@yusufssyy
|
VI. KISIM Sakatlığımın ikinci günü. Aile evinden kaçalı üç gün oluyor. Son üç günde yaşadığım şeyler ortalama bir insanı derinden sarsıp delirmeye itebilir bence. Fakat ben bunun aksine gayet huzurluydum. Akyaz'ı seviyordum ayrıldığımız sıra. Hâlâ da seviyorum. Aşk denir mi bilemem fakat uğruna herşeyi göze alabilirim. Bence almıştım da zaten. Sırıta sırıta tavanı izleyip Akyaz'ı düşünüyordum. Derken Yavuz salona girdi: - Lan evden atıldın, barda dayak yedin, sakat kaldın yine de gülüyorsun.
- Evden atılmak birşey değil de, Akyaz için böyle bir fedakârlık yapmak gururlandırıyor beni.
- Akyaz'ın sevgilisi de ne namussuz çıktı. Benim hatuna sapığın biri sarkacak, ve ben içerde onu aldatacağım. Olacak şey değil. Akyaz'ın iki gram gururu olsa çocuğun yüzüne bakmaz.
- Ayrılmış zaten çocuktan. Dün geldiğinde söyledi.
- Ha iyimiş. Kısa bir sessizlik ve sessizliği bozan kapı çalma sesi. Emre gelmişti. Allah rahmet eylesin, ölen amcasının tekerlekli sandalyesiyle girdi eve. "Sen normalde eve bile girmezsin sıkılma diye getirdim. Arada dışarı çıkarız, hadi yine iyisin." dedi. Sakin kalabilmek için eve girmediğimi bilmiyordu Emre. bir anlığına aklıma geldi herşey. Yüzümü asık görünce "Sana da iyilik yaramıyor. İnsan bi' teşekkür eder." dedi. Sağol kanka iyi ki varsın, bi an donup kaldım sadece dedim. Ardından kahvaltı için pastaneye gittik. Ailem durumumu bilmiyordu. Onlar dışında herkes duymuştu olanları. Geçmiş olsuna gelecek çok kişi vardı. Kahvaltıdan sonra eve çıktık. Benim için kâbus gibi geçecek bir hafta başlamak üzereydi. Durmadan kulağımda yankılanacak olan zil sesi, ve çokça tekrarlanacak araya birkaç iyi dilek sıkıştırılmış öğütler... Böyle böyle ziyaretler bitmişti. Derken fizyoterapi randevusunun vakti de gelmişti. Randevu sonucunda öğrendiğimiz üzere sol bacağım iyileşmeye başlamıştı. Böyle giderse sonraki haftadan itibaren sol ayağımı kullanabilecektim. Tabii bunun beraberinde egzersiz yapmam da gerekiyordu tekrar güçlenmek için. Evde boş boş oturmak canımı sıkıyordu, böyle bir uğraş bana iyi gelecekti. Zaten sürekli televizyonda iç karartıcı olayları duymaktan bıkmıştım. |
0% |