirdi 7 kişilerdi.
Salih üsteğmen Musa’ya döndü: -Musa 3 deyince-
Salih üsteğmen devam etti: -1,2,3
Salih üsteğmen üç deyince, Musa çavuş hemen önünde ki SÖS askerine yumruk atıp kafasını da cama vurup öldürmüştü.
Salih üsteğmen ise hiç vakit kaybetmeyip SÖS askerlerinden birini boğazından tutup kendine siper etmişti ve belinden tabancayı çıkarıp SÖS askerlerine ateş açmaya başladı. Ateş altında kalan SÖS askerleri neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Ve en sonunda Salih üsteğmen ve Musa çavuş SÖS askerlerini tek tek indirmişlerdi.
Musa çavuş: -komutanım nasıl bulacağız Ömer’i-
Salih üsteğmen: -bu çakalların kılığına bürüneceğiz-
Otobüsten inen insanlar konuşmaları duyunca onların Türk askeri olduğunu anlamışlardı.
Başı kapalı bir kadın Salih’in yanına yaklaştı: -siz Türk askerisiniz Allah rızası İçin kurtarın bizi-
Salih üsteğmen: -bacım biz Türk askeri değiliz-
Salih ve Musa, SÖS askeri kılığına bürünüp ülkenin içine girdiler. Girdiklerinde gözlerine inanamadılar, SÖS askerleri evlere girip halka zulmediyorlardı.
Salih üsteğmen bir SÖS askerinin yanına yanaştı: -şu bizim esir aldığımız Türk askeri nerede tutuluyordu gidip iki tokatta ben atacağım haine-
SÖS askeri: -şu dağın ardında ki mağarada tutuluyor- diyerek gitti
Zulmeden SÖS askerlerinden biri yere çöktü.
SÖS askeri içten içe: -haçen bu alçaklar hiç acumaz mi bu garibanlara daa-
Bu kimdi? SÖS askerlerinin yanında bir Laz?
Bejno: -Selma yağlı urganı ayarla birazdan asacağız nişancıyı-
Kara sıçan (Selma): - emredersin Bejno-
Suriye de tüm radyolarda Ömer’in asılacağı duyurulur.
Bunu duyan SÖS askeri olan laz içten içe: -o uşağu kurtarmam lazımdur-
Laz hemen Ömer’in asılacağı yere doğru yola çıktı.
15 dakika sonra Ömer’in boynuna yağlı urgan geçti. Ve Bejnonun emriyle SÖS askerlerinden biri Ömer’in ayaklarını koyduğu sandalyeye bir tekme attı. Ve işte bütün yük artık Ömer’in boynundaydı.
BÖLÜM SONU
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |