Yeni Üyelik
1.
Bölüm

⁠✿1✿

@ywlniziz_be

"Tanıyamıyorum kendimi, bi şekilde seni özlerken buluyorum." kulaklarımdan içeriye dolan Tuğkan'ın sesiyle yağmurlu havada yaptığım otobüs yolculuğu keyiflenmişti. Dudaklarım istemsizce yukarıya kıvrılırken otobüsün sıradaki durakta durmasıyla sarsıldım. Elimdeki telefonuma bakışlar atarken karşıma biri oturunca rahatça uzattığım bacaklarımı kendime doğru çeksemde iki yana hafifçe açık bir şekilde duruyordu. İstemsizce bir sonraki sözü mırıldanırken karşımda oturan kişinin keskin bakışlarını üstümde hissettim. "Bakarken öyle bazen uzaklara, uzaklada çizili anılarım." derin bir nefes alıp şarkıyı durdurdum. Pinterste girip hoşuma giren kısımlardan oluşan şarkılar sekmesine tıkladım. Keman ve piyano sesi kulaklarımı doldururken derin bir nefesi içime çektim.

 

Bir süre sonra bacağımın kaşındığını hissettim. Hızlıca elimi dizime atarken elime çarpan şey ile gözlerim büyüdü. Karşımdaki kişinin dizine dokunmuştum. Bacaklarımız neredeyse iç içeydi. Hızlıca elimi çektiğim sıra da onun bakışları bana çevrildi. Bende açıklama yapmak için gözlerimi onun tarafına çevirdiğim sırada karemel rengi gözleriyle göz göze geldim. "Kusura bakmayın elim çarptı." derken başını sallayıp önüne döndü. Bense onu incelemeye devam ediyordum. Kavisli bir burnu vardı. Kirpikleri kısa sayılmazdı ama çok uzunda değildi. Saçları hafiften kıvırcığa kaçıktı. Üstündeki bol paça tarzı kot pantolon ve beyaz tişört Antalya'nın bu tarz yağmurlu havasına uygundu. Parmağında 2-3 tane yüzük vardı. Gözlerinin yine bana döndüğünü hissettiğim sırada ben çoktan önüme dönmüş dizimin 1 karış üstünde biten tişört gibi olan ama altına tayt giyince elbise olarak kullanılabildiğim gri elbisemin ucunu oynuyordum. Kulağımın yanlarından sallanan büyük halkalı küpelerimin demirleri yüzüme değecek kadar eğilmiştim resmen.

 

Saçlarımın topuzundan kaçan 1 tutan saç gözlerimin önünde sallanırken sinirle soludum. Gri sırt çantamı açıp içinden bir tane tel tokayı dişimin arasına koydum. Kaçan tutamı el yordamıyla bulup yukarıya sabitlediğimde rahatlamıştım. Kulaklığımı kulağıma geri taktığımda çoktan şarkı değişmişti. "O güzel kupa kızıydı, sinek valesiydim bende." diyen Teoman'nın güzel sesi kulaklarımla buluştuğu sırada başımı dışarı çevirme ihtiyacı hissettim. Yaz yağmuru olarak adlandırdığımız yağmur dinmişti. Yolların ortasına dikilmiş ağaçları sayarken ineceğim durağın geldiğini fark ettim. Hızlıca ayağa kalkıp otobüsün sarı direğine tutundum. Karşıma oturan kişininde ayaklanıp benim tutunduğum sarı direğin karşısına tutunduğu sırada boyunu tahmin etmek için başımı dikleştirdim. Aramızda bir baş boy farkı olduğunu görmek sinirimi bozmuştu. 1.70 boyum vardı nasıl benden bir baş kadar uzun olabilirdi? Tahminimce 1.85 civarıydı. Ellerimi telefonumun sararmış kılıfında gezdirirken kırmızı tuşa basmayı da atlamamıştım.

(Biricik Yazardan: Buraya kadar olan kısım gerçekten bugün -size göre dün oluyor- yaşandı vbhsbdvbh.)

 

15 saniye sonra duran otobüsten inerken arkamdan onun adımlarının sesini işitiyordum. Evime doğru 10 dakikalık bir yürüyüş yapmam gerekiyordu. Arka yollardan hızla geçerken arkamda onun adımları sürerliğini sürdüyordu. Sola doğru dönüp karşıya geçtiğim zaman onun da sağ tarafta yürümeye devam ettiğini gördüm. Sitenin bahçesine girerken eve gidince tamamlamam gereken dokumamı düşünüyordum."İyi akşamlar İzem." diyen site görevlisi Ahmet abiye selam verirken yürümeye devam ettim.

 

Selamlarrrr! Nasılsınız ne yapıyorsunuz? Bugün otobüse bindiğimde bu olayı gerçekten yaşadım ve dedim NEDEN YAZMIYORUM? Ve yazmaya başladımmmm!

Loading...
0%