Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 5

@yumixx

İlk defa bu kadar huzurlu uyanmıştım. Ders çalışmaktan uyuyakalmadan. Sahi ben şu an asıl gerçek ailem olduğunu söyledikleri kişilerin evindeydim. Büyük ihtimalle bugün bazı şeyler hakkında konuşma yapılacaktı ve açıkçası bunu yapmamız gerekiyordu. Çünkü bu konular direk kestirip atılabilecek türden konular değildi. Söz konusu benim gerçek ailem ve sahte ailemdi. Acaba evdekiler kaçtığımı fark etmiş miydi? Ya da fark ettiklerinde ne yapacaklardı?

Daha fazla tavanla bakışıp düşünmektense kalkıp aşağı inmeliydim ama nereye hangi odaya gitmem gerekiyordu emin değilim. Öncelikle ilk iş olarak elimi yüzümü yıkayıp su içmeye gitsem iyi olacak çünkü baya bir susamıştım, daha sonra hangi odada bekleyeceğime karar verirdim.

~•~

Odamda bizzat kendime ait bir banyo vardı bu şaşırtıcı derecede iyiydi en azında teker teker acaba banyo nerde diye aramak zorunda kalmayacaktım.

Banyoya girip hemen işlerimi halledip dışarı çıktım, şöyle bir göz ucuyla odaya baktığımda çalışma masasının üzerinde de su olduğunu gördüm. Orada duran suyu daha önce neden göremedim ki? Tüm gece boyunca yanlış anlaşılmasın diye mutfağa gidemediğim için susuzluktan öldüm.

Hızlıca birkaç adımda suya ulaşıp 3 bardak suyu kafama diktim. Sanırım artık aşağı inip salona gitsem iyi olur. Ne de olsa kurallarını bilmediğim bir evdeyim, belki de aile üyeleri şimdiye kadar uyanmıştır. Tek odasına kapanan ben olmak istemem şahsen.

Kilitlediğim odamın kapısını açıp uzun koridorda yürümeye başladım. Sanırım bu diğer odalarda ne olduğunu da sormam gerek cidden çok fazla oda var. Merdivenlere ulaştığımda bir üst katın daha olduğunu fark etmiştim, dün o kadar çok yorgun ve başım ağrıyordu ki bana ev hakkında denilen şeylere ya da evin kaç katlı olduğuna bile dikkat etmemiştim.

Sanırım üst katta gerçek anne- babamın odası falan vardı. Neyse çokta kurcalamamak gerek sonuçta ne olacağını bilemeyiz. Fazla kafamı yormadan aşağı inmeye başladım.

Aşağı indiğimde aklımda dönen tek bir sorun vardı, o da ben şu an hangi kapıyı açmalıyım? Cidden bu evin derdi ne? Bari kapılara hangi oda olduklarını yazsalardı, hani şu okuldaki hangi sınıf olduğunu belirttikleri gibi bir şey.

Ben şimdi hangi kapıyı açacaktım? Dün gece başım yüzünden ve öğrendiğim gerçekler yüzünden hiçbir şeye doğru düzgün dikkat bile etmemiştim.

Tek tek tüm kapıları açıp içinde acaba hangi oda var diye mi bakacaktım? Ah cidden kafayı yiyeceğim. Rastgele bir orayı seçip oraya doğru ilerledim. Tam açacaktım ki birisi merdivenden iniyordu sanırım ona sorabilirdim.

Arkamı döndüğümde daha önce hiç karşılaşmadığım bir yüzle karşılaştım. Bu da kimdi? O da şaşırmış olacak ki gözlerini faltaşı gibi açmış kaşlarını da yukarı kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu. Ben tam bir şey diyecekken bağırıp bana doğru koşmaya başladı.

"Hırsız vaaar!"

Ne hırsız mı? Kim?

Acaba arkamda mı birini gördü? Şöyle kafamı arkama çevirip baktım. Yoo kimse yoktu o zaman ben mi hırsızdım?

Tekrar bağırdı.

"Hırsız vaaaar! Yetişin komşulaaaaar!"

Bu sefer benim yanıma ulaşıp kolumdan beni yakalamıştı.

"Bıraksana be manyak mısın?!"

Kesinlikle.

"Sus, hangi insanın evine giren hırsızın sözünü dinleyip onu bıraktığını gördün sen! Yetişiiiin ey aile halkım, koşun hırsız yakaladııııım!"

Ah bu çocuk kesinlikle kafadan kontaktı.

Kolumu elinden kurtarmaya çalıştım ama sadece çalıştım, kurtaramadım.

Ardından hemen üst katlardan kapı çarpma sesleri ve merdivenlerden koşarak inme sesleri geldi.

"Noldu, kim, kimmiş hırsız? Nerde var?"

Şaşkın ve telaşlı bir şekilde art arda konuşmaya başlamıştı tanımadığım bir başka kişi.

Şaşkınlığını yitirmiş olacak ki bakışları benim bakışlarımı buldu. Ve daha da şaşırdı.

"Evimize kız hırsız girmiiiş. Koşuuuun."

O da hızla yanıma gelip diğer kolumdan tutmuştu.

Bir dakika bu ikisi birbirlerine ne kadar çok benziyorlar?

Tekrar aynı senaryo ve bu sefer birden fazla kişinin aşağı inme sesi. Bu sefer karşımda gördüğüm yüzlerle rahatlamıştım. Annem hanım ve babam bey gelmişti. Annem hanım faltaşı gibi açılan gözleriyle konuşmaya başladı.

"Oğlum bıraksanıza kızı ne yapıyorsunuz?"

Kesinlikle.

"Anne sen hırsızı bizden bırakmamız mı istiyorsun!"

"Oğlum o sizin kardeşiniz, ne hırsızı?"

Kafamı olmamış bunlar dercesine salladım ve onlara baktığımda şaşkınca birbirlerine bakıyorlardı.

"Ne! Kardeşimiz mi?!"

"Yeter ama be zaten başım acıyor birde yarım saattir sizin bağrışmalarınızı çekiyorum burada!"

Cidden baş ağrılarım kendini göstermeye başlamıştı. Ah şunlar yok mu...

Birden ateşe dokunmuş gibi ellerini kollarımdan çektiler ve birkaç adım benden uzaklaştılar. Bende bıyık altından zafer kazanmış edasıyla sırıttım.

Babam bey de bezmiş bir şekilde konuşmaya başladı.

"Oğlum siz manyak mısınız?"

"Bende aynısını demiştim."

Bunu dememle birlikte annem hanım gülmemek için kendini tutuyordu.

"Niye kardeşimiz olabileceğini düşünmeden hayvan gibi olaya atladınız? Ben dün akşam demedim mi size kardeşinizi bulduk diye?"

Arkamdaki ikizler aydınlanmış olacak ki onaylayan bir şekilde mırıltılar çıkardılar.

"Hadi şimdi herkes salona geçsin, kahvaltı hazırlanırken biz de rahat rahat konuşuruz."

Bence çok mantıklı bir çözüm, annem hanımın zekasına hayran kaldım.

Önde ikizler, arkalarında ben ve hemen arkamızda da sevgili annem hanım ve babam bey salona doğru ilerliyorduk. Koridorun en sonuna ulaştığımızda sol taraftaki kapıdan içeri girdik demek ki salon burasıymış. İçeri girip rastgele bir koltuğa oturup diğerlerinin de oturmasını izledim. İkizler tam otururken annem hanım söze girdi.

"Mete, oğluşum hadi oturmamışken daha diğerlerini de uyandır salona gelsinler."

Demek ki bana hırsız diyen ilk çocuğun adı Mete’ymiş.

"Anne ama daha yeni üst kattan indim."

Oh olsun sana sürüm sürüm süründürsün annem hanım seni.

"Hadi hadi daha kardeşinizle tanışacaklar ve neyin ne olduğunu açıklayacağız Ceylan'a."

"Ama anne hayır ya."

"Yürü lan eşek sıpası, annene karşı gelme. Ne diyorsa onu yap."

Babam bey tam yerinde bir karar vermişti. Ben şu an diğer ailemin yanında olsaydım herhangi bir karşı çıkma eyleminde bulunamazdım. Bu aile zengin almalarına rağmen çok rahat sanırım. Herhangi bir kural yok evlerinde.

"Of yaa, tamam gidiyorum."

Mete denilen çocuk omuzlarını sarkıtmış ve ayaklarını yerde sürüye sürüye odadan çıkmıştı, sanırım ailede hep ona bir şeyler yaptırıyorlar. Hani şu ailenin en küçüğü muhabbeti konusu...

Mete'yi beklerken annem hanım sıkılmış olacak ki bana teker teker sorular sormaya başladı.

"Nasılsın kızım, daha iyi misin?"

"Evet iyiyim teşekkür ederim."

"Yatağın rahat mıydı? İnşallah rahat bir uyku uyumuşsundur."

"Rahattı merak etmeyin. Her şey için teşekkür ederim."

"Ne demek kızım teşekkür etmene gerek bile yok biz senin gerçek anne babanız. Rahat olman tabii ki bizim için çok önemli."

Diyecek bir şey bulamamıştım, bu yüzden sadece gülümseyerek cevap vermiştim. Ne kadarda iyiydiler. Diğer ailem için bu hiç önemli değildi, varsa yoksa kendi rahatları.

Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve kapıdan tam tamına Mete de dahil 5 tane erkek girdi, 5 (!)

Pardonda kim bunlar ve hepsi erkek, benim abi ya da kardeşim olamazlar sanırım değil mi? Yok canım değillerdir akraba kuzen falanlardır sanırım, değil mi?

Yoksa gerçekten aileden mi hepsi?

~•~

Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Lütfen yorumlarda belirtir misiniz?

Beğenmeyi unutmayın~~

Loading...
0%