@yukominaaa
|
7.bölüm hatırlatma... Sabah olunca,Baran beni hala aynı pozisyonda sarmalamıştı.Ondan ayrılmaya çalıştığım da ise mız mızlanarak garip sesler çıkarmıştı.Baran dan ayrıldığım da yastığı alarak kollarına doladım.Kafasını hemen yastığa gömüştü. Kapının alacaklı çalması ile yönümü o tarafa çevirmiştim.Bu saate kim gelmiş olabilirdi ki,diye düşüne düşüne kapıyı açtım. Karşımda uzun boylu sarışın,mavi gözlü,manken gibi bir fiziği olan bir kız vardı.Beni baştan aşağı iğrenerek süzmüştü.Onun bu hali kaslarımı çatmama sebep olmuştu. Hiç buralardaki kızlara da benzemiyordu.Eteği ise bir karıştı."Larin sen misin?"gözleri havada takılı kalacak şekilde.Bu kızı hiç görmemiştim,ama yalan atamam manken gibi kızdı.Birde kendime baktığımda saçım basım dağınık eşofman ile kızın karşısındaydım. Bende kollarımı göğüsümde bağlayarak"evet benim"dedim tek kaşımı da havaya kaldırarak. "Babaanem kanlı çarşafı istiyor" "Babaanem mi?" "Kanlı çarşaf mı?"bu kız ne diyordu
İnstegram hesabımız: Wattpad_yuko Takip edip yeni bölümler hakkında spoiler öğrene bilirsiniz ballarım🪷 İyi okumalar dilerim hepinize ⚜️ 8.Bölüm❤️🩹 Ben tam kıza sen kim oluyorsun diceken Baran arkadan"Süsen"demişti şaşkınlık ile çıkan sesiyle.Süsen ise Baran'ı gördüğü gibi,odaya girerek benim kolumdan itip Baran'a sarıldı.Ama Baran'ın bakışları sadece bendeydi. "Baran çok özledim seni"dediğinde sinirlerimin oynadığını fark ettim. "Sakin ol larin belki senin düşündüğün gibi birşey yoktur"diyerekten içime derince bir Nefes çektim sakin olabilmek için. Baran hızla kızı kendinden uzaklaştırarak"napıyorsun Lan sen?"ikiliye baktığımda Baran yumruklarını sıkmıştı.En son Baran'ı kuzenine vurarken bu kadar sinirli görmüştüm. "Özlemedin mi sen beni Baran?"sesi titriyordu ama bu böyle devam ederse,ben bunun başka yerlerini titreteceğim. "Sikerim senin özlemini lan...hem senin ne işin var burda?"Dedi Baran burnundan solarak.Baran kızın yüzüne asla bakmıyordu, sadece bana bakarak kızla konuşuyordu. "Amerikadan geldik babamlarla, bir süreliğine burada yaşayacağız?dedi son cümleleri bastıra bastıra. "Amcamın kızısın süsen,yoksa burda bir saniye bile kalmana izin veremezdim."Bu kız Baran'ın amcasının kızı mıydı?Bir bitmediler bir dayısının kızı iki de bu sarı çiyan.Süsenin yüzüne baktığım gözleri dolmuştu. "Baran yaşadığı-"diceken Baran bağırarak. "Kes sesini süsen!"Ne diyecekti bu kız hemen Baran böldü lafını sinirle.Kaşlarım çatılmıştı ister istemez.Burada benim bilmediğim birşeylerin döndüğü çok barizdi.Artık duruma bir el atmak gerekirdi.Onlara doğru yaklaştığımda,Baran merakla benim ne diyeceğimi bekliyordu. "sabah sabah kanlı çarşaf istemeye geldi bu kız Baran ağa!yoksa bunlar benim namusumdan mı şüpheleniyorlar?"dediğimde Baran'ın gözlerinden resmen ateş çıkacakmış gibi olmuştu. Baran susenin kolunu tutup "kim sana benim karımın namusunu sorgulama hakkı veriyor lan"kız ise yüzünü buruştararak. "B-babaanemiz istedi Baran kanlı çarşafı" dedi Zorluk ile çıkan sesi ile. "Git o kadına söyle benim kadınımın namusunu biraz daha sorgulamaya kalkışırsa Babaanem demem çeker vururum lan"..."anladın mı beni"süsen geldiğine bin pişman olduğuna şuan çok emindim.Baran çok sinirli bir adamdı söylediklerinin hepsi yapacağını çok emindim. Ben kızın ağzının payını verecektim de Baran gerekli cevabı vermişti kıza.Kızın korkudan ayakları titriyordu.Birde Baran'a sarılmıştı benim yanımda çiyan. "Anladın mı dedim lan sana!" "A-an-ladım"dedi korkudan kekeleyerek. Baran kızı kapıya iterek "şimdi defol git"demişti.Şimdi sıra bendeydi.Kapıya doğru giderek kapı ardı edilen süsene"Bir daha gelirken buraya bir 40 kere falan düşün tamamı süsencim"..."yoksa birdakine seni böyle ağırlamam haberin olsun"diyerekten son darbesinide ben vurmuştum. Süsen bana sen görürsün bakışı atmıştı sulanan gözleri ile.Ellerini de yumruk yapmıştı çiyan.Son kez yüzüne iğrenerek Bakarak "kadınlığından utan"diyerkten kapıyı sertçe yüzüne kappatım. Kadın kadının düşmanıydı.Kanlı çarşaf yüzünden onlarca kız öldürülmüştü.İğreniyordum böyle insanlardan. "Salak şey birde gelmiş konlu Çorşof isyor Bubaanem.Senin ben kadınlığına tükü-"ben onu taklit ederken, Baran'ı görmem ile burada olduğunu hatırladığım için lafım ağzımda tıkalı kalmıştı. Az önce sinirli olan o değilmiş gibi, kollarını göğüsünde bağlamış. Dağınık olan saçları ile de zevkle beni izliyordu."bugün fazla mı hırçınsın sen?"dedi zevk alır gibi konuşarak. "hırçınlık mı"..."hiç benlik değil?dedim kafamı iki yanda sallayarak. "Peki küçük hanım öyle olsun."demişti. Aklıma gelen soru ile sorup sormamak arasında çelişiyordum.Acaba süsen çiyanı ile aralarında geçmişte birşey mi olmuştu?Merak etmiştim açıkçası. "Ne düşünüyorsun?" "H-hiç birşey "dedim.Bu konuyu şimdi açarsam Baran beni yanlış anlayabilirdi.Şimdi kıskandığımı falan söylerek beni sinir etmeye çalışacağını biliyordum.Baran peki der gibi kafasını sallayarak lavoboya doğru adımladı. Annemi çok özlemişim,onun kokusunu çekmeden uyuduğum ilk geceydi dün.Hızlıca odaya doğru giderek, masanın üzerindeki telefonu aldım.Annemi aradığım gibi ilk çalışta açmıştı. "Kızım"dedi annem özlem dolu sesiyle.Bu hayatta benden başka kimsesi yoktu annemin.Annanem dedem vardı onlar da annemi evlatlıktan red etmişlerdi.Ben onları hayatım boyunca hiç görmemiştim.Annem evin tek çocuğuymuş yani onların ilk torunu ben oluyordum. Beni hiç mi merak etmemişlerdi? "Annem"sesim titremeşti.Yani bu birazdan göz yaşlarımın firar edeceği alarımıydı. "Yavrum nasılsın?iyi misin?,orda sana iyi davranıyorlar mı?,ya Baran... Baran ağa sana dokundu mu kızım?" "Annem dur da biraz,bana burda herkes çok iyi davranıyor...hatta Baran bana ben istemediğim sürece dokunmıyacağını söyledi." "Ohh şükür kızım çok rahatladım şuan..."yavrum buralardaki adetleri biliyorsun kanlı çarşaf istediler mi?"Baran'ın babaannesi istemişti.O kadını tanımıyordum ama şimdiden kıl kapmıştım bile. Anneme istediklerini söylersem içine kurt düşe bilirdi en iyisi istemediklerini söylemekti."yok annem istemediler"Fatma teyze ve babaannemin hâlini hatrınıda sormuştum.Sıra gelmişti iki malûm insana.DİCLE ve SERHAT ABİ! "Anne Dicle ve Serhat abi napıyorlar"yengem caddı biriydi ve Serhat abime çok düşkündü.Eminimki şuan Dicle'yi deli gibi kıskanıyor dur.Serhat abi gebelikle annesinin sözünden çıkan biri değildi.Kesinlikle Dicle'yi yakında serhata doldurmaya başlar. "Kızım hiç sorma...yengen kıza ilk günden bütün evi temizlemeye kalkıştı ama Serhat buna engel oldu"..."Serhat'ın karşı çıkması ile sinirlendi baya,sonumuz hayır ola bakalım kızım."Tam da tahmin ettiğim şeyler yaşanıyordu konakta. Dicle kesinlik ile burda el bebek gül Bebek büyütülmüştü.Bakkalım o konakta yengem ile birlikte kalabileceklermiydi... Annemle biraz sohpet Edip birazda duygusallıklar yaşadık ama sonunda telefonu kapatmıştık.Baran hâlâ lavobadan çıkmamıştı.Benim de hazırlanmam lazım dı bu yer yarıldı da içine mi girdi? Ayağı kalkarak lavobonun kapısına gideceken Baran belinde havlu bağlı şekilde çıkmıştı lavobodan.Gördüğüm manzara da neydi böyle? kıyafetlerle bakılınca kaslıydı ama çıplak bedeni ile görünce kasları iki kat daha fazlaymış.Ben napıyorum adamı bakışlarım ile yiyip bittirmiştim. Hemen ellim ile gözlerimi kapatarak,arkamı döndüm."ya sen ne diye lavobadan bu hale çıkıyorsun?"dedim hâlâ ellerim gözlerimde kapatırken. "Gözlerini kapatman sence de saçma değil mi küçük hanım çünkü az önce bakışların ile yedin bittirdin bedeni mi zaten?"dedi alaylı tonda çıkan ses tonu ile.Baran'ı süzerken gözlerine hiç bakmamıştım,onu süzdüğümü anlamış meğersem. "Y-yo nerden çıkardın öyle birşeyi,ben hem neden süzüm senin çıplak bedenini sapık mıyım ben "..."aaa"dedim. "Yalan.Yalan.Yalan."dedi iç ses. "Kelimelerine dikkat et" "Etmiyorum" "Kelimelerine dikkat et dedim sana!"offf ben bu salak iç ses ile napıyordum.İç ses yüzünden sürekli Baran'ı unutuyordum. Ellerim hâlâ gözlerimdeyken boynumda hissettiğim kışkırtıcı nefes ile hemen kaçtım yatağı doğru."napıyorsun sen Baran ağa arkam da?" "Ellerini gözlerinden çekseydin anlardın belki arkanda ne yaptığı mı?"dediğinde ellerimi gözlerimden sonunda çekmişim.Ama onun dışında her yere bakıyordum. "Çıplak çıplak odada dolanırsan ellerimi gözlerimden çekmem tabi" " bu bedeni mi görmek için altıma kaç tane kız giriyor küçük hanım ama sen gözlerini kapatıyorsun hem de ben senin kocanken."Kız mı?Allah bilir kaç kızla Birliktelik yaşamıştı.Ukkala herif. "Öküz herifin tekisin Baran ağa anladın mı öküz herifin teksin bana altına giren kızları anlatacak kadar?" "benimle düzgün konuş!?"demişti dişlerinin arasından.Ona bakmıyordum ama anlıyordum dişlerinin arasından konuştuğunu ses tonundan.Sabah sabah Baran ile tartışmak istemiyordum.Sesiz kalmıştım.Bir süre sonra Baran'ın giyinme odasına girdiğini gördüm ama birşey daha görmüştüm. Baran'ın cüsseli bedenin de kocaman bir kaplan dövmesi vardı.Dövmesi olduğunu bilmiyordum.Dôvmesi sırtındaydı,iri cüssesine ayrı bir hava katmıştı.Acaba o dövmenin bir anlamı var mıydı? Baran gittikten sonra bende kendimi lavobaya attım.Tipime aynadan baktığım da çok kötüydüm.Dün duş aldığım için saçlarım kabarmıştı.Ama ben şimdi düzeltirdim herşeyi.Elimi yüzümü ve dişlerimi fırçalayıp çıkmıştım lavobadan. Baran duvara yaşlanmış bir şekilde suyundan yudumluyordu.Giydiği beyaz gömlek,kumaş pantolonu ile aşırı çekiciydi.Gömleğinin kol kısımlarını katlamıştı.Kol damarları hepsi meydandaydı.Taktığı yüzükler,saat ve bileklik ona ayrı bir hava takmıştı. (Baran ağa) Onu süzme işim bittiğinde,onun yanından çıkıp gittmiştim giyinme odasına.Her herketimi santim santim izliyordu.Bügün beyaz giyinmem lazımdı.Çünkü adetlere göre yeni gelinin ilk gün beyaz giyinmesi gerekiyormuş. Dolapta sadece bir tane beyaz elbise vardı.Oda diz kapağımın üzerindeydi.Onu alarak giyindim... Çok güzel oturmuştu bedenime.Giyinme odasına girdiğimde Baran beni görmesi ile kaşlarını çatması bir oldu. "Bu elbise ne?"dedi gözlerini kaptıp, dişlerinin arasından konuşarak.Elbise acık da değildi yine neye takılmıştı. "Neyi var elbisenin?" "Değiştiriyorsun bu elbiseyi"Dedi net bir şekilde.Onun kıyafetlerime karışmasından sıkılmıştım. "Hayır değiştirmiyorum!"dedi aynı şekilde bende net bir şekilde.İnada inatı.O giyiyordu kaşlarını meydana çıkaran gömlekleri ben niye giymiyecektimki bu elbiseyi. Baran bana doğru adımladığında bende geriye doğru adımlamıştım."lafımı ikiletme küçük hanım"yavaş yavaş adımlarının sonuna gelmiştim.Bedenim duvarla buluşunca kapana kısıldığımı anlamıştım. Baran kollarını duvarın iki yanına yaslayarak"değiştiriyor musun?"dedi boyuma gelebilmek için eğilerek.Burnu burunuma değiyordu.Adi herif biliyordu beni nasıl ikna edeceğini.Ama ben de Larin'sem bu kıyafeti çıkarmak için sonuna kadar direnecektim. Göğüslerinden itirmeye çalışarak"değiştirileceğim hem başka beyaz elbisem yok" "İlahi beyaz mı giymen gerekiyor başka bir şey giy." "Hayır adetlere göre-" "Siktirtme...bana adetinide"dedi burun kemerini sıkarak.Onun bu küfürü ile yüzümü buruşturmuştum. "De-giş-tir-mi-ye-ce-ğim "dedim kelimeyi hecelere ayırarak.Baran bu sabahki gibi yine sinirlenmişti.Elini sert bir şekilde duvara geçirdiğinde yerimden sıçramıştım."bir kerede lafımı ikiletme be kadın"Eli açımamışmıydı. Korkmuştum.Hatta hiç olmadığı kadar.Baran ellerini duvarın yanlarından çekince hemen kaçmıştım."giy bakalım sen bu elbiseyi küçük hanım ben sana ne yapacağımı bilirim ama"diye gevelemişti. Baran bana döndüğünde bende kapıya doğru kaçmıştım.Baran'ın yumruk atı eline baktığımda kaynıyordu.Yanına gidip gitmemek arasında kalmıştım.Ama en sonunda gitme kararı aldım. Bir iki çekmeceği açtığımda içinden sağlık malzemeleri arıyordum.Sonun da sağlık çantasını bulduğum da Baran'ın yanına doğru giderek"ellin kanıyor sarmamız lazım" dedim onun dibinde durarak. "Gerek yok buna!"dediğinde onu dinlenmeden kanamayan elinden tutarak yatağı doğru getirdim.yatagı oturduğum da "otursana" "Ne yaparsam yapayım yine de inat edip elimi saracaksın dimi?"dedi bıkın bir nefesle.Gülümseyerek başımı aşağı yukarı salladım.Oda bu hâlime tebessüm ederek yatağı oturdu.Siniri geçmişe benziyordu. Elini elimin içine alarak kanatığı yere tanture sürerek,sonra da sardım.Baran'ın bakışları altında bunu yapmak beni epey bir terletmişti."orman göz"dediğinde bakışlarımı ellerinden çekerek gözlerine çevirdim.Bana neden orman göz dediğini merak etmiştim? "Bana neden orman göz diyorsun"dediğimde gözlerimin en derinine Bakarak iç çekti. "Gözlerin.."dedi yutkunarak"gözlerin tıpkı bir ormanı anımsatıyor"Gözlerim hakkında bir çok iltifat almıştım ama bu aldığım en güzel iltifatlardan biri olabilirdi.Tekrardan konuşarak. "orman gözlerin ile her gözlerime baktığında,renkleniyor bu bataklık."Bu adam birden neden bu kadar romantik olmuştu. "Sen benim bataklığımın etrafındaki,yeşilliksin küçük hanım"Utanmıştım.hatta hiç olmadığı kadar utanmıştım. Kızarcağımı bildiğim için hemen elimdeki sağlık malzemesini yatağın üzerine koyarak.Makyaj masama doğru ilerledim.Yüzüm çok kötüydü bugün düzeltmem lazımdı.Masaya oturduğum da aynadan Baran'a baktığım da telefon ile ilgileniyordu. Şenay anne benim için herşeyi odaya dizayne ettimişti.Makyaj masasının üzerinde pahalı markaların bir çok ürünü vardı.Elime tarağı alarak dağılmış olan saçlarımı taradım...makyaj olrakta rimel,kapatıcı, eyeliner çekerek bittirmiştim. Baran'a baktığım da hâlâ telefona gömülüydü kafası.Artık kahvaltıya inmemiz lazımdı."Baran ağa gidelim mi artık" Baran telefondan kafasını kaldırarak beni baştan aşağı süzdü."gidelim gidelim bakalım küçük hanım" Yataktan kalkarak yanıma gelmişti ben kapıyı açıp çıkacakken elimi tutup yürütmüştü koridordan.Baran'ın bana bir çocukmuşum gibi davranmasına alışmıştım.İtiraz ettmedim onun bu davranışına... Merdivenlerden de son adımı el ele attığımız da avluya gelmiştik.Herkes bir biri ile sohpet ederken bizim gelmemiz ile bakışları bizi bulmuştu.Avluda tanımadığım kişiler vardı. İlk öncelikle gözüm beni bir saniye bile gözünü kırpmadan memnuniyetsizce izleyen yaşlı kadına kaymıştı.Yetmişli yaşlarında gibiydi.Yoksa bu...bu babaanne dedikleri kadın mıydı? Yaşlı kadının yanında ise sevecen bir kadın oturuyordu.Bana çok içten gülümsüyordu bu kadın.Onun bu gülümsemesi ile bende aynı şekilde ona karşı en içten gülümsemi bahşettim. Kadın kırklı yaşlarında burdan bakılınca,bile oldukça bakımlı bir kadına benziyoru.Mavi gözlü,beyaz tenli,sarı saçlarına ise siyah bir Eşerbı yarım bir şekilde takmıştı.Bizim buradaki kadınlar genlikle eşarpları bu şekilde takarlardı. Bu kadın'ı birine benzetmiştim ama kime benzettiği mi bir türlü çıkaramamıştım.Öksürük sesi ile masa tarafına baktığım da sarı çiyanı görmüştüm.Ama onun bakışları bende değil yarım ağız bir şekil gülümseyerek Baran'daydı. Tabi ya o maviş gözlü kadın tıpkı süsene benziyordu.Acaba bu kadın süsenin annesi miydi?Eğer onun annesi ise de sadece fiziksel olarak benziyorlardı çünkü kadın burdan bakılınca çok sevecen birine benziyordu.Ama süsen tam bir cadıydı. Mehmet Ağa'nın yanında oturan adamsa aynı tıpatıp Mehmet ağaya benziyordu.Ben nereye düşmüştüm böyle herkes birbirine benziyordu? Avjin, Rojda ve Ali moreleri bozuk bir şekilde kenar da oturuyorlardı Birlikte.Bunların niye şimdi moreleri bozuktu? Şenay anne bile durgundu.Miran bizim geldiğimizi görünce koşarak oturduğu yerden kalkıp "pamuk prenses...amca"diyip yanımıza geldi.İlk önce Benim yanıma gelmişti, eğilerek onu kucağıma almıştım."günaydın prensim" "Günaydın pamuk prenses"diyip yanağımdan öptü.Aynı şekilde bende onun yanağına bir öpücük bıraktım. "Karı mı ne zaman öpmeyi bırakacaksın bakalım kereta"dediğinde ona baktım.Yine cddi bir ifadeye bürünmüştü.Çocuklar ile nasıl konuşup? nasıl davranacağını? bilmiyordu kesinlikle bu adam. (Yazar:seni kıskanıyor be larin,yoksa Baran ağa çocuklara bayılır:) Miran hemen şirinlik yaprak benim kucağımdan Baran'ın kucağına gitti.Baran'ın yanağında öptüğünde "günaydın amca" "Günaydın amcam günaydın"bu çocuk çok iyi biliyordu işini.Baran öyle diyince hemen konuyu başka yere çekmişti.Baran anlamıştı onun oyunu ama çaktırmadı. Baran Miran'ı yere bırakınca Miran bir benim elimi tutmuş bir de Baran'ın elini tutmuştu.En sonunda biz yaşlı kadının yanına doğru gittiğimizde Miran elimizi bırakmış ve annesinin yanına gitmişti. Baran kadının yanına geldiğinde "sabah süseni sen mi yolladın Babaanene odaya?"demek babaane bu kadındı.Tamda tahmin ettiğim gibi.kadının vücudu kasılmıştı.Süsen acaba Baran'ın dediği şeyleri babaane dedileri kadına söylemişmiydi. "Kuremın(oğlum)ben demişem gelsin sizin odanıza,çarşa-"diyeceken Baran sinirle. "Kim sana bu hakkı tanıyor lan...benim karımın namusu beni ilgilendirir eğer bir daha benim karımın namusu hakkında bir şey der yada isterseniz gözünüzün yaşına bakmam babaane çeker vururum"biraz sert olmuştu sanki. "Oğlum babaannen ile düzgün-"Mehmet Ağa'nın lafını da bölmüştü Baran. "Sus baba...seninle de tartışmak istemiyorum"Baran resmen bugün herkesin içinden geçemeye yemin etmiş gibiydi.Süsen caddısı köşeye sinmiş olanları izliyordu. Rojda,avjin ve Ali'ye doğru gittiğimde hemen aralarına oturarak"siz niye durgunsunuz"diye sordum.Bir yandan soru sorarken de Baran'a bakmıştım.Bana tek kaşı havada bakıyordu,onun bu hâline anlam vermezken. "Ali kalk ordan sen!"dedi ben Avjin ve Ali'nin ortasında oturmuştum. "Abi bari benden kısk-" diceken Baran sinirle"kes sesini"diyip Ali'nin konuşmasına izin vermedi.Ali de bıkkınlık ile kalkarak susenin oturduğu masaya doğru gidip bir sandalye çekip oturdu. "Nasıl durgun olmayalım eltim başımıza iki cadı geldi" "Kim?" "Süsen ve Babaane"demeki ben tek sevmiyordum bunları,herkes sevmiyor gibi.Rojda benim yanıma gelmek için ayağı kalkarak Ali'nin önceden oturduğu yere oturdu."eltim sen onu boşver de,gecen nasıl geçti"İşte şimdi hapı yuttmuştum ben.Ben cevap vermeyince tekrardan sormuştu. "Kız utanma anlat anlat " Gece sadece birlikte sarılarak uyuduk desem bir ton soru sorarlardı büyük ihtimallen.Utana sıkıla konuşacaken Avjin sayesinde kurtulmuştum bu durumdan."yenge ayıp diye birşey var belki kız kocası ile yaşadığı özeli anlatmak istemiyor niye sorup duruyorsun?" "Sen sus kız, karışma"dediğinde Avjin tam laf söyleceken, tartışma çıkacağını anladığım için"aaa kahvaltı da hâlâ hazır değil, kahvaltıyı hazırlıyalım biz" Dediğimde ikiside birbirine kötü kötü bakış atarak ayağı kalktılar. Baran Berzan abinin yanında birşey ler konuşuyordu.Bizde kızlar ile birlikte kahvaltı hazırlamak için ayaklanmıştık.İlk gün gelinler utangaç olurlardı ama sanki ben önceden bu ailede gibiymişim gibi hissettiğim için hiç utanmıyordum. "Tü tü hiç gelip elimizde öpmedi bu yeni gelin"dediğinde Babaane Baran tekrardan sinirlenmişti.Bu kadına saygı duymuyordum asla elini de öpmek istemem.Yanındaki orta yaşlardaki gülümsemesini eksik etmiyordu benden. "Babaanne!"diye Baran uyarı dolu ses tonu ile bağırdı.Kadın da tekrardan sus pus olmuştu.Biraz geç oldu ama ben diğer orta yaşlarda olan kadına doğru giderek ellinden öptüm.Oda ayağı kalkarak bana sarıldı. "Kusura bakmayın lütfen olaylardan dolayı eli-" "Yok kızım ne kusuru.."diyince tebessüm ederek gülümsedim"ben kendimi sana tanıtayım yeni gelinimizsin sonuçta.Ben bu konağın ikinci gelini Suzan,Abbdulahın da eşiyim"dediğinden bakışlarım eşim diye tanıtığı adama kaydı"Ben de Larin Suzan yenge"dedim.Yenge demem ile, mutlulukla gülümsemişti.omuzlarımdan tutarak,yüzüme karşı bir kaç dua okuyup üfledi. "Çok güzelsin kızım,Allah seni nazarlardan korusun"utanmıştım herkesin içinde böyle dediği için. "Teşekkür ederim suzan yenge"diyip diğer adamın elini öpmek için gideceken Baran yalancı bir öksürük ile buna izin vermedi.Adam ise Baran'ın bu hâline "aynı benim gençliğime çekmiş oğlun Mehmet Ağa,bende kıskanırdım Suzan'ı herkeslerden." "Sen yaşlandın ama hâlâ gençliğindeki gibi kıskanıyorsun beni"dedi bıkınca Suzan yenge.Baran beni kıskanıyor muydu ki?Yoksa sadece elaleme laf mı vermek istemiyordu? "Eh biraz öğle"dedi adam. "Kızım ben bu konağın ikinci çocuğu Rüstem, Mehmet'in de kardeşiyim"dediğinde herşey benim için yerli yerine oturmuştu.Artık herkese yabancı gözü ile bakmama gerek yoktu. "Hoşgeldiniz Rüstem amca"diyip Babaanene ye baktım.Dik bir şekilde elini uzatmış bir şekilde beni bekliyordu ama ben onun elini asla öpmiyecektim.Avjin ve Rojda'ya doğru giderek "Hadi gidelim"dedim. Baran bir yandan bana gururla bakarken bir yandanda tek kaşı havada nereye der gibi bakış atı."mutfağa"diye fısıldadım.Başını iki yana olumsuz sallayrak yanıma otur işareti yaptı.Ben ise omuzlarımı havaya kaldırarak banane dedim ve avjin ve Rojda ile mutfağı doğru gittim. Mutfağı gittimiz gibi Rojda derince oh çektti."o kadının bakışları altında, kendimi kastım da kastım." "İyy birde o süseni gördün mü abime nasıl bakıyordu,onu yolmamak için kendi mi zor tuttum"dediğinde Avjin kaşlarım çatılmıştı. "Süsenle abinin arasın da benim bilmediğim birşey mi oldu Avjin "Avjin bu söylediğimle birden telaşlanmıştı.Rojda ise Avjine kaş göz hareketleri yapıyordu. "Y-yok ne olacak yenge abimle o yılanın arasınada sanki"hiç inandırıcı gelmemişti ama biliyordum kokusunun yakında çıkacağını o yüzden pek fazla sorgulama gereğinde bulunmadım. "Peki öyle olsun bakalım"İkisinin de rengi atmıştı birden.Tuhaf diye geçirdim içimden."Peki birşey soracağım,onlar neden Amerika da yaşıyorlar" "Rüstem amca'nın işi gereği sürekli Amerika'ya gitmek zorunda kalıyordu bir gün ailesini de alıp temelli Amerika'ya yerleştiler.Arada bizi ziyaret etmek için de Mardin'e geliyorlar yenge." Süsen cadısının bir an önce gitmesini istiyordum.Aa bir de Babaane denilen kadının.Süsenin babaannesi ne çektiği çok barizdi,annesi babası tatlı insalardı.Bu ikisi burda kaldığı sürece bana rahat yok gibi hissediyordum... Sohpet ede ede kahvaltılıkları hazırlmaıştık sıra masaya taşımaktadaydı.Tepsiyi alarak çıktım ben mutfaktan.Baran Miran'ı kucağına almış birşeyler anlatıyordu.Miran ise dikkatle amcasını dinliyordu.Benim geldiğimi görünce susmuşlardı amca çocuk. Yazardan.... Giden Karısının arkasından baka kalmıştı Baran.Karısının iş yapmasını istemiyordu ama karısı yapamk istiyorsa o işi yapacağını çok iyi biliyordu... Bügün çok sinirlenmişti.Karısının giymiş olduğu diz üstü elbise ile kafası Allah bulah olmuştu. Süt beyaz olan teninin üzerine,beyaz diz üstü bir elbise giymişti.Haddinden fazla güzeldi Baran ağa için Larin. Larin'e o kıyafeti giydirmiyecekti ama Larin'in inadı ile bahşetmek onun için mümkün değildi.Herkese hır olan Mardin'in Acımasız ağası larin'e mırdı.Aklına gelen plan ile şimdilik giymesine izin vermişti elbiseyi... Planını devreye koymak için Miran'ı yanına çağırdı Baran."Miran gel buraya aslanım"Miran amcasının çağırması ile oyuncaklarını bırakıp, amcasına doğur koştu.Amcasının yanına geldiğinde kucağına oturarak"efendim amca?" "Babandan istediğin ama babanın sana almadığı akülü arabayı hâlâ istiyor musun aslanım"Berzan ağa çocuğunu şımartmamak için her istediğini almıyordu.Miran akülü arabayı duyunca gözlerinin içi parlamıştı. "Evet amaca çok istiyorum o benim hayalîm"Baran yeğenin bu hali ile tebessüm ettimişti."Aslanım ben sana o akülü arabayı alacağım ama bir şartım var.Miran heyecanlanmıştı"ne şartı amca?"akülü araba için bütün şartları kabul edebilirdi. "Her sabah içtiğin vişne suyunu bugün içmiyeceksin" "Neden içmiyorumki" "Bu sabah içeceğin,Vişne suyunu yengenin üzerine döküyorsun." "Ne?"dedi Miran şaşkınlık ile. "Aslanım istemiyor musun akülü arabayı-?" "İstiyorum amca istiyorum" "Tamam bugün yengenin yanındaki sandalyeye oturacaksın ve elindeki vişne suyu olan bardağı da yengenin elbisesinin üzerine döneceksin anlaşıldı mı?"Miran yengesini seviyordu ama akülü araba onun için herşeydi.Başını olumlu bir şekilde salladı. "Pamuk prenses bana çok kızacak ama amca?"dedi Miran üzgünce. "Sen merak etme aslanım ben gönlünü alırım yengenin"Miran amcasının her bir kelimesini dikkat ile dinliyordu... Larin de mutfaktan elinde büyük bir tepsiyle çıkmıştı.İkiliye baktığın da aralarında birseyler konuştuklarını fark etmişti.Baran'ın bakışları karısına kayınca "yengen kavlatısını bittirince, döküyorsun vişne suyunu üzerisine anlaştık mı?" "Anlaştık"diyerek kalkmıştı Miran Baran'ın üzerinden.Baran karısının her bir hareketini dikkat ile izlemeye koyulmuştu.O Larin'i izlerken, süsen de aynı şekilde Baran'ı izliyordu. Larin'den... İkiliden gözlerimi çektiğim de Babaane ve süsen bu sefer fısır fısır birşeyler konuşuyordu.Kesinlikle bir şeyler karıştırdıkları ortadaydı.Tepsiyi masaya götürerek, içindeki kahvaltılıkları masaya koymaya başladım... Masa bittmişti Şenay anne yanıma gelerek"güzel gelinim keşke ilk günden kendini çok yormasaydın,zaten yorgunsundur sen?"herkesin aklı dün akşam dayadı.Dün akşamda yorulacak birşey yaşamamıştım. "Yok Şenay anne ben yorgun değilim... kahvaltı da hazır istersen çağır herkesi sofraya Şenay anne"Şenay anne başı ile beni onaylarak.Herkesi sofraya çağırdı.Sandalyelerini çekip oturmaya başlamışlardı. Baran oturduğunda bende onun yanındaki sandalyeye oturdum.Baran'ın yan tarafı boş kalınca süsen oturmuştu.Baran'ı bakışları ile yiyip bittirdi caddı.Mİran da yanımdaki sandalyeye oturmuştu. "Miran gel buraya sen"dedi Rojda Miran'ı yanındaki sandalyeye çağırırken. "Hayır ben bugün burda yiyeceğim" "Peki bakalım bu seferlik öyle olsun"Miran'ın yanağından makas aldığımda, Miran bana kocaman gülümseyerek bakmıştı.Babaaane en baş köşeye geçmiş oturuyordu. Kendi tabağıma birseyler koyarken Baran koyduklarımın iki katını daha koyuyordu tabağıma.Baran'a ters bir şekilde baktığımda"bunlar bittiyor"dedi net bir şekilde. "Ama bunlar çok-" "Bittiyor dedim"ben sana gösterirdim de bittiyoru.Süsen cadısının yanında kavga edip, onlara alay konusu veremem.Son olarak tabağıma çilek reçeli koyacaken Baran elini elimin üzerine koyarak buna engel oldu. Ne oldu diye kafamı salladım da"çileğe alerjin var... koymuyorsun tabağa!"tabi ya nasıl unuturum ben bunu.Dört yaşımda öğrenmiştik çileğe alerjim olduğunu.Bir ara yemeğe kalkıştığım da,heryerim kızımık içinde kalmıştı. İyi de Baran benim çileğe alerjim olduğunu nerden biliyordu?"sen nerden biliyorsun çileğe alerjim olduğunu?" Baran bir elini bacağıma atığında,öksürük tutmuştu.Bu adam napıyordu herksin içinde?Baran su dolu bardağa uzanarak,bana içirmişti dikkatle.Kulagımada "ben seni kendimden bile daha iyi tanıyorum orman göz"demişti. Nefesi her tenime deydiğinde ürpermeden edemiyordum.Elini bacağımdan çekmişti şükür.Öksürdüğüme şükür ediyorum,yoksa elini bacağımdan çekmezdi öküz... Kahvaltının sonuna doğru gelmiştik.Tabağımdaki herşeyi Baran bana yedirtmişti zorla.Ben kahvaltımı bittirdiğim için sandalyeye yaşlanmış, oturuyordum. "Oğlum içesene vişne suyunu artık"dedi Rojda.Miran Baran'a baktığında Baran gözünü açıp kapatı.Vişne suyunu içmek için Baran'dan mı izin istiyordu bu çocuk.Çok garip.Ben ellimi ağzıma atıp esnerken vücudum da bir ıslaklık hissettiğim. "Miran ne yaptın sen oğlum!"diye kızan Rojda ile neye kızdığını anlamıştım.Miran vişne suyunu karın bölgemden itibaren üzerime dökmüştü.Beyaz elbisem hep vişne suyuna bulanmıştı.Miran annesine korkak bakışlar atınca "sorun değil Rojda ben hemen değiştiririm kızma çocuğa sen" Baran'a yandan baktığımda Miran'a kaş göz hareketi yapıyordu hâlâ.Yoksa bunun sebebi Baran mıydı?İyi de bunu neden yapmak istesin ki? Ben Miran'ın ağzını kimse yoken yoklamayı aklımın bir köşesine yazmıştım.Ayagı kalktığımda Baran da ayağı kalkmıştı.Baran elini belime atarak "hadi gidelim karıcığım"diyip beni odanın merdivenlerine doğru götürdü. "Sen nereye?" Alayla."Karıma yardım etmeye" "Yardıma ihtiyacım yok ben kendim hallederim" "Yardıma ihtiyacın olup olmadığını sormadım orman göz...daha fazla da soru sorma!"oflayarak çıktım merdivenlerden.Baran'ın elli belimdeyken çekmeye çalışsamda nafile adam beni ahtapot gibi sarmalamıştı. Güzelim beyaz elbise çöp olmuştu.Vişne suyu zor geçen bir lekeydi,birde biraz dökmedi Miran bir bardak dolusu döktü.Başka da beyaz elbisem yoktu... "Senin yüzünden hep" Tek kaşı havalanmıştı."Ne benim yüzümden" "Gözün kaldı elbisem de o yüzden bu hâlâ geldi" "Saçmalamayı kes orman göz" "Gerçekleri söylüyorum saçmalamıyorum Baran ağa!'" Baran ise benim konuşmama yanıt vermeden sesiz kalmayı tercih ettmişti... Odaya sonunda gelebilmiştik.Odadan içeri girince Baran"sen git lavobaya ben sana kıyafet getiriyorum"o niye bana elbise getiriyordu ki. "Ben kendi kıyafetleri mi kendim getiririm"diyerekten giyinme odasına giderken, Baran kolumdan tutarak"birlikte seçeceğiz "bu adamın bana kıyafet seçme derdi neydi böyle.İtiraz etsem beni susturacaktı.En iyisi boşa konuşmamaktı.Baran ile birlikte girdik giyinme odasına... "Baran ağa hava kırk derece sıcak ben bunu nasıl giyeyim." "Sen aldanma Mardin'in havasına orman göz birden soğar hava sen bu elbiseyi giy...üştmesinde"yarım saatir bir elbise için kavga ediyorduk.Baran tuturmuştu bu sıcak havada bana up uzun bol bir elbise giydirmeye. "Çok istiyorsan o zaman sen giy...hem üşütmesinde"dedim ağzımı ona bükerek. "Orman göz!"diye sinirle çıkıştı. "Off offf giymek istemiyorum ben bunu"bıkmıştım artık kendimi camdan atmak istiyordum. Bir tane daha elbise çıkararak oda bıkkınlık ile"tamam orman göz bunu giy ozaman "Bu elbise diğer elbiseye göre daha iyiydi.Sevinçle başımı aşağı yukarı salladım. (Larin'in elbisesini bu şekilde düşünün ballarım.İçime sinmedi fazla elbise ama ne açık nede kapalı böyle bir elbise bulabildim) Baran'ın elinden elbiseyi aldığım da Baran "sıra iç çamaşırı seçimi-"diceken telefonu çaldı.Renketen renge giriyordum şuan kim aradıysa anlından ölecektim.Baran homurdanarak telefonu açtı "ne var lan!"diyerkten de çıktı odadan acelece. Derince bir oh çektim içime.Bu adamla bir ömür nasıl geçecekti anlamıyorum.Baran çok zor bir adamdı... Duşu mu almıştım.Baran hâlâ biri ile tartışa tartışa telefon konuşuyordu.Kıyafetlerimide giydikten sonra çıktım lavobodan.Baran telefon konuşurken makyaj masasının başına geçerek yüzümü nemlendirdim. Saçlarım ıslaktı ama Baran da telefon konuştuğu için kurutamıyordum.Baran sinirle "geliyorum lan bir işi de bensiz becerin"diyerekten odadan çıktı.Neden bu kadar sinirlenmişti ki?ve nereye gidiyordu?benim lavobodan çıktığımı bile fark etmemişti sinirden. O çıktığında bende saçıma ısı koruyucu sprey sıkarak kurmaya başladım...Saçımı kurutmuştum.Makyaj yapmak hiç istemiyordum,sadece kirpiklerimi kirpik kıvırıcısı ile kıvırıp dudaklarıma nemlendirici uyguladım.Hazır olduğum da avluya gitmek için ayaklandım... Avluya geldiğim de masa toplanmıştı.Avlu da sadece Rojda ve Avjin vardı.Diğerleri nerdeydi? "Herkes nerde"diyerek onlara doğru adımladım.Rojda yer minderinde boylu boyunca uzandı. Avjin de yanındaki mindere aynı şekil uzandı."yenge Baran abim ve Berzan abim iş için şirkete gittiler acelece.He bir de süsen cadısı da onlarla gitti"süsen'in ismini duyunca Avjine doğru gittim. Merakla"anlamadım abinlerle niye gidiyor o şirkete" "Yenge gittikleri şirkete amcam da ortak.İş için amcamın da şirkete gitmesi gerekiyordu ama süsen tuturdu babam yerine ben gideceğim diye" "Onlar da kabul mü etti" "Amcamın sizinle gelsin demesiyle"..."kabul etmek zorunda kaldılar"bu kız şimdi Baran'ın gözünün içine girmek için neler yapıyordur.Sırf şirkete de onun için gittiğine emindim.Baran süsene yüz verdiği gibi başlamadan bittirdi benim için.Ona bakan kadınlar ile savaşa bilirdim,ama onun baktığı kadınla savaşamazdım. "Bu kız anlıyormu ki şirket işlerinden" "Anlıyor caddı küçüklüğünden beri amcam her zaman,şirketlerine götürürek iş gösterirdi." "Abisi yada kardeşi falan var mı" "Bir abisi var oda Amerika da şuan."anladım derecesinde kafamı aşağı yukarı salladım. "Diğer aile bireyleri nerde peki?' "Hepsi birlikte çarşıya gittiler...ha yenge seni çağıracaklardı biz izin vermedik, Babaanem sana rahat vermez diye yanlış birşey yapmadık dimi" "Ay yok Avjin hatta size çok teşekkür ederim o kadınla aynı ortamdan olma düşüncesi bile beni geriyor...birde onunla çarşı gezmek... hiç benlik değil "bu dediğim ile aralarında kıkırdamışlardı... Biz Birlikte güle eğlene sohpet ederken Miran girdi görüş açıma.Koruma onu konağın kapısından içeri bırakarak geri çıktı."Anne,hala, pamuk prenses "diyerk heycan ile bize doğru koştu.. "Miran yavaş oğlum düşeceksin" Miran dinlemeden yanımıza gelerek"sizi çok özledim"iki saate ne bu özlemedi.Miran birde nereye gittmiştiki? "Nereye gittin ki prensim" "Parka gittim selim amca ile"demişti.Selim az önce kapıdan giren korumaydı.Bu sabah Mira'nın üzerime vişne suyu dökmesinde Baran'ın bir parmağı olduğunu düşünüyordum.Ayağı kalkarak"hadi gel Miran biz Birlikte oyun oynayalım"neşe ile. "Olur"diyip elimi tutu.Miran çok zeki ve akıllı bir çocuktu.Avjin ve Rojda yorgunluktan bayılmışlardı.Miran ile oyun alanına geldiğimizde oyunlar oynamıştık.Şimdi sıra soruyu sormaktaydı. "Miran"dediğim de Miran arabası ile oynamayı bırakarak bana baktı."efendim pamuk prenses" "Sana birşey soracağım ama bana doğruları söyleyeceksin... söz mü?" "Söz" "Bugün vişne suyunu bilerek mi üstüme döktün"dediğimde Miran'ın gözleri dolmuştu.Kafasını öne eğdiğinde"bana doğruları söyle Miran söz kızmıyacağım sana"ayağı kalkıp boyunuma sarılarak. "Özür dilerim... ben akülü araba için yaptım"dediğin de hiç birşey anlamamıştım.Ne akülü aracından bahsediyordu Miran? Miran bende ayrılınca ellerini tutarak "bana herşeyi baştan anlat Miran" "Ama amcam bana çok kızacak"tamda tahmin ettiğim gibi Baran'ın parmağı vardı bu işte.Miran'ın göz yaşlarını silerek"kızmaz o sana Miran ben konuşurum onunla"Dediğimde burnunu çekerek olayları baştan sona anlatı... Baran kesinlikle bunu ben o kıyafeti giymiyeyim diye yapmışt.Birde çocuğu alet ettmişti planına dağ ayısı.Ben vişne suyunun intikamını almasını çok iyi bilirim ama. "Bittin sen dağ ayısı"diye mırıldandım."sen merak etme Miran seni söylediğini söylemeyeceğim ama bir daha amca'nın planlarına alet olma...tamam mı?" "Tamam"yanağından sıkıcana öperek onun ile birlikte tekrardan oyun oynamaya başlamıştık... Saat beş olmuştu ama Baran'lar hâlâ gelmemişti.Rojda ve avjin'le Birlikte Herkese yemek hazırlamıştık ama herkes tok olduğu için yememişti.Biz üçümüz de yer sofrası kurarak birlikte yemiştik.Babaaneyi çok görmemiştik.Çarşıdan dolayı,Başı ağrıdığı için odasına çıkmıştı. Kapı açılınca Baran'ın geldiğini sanmıştım ama Berzan abi gelmişti sadece.Hayırlı günler diyerek,Rojda'nın yanına gelip anlından öpüp sarılmıştı.Rojda da aynı şekilde karşılık vermişti.Berzan abi Rojda'nın saçlarının kokusunu içine çekerken ben ve Avjinde kol kola ikiliyi izliyorduk.çok yakışıyorlardı. Berzan abi Rojda'dan ayrıldığında bu seferde Miran'ı kucağına alarak öpüp kokladı oğlunu.Tam bir mutlu aile tablosuydu.Berzan abi Miran'ı bırakınca "Berzan abi Baran nerde?"diye sordum.Sormamda sakınca olmazdı heralde,sonuçta kocamdı. "Baran süsen ile birlikte düzenlenen iş yemeğine gitti kardeşim...Sana yazmış olmalı seninde gitmen gereken bir iş yemeği"Süsen ile birlikte dediği yerde kalbimde anlam veremediğim bir sızı geçiyordu.Boğazıms bir yumruk gibi oturmuştu bu kelimesi Berzan abinin. Telefonum yatak odasında kalmıştı.Yatak odasına hiç çıkmadığım için Baran'ın yazıp yazmadığını bilmiyordum."tamam sağol Berzan abi"dediğimde oda başını sallamıştı. "Yenge! hazırlanıyorsun hemen...hadi"diyerekten Avjin beni çekiştirmeye başladı."Avjin bir dur bakalım abin yazmış mı yazmamış mı"Avjin benden heycanlıydı bu yemek için. Eğer Baran yazdıysa bu yemekte giyeceğim elbise ile akacaktım vişne suyu intikamını ondan.Avjin başını peki der gibi sakladığında ikimiz birlikte odaya doğru adımaldık... Odaya girdiğimde, telefonu mu alarak mesaj atıp atmadığına baktım. Öküz... Akşam 7'de hazır ol orman göz iş yemeği için!Seni şoförüm selim alacak,AÇIK veya dar GİYİNMEK YOK!" yazmıştı son cümleleri büyük büyük yazarak.Ben gösterecektim ona dar giymeyi bu akşam."Yazmış Avjin...hemen hazırlanmam lazım az vaktim var" Dediğimde Avjin kafasını salladı.İlk iş elbise seçimindeydi.Dolabı mı açtığımda arkada bulunan en dar kırmızı elbisemi aldım direk elime. "Yenge bunu abim giymene izin vermezki" "Sence abinin izin verip vermemesi umurumda mı?"Avjin kıkırdayrak"değil"dedi... Elbiseyi giymiştim.Bütün vücüd hatları mı çok güzel bir şekilde ortaya çıkarmıştı.Bu Baran'ı deli etmeye yeterdi diye düşünüyordum. Saçlarımı Avjin fön çekerek,önlerden de katlı olan saçlarıma völüm vermişti...Rojda da gelmişti.Makyajımı bol parıltılı ürünlerle yapmıştı.Son adım olarak dudaklarımı çerçeveleyip,kırmızı ruj sürdü.Şimdi tam olarak olmuştum. "Yenge bugün çok erkeğin canını yakacak abim"dedi Avjin dudaklarını ısırıp kafasını iki yana doğru salladı. "Eltim çok güzel...oldun Avjin hakklı Baran bugün çok erkeğin canını yakacağına eminim"Baran piskopatın tekiydi. "Hadi hayırlısı "dedim.Bu elbiseyi giydiğim için benim de ecelim olacaktı Baran.Ama ne demişler"intikam soğuk yenen bir yemektir "bende soğuk yemeği yiyimde sonrasına bakardık. "Baran da seni çiğ çiğ yiyecek Larin"dedi iç ses. "Kokutma sende beni iç ses" "Korkmalısın Larin ecelin olacak bir iki saat sonra Baran ağa... artık intikam yemeğini de mahşerde alırsan yersin!" "İç ses defol git başımdan "iç ses yüzünden korkmaya başlamıştım.Salak iç ses.Gümüş tonlarda tek bant topuklularımı da giymiştim.Elime de aynı tonlarda çanta almıştım... Avluya geldiğimiz de kimsecikler yoktu.Herkes çarşıda gezdiği için yorulmuş, odalarına çekilmişlerdi. Baran kapıdan selim abinin beni alacağını söylemişti.Selim abi de konağın kapısında siyah lüks araçla bekliyordu beni. Avjin ve Rojda ya dönerek"hadi ben gidiyorum"dedim. "Bol şans eltim" "Bol şans yenge"dediler.İkisinede sıkıca sarılarak"herşey için teşekkür ederim"Aynı şekilde sarılmama karşılık vermişlerdi... Selim abinin korna çalması ile ayrıldım ikiliden.Son kez onlara Bakarak çıktım konaktan.Selim abi kafasını kaldırıp bana bakmadan arabanın arka kapısını açtı.Bende teşekkür ederkten bindim arabaya... ;;;bir bölümün daha sonuna geldik ballarım.Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🦋 •sizce iş yemeğinde neler olacak? •Larin ve Baran'ı nasıl buluyorsunuz? •süsen ve Babaane hakkında ne düşünüyorsunuz?
|
0% |