@yumixx
|
Demir’den Kumsal’ın son sözleri aklımdan çıkmıyordu. “B- en, ay- nı şeyle- ri yaşa- mak iste…” Birisi ona zarar mı vermişti, tecavüze mi uğramıştı? Bu küçücük beden nelerle başa çıkmaya çalışmıştı böyle? Ben düşüncelerimle savaşırken annemle babam geldi. Kumsal’ın kollarım arasına baygın bir şekilde yattığını görünce telaşlanmış bir şekilde söze atıldılar. “Ceylan’a noldu oğlum?” “Eve gidince anlatsam daha iyi olacak. Şu an ne yeri ne de zamanı.” Kumsal’ı kucağıma alıp neler yaşamış olabileceğini düşünerek eve yürümeye başladım, annem ve babamda arkamdan geliyordu. Aklım almıyordu bu kız daha 17 yaşında değil mi? Bu olayları ne zaman yaşamış? Her kim ona bunları yaşattıysa her kim ona dokunduysa o dokunan ellerini kıracağım. Ben Kumsal’a zarar gelmesin diye bebekken o kadar dikkatli o kadar narin bir şekilde okunuyordum seviyordum ki onu… ~•~ Eve vardığımızda bizimkiler bahçede bekliyordu. Kucağımdaki Kumsal’ı gören Barış ve Cenk somurtarak bakıyorlardı. Bu yüz ifadelerinin hesabını daha sonra onlara sormak için aklımın bir köşesine yazdım. Çünkü şu an asıl önemli olan şey Kumsal’dı. Evden içeri girip Kumsal’ın odasına yürümeye başladım, büyük ihtimalle annemler odayı değiştirmemiştir. Odaya vardığımda kafasına dikkat ederek kapıyı açıp içeri girdim ve Kumsal’ı dikkatlice yatağına yatırıp üstünü örttüm. Cebimden telefonumu çıkarıp Aras’ı aradım. “Alo Aras. Bana çok acil Kumsal’ın tüm geçmişini araştırıp atmanı istiyorum.” “…” “Belgeler üzerindeki ismi Ceylan Soyer.” “…” “Tamamdır kardeşim, kolay gelsin.” Artık aşağı inip bu evde nolduğunun hesabını sorabilirdim. Sessizce odadan çıkıp hızla aşağı indim. Herkes içeride toplanmıştı güzel, sesim Kumsal’a fazla gitmeyeceği için rahatlıkla konuşabilirdim. “Noluyor burada?” Barış sıkıntılı durarak gözlerini benden kaçırarak cevap verdi. “Ne anlamda Demir abi?” “Ne halt yaptınız da bu kızı evden kaçırdınız lan!” “B- bir şey yapmadık abi.” Cenk’in sesinden korktuğu çok belli oluyordu. Madem korkacaktınız ne diye böyle boktan işlere kalktınız lan? “Kumsal durup dururken mi kaçtı lan o zaman?! Bana kıytırıktan cevaplar vermeyin oğlum bak, sinirlerimi daha da zıplatıyorsunuz!” Barış’a anlık bir cesaret gelmiş olacak ki öne çıkarak konuşmaya başladı. “Evet, yaptık. Onu bu evde istemiyoruz, bizim rahatımızı bozuyor. Nasıl bir ailede yetiştirildiği bile belli değil. Ne malum bizi kandırmak için gelmediği?” Galiba ağzından çıkanları kulakları duymuyor bu çocuğun. “Kafayı mı yediniz lan siz?! O senin ablan lan ablan, ne biçim konuşuyorsun onu daha tanımadan lan?!” “Evet tanımıyorum, tanımayı da istemiyorum.” Hah bu velet sabrımı sınıyor sanırım. “KUMSAL BU EVDE KALACAK VE HEPİNİZ BUNU KABUL EDİP KARDEŞİNİZE SAHİP ÇIKACAKSINIZ! DUYDUNUZ MU LAN BENİ?!” “Duyduk abi.” İstemeye istemeye de olsa yarım yamalak cevap vermişlerdi. Sakin olmalıydım, Kumsal hâlâ uyuyordu. Koltuğun birine oturup parmaklarımla burnumun kemerini sıktım ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. “Onun neler yaşadığını biliyor musunuz da kafanıza göre senaryolar kuruyorsunuz?” Bunu dememle birlikte annem öne atıldı. “Neler yaşadı derken ne demek istiyorsun oğlum?” “Kaçarken aklına geçmiş olmalı ki ben onu yakaladığımda anlamsız şeyler söylemeye başladı ama konuşmaya devam ettikçe her şey yerine oturdu. Bayılmadan önceki son cümlesi 'Ben aynı şeyleri yaşamak istemiyorum´’du ve bir cümlesinde bana 'Seni tanımıyorum sende bana zarar vermeye geldin, sende beni taciz etmeye geldin.´ dedi. Bu ne demek anlayabiliyor musunuz? Hele ki 7 tane erkekle aynı evde kalacak olması. Daha 17 yaşında ama daha neler yaşamıştır kim bilir bu yaşına kadar?” Herkes şok olmuş bir şekilde beni dinliyordu. Barış’a baktığımda gözlerinden anlık bir pişmanlık duygusu gelip geçti. Anneme bu anlattıklarım çok dokunmuş olmalıydı çünkü gözünden yaşlar akmaya başlamıştı. Haklı da tek kızının başına neler gelmişti. “Benim minik kızımın başına neler gelmiş. Onu düzgün koruyamadığımız için başına bunlar gelmiş olmalı, hele o evde kim bilir neler yaşadı yavrum.” “O yüzden hepiniz çenenizi kapatacaksınız ve bu kızı kabul edeceksiniz. Ha kabul etmiyor musunuz? O zaman susup yerinize oturacaksınız.” Teker teker gözümü üzerlerinde gezdirdiğimde başlarını sallayarak onaylamışlardı. “Aras’tan Kumsal’ı araştırmasını istedim. Geçmişte neler yaşadı, nasıl büyüdü, hangi zorluklardan geçti… Her şeyi araştırmasını istedim. Bugün bana ulaşmış olur.” Babam onaylar şekilde başını sallayarak söze dahil oldu. “İyi yapmışsın oğlum. Bu konuda sana güveniyorum. Yoldan yeni geldin bir de üstüne kardeşlerinin saygısızlığıyla uğraşıyorsun, mutfağa gidelim bir şeyler hazırlasınlar sana. Kafan biraz sakinlesin.” Kafamı sallayıp oturduğum koltuktan mutfağa gitmek üzere kalktım. Babamla beraber odadan çıktık. Tam mutfağın kapısından girecekken yukarıdan çığlık sesi geldi, Kumsal olmalıydı. Merdivenlerden üçer üçer çıkarak hızla kapıyı açıp etrafa bakındım kimse yoktu. Kumsal’a baktığımda gözleri kapalıydı sanırım kâbus görüyordu. Tekrar onu kaçıracaklar diye çok korktum, ikinci bir kaçırılma vakasını daha kaldıramazdım. Kumsal’ın yanına sessizce yaklaşıp yatağına oturdum. Çok terlemişti. Sanırım bugün olanların etkisiyle geçmişte yaşadıkları rüyasına girmişti, kendi kendine sayıklayıp duruyordu. Sakince seslenerek uyandırmaya çalıştım. Birkaç seslenmeden sonra sıçrayarak yataktan kalktı ve korkuyla etrafa bakmaya başladı beni görünce yine bağırmaya başladı. “Ne yaptın bana?! Nereye getirdin beni?!” “Sakin ol Ceylan beni bir dinle.” “Yapmadım de, yapmadım de lütfen.” “Ceylan korkma ben en büyük abin Demir’im. Seni evine yani ait olduğun yere getirdim. Sakin ol.” Kumsal bu dediklerimle odada göz gezdirdi. Bizimkilerde gelmiş olacak ki kapıda birkaç saniye gözleri durdu. “Teşekkür ederim ama bu evde kalamam ben. Müsaadenizle.” “Ceylan lütfen dur. Bir şans daha ver abilerine ve kardeşine. Birkaç kişinin seni sevmemesi önemli değil. Annem, babam, ben, Emre, Mert ve Mete seni çok seviyoruz ve değer veriyoruz. En önemlisi de annem ve babam, yıllar sonra seni buldular. Öylece bırakacak mısın onları? En azından bir denesen?” Bu dediklerim onu biraz düşündürmüş olacak ki birkaç saniye odada sessizlik oluştu. “Sadece 1 ay… sadece 1 ay burada kalmayı deneyeceğim, kalamayacağımı anladığımda giderim buradan.” İçime su serpilmişti duyduklarımla. “Denemeyi kabul ettiğin için çok mutlu ettin bizi, teşekkür ederiz. Eğer dayanamazsan sana bir ev tutarım oraya geçersin olur mu?” “Tamam.” Bunu kabul etmesine o kadar mutlu oldum ki kelimelerle ifade etmek çok zor. Burada kalmak istemese bile ben ona bir tane ev ayarlayıp bakardım. Biricik kardeşimi bir daha elimden kayıp gitmesine izin veremezdim. Aras ne yaptı acaba? Şu ana kadar haber vermesi lazımdı bana ama acaba bulmakta zorlanıyor mu? En iyisi biraz daha beklemek. Aras’tan Şerefsizler neler yaşatmışlar kıza, bunlarla nasıl başa çıkabildin o küçücük bedeninle? Nasıl dayanabildin? ~•~ Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Lütfen yorumlarda belirtir misiniz? Beğenmeyi unutmayın~~ |
0% |