@yukominaaa
|
10.Bölüm hatırlatma... Baran ise yerinden doğrularak "o kadın diye bahsetme karımdan süsen!"dedi uyarı dolu ses tonu ile.Her yeri tutulmuş gibiydi.Elini sürekli boynuna atıyordu.Süsen ise Baran'ın karşısında daha fazla eğilerek göğüslerini meydana çıkarmıştı.Ama Baran oralı bile olmuyordu.Bu kadına daha fazla dayanmazdım. Hemen aşağı inip birşey yapmam lazımdı.Hızlıca üzerimdekileri umursamdan koştum balkondan odaya.Odaya geldiğimde odanın kapısını açarak,kendimi atım.... Avluya geldiğimde ikiside beni hala fark etmemişti.Baran yerinden doğrularak "yeter süsen kes sesini"demişti sinirle.Süsen benim geldiği mi görünce Baran'a sarılarak "ben öyle demek istemedim Baran"masuma oynuyordu cadı. Baran ise hızla süseni kendinden uzaklaştırarak "sakın bir daha bana sarılmaya cüret etme süsen"diye kükremişti.İşte şimdi bittmiştin sen süsen... •Lütfen oy verip yorum yapın ballarım desteğinize ihtiyacım var• °^İnstegram hesabımız da takip ederseniz çok sevinirim."Wattpad_yuko"^° 11.Bölüm💔 Hızla süsenin üzerine doğru gittiğim de gözüm dönmüş gibiydi.Şuan da kimin ne düşüneceğini umursuyacak havada da değildim.Baran benim onların yanına gelmememle,yüzüme bön bön bakıyordu.Benim ne yapacağımı kestiremiyor gibi. Süsen cadısının gözlerinde oluşan korku kırıntıları git gide büyüyordu.O giydiği sabahlığın ipliğini boğazına dolama fikiri çık aklımdan. Yanlarına vardığım da var gücümle süseni yere itip.Süsen acı ile inleyerek çıplak zemine düştü."sen kimsin ki benim kocamı doldurmaya çalışıyorsun he orusupu kaltak"ben tam saçlarına yapışmak için ona doğru giderken karnıma dolanan kollar buna izin vermemişti. Baran beni karnımdan sarmalayarak izin vermemeşti gitmeme."bırak beni öldüreceğim o kaltığı"elim ile sinirle Baran'ın kollarını çekmeye çalışırken hiç bir işe yaramıyordu çabam."sana diyorum bırak beni Baran ağa"o kadar çok bağırmıştımki bütün konaktakiler duymuştu kesinlikle. Süsen'in yerdeyken birer birer timsah göz yaşları gelmeye başlamıştı."birde masuma oynuyor sikik....bak ben şimdi seni nasıl oynayacağım ama"Ama Baran yine buna izin vermemişti. "Ya bırak!"Baran'ın kollarını ellerini tırmalamıştım hep ama bırakmıyordu asla.Beni kendine doğru çevirmeye kalkışınca ellerinden kaçmaya çalıştım ama izin vermedi."sakin ol küçük hanım herkesi başımıza toplayacaksın" "Ne oluyor burda"Mehmet Ağa ve Şenay anne de avlunun merdivenlerinden iniyordu.Onlar buradayken birşey yapmazdım ama son kez şansımı deneyerek Baran'dan kurtulmaya çalıştım ama izin vermedi yine. "Bu böyle olmayacak"Baran dün akşamki gibi beni tek seferde omzuna almıştı.Ben boşuna iyi alıştı omzuna almaya demiyorum. "Amca...senin bu gelinin beni dövmeye kalkıştı"saçlarım yüzüme geldiği için onları çekerek süsenin oynadığı masum rolüne baktım.Gerizekalı şırıl şırıl timsah göz yaşları döküyordu.Aklıma gelen şeyle Mehmet Ağa ve Şenay annenin karşısında Baran'ın omzundaydım ben. Hödük herif izin vermemişti zaten süseni yolmama şimdide rezil etmişti beni sanki yeterince rezil olmamışım gibi."doğru mu bunlar gelin"diyen bu sefer Şenay anne olmuştu.Ama bunu derken kızarak değil zevk alarak söylemişti. "Baran beni bir bırakırsan kadına gerekli açıklamayı yapacağım" "Kimseye bir açıklama yapmak zorunda değilsin ve kimsede larin'e bu konu hakkında tek bir kelime bile sormayacak"haklı yada haksız çıkmak umrumda değildi tek umrumda olan süseni bir güzel yolmaktı.Ama Baran hödüğü buna engel olmuştu. Baran son sözünü söylerek ben omzundayken ikinci merdivenlere doğru gitti.Süsene parmağımı sallayrak bu burda bitmedi işareti yaptım.O ise sadece timsah göz yaşlarını dökmekle meşguldü yerde.Şenay anneye kaydığında bana gururla bakarak göz kırptı. Bu kadına bayılıyordum.Kesinlikle bana süseni dövmeye kalkıştığım için kızgın değil aksina gururluydu böyle bir oruspuyu benzetmeye çalıştığım için.Bir kadına oruspu kelimsini hiç bir zaman kullanmak istemezdim ama süsen bunu hak ediyor ve bu kelimenin hakkında gayet kendi isteği ile veriyordu. Evli bir adama sahip olmak için bin takla atan birine asla saygı duymazdım. Biz merdivenlerden çıkarken diğer aile bireyleride birinci merdivenden inmişlerdi.Rüstem amca ve karısı hemen yerdeki kızları süsene doğru koşmuşlardı."kim yaptı bunu sana kızım"süsenin sesi kısık çıktığı için ne dediğini duyamamıştım. Aralarında çokta sesli konuşmadıkları için duyamıyordum onları.Sadce babaane olacak kadının"torunu mu ne hâlâ getirmiş yeni gelin"isyanını duyabilmiştim.Hemen bende bağırarak "senin torununda evli erkekleri baştan çıkartmak için çabalamasın"dedim. Sesimi duymuşmuydu bilmiyorum."sik kafalı süsen"en sonunda küfür edince popoma şaplak yedim."ne vuruyorsun Be popoma" "Ben sana ne demiştim... küfür edeceğin tek yer yatak!"bende sert bir şekil sırtına vurdum.Bu adamın arsızlıkları öldürüyordu beni. "Ben sana ne demiştim Baran ağa...bir daha arsız arsız konuşma demiştim" "Ben konuşurum" "Ben de küfür ederim " "Edemezsin" "Ederim!" "Sadece yatakta ama" "Arsız herif"odaya gelmiştik,kapı sesi ile kapıyı açmıştı. "Yanlız sana bu arsızlığım küçük hanım"İçeri girerken ardından da kapıyı kapattı.Beni dikkatlice indirmişti omzundan.Sinirle soluyordum aldığım nefesi.Neden izin vermemişti yolmama o kızı."ne diye izin vermedin yolmama o kızı" Karşımda alayla sırıtıyordu."sen beni mi kıskandın" "Senin neyini kıskanayım be ben sadece o sarı tikicanın evli adamlara yanaşmasına sinir oluyorum"kollarımı göğüsümde bağladım."hem sen benim soruma cevap ver ne diye izin vermedin" "Süsene vururken kendi canını da açılabilirdin buna izin veremezdim orman göz" "Vururken nasıl canım acısın Baran ağa" "Ellin ağrıya bilirdi" "Bu kimin umrunda" "Benim umrumda "gözlerine diktim gözlerimi.Bana anlam veremediğim bir şekilde bakıyordu.Şuan ne diyeceğimi bilemiyordum Baran elini boynuna atarak yüzünü buruşturdu."amına koyayım ne hâlâ gelmişim" Boynu tutulmuştu dün gece yattığı koltuktan ve soğuktan dolayı.O elini boynundan çekerken bende dolaba doğru gittmiştim.Sağlık malzemeleri bulunan dolabı açarak içinde bulunan kas gevşetici kremi aldım.Baran'a döndüğüm de "bu krem iyi gelir boyun tutulmasına"diyip ona doğru gittim O hâlâ ayakta duruyordu."yatağa oturur musun"dediğimi hiç sorgulamadan yatağa oturmuştu.Ona doğru giderken her adımımı dikkatle izliyordu.Yatağın üzerine çıkarak Baran'ın arkasına geçtim.Şuan ona dokunacagım diye miydi bu heyecanım bilmiyordum.Kalbim çok hızlı atıyordu. Kremin kapağını açarak,parmaklarıma biraz krem alarak yavaşca Baran'ın boynuna sürmeye başladım.Baran'ın bedeninin ısısı benim dokunuşlarım ile daha fazla artıyordu.Boynuna minik minik masaj yapmaya başlamıştım.Kendi mi iyice kaptırmıştım.Hemen kendimi toparlamaya çalışarak yataktan kalmaya çalıştım. "kahvaltını yaptıktan sonrada ağrı kesici içip dinlenirsen geçer boynun ağrısı."yataktan kalmış onun karşısında dururken.Baran'ın gözlerinde ki arzuyu fark ettim.Ben daha ne olduğunu anlamadan Baran bileğimden tutup beni kendine çekmesi ile Baran'ın kucağına düşmütüm.Zaten Baran'ın amacı da tam beni kucağına oturturmaktı. Ellerim Baran'ın yakalarına gitmişti ai hareketinden dolayı.Altımda taş gibi birşey vardı.Kalacama batıyordu sertlik.Ben tam birşey diyeceken Baran'ın arzuyla yanan dudakları buna izin vermemişti.Baran şuan beni öpüyordu. Beni daha fazla hissetmek ister gibi bir elini ensemden geçirip dudaklarını dudaklarıma daha çok bastırdı.Diğer eli ise pijamamın altından girerek sırtıma ulaşmıştı.Bir yandan öpüyor bir yandan da eli sırtım da geziniyordu. Beni öyle şehvetli bir şekilde öpüyorduki kendimi karşılık vermemek için çok zor tutuyordum.Alt dudağımı esiri altına aldığında artık bende dayanamayarak ona karşılık vermeye başladım.Bu adama karşılık vermemek için taş olmak gerekirdi. Ona karşılık vermem ile Baran daha da hırslı davranıyordu.İşini kolaylaştırmak için dudaklarımı atladığımda Baran alt dudağımı daha fazla dudakları ile esir almıştı.Alt dudağımı emesi ile ağzımdan bir inleme kaçmıştı.Gözlerim aldığım zevkten dolayı kapalıyken ellerimi saçlarından geçirdim. Onun elleri hırsla sırtımda dolaşırken benim ellerim ise onun saçında dolaşıyordu aynı şekilde.İlk kez biri ile öpüştüğüm için biraz acemice karşılık veriyor olabilirdim şuan.Altımdaki sertlik beni rahatsız ettiği için kıpırdadığım da Baran'ın boğazında hırıltılar çıkmıştı. Soluksuz öpüşümüzde artık nefes alamadığımızı anladığımızda ayrmıştık dudaklarımızı.Altımda garip bir sızı vardı.Baran Anlını anlıma koyarak"kremi sürmen beni nasıl tahrik ettiğini anlatamam... doğrusu senin karşımda nefes alman bile tahrik olmama yetiyor orman göz"benim onu bu denli tahrik ettiğimi bilmiyordum. Onu bu söylediklerinden uyandığım için Anlından ayrılarak kafamı göğüsüne koydum.Kolları hemen sarmalamıştı bedeni mi."utanmana bile yanıyorum be kadın"dudaklarım da büyüyen tebessüm kalbimde de çiçekler açtırmıştı.Kalbimde bugün inanılmaz bir harekelilik vardı.Bu hareketlen me kötü değildi aksine çok iyi bir hareketlemeydi. Dudaklarını saçlarım da hissettiğim de gözlerim huzurla kapanmıştı.Baran'ın kokusunu buram buram içime çekiyordum.Bu koku her burnuma dolduğunda kendimi huzurda buluyordum.Boyun tutulması anında geçmişti sanırım.Beni öpereken hiç boynunda bir acı yok gibiydi. Kaç dakika sesizce o şekilde durduk bilemiyordum.En sonunda hâlâ elimi yüzümü bile yıkıyamadığım aklıma gelince kalmaya yeltendim. "Nereye" "Lavaboya gideceğim" "Gittme kalalım bu şekilde"..."kokunu içime çekmeyi ne kadar sevdiği mi bilemesin"onun bu söylediği ile yüzüne bakarak gülümsedim.Oda aynı şekilde gülümsemişti.Evet gerçekten ilk defa Baran'ın bu şekilde gülümsediğini görüyordum.Bakışlarım gülüşünde takılı kalmıştı. "Biraz daha öyle bakmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak orman göz"Dediğinde bakışlarımı hemen utançla çektim.Kalkmaya yeltendiğimde tekrardan ama Baran öyle bir sarmalamıştıki izin vermiyordu kalkmama. "Baran bıraksan kalkayım" "Debelenme orman göz kendi mi bazı şeyler için çok zor frenliyorum"utanç tekrar yanaklarıma fışkırmıştı. "Bırak o zaman Baran "dediğimde sonunda bırakmıştı.Üzerinden kalktığımda"çabuk çık orman göz hemen bir soğuk duş almaya ihtiyacım var "dedi.Kafamı peki derecesinden salayarak kendimi hızla lavobaya attım. Ardımdan kapıyı kapatarak az önce yaptıklarımızı düşündüm.Biz ne yaşadık öyle az önce.Düşündükçe utanıyordum.Hemen soğuk suyu açarak yüzüme bir kaç defa soğuk su vurdum... İşimi halledince çıkmıştım lavobadan.Biraz da olsa utanclığım azalmıştı.Baran yatakta hâlâ aynı pozisyonda oturuyordu.Benim geldiğimi görünce ayağı kalkarak bana doğru adımladı. Hiç geri adım atmamıştım.Elini belime koyarak beni kendine çekti.Gözlerini gözlerime dikmişken aynı şekilde ben de gözlerimi gözlerine diktim."ben bu dudakların tatına varmışken nasıl öpmeden duracağım"Yanaklarıma fışkıran kanla, utanmıştım. Daha alışmamıştım bu duruma ama Baran hep bu konuyu açacağına emindim.Utançla başımı Baran'ın göğüs kafesine koydum."utanmana bile yanıyorum amına koyayım"Elleri belimi sarmalamıştı.Saçlarıma sayısız öpücük koyup koklamıştı. Kafamı göğüsünden kaldırdığım da dudaklarıma acıtmadan bir öpücük koyarak ellerini de belimden çekti."duşa girmesem çok kötü şeyler olacak orman göz"Onun bu hâline alayla sırıtıyordum.Oda benim sırıtışım ile sırıtmıştı. "İyi duşlar Baran ağam" "Gel birlikte alalım daha da iyi olsun duşum"Alayla kurduğu cümleyele "Baran!" Diye cırladım. Arsız herif! Baran sırıta sırıta duşa girerken ardından bakmıştım.Ne çok olay yaşamıştım bugün öyle ben.Süsen olayını da hâlâ unutmuş değilim.O burda oldukça Baran ve benim aramın bozuk olacağına çok emindim.Bunları fazla düşünmemeye çalışarak giyinme odasına doğru ilerledim... Baran da giyinmişti.Ben üzerime sportif lacivert eşofman takımımı giymiştim.Bir gelin gibi giyinmek istemiyordum.Yaşıma uygun giyinmek istiyordum.Buna da kimse karışamazdı.Zaten karışsalar bile Baran benden önce ağızlarının payını güzelce verirdi. Baran da benim gibi spor giyinmişti.O siyahlara Bürünmüşken bende laciverte bürünmüştüm.Güzel uyum yakalamıştık kıyafet konusunda.Ben kahvaltıya aşağı ineceğimiz için ayaktayken Baran da yanıma gelerek elini belime atı. Yeşilerimi onun kararlarına diktiğimde karaları yüzümün her bir santimini tarıyordu.Dudaklarım da durduğunda arsızca sırrıtı.Bu sırıtmanın sebepini çok iyi biliyordum.Gözleri benden izin istiyormuş gibiydi.Gözlerimi açıp kapatığımda izin vermiştim ölmesine. Beni belimden daha fazla kavrayarak bedenine çektti.Bana doğru eğilerek dudaklarımızı buluşturdu.Dudaklarımı uzun süre öperek geri çekilmişti."ben kahvaltı mı yapmış sayılırım bugün" "Yoksa benden önce mi yaptın sen kahvaltını"Saf saf sorduğum soru ile alayla cevaplamıştı. "Dudakların bugün kahvaltımı yapmama yetti"Ben mi çok saftım yoksa Baran mı çok arsızdı anlamıyordum.Bu adamın kelimeleri beni yerin dibine sokup sokup çıkarıyordu.Ben hayatım boyunca bu adamın lafları kadar utanmama sebep olacak laf duymamıştım. Ben tam cevap vermeye yelteneceken çalan kapı buna engel oldu."kahvaltıya bekleniyorsunuz hanımım"dedi konakta çalışan Ayşe.Baran dan ayrılmaya çalışarak "tamam geliyoruz Ayşe"dedim. Ben hala Baran'ın kollarından kurtulmaya çalışıyordum.Ama Baran her zamanki gibi kollarını belimden asla çekmiyordu."Bıraksana be adam " "Bırakmıyorum" "Birakmasan seninle-"dememe kalmadan bıraktı hemen beni. "Bu zamana kadar kimse beni tehdit etmeye cüret dahi edemezdi ama sen...sen beni cümleni tamamlamadan tehditinle boyun eğdiriyorsun"Onun dudaklarından dökülen her bir kelime ile gülümsemem artıyordu. Alaycı bir şekilde sırıtarak "Benim ne hadime koskaca Mardin'in ağasını boyun egdirmek"dedim."kahvaltıya inelim yeterince geç kaldık ağam bu konuyu sonra konuşuruz. "Peki hanım ağam"Dediğinde kendimi çok yaşlı hissetmiştim.Çalışanlar da bazen böyle hittap ediyorlardı ama Baran'ın ağzından duymak çok tuaftı. Elimi tuttuğunda elim avucunda kaybolmuştu.Elleri de kocamandı. Kapıyı açıp çıktığımızda asıl olay bizi avluda beklediğine emindim.Daha bu sabah olay yaşamamış gibi rahat rahat gidiyordum kahvaltı yapmaya.Giderdimde.Haksız olduğum bir konu yoktu. O süsen cadısı olay çıkarırsa ve Baran da benim birşey yapamama engel olursa ona çarpacam bir tanede... Birer birer indigimiz merdivenlerden son olanında aynı anda adım atarak inmiştik.İkimizde dik pozisyonlarla avluya doğru adımladık.Bizim geldiğimizi gören aile bireyleri konuştukları konuyu boş verip bize çevirdiler bakışlarını. Ali,Berzan abi,babaane,Rojda,Avjin, Şenay anne,Suzan yenge Abdullah amca Miran bile masadaydı.Ama bir kişi eksikti.Süsen.Keşke hep böyle eksik olsa.Miran bizim gelmemiz ile her zamanki gibi koşarak bize doğru geldi. "Miran koşma "diye uyarıdım onu.Düşmesinden korkuyordum.Ama o benim uyarımı duymuyormuş gibi koşarak gelip ikimizinde bacağına sarıldı."günaydın prenses... günaydın amca"bizim ellerimiz hâlâ birken ayırmak istedim ama Baran buna engel olmuştu. Ellerimi Mira'nın saçına atarak okşadım "günaydın prensim"dedim. "Günaydın amcam" Mira'nın kolu bacağıma sarılıyken masum bir kedi gibi bana kafasını kaldırıp bakarak"öpücük yok mu prenses böyle kuru kuru mu günaydın diyorsun"dedi. Ben öpmek için eğiliyordumki "Berzan abi al şu oğlunu vallah bir gün elimde kalacak"dedi.Bu adam ne den bu kadar kabaydı.Ciddi bir şekilde konuşuyordu gerçekten de çocuklara öyle yapıyormuydu. "Tamam amca ne kızıyorsun şaka yaptım...hem dün bana hediye ettiğin akülü araba için teşekkür ederim"Dünki olay.Baran çocuğu akülü arabayala kandırıp üzerime vişne suyu döktüğü olay.Demeki almıştı dün gece akülü aracı. Baran elimi bırakıp Miran'a doğru eğilerek kucağına aldı."rica ederim aslınım"dedi.Diğer kolunda Miran varken diğer eliylede benim elimi tuttuyordu.Kendimi çok garip duygular içinde hissetmiştim.Mutlu aile tablosundaki çiftler gibi.Bizde böyle olur muyduk. Bizi izleyen aile bireylerinin hepsinin yüzü mutlulukla gülümsüyordu ama bir kişi hariç babaanen.O gülmüyordu aksine sinirle bize bakıyordu.Tabi bugün biricik torununu itmiştim normal bu siniri. Büyüğüm olduğu için sesimi çıkarmıyordum bu kadına.Ama biraz daha böyle bakmaya devam ederse kendimi tutamazdım.Baran ben ve Miran masada oturmuş aile bireylerine doğru gidiyorduk.Miran hâlâ Baran'ın bir kolundaydı.Benim elim ise huzur bulduğum adamın elindeydi. Rojda bana göz kırpınca bende gülümsemiştim.Babaane ve süsen hariç herkesi seviyordum ama Rojda ve Avjin benim için herşeylerdi.Onlara çok kısa sürede bağlanmıştım ama ikiside benim için abla kardeş gibiydi. Bugün kızlarını itiğim çift ise bize gülümseyerek bakıyordu.Bana kızgın olduklarını düşünmüştüm oysaki.Ama onlarda kızlarının nasıl biri olduğunu çok iyi biliyorlardı. Biz masaya geldiğimizde Baran Miran'ı yere bırakmıştı.İkimizde herkese"ROJ baş (günaydın)"demiştik.Baran benim sandalyemi çektiğinde basım ile teşekkür ederek elini de bırakarak sandalyeme yerleştim.Oda benim yanımdaki sandalyeye yerleşmişti. Herkeste aynı şekilde bize günaydın demişti.Baran başlamıştı bile tabağıma kahvaltılıklardan koymaya.Yine fazla fazla koyuyordu.Hepsini bittirmem içinde beni sık boğaz edeceğine yemin edebilirdim.Mehmet Ağa'nın afiyet olsun demesi ile herkes yemek yemeğe başlamıştı. Kimse süsenin konusunu açmıyordu Baran'ın bu sabahki uyarısından dolayı.Ama Babaanenin bana karşı olan bakışları bana olan kini ve nefretini beli ediyordu."bak babaanne karıma öyle"Baran'ın sesindeki ton sert ve bir o kadar da soğuktu. Benim rahatsız olduğumu anladığı için babaaneyi uyarmıştı.Babaane bakışlarını benden çekerek Baran'a diktiği bakışlarını."oğul bakmakta yasaktır karına" "Yasak babaane...yasak karıma bakmak"Son zeytini de tabağıma koyup kendi tabağına koymaya başlamıştı.Babaane sus pus olarak önüne dönmüştü hemen.Barandan deli gibi korkuyordu.Surat ifadesinden bile anlamak mümkündü bunu. "Bunlar hepsi bitiyor orman göz "Baran'ın sesi ile bakışlarımı babaaneden çekip ona baktım.İttiraz etsem de yedircekti bana bu kahvaltılıkları.Hiç itiraz etmeden kafamı salladım.Benim ittirazda bulunmama şaşırmış olacaki kaşları havalanmıştı.Onun bu hâline sırıtarak önüme dönüp kahvaltımı yapmaya koyuldum... Kahvaltının sonlarına doğru gelen alkış sesi ile herkesin bakışları alkış yapan kişiye kaymıştı.Bu süsendi.Üzerinde bugünkü gecelikleri vardı hâlâ."ne kadar da güzel aile tablosu böyle" Alaylı alaylı konuşurken alkış yapmayı bırakıp kollarını göğüsünde birleştirdi.Baran sinirle ayağı kalkacaken elini tutarak onu durdurdum.Merak ediyordum ne yapacağını.Baran elime bakarken bakışlarını bana çevirdi.Kafamı sağa sola sallayarak izin vermedim.O ise yutkunarak tekrardan oturdu yerine. "Bak bak küçük gelinde durdururmuş kocasını "bu kız benim sabrımı sınamak için mi gelmişti.Ellerimi sıkıyordum şuan birşey yapmamak için.Abdullah amca "kes sesini süsen hemen çık odana bugün de geri dönüyoruz Amerika'ya"dedi. Süsen olduğu yerde dik bir şekilde dururken babasının konuşmasını umursamdan sadece ben ve Baran'a bakıyordu."babacım demeki dönüyoruz bugün Amerika'ya...peki dönmeden önce bir pot kırıpta gidelim dimi"Bu kız neyden bahsediyordu.Baran'a baktığım da süsene yapma şekilinde bakıyordu. Baran tek değil diğer aile bireyleri de o şekilde bakıyordu.Benim bilmediğim birşey vardı kesinlikle."süsen kes sesini ve hemen odana çık"Bu sefer uyarı Baran dan gelmişti.Dişlerinin arasından kurduğu cümleyle yüzü gerilmişti. "Hayır Baran bu sefer beni durduramıyacaksın"Süsen bana doğru adımlayarak"biliyor musun larin -"diceken Baran durdurmuştu onu. "Süsen!" bu sefer ayağı kalkan ben oldum."bırak Baran ne demek istiyorsa desin"Baran da aynı şekilde ayağı kalkmıştı.Ben de aynı şekilde süsene doğru adımlamaya başladım.İkimizde birbirmize doğru adımlıyorduk.onun bakışlarındaki bana karşı olan nefreti yüz metre öteden görünüyordu.Bende aynı şekilde ona nefretle bakıyordum. Son adımımıda atığımda ikimizde yüz yüzeydik."evet dinliyorum anlat ne anlatacak"kollarımı da göğüsümde birleştirmiştim onun gibi.Baran yanıma gelip durduğunda gözünde anlamadım bir duygu vardı. Korku! Baran gibi birini korkutan şey neydi? "Bizim Baranla iki ay önce sözlü olduğumuzu biliyor muydun...AA ben söyleyeyim herkes biliyordu ama senden sakladıkları için sen bilmiyordun"Karnıma girmeye başlayan krapla birlikte etrafı algılamamaya başlamıştım. (Yukardan şarkıyı açarak okuyabilirsiniz ballarım) Bugün...daha bugün beni şefkatle öpen adamın eski sözlü karşımda ve bu evde bizimle yaşıyordu.Benim ise bundan heberim yoktu.Herkes bunu benden saklamıştı.Kimsenin neyi saklayıp saklmaması umrumda değildi ama o...o nasıl saklmıştı benden! Kalbim binbir parçaya bölünmüş gibiydi.Nefesim kesiliyor gözüm kararıyordu.Gercek miydi bu kızın dedikleri yoksa? Göğüs kafesimin sıkışması ayakta durmamı zorluyordu.Bedenim kaldırmıyordu böyle birşeyi.Kocam dediğim adam eski sözlüsü ile aynı konakta yaşıyordu. Baran'ın koluma dokunması ile hemen kolumu çekerek "dokunma bana !"diye bağırdım.Gözlerinde yapma der gibi bir bakış vardı.Ama bu sefer kimseyi dinlemiyecektim.Tek bir soru sorup gidecektim bu konaktan. "Orman gözlü-" "Kes sesini Baran ağa!"kükremiştim resmen.Kalbimi bin bir parça eden adama merhamet edip bağışlayamazdım."tek bir soru soracağım"kolumu süsene doğru uzatıp işaret parmağımlada süseni gösterdim."bu kızın dedikleri doğru mu?" Baran bana bir adım daha atmıştı."yaklaşma"gözlerimden almıyordu yaşlar.Ama içim kan ağlıyordu."sana diyorum doğru mu Baran ağa" "Orman göz odamıza gidip konuşalım bu konuyu-" "Hayır burda konuşacağız"Derin derin nefes çektim içime."doğru mu dedim sana Baran ağa " Baran ilk defa birşeyler cevaplamaktan korkuyor gibiydi.Bu korkunun sebepi benimde korktuğum bu olayın gerçekten yaşanmış olması mıydı."Yalan de lütfen yalan desin Allah'ım"diye içimde kaç kere haykırdım.Ama o...o benim bu konakta durmamın son dakikalarını sağlayacak o kelimeyi söyledi. "DOĞRU"bir hançer saplansa kalbime bu kadar ağrımazdı.Neden sakladın benden bunu diye haykırmak istiyordum yüzüne.Ama haykırmak yerine hiç yapmıyacağım bir şeyi yaptım.Baran'ın yanağına Tokat attım. Avluda yankılanan Tokat sesiyle Baran'ın kafası yana düşmüştü.Hiç bir tepki veremiyordu.Gözümden akmayı bekleyen yaşlar akmaya başlamıştı."neden...neden sakladın benden bu konuyu Baran ağa...He NEDEN "deli gibi haykırıyordum. O ise sadece gözlerime bakıyordu. "korktum" "Sen ve korkmam mı Baran ağa hiç inandırıcı değil!" "Korktum hatta hayata hiç korkmadığım kadar korktum"Onun göğüslerinden ittirip"seni bu kadar korkutan şey neydi"dedim bir yandan da ağlarken. "Seni kaybetmekten korktum...Kaç defa anlatmak istedim ama benden gidersin diye korktum"Baran'ı ilk defa bu şekilde yıkık görüyordum.Bu benim için bir bahane değildi.Beni kaybettmekten korksaydı bana doğruları söylerdi. "Yalan... Yalan atıyorsun" "inan bana orman göz -" "Sen bir kere yıktın sana olan güvenimi benden sana inanmamı bekleme Baran ağa artık"Omuzları düşmüştü oda benim gibi ayakta zor duruyor gibiydi."sen "Deme bunları bana orman gözlüm deme...çek vur şuracıkta beni ama deme öyle "yalvarıyordu bana.Evet...evet karşımda bana demem için yalvarıyordu. "Şu kırsal kız için düştüğün hâllere bak Baran "Diyen süsen ile gözlerim onu buldu.O bana kırsal demişti aşağlayarak.Ona doğru adımladım"süsen bugün bunları bana açıklayarak ne kadar büyük bir iylik yaptığını anlatamam sana" Benim ona yaklaşmam ile gözlerinde bu sabahki korku oluşmuştu.Ama korkusunu beli etmemeye çalışarak"öylemi"dedi yapmacık bir şekilde. "Öyle öyle ve bende sana bu iyiliğinin karşılığını bana kırsal demenle çok güzel vercegim "diyip son adımı da atarak yanağına sert bir Tokat attıp süseni yere serdim.Kırsal olmakta ne vardı sanki,sen Amerikalarda doğup büyümüşsünde ne olmuş önemli olan karakter meselesiydi. Babaane arkadan "birşey yapmanıza Abdullah oğul kızına Tokat attı bu kadın"dedi.Ama Abdullah amca"hak etti daye(annne)"demişti.Kimse üçümüzün arasında geçen olaya karışmıyordu. Süsen kafasını kaldırarak "sen sen nasıl bana vurursun"dedi. "Hak etmeyen kimseye vurmam süsen ben heleki bir kadına asla ama hak edene de hakkını çok güzel veririm"ağlamıyordum.Baran'a bakınca geliyordu bu göz yaşlar birer birer sadece. Sıra Aile bireylerine gelmişti.Onlara dönmüştüm bu sefer süsen hâlâ yerde seriliyken."ve siz saygı değer korkmaz ailesi...sizden bu konuyu benden saklamanızı asla beklmezdim ama bana bugün gerçekten büyük bir hayat dersi verdiniz"Avjin ve Rojda bana doğru gelerek. "Yenge " "Eltim "onalra daha bugün kardeşim ablam diyordum ama onlar ban bugün büyük kazık atmışlardı. Kaldığım yerden devam etmiştim cümleme"Ne demişler asla beklemedigin kişilerden yersin büyük derbeyi bugün sizden yedim en büyük derbeyi ben" Herkes kafası eğik bir şekilde duruyordu.Bana bakacak yüzleri yoktu.hepsi de biliyordu.Babaane ise bu olanları zevkle izliyordu. Baran'a döndüm.Yine göz yaşlarımı zor tutuyordum.Her baktığım da bedenime giren heycan artık her baktığım da kalbimde bir sızı oluşturuyordu bu adama karşı.Kara gözlerine diktim en sulanmış yeşilerimi. "Bitti Baran ağa duydun mu bitti"Dememle dizlerinin üzerine düşmüştü sarsılmaz Mardin'in Acımasız ağası.Bunu da görmüştüm.Baran'ın yere dizlerinin üzerine çöküşünü de görmüştüm. "Hayır bırakma beni orman göz yapma bunu bize "yapmak istemiyordum ama gururum da yapmamı söylüyordu. "Bu sözleri arkamdan iş çevirmeden önce düşünecektin"Adımladım konağın kapısına doğru.Artık burada işim kalmamıştı.Gözlerimden akıyordu birer birer damlalar. "Gitme benden sende gitme benden "daha önce kim gitmişti ki ondan ? artık umrunda değildi onun hakkında onun hayatı.Bittmişti benim için bu saaten sonra. Kapıya doğru adımlarken Baran sarsıla sarsıla kalkmıştı ayağı."kendini toparlayınca konuşacağız bunları orman göz işte o zaman bana hak vereceksin"Arkamı dönerek ona baktım. Kalkmıştı yerden ama omuzları hâlâ çöküktü."seni bu hayatta asla bırakmıyacağım...BÜTÜN MARDİN ŞAHİDİM OLSUN Kİ SENİ BIRAKIRSAM NAME DERİM"sen bırakmasan bile ben bırakmıştım.Ama kalbim bırakır mı bilemiyordum. Onun bu sözleri ile sadece bakmakla yetinmiştim."sadece akşama kadar... akşama kadar yanındayım orman göz beni sensiz bırakmana izin vermem asla" Dediklerinin arkasında duracağını biliyordum ama bari bir süreliğine olanları hazım etseydim.Ona tekrardan arkamı dönerek konağın kapısına doğru adımladım.Bitti herşey benim için.Yaşandı ve bitti....
|
0% |