Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.Bölüm

@yukominaaa

 

 

 

☞7.Bölüm☜

Gelin ve damat için ayrılan yerde Baranla Birlikte,kös kös oturuyorduk.Yan tarafta ise Dicle ve serhat abi güle eğlene etrafı seyrediyorlardı.Onların bu halinden nefret ediyordum!birilerinin hayatını maf ederken nasıl bu mutlu olabiliyorlardı aklım almıyordu?

İğreniyordum hepsinden."zoruna gidiyor dimi?"diyen Baran'ın sesi ile bakışlarımı ona çevirdim.Dikkat ile yüzümü inceliyordu.Onun bu konuşmasından neyi kast ettiğini anlayamamıştım.

"Ne zoruma mı gidiyor anlamadım?"

"Dicle ve şerefsiz serhatın mutlu olması"Yutkundum.Evet zoruma gidiyordu.Sırf kendi aşkları için, birbirini tanımayan iki insanı birbirine zorunlu kıldılar.Benim zoruma gitmesin de bu durum kimin zoruna gittsin?

"Evet gidiyor"dedim burukça.

Baran'ın gözünde bir iki dakikalığına acıma duygusunu görmüştüm.Ben de aynı soruyu ona yöneltim.

"Peki senin zoruna gidiyor mu"

"Hayır gitmiyor"onun bu cevabı ile kaşlarımı ister istemez çatmıştım.

"Neden?sonuçta kendi mutlulukları için ikimizi birbirimize zorunlu kıldılar.Onların mutluluğunu görmek nasıl zoruna gitmiyor?"

"Çünkü Dicle'nin mutluğu benim mutluluğumdur."..."onun mutluluğunu görmek zoruma gitmez"Ne kadar da fedakar bir abiyidi.Sırf kardeşinin mutluluğu için benimle evleniyordu.

Bana"Baran ağa ile evlenmek istiyor musun?"sorusunu çok görmüşlerdi.Bana şiddet uyguladılar,sırf evliliği kabul edeyim diye.Oğlunun mutluğu için harcadı amcam beni,berdel kurban vererek.

Serhat abi benim gerçekten abim olsaydı,kendi isteğim ile bu evliliği kabul edebilirdim.Yada serhat abi bana bir kuzen,olarak abilik duygusunu tatırsaydı.onun için gözümü kırpadan kabul ederdim yine.

Ama o ne yaptı? Benim eğitim hayatımı bitirdi,her gün amcamı doldurarak.Şimdi bende Baran gibi diyemezdim,serhat abinin mutluluğu benim mutluluğumdur.

Baran'ın gözlerinin en derinine baktım."Ama sen bir kişinin daha mutluluğuna sebep oldun"Dediğim de kaşlarını çatmıştı.

"Kimin?"

"Serhat abinin"bu söyleminim ile vücudunun kasıldığını fark ettim.

"o şerefsizin adını ağzına alma!""ben o itin kardeşimi kaçırdığı gün kafasını sıkacaktım,ama Dicle'nin yalvarışları buna engel oldu.O itin mutluluğunu sikim ben.Beni ilgilendiren sadece kardeşimi mutlu ediyor mu?"uzunca kurduğu bu cümleye,Başımı aşağı yukarı sallamak ile yetinmiştim.Bu konun kapanmasını istiyordum.

Baran'ın acımasızlığının yanında fedakarlığı da varmış.Benim böyle bir abim olsaydı hayatan başka birşey istemezdim heralde...

Düğün bittmişti,herkes yavaş yavaş evlerine dağılıyordu.Sıra konakta yapılacak olan dini nikâha geliyordu.Oda yapılınca ise akşam yapilcak iş.Korkuyordum.

Yaşım daha 18'di.Ben nasıl bu adama karılık yapacaktım yada ihtiyaçlarını karşılıyacaktım.Bu gece Baran'ın bana dokunmaması için Allah'a dua ediyordum.Sevmediğim bir adam ile birlikte olacaktım bugün.İstemiyordum!

Belki bunu Baran'a söylesem anlayış ile karşılarmıydı?Bu düşüncelere dalmışken baş parmağımın ettini kazımaktan kanatmıştım.Elimin üzerine gelen iri ve sıcak el ile bakışlarım elin sahibini buldu.

"Şunu yapmayı kes artık!Etini kanatıyorsun sadece bunu yaparak"Haklıydı.Ama stresimi böyle atabiliyordum bir nebze de olsa.

"Tamam yapmıyacağım sen çek elini"dedim elimi elinden kurtarmaya çalışarak.Onun eli elimin üzerindeyken kalbimin delicesine atmasına engel olamıyordum.

"Söz mü"bu adam ne diye taktı bu kadar benim elime.

"Söz veremem çünkü istemsizce yapıyorum"

"Ozaman ellerim avuçlarımın içinde kalacak"

"Ne zamana kadar?"diye gözlerimi pörtleştirerek sorduğum soruya.

"Stres yapmayi ne zaman bırakırsan"Nerden anlamıştı benim stres yaptığı mı?.Gözü üzerimden ayrılmıyor,ki heralde hareketlerimden anlamıştı.

"Ben stres yapmıyorum"yalan atım.Bal gibide yapıyordum.Diyemezdim ki ilk gece de olacak olaylar için stresliyim.

"Çocuk aklınla beni kandırmaya çalışma küçük hanım,farkındayım stres yaptığının"ben tam yine inkar edeceken "inkar etmeye kalkışma"diyince sus pus olup oturduğum yere sindim.Ellim hâlâ Baran'ın avuçlarındaydı.

Neye stres olduğu mu da anlamış mıydı acaba?Anlarsa dalga geçeceğine çok emindim...

Bütün hayatımızın bir anda tepe taklak olması ne kadar kolaydı öyle değil mi?Ben asla evlenmem,annem ile kendi hayatımı kurmak için çabalıyacağım diyen kız.annesi ile az önce kocasının evine gitmek için vedalaşmıştı.

Evet asla evlenmek istemiyordum.Hâlâ bu söylenimin arkasındaydım,her ne kadar da evlenmiş olsamda.

Hayallerimin hepsinin hayal olarak kaldığı gündü bugün.Annem ile kurmak istediğim hayatı,başkası ile kuruyordum artık.Annemi o konakta asla bırakmak istemiyordum.Ama evlenmiştim artık.Mecburdum.

Babaanem o konakta olmasaydı anneme zulüm edeceklerini düşüne bilirdim.Ama Babaanem çok sert bir kadındı,annemi de çok sevdiği için kimse anneme buluşmaya cesaret edemedi.

Annem, Mihra, Babaanem,Miran ve Fatma teyze ile vedalaşmıştım.Şuan da yeni evime gidiyordum.Ağlamam asla durmuyordu.Baran ise sesizce araba kullanıyordu.

Baran'a baktığım da durgunca araba kullanıyordu.Onun bakışları bir iki saniye beni bulunca,geri araba kullanmaya odaklandı.

Hava daha kararmamıştı.Bizim Mardin'in de düğünler genelik ile gündüz olurdu.Benim düğünüm de öyle olmuştu...

********************

"Korkmaz" konağına gelmiştik.Baran arabadan inerek, arabanın önünden dönüp kapımı açtı.Elini uzadığında tebessüm ederek elini tutum.Baran yavaş hareketler ile dikkatle indirmişti beni arabadan.

Ağlamaktan yüzüm kurumuştu.Kesinlikle makyajının da maf olduğuna emindim.Göz yaşlarım artık akmayı bırakmıştı.Ama içim hâlâ kan ağlıyordu.

Arkamızdan gelen ard arda lüks araçlar ile bakışlarımız o tarafı bulmuştu.Arabaların içinden Korkmaz ailesi çıkmıştı.Miran koşarak yanıma geldi."pamuk prenses kucağına al beni öpeceğim seni"demişti.

Onun bu hali ile kocaman gülümsemeye çalışarak yere eğileceken Baran bende önce davranarak Mira'ı kucağına almıştı.

"Amca ben pamuk prenses dedim"Miran mız mızlanmıştı.Baran'a baktığımda gözlerimin için bakarak"yengen bugün çok yoruldu aslanım benim kucağımdayken öp yengeni"gerçektende çok yorgundum.

Gelinliğin ağrılı nerdeyse benim ağırlığım kadardı.Bu da beni epey bir yormuştu.Baran Miran'ı bana yaklaştırdığında,Miran yanağıma sulu bir öpücük bırakmıştı."çok yoruldun mu pamuk prenses"

Onun bu öpücüğü ile bende onun yanağına aynı şekilde öperek"oh aldım enerjiyi bütün yorgunluğum gitti"dedim sesimi neşeli çıkarmaya çalışarak.Yorgundum hatta hiç olmadığı kadar çok.Miran bu söylediğim ile gözlerinin içi parlamıştı.

"keşke seninle ben evlenseydim Pamuk prenses"onun şuan bu tatlılığı ile yememek için kendimi zor tutuyordum.

"Ne diyorsun lan kereta"diyerek Miran'ı yere bıraktı.Çocukla ne biçip konuşuyordu bu adam.

"Tamam amca kızma kızma şaka yaptım ben"

"Bir daha olmasın Miran "bu adam neden bu kadar ciddi konuşuyordu.Yoksa gerçekten sinirlenmişmiydi.

"Hadi yavrum içeri geçin,imam da gelir birazdan"Şenay annenin söylenimi ile bütün aile bireyleri yorgun yorgun içeri girmeye başlamıştı.Rojda yanıma geldiğinde."gel eltim ben yardım edeyim içeri girmene?"

"Sen git yenge,ben yardımcı olurum"Baran bugün bana baya bir yardımcı olmuştu.Gelinlik ile yürü yemediğim için yanımdan ayrılmıyordu düşmeyeyim diye.Rojda peki der gibi kafasını sallayarak oda konağa doğru gitti...

Baran'ın yardımı ile konağa girmiştim.Elimi asla bırakmıyordu,avluya geldiğimizde beni yer mindelerinden birine oturturdu.Topuklu şuracıkta atıp çıkarasım,ve mindelere boylu boyunca uzanasım vardı.

Rojda kucağında Miran varken "eltim ben şu haylazı uyutup hemen geliyorum"dediğinde onu basımla onaylamıştım.Baran da yanıma oturdu.Bakışlarını hiç üzerimden çekmiyordu.

"Neden öyle bakıyorsun?"

Bir Kaşını havaya kaldırarak."nasıl bakıyorum?"

"Bakışlarını üzerimden bir saniye olsun çekmeden bakıyorsun."utanıyordum böyle bakmasından.

"Belki yüzünün her bir santimini aklıma kazımak istiyorumdur küçük hanim"

"Neden?"dediğimde yutkunmuştu.Bir süre daha yüzüme bakakalmıştı,ama Avjinin sesi ile bakışlarını yüzümden Nedenini merak etmiştim.İmam da tam geleceği zamanı bulmuştu.

"İmam geldi anne"içeriye imam cübbesi ile kilolu bir adam girdi.Kollarını önünde bağlamış dik adımlar ile bize doğru geliyordu.

"Selamün aleyküm Baran ağam"dediğinde Baran ayağı kalkarak elini uzattı."Aleyküm selam imam efendi"Baran'ın eline elini uzatarak tokalaşmışlardı.

Şenay anne,Berzan abi, Baran'ın babası ve avjin avludaydılar.Ali yorgunluktan arabada uyuya kalmıştı.Ama onu odasına kaldırarak götürmüştü Berzan abi.

Rojda elinde beyaz bir eşarpla gelerek,Eşerbı saçlarıma örtü.Baran yan tarafımda oturuyordu imam ise tam karşımızdaydı.

"Hazırsanız başlayalım"dediğinde Baran'a baktım yeşilerim ile.oda karaları ile gözlerime bakarak"başlayalım imam efendi başlayalım"diyerekten iç çekti.

"Mehir olarak ne istiyorsun kızım"diye sordu imam efendi.

"Mehir olarak yalıyı istirem "diyen iç ses yalı çapkınındaki yaşlı kadının taklidini yapmıştı.Ben aslında hiç birşey istemiyordum Mehir olarak.

Bizim köyün karşı köyünde okul yoktu.Tam ortadan da şu kanalı vardı.Kanalın üzerinden köylülerin çabası ile yapılmış olduğu köprü yıkılmışt,ve bir kız çocuğu da o sırada okula gitmek için köprüden geçereken köprü yıkıldığı için kanala düşerek boğulmuştu.

Köy için aslında okul yapılmasını isteye bilirdim diye düşündüğüm için "***köyünde okul yapılmasını istiyorum mehir olarak"dediğimde Rojda yanıma hızla gelerek Kullağıma.

"Kız eltim kendin için birşey istesen okulu ne yapacağın"dedi beni uyararak.Ama o okula çocukların çok ihtiyaçları vardı.

"O okulun yapılması çok önemli Rojda sırf köylerinde okul yok diye başka köylerde okumaya giden çocuklar kanallarda boğularak ölüyor"Rojda gözlerime üzgünce baktı.Söylediğine pişmanmış gibi.

"Mehir olarak okul olmayan köylerde okul yapılacak.Çocukların bütün okul ihtiyaçları karşılanacak!"bittiğini sanmıştım ama Baran tekrardan konuşmaya başlayarak"çevrede bulunan bütün şirketlerimin yüzde eli hisesi,***dağ evi,İstanbul da bulunan yalının tapusunu da kat sen imam efendi "dediğin de ağzım açık bir şekilde Baran'ı dinlemiştim.

İmamın şaşkınlıktan gözleri yerinden çıkacaktı.Hemen atlayarak"ben bu kadarını istemiyorum, istediğim yapılsın yeter"

"Sana fikrini soran olmadı küçük hanım "bana zaten kimse fikrimi sormuyorki.Aile bireylerine baktığımda herkes gurur ile Baran'a bakıyordu.

"Bir gün de Zengin oldun kız Larin, hemde sana yalı da verdi!"bu iç sesin yalı sevdası neydi anlamamıştım.

"Sus iç ses suss" İstediğim olmuştu ya,gerisinde gözüm yoktu.Bunların Baran'ın servetinin çeyreği bile olmadığına emindim.Adam Mardin'in en zengin adamıydı."Başla imam efendi sen nikah kıymaya"

"Aziz kızı Larin, Mehmet oğlu Baran'ı kocalığa kabul ettin mi?"

"Ettim"

"Ettin mi?"

"Ettim "

"Ettin mi?"şuan imamın boğazına yapışmamak için kendimi çok zor tutuyordum.Ettim diyordum tekrar tekrar soruyordu.

"Kız deme öyle imam efendiye valla Allah çarpar "

"Ettimm"dedim artık gına gelmiş bir şekilde.Aile bireyleri bu halime aralarında kıkırdamışlardı.Baran'a döndüğümde dudakları yana doğru kıvrılmıştı.Bakışlarım dudaklarına kaydığında bu hali ile çok çekici duruyordu.

İmam bu sefer Baran'a dönerek "Mehmet oğlu Baran Aziz kızı larin'i kocalığa kabul ettin mi?"Baran gözlerimden gözlerini ayırmazken üç kere ettim dedi.

"Ettim"

"Ettin mi?

"Ettim"

"Ettin mi?"

"Ettim"

"Bende sizi Allah katında karı koca ilan ettim"Herkes ayağı kalktığında Baran kollarımdan tutarak beni kendine çevirdi.Ne var?gözü ile ona bakarken anlımda hissettiğim dudaklar ile,gözlerim ister istemez kapanmıştı.Dudaklarını anlımdan ayırdığında gözlerimi açarak yeşilerimle ona baktım.

"Artık helalimsin orman göz"orman göz kelimesi ne kadar da güzeldi.Onun bu söylenimi ile dudaklarım iki yandan kırıldı.Birazcıkta utanmıştım.

Aile bireylerine baktığımda hepsi bizi izliyordu.Utanç ile önüme dönmüştüm.Gelinligin içinde biraz daha kalırsam şuracıkta bayılacakmışım gibi hissediyordum.

"De haydi herkes odasına"dediğinde Mehmet Ağa herkes yavaş yavaş odalarına gitmeye başladı.hava kararmıştı.Rojda yanıma gelerek Kullağıma"gece uzun eltim sana kolay gelsin,"diye fısıldadı.Göz kırparakta Avjinin koluna girip gittiler.

Benim o iş tamamen aklımdan çıkmıştı.Onun bu söylenimi ile alık Alık olmuştu kesin yanaklarım.

Baran bileğimden tutarak "yeni odanı görmeye hazır mısın küçük hanım?"değilim diye bağırmak istiyordum.

"Değilim"

"Ama ben sana odayı göstermek için sabırsızım küçüğüm"diyerekten beni Merdivenlerden dikkatle çıkarmaya başladı...

"Bu koridor da neden yalnızca iki oda var?"diye sordum Baran'a.Konaktaki en üst kata çıkmıştık sanarım.

"Bu katı kendime özel olarak yaptırdım şu oda bizim odamız"dedi sağ taraftaki odayı göstererek"şu oda ise benim spor yaptığım oda"vay be adama bak kendine özel oda bile yaptırmış.

Yanlız o bizim odamız mı demişti?Evet evet tam olarak öyle demişti.Bu adam herşeyi ne çabuk ta benimsemiş.Anladım derecesinde kafamı salladım.

Baran kendi odasının kapısını açtığında heycan basmıştı bana."şer gir hemen geliyorum orman göz"hayır gelme...demek istiyorum.

Başım aşağı yukarı sallayarak içeriye girdim.Odanın içi oldukça büyüktü.içinde iki kapı bulunuyordu.Bir kapının lavoba olduğunu anlamıştım,diğer oda da sanırım giyinme odasıydı.Odan'ın içi buram buram Baran kokuyordu.Odunsu ve ferah.

Odanın her bir köşesi siyah dizayne edilmişti.Ben hayatım da bu kadar güzel bir oda görmemiştim.Acaba diğer odalarda mı bu şekildeydi?Artık burası benimde evim sayılırdı, konağın her bir köşesini gezebilirdim.

Yavaş adımlarla on kişinin bile sığa bileceği yatağa doğru gidip oturdum.Ayağımdaki topukluları atıp bir köşeye, ayağımı yatağa uzandırdım.Korkuyordum hâlâ.

Bedenim deli gibi terliyordu.Tekrardan tırnak ettim ile oynamaya başlamıştım.Ama bu sefer daha hırsla yapmıştım bunu.Ağlamak istiyordum Şuan Hâlime.Kapının açılma sesi geldiğin de,kalbimin yerinden fırlıyacağını düşündüm bir ara.Hemen kendimi toparlayarak, yatakta oturur pozisyonu almıştım.

Baran görüş alanıma girdiğinde korkum iki kat olmuştu.Bana doğru yavaş adımlar ile gelerek, aynı benim şekilde oturdu yan tarafıma.

Gözleri parmaklarıma kaydığında sinirlenmişti."bu parmak niye yine kaynatıldı?"O işin stresinden diyemiyorumki.Lanet olsunki.

"Fark ettmedim"dediğimde.

"Duş aldıktan sonra,yara bandı takıyoruzki yaranala bir daha oynama!"

"Peki"diyip dudağım kuruduğu için yaladım.Baran'ın bakışları dudaklarıma kaydığında.Derince yutkunmuştu.İşte korkum tam olarak şimdi başlamıştı.Gögüs kafesim hızlı hızlı inip inip çıkıyordu.

Bana doğru daha fazla yaklaştığında,panik olmuştum.Yapmak istemiyorum, korkuyordum.Hem ben daha çok küçüğüm bu konu hakkında pek bir bilgim de yoktu.Baran bana doğru gelirken bende arkaya doğru kaçıyordum.En sonun da sırtım yatak başlığı ile buluştuğunda,Baran bana oldukça yaklaşmıştı.

Yavaş yavaş dudaklarıma yaklaştığında gözümü kapatım.Ve bir göz yaşım yanağımdan süzülüp gitti.Baran elini de yanağıma atığında ağladığımı fark etmişti ıslaklıktan.Hemen benden uzaklaşarak "hem ağlayıp,hem titriyorsun orman göz"dediğinde dudaklarımı birbirine bastırarak daha fazla ağladım.

"İstemiyor musun "diye sorduğunda yavaşça başımı iki yana doğru salladım.İstemiyordum.Şuan kendimi bu iş için hiç hazır hissetmiyordum.Belki Baran'a alıştıktan sonra hissedebilirdim ama bunu Baran beklermiydiki.

Baran iki elini yanaklarıma atarak göz yaşlarımı silip"sen istemediğin sürece sana,dokunacak kadar şerefsiz değilim orman göz"...amabir şartım var eğer kabul edersen."dedi.Elleri ile yüzüme dokunması,kalbimde birşeylerin kıpır kıpır olduğunu hissettirmişti.

Merak ile gözlerimi Baran'ın gözlerine dikkerek"n-ne şartı?"dedim.Baran'ın gözleri gözlerimden bir Saniye olsun ayrılmıyordu asla.

"Her gece sana sarılarak uyumama izin vereceksin."oldu paşam başka emiriniz var mı.Diye yüzüne haykırmak istiyordum ama diyemedim."Neden peki?"

"Ne neden?"

"Neden her gece bana sarılmak istiyorsun"Merak etmiştim.Bana neden sarılarak uyumak istediğini.Temas bağımlısı olduğunu az çok anlamıştım da banada sürekli temasta bulunacak.Eger öyle birşey olsa kalpten şuracıkta gideceğime emindim.

"Çok soru soruyorsun küçük kız"..."dön arkana."dedi Baran.

"Nee"dedim gözlerimi pörtleştirerek.

"Kabul ediyor musun şartımı"dediğinde hızlıca başımı aşağı yukarı salladım.

"Tamam orman göz şimdi lafımı ikiletmeden dön arkana"dediğin de kasıldığını hissedebiliyordum.Daha fazla itiraz etmeden yavaşça dönmüştüm ona arkamı.Ne yapacak diye merak ederken tenimde hissettiğim sıcacık el ile nefesim kesildi.

O sıcak eller sanki vücudumu ele geçirmiş kor ateş gibi yakıyordu bedenimi.Arkadan fermuan açılma sesi gelince hemen ellerimi gelinliğin ön kısmına atarak.

"Napıyorsun biz böyle anlaşamadık Baran ağa!"dedim.

"O sesin bana yükselmesin küçük hanım "

"Sende anlaşmayı bozma o zaman"

"Anlaşmayı bozduğum falan yok saçmalamayı kes!"ellini bedenimden çektiğinde sonunda nefes aldığımı hissedebiliyorum.

"O zaman ne diye gelin-"diyip ona dönereken lafımı bölerek.

"Gelinliğin fermuarını tek başına açamıyacağını biliyordum"..."Şimdi gidiyorsun ve duş alıyorsun, yorgunluğunu anca böyle atabilirsin"

gerizekalı Larin.Herşeyi hemen fesat anla.Adam senin iyiliğini düşünsün sen karşı çık.Ellerim ile gelinliğin üst kısımlarından tutarak,lavobo olduğunu tahmin ettiğim yere doğru gittim.

"Yardıma ihtiyacın olursa, çekinmeden çağır orman göz!"dedi Baran alay ile.

Yüzümü buruşturarak"yok sağolasın ağam,benim yardıma ihtiyacım olmaz"dedim şiveli bir şekilde konuşarak.Baran'ın dudaklarında beli belirsiz bir gülümseme olmuştu.

Onun birşey demesine izin vermeden girdim lavobaya.Lavobo oda kadar büyüktü.Gözlerim lavobada dolanırken kapıyı kilitlemediğim geldi aklıma,ardıma dönüp kapıyı kapattım.Ve kilitledim.

İlk öncelikle gelinliğimi çıkardım.İç çamaşırlarım ile kalırken, saçımdaki topuzu açmaya çalıştım.Zor uğraşlar sonucu bütün tel tokaları çıkartarak saçlarımıda açabilmiştim.Şuan tipime baktığımda,bir harbeden farksız yanım.yoktu.

Daha fazla harabe görüntüme bakmak istemediğimden,iç çamaşırlarımıda çıkararak kirli sepetine attım.Duşa kabine girdiğimde ılık derecesine getirerek suyu açtım.Hem duşumu alıp hemde yaşadığım bu kabusu düşündüm.

Baran bana dokunmamaştı.Ona çok minnettarım.Belki De benden iğrendiği için benimle olmak istememiştir.Bilemem.Aman neyse ney, sonuçta bana"sen istemediğin sonuçta sana asla dokunmam"dedi

Baran'ın tenime dokunması onu hissetmek bedenimi yakıp küle çevirmişti.Birde bana ona sarılarak uyumamı söylemişti anlaşmada.Kabul ettim.Zorundaydım.Yoksa hiç istemediğim şeyler olabilirdi...

Duşumu almıştım,duşa kabinden çıktığımda havluyu üzerime sardım.Yeni fark ettiğim şey ile içimden kendime küfürler saydırdım.Elim ile anlıma vurarak"gerizekalı, gerizekalı, gerizekalı"dedim üç defa.

Kıyafet getirmemiştim duşa girerken.Alışveriş günü bir çok kıyafet ve iç çamaşırı gibi şeyler almıştık.Bunların hepsini Şenay anne,Baran'ın giyinme odasına taşıdığını söylemişti.

Ya havlu ile çıkacaktım bu,duştan yada Baran'dan kıyafet istiyerek.En cazibi Baran'dan istemek gibiydi.Kapının kilidini çevirip kapıyı biraz aralayarak "Baran ağa"dediğim gibi Baran kapıda belirtmişti.Adam da ne hız vardı.

"Buyurun küçük hanım"

"Şey ben kıyafet getirmeyi unutum!"

"Eee"dedi Baran kollarını göğüsünde bağlayarak.Pislik sırıtıyordu bide.

"İşte benim Kıyafetlerimi giyinme odasından getirebilir mısın?"diye çekine çekine söyledim.Kafam tek gözüküyordu kapının ardında.

O ise hâlâ alayla sırıtırken "ben sana duşa girmeden önce ne dedim küçük hanım"dediğinde yutkunmuştum.Adi herif biliyordu benim kıyafetsiz duşta kalacağımı.O yüzden sormuş meğersem.

"Ben başka şekilde anlamıştım o cümleni"

"Ne şekilde"diyerek çapkın çapkın sırıttı.Şuan o sırrıtan ağzısının ortasına bir tane yapıştırmak istiyordum.Ama sadece istiyordum.

Bunu yaparsam heralde bu gece cenazem çıkardı bu konaktan."Baran ağa sen getiriyor musun kıyafetlerimi"diyip konuyu değiştirmeye çalıştım.

Dilini damağına vurarak"Çık"sesi çıkardı.Yani bu hayır oluyordu.Sinir ile kapıyı sert bir şekilde vurup kapatım.Ukalla.Mecburen böyle gidecektim odaya.Biraz daha lavobada oyalandıktan sonra gelinliğimi falan topladım.

Kapıya doğru giderek kapıyı temkinli bir şekilde yavaşca açtım.Havlu üzerime sarılıyken bir ayağımı kapıdan çıkardığımda diğer ayağımda çıkardım.Odaya doğru baktığımda Baran ile göz göze geldim.

Beni baştan aşağı yavaş yavaş süzerek yutkunmuştu ard arda.Gözlerine baktığımda arzu ve isteği göre biliyordum.

"Adamı azdırdın şimdi kaç kaça biliyorsan Larin"dedi iç ses.Haklıydı.

Baran bakışlarını üzerimden çekmeden bana doğru adımlarken.Gôzüm giyinme odasına kaydı koşarak oraya doğru gideceken ayağım kaydığında çığlık attım.Yere çuvaladığımı düşünürken gözlerimi açtığımda Baran beni belimden tutmuş ve düşmeme engel olmuştu.

Havlu biraz açıldığı için göğüslerim hafif ortaya çıkmıştı.Baran'ın bakışları göğüsüme kaydığında yutkunma sesini duyuyordum."sapık bakmasanaa!"diye cırladım.

"Kocanım ulan ben senin ne sapığı?"diye sinirle soldu burnundan Baran.Bakışları yüzümdeydi ama sanki göğüslerime bakmamak için gözleri ile savaş veriyor gibiydi.

"Baran ağa bıraksana ayağı kalkayım"diye söyledim.

"Bırakırsam düşersin küçük hanım"haklıydı bıraktığı gibi yere çuvallardım.Dik durmak için ayağı kalktığımda, Baran iki elinide belime sarmıştı hâlâ.Beni kendine daha çok Bastırdığında karnımda hissettiğim sertlik ile yutkunmadan edememiştim.

Çok serti sanki bir silah dayamışlardı karnıma.Uzun boylu olduğu içinde sertliği karnımda hissediyordum.Baran bana yerden bende ona üsten baktığım için Baran her şekil göğüslerimi görüyordu.Onu itmeye çalışarak "bıraksana Baran ağa!"diye sinirle konuştum.

Adam yapışmış bırakmıyordu.Zaten sertliği karnıma batığı için bedenim kasılmıştı.Birde Baran beni iki kollu ile sıkıştırması ile nefes alamıyordum artık.Gögüs kafesim hızlı hızlı inip kalıyordu hep bu adamın yakınlıklarından dolayı.

Baran eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.O kadar yakındıki ayaklarımın yerden kesildiğini hissediyordum.Bakışları göğüslerimde ve dudaklarım arasında gidip geliyordu.

Beni kışkırtmak ister gibi dudaklarıma doğru nefesini vererek konuştu "bence pozisyonumuz güzel küçük hanım"..."ha ben sevmedim diyorsan başka pozisyonda deneyebiliriz"Bu söylediği ile domates olduğuma emindim.Arsız herifin tekiydi.Sözde bir de anlaşma vardı.

Saçımdan düşen su damlacığının yolunu izledi Baran dikkat ile.Su damlacığı omuzumdan başlayarak göğüs ortama kadar yol çizmişti.Baran'ın o yolu izlemesi ister istemez heyecana sokuyordu bedenimi.

Bedenini bendenime yaslandığı için inip çıkan göğüsüm göğüsüne değiyordu."Baran ağa bana dediğin şeyin ne çabuk unuttun"Dedim yakınlıktan dolayı cılız çıkan sesimle.Baran'ın birden beni bırakması ile boşluğa düştüğümü hissetmiştim.

"Çabuk kıyafetlerini giy küçük hanım,yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim"dediğinde hızlı adımlar ile ondan uzaklaşarak,giyinme odasına girdim.Az önce biz ne yaşamıştık öyle.

Bir süre nefesimi düzene sokmak için uğraştım.Bu adam benim nefes alış verişimle bile oynuyordu.Giyinme odasına göz attığımda bir sürü takım elbiseler, tişörtler, eşofman takımları ve daha sayamadığım nice çok erkek kıyafeti vardı.

Bir anda etrafı erkek mağzasındamıyım diye kontrol ettim.Burasıda buram buram Baran kokuyordu.Yan taraftaki dolapta servet yatıyor gibiydi.bir çok pahalı markanın Saatleri doluydu içi.Adam zengin tabi bunlar giyip takması çok normal.

"Sende zengin oldun ya Larin adam sana mehir-"

"Bana mehirden bahsetme iç ses"bu iç seste ne kadar aç gözdü ya.Bana hiç çekmemiş, tıpkı yengeme benziyor.

Benim için ayrılmış olan bölüme doğru gittim ama gitmez olaydım.Gözlerim yerinden çıkacaktı karşımdakilerle.Bir sürü kırmızı renk gecelik vardı ve hepsi de Çok seksi ve açıktı.

Bunları giyersem heralde kendimi Baran'ın altında bulurdum.İlk öncelik ile iç çamaşırlarımdan giydim.Daha sonra ise kendim için pijama takımı baktım ama yoktu bir tane bile pijama takımı.

Bir tane tişört ve eşofman çıkararak onları giydim.Odadan çıktığımda Baran tişört ve eşofman takımı ile yatakta uzanıyordu.Ben şimdi bu adama sarılarak nasıl uyuyacaktım.Yavaş yavaş Baran'a doğru gittiğimde Baran bileğimden tuttuğu gibi beni yatağa attı.Ağzımdan ufak bir çığlık firar etmişti.

"Napıyorsun sen?"dedim.Ama o beni duymuyormuş gibi göğüsüne çekerek kollarını da belime doladı."sana sarılarak uyuyorum küçük hanım, anlaşmayı unuttunmu?"doğru ya o vardı.

Adam beni öyle bir sarmalamıştıki kaçağımı falan sanıyordu heralde.

"Unutmadım"diye mırıldandım.Oda iyi diyerekten saçımı koklayarak içine kokusunu çekti.

Bu pozisyonda Baranla bu şekilde yatmak beni aşırı dercede zorluyordu.Ama başka çaremde yoktu.Zorlana zorlana gözlerimi kokusu ile uykuya teslim ettim...

Sabah olunca,Baran beni hala aynı pozisyonda sarmalamıştı.Ondan ayrılmaya çalıştığım da ise mız mızlanarak garip sesler çıkarmıştı.Baran dan ayrıldığım da yastığı alarak kollarına doladım.Kafasını hemen yastığa gömüştü.

Kapının alacaklı çalması ile yönümü o tarafa çevirmiştim.Bu saate kim gelmiş olabilirdi ki,diye düşüne düşüne kapıyı açtım.

Karşımda uzun boylu sarışın,mavi gözlü,manken gibi bir fiziği olan bir kız vardı.Beni baştan aşağı iğrenerek süzmüştü.Onun bu hali kaslarımı çatmama sebep olmuştu.

Hiç buralardaki kızlara da benzemiyordu.Eteği ise bir karıştı."Larin sen misin?"gözleri havada takılı kalacak şekilde.Bu kızı hiç görmemiştim,ama yalan atamam manken gibi kızdı.Birde kendime baktığımda saçım basım dağınık eşofman ile kızın karşısındaydım.

Bende kollarımı göğüsümde bağlayarak"evet benim"dedim tek kaşımı da havaya kaldırarak.

"Babaanem kanlı çarşafı istiyor"

"Babaanem mi?"

"Kanlı çarşaf mı?"bu kız ne diyordu...

 

Loading...
0%