14 . Bölüm...

Ramazan ..

On bir ayın sultanı olarak bilinen Ramazan her sene başka bir havayla , başka bir kokuyla gelir evlere . Her sene başka bir karşılar insanlar ramazanı ... Bizim evde ramazanlar her sene aynıdır . Yufkalar açılır makarnalar kesilir , ramazan gelmeden dip bucak temizlenir ve annem gül kokuları içinde sakladığı namaz başörtülerini çıkarır her birini başka bir teravih namazında takmak için . Güzeldir ramazan aç kalan sadece ağzını değil , dilini de tutar , herkesin birbirine yemek paylaştığı bir aydır küslerin barıştığı , herkesin aynı anda secde yaptığı aydır ...

" Bu aya sultan ay derler Kaymak ile baldan yerler Ezelden adet kılınmış Bekçiye bahşiş verirler .

Davulun içi pekmez

Çalarım fakat ötmez .

Bir bahşiş vermezseniz
Davulcu buradan gitmez .

Evin içinde sabahtan beri mani okuyup davul çalan Selim'in elindeki tokmağı alıp kafasına vurmamak için kendimi zor tutuyordum . İçimden " sakin ol neşe bugün arefe yarın Ramazan sakin ol " içimden kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum .

" Selim oğlum yeter ya " annem benim kadar sabredemedi . Selim elindeki tokmağı havaya kaldırıp bir iç çekti .

" Annem ben artık tüm mahallenin sahurundan sorumluyum o yüzden yetmez " diyerek internetten bulduğu manilerini sıralamaya devam etti .Annem selime " ne halin varsa gör " deyip mutfağa girdi . Masanın üzerindeki telefonu elime alıp bağıra bağıra mani okuyan selimi kamera ya çekmeye başladım . Nasıl oldu , nasıl yaptı bilmiyorum ama selim mahallenin davulcusunundan davulu bu gecelik almış onun yerine gece kendi çalacak . Allah bilir adamı nasıl ikna etti . " Bana da gönder " duyduğum sesle yanıma oturan abime döndüm . Abim masanın üzerindeki kuruyemişleri alıp arkasına yaslandı .

" Selim " dedi abim kendinden geçmiş bir şekilde bağıran kardeşime . " Efendim abi "

" Bir mani de ben söyleyim mi " selim pür dikkat abime odaklanarak olumlu anlamda kafasını salladı . Abim elindeki kuruyemişlerden ağzına atmadan önce Selim'in mani koleksiyonuna kendisininkini de ekledi .

" Vur davulcu davula Sevdiğim kalksın sahura Kalbi gelmedi aşka

Bari gelsin imana " ...

🌸🌸🌸🦋🦋🌸🦋🦋🌸🌸🌸
Önümdeki çaydan bir yudum daha alip perdeden yolu gözetleyen anneme kısa bir bakış atıp tabağımdaki böbrekten yemeğe devam ettim .

" Hadi hanım gel yemeğini ye " annem perdeyi kapatıp masadaki yerine oturup iç çekti .

" Off nerede kaldı bu çocuk ezan okunacak aç aç oruç tutacak "

" Gelir şimdi " sahura bir saat kala davulunu alıp evden çıkmıştı Selim . İmsağa 20 dakika kalmış ama hala gelmemişti .

Tabaktan bir börek daha alacağım sırada elime vuran anneme şaşkın bir şekilde baktım . " Kardeşine kalsın " börek tabağını önüme çekip anneme üzgün bakışlar attım .

" Bir böreği çok gördün be anne , ama selim efendi evden ceplerinde böreklerle çıksın " annem bir kaç saniye baktıktan sonra " Ben çocuk aç kaldı diye kendi kendimi yiyorum , yanına börek alıp gittiğini biliyorsun neden söylemiyorsun ? "

Önümdeki böreği elime alıp " sormadın ki " değip ısıracağım sırada annem önümden çekip kendi önüne koyup yedi . Ben ona şaşkın şaşkın bakarken o beni takmayıp üzerine çayını içti
bu yaptığı annemin kendince bana cezasıydı . Giden böreğimi unutmaya çalışarak mutfak dolabındaki çikolataları almak için mutfağa yöneldim imsağa az kalmıştı bir çikolata yemeden sahuru kapatamazdım ...
🌿🌷🌷🦋

Karşımdaki ağacın önünde hazırlanmış yiyeceklere bakıp gülümseyerek efeye döndüm .. Efe önce örtünün üzerindeki yemekleri sonra kararmaya başlayan gökyüzünü işaret etti .

Gamzesini belli ederek gülümseyerek göz kırpıp sorusunu sordu .

" İlk iftarı beraber yapalım , yıldızların altında ne dersin ? "

💫✨🌼☘️🦋🌿🌸🌸🌸⭐🌸
Tesadüf ...

Üzerimdeki yeşil elbisenin üstüne annemin gül kokulu başörtülerinden bir tanesini bağladım .

" Hadi çıkalım hazır mı herkes " babamın sesiyle içine namazlığımı koyduğum çantamı alıp odamdan çıktım .

" Şimdi hoca iki rekat mı , 4 rekat mi kaldıracak abi ya sana diyorum " selim kapının yanında duvara yaslanmış gözleri kapalı olan abimi kolunu çekiştiriyordu . " Camiye gidince ben sorar öğrenirim " babam Selim'i kolundan kenara çekip abimin koluna dokundu " oğlum yorgunsan sen gelme " abim gözlerini açıp yaslandığı yerden doğruldu " yok baba ilk teravih bu hem oradan emniyette geçeceğim nöbettim var "

" Ooo daha hazır değil misiniz hadi ön saflar hep dolacak arkalarda kalacağız "hadi neşe "annem beni kolumdan tutup evden çıkarırken babama kapıyı kilitlemesini söylüyordu ...

" Bu ay mukabele kimin evinde olacak " " Geçen sene okuyan kız vardı neydi adı " elimdeki çaydan bir yudum alıp annemlerin sohbetini dinlemeye devam ettim . Teravih kılmış eve gelmiştik.Yol boyunca Selim'in fikirlerini dinlemiştim yok teravih 2 ve 4 kılınıyorsa neden 3 veya 5 kılınmıyormuş fln . Bu çocuk bazen zekasını sadece derslerde kullanıyormuş gibi geliyor bana . Abim yolda bizden ayrılıp nöbete emniyete giderken bizde annem ve komşularla bahçe de çay içiyorduk . " Aaa hatırladım hatırladım Ebrar dı adı " annem benim onu onaylamamı istercesine " dimi neşe hatırlıyorsun dimi "

" Evet hatırlıyorum " masadaki tüm gözler bana dönerken annem heyecanlı bir şekilde " sen de numarası varmı ? "

" Var " dedim gayet normal bir şekilde annemin aksine .

" Ara bakayım bu sene de okur mu mukabeleyi " anneme tamam anlamında

kafamı sallayıp rehberde bulduğum Ebrar İsminin üzerine tıkladım ...

" Neşe kalk hadi ya " tepemde beni kaldırmaya çalışan annemi duymazdan gelerek yorganı kafama çektim .

" Kız kalk " annem yorganı çekince gözlerimi açıp anneme baktım .

" Anne ya bırak bugün izin günüm hemde ramazan " yorganı tekrar çekmek için uzandığım da annem benden hızlı hareket edip yorganı kenara çekti .

" Kalk ilk mukabele bizde okunacak Ebrar şu dün bahsettiği kızı getirecekmiş " kapıdan çıkmadan tekrardan bağırdı " yarım saatte burada olurlar " ."

🌼✨☘️🌼☘️☘️☘️☘️☘️☘️✨✨✨☘️

Amin " ellerimi yüzüme sürüp yanımda oturan Ebrara doğru eğildim .

" Güzel okudu , kim bu ipek " . Ebrar kadınların sorgulanmasına mahsur kalan kıza kısa bir bakıp bana döndü .

" Bu ipek varya " sır verir gibi sessiz bir şekilde mırıldandı .

" Adlı tıpta çalıyor "

" Adlı tip " bir an sorguladıktan sonra gözlerim büyüdü " bu kız mukabele okuyacak hoca değil mi , yoksa bizi öldürüp otopsi mi yapacak " Ebrar gülerek koluma vurdu .

" Dalga geçme be kızın mesleği o , aynı zamanda hafız benim bu aralar zamanım yok o yüzden rica ettim kabul etti .

" Anladım takılıyorum " yüzüm hafif düşerken Ebrara üzgün gözlerle baktım .

" Keşke sen okusaydın " Ebrar elini omuza vurup teselli edercesine " üzülme ipek

iyi kızdır hem çok ortak noktanız var iyi anlaşacaksınız " ...

" Bende yardım edeyim "

" Yok kızım sen misafirsin otur " elimdeki salata tabağını masaya koyup koltukta iki büklüm oturan ipeğe baktım . Annem ipeğinin hanım hanımcık olmasını çok beğenmiş olacak ki iftara kalması için çok israr etmiş sonunda kazanmıştı . Bir ara beni evlatlıktan red edip onu alacak diye korkmadım değil .

" Keşke Ebrar da kalsaydı "

" Kız dedi ya anne bakşa bir yere davetliymiş " annem elindeki bardakları masaya dizdi saatte kısa bir bakış " ara abini bakalım nerede kaldı ezan okunacak "

" Tamam " deyip telefonu elime aldım tam abimi arayacağım sırada çalan zille abim gelmiş düşüncesiyle kapıyı açtım . Elindeki sıcak pideyi elime verip yanağımı sıkıp içeri giren abimle bende kapıyı kapatıp peşinden girdim .

" İpek " diye şaşkın ve sorgulayan gözlerle

ipeğe bakan abimle ve ona en az onun kadar şaşkın bir şekilde bakan ipekle kapı eşiğinde dikildim ben olanları anlamaya çalışır gibi ikiliye bakarken yanıma gelen selim kulağıma doğru fısıldaddi

" Kızın adı İpek miş abla "

" Eee " dedim ikiliden gözlerimi ayırmadan . " Abim bu kızı tanıyor gibi kızın adı İpek " " Eee selim konuşup konuşup durma ortamı kaçıyorum "

" Abla senin açken kafan çalışmıyor abim ipek birleştir bunları " gözlerim abim ve ipek üzerinde dolanırken aklıma gelen şeyle selime döndüm ve ikimizde aynı anda

" İpek böceği " dedik . Hayat tesadüflerle doluydu ne zaman , nerede , kiminle , ne şekilde tesadüf bir şekilde karşı karşıya geleceğini hiç bir zaman bilemiyordum . Abim de o akşam bir tesadüf döngüsüne girmişti

...