Salih Üsteğmen yerde yığılı bir vaziyette gözlerini açar. Gözlerini açtığında teröristlerin silahı doğrultmuş bir şekilde üzerine geldiğini görür.

Salih Üsteğmen çok çevik bir hareket ile tüfeğiyle birlikte aniden kalkıp az arkada ki kayayı kendine siper eder. Şivanın yakın adamı Ferman, nişancı tüfeğiyle bir el ateş etse de isabet ettiremez.

Şivan sert bir ses ile; “ İşimizi Zorlaştırma komutan çık ve bu iş bitsin “ der.

Salih Üsteğmen bunun üzerine; " gelde al ulan Ermeni uşağı " der.

Şivan bunun üzerine yanında ki adamlara dönerek; " hadi lan getirin şunu, siz üçünüz ilk siz gidin " der.

üç terörist kayanın ardına doğru yürürken Salih Üsteğmen bir an da çıkarak tüfeğini üç kez ateşler ve üçünü de tam alnından vurur.

Halil Astsubay Harmantepe karakolun da deliye dönmüştü kendi kendine keşke komutanımı yalnız bırakmasaydım diye bir ileri bir geri gidiyordu.

Adamların öldüğünü gören Şivan; " Salaklar bir işi beceremediniz , siz dördünüz hadi getirin şu Üsteğmeni " der.

4 terörist kayanın ardına doğru giderken Salih Üsteğmen yine meydana çıkıp 3 kez ateş eder, dördüncü kez tetiğe bastığı an merminin bittiğini farkeder. Salih Üsteğmen çok atik bir hareket ile belinde ki tabancayı çıkarır ve dördüncüyü tabanca ile tam alnından vurur.

Salih Üsteğmen meydana çıkıp bir kaç kez daha ateş eder böylece teröristlerin üzerine gelmesini engeller ve tekrardan kayanın ardına geçip sırtını kayaya yaslar.

Tabancanın şarjörünü kontrol ettiğin de ise son iki mermi olduğunu görür.

Salih Üsteğmen sert bir ses ile ; “ lan Şivan , kardeşim nerede “ der.

Şivan bunun üzerine kahkaha atar ve hiç bir şey demez.

Salih Üsteğmen bu gülüşe sinirlenir ve elinde ki tabanca ile meydana çıkıp Şivanı kolundan vurur ve tekrardan kayanın ardına geçer. Salih Üsteğmenin bu son attığı atışın ardından sadece tek bir tane mermisi kalmıştı.

Şivan sinirli bir şekilde; “ siz üçünüz gidin getirin şunu bana “ der.

Üç terörist kayanın ardına doğru giderken Salih Üsteğmen birden meydana çıkıp birini tam alnından vurur ve tekrardan kayanın ardına saklanır.

Salih’in mermisinin bittiğini anlayan Şivan adamlarına dönerek; “ hadi lan getirin şu komutanı “ der.

Teröristlerin üzerine geldiğini gören Salih Üsteğmen kendi kendine; “ Bismillahillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdi ve lâ fissemâi ve hüves-semi’ul alim “ der.

Salih Üsteğmen bu duayı okuduğu anda bir fırtına çıkar hem de öyle bir fırtına çıkar ki bu fırtına sadece teröristlerin üzerine doğru gelir. Teröristler fırtına da uçuşan kar tanelerinden gözlerini açamazlar. Salih Üsteğmen fırsattan istifade ederek kayanın ardından çıkıp koşmaya başlar ve gözden kaybolur.

Fırtına bitince Şivan adamlarına dönerek; “ nereye gitti lan bu adam bulun şu adamı “ der.

Halil astsubay Harmantepe karakolunda iyice deliye dönmüştü ve birden durup Musa diye bağırmıştı.

Musa Çavuş koşarak gelir ve asker selamı vererek; “ Musa taş Diyarbakır emredin komutanım “ der.

Halil Astsubay bunun üzerine; “ timi tam teçhizat topla Çavuş “ der.

Musa Çavuş Vatan timini toplayıp bahçe de tek sıra olurlar ve asker selamı verirler.

Halil astsubayın elleri arkadan bağlı geldiğini gören Musa Çavuş yüksek bir ses ile; “ Vatan timi 8 kişilik mevcudu ile emir ve görüşlerinize hazırdır Komutanım “ der.

Halil astsubay sert bir bakış ve ses ile; “ sağ baştan say “ der.

Bu emiri duyan vatan timi sırasıyla saymaya başlar.

Musa Taş Diyarbakır Emredin Komutanım

Seyit Ali Çabuk Balıkesir Emredin

Komutanım

Ömer Akar Ankara Emredin Komutanım

Yiğit Uçar Sivas Emredin Komutanım

Ertuğrul Kara Erzurum Emredin Komutanım

Hulusi Demir Adana Emredin Komutanım

Osman Çelik Manisa Emredin Komutanım

Şevket Kibar Kars Emredin Komutanım

Halil Astsubay sakin bir ses ile; “ Allah ayağınıza taş değdirmesin bu vatan size çok şey borçlu Aslan parçaları “ der.

Bunu duyan Musa Çavuş; “ Haşa komutanım, asıl biz bu vatana çok şey borçluyuz “ der.

Halil Astsubay sert bir ses ile; “ arkadaşlar bildiğiniz üzere Komutanımız Salih Üsteğmen tehlikede onu o çakallarla yalnız bırakacak mıyız “

Askerler hep bir ağızdan; “ canımız pahasına hayır “ derler.

Şivan kızılkayalıklarının altını üstüne getirmişti ama bir türlü Salih’i bulamıyordu.

Tam o sırada telsizden biri; “ Şivan bir işi beceremedin bir sürü adam ile bir TC askerini yakalayamadın çabuk karanlık kampa git. Üsteğmen orada, benim adamlarım senden önce yakaladılar salak herif “ der.

Şivan bunun üzerine; “ Emredersin Ezman Başkan “ der.

Şivan yanında ki adamlara dönerek; “ hadi lan yürüyün karanlık kampa gidiyoruz “ der.

Şivan karanlık kampa vardığında kampta şenlik vardı. Ve bütün teröristler hep bir ağızdan komutana ölüm diye bağırıyorlardı. Hepsinin yüzleri o kadar çirkindi ki anlatılması imkansızdı. Şivan işkence odasına girdiğinde Salih üsteğmenin dayak yemekten dağılmış yüzünü görmüştü.

Şivan, Salihe dönerek; “ bu dağlardan kaçış olmaz lan sen hala anlamadın mı “ der.

Salih Üsteğmen sinirli bir şekilde Şivanın tam yüzünün ortasına tükürür.

Şivan sinirlenerek; “ alın lan bunu buna yaşamak haram infaz edeceğiz “ der.

Salih Üsteğmen kampın tam ortasına götürülür ve bütün teröristler ellerinde ki tüfekleri ona doğrultur.

BÖLÜM SONU

YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN❤️