Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. BÖLÜM

@yorgunman

Sare yaralı olan Musa Çavuşu Hastaneye götürüp kurşunu çıkarttırmıştı ve ardından karakola götürmüştü.

 

Musa Çavuş kışlara geçip eline bağlamasını ve dilinden şu kelimeler dökülür;

 

Saza niye gelmedin?

Söze niye gelmedin?

Gündüz belli, işin var

Gece niye gelmedin?

Gündüz belli, işin var

Gece niye gelmedin?

 

Te got sê roj, te got pênc roj, tu bi mehan nehatî. ( üç gün dedin , beş gün dedin aylar oldu gelmedin )

 

Diviyabû tu roja îna borî bihatî, bi hefteyan tu nehatî. ( geçen cuma gelecektin haftalardır gelmedin )

 

Tam o sırada içeriye Teğmen Ahmet Budak girer.

 

Ahmet Budak yüksek bir ses ile; “ ulan burası Türkiye cumhuriyeti, sen niye kafana göre Kürtçe türkü söylüyorsun “ der.

 

Ahmet Budak, Musa Çavuşa bir tokat atar ve atmasıyla birlikte Musa Çavuş yere düşer.

 

Ahmet sert bir ses ile; “ kalk ulan vatan haini “ der.

 

Musa Çavuş emri ikiletmez ve kalkar ama kalkasıyla birlikte Teğmen Ahmet bir tokat daha atar ve Musa Çavuş yine kendini yerde bulur. Ahmet Budak, yere düşen Musa’yı tekmelemeye başlar.

 

Tam o sırada içeriye Albay Reşat girer.

 

Albay Reşat sert bir ses ile; “ ne oluyor burada Teğmen “ der.

 

Ahmet Budak asker selamı vererek; “ Komutanım bu densiz Türkiye Cumhuriyeti devletinde Kürtçe konuşuyor “ der.

 

Albay Reşat sert bir ses ile; “ hayırdır Teğmenim, bu Kürt dağa mı çıkmış yoksa teröristlere yardım ve yataklık mı yapmış, sen gitte o dağda ki çapulcuları tekmele “ der.

 

Teğmen Ahmet başını öne eğerek; “ bir bilgim yok komutanım “ der.

 

Albay Reşat sinirli bir şekilde; “ analar bu vatan evlatlarını sen ağızlarını burunlarını kır diye mi gönderiyor lan “ der.

 

Ve demesiyle birlikte Albay Reşat, Teğmen Ahmet’e tokat atar.

 

Albay Reşat sert bir ses ile; “ defol gözüm görmesin seni “ der.

 

Albay Reşat, Musa Çavuşu kolundan tutar ve; “ hadi evlat kalk “ der.

 

Musa Çavuş yerden ağlayarak kalkar.

 

Albay Reşat tebessüm ederek; “ senin sesin ne kadar güzelmiş, hadi sil evladım o gözyaşlarını asker adam ağlar mı “ der.

 

Musa Çavuş esas duruşa geçerek; “ ben yediğim dayağa değil Kürt olduğum İçin dışlandığıma ağlıyorum Komutanım “ der.

 

Albay Reşat tebessüm ederek; “ ah be evladım bilmiyor musun Kurdên Tirk birayên hev in ( Kürt Türk kardeştir ) “ der.

 

Şeyh Ferzan Efendi, Hastane de Dildanın odasındaydı. Ve Dildanın saçlarını okşuyordu.

 

Dilda sakin bir ses ile; “ Salih geldin mi “ der.

 

Şeyh Ferzan Efendi tebessüm ile; “ benim kızım baban “ der.

 

Bejno, Kara Sıçan (Selma) ve Halil İbrahim mavi kayalarda ki kampa gelmişti.

 

Bejno, Halil İbrahim’e karmaşık düzenekli bir bomba ve bir kumanda verir.

 

Bejno gülerek; “ intikam alma vakti geldi Halil heval “ der.

 

Halil İbrahim ciddi bir ses tonu ile; “ nereyi patlatacağımı söyle “ der.

 

Bejno gülerek; “ herhangi bir halk otobüsü “ der.

 

Halil İbrahim çirkin bir gülümsemeyle; “ devletten intikamımı alacağım “ der.

 

Bejno ciddi bir ses tonu ile; “ unutma heval devlet senin yaptıklarını bir gece de sildi “ der.

 

Salih Üsteğmen ve vatan Timi iz sürerken Salih Üsteğmen elini havaya kaldırır.

 

Salih Üsteğmen ciddi bir ses tonu ile; “ beyler karanlık çöktü çökecek, şu evde konuk olalım “ der.

 

Salih Üsteğmen ve Vatan timi evin kapısının önüne gelir. Geldiklerinde kapının önünde bir taşa oturmuş uzakları gözleyen 20’li yaşlarda bir genç görürler.

 

Salih Üsteğmen tebessüm ederek; “ Selamün Aleyküm “ der.

 

Ama gencin dilinde sadece bir kelime vardı

“ 9 yıl 7 ay 13 gün “

 

Salih Üsteğmen şaşırır ama pek fazla da takmaz. Salih Üsteğmen kapıyı çalar ve kapıyı bir kadın açar.

 

Kadın tebessüm ederek; “ dışarıda kalmayasız Esker hele giresiz içeri “ der.

 

Salih Üsteğmen ve Vatan timi içeriye geçerler. Kadın, Vatan timine güzel bir sofra kurar.

 

Salih Üsteğmen ciddi bir ses tonu ile; “ ana, kapının önünde oturan delikanlı kim “ der.

 

Kadın başını öne eğerek; “ o benim oğlumdur her gün yolunu gözler “ der.

 

Salih Üsteğmen meraklı bir şekilde; “ kimin yolunu “ der.

 

Kadının gözünden bir damla yaş akar ve; “ Cemile’nin oğul “ der.

 

Salih Üsteğmen; “ Cemile kim ana “ der.

 

Kadın ağlayarak; “ ilkokulda birbirlerini çok severlerdi sonra taşındılar buralardan ama hala Ferhatım unutamadı onu, bende bir gün unutur diye bir gün yine gelecekmiş dedim “ der.

 

Tam o sırada genç içeriye girer.

 

Genç, kadının boynuna sarılarak; “ ana, 9 yıl 7 ay 13 gün oldu neden hala gelmedi, tamı tamına 3.515 gün ana “ der.

 

Salih Üsteğmen göz yaşlarına hakim olamaz ve; “ ana biz artık kalkalım “ der.

BÖLÜM SONU OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN❤️
YAZIM YANLIŞI VARSA KUSURA BAKMAYIN❤️

Loading...
0%