Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. BÖLÜM

@yorgunman

Şeyh Ferzan Efendi ve kızı Dilda zor bela Salih Üsteğmenin omuzuna giren kurşunu çıkartırlar.

 

Dilda korkulu bir ses ile; “ Şeyhim, daha iyi olur mu dersimiz “ der.

 

Şeyh Ferzan Efendi bitkin bir ses ile; “ biz elimizden geleni yaptık kızım, gerisi Hak Teala’nın takdiri “ der.

 

Dilda endişeli bir ses ile; “ inşallah iyi olur “ der.

 

Şeyh Ferzan Efendi bunun üzerine; “ akşam olmak üzere, hele bu gece burada kalsın yarın bir hal çaresine bakarız “ der.

 

Zorlu bir günün ardından akşam olur ve yatsı namazı kılınır.

 

Şeyh Ferzan Efendi namazdan sonra Dilda’ya dönerek; “ kızım sen dergahtan çık biz cemaatle bir zikir edelim “ der.

 

Dilda dergahtan dışarıya çıkar ve dergahın ibadet hanesinde Şeyh Ferzan Efendi başta olmak üzere bütün cemaat halka oluşturur. Başlarını sağa ve sola çevirerek ağızlarından “ La İlahe İllallah “ kelamı dökülür. Kenarda ise def çalan bir sarıklı adam vardı ve dilinden makamlı sözler dökülüyordu o sözler şöyleydi;

 

Ya Resulallah muhtacız sana

Ya Habib Allah aşığız sana

Ya nebi Allah hayranız sana

Ya Resulallah selam aleyk

 

Ya Resulallah bağışla bizi

Sana layık ümmet olamadık ki

Suçumuz günahımız öyle çok ki

Huzuruna gelmeye yüzümüz yok ki

 

Bu huzur verici zikir sesleri yan oda da ki Salih Üsteğmenin kulağına kadar gider.

Salih Üsteğmen bir Gül kokusu alır bu Gül kokusu çok baskındı ve insanın içini açıyordu. Salih Üsteğmen gözlerini açar ve kokunun geldiği tarafa doğru gider. Salih Üsteğmen tam ibadethanenin kapısını açacakken diğer kapıdan dergaha Dilda girer.

 

Salih Üsteğmeni gören Dilda; “ senin ne işin var burada dinlenmen gerek “ der.

 

Dilda, Salih Üsteğmeni odaya götürür ve yerine yatırır.

 

Salih Üsteğmen şaşkın bir şekilde; “ neredeyim ben, o Gül kokusunu sende alıyor musun “ der.

 

Dilda tebessüm ederek; “ alıyorum her akşam yatsıdan sonra dergahın etrafı böyle Gül kokar “ der.

 

Dilda masanın üzerinde ki mendili alır.

 

Dilda, mendili aldıktan sonra; “ benim şimdi çıkmam gerek zikir bitince gelirim “ der.

 

O güzel gecenin ardından nihayet hava aydınlanır ve güneş doğar.

 

Salih Üsteğmeni hiç bir yerde bulamayan Halil İbrahim Astsubay Musa’ya dönerek; “ komutan hiç bir yerde yok belli ki kendini en yakın köye atmayı başardı “ der.

 

Musa bunun üzerine ; “ Komutanım az ileride Dutluca köyü var bu civara en yakın köy orası “ der.

 

Halil İbrahim Astsubay buna karşılık; “ hadi o zaman oraya gidiyoruz “ der.

 

Salih Üsteğmeni hiç bir yerde bulamayan Şivan delirmişti.

 

Şivan Fermana dönerek; “ nereye gidebilir bu adam o yaralı halde “ der.

 

Ferman bunun üzerine; “ Şivan Başkan, 2 kilometre ileride ki köye gitmiş olabilir “ der.

 

Şivan yanında ki adamlara dönerek; “ had hevallar o köye gidiyoruz “ der.

 

Salih Üsteğmen, biraz dergahta kaldıktan sonra gitmeye karar verir.

 

Salih Üsteğmen tebessüm ederek; “ Şeyhim, ben kalkayım artık karakola gitmem gerek “ der.

 

Şeyh Ferzan Efendi bunun üzerine; “ nereye gidersin evlat hele bir dur “ der.

 

Salih Üsteğmen dinlemez ve dergahtan çıkar köyün çıkışına vardığında teröristler yolunu keser ve ellerinde ki tüfekleri Salih Üsteğmene doğrulturlar.

BÖLÜM SONU

OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ❤️

Loading...
0%