Bölüm 4: Nevşehir’de Yeni Bir Başlangıç

Nevşehir’e adım attığı ilk gün, Yusuf için bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamıştı. Gözleri, şehrin taş duvarlarına, dar sokaklarına ve tarihi yapılarının ihtişamına takılıp kaldı. Bu şehir, ona sadece bir eğitim yeri değil, aynı zamanda bir keşif alanı sunuyordu. Her taşın, her köşenin bir hikayesi vardı ve Yusuf, bu hikayeleri gün yüzüne çıkarmaya kararlıydı.

İlk ders günü geldiğinde, Yusuf kendini heyecanlı ve biraz da gergin hissetti. Ancak bu hisler, sınıfa girip sıralardan birine oturduğunda yerini meraka bıraktı. Etrafındaki öğrencilerle tanışmaya çalışıyor, kiminle nasıl iletişim kurabileceğini anlamaya çalışıyordu. İşte o sırada Eda ile göz göze geldi.

Eda, sınıfın arka sıralarında oturan, yüzünde her zaman hafif bir gülümseme taşıyan bir kızdı. Yusuf, onunla konuşmak için cesaretini topladı ve yanına gitti.

---

**Yusuf:**

*"Merhaba, adım Yusuf. Sanat tarihi bölümündeyim, sen de bu bölümde misin?"*

**Eda:**

*"Evet, ben de ikinci sınıftayım. Benim adım Eda. Nevşehir'e hoş geldin. İstanbul'dan geldiğini duydum, nasıl alışıyorsun buraya?"*

**Yusuf:**

*"Şehir çok farklı ama bir o kadar da büyüleyici. Her yer tarih kokuyor. Sen ne zamandır buradasın?"*

**Eda:**

*"Ben Mersin'den geldim. Geçen yıl başladım burada okumaya. Nevşehir gerçekten harika bir yer. Tarihi mekanları dolaşmayı seviyorsan, birlikte gezebiliriz."*

---

Bu kısa konuşma, Yusuf ve Eda arasındaki dostluğun başlangıcı oldu. O günden sonra derslerde birlikte oturup çalışmaya başladılar, aralarında sanat tarihi üzerine derin sohbetler yaptılar. Eda, Yusuf’un üniversite hayatında rehberlik edecek bir dost ve yol arkadaşı oldu. Yusuf da Eda’nın bu sıcak ve samimi tavrından etkilenmişti; onunla geçirdiği zaman, üniversite hayatını daha anlamlı hale getiriyordu.