Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@yukominaaa

 

4.Bölüm💍

Hazar bize dönerek "benim acil işim çıktı gitmem lazım."dedi ve bizim soru sormamazı izin vermeden, hızlıca ayrıldı yanımızdan.

Önemli birşey olmuşa benziyordu,bu kadar hızlı bir şekilde gittiğine göre.Amcamlar arkasından "nereye oğlum" diye sorsalarda Hazar duymazdan gelerek, arabasına binip hızlıca çekip gitti yanımızdan.

Amcamlar onun bu hâline afalayarak, konağın kapısını Çaldılar.Dicle kapıyı açtığında heycanlı,olduğu hal ve hareketlerinden çok net bir şekilde anlaşılıyordu.

Giydiği kırmızı uzun elbisesi ile çok güzel görünüyordu.Esmer teni ile de tam,bir Mardin kızı olduğunu belli ediyordu.Pırlanta olduğunu tahmin ettiğim takılar ise çok zarif ve oldukça pahala duruyorlardı.

Gözüm dicle'nin yanındaki Rojda'ya kayınca,ona gülümseyerek göz kırmıştım.Oda aynı şekilde bana karşılık vermişti...

Hepimiz Teker teker içeri girdiğimzde Dicle büyüklerin ellerinden öpüp " hoşgeldiniz" diyordu.Sıra bana geldiğinde kafasını yere eğerek " hoşgeldin Larin" dedi tekrardan mahçup çıkan sesi ile.

Ayıp olmaması için soğuk bir şekilde" hoşbuldum" dedim ve bakışlarımı Rojda'ya çevirdim.Rojda hemen bana sarılarak " Hoşgeldin eltim" dedi.

Bende ona sıkıca sarılarak "hoşbuldum Rojda" dedim.Eltim gelimesi ile bana hitap ettiğinde kendimi çok garip hissediyordum.

Rojda'dan ayrılıp avluya doğru gittiğimde arkadan Dicle ve Serhat abinin konuşmasını duymuştum." Çok güzel olmuşsun papatyam" demişti serhat abi.

Onların bu konuşmasını dinlemek hiç istemediğim,için direk kendimi avluya attım.Gözlerimi avluda gezdirdiğimde dışının saray gibi olduğunu söylediğim konağın içide aynı saray gibiydi.

Bir çok konak görmüştüm Mardin şehrinde.Ama bu kadar büyük ve şahşahlı bir konak,hayatım da ilk defa görüyordum.İçimden " daha ne gibi İlker göreceksin dur bakalım Larin" diye geçirdim.

Bu sefer avludaki aile bireylerine gözümü gezdirdiğimde Ali,Berzan abi,Mehmet Ağa ve tanımadığım elli yaşlarındaki kadını görmüştüm.Hepsi ayakta bir şekilde,yılmas ailesi ile tokalaşıp hal hatır soruyorlardı.

Ama bu aile tablosunun içinde iki kişi eksikti.Baran ve Baran'ın annesi Şenay hanım.Belki buralardadırlar diye tekrardan gözümü etrafta gezdirdiğimde,beni hiç gözünü kırpmadan izleyen bir adam ile bakıştı gözlerim.

Bir seksen boyunda olduğunu tahmin ettiğim,yirmili yaşlarının başlarında ve kumral bir adamdı.Onun beni böyle izlemesi,ister istemez rahatsız olmama sebep olmuştu.

Hemen bakışları mı ondan çekerek,Büyüklerin elini öpmeye koyuldum.Büyüklerin elini öpüp diğerleri ise de el sıkışmıştım.Sıra tanımadığım elli yaşlarındaki kadına geldiğinde,"Hoşgeldin kızım sende,ben Mehmet Ağa'nın kardeşi Zelal" demişti ve ellini uzatmıştı öpmem için.

Ellini öperken alnıma koyup" hoşbuldum " dedim kendimi tanıtma gereğinde bulunmamıştım.Kadın iyi birine benziyordu,ama tabi içini bilemezdim.

Sadece yan taraftaki Bakışlarını üzerimden çekmeyen,adam ile tokalaşmamıştım.Ne diye böyle bakıyordu ki bana anlayamamıştım.

Artık bir yerimde birşey olduğunu düşünmeye başlamıştım,çünkü bu bakışlar hiç normal değildi.Şurda ağzının ortasına bir tane yapıştırmamak,için kendimi artık zor tutuyordum.

Annemin yanına giderek,onun yan kısmına oturmuştum.Baran ve annesi hâlâ ortalıklarda gözükmüyorlardı.Ben neredeler acaba diye düşünürken amcam düşüncelerimi okumuşcasına.

" Mehmet Ağa Baran ve hanımağa neredelerdir?" Diye sordu.Sonunda biri bu soruyu sormuştu,yoksa meraktan çatlayacak duruma gelmiştim.

Mehmet ağa "Baran Annasını doktora götürdü.Gelirler birazdan başlarız nişana Ferhat ağa."dedi.Şimdide Şenay hanımın Neyi var acaba diyerekten meraka düşmüştüm.

Baran annesi gibi değildi,annesi çok tatlı bir kadındı ama Baran öküz herifin tekiydi.

Bugün amcam sayesinde bütün merakımı gideriyordum."kötü birşeyi yoktur inşallah Mehmet ağa"dedi amcam Mehmet Ağa ya bakaraktan.

"Yok Yok kötü birşeyi yoktur.Sadece biraz Tansiyonu yükselmiştir"dedi Mehmet Ağa.

herkes geçmiş olsun demişti.Kumral olan adam ayağı kalkarak adının Zelal olduğunu öğrendiğim kadına doğru adımladı.Kadının yanına gelerek bana baktı ve kadının kulağına birşeyler fısıldadı.Hâlâ bakışları üzerimdeydi.

Bu adam bilmiyor muydu benim Baran ile evli olduğumu.Ben mi çok abartıyordum acaba yada normal miyidi bakışları.

Kadının kulağına ne fısıldadıysa, kadının anında bakışları beni bulmuştu.Beni baştan aşağı süzerek,hafiften gülümsedi.Bende aynı şekilde kadına karşılık verdim ayıp olmasın diyerek.

Kadının bakışları benden ayrılıp Mehmet ağayı bulunca

"Napsak Mehmet abi iki nişanmı yapsak"dedi Zelal hanım şifreli konuşarak.

Ben dahil herkes Zelal hanıma anlamaz gözler ile bakıyordu.Bu kadın ne nişanından bahsediyordu hiç bir fikrim yoktu.

Mehmet Ağa kaşları çatık bir şekilde " sen neyden bahsedersin Zelal" dedi.

Zelal hanım bana bakışlarını tekrardan çevirerek.ölüm fermanını yazacağından habersiz,o cümleleri kullandı."Bu güzel kızı benim rohat beğenmiş,kızın da gönlü varsa gelip istiyelim"dedi.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.Ben şaşkın bir şekilde anın şokunda iken,iki el ateş sesi yankılandı koca konakta.Bütün herkesin bakışı silahı sıkıldığı tarafa dönünce,korku ile yutkundular.Buna bende dahildim.

"LAN O KIZ DEDİĞNİZ BENİM KARIM OLACAK!"dedi Baran kükreyerek.

Baran'ın sinirden bütün damarları beli oluyordu.Şenay annede Baran'ın hemen arkasında.Oda aynı şekilde korku ile olanları izliyordu.

Baran hızlı adımlar ile gelerek, Rohatın konuşmasına izin vermeden. kafa atarak Rohatı tek hamlede yere sermişti.Kafa atması ile konakta çığlık sesleri yükselmişti.

Baran hâlâ sinirini almamışcasına Silahını beline yerleştirerek.Yerde Burnunu tutarak uzanır pozisyonda olan,rohatın üstüne çıkarak sayısız yumruk atmıştı yüzüne.

Baran o kadar güçlü yumruk atıyordu ki,adamın yüzünü kan içinde bırakmıştı.Herkes anın şokundan çıkarak Baran'ı durdurmak için hamle yaptılar ama cabaları nafileydi Baran asla durmuyordu.

Rohat artık dayanamayarak bayılmış yada ölmüştü.En sonunda serhat abi ve Berzan abi alabilmişti Baran'ı Rohat'ın üzerinden.

Ben ise sadece şok ve korku ile olanları izliyordum.Baran Berzan abi ve Serhat abinin tutup engelemeleri ile çırpınıp"BIRAKIN LAN BENİ ÖLDÜRECEĞİM ONU! diyordu sanki yeterince vurmamış gibi.

İçeri iki tane takım elbiseli adam girmişti.Mehmet ağa "alın Rohat'ı burdan." Dedi.Korumalardan ikisi de bayılmış olan Rohat'ı kucaklayarak çıkardılar konaktan.

Hemen ardından da aglayar çıktı Zelal hanım konaktan.Baran "bırakın sizde lan beni artık" dedi Serhat abiye ve Berzan abiye.

İkiside tereddüte kalsalarda Baran'ı ikiletmeden bıraktılar.Gözüm mutfak kapısındaki Dicle'ye kayınca kapıda ağladığını gördüm.Nişanın bozulduğunu düşündüğü için mi ağlıyor du yoksa?

Bakışlarım tekrardan Baran'ı bulurken,Bana sinirli bir boğa gibi bakıyordu.Bu işin benim başıma patlamasından çok korkuyordum.Bu korkumunda gerçekleşmesi kısa sürmemişti.

Baran sinir ile bana doğru adımlayarak bileğinden tutu.Bu sinirli bakışlarının altında eziliyor gibiydim.Annem hemen yanıma gelerek" bırak oğlum kızımı onun bir suçu yok" dedi annem.

"Siz karışmayın bu benle o arasında"dedi Baran.Annem yine konuşacaken "Anne sakin ol" diye fısıldadım onun duyabileceği bir ses tonunda.

Annemin korkmaması için öyle konuşuyordum.Aslında bende şuan korkudan bayılacak gibiydim ama sadece belli etmemeye çalışıyordum.

Annem bana bakarken Baran beni sürükleyerek ayırdı annemin yanından...

Yazardan...

Genç adam adeta sinirden deliye dönmüştü.Onun kitabında kadınına yan gözle bakan biri bile olursa hakkı ölümdü.

Kendini zor tutmuştu genç adam silahı Rohat'ın kafasına sıkmamak için.Ama onun yerine bir başkası olsaydı,kendini tutma gereğinde bulunmadan sıkardı kafasına.

Rohat Genç adamın yakın bir kuzeniydi.Ama bugün kadını olacak kıza göz koyan kuzenini öldüresiye dövmüştü.

Genç adam kızı terasa çıkarmak için,bileğinden tutarak merdivenlerden sürüklüyordu.Genç kızın canı yandığı için sol gözünden bir damla yaş akmıştı.

Genç kız artık dayanamayarak" bırak bileğimi,benim bir suçum yok" diyerek çekiştirdi ince bileğini genç adamın koca elinden.

Ama bu çabası nafileydi,genç adamın bırakmaya hiç niyeti yoktu."kes sesini" dedi genç adam kızı hâlâ merdivenlerden terasa sürüklerken...

Terasa geldiklerinde Larin'i sinir ile bileğini bırakarak."Yüzüğün nerde lan senin" dedi Baran ağa larin'den mantıklı bir açıklama bekliyormuşcasına.

Larin kafasını eğip parmaklarına baktığında,yeni fark ediyordu yüzüğünün parmağında olmadığını.

En son duş alırken çıkarmıştı yüzüğünü.Larin derince yutkunarak " ben duş alırken çıkarmıştım,sonrada takmayı unutmuşum" dedi Larin dik bir şekilde durarak.

Baran ise Nişanlısının karşısında korkusuzca durup cevap vermesine çok şaşırıyordu.Çünkü bu Zamana kadar,hiç kimse Baran Ağa'nın karşısında bu şekilde duramamıştı.

Larin'in korkusuzca dim dik durması Baran'ın hoşuna gitmiyor değildi.Çünkü hep karısının güçlü ve akıllı birisi olmasını isterdi.Ama öyle birini berdel yolu ile kavuşacağını nerden bilebilirdiki.

"o yüzük birdaha çıkarsa,sana neler yapacağmı tahmin bile edemezsin Larin." Dedi.

Genç kıza ilk defa ismi ile hitab ettmişti Baran ağa.Larin korksada asla beli etmiyordu."Beni tehdit mi ediyorsun Baran ağa!" Dedi larin'de onun ismi ile hitab ederek.

ismini bu kadının iki dudağının arasından duyması, Baran'ı sanki ilk defa ismini duyuyormuş gibi hissettirmişti.

Baran kadına gözlerini kenetleyerek "tehdit değil küçük hanım,sadece küçük bir uyarı olarak düşün" dedi Baran ağa.

Kadın ise dik duruşundan taviz vermeden, aynı şekilde kenetledi yeşilerini Baran Ağa'nın karalarına.

"Merak etme Baran ağa ben sen değilim bilerek yüzüğümü takmim,ben nişanlı bir kadın olarak Bütün sorumluluklarımı yerine getiririm" dedi genç kız Baran'ı Altan alta iğnelemeye çalışırken.

Baran genç kızın iğneleyici lafından sonra ne diyeceğini bilemediği için bir süre aralarında sessizlik oluşmuştu.Genç adam bu dili papuç kadar olan,nişanlısı ile nasıl baş edeceğini düşünüyordu şimdide bu sessizlikte.

Genç kız bu sessizliği bozarak " uyarıların bittiyse aşağı ineceğim Baran ağa" dedi.

Larin bugün bütün Cesaretini kullanmıştı,Baran ağaya karşı dim dik durarak.Baran genç kızın bu cümlesi ile,genç kıza doğru adımlayarak dibinde durdu.

Larin Baran'a anlamaz gözler ile bakarken Baran larini belinden kavrayarak yanına çekti." Bitti küçük hanım ve şimdi Birlikte ineceğiz aşağıya hiç birşey olmamış gibi" genç kız bu yakınlaşmadan dolayı eli ayağına dolaşmıştı.

Ne diyeceğini bilemediği için sadece " peki" diye bilmişti.Adam birşeyler itiraz etmesini bekliyordu genç kızın.Ama sandığı gibi olmamıştı,buda işine gelirdi zaten.

Genç adamın burnuna genç kızın o kendinezhas sümbül kokusu gelince.Gözlerini kapatarak Derince içine çekti o kokuyu.

Bir kadın bu kadar mı güzel kokar, diye düşünüyordu Baran ağa.Baran Ağa'nın siniri genç kızın yanında azda olsa gitmişti.Baran'ın eli hâlâ genç kızın belinde iken birlikte çıktılar terstan..

Avluya indiklerinde hâlâ aynı pozisyondadılar.Bütün aile bireyleri sessizliğe gömülmüştü adeta avluda.

Herkesin bakışı ikiliyi bulunca hepsi çok şaşırmıştı.Baran Larin'i kendine daha çok çekerek "Nişan nerden kaldıysa devam etsin!" Dedi larin'in kokusunu son kez içine çekerek Baran ağa.

Herkes sadece başları ile onaylamak ile yetinmişlerdi.Larin artık bu yakınlaşmaya dayanamayarak, kaçtı Baran'ın kollarından.Baran larin'in kaçıp gitmesi ile boşluğa düşmüş gibi hissetmişti...

Larin kaynanasına geçmiş olsun diyememişti olaylardan dolayı.Baran'dan ayrıldığı gibi koşar adımlar ile kaynanasın yanına giderek "geçmiş olsun Şenay hanım" dedi.

Kaynanası kaşlarını çatarak"kızım sana bana Anne demeni söylemiştim dimi.Bana anne de lütfen."dedi.

Larin "peki anne " dedi.Şenay hanımın yüzünde,memnun olmuş bir ifade büründü.Larin' in bakışları kendi annesini bulunca, onları gülerek izlediğini fark etti.

Larin'de gülümseyerek karşılık verdi.Eltisi Rojda'ya doğru adımlayarak yanına oturdu,Baran'dan uzak olabilmek için.

Rojda merak ile Larin'e yaklaşarak "eltim bizim bu öküz oğlan sana birşey yapmadı dimi."Dedi kulağna fısıldayarak.

Larin eltisine alayla "sence ben izin verirmiyim bana birşey yapmasına " dedi.Rojda onun bu cümlesine kıkırdadı.

" İşte benim eltim be, yürü kim tutar seni" diyerekten gazladı Larin'i.ikisi birlikte kıkırdaştılar.

Baran biran olsun gözünü Larin'den ayırmıyordu.Onun sesiz bir şekilde Rojda ile kıkırdaşmasına sebep olan konu neydi çok merak ediyordu.

Kadının bu kadar güzel gülmesi, onunda içinde güler açıyordu.Baran Larin'i bir baştan aşağı dikkatlice süzünce sinir ile kaşlarını çattı.Larin'in giydiği elbiseyi yeni fark ediyordu.larin'in bakışları Baran'ı bulduğunda ona sinir ile bakıyordu....

Larin'den...

Baran yine sinir ile bana bakıyordu.Yine ne oldu da sinirlendi diye afaladım.Bakışlarımı onun sert kararlarından çektim.Çok susadığım için oturduğum yerden, ayağı kalktım Mutfağa gidebilmek için.Rojda benim ayaklandığımı fark edince

"Nereye?"diye sordu.

"Mutfağa gideceğim,de biraz susadım"diyip direk mutfağa adımladım...

Suyumu içmiştim bardağı makinaya koymak için eğilip içine koydum.Ayağı kalktığımda,boyun kısmımda birinin nefesini hissetmiştim.Ama bu kişinin kim olduğunu anlamam uzun sürmemişti.Aşina olduğum koku burnuma dolunca, bu kişinin Baran olduğunu anladım.

Arkamı döndüğümde Baran bana doğru eğilmişti.Bu yüzden de burnumuz resmen birbirine değiyordu.Baran'ın bakışları yüzümde dolanırken,dudaklarımda sürekli takılı kalıyordu.

Bu yakınlaşmadan dolayı zorluk ile çıkan sesim ile"senin ne işin var burda."diye saçma bir soru yönelttim.

"Anlamadım su içmek için izin mi istiyeceğim kendi evimde."dedi Baran beni kapana sıkıştırarak.Nefesini dudağımın,üzerinde kesik kesik hissediyordum.

"Yok...yani..hayır."ne kadar saçma bi cümle kurdum ben böyle.

Bu adam gereğinden fazla beni heycanlandırıyordu.

"İyi bende öyle düşünmüştüm."dedi.Aramızda sesizlik oluşurken bu sessizliği bozarak" sen şu içmicek miydin" diyerekten sordum önümden çekilirde geçerim ümidi ile.

Baran ise iki elini tezgâhın yanlarına sabitleyerek beni daha da sıkıştırmıştı.Bu yakınlık kabimi yerinden çıkaracak gibiydi.

"bu kıyafet ne?"

"Anlamadım"

"Bu daracak bez parçalarını giymekten ne anlıyorsun sen."diye sorunca şaşkınlık ile ona baktım.Elbise o kadar dar bir elbise de değildi.Bu ağa iyice sinirlerimi bozuyordu.

Kollarımı göğüsümde bağlayarak "Sen benim kıyafetime karışamasın.Hem gayet hanım hanımcık güzel bir elbise."dedim net bir şekilde.

"Hanım hanımcık öylemi?"diye sordu beni anlamamış gibi yaparak.

"Evet öyle"diye bastıra bastıra konuştum.

"Evlenince de böyle konuşup,böyle giyine bilecekmisin bakalım küçük hanım" son kez gözlerime bakarak çıkıp gitmişti mutfaktan.

O gittiginden hemen sonra Rojda girmişti.Alayla "sizde doymuyorsunuz ha bir türlü birbirinize "dedi.

Şuan utancımdan kıpkırmızı olduğma emindim."bak bak utanırmışım benim eltim"diyip yanağmdan makas aldı.O konuyu kapatmakt için" yardım edilecek bir şey var mı " diye sordum.

Rojda ise çayları tüpe koyarakken"sen çanak ve bardakları tepsiye koy eltim"dedi.Başım ile onaylarak,işe koyuldum...

Yüzükler takılmıştı,bu esnada Miran(Rojda'nın oğlu)bir an olsun ayrılmamıştı kucağımdan. Nişanın sonlarına gelmiştik.Baran ile göz göze gelmemek için sürekli Miran ile ilgileniyor, saçlarını okşuyordum.

"kınayla düğünü biran önce yapalım Ferhat ağa uygunsa."

"Uygundur uygundur iki düğünüde aynı gün yapıp bittirelim."dedi amcam.

"1 hafta sonra yapalım derim.Yarında alışverişe gitsinler."

"Olur olur yapalım"

Bizden habersiz hayatımıza karar vermeleri den bıktım usandım artık.Baran da sus pus olmuş,bu konuya hiç itiraz etmiyordu.

Baran Miran'a "amcam gel artık yanıma yengen yoruldu bak."dediğinde bakışlarım onu buldu.Hemen"Yok ben yorulmadım."dedim.

Demem ile Baran'ın sınırlı bakışlarını üzerimde bulamam bir oldu.Kötü birşey de dememiştim aslında neden hemen sinirleniyordu ki.Ama bir kere daha anladımki,Baran benim nefes almamdan bile nefret ediyordu.

"Gel sen amcam"dedi tekrardan Baran.Miran istemiye istemiye, kucağından kalktı.Baran'a doğru paytak paytak yürüyerek, Baran'ın yanında durmuştu.Baran hemen kucağına oturturmuştu Mira'ı.

Miran Baran'ın kullağına yaklaşarak birşeyler fısıldadı kullağına.Baran anında kaşlarını çatmıştı.Baran da aynı şekilde Mira'nın kullağına bana bakarak birşeyler fısıldadı.

Baran her ne dediyse Miran tatlı siniri ile "banane pamuk prenses benim"dedi.

"Berzan ağabeyi al şu oğluna sahip çık karıma göz dikiyor"dedi .daha karısı bile olmamışım, karım da karım diye tuturmuştu.

"Baran ufacık çocuğu da kıskanmayı ver"dedi berzan ağabeyi.

"Çocuksa çocukluğnu bilsin kerata"dedi Baran sinir ile.Küçücük çocuğa sinirlenmişti piskopat.

Bunlar böyle atışırken Amcam"bize müsade Mehmet ağa"diyip kaltı oturduğu yerden ayağı.Onun kalkması ile bizde onun ile birlikte kalkmıştık.

"birdaha böyle giyinmek yok küçük hanım,yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim"dedi kullağıma fısıldayarak.Ne ara yanıma gelmişti bu adam.Onu umursamdan gözlerimi devirip kaçtım onun yanından....

odama girip direk kendimi yatağa atıp olanları düşündüm. Sürekli Baran'ın kara gözleri geliyordu gözlerimin önüne. Acaba yarın alışveriş beni neler bekliyor olacaktı.Ben böyle düşünürken uykuya dalmıştım...

 

Loading...
0%