Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. BÖLÜM

@yorgunman

Ambulans sirenleri açmış Hastaneye doğru gidiyordu. Ambulansın arkasında ise

Dilda sedye de yatıyordu. onun başında Salih Üsteğmen ve Şeyh Ferzan Efendi vardı. Ambulans 15 dakika içinde Hastaneye varır ve Dildayı Ameliyathaneye alırlar. Dildanın ameliyathaneye alınmasının ardından askeri bir araç hastaneye gelir. Araçtan Vatan timi ve Albay Reşat Gündoğan çıkar.

 

Albay Reşat, Halil İbrahim Astsubaya dönerek; “ Halil evladım siz karakola dönün “ der.

 

Halil İbrahim ciddi bir ses tonu ile; “ Komutanım emin misiniz “ der.

 

Albay Reşat tebessümle; “ Musa ile Ömer’i burada bırak yeter Astsubayım “ der.

 

Halil İbrahim Astsubay, Musa’ya dönerek; “ Çavuş. Reşat albayı canınız pahasına koruyun ve kuş uçurtmayın “ der.

 

Hastanenin girişinde onları izleyen köylü kıyafetli bir adam telefonu kulağına dayar ve; “ Bejno Başkan, o baş belası Albay burada “ der.

 

Bejno sert bir ses tonu ile; “ Tamamdır Cevat, Ferman hastanenin karşısında ki binanın çatısında, ilk atışı o yapacak ve sende adamlarınla birlikte hastaneye girip o Albay ile Üsteğmenin işini bitireceksin, Ezman başkanın emri böyledir “ der.

 

Vatan Timi araca binip karakolun yolunu tutar. Musa Çavuş ile Ömer hastanenin girişinde etrafı kollamaya başlarlar. Reşat Albay hastanenin içine girer.

 

Şeyh Ferzan Efendiyi gören Albay Reşat; “ Şeyhim geçmiş olsun durumu nasıl “ der.

 

Şeyh Ferzan Efendi ağlayarak; “ sağolasın komutanım, daha belli değil “ der.

 

Vatan Timi karakola giderken telsizden bir asker; Vatan 2 Konak “ der.

 

Halil İbrahim Astsubay telsizi eline alarak; “ vatan 2 dinleme de Konak “ der.

 

Telsiz de ki adam; “ Komutanım Lalecik köyüne teröristler baskın düzenlemiş korucular daha fazla dayanamaz “ der.

 

Halil İbrahim Astsubay ciddi bir ses ile; “ anlaşıldı Yusuf, derhal oraya intikal ediyoruz “ der.

 

Halil İbrahim şöföre dönerek; “ Hulusi Lalecik köyüne gidiyoruz “ der.

 

Harmantepe karakolunun karşısında ki tepe de çok kalabalık bir terörist grubu karakolu izliyorlardı.

 

Teröristleri yöneten Derman telsizi eline alarak; “ Bejno Başkan biz yerimizi aldık “ der.

 

Bejno sert bir ses ile; “ Tamamdır Derman, bugün karakolun ortasında ki o bayrak inip bizim davamızın bayrağı dikilecek “ der.

 

Hastanenin önünde Musa ve Ömer nöbet tutuyordu teröristler ise hastaneyi izliyordu.

 

Ömer Musa’ya dönüp; “ tertip, hadi bir türkü söyle de kulaklarımızın pasını sil, ama sizin oraların türküsünü söyle “ der.

 

Musa ciddi bir ses tonu ile; “ şimdi zamanı mı tertip ? “ der.

 

Ömer heyecanlı bir şekilde; “ şimdi tam zamanı hem zaman geçer “ der.

 

Musa gülerek; “ peki tertip peki “ der.

 

Ve Musa’nın dilinden ritimli bir şekilde Kürtçe şu kelimeler dökülür;

 

“ Hêjîra çiyayî

Lêlêlê lêlê lêlê

Delala çîyayî

Darhejîrokê

Xemrevînokê

Nav gul û giyayî

Lêlêlê lêlê lêlê

Nav gul û giyayî

Darhejîrokê

Xemrevînokê

Bûk dilê zava ye

Lêlêlê lêlê lêlê

Bûk dilê zava ye

Darhejîrokê

Xemrevînokê “

 

Musanın sesi o kadar gür ve etkileyiciydi ki hastanenin karşısında ki binanın çatısında ki Fermanın kulağına kadar gitmişti.

 

Fermanın gözlerinden yaşlar akar ve kendi kendine; “ Ew jî kurd e û ez jî kurd im, Ez ji bo kê dixebitim ? ( o da Kürt ben de Kürdüm, ben kime çalışıyorum ? ) “ der.

 

Ferman çatıdan iner ve üstünü değiştirir.

 

Ferman hastanenin önünden geçerken Musa’ya dönüp; “ devê tenduristiyê leşker ( ağzına sağlık asker ) “ der.

 

Musa buna karşılık; “ Sipas ji were birayê min ( teşekkür ederim kardeşim ) “ der.

 

Fermanın hainlik yaptığını gören Cevat, telsizi eline alır ve; “ Bejno Başkan, Ferman davamıza ihanet etmiştir “ der.

 

Bejno sert bir ses ile; “ artık ilk atış sendedir Cevat, önce kapının önünde ki askerleri indireceksin “ der.

 

Cevat bunun üzerine; “ anlaşıldı Bejno Başkan “ der.

 

Harmantepe karakolunun karşısında ki tepe de teröristler bekliyorlardı.

 

Bejno telsizden dermana; “ Derman başlayın o bayrak bugün inecek “ der.

 

Derman ve adamları karakola ateş etmeye başlar ve nöbetçilerden biri kalbinden vurularak ölür. Karakolda ki cam ve pencereler mermilerin değmesi ile kırılmıştı ve santral odasında ki Yusuf da tam göğsünden vurulup yere yığılmıştı.

Karakolda ki askerler ellerine tüfekleri alıp pencerelerden teröristlere karşılık veriyordu.

 

Cevat elinde ki tüfek ile hastanenin girişine yaklaşır ve tüfeği Musa Çavuşa doğrultarak tetiğe basar ama tam o sırada Ferman Musa’nın Önüne atlar ve Fermanın göğsüne iki kurşun girer yere yığılır. Bunu gören Musa tüfeğini Cevata doğrultur ve Cevatı tam kalbinden vurarak öldürür.

 

Musa, Fermanın başının altına elini koyar ve; “ bira bisekine ( dayan kardeşim ) “ der.

 

Ferman can çekişerek; “ Vê dewletê biparêzin, kurd û tirk birayên hev in leşker ( bu devlete sahip çık Kürt Türk kardeştir asker ) “ der.

BÖLÜM SONU

YORUM VE OYLARINIZI UNUTMAYIN❤️

Loading...
0%