@yusufssyy
|
III. Kısım
Akşam olmuştu. Televizyonun sesiyle uyanmıştım. Yavuz televizyon izlerken uyuyakalmış. Ceketimden sigarayı çıkarıp balkona çıkardım. Hava önceki gece gibiydi. Serin bir yaz akşamı... Sigarayı yakıp mahalleyi izlemeye başladım. Ailemden kimse aramadı henüz. Buna üzülmüyordum gerçi. Fakat Akyaz'ın benimle ilgilenmesi gerçekten düşündürüyordu. Yavuz uyanana kadar balkonda sigara içip Akyaz'ı düşündüm. Sigara paketi bitmek üzereydi. Sigara içmeyi bırakıp telefona bakındım. Bu gece Emre Yavuzlara gelecekti. Şimdi gelmesi gerekiyordu, arayıp sordum. - Alo, Emre nerde kaldın? - Aga 10-15 dakikaya oradayım. Yavuz'a sorsana alınacak bir şey var mı? - Yavuz uyuyor sen kafana göre al birşeyler. Uyandırmayayım şimdi uyku sersemi hâlde adam akıllı konuşamaz. - Tamam açarsın kapıyı görüşürüz.
Telefonu kapatır kapatmaz Akyaz aradı. Yanıma geleceğini söyleyip nerede olduğumu sordu. Yavuz'da kaldığımı söyledim. Durumumdan bihaber olduğu için nedenini sormadı. Meydana gideceğini, beni orada bekleyeceğini söyledi. Ardından kapı çaldı. Gelen kişi Emre idi. Kapıyı açar açmaz içeri daldı. "Hadi oğlum maç başlamak üzere." dedi. O kadar şeyin arasında maçı unuttum. Bugün milli takımın Avrupa'da maçı vardı. Çeyrek finale çıkmıştı bizim çocuklar. 2002 senesinde dünya şampiyonasındaki başarıların ardından 6 yıl geçmişti. Milli takım çeyrek finale kadar çıkmıştı. Ülkemiz için bir gurur kaynağıydı bu. Çeyrek finalden sonra yarı final, onun ardından finale çıkıp kupayı kazanacaktı bizimkiler Allah'ın izniyle. Milli maç o kadar çok ilgi ve heyecanla bekleniyordu ki şimdiden Tarkan'ın Bir Oluruz Yanında şarkısı her evde açılmaya, heryerden de duyulmaya başlamıştı. Emre'ye Yavuz'u kaldırmasını söyledim. Maçın başlamasına daha 15-20 dakika kadar vardı. Meydan ve ev arasında 5 dakika mesafe vardı. Milli maçı meydanda da izleyebiliyoruz tabii ki. Akyaz bunu düşünmüş muhtemelen. Milli maç bu. Mezara gömseler kalkar izleriz tutkulu bir şekilde. Ufak bi tebessüm ettim. Emre bir anda bana bakıp neye sırıtıyorsun deli, gel yardım et de Yavuz'u kaldıralım dedi. Yavuz'un uykusu çok derindir. Onu uyandırmak için ne yaparsanız yapın uyur. Elektrik süpürgesi bile uykusunu getiriyor o şiddette bir uykuculuğu var arkadaşımızın. Yavuz'u uyandırmakla uğraştıktan sonra çocuklara Akyaz ile meydanda buluşacağımı söyledim. Önce şaşakaldılar. Sonradan izah ettim. Yavuz anladı tabii de, Emre pek şaşkındı bir haberi yoktu olanlardan. Her neyse, çıkıp meydana doğru yürüdüm. Meydanın başında Akyaz'ı gördüm direkt. Ela gözleri beni arıyordu dört bir yanda. Beni fark eder etmez gülmeye başladı. Açıkçası pek anlamamıştım beni görünce mutlu olma sebebini. Ayrılalı uzun zaman oluyordu. Ayrılığın ardından birkaç hafta içinde sevecek birini bulmuştu bile. Duyduğum üzere güzel ve imrenilecek bir ilişkisi vardı hatta. Yanına gittim. Bir anda sarıldı. Derin bir oh çekip, geleceğini biliyordum dedi. Garipsedim. Maçı izleyecek miyiz diye sordum. İzleriz tabii ki ama önce atıştırmalık birşeyler alalım, dedi. Herşey garip ilerliyordu, bir anda eski günlerdeki gibi olmaya başladık. Eski günler demişken onu Beşiktaş maçlarına götürmem geldi aklıma. Ayda bir, iki ayda bir giderdik beraber. Yol çok uzun sürmezdi ailelerimiz bizi bildiği için de pek sorun yaşamazdık. Her gol atıldığında sarılır öperdik birbirimizi. Mazi aklıma geldikçe ufak bi tebessümle aylar önce aşkından yanıp tutuştuğum kıza bakıyordum. Bakkalın önünde durduk, farkında olmadan hâlâ onu izliyordum. O bunu fark etti tabii ki. Bi anda kolumu mıncırıp yüzümde birşey mi var diye sordu. Hayır yok demekle yetindim. Eskiden olsa var diyip öper, şimdi geçti derdim. Herşeyiyle hatırlıyordum yaşadıklarımızı. Çokça tuhaf bir ilişkimiz vardı evet ama pek çok kişinin de içtenlikle sahip olmak istedikleri bir ilişkiydi bu. Sonucu ne olursa olsun anılar gözünde canlanınca kendini tutamayıp gülüyorsun. Herneyse, Akyaz seçti bir kaç şey. Ben seçemezdim. Bu tür şeyler de hep kararsız kalır yarım saat sonra en saçma seçimi yapar bakkaldan çıkarken pişmanlıkla çıkardım. O bunu unutmamış herhalde, sen ne alacağını düşünürken ben çoktan herşeyi seçtim merak etme dedi. Beni etkilemeye mi çalışıyordu bilmiyorum ama bir hayli hoşuma gidiyordu bu hareketleri. Saçma detaylar bile mutlu eder sevgiye muhtaç kalmış insanları. Ben de sevgiye muhtaç kalmış biriyim neticede. Ailesi tarafından yalnızlığa terk edilmiş, çevresince hor görülmüş, bir kaç kalıplaşmış yargı yüzünden nefret edilen, dost edindiği bir iki kişi hariç kimi kimsesi olmayan birine sade bir merhaba bile iyi gelir. Benim vaziyette bundan ibaretti. Bakkaldan çıkar çıkmaz hızlı hızlı yürüdük. Caddeden karşıya geçerken soldan gelen aracı fark etmedi. Durdurmak için elini tutup kendime çektim. Biraz utandım, yüzümün sıcaklığından kızardığımı fark etmiştim. Eveleyip gevelemeden maç başlayacak hızlı olalım ama dikkat et biraz dedim. Teşekkür etti. Maç başlamadan hemen önce vardık meydana. Maçın ilk dakikalarında Akyaz birden bire yanağımdan öpüp, seni çok seviyorum dedi. Ardından telefon çalmaya başladı, elimi cebime atıyorum fakat telefonu bulamıyorum. Nereye bakarsam bakayım telefon yok ortada. Ardından kapıya vurma sesleri, kapının zil sesi ve bağırışmalar duymaya başladım... Uyuyakalmışım |
0% |