@yukominaaa
|
9.Bölüm hatırlatma... "Cık cık kocaya denilmez öyle kızıyorum bak"bana çocuk gibi davranıyordu her konuda.Arabanın kapısının açılma sesi geldiğinde geldiğimizi anlamıştım.Baran kapıyı da açtığında beni omzundan dikkatlice indirdi.Beni indirmesi ile basım döndüğü için Baran hemen elini belime atarak destek oldu. "İyi misin"dedi hemen endişeyle.Gözlerine baktığımda aynı endişe gözündede vardı. "İyiyim omuzunda taşıdığını için basım döndü sadece"Beni yavaşca arabaya bindirerek "hastaneye gidiyoruz"dedi. "Baran ağa iyiyim diyorum,hastanelik bir durum yok" "Ne dersem diyim benim tersimi söyleyeceksin dimi"emniyet kemerini de takarken "karı karı değil inatçı keçi amına koyayım"dedi. "Hey sensin o" Şuan oldukça yakındık.Baran eminiyet kemerimi taktığında çıkarmıştı kafasını arabadan."tamam benim"dedi hiç itiraz etmeden. Son kez Bakarak arabanın kapısını kapattı.Arabanın etrafından dolaşarak, şoför koltuğunun kapısını açtı.Araca binginde arabayı çalıştırdı.Hadi bakalım araba yolculuğundaki kaos ne olacaktı ~Bu bölümün kısa olduğunun farkındayım ama size günlük bölüm atmaya çalışıyorum.Uzun yazarsam bölüm geç gelmiş,olur böyle daha iyi diye düşünüyorum ballarım.~ {Ig: Wattpad_yuko} Oy ve yorum yapmayı unutmayın balarım.Hadi öptüm kendinize iyi bakın 🌺😘 10.Bölüm♣️ Konağa yolculuk başlamıştı.Bu arabaya her bindigimde buram buram Baran'ın kokusu vardı.Odunsu ve ferah!çok seviyorum bu kokuyu.Baran araba kullanırken bir taraftan da sürekli gözü bendeydi.Sanki bir şey söyleyecekte bir türlü söyleyemiyor gibiydi. "Yok amına koyayım dayanamıyorum konağa kadar...burda soracağım"bilmiyordum birşey sormak istediğini ama sıraladığını. "Neyi soracaksın"Elli ile direksiyonu sıktığında hiçte iyi birşey sormayacağı beli oluyordu.Baran zaten ne zaman iyi bir şey sormuştu ki? "O itle aranda geçmişte ne oldu?"zorlanarak sorduğu soru ile ne diyeceğimi bilemedim.Gerceği söylersem olaylar daha fazla büyür ve Baran'ın kaan'ı öldürmesinden korkuyordum.Söylemesem de bu olay elbetki tekrar tekrar açılır ve doğru olan ortaya çıkardı. En iyisi yalan söylememek diye düşünerek ona cevap verdim."Kaan ben-" "İsmini ağzına alma onun"sinirlenmişti.Direksiyonu deli gibi sıkıyordu. "Lise birinci sınıfta seviyordum onu...bilirsin işte ergenlik aşkları"dememle sertçe yüzünü sıvazladı."Peki o sana karşı birşey hissediyor muydu?"Baran'ı ilk defa konuşurken zorlandığını görüyordum. Bu olayı detaylı anlatmak hiç istemiyordum."hayır o bana karşı hiç bir zaman birşey hissetmedi"Arabayı kullanırken yavaş yavaş hızı artırıyordu.Buda beni ister istemez tedirgin olmaya sürüklüyordu. "İyi...yoksa o itin gelmişini geçmişini sikerdim."ağzı bozuk herifin teksin hödük Baran. "O şerefsiz biliyor muydu onu sevdigini?" "Biliyordu...ama sonuçta eskide kalmış bir şey şimdi bu konuyu konuşmayalım" "Hayır konuşacağız"bıkın bir nefes verdim.Bu konuyu konuşmadan beni bırakmıyacağını biliyordum."Off tamam sor" "Ben gelmeden önce o it sana neler dedi" "Eski konuları açtı...Bir zamanlar bana platoniktin falan dedi" "Sen ne dedin peki"Baran'a bütün diyaloglarımızı hepsini baştan aşağı anlatmıştım."vay sik kafalı senin o ağzını sikmesem-" "Küfür etme artık"arabayı da hızlı kullanıyordu."Baran ağa biraz yavaşla... korkutuyorsun beni"korkuyordum.Oldum olası hızdan korkmuşsumdur. "Tamam orman göz kusura bakma" Hödük dedikleri mi yapmıyordu bazen.Bu hâli ister istemez gülmeme sebep oluyordu...Aramızda bir süre sesizlik olmuştu ama bu sessizliği bozan ben olmuştum. "Baran kızmasan birşey sorabilir miyim" "Sor orman göz bana birşey sorarken de izin isteme bir daha"Basım ile onu onaylayarak sorumu sordum. "O na ne yapacaksın"tam sinirle bana cevap vereceken buna izin vermeden tekrar konuştum."bak Baran onu koruduğumu düşünüyor olabilirsin ama onu korumuyorum.Oda bir insan ve onunda bir ailesi var.onu öldürürsen ailesini bir düşünsene ne hale gelirler."beni dikkatle dinlemişti.Sanki bu cümlelerim onu etkilemişe benziyordu. "Dayanamıyorum Larin o it her nefes aldığında aklıma senin saçının teline dokunduğu anlar geliyor eğer öldür-"diceken elimi fitesde olan elinin üzerine koyarak"yapma Baran lütfen" Ne diyeceğimi bilemediğim için sadece yapma diye biliyordum.Gözü ellerimize kaydı.Yüzünde beli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu.Tekrar yola baktığında derince nefes çekti içine. Elimi çektiğimde,ellerimi önümde birleştirdim."Yap işte şöyle...tamam amına koyayım birşey yapmıyacağım"diyip elimin üzerine elini koydu.Sıcak elleri ellerimin üzerindeyken bedenim ısınıyordu. "Söz mü?" "Söz orman göz"şuan araba kullanmaya boynuna atlardım.Ama araba kullanıyordu bunu yapamazdım.Bir yandan araba kullanırken bir yandan da elimi tutuyordu.Trafik hiç yoktu yol bon boştu.Zaten Mardin'de pek trafik olmazdı nüfus tan dolayı. "Orman göz ingilice konuşmayı nerden öğrendin"İngilice konuşmayı Annemden öğrenmiştim.Annem bana her zaman bir öğretmen olmuştu.Beş yaşında vermişti ilk ingilizce konuşma eğitimimi.O zaman dan beri sürekli ingilizce konuşurdum.Bu yüzden İngilizcem hayliyle gelişmişti.Annem de ingiliceyi lise yıllarında gitti kurslarda öğrenmiş.Ve yılar geçtikce daha da iyi konuşmaya başlamış. "Annemden öğrendim...Ben beş yaşlarındayken bana sürekli ingilizce dersleri verirdi.Bu böyle yıllarca sürdü ve benim İngilizcem de oldukça gelişti."Beni dikkatle dinlemişti. "Anladım "diyip kestirip atmıştı.Ama ben onunla daha fazla sohpet etmek istiyordum.Neden kestirip atı hemen.Ben mi soru sorsaydım.Yoksa bunaltmış mıydım onu?kafam da yine çok kurmaya başlamıştım.Elimdeki eline baktım bir süre.Elleri bile çok çekiciydi bu adamın. Diğer eli yorulmuş olacaki ellerini elerimden çekti ve direksiyonu tutu benim elimi tuttuğu eli ile.kafamı cama koyarak izlemeye başladım yolu... Sonun da konağa gelmiştik.Kafamı kaldırdığım da, Baran dikkatle beni izliyordu.En sonun da kara gözlerini üzerinden çekerek arabadan inip kapımı açtı."teşekkür ederim" Öküz insan bir rica ederim der.Ama beyefendi hödük gibi inmemi bekliyordu sadece.Kemerimi açıp arabadan indim.Baran da ardımdan kapıyı kapatı.Saat oldukça geç olmuştu.Konaktakiler uyumuşlardır kesinlikle bu saate. Baran arabayı kilitlediğinde korumalar da bizi gördükleri gibi konağın kapısını açmışlardı.Şuan yürüyemiyecek kadar yorgundum.Topuklu ayakkabılar da ayakları mı çok ağrıtmıştı.Önden yürümeye başladığım da topalaya topalaya yürümüştüm."bekle"diyen Baran'ın sesi ile ona döndüm. Ne var dercesin de ona bakarken aramızdaki bir iki santimlik mesafeyi kapatarak karşımda durdu."ayakların mı ağrıyor" "Evet de zaten gel-"dememe izin vermeden Baran beni kucaklamıştı.Kollarımı korkudan Baran'ın boynuna dolamıştım.Bu adam neden ani hareketlerde bulunuyordu.bir kolunu dizlerimin altlarından geçirmiş bir kolunuda karın bolgemin üzerinden geçirmişti. Baran oldukça güçlü bir adamdı.Beni tek kolu ile omzuna alıp tek seferde kucağına bile alıyordu."Baran napıyorsun indir beni gören olacak"korumaların tarafına baktığım da kafaları egikti. Konaktan biri görürse kesinlikle rezil olurduk. "Görsünler karım değil misin"dedi zevkle konuşarak."anlamıyor musun sen beni görürlerse ayıp olur" "Ayıp yatakta olur küçük hanım"diyerek konağa doğru adımladı ben kucağındayken.Biri görürse kesinlikle rezil olurduk.Zaten bugün yeterince rezil olduk bari konaktakilerine rezil olmasaydık iyidi. Baran bakışlarını bir saniye olsun gözlerimden çekmiyordu.Hem yürüyor hemde gözlerime bakıyordu.Bende gözlerimi gözlerine diktigimde o kara gözlerin çok şey anlattığını fark ettim.Keşke anlaya bilseydim o gözlerin ne anlatmak istediğini.Ama anlamıyordum,belki de zamanla anlardım.Bilemiyorum. Konağı girdiğinde bakışları mı gözlerinden çekerek avluda birileri var mı diye baktım.Şükrler olsun ki kimse yoktu.Odalara baktığım da ise herkesin odasının ışıkları kapalıydı.Tekrar yeşilerim kararlarına diktim."Baran indir beni ben gerçekten kendim yürüye bilirim" "Hayır küçük hanım indirmiyorum... gördüm bir kere zorlanarak yürüdüğünü indirmem asla" "Hödük"diye mırıldandım. "Sevmedim bunu orman göz başka birşey de ama bunu deme" "Senin inadına diyeceğim ben"Tek kaşını havaya kaldırarak öyle mi der gibi bakış atı.Ben de aynı şekilde öyle der gibi bakış attım.Baran'ım bu kelimeyi sevmediğini duymam işime gelmişti.Artık her beni sinirlendirdiğin de ona hödük derdim. Baran merdivenlere doğru giderek,merdivenleri ben kucağımdayken tek tek çıktı.Adam hiç nefes nefese de kalmamıştı.Ben mi çok zayıftım yoksa Baran mı çok güçlüydü? Çözmemiştim! Son merdiveni de çıktığımızda gelen inleme sesiyle Baranla aynı anda bakışmıştık.Rojda ve Berzan abinin odasından Rojda'nın inleme sesi geliyordu.Malum işi yapıyorlardı ve Rojda da sesli inliyordu."Baran hızlı yürü"dediği mi yaparak Rojda'ların odasının yanından hızla yürümüştü. Ben de mi ilişki ye girersem böyle inliyecektim.Off düşüncesi bile çok utanç verici."ne düşündüğünü anlıya biliyorum küçük hanım"dedi Baran arsız arsız sırıtarak. "Nerden biliyorsun"nerden bilecek canım sallıyordu heralde. "Yüzündeki kızarmadan biliyorum hiç te masum şeyler düşünmediğini"zevkle kurduğu cümleyle yer yarılsada içine girsem dedim.Anlamıştı.Rezil olmuştum. "Kızarma mi bile o konuya bağlıyorsun...hem ben sen değilim arsız şeyler düşüneyim"çok iyi yalan atıyordum.Ama Baran tabikide bu yalanıma inanmamıştı. "Yalan atmayı hiç beceremiyorsun küçük hanım " "Ben sana ne düşündüğü mü kanıtlayamam Baran ağam sen ne düşünmek istiyorsan onu düşün "Odanın kapısına da gelmiştik.Baran odanın kapısını bir şekilde açarak odaya girdi.Beni hiç yorulmadan odaya kadar taşımıştı.Bu adam iyice alışmıştı beni taşımaya hâlâ bırakmıyordu.Yatağa doğru giderek beni yatağa yavaşca uzandırdı.Kendi de ayaktayken topuklu ayakkabılarımı çıkarmaya başladı.Mardi'nin acımasız ağası şua topuklu ayakkabılarımı çıkarıyordu.Bunu duyan biri heralde bu dediğime inanmazdı. Ayağıma dokunduğu için huylanmıştım biraz.Bu da onu fark etmiş olacaki ayağımın altına dokunmaya bıraktı.İki ayağımdaki topukluyu da çıkardığında, ayakkabıları bir köşeye koydu.Kendi ayakkabılarını da çıkarmaya başladığın da bende kalkmaya yeltendim. "Nereye"ayakkabılarını da çıkarmıştı. "Lavaboya " "Ben götür-" "Hayır Baran kendim iki adımlık mesafe farkındaysan...hem topukluları çıkardığın için ayağım ağrımıyor"pes ederek itiraz da bulunmadı.Ben de yataktan kalkarak ilk önce giyinme odasına doğru gittim.Pijama alacaktım...Giyinme odasına girdiğimde dolabı mı açtım.Pijamalarım dan rastgele birini alarak çıktım odadan. Baran da ceketini çıkarmış bir şekilde yatakta oturuyordu.Bir yandan da telefonla ilgileniyordu.Onun yanından hızlıca geçerek lavoboya girdim. İlk öncelikle üzerimdekilerden kurtularak mavi seten pijamamı giydim.Elbiseyi toplayıp bir kenara koyduktan sonra makyajımı silmek için masanın üstündeki makyaj silme suyuyla bir güzel makyajımı sildim.Yüz yıkama jelini de yüzüme uygulayıp duruladıktan sonra,saçlarımı tarayıp çıktım lavobodan. Baran'ın üzerinde hâlâ gömlek pantolonu vardı.Benim çıktığımı gördüğü gibi yatakta oturur pozisyonu alarak "geldiğine göre küçük hanım gelelim cezana"dedi.Ayağı kalkıp bana doğru gelirken yutkunmuştum. Kesinlikle elbiseyi giydiğim için ceza vermekten bahsediyordu.Bana doğuru geldiğinde bir adım geri adım atıyordum.Baran'ım yüzünde arsızca bir gülümseme vardı."ne cezasından bahsediyorsun sen" Son geri adımıda atığımda,sırtım duvarla buluşmuştu.Oda son adımını atarak beni duvarla arasına aldı.Benim yüzüme doğru eğildi.Nefesini yüzümün her bir zeresinde hissediyordum."giydiğin dar elbisenin cezası küçük hanım" Bakışları sürekli dudaklarımda oynanıyor ve yutkunuyordu.Elimi göğüsüne koyarak ittirmeye çalıştım onu"saçmalama Baran...çekil şuradan "ama Mağra hödüğü kıpırdamıyordu bile." Korkuyordum bana dokunur diye.ama ona bir yandan da güveniyordum öyle birşey yapmaz diye."Baran ağa eğer bana dokunursan bir saniye bile düşünmeden boşarım seni." Gözlerinde oluşan sinir bulutlarıyla bir kaosa daha imza atacağımızı anladım."her şeyi su siktigim boşanma işine getirmek zorunda mısın Larin "sinirle derin derin nefes alıp veriyordu.Nefesini her alıp verdiğinde yüzümde hissediyordum.Yüzümü yüzüne daha fazla yaklaştırdı. "Sen benimsin Larin duydun mu sadece benim.Ve asla da benden boşanmana izin vermem o boşanma kelimesini çıkarıyorsun aklından"Bu yakınlık heyecanlanmama sebep oluyordu ama bunu belli etmemeye çalışıyordum. "Emin ol Baran ağa seni tek bir hattanda boşarım...sen de izlemekle yetinirsin "bu sefer daha fazla sinirlenmişti ve sinirle duvara bir yumruk atıp çekildi üzerimden.Sinirden oynayan adem elması ve boyun damarlarını görüyordum.Çok sert bir şekilde duvara vurmuştu.Her sinirlendiginde bunu yapıyordu.Duvara vuruyordu. Eli yine kanamıştı.Yine ben sinirlendirdiğim için.Son kez sinirle gözlerime Bakarak sert bir şekilde kapıyı açıp sert şekilde de kapıyı kapatarak gitmişti.Çok sinirlenmişti yine.Bende bıktım artık sürekli sinirlenmesinden.Bazen hata bende mi diye düşünüyorum ama bir sivri sineğin uçması bile Baran'ı sinirlendiriyordu. Kendi mi suçlayamazdım! Benim suçum değil di o fazla sinirliydi! duvar ile hâlâ sırtım yaslıyken ayrıldım duvardan.Baran çekip gittmişti birdaha gelir miydi peki?Gelirse de benimle konuşurmuydu? "Hayır Larin senin suçun değil...Sakın ama sakın dediklerinden pişman olma"dedim kafamı iki yana sallayarak. Yatağa doğru gidip, yorganı çekip uzandım.Yorganı da üzerime atığımda uyumak için çabaladım.Ama bugün bütün uykum gittmişti.Bügün larisa'nın bana dediği şeyler aklıma geldi. Süsen nerdeydi acaba şuan?Cadı ardımızdan geldi mi hiç bilmiyordum.Baran nereye gitmişti bu saate?off off kafam yine Allah bulah olmuştu.Yatakta buram buram Baran kokuyordu.Kokusu beni mayıştırıyordu.En sonun da Baranla süseni düşüne düşüne uykuya daldım... Gözleri mi açtığım da güneş daha yeni yeni doğuyordu.Yan tarafıma baktığımda Baran yoktu.Nerdeydi bu adam.Telefonu elime alarak belki mesaj yazmıştır ümidi ile baktım.Ama hayır hiç birşey yazmamıştı.Ben yazsa mıydım? Hayır hayır yazmamam lazım! Yatağımdan kalkarak odanın balkonuna doğru gittim.Balkonun kapılarını açtığım da gün ışığı yüzüme vurmuştu.Yüzümü ister istemez buruşturmuştum.Odanın balkonu mardin manzarasını gösteriyordu.Balkon şişlerinden Mardin manzarasına bakarken aşağıda bir hareketlilik olduğunu fark ettim. Baran avludaki koltulardan birinin üzerinde uyuyordu.Dün geceden beri orda o soğun altında mı yatmıştı gerçekten.üzerine de hiç birşey atmamıştı.Gözüm tekrardan hareketliliğe kayınca süsen cadısını Baran'a doğru giderken gördüm. Üzerine giymiş olduğu mini sabahlık ile Baran'ın boşluğundaki yere oturarak sakalarını okşadı."Baran hadi uyan...seni odama götüreyim burda belin tutulmuştur"cilveli cilveli konuşurken sinirlerim alt üst olmuştu.Bu cadı hangi hakkla Baran'ı odasına götürüyordu. Baran ise onun seslenişi ile hafiften gozlerini açıp kapatarak "Orman göz nerde"demişti.Uykulu halinde bile beni soruyordu.Bu adama haksızlık mı ediyordum. Süsen "hâlâ onun nerde olduğunu mu soruyorsun... Baran seni gecenin soğunda avluda uyutan o kadını mı"şimdi seni bittirdim süsen.Baran'ı doldurmaya çalışıyordu gerçekten.Larisa doğru diyordu bu kadının dili gerçekten çok tatlıydı. Baran ise yerinden doğrularak "o kadın diye bahsetme karımdan süsen!"dedi uyarı dolu ses tonu ile.Her yeri tutulmuş gibiydi.Elini sürekli boynuna atıyordu.Süsen ise Baran'ın karşısında daha fazla eğilerek göğüslerini meydana çıkarmıştı.Ama Baran oralı bile olmuyordu.Bu kadına daha fazla dayanmazdım. Hemen aşağı inip birşey yapmam lazımdı.Hızlıca üzerimdekileri umursamdan koştum balkondan odaya.Odaya geldiğimde odanın kapısını açarak,kendimi atım.... Avluya geldiğimde ikiside beni hala fark etmemişti.Baran yerinden doğrularak "yeter süsen kes sesini"demişti sinirle.Süsen benim geldiği mi görünce Baran'a sarılarak "ben öyle demek istemedim Baran"masuma oynuyordu cadı. Baran ise hızla süseni kendinden uzaklaştırarak "sakın bir daha bana sarılmaya cüret etme süsen"diye kükremişti.İşte şimdi bittmiştin sen süsen...
|
0% |