Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@yukominaaa

13.Bölüm hatırlatma...

Makyaj masam dan kalkarak elbisemi dolabtan aldım.Elbisem oldukça şık bir mini elbiseydi.Bügünki insanlara güzel bir dedikodu verecek tarzda.Üzerimdekileri çıkararak elbiseyi üzerime giydim.Kum saati olan fiziğimi çok iyi ortaya çıkarmıştı.

Sıra topuklularımı giymekteydi.Egilip onlarıda giyindim.İnce olan bacaklarımı daha da ince göstererek manken bacağı gibi olmuştu.Süt beyazı olan tenim siyahlar içindeydi bugün.Topuklu ayakkabımla aynı marka olan çantamı da aldığımda tamamen hazırdım.

Aynanın karşısına geçip kendime baktığım da"bütün Mardin'e göstereceğim bir kadının asla yıkılamıyacağını bugün"Dedim aynadan kendime bakarken kendi kendime.Mardin benim ağladığımı sanarken ben Mardin'e gösterecektim yıkılmazlılığımı.

"Bugün oraya Aziz Yılmaz'ın tek çocuğu olan ve aşirete boyun eğmemeye yemin etmiş bir kız olarak gideceğim."Derince içime nefes çektim."hadi bakalım kızım göster bakalım bugün bir kadının asla yıkılmıyacağını"diye diye odadan çıkmak için odanın kapısına doğru yürüdüm...

 

Ballarım düzenlemeden atım bölümü yazım hatları olabilr kusura bakmayın şimdiden🌺🫶

Birde bir açıklama yapacağım.Bazı şahıslar bölümü atmıyorum diye çok kötü yorumlar yapmış.Arkadaşlar bunlar benim umrumda değil ama benim zoruma giden ben size günlük bölüm atarken hâlâ bölüm atmadığımı söylemeniz.Bakın gerçekten bölümler çok kolay yazılmıyor asla sadece sizden biraz anlayış istiyorum.Bölünler geç gelebilir bu kitabı yarım bıraktığım anlamına gelmiyor ben zaten bırakmam asla bu kadar emek harcamışken kitabımı.Hem sizleri de bırakmam ama lütfen anlayışlı olalım zaten farkındaysanız kitabım yeterince oy ve yorum da almıyor.Bana atılan her bir yorum aslında bana morel oluyor ama tabikide güzel yorumlar.Küfürlü yorumlar değil!

Oy sınırı koymak istemezdim ballarım ama kitabımın daha fazla keşif edilmesi için mecburum.

Oy sınırı 250💗

İyi okumalar dilerim hepinize ballarım 💖

~14.Bölüm~

Telefonumun çalmasıyla çantama koyduğum telefonu çantamdan çıkardım.Arayan tabikide öküzdü.Hemen cevap verdim."efendim"

"Selim geldi kapıda sizi bekliyor küçük hanım bir an önce çıksan iyi edersin"Baran'ın ses tonu oldukça neşeli geliyordu telefondan.Ne olmuştu da bu kadar neşeliydi bu adam.Bakalım kıyafetimi görünce de bu neşesi kalacak mıydı hödüğün.Alışması lazımdı artık benim böyle giyinmeme yoksa ben onun alışması için farklı yöntemler deniyecektim.

"Tamam çıkıyorum"dedim odanın kapısını da açarak.

"Bende bir yarım saate gelirim düğün alanına inşallah beni sinirlendircek şeyler giymemişsindir karıcığım"demişti sonralara doğru bastıra bastıra.Şuan kahka atmak istiyordum.

"AA olur mu ağam ben seni hiç sinirlendircek şeyler giyermiyim"

"Sen böyle konuştuğuna göre hiç hoş olacak kıyafetlerden giyinmemişsin anlaşılan."anlamıştı üstün zeka.Ama ben inkar edecektim şimdilik onun istediği gibi giyindiğimi söyleyip düğündeyse güzel bir bozguna uğratacaktım onu.

"Yok yok ağam sen merak etme ben en usturuplu olan elbisemi giyindim"

"Hadi hayırlısı küçük kız...he eğer giyinmediysen bile bugünkü çıkacak cesetlerden ben sorumlu değilim"bir erkeğin bana baktığını görse neler yapacağını tahmin bile edemiyordum.

"hem sen istediğini giyebilirsin sana bakanın ecdadını sikerim"kendi kendine ne sinirleniyordu bu dengesiz herif.Anlaşılan açık giyinememe sinirlenmiyeceğe benziyordu ama yan gözle bile bakan olursa cesetlerini çıkaracağından bahsediyordu.

Arkadan gelen sinir nefes alış verişlerini duyabiliyordum.Korna sesi gelince selim abinin daha fazla beklemeye tahammülü kalmadığını anladım."ben kapatıyorum artık Baran ağa selim abiyi daha fazla bekletmim"diyip suratına telefonu kapattım...

Baran'dan devam...

Suratıma kapatılan telefonla tekrardan sinirlenmiştim.Şuan suratıma kapatan başka biri olsaydı yaşamıyordu.Ama gel gorki küçük kız beni öyle bir hâlâ getirmiştiki ona kızmaya dahi kıyamaz oldum.

Bu kız bana ne yapmıştı böyle?

Onu seviyordum.Bunu benden gitmek istediği gün anlamıştım.Hayatım boyunca hiç diz çökmeyen ben o gün onu da kaybedeceğim korkusuyla dizlerimin üzerine çökmüştüm.

Bu hayatta hiç birşeyden korkmazdım.Küçüklükten beri her zaman korkusuz bir çocuk olarak büyütüldüm.Ama sadece bir Duygu benim gibi acımasız olan adamı korkutuyordu.Kaybetme duygusu.Bunu bir keresinde abim kayıpken yaşamıştım.Ve yıllardan sonra bu duyguyu küçüğümle tekrardan yaşamıştım.

Kaybetme korkusu!

Onu daha çok yeni tanımıştım ama sanki onu çoktandır tanıyor gibiydim.

Berdel kararı verildiği gün çok sinirlenmiştim hatta tüm Mardin'i yakacak kadar ama şuan iyki de verilmiş diyorum bu berdel kararı.Belki bu berdel kararı olmasaydı orman gözlü kadınım benim karım olmayacaktı.

Düşüncesi bile berbattı!

O sadece benimdi!

Benim!

Bugün hiç istemediğim kıyafetler giyeceğine çok emindim.Aklı sıra benden intikam alıyordu küçük hanım.Bedenini ben daha görmemişken başka birinin görmesini istemiyorudum.Belki gözünde geri kafalı bir adam olarak görüne bilirdim ama asla öyle değildim.Küçük hanımda kusura bakmasın gavat değiliz bizde.

O kıyafeti giysin bakalım küçüğüm.İzin veriyordum ama bazı planlarım olduğu için bu seferlik izin veriyordum.Zaten izin vermesem bile orman göz kendi bildiğini okuduğu için benim dediklerimi umursamazdı.Onun bu halleri bile hoşuma gidiyordu.Bu hayatta kimse bana kafa tutamazken orman gözlüm her zaman küçücük boyuyla bana kafa tutardı.Benim kadınım olduğu dik başlığından belliydi...

Büğün herkesin ecdadını sikiceğimi tahmin ediyordum. karıma bakmaya cüret edeninde gelmişini geçmişini sikerdim.

Benim olana bakanın hakkı ölümdü!

Onsuz bir an bile duramıyordum.Bana bitti dediği gün diri diri gömüldüğümü hissetmiştim.Ben bu duyguları hayatımda ilk defa yaşıyordum.Süsenle sevgili olmuştum ama onunlayken hiç bu duyguları yaşamamıştım.

"Ben ondan önce aşık olduğumu zannediyordum ama gerçek aşk onun orman gözmüş"ben hayatım boyunca bir kadına bu kadar kıskançlık beslememiştim.Ama o...o çok farklıydı benim için.O benim "lotos çiçeğimdi...yeniden doğuşumdu"

Elime telefonu mu alarak yardımcım olan atakanı aradım.Hemen cevaplayıp"buyur abi"demişti.Oturduğum yerden kalkarak "şimdi Atakan beni iyi dinle "dedim.

"Dinliyorum abi"

"Gidip o düğün yerine mikrofonu alıp anons edeceksin."

"Ne diyeceğim abi mikrofonu alıp "

Korkak korkak sorduğu soruyu hemen yanıtladım.

"Karım hakkında birinin kötü bir söz veya giydikleri hakkında laf duyarsam bütün herkesin eceli olacağımı anons edeceksin "lerinin kıyafetleri yüzünden bu geri kafalı insanlar dedikodu çıkaracağına emindim.Ama karım hakkında dedikodu çıkaran herkesin hakkı ölümdü. Buna izin vermemek için de bu anonsu yaptıracaktım.

"Tamam abi yenge gelmeden biz anonsu yaparız"

"Aslanım birde bütün ağaların bulunduğu gruplara dediklerimi yaz şimdi "bu mesajı yazmalarını söylemek bile sinir hücrelerime dokunuyordu.

"Eğer biri değil karıma yaklaşmak yan gözle bakarsa bile hepsini çıktıkları deliğe geri sokarım "masanın üzerindeki su bardağını alarak tek dikişte içtim.Sinirimi ancak tek bir kişi alabilirdi.Oda ORMAN GÖZ.Onunla konuşurken bana söylediği şeyler beni sinirlendirmiyor aksine beni mutlu ediyordu.

"Tamam abi Hayri yazıp atıyor gruplara"

"Tamam aslanım "diyip telefonu kapattım.

Gözüm elimdeki sargıya takıldı.Dün gece orman gözlüm hemen sarmıştı yaralarımı.Bu yaraları kum torbasına çıplak ele vurduğum için oluşmuştur.Benden gittikten sonra ilk işim süseni kapı dışarı atmak olmuştu.Amcamlarsa başları eğik bir şekil de gitmişlerdi konaktan.Kızlarının yaptıklarından utanıyorlardı.

Onları gönderdikten sonra hıncımı alabileceğim şeylerden biri kum torbasıydı.Hemen kendime özel hazırlatığım ring odama girdim.Üzerimdeki ceketi çıkarıp kum torbasını yumruklamaya başladım saatlerce.Ama orman göz sürekli gözümün önüne geliyordu.Benim yüzümden döktüğü göz yaşları acıtıyordu canımı.

Onun bir göz yaşı için Mardini yakacak olan ben onu bugün ağlatmıştım.Aklıma geldikçe sinirlerim artıyordu.Düğün yerine bir on dakikaya gitmiş olurlardı.Bende hemen şirket odamda bulunan giyinme odama girerek kıyafetlerimi değiştirdim.Hemen üzerime siyah takım elbisemi geçirmiş altımda siyah olan kangurularımı giydim.

Son olarak tekrar odaya gelerek nerdeyse bütün Mardin şehrinin gözüktüğü tepeye yapmış olduğum büyük dağ evimle ilgilenen Hüseyini aradım."herşey hazır mı"

"Herşey istediğin gibi hazır abi"

Kapatmıştım.Herşey istediğim gibiydi.Bügün Orman gözlümü dağ evime götürecektim.Orayı Hüseyin'e söyleyip organize etirmiştim.Ona kendimi belki bu şekilde affetirmezdim ama en azından güzel bir anımız olsun istiyordum.

Ben onu bu kadar severken o beni seviyor muydu acaba?sevmezdiki orman gözlüm beni.Hep kötü davranmıştım ben ona.Ama herşeyi telafi edecektim.Oda beni sevecekti.İnanıyordum beni seveceğine...

Larin'in ağzından....

Düğün salonuna giriş yapmıştık.Düğün de düğün salonu olsa saray gibi bir yerdi.İnsanlara baktığım da sadece kadınların kafaları kalkıktı erkeklerin başı hep eğikti.Bu ne biçim bir gariplikti böyle.Neden erkeklerin sadece başı egikti bu düğün salonunda?

"Larin kızım bana mı öyle geliyor yoksa özellikle erkeklerin başı mı eğik"diyen annemle bakışlarımı ona çevirdim.Selim abi ben ve annemi getirmişti düğün alanına.Diğer yılmaz aileside kendi arabalarıyla gelmişlerdi düğün yerine bizden önce.Annem giymiş olduğu kırmızı elbisesiyle mavi gözleri çok çekici yapıyordu onu.

"Sana öyle gelmiyor anne çünkü apaçık özellikle erkeklerin başları eğik "maviş bakan gözlerine bakarak kurduğum cümleyele oda anlamıştı bu işte bir iş olduğunu.Bu işin içinden de Baran'ın bir parmağı çıkacağından hiç şüphem yoktu.Kesinlikle kocam olacak herifi tanıyorsam bilerek erkeklerin başını eğdirtmişti.Mağra adamı diye boşuna demiyorum ben bu adama.

Kadınların bakışları kısa süreliğine beni buluyor ve hemen tekrardan kendi önlerine dönüyorlardı.Ben böyle tahmin etmemiştim oysaki.Genel de ayıplayıcı bakışlar atan kişiler şimdi ise bakıp önlerine dönüyorlardı hemen.Dügün alanı büyüktü ama çok insan yoktu.Zaten gelin ve damat özellikle çok kalabalık olmamasını istemişler.Sakinn bir düğün istedikleri beli.

Benim düğünüme binlerce insan gelmişti.Bu düğünü görünce şaşırmadım değil açıkçası.Gözleri mi biraz daha etrafta gezdirdiğim de korkmaz ailesini arıyordum.Sanırım onlar gelmemişlerdi düğüne.Selim abinin sesiyle etrafa bakmayı bırakmıştım.

"Yenge bir isteğin olursa kapıdayız biz"başı eğik bir şekilde söylediği şeyle"tamam selim abi de birşey sorcaktım"dedim.Selim abinin iki eli önün de bağlıydı.

"Buyur yenge sor "

"Korkmaz ailesi gelmedi mi"

"Hayır yenge gelmediler zaten damat abimin arkadaşı olduğu için abimi çağırdı sadece düğüne "

"Tamam selim abi sağol"Baran birazdan burada olurdu o zaman.Bekle bakalım Baran ağa karşında beni bu şekilde görünce ne tepki vereceksin.Selim abide ayrıldı yanımızdan.

"Baran oğlumun korumaları senle konusunca neden kafaları egik"annemin sorduğu soruyla gülümsemeden edememistim.

"Mağra adamı çünkü anne "dediğim den hiç birşey anlamadığı surat ifadesinden anlaşılıyordu.

Ne "dedi anlamazca.

"Boşver anne sen...hadi gel gelin ve damat mutluluklar dileyelim"dedim.Anneme anlatırsam Baran'ın bir psikopat olduğundan şüphe edecekti.Onun böyle düşünmesini istemiyordum.

Birlikte yürüdüğümüz uzun koridorda annem ve benim topuklu seslerimizin sesi vardı.İkimiz de özgüvenli şekilde yürürken gözüm yan tarıfımızda ki Dicle Serhat abi ve yengeme yakıldı.Yengem hariç diğer ikisi bizi gülümseyerek izliyorlardı.Bende aynı şekilde onlara gülümsemiştim.Tekrar önüme döndüğümde gelin ve damadın yanına gelmiştik.

Damadın kafası ben gelince hemen eğili vermişti.Gelinse bana gülümseyerek bakıyordu.Tanıyordum Zümrayı küçüken az çamurda oynamadık onunla.Zümra ayağı hemen kalkarak "hoşgeldiniz"dedi kocaman gülümseyerek.Damad ise başı eğiken aynı şekilde "hoşgeldiniz" demişti.Annemle birlikte Zümraya sarılarak mutluluklar diledik ikisinede.

İkiside teşekkürlerini sunduktan sonra annemle serhat abimlerin yanına gittik.Dicle hemen kolumdan tutarak yanına çekti beni."abim bugün delirecek Larin elbisenden dolayı"dedi alayla gülümseyerek.Delirsin delirsin ben daha onu çok delirtecektim yaptıklarından dolayı.

"Kimin umurundaki o hödüğün delirip delirmemesi canım"dedim bende aynı şekilde onun gibi alayla sırıtarak."Dicle neden burdaki bütün erkeklerin kafası eğik"

Dicle sorduğum soruyla eli ayağına dolanmıştı birden."B-bilmiyorum ki"biliyordu kesinlikle davranışlarından ve kekelemesinden çok belliydi bildiği.

Ama söylemiyordu.Bende çok üstlenmek istememiştim konuyu.Nasıl olsa Baran ağa dan öğrenecektim.

"Sakin ol sormadım say soruyu"oda hemen başını sallayarak "sakinim"demişti.Dicle yöresel kıyafetlerinden giyinmişti.Mavi bir fistan.Güzel görünüyordu zaten çok güzel bir kızdı.

Bu sefer de Serhat abim konuşmuştu."Larin Baran ağa kız-"ne diyeceğini anladığım gibi konuşmasına izin vermedim bile.

"Kızamaz o bana Serhat abi kıyafetimden dolayı"

"Kızım bir dur saydın da cümlemi tamamlasaydım"

"Napim Serhat abi ya herkes yok Baran kızmasın yok Baran kıyafetinden dolayı böyle yapmasın demesine çok sinir oluyorum"gelmeden önce Mihra da aynı şeyleri bana söylemişti.

Serhat abi benim bu halime gülümseyerek tepki vermişti."küçükende hep böyleydi kimin ne dediğini umursamaz ve hep kendi bildiğini okurdu"demişti dicleye bakarak.

"Hiç şüphem yok öyle olduğuna"ikilinin arasın da geçen muhabbeti gülümseyerek dinliyordum.Gercekten de öyleydim küçükken de kimseyi dinlemez kendi bildiğimi okurdum her zaman.Burnumun dikine çok gittiğim için bazen pişman oluyordum ama babam herşeyi toparlardı.

Eski anılar aklıma geldikçe hüngür hüngür ağlayasım geliyordu.Düğün günü ağlamak istemediğim için göz yaşlarımı tutmaya çalıştım.Halay müziği çalmaya başlayınca piste herkes halay çekmeye başlamıştı.Hemen diclenin koluna yapışarak "bizde çekelim lütfen lütfen"dedim.

Kolunu çekmiştirmeye devam ederken "peki larinn çekelim de sen kolumu daha fazla çekiştirirsen kol diye birşey kalmıyacak"hemen kolunu bırakmıştım.Yengem ikimize igrenir gibi bakıyordu ama onun bakışları hiç umurumda bile değildi.

Halaya giren insanların sayısı çoğaldıkça daha güzel bir görüntü ortaya çıkıyordu.Dicle serhat abime söyleyip halay çekeceğimizi hemen yanıma gelerek koluma girdi."hadi bakalım gidelim"Ona kocaman gülümsemiştim.Piste doğur yürüdüğümüz de kadınların bakışları kısa kısa bizi buluyordu.Elbisem halay çekmeye pek müsait olmadığı için yanlarda bulunan ipliklerden elbisemi biraz daha uzatım.Şimdi tam halay çekmeye müsait bir elbiseydi.

Dicleyle Birlikte iki otuzlu yaşlı kadının eline girmiştik.İkisi de tatlı kadınlara benziyorlardı.Ben Dicle ve kapalı olan kadının elindeydim.Kapalı olan kadın kullağıma doğuru yaklaşarak "aşiret düğününe bu elbiseyle gelemenle gurur duyuyorum seninle küçük gelin"dedi.

Minnet dolu gülümsedim ona.Bende aynı şekilde onun kullağına yaklaşıp konuştum."çok teşekkür ederim.hiç bir kadınımız mecbur değil insanlar yüzünden istemedikleri kıyafetleri giymeye."

"Çok haklısın küçük gelin bu insanların zihniyetine göre davranmaman çok gururlandırıcı gerçekten

"tekrardan ne diyeceğimi bilemediğim için minnetle gülümsemiştim.Bana burdaki çocuğu kişi küçük gelin diyordu.Kücük yaşımda berdele kurban gittim.Hala daha çok küçüğüm.

Ben halay çekemeye döndüğüm de Dicleyle Birlikte neşeli neşeli halay çektik.Oynadığımız oyun üç ayak oyunundandı.Bu oyunu seviyordum ama en çokta Mardin yöresine ait olan Reyhani oyununu seviyordum.

Küçülen hep kızlarla konuşurken birgün bende kocamla bütün Mardin halkının önünde reyhani oynayacağım derdim.hayal ettiğim Kocamın fiziksel özelliklerini arkadaşlarıma anlattığım da çok Wattpad kurguları okuduğumu söylerlerdi.

Ama şuan tam da Wattpad kurgusundan fırlamış gibi bir adamla evliydim.Baran gerçekten karaktereri fiziksel özellikleriyle tam bir Wattpad erkeğiydi.1.95 boyu,kasları,yapalı vücudu,herkesin salyasını akıtarak izlediği adam kocamdı.Karakteriyle de gerçekten Wattpad erkeğiydi.

(Arkadaşlar şimdi bu yazar neden Wattpad diyor olabilirsiniz şunu söyleyeyim kitabım Wattpade yayınlanıyor şuan)

Halaydan çıkan yanımdaki kadınla.Halay başıyla oynamaya başlamıştım.Onun da çıkası tuttuğu için halay başı ben olmuştum.Elime mendili verip kaçıp gitmişti yanımdan.Hiç halay başı olarak oynamamıştım bugünse halay başı olmuştum.

Dicle bana bakıp gülümseyince banada bir özgüven geldi ve yorulana kadar dicleyele halay çektim.Mendili sağ elimdeyken sol elimle de diclenin serçe parmağını tutuyordum.Kendimi o kadar çok kaptırmıştımki birinin beni belimden sarmalamısıyla kendime gelebilmiştim."ne oluyor be"diye cırlamıştım.

Burnuma dolan Baran'ın odunsu kokusyla kafamı kaldırıp baktım belimden sarmalyan kişiye.Evet bu Baran'dı.Beni bir belimden tutup çekiştiriyordu karşı taraftaki odaya doğru.Ondan kurtulmak için hamle yaptığım da belimi daha fazla sarmalamıştı."rahat dur küçük hanım"

Bana bakmıyordu etrafta gözlerini gezdiriyordu şuan sadece.Odan'ın kapısına geldiğimiz de Baran kapıyı açarak önce beni içeriye koydu sonra da ardından kendisi içeriye girdi."ne diye beni buraya getirdin"dediğim de sinsi sinsi sırıtarak üzerime doğru yürüyordu.

"Sen nede güzel halay çekiyorsun Küçük hanım şaşırtın beni açıkçası "derken bile üzerime doğru yürüyordu.Bense o üzerime doğru yürüdüğü için geriye doğru adımlıyordum sadece.

"Neyine şaşırıyorsun Baran ağa. Hem sen benim sorduğum soruya cevap ver önce."son adımda atığında benim de sırtım duvarla buluşmuştu.Gözleri kıtlıktan çıkmış ayı gibi dudaklarım da takılı kalıyordu sürekli.

"Yine sürmüşsün kırmızı rujunu"derken yutkundu.Bir kolunu belimden geçirerek beni kendine çekti.Beni kendine çekmesiyle ellerim Baran'ın göğüsüne gitmişti otomatikmen."alev gibi kızsın amına koyayım yakıyorsun bedenimi"

Gözleri dudaklarımdan gözlerime çıktığında ben bu sefer yutkunan taraf olmuştum.Gögüs kafesim yerinden çıkacak gibi nefes alıp veriyordum.Baran beni kendine daha fazla bastırdığında karnıma batan şeyle yutkunmuştum.Taş gibiydi bu şey.Bedenim şuan yanıyor gibiydi.

Baran dudaklarıma doğru eğildiğinde"Baran ağa"demiştim kısık çıkan sesimle.Baran'ın dudakları dudaklarıma nerdeyse değiyordu."söyle kurban olduğum"diyerek dudaklarıma doğru fısıldamıştı.

"Yapma"diye aynı şekilde bende dudaklarına doğur fısıldamıştım.Elleri belimi okşamaya başlamıştı.

"bana yapma deme küçüğüm."dudakları dudaklarıma demişti hafiften."Neden"hay ben kafamı.Adama cilve yapıyordum fark etmeden.

"Öyle demen canımı sıkıyor"diyip "affet beni güzelim dayanamıyacağım"dediğini anlamamışken birden dudaklarıma yapıştı.Dudaklarıma yapışmışken birden dudaklarıma yapıştığı için ne yapacağımı şaşırmıştım.Karşılık verip vermemk arasında çok kalmıştım ama dayanamıyacak kadar sert öpüyordu dudaklarımı bende karşılık vermiştim.

Benim karşılık vermemle dudaklarımı daha fazla hissetmek istermiş gibi bir elini Yangıma koyarak daha sıkı öpmeye başladı.Ben ona karşılık verirken o alt dudaklarımı esiri altına almıştı.Dudağımı minik minik emeye başladığın da dudaklarımdan "ahh"çıkmıştı.Bu onu daha fazla tahrik ettmişe benziyordu.

Bende onu daha fazla tatmak istediğim için topuklumun parmak tarafıyla Baran'ın ayakkabısının üzerine çıktım.Onun iki eli belimi bulmuşken bu sefer ben elimi onun yanaklarına koyup sömürmeye başladım.Baransa benim düşmem için iki koluyla belimi sarmalamıştı .

( Şu şekilde Larin topuklusunun parmak ucuyla Baran'ın ayakkabısının üzerine çıkıyor)

Altımdaki sertlik ileri gittikçe daha fazla sertleşiyordu.Ben Baran'ın üst dudaklarını esirim altına aldığım da bu sefer Baran'ın ağzından inleme dökülmüştü.Ben Baran'ın boynuna gelip onu daha fazla hissetmek için çıkmıştım topuklularımla ayakkabılırının üzerine.Ama yinede asla boyuna yetişemiyordum.İnsan değil devdi bu adam.

Baran bu sefer üst dudağımı esiri altına alıp emdiginde benden izinsiz çıkan "ahh "inlemem onun dudakları içinde kayboluyordu.Altımda oluşan ıslaklığı anlamış değildim.Buda neyin nesiydi böyle.Sözde Baran dan intikam alacaktım bugün ama bir öpücüğüne yenilmiştim.

Artık nefessiz kaldığım için göğüsüne vurarak ayrılması gerektiğini belli etmeye çalıştım.Oda sinyalimi almış olacaki ayrılmıştı dudaklarımdan.Bende inmiştim ayaklarından.İkimizde kesik kesik nefesler akarken Baran alımlarımızı birleştirdi.

"Seni şuan altıma almam için bir neden söyle orman gözlüm"benim kollarım onun boynunu dolamışken onun kolları benim belimi dolamıştı.

"Düğün salonundayız"kesik kesik aldığım nefesle kurduğum cümleyele de gözümün en derinene bakmıştı.

Yutkunarak"bu bir neden değil orman göz "dediğinde kapının aniden Cat diye açılmasıyla bakışlarımız kapıyı buldu.

"Lari-"diyen Dicleyle bizi bu halde görmesiyle lafı ağzında kalmıştı.Bize ağzı açık bir şekilde bakarken "ovv yanlış bir zaman da geldim anlaşılan "alayla konuşarak hemen geri kapatmıştı kapıyı.

Şuan utangaçlığımdan renkten renge giriyordum."rezil olduk"utançla çıkmıştı sesim.

"Kime"diyip belimdeki elini daha da sıktı.Bakışlarımla Baran'ın gözlerine bakarken aynı şekilde oda gözlerime dikmişti kararlarını.Gözlerim Baran'ın dudaklarına kayınca dudağına bulaşmış olan benim dudağımdaki kırmızı ruju gördüm.Görmemle dudaklarımda oluşan alaylı gülümsemeye engel olamamıştım.

Alaylı gülüşümü fark ettiğin de Baran oda alayla gülümsemişti."neden alayla gülüyorsun bakalım küçük hanım"Bakışlarım ister istemez dudaklarına kaydığında kahka atmamak için dudaklarımı birbine bastırıyordum.

"Ba-baran"demeden kahkahayı basmıştım.Elimde olmadan kahka atarken artık karnıma kesik kesik ağrılar girmeye başlamıştı.Hemen elimi karnıma koymuştum ama kahkam asla durmuyordu.

"Neden kahka atıyorsun kızım durduk yere yavaş yavaş bir deliyi karım yaptığı mı düşüneceğim"onun bu söylediğine hiç takılmamıştım.Şuan ki hâlini görse ne tepki vereceğini çok merak ediyordum.

Kahkam artık yavaş yavaş durduğunda alayla gülmelerim durmuyordu asla."kızım bak kızmaya başlıyorum neden kahka atığını söylesene artık."Baran'ın eli belimden çekilmişti.Ona baktığım da ellerini göğüsünde bağlamış bir şekilde gülümseyerek benim kahaka atıp gülümsemelerimi izliyordu.

"Baran "dudaklarımı birbine bastırarak kahka mı zapt etmeye çalışıyordum."dudakların...dudaklarına dudağımdaki kırmızı ruj bulaşmış"dediğim an yüzündeki gülümseme hemen sönmüş ve bozgunu uğramış şekilde bana bakmıştı."sikeyim"

Hemen göğsünde bağladığı elleri açarak elindeki bugün sardığım sargıyı umursamadan sertçe dudağındaki kırmızı ruju silmeye başladı."amına koyayım yeni mi söylenir bu"derken bile dudağını parçalayacak gibi ruju siliyordu.

Ruj dudağından temizlenmişti.Zaten pek fazla bulaşmamıştı birazcık kenarlara bulaşmıştı sadece.Bu da rujumun kalıcılığını gösteriyordu.Demeki rujum gün boyu kalıcı kalabilirmiş.Bunu Baran'ın dudakların da denemek benim için büyük bir zevkti.

"Çıktımı şu siktigimin şeyi"bu hâline gülmeden yapamıyordum.Hafif bir içten kahkaha daha atmıştım.

"Orman göz bak sinirleniyorum çıktımı şu sikik ruj"hemen kendimi toparlayarak "çıktı çıktı"demiştim.

Emin olmak için bir kere daha dudaklarını eliyle sildiğin de artık emindi oda çıktığına.Karaları yeşilerimi bulduğun da "demek sana kahka atıran şey dudağıma buluşan dudağındaki rujdu küçük hanım"derken bir yandan üzerime doğru yürüyordu.

"Ağam kusuruma bakma elimde olmdan kahka atım"şiveli şiveli konuştum.O üzerime yürürken hiç geriye adım atmıyordum.Dibime kadar girdiğin de "hep böyle kahka at olur mu orman gözlüm sen kahka atınca dünyalar benim oluyormuş gibi hissediyorum"yutkundum.Gülümsedim en içtenlikle.

"Dudağın da ruj olursa neden olmasın"hemen ciddi bir tavır almıştı.

"Dudağıma bulaşan ruj senin dudaklarındaki rujsa kabul"arsız arsız sırıtıyordur bir taraftan da.Libosozu yüksek ayı.Arkadan çalan halay sesi boğultuyla doldurmuştu odayı kapının kapalı olmasından.Artık odadan çıkmamız lazımdı zaten yeterince Dicle'ye rezil olmuştuk.Şimdi de annemlere olmak hiç istemiyordum.

"Benim gitmem lazım"kapıya doğru koşara adımlar atığımda arkadan "bekle"dedi.Kapının tam yanında durdugum da ona doğru döndüm."Ne oldu"tek kaşım havada ona bakarken bana doğru adımladı.

Yanıma geldiğinde belimden tutup beni kendine çekerek saçlarıma dudaklarına bastırıp kokumu içine çekti.Gözlerim huzurla kapanmıştı bu hareketiyle.Elini belimden çekip benden ayrıldığında"şimdi gidebilirsin küçük hanım ama şunu da bilerek gitmeni istiyorum ki benden intikam almak için bu elbiseyi giydiğini biliyorum"demişti.

Dişlerimi dudaklarıma geçirdim."kızdın mı peki"bir çocuk gibi sorduğum soruyla dudakları sağ tarafa doğru kıvrılmıştır.

"Sana kızmam mümkün mü?"

"Bilmem değil mi"

"Değil orman gözlüm"

Kendi kendime"demek bu yüzden kıyafetime laf etmedi "dedim içimden.

"Ederdim de bir kaç önlem aldığım için etmedim"kaşlarımı mümkün olduğunca çatarak suratına baktım.Ben içimden konuşmamış mıydım.Salak Larin.İyice kafayı sıyırdın.O ise bana hala aynı gülümsemeyle bakıyordu.

Önlem aldığım için demişti dimi Baran.Tam da tahmin ettiğim gibi burdaki bütün erkeklerin kafasının eğik olması Baran'ın planıydı.Bunu sonra konuşacaktım onla ama şuan herkes bizim başka şeyler yaptığımızı düşünmeden gitmem lazımdı.

"Bunu sonra konuşacağız Baran ağa"birşey demesine izin vermeden kapıyı açıp atmıştım kendimi dışarıya.Hemen arkamdan oda çıkmıştı.İnsanlar şuan Yuvarlak oluşturacak şekilde halay çekiyorlardı.Annemlere bakındığım da aynı yerde seRhat abimle konuşuyordu.Dicley de halayı izliyordu masum masum.

Hafiften kafamı çevirerek omuzumun arkasından Baran'a baktığımda beni izliyordu arkadan.Hemen tekrardan önüme dönmüştüm.Baran'ın elini belimde hissettiğim de bakışlarım hemen gözlerini bulmuştu.Hiç birşey söylemeden yürümeye başlayınca bende ona ayak uydurarak yürümüştüm.

Baran sürekli belimden kavrıyordu beni.Bu adamın belimle bir sıkıntısı vardı sanırım.Baran annemlere doğru yürüyordu şuan.Annemin bakışları bizi bulduğun da ikimize ilk başta şaşkınlıkla baktı.Sanki daha dün ayrılan ben değil mişim gibi.Halay müziği de bittmişti.Bu sefer serhat abi ve Diclenin bakışları da bizi bulmuştu.

Dicle bize bakarken dudaklarını birbine bastırıyordu.Onun bu hâline utangaçlıkla kafamı eğmiştim.Serhat abim de ilk başta annem gibi tepki vermişti ama sonradan tepkisi düzelmişti.Baran hâlâ Serhat abi ve Dicle'yle konuşmuyordu asla.

Büyük ihtimallende anneme selam vermek için gelmişti Zaten.Baran yandan bir şekilde Dicle'ye baktığın da Dicle anında kesmişti gülmsemesini.Annemin yanına geldiğimiz de Baran annemle selamlaşmıştı.Serhat abi ve Dicle'ye bakma gereksiminde bulunmadan benim elimi tutarak anneme baktı"müsaadenizle"

"Hay hay müsade sizin gençler"diyen annem olmuştu.Baran tuttuğu elime Birlikte bizi başka bir masaya götürdü.Beni masya oturduğun da hemen yanıma da kendisi oturdu.

"Neden geldik bu masaya"

Baran içine derince bir nefes çekmişti."onlarla aynı masada durmazdım."

"Onlar dediklerin arasında kardeşin de var Baran"

Baran sinirle solmuştu söylediğimle."o kız o gün kaçarak kaybetti benim abiliğimi"o kız diye bahsettiği dicle'di.Haklıydı.O yüzden daha fazla bu konu hakkında konuşmamıştım...

Yanımıza sürekli çiftler gelip selam veriyorlardı.Tabikide selam verenlerin başları eğikti.Kadınların sadece başları havadaydı.Biz Baran'la birlikte otururken arkadan birnin sesimi seslendiğini duydum.

"Larin...Baran la hemen aynı anda arkamıza bakmıştık"bu ses bana tanıdık geliyordu.Etrafıma bakındığım da halamın oğlu Hazar dı ilerden bana seslendiğini anladım.Onu en son dicel'nin nişanın da görmüştüm.Bana doğru adımladığın da bende hemen ayağı kalkmıştım.Benim kalkmamla Baran da sert bir şekilde sandalyesini çekerek kalkmıştı.Baran'a baktığım da kaşları çatık bir şekilde Hazara bakıyordu.

Yavaş yavaş belirginleşen sinir damarlarından sinirlendiğini anlayabiliyordum.Hazar bana doğru geldiğin de ilk öncelikle Baran'ın yanına gitmişti."izin var mı Baran ağa kuzenime sarılmama"

Baran dan izin mi istiyordu Hazar bana sarılabilmek için.Baran hemen tok bir sesle"yok"demişti ve benim belimden de tutarak beni kendine çekmişti hemen.Hazar Baran'ın bu hâliyle alayla sırıtmıştı.

Baran sinirlendiğini aldığı kesik kesik nefeslerden de anlıyordum.Hemen Baran'ın elini tuttum.Hazar benim kardeşim gibiydi onunla da arasının kötü olmasını istemiyordum.Ama eğer Hazar bana sarılırsa da birazdan cesedinin de çıkacağını biliyordum.

"Baran o benim kuzenim bırak sarılsın"Baran'ın hemen belimdeki eli daha da gerilmişti.

"Kuzenin olması sana sarılacağı anlamına gelmiyor orman göz!"bu adamın kıskançlığı bazen abartıya kaçıyordu.Ben de Larin'sem onun emirlerine uymazdım.Hemen Baran'ın elinden kurtularak Mira'a sarılmıştım.

"Larin!"sesi öyle gür çıkmıştı şimdi düşüp bayılacaktım.Hayır Larin sakın bakma ona yoksa ona boyun eğersin.Onu umursamdan Hazara "hoşgeldin kuzen"demiştim.

Hazar ise hemen bana sarılarak karşılık vermişti."hoşbuldum hoşbuldum kuzen de birazdan ikimizin de selası okunacak gibi"

"Seladan sonra da şerbetli helvamız dağıtılır.Bari söyleyelim de bol cevizi yapsınlar insanlar arkamızdan dua etsinki Allah'ta belki günahlarımızı af eder"

"H-"diceken Hazar Baran hemen aramıza girerek bizi ayırmıştı.Baran Hazar dan bir beş santim uzun gibiydi.Hemen iki elini omzuna tutarak omuzunu sıktı."lan sen eceline mi susadın karıma sarılıyorsun"

Hemen Baran'ın koluna elimi koyarak "ondan da kıskanma Baran o benim kardeşim gibi"bu onu tatmin etmemiş gibi daha fazla sıktı hazarın omuzunu.Birazdan da kafa göz dalacağına yemin edebilirim.

"Ben sanki sarıldım karına AMK karın sarıldı bana"ah bu çocuk bilerek yapıyordu.Baran'a inat benim sarıldığımı bastıra bastıra söylüyordu.Baran Miran'a gözü dönmüş bir şekilde bakıyordu şuan.

"Baran ağa bırak çocuğu artık..."hemen elimi hazara doğru sallayrak "Sen de Hazar bilerek adamı sinirlendirme.Bak vallah kuzen falan dinlemem ben dalarım Baran'dan önce sana"dedim.İçimden cin çıkmıştı resmen.Baran bana yandan bir bakış atmıştı.

"Güzelim affet beni"diyip hazarın yakaları dan tuttuğun da anlamıştım kafa atacağını.

"Baran ağa sakın...sakın ona tahmin edeceğim şeyi yapma yoksa"yoksa dediğim yerde tıkanıp kalmıştım.Yoksa ne Larin yoksa ne.Ne diyeceğimi bilemiyordum Hazara birşey yapmasından da ayrı korkuyordum.Hazar hâlâ gevşek gevşek sırıtıyordu.

Baran hemen bakışlarını bana çevirerek"yoksa ne orman göz "dedi.Gözlerin de oluşan korkuyu gördüğüm de şaşırmıştım.Sanırım yoksa boşanırız dememi bekliyordu.Haklıydı.Her yoksa dediğim de boşanma konusunu açmıyordu.

"Yoksa şey... yoksa seninle eve gelirim"bu nasıl cümle kurmaktı.Yine düşünmeden konuşmuştum.Bazen ne dediğimi ben bile bilmiyordum.

Baran gözlerini kapatım açarak içine Derince bir nefes çekti.Hazarın yaklarını sertçe bırakarak " emin ol senin burada cesedini çıkarmadan bırakmazdım ama sen karıma dua et lan it "dedi hâlâ çok sinirliydi.

"Kuzen kocan tam bir olay"al işte hâlâ gevşek gevşek konuşuyordu.Birde üzerine göz kırmıştı.Annemler ne ara gelmişlerdi anlamamıştım bile.Annem hemen gelerek Hazarı yanına çekti.

"Bakma sen o eşek sopası oğlum.Hazarın biraz çenesi düşüktür kusuruna bakma"Baran kendini zorlayarak annemim dediğine tebessüm Tebessüm ederken bile bir insan sinirli olabilir miydi?Baran öyleydi.

"Yenge hemen satın -"demesine kalmdan Hazar annem Altan Hazarı cimcikleyerek susturmuştu.Hazar açıdan yüzünü buruşturmuştu annem sert cimciklediği için.

Baran yanıma gelerek belimden çekip saçlarıma koydu kafasını.Ben onun ani hareketinden ister istemez korktuğum için irkilmiştim."sakinleşmeye ihtiyacım var izin ver saçlarının kokusunu biraz olsa içime çekebilirim"derken bile kafasını asla saçlarımdan çıkarmıyordu.Bir süre daha o şekilde kaldığımzda annemin öksürüğüyle ayrılmıştık birbirimizden.

Hazar Baran'a doğru bir iki adım atığın da Baran hemen benim kolumdan tutup arkasına almıştı.Dev cübbesinden dolayı hiç birşey görmediğim için kafamı biraz sağ tarafa doğru çıkararak hazarın hareketlerini izledim.

"Enişte çok agresifsin ya bir realks ol.Larin benim kardeşim gibidir onu benden sakınma lütfen"bir bilsen küçücük çocuktan bile kıskanıyordu senden mi kıskanmıyqcak bu hödük.

"Siktirtme lan kardeşini değil Larin'le aynı ortama girmek onun adını bile ağzına almayacaksın"dişlerini gıcırtı gıcırta kurduğu cümleyle hemen Baran'ı dürtüm.

Benim dürtmemle hafif bana doğru dönerek ne var derecesinde baktı.Benden hâlâ çok uzundu hödük topuklu giymiştim ama yinede ona üsten bakmam gerekiyordu.Ona üsten bakarken boyun fıtığı olmasam iyiydi.

"Baran gidelim lütfen"şirinlik yapmaya çalışıyordum birazda.Yoksa Hazar birazdan tahtalı köyü boylayacktı.Hazar'a birşey olmasını asla istemezdim.Baran bana üsten bakarken kulağıma doğru eğilip fısıldadı.

"Şu haline yenileceğimi düşünüyorsan."kışkırtıcı şekilde konuşurken devam etti konuşmasına."doğru düşünüyorsun çünkü çoktan yenildim ben sana"yutkundum.Hatta derince yutkundum.Şuan herkesin bize baktığına yemin edebilirim.

Ama kimse umurda değildi tabi annem hariç.Annem bizi gülümseyerek izliyordu.Anneme doğru gelen Dicle ve Serhat abide kadroya eklenmişti.Tam kadro herkesin önünde çok yakındık.Baran zaten temas bağımlısıydı her an her yerde bana temasta bulunmadan duramıyordu aslq.Dokunmasa bile gözleriyle yiyordu beni çoğu zamanda beni.

Baran benden ayrıldığında Hazara öyle bir bakış atmıştıki Hazar derince yutkunmuştu.Geveze ben olmasam şuan cesedi çıkacaktı burdan.Baran bana bakmazken hemen Hazara dil çıkardım.Hak etmişti gevezeliğyle Baran'dan işittiği sözleri.Hazar bana sen görürsün bakışı atarak annemin yanında yerini almıştı.Dicle benim bu hareketimle az daha kahka atıyordu.Düğünde herkes bizi izlerken bizim Haller;)

Baran elimden tuttuğun da anneme "müsaadenizle efendim bizim biraz işimiz var"demişti.

"Müsade sizin oğlum"yapmıştı hemen annem.Annem de biliyordu Baran'ın bir an önce gitmese çok büyük bir kavga çıkacağını.Biz nereye gidecektikte Baran müsade istemişti annemden.Baran yürümeye başladığında ardından da beni sürüklemişti.

"Nereye gidiyoruz"

"Gidince görürsün yavrum"adımları o kadar büyüktüki arkasından bende koşarak gidiyordum resmen.

"Ya söyle işte merak ediyorum Baran"zaten çok meraklıydım.Baran da beni daha fazla meraklandırıyordu.

"Sikerim bir kerede merak etmeyi ver be güzelim"derken etrafı da kolaçan ediyordu.Baranla düğün alanından çıkmıştık.Çıktığımız gibi arkadan müzik sesi duyulmuştu.Demeki bizim gitmemizi beklemişler müzik açmak için...

"Off tamam söyleme hödük"Baran'ın kendi arabasına geldiğimiz de merakım kat ve kat artıyordu.

"deme bana şu kelimeyi bir daha güzelim"dedi Baran on kapıyı açarak.Bu kelimeyi hiç sevmediğini çok iyi biliyordum o yüzden bilerek Diyordum ona...

Burda bittirmek istemezdim ballarım ama yoğun bölüm istediği var!

Birdaki sahneler daha daha ateşli olacak hatta küle dönecek çiftimiz bunu diye bilirim sadece bir daki bölüm için.sizin anladığınızı düşünüyorum artık:)

Loading...
0%