@yukominaaa
|
→Kitapta geçen bütün karakterler hayal ürünüdür gerçek değildir!← *・*・*İlk defa yazdığım bir kurgudur, hattalarım varsa kusura bakmayın canlarım*・*・ #Oy ve yorum yapmayı unutmayınız,iyi okumalar dilerim❤️🔥 7.Bölüm♣️ Yine Mardin'in güneşli gününde açtımg özlerimi,yine güzel olduğu kadar acımasız olan topraklar da.Ben Larin, 18 yaşında hayalleri elinden alınan kız.Her genç kız gibi benimde hayallerim vardı.Bu hayallerim arasında,meslek sahibi olup bu topraklardan annem ile birlikte göç etmekti. Ama hayal olarak kaldı.Babam ölmeden önce annem ve babam ile güzel bir hayatımız vardı.Evet babam bir ağaydı,ama kız çocuklarını hor görenlerden değildi. 2 yıl önce babamı trafik kazasında kaybettik.Ozamanlar lise 3.sınıf öğrencisiydim.Bu süreçte amacam bize baktı. Her ne kadar okulumu bitirip ünüversite okumak istesemde amcamın oğlu Serhat abi buna karşı çıktı hep "sen kızsın otur evinde!"derdi.Son sınıfıda annemin yalvarışlarıyla okuya bildim.Amcam Şervan iyi biridir,ama törelere çok düşkündür. Ben düşüncelere dalmışken annemin sesini ile düşüncelerimden sıyrıldım."Larin hadi kızım kalk, kahvaltı hazırlıyalım."dedi.Annem doğma büyüme izmirliydi. babamla üniversiteyi okumak için Mardin'e geldinde tanışmışlar.Aileler her ne kadar karşı çıksalarda,onlar yinede bu zorlukları aşarak evlenmişler.Kapının Birden açılmasıyla irkildim."hadi kızım kalk,bak amcanlarda kalkaçak,kızarlar sonra sofra hazır değil diye"bu evde resmen bizi hizmetçi gibi kullanıyorlardı."tamam anne sen git ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum" dedim. Annem başı ile beni onaylarak çıktı odadan.Annemin çıkması ile yataktan kalkarak,atım kendimi lavaboya.Lavobadaki işim bitince çıktım lavabodan... Mutfağa gitmek için kapının kulpunu çevirip çıktım odamdan... Mutfağa girdiğimde Burnuma dolan pişi kokusu ile iki kat daha Açıkmıştım.Bu pişi bu kadar güzel kokarken tadını düşünemiyordum bile. Gözümü mutfakta gezdirdiğimde Fatma teyze'nin,Ocak başında o enfes kokulu pişileri kızgın yağda kızartığını gördüm.Artık daha fazla dayanamıyacağım için,tezgaha doğru giderek tabaktaki pişiyi aldığım gibi atım ağzıma. "Keçe dikkatli ol daha yeni koymuştum onları,tabağa...sıcaktır pişiler yakma ağzını."(Kızım) Dedi Fatma teyze şiveli konuşarak. Pişinin tadı muazzamdı şuan sıcaklığı bile bana işlemezdi.Ağzım doluyken " bu enfes pişileri yememe hiç birşey engel olamaz" dedim bir tane daha ağzıma atarak. " Peki peki ama sofrada ye bari keçamın burda ayak üstünde olmaz"Fatma teyze yaklaşık beş yıldır bu konakta çalışıyordu. Başım ile onaylayarak,bir tane daha atım ağzıma.Arkamı döndüğümde cadı yengemi görmem ile pişi ağzımda tıkalı kaldı.Ona hiç birşey yapmama rağmen beni küçüklüğümden beri sevmezdi.Aslında bende ona hiç hiç haz edemiyorum. Kendini konağın hanımağası sandığı için,elini sıcak sudan soğuk suya sürmezdi.Herşeyi ben,annem ve Fatma teyze yapardık. Ağzımdaki pişileri çiğnemeye başladığımda.Yengem"Larin kahvaltıdan sonra kalk git Serhatımın, odasını temizle."başımı aşağı yukarı sallamak ile yetinmiştim sadece. Bu kadına cevap bile vermek istemiyordum.Onun verdiği bu emirle uymak zorundaydım, çünkü gidecek başka yerimiz yoktu... Kahvaltı sofrasını kurmuştuk,ve Şuan aile üyelerinin sofraya gelmesi ile kahvaltı yapıyorduk.Ama iki kişi hâlâ masaya gelmemişti,Serhat abim ve babaannem. Miran düşüncelerimi okumuşcasına "Babaanem ve serhat abim neredeler baba?"dedi ekmeğe uzanarak.Miran konağın en küçük oğluydu.Serhat abimin aksine çok iyi kalpli ve sevecen çocuktur. Amcam iştahsız bir şekilde kahvaltısını yaparken konuşmaya başladı "Babaanen hava değişikliği açısından,bir süreliğine memleketine gitti oğul"Miran ise anladım derecesinde kafasını sallayarak geri tabağına gömüldü. Babaannem her zaman kimseye haber vermeden,memleketi Diyarbakıra giderdi.Bu duruma alışık olduğumuz için kimse sorgulama gereğinde bulunmazdı. Ama Serhat abimi hâlâ kimse sormamıştı,bende pek fazla bu duruma takmadan tabağımdaki pişileri yemeğe koyuldum... Kahvaltı faslı bittikten sonra annem ve Fatma teyzemle masayı toplamıştık.Serhat abinin odasını da temizledikten sonra kendi odama çıktım. Bugün Mihra ile buluşacağımız için hazırlanmaya koyuldum.Mihra benim orta okulun son yıllarında tanıştığım arkadaşımdı.Mihra aslında buralı değildi,babasının tahini buraya çıktığı için bu topraklara taşınmak zorunda kalmışlar. Babası bir yüzbaşıydı.önceden de İstanbul'da yaşıyorlarmış.Gözüm saate takıldığında az bir vaktim kaldığını fark ettim.Hemen hazırlanmaya koyulmuştum. Duşa girmeme gerek yoktu,zaten dün almıştım aslında.uzun kumral saçlarım,düz olduğu için ekstradan ısı kullanmıyordum.Dolabıma doğru giderek, dolabın kapaklarını açtım. İçinden günlük olan uzun elbisemi çıkardım.Elbisemi giyerek,makyaj yapmak için makyaj masama doğru ilerledim... Günlük bir elbise giydiğim,için sade bir makyaj yapmaya karar verdim.Masanın üzerindeki kapatıcıyı alarak göz altlarımı kappatım,ve eyeliner çektim her iki gözümede. En sevdiğim kısımlardan biri,olan maskarımı da sürüp kirpiklerimi arşa çıkardım.Yanaklarıma renk gelmesi amacı ile şeftali al tonlu alığımıdan hafif alıp fırçam ile yanaklarıma dağıtım. Son olarak lip balmımıda sürüp bitirdim.Aynadan kendime baktığımda gayet şık olmuştum.Mihra'yı hazırlandığı mı haber vermek için telefonuma uzanıp Mihrayı aradım. "Alo"dedi. "Mihra ben hazırım,5 dakikaya caffeye geliyorum." "Larin istersen abim seni alsın"Mihra'lar 2 kardeşlerdi.Mihra'nın da kendisi gibi tatlı bir abisi vardı. "Yok şimdi bizimkiler laf etmesin ben gelirim."amcamlar bir erkekle gezmeme karşı oldukları için gelmesi doğru olmazdı. "Tamam ozaman görüşürüz" "Görüşürüz"diyerekten kapatım telefonu... Spor ayakabılarımıda giydikten,sonra caffe'ye doğru yola çıktım...caffeye ulaştığmda içeri girdim.Gözlerim Mihra'yı ararken en köşede kamil,ile birlikte oturduklarını gördüm.Onlara doğru yürüyüp yanlarına ulaşınca selamlaşıp oturdum... Gözlerim caffede dolaşırken,ön masada bizi izleyen bir çift Kara göze takıldı.Kara gözleri,siyah saçları, dolgun dudakları,heybetli ve kaslı olduğu vücudu ile oldukça yakışıklıydı.Aurası ile her kızı etkileyecek tiptendi. Beni bile etkilemişti.Bir iş adamına benziyordu,giydiği siyah takım elbisesi ile.Ben hâlâ onu süzerken, onunda aynı şekilde beni süzdüğünü fark ettim. Bakışları oldukça derindi,bu bakışmanın sonu gelmeyecek gibi hissettiğim için çektim gözlerimi adamdan.Ama hâlâ bakışlarının üzerimde olduğunu hissediyordum. O adama bakmamak için kafamda bin bir türlü senaryo oluşturuyordum.Hayatımda ilk defa bu kadar yakışıklı ve çekici bir erkek ile karşılaşıyordum.Ama gerçekten adam Manken gibiydi bakmamak elde değildi. Bu sırada gözlerim ön masada bizi izleyen adama takıldı kara gözleri,siyah saçları,dolgun dudakları ile oldukça çekiçiydi ben Adam ile ilgili düşüncelere dalmışken Kamil bana dönerek"Larin benim işim çıktı Mihra'ya söylersin,kendine iyi bak fıstığım"diyerek yanağımdan öptü.Mihra masadan kalkıp lavaboya gitmişti. gülümseyerek "görüşürüz "dedim.Oda aceleci bir şekilde çıkıp gittmişti. Karşı tarafa tekrardan bakışlarım kaydığın da bana kaşları çatık birşekilde bakıyordu.Bu şekilde bakmasından rahatsız olduğum için, huzursuzca yerimde kıpırdadım. Hâlâ adamın bakışları üzerimdeyken, adamın yanına biri gelip birşeyler söyledi.Adama her ne dediyse adam âdeta sinir küpüne dönerek. "Kim cesaret eder lan buna!" Diyerek bağırdı.Sesinin erkekliği beni başka bir diyara sürüklemişti.Ne oluyor bana böyle.Elim ile alnıma vurarak"Aptal Larin kendine gel" diyerek kendime gelmeye çalıştım.Adam sinirle masayı devirerek çıktı caffeden... Mihra geldi yanıma onunla sohpet edip çarşıya çıktık...çarşıda alışveriş yaparken annemin aradığını fark ettim hemen cevap vererek " Al-" diceken annem konuşmama izin vermeden "Larin kızım, çabuk eve gel!"dedi endişeli çıkan sesi ile. "Ne oldu anne, birinemi bişey oldu"diye sordum korku ile. "Kızım acilen gel anlatcam."dedi annem daha fazla soru sormama izin vermden. "Tamam anne geliyorum." Diyerek Mihraya durumu açıklayıp yanından ayrıldım... Yazardan... Genç adam karşısındaki kızdan gözlerini alamıyordu.Genç kız güzeliği ile âdeta genç adamı kendine büylemişti.karşısındaki kadını öpen adama dikti gözlerini kaşlarını çatarak genç kızın sevgilisi olduğnu düşünerek önüne döndü taki yanına sağ kolu selim gelene kadar. "Ağam?"dedi selim. "Söyle aslanım"dedi. "Ağam şey...ımm" "Selim gevelemeden söyle sinirleniyorum!" dedi. "Ağam Dicle biri? ile kaçmış"dedi selim. "Kim cesaret eder lan buna.!"diyerek kükredi âdeta. "Ağam bilmiyoruz kim kaçırdı."genç adam sinirle çıktı caffeden arabasına binerek hızlı bir şekilde konağa geldi.kapıdaki korumalar ağalarına selam vererek kapıyı açtılar.kapıdan giren genç adam babasıyla karşılaştı sinirli bir şekilde,"Baba benim kız kardeşimi kim kaçırmaya cüret eder?" diye sinirle konuştu. Mehmet ağa "oğul yılmazlıların oğlu Serhat kaçırmıştır Dicle'yi" dedi. "O itin sonunu getireceğim!."dedi. "Oğul dini nikah kıymışlar karı kocada, olmuşlar şuan kalender ağanın evindeler birazdan aşiret toplanacak"dedi.Genç adam sinirle kalander ağanın evine doğru yola çıktı... Kalender Ağa'nın konağına gittmişti. "Kalender ağa.!"diyerek iki el ateş etti. "Sen ne yaptını sanarsın Baran ağa?."dedi kalender ağa. "O it Serhatla kardeşim nerdedir kalender ağa?"dedi sinirle. "Kalender ağa! nerdedir dedim sana?" "Burdayız Baran ağa.!"diyerek Dicle ile el ele avluya geldiler.genç adam sinirle serhatın ayağna bir el ateş etti.serhat acı ile inlerken genç adam bu sefer üstüne çıkarak vurmaya başladı. Dicle'nin yalvarışlarına kulak asmadan, Serhat'ın ağzını burnunu darmaduman etti. "Baran ağa bırak bunun tek yolu ölüm değildir.!" "Ölüm değilse başka nedir kalender ağa.!"dedi genç adam. "Berdeldir." Adam sinirle yerinden kalkarak adamlara"Alın bu iti arabaya götürün.!"dedi.Dicle "abi o benim kocam yapma lütfen.!"diye yalvardı. Baran ağa kardeşini umursamadan adamlara"Dicleyide konağa götürün.!"dedi. Baran ağa sinirle arabaya binerek yılmazlıların konağnın yolunu tutu.konağa geldiğnde Serhatın yakasından tutuğu gibi konağa girdi. "Ferhat ağa!"diyerek kükredi. Ferhat ağa avluya indinde oğlunun o hâlini gördüğünde deliye döndü. "Sen ne yaptını sanarsın baran ağa.!"dedi arkadan bütün konaktaki herkes geldi keja oğlunun o halini görünce oğluna doğru koştu agıtlar ile ağladı. "Serhat benim kardeşimi kaçırmıştır Ferhat ağa..!" Ferhat ağa bu durumu bildiği için tek çözümün ölüm olmadığını da biliyordu,ölüm yoksa berdel var! "Bunun tek çözümü ölüm değildir baran ağa aşiret toplanıp karar verecektir!"dedi. Baran ağa sinirle avluyu terk etti aşiret berdel kararı verirse kendisinin evleneceni biliyordu. En büyük abisi Berzan vardı oda evliydi küçük kardeşı Ali ise hâlâ 17 yaşındaydı...
|
0% |