@yukominaaa
|
2.Bölüm🥀 Larin'den... Annemle konuşmamızdan sonra direk konağa gittmiştim.konağa vardığımda konağı sesizlik bürünmüştü.Avludan içeri girdiğimde Annem ile karşılaştım. Hemen korku ile "Anne ne oldu?" Dedim. "Kızım Serhat korkmazların kızı Dicle'yi kaçırıp dini nikah kıymış."dedi ağlayarak. İşte O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Ellerim ayaklarım titriyordu,ayakta zor duruyordum.Törelere göre ya ölüm,ya da berdeldi Amcamın bir kızı olmadığı için geriye bir tek ben kalıyordum.Ayakta daha fazla duramadığım,için avlun ortasında dizlerimin üzerine çöktüm. Annem hızlıca yanıma gelip beni kolları ile sarmaladı. "Annem ağlama Allah'tan umut kesilmez."dedi ama oda benim ile hüngür hüngür ağlıyordu. "A-nne b-en ölürümde evlenmem."dedim kesik kesik nefesler alarak. "Öyle birşey olmaması için elimden ne geliyorsa yapacağım kızı."dedi annem ağlamaya devam ederken. 2 saat sonra... Avludan gelen seslerle odamdan çıktım.Kaç saattir odamda ağladığımı bilmiyordum.Artık ağlamaktan bulanık görmeye başlamıştı. Avluya indiğimde Annemin Amcam ile konuştuğunu işitim.Annem "kara verildi mi abi" diye sordu amcama. Amcam ise rahat bir şekilde oturduğu sandalyeden" karar berdel'dir ve yarın akşamda Larin'i istemeye geleceklerdir" dedi rahat tavrını bozmadan. Duyduğum cümlenin bir rüyadan ibaret olduğunu diledim.O kelimeler boğazıma bir yumruk gibi yerleşmişti.Yutkunmakta zorluk çekiyordum. Son basamağıda zar zor inerek,amcama doğru adımladım ve tam karşısında durarak şu cümleleri kullandım. "BEN ÖLÜRÜMDE EVLENMEM SERHAT ABİNİN YEDİ B**KLARI BEN TEMİZLEYEMEM."dedim. Amcam sinirle sandalyesini devirip ayağı kalktı,ve kalkması ve atığı tokak bir oldu.Yediğim sert tokat ile yere savrulmuştum.Dünya etrafımda dönüyor gibiydi. "DÜZGÜN KONUŞ LARİN OKADAR YEDİRDİK,İÇİRDİK SİZİ BUNUN Bİ BEDELİ OLCAKTI ELBET."dedi amcam tükürük bir şekilde konuşarak.Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda, yüzüne tükürmek istiyordum. Ağzıma gelen metalik tad ile dudağın patladığını anladım.Yerde savrulmuş bir şekilde ağlarken annem hızlıca yanıma gelip"Abi affet bir hatta ile öyle konuştu"dedi annem beni yerden kaldırmaya çalışarak. Bu kafalarını töre zihniyeti ile bozmuş,insanlardan oldum olası nefret ederdim.Nerden bile bilirdimki bu,Zihniyetsiz insanlar yüzünden töreye kurban gideceği mi. "Hepiniz Zihniyetsiz, kafanızı töre ile bozmuş geri kafalı insanlarsınız. inşallah bu hayata insanlara yasağınız herşey birer birer karşınıza çıkar amca!"dedim ve amcam elini masaya vurarak. " Al çıkar şu kızı odasına elimde kalacak yoksa" dedi. Annemin yardımı ile,ayağı zar zorda olsa kalka bilmiştim.Son kez amcamın karşısında dimdik durmaya çalışarak "Bir gün hepiniz pişman olacaksınız bana yaşatıklarınız için işte o gün benim zaferim olacak Ferhat ağa." Dedim ve tam amcam ikinci bir Tokat atacakken annem buna engel olarak "Abi sana saygımdan susuyorum,ama bir daha asla kızıma elini kaldırmayı düşünme bile abi" diyerekten amcamın karşısında dim dik durdu. Amcam ise ardına bile bakmadan, konağı terk etti.Annem saçlarımdan öperek "gel yavrum odaya çıkartalım seni" Annem yanlız kalmak,isteğimi söylerek ayrıldım yanından.Merdivenleri zar zor da olsa çıkabilmiştim.Odamın kapısına geldiğimde, kapının kulpunu çevirerek ardımdan da kapıyı kilitledim.Kapıya yaslandığımda daha fazla ayakta durmaya dayanamıyarak dizlerimin üzerine çöktüm... Kaç saatir bu pozisyonda durup, ağladığımı bilmiyordum.Artık göz yaşlarım tükenmişti.Hergün cıvıl cıvıl olan herkese neşe saçan Larin, bugün aciz bir şekilde odasına kapanmış ağlıyordu. Kapının tıklatılması ile annemin geldiğini anlamıştım,zaten ondan başkada kimse merak edip gelmezdi yanıma. "Larin'im hadi yavrum aç artık şu kapıyı."dedi.zar zorda alsa duvardan destek alarak kalka bilmiştim ayağı.Her yerim tutulmuştu,yerde diz üstü durmaktan. Kapının kilidini yorgun bir şekilde açtım.Açtığımda karşımda Annemi gördüm.Anneminde benden farksız yanı yoktu,göz altları morarmış,şişmişti ağlamaktan. Direk gelip sarıldı annem bana.Bende sıkıca sarılarak,derince içime kokusunu çektim.Onun kokusuyla birazda olsa rahatlamıştım."Anne ben tanımadığım,kişiyle evlenmek istemiyorum."dedim ağlayarak. Annem beni yatağı doğru götürerek"Yavrum gel otur şuraya."diyipbeni yatağa oturturdu.Ve cebinden bi zarf çıkartarak bana uzattı. "Larin'im bu parayı bir süredir biriktiriyordum.Al bu parayı kaç buralardan kızım."dedi.Ama asla böyle birşey yapamazdım,annemi burda tek bırakmam. "Asla anne seni burda bırakarak asla gitmem."Dedim. "Kızım beni boşver ben başımın çaresine bakarım sen git bu topraklardan kurtar kendini"dedi elini yanağıma koyup okşayarak. "Anne kaderime boyun eğerimde,seni bu topraklar da tek başına bırakmam"dedim.B "Ama k-"dediğinde elimi ağzına kaptarak susturdum.Elimi ağzından çekerek Annemin dizlerine kafamı koyup uzandım.Annemi burda tek bırakırsam anneme burada neler yapacaklarını,az çok tahmin ettiğim içinasla buraları terk edip gidemezdim... Annemin dizinde saatlerce ağladım en sonunda yerimden kalkarak Merak ile "Anne ben kimim ile evleneceğim?" Diye sordum. "Korkmazlıların oğlu Baran ağayla evleneceksin kızım."dedi ve o an bir şok daha geçirdim.Adam gadarlı,zalimligi,acımasızlığı ile namını Mardin'e salmış kişi bana neler yapmazdı.Ama bende Larin'sem kendimi o acımasız ağaya ezdirmiyecektim.Göz yaşlarımı silerek "Anne sen in aşağı ben işimi haledip geliyorum" Dedim.Annem anlımdan öperek"işte benim kızım "dedi ve yanımdan ayrıldı... Lavaboda işimi haletikten sonra avluya indim.Avluya indiğim gibi bütün bakışlar beni bulmuştu, onları umursamdan dik bir şekilde yürüdüm.Masaya geldiğimde sandalye mi çekip oturdum. Amcam bana bakmıyordu,sadece kahvaltısını yapmak ile meşguldü.Ali bana üzgün gözler ile bakıyordu,yengem ise anlamadığım bir şekilde mutsuzdu. Serhat abi ortalıklarda gözükümüyordu.Annemin bakışları hep üzerimdeydi,ağlamamak için kendini zor Onun bu halini görünce bende aynı şekilde onun gibi ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Kahvaltı Faslı çok sesiz geçiyordu,en sonunda amcam bu sessizliği bozarak "Bu gün konağa Mardin'in en büyük aşireti gelecektir.ona göre herşey hazır olsun en ufak eksiklik olmasın" dedi. Mardin'in en büyük aşiretine gelin gidiyordum.Bir çoğu kızın hayalî olan Baran ağa ile evleniyordum.Şimdi bütün herkes beni mutlu sanıyordur, Baran ağa ile evlendiğim için.Ama kimsenin içimde kopan fırtınadan haberi yoktu. Aile üyeleri amcamın emrine,sadece kafalarını sallamak ile yetinmişlerdi. Amcamın bu seferki bakışları beni bulunca "Larin sende hazırlan akşam istemen var."dedi. Yediğim lokmayı zar zor yutkuna bilmiştim.Ne kadar da kolay söyleye biliyordu amcam bu kelimeleri.Şuan anladımki bu evede hiç sevilmemişim. Elim ile sıktığım çatal ile başımı salladım sadece.Şu elimdeki çatalı amcama batırmamak için kendimi zor tutuyordum.Amcamın yüzünde memnun olmuş bir ifade vardı,nede olsa korkmaz ailesi ile dünür oluyordu... Kahvaltı Faslı bitmişti.Şimdide Fatma teyze hüngür hüngür ağlıyordu mutfakta.Onun ağlaması ile annem ve bende ağladık... Odama çıktığımda Mihray'ı aramak için,telefonumu yatağın üzerinden aldım ve "Mihra"yazan rehberimde Mihray'ı aradım.İlk aramamda açmamıştı ikinci arayışımda cevap vermişti sonunda.İki gündür başımdan geçen bütün olayları Mihra'ya anlatım. Mihra şaşkınlık ile"OHA KIZIM BARAN AĞA İLEMİ EVLENECEKSİN"dedi. "Mihra ne cırlıyorsun, evet onunla evleneceğim"dedim tekrardan gözlerim dolarken. "Peki evlenmek istiyor musun?"diye sordu.Ben sabahta beri bu kıza ne anlatıyordum,yada Mihra beni ne kadar dinlemişti. "Mihra kızım sen salakmısın ben sana yarım saattir ne anlatıyorum."dedim bıkkınlık ile. "Ne bilim kızım ya aslında babamla konuşsam,belki sana yardımcı olabilir."dedi üzgün birşekilde. " Hayır Mihra kimse bana yardımcı olamaz,neyse sen bugün gel bize"dedim. "Tamam akşam 6 gibi ordayım görüşürüz Larin üzme kendini"diyip kapatı." bende yatağma uzanarak uyumak istedim,dün geceden beri uyuyamadığım için direk uykuya Dalmıştım... **** Mihra gelmişti şuan isteme için kıyafet seçiyorduk."kızım bu kırmızıyı giy sana sana çok yakışıyor" dedi Mihra.sanki neyin yakışık neyin Yakışmıyacağını umursuyormuşum gibi şuan. " Hayır Mihra siyahını giyceğim " dedim.İtiraz etmeden başı ile onayladı beni... duş aldıktan sonra çıkıp saçımı kurutum,her ne kadar hazırlanmak istemesemde güçlü görünmem lazımdı.Mihra saçımın uçlarına hafif bukleler yaparak bıraktı. Göz altlarım morardıgı için yoğun kapatıcı uygulamıştık,rimel,alık,ve kırmızı hafiften kırmızı bir ruj sürerek bitirmişti Mihra makyajımı.Abartmaya hiç gerek yoktu. (Elbise bu şekilde;) Hazırlanmam sonunda bitmişti.Mihra beni baştan aşağıya süzerek "çok güzel oldun"dedi. Onun bu cümlesine tebessüm ederek "teşekkür ederim" demiştim.Aynadan kendime baktığımda çok mu evlenmeye meraklı bir kız gibi görünüyordum. Bu konuları çok takmamaya çalışarak" hadi gidelim" diyip Mihra ile çıktık odadan. Mutfaktan içeri girdiğimizde,annem yanıma gelip sıkıca sarıldı." Mis kokulum ç-çok çok güzel olmuşsun" dedi ağlayarak. Bende ona sıkıca sarılıp kokusunu içime çektim.Fatma teyzemde gelip sarıldı,ama bu anı cadı yengem gelerek yılan dili ile bozdu. "Serhatım sayesinde Larin korkmazlılara gelin gitti hâlâ ne ağlarsınız dedi göüsünü kabarta kabarta. Bugün üzgün olduğunu görünce, benim için üzüldüğünü düşünmüştüm ama bu konuşmasından sonra yazıldığımı anlamıştım.Ben tam ağzının payını vereceken, annemin konuşması ile konuşmama gerek kalmamıştı. "Sen ne dersin Dilşah ağzından çıkanı kulağın duysun! dedi annem sinir ile. Yengem hiç umursamadan çıktı mutfaktan. "Kızım siz buna nasıl dayanıyorsunuz, ben şuana kadar bunu yolmuştum bile" dedi Mihra. kıkırdayarak "aman mihra boşver sen yengemi" diyerek geçiştirdim. Kapı çaldığında korkmaz ailesinin nihayet geldiğini anlamıştım.Mihra heyecan ile " geldiler geldiler" dedi.Sanki ben değilde o nişanlanıyormuş gibiydi. Annem yanıma gelip kolumu sıvazlayarak " hadi kızım git kapıyı aç" dedi başım ile onaylarak.Her ne kadar istemesemde onlara kapıyı açmak için çıktım mutfaktan. Avluya geldiğimde yengem,amcam ve serhat abi hazır bir şekilde bekliyorlardı.Serhat abi ne ara gelmişti konağı.Ona nefret ile bakarak konağın kapısına doğru yürüdüm. O ise bana düm düz bir şekilde bakıyordu.Onun hatasının bedelini ödüyorudum,ismini tek bildiğim bir ağa ile evlenerek. Kapıya geldiğimde,derince bir nefes çekip açtım kapıyı.İçeri ilk adımını atan kişi Mehmet Ağa olduğunu tahmin ettiğim adam atı. Bana içtenlik ile gülümseyerek elini uzattı.Uzatığı elini öperek " hoşgeldiniz" dedim aynı şekilde bende tebessüm ederek. Mehmet Ağa avluya adımlarken hemen arkasından "Maşallah kızımızda pekte güzel"dedi yaşına göre oldukça güzel olan bir kadın. Aynı şekilde onunda elinide öperek " hoşgeldiniz efendim" dedim.O ise gülümseyerek.Kadın kaşlarını çatarak" efendim yok kızım anne diyeceksin "dedi. Onu kırmadan basım ile onaylarak"hoşgeldin anne"yüzünde memnun olmuş bir gülümseme vardı. "Hoşbuldum güzeler güzeli gelinim"diyip oda avluya gitti... Bu kadında kaynanamdı heralde bana gelinim dediğine göre.İyi kalpli insanlara benziyorlardı gibi.İçeri benden bir iki yaş küçük olduğunu tahmin ettiğim kumral olan çocuk. "Yenge selam ben yakışıklı kayınçon Ali "dedi gülerek.şebek şakaları olan çocuklara benziyordu aynı.Bu Haline gülümseyerek onuda avluya yönlendirdim. İçeri hâlâ aile üyeleri girmeye devam ederken görmek bile istemediğim o kişi girmişti"ben Dicle yenge "dedi kafası eğik bir şekilde. Bana bu anı yaşatan herkesten nefret ediyordum.Dicle de bu listemdeki ele başı kişilerdendi.Ona hiçbir cevap vermedim Hatta o yokmuşcasına davranıp arkadaki kadına " hoş geldiniz" dedim. Kadın yanıma gelip sarılarak " çok güzelsin eltim" dedi ve benden ayrılıp."bu arada ben Berzan'ımın karısı Rojda." Dedi yanındaki adamı göstererek.Başımı anladım derecesinde salladım. " Teşekkür ederim,Sende çok güzelsin Rojda" dedim kocaman gülümseyerek.Bu insanların bu kadar sevecen ve cana yakın olmarını hiç tahmin etmemiştim. Rojda'nın yanındaki fark etmediğim beş altı yaşlarındaki erkek çocuğu "anne bu abla ne kadar güzel pamuk prenses gibi" dedi şaşkınlık ile. Oldum olası çocuklara Bayılırdım.Şuan da bu çocuğu ısırmamak için kendimi zor tutuyordum.Onun boyuna gelebilmek için eğilip,iki yanağınada öpücük kondurdum. " Prensim olur musunuz küçük bey" dedim. O ise eleri ile alkış yaparak " ölürüm olurum pamuk prenses"dedi bazı kelimeleri yaşından dolayı telafuze edemiyerek. Rojda ve adının Berzan olduğunu öğrendiğim adam,bizi gülerek izliyorlardı.Son kez öperek ayağı kalktım. Rojda'nın eşinede hoşgeldiniz diyip onlarında içeriye gönderdim.Ama çocuk ile konuşmaktan birşey fark etmemiştim. Damat hâlâ ortalıklarda yoktu.Buna içten içe sevindim,belki bir ümit gelmezde bu nişan işleri iptal olur diye.Sevinç ile kapıyı tam kapatıyorken,bir kuvvet buna engel oldu engel olan kişiyi görünce âdet nutkum tutulmuştu... Evet yeni bölüm geldi balarım. Oylamayı ve yorumda bulunmayı unutmayın canlarım.hadi görüşürüz,kendinize iyi bakın 🦋❤️🔥 Sizce kapıdan giren kimdi?
|
0% |