Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17. Bölüm

@zamansizim84

Barlas'tan

 

" Seni nelerden korumaya çalıştığımı bile bilmezken, ne sebeple kaçıp geldiğini bilmediğin bir kadına güvenip, sana arkamı dönemi mi istiyorsun? " Diye sordum.

 

Benan'ın gözleri tereddüt ile bana bakarken amacının beni kırmak olmadığını biliyordum. Bilmediği şeylerden onu nasıl sorumlu tutardım. Kendim bile işin içinden çıkamazken, hele de ona teklif ettiğim çözümü reddetmesine rağmen bana bu kadar yakın dururken Benan'a diyecek tek sözüm yoktu.

 

"Barlas için rahat etsin diye söyledim, neden arkanı dönmeni isteyeyim" dedi kırılmamdan korkarak.

 

Onun huzursuz haline kıyamayarak bi adım geri attım,

 

"Arkadaşın gelsin tanışalım, tekrar konuşuruz bu durumu, ama akşam yemeğe gelmenizi istiyorum." dedim ılımlı bir yaklaşımla.

 

Geri vitesimle yüzünde belirgin bir rahatlama olurken, beni kırmaktan nasıl korktuğunu görmek içimi titretti.

 

"Canım bi gelsin ne halde olacak bilmiyorum ki, onun yerine nasıl söz vereyim şimdi." Dediğinde ben sadece başta ki 'canım' hitabına takılmıştım.

   

"Bi daha söylesene anlayamadım," dedim.

 

"Gelsin de duruma göre bakarız diyorum." Dedi imâmı anlamayarak.

 

"Yok az evvel öyle demedin" dedim.

 

"Öyle dedim" dedi.

 

Biraz düşündü,

 

"Offf Barlas" dedi elini yüzüne kapatarak, "Hemen kahvaltını eder misin?"

 

"Tamam canım" dediğim de tek kaşını kaldırıp baktı bana, bakışlarımı tabağıma çevirdim.

 

Ah Benan ahhh şu zincirlerimizden bir kurtulalım sana ezelim diyeceğim günlerin hayaliyle sabrediyorum.

 

"Barlas, Derya'nın yada ailenin yanında beni utandırırsan..." dediğinde sözünü kestim.

 

"Sen, bensin Benan. Seni zor durumda bırakacak birşey yapar mıyım?" Dedim ciddileşerek.

 

Masadan kalkıp odasına giderken söyleniyordu.

 

"Kızamıyorum da..." dediğini duydum ama devamını kaçırdım.

 

Kahvaltının ardından okula geçtik. Benan derse girerken, ben Dağhan'ı aradım. Derya hanımla ilgili her detayı bilmek istiyordum. Öyle bir haldeydik ki herkesten her şeyden şüphe edebilirdim.

 

Nevşehir'e ki avukat arkadaşıma mesaj atıp ordan da sonuç beklerken Dağhan aradı. Kulaklığımı takıp yanda ki parka geçtim. Sigaramı yaktığım da Dağhan öğrendiklerini anlatmaya başladı.

 

" Barlas iş biraz karışık, Derya hanımın erkek kardeşi ile Bayram ağanın kızı birbirini seviyor. Ve ne hikmetse Derya ile Boran onlardan önce evleniyor. Bayram ağa buralarda çok sevilir Berdele karşı bu güne kadar en büyük mücadeleyi vermiş birisi olmasa Berdel diyeceğim." Dedi onunda kafası karışmıştı belli ki.

 

" Benan da Berdel olmayacağını düşünüyor." Diyerek aynı fikirde olduğumuzu onayladım.

 

" Boran zor bir süreç geçirdi daha önce de anlatmıştım sana, karısının ölümünden sonra hayata küsmüştü. Fakat bu Derya hanım kısa zamanda Mardin de efsane olmuş durumda, yıllardır çözülemeyen davayı çözmüş, üstüne bir de şirketi dolandıran adamı da vurunca aşiret hanım ağa olarak onu ister olmuş." Dedi.

 

Adam vurmuş...

 

" Gerçekten vurmuş mu Dağhan? " dedim yanlış anlaşılma olmasını umarak.

 

" Kardeşim polis kayıtların da onun adı var. Hem de kocası ile kaynı yanındayken vurmuş." Dediğinde kafam iyice alak bullak olmuştu.

 

" Sen niye bu kadar sordurdun hayırdır." Dedi.

 

" Benan merak etmişti ya aklıma takıldı. Siz de durumlar nasıl bizim kız alıştı mı oralara hafta sonu mu olacak düğün?" Diye sordum konuyu değiştirerek.

 

Burda ki düğünden sonra Mardin'de de düğün yapacaklardı.

 

" Düğün işi yattı. Akrabalardan biri vefat etti. En az bir buçuk iki ay ileri atar düğün." Dedi dertli dertli.

 

" Başın sağ olsun kardeşim." Dedim.

 

" Sağol adamı görsem tanımam bile ama işte bizim buraları az çok anladın sen de."

 

"Sevinç'e selam söyle" diyerek vedalaşıp kapattım.

 

Peşinden Nevşehir'e ki arkadaşım aradı Derya hanımın Nevşehir'in en çok dava kazanan, aranan avukatlarından biri olduğunu, ailesinin de çok düzgün köklü bir aile olduğunu söyledi.

 

Kafamdaki taşlar bir türlü yerine oturmazken, bir yanda aşirete hanım ağa olarak benimsenen bir kadın. Diğer tarafta tuttuğunu koparan bir kanun bekçisi. Hangisi bizim misafirimiz olacaktı? Bu kadın gerçekte nasıl biriydi?

 

Öğle arasına çıkmak için hazırlanırken, Benan heyecanla yanıma geldi,

 

"Derya gelmiş park da beni bekliyor, çıkıyorum ben." diyerek heyecanla eşyalarını toparlayıp montunu giydi. Hava güzeldi aslında ama sabah kalın giyip öğlen elimizde taşıyorduk montları.

 

Ben de peşine takılırken, hayatım da ilk defa bir insanı gerçekten merak ediyordum.

 

Park geldiğimiz de ikisinin sarılmalarını hasret gidermelerini izledim. Benan'ın, Derya'yı farklı bir yere koyduğunu hemen anlamıştım. Benimle tanıştırmak için yanına çektiğinde, Derya yan tarafa bir bakış attı. Defne ve Pelin'i görünce şaşırsam da esas onlar şeytan görmüş gibi hızla bizden uzaklaştılar.

 

Karşı karşıya geldiğimiz de, Benan'dan daha uzun boylu olan kadının mavi gözleri ilk dikkati çeken detaydı. O kadar naif, o kadar kibardı ki anlatılanları duymamış olsam asla tahmin edemezdim.

 

Akşam için davetimi yaptığım da gayet makul karşıladı. Hiç de evini terk etmiş yıkılmış bir hali yoktu. İçimden bir ses daha çok şaşıracaksın Barlas derken akşam görüşmek üzere yanımdan ayrıldılar.

 

Eve erken gittiğim de annemle konuşmam gerekiyordu. Benan ile ilgili durumu anlatamazdım elbette ama ailesi ile ilgili sıkıntılardan bahsedebilirdim. Sonuçta annem de biliyordu ne merhametsiz insanlar olduklarını. Nişanın göstermelik olarak devam etmek zorunda olduğunu izah ettim. Benan'ın işten atılabileceğini anlattım. İçine sinmese de kabullendi.

 

Çalan kapının sesini duyduğum da elimdeki sigarayı söndürüp, üzerimi değiştirdim. Aşağıya indiğim de annem, Yasemin ve Benan mutfakta koyu bir sohbetin içine düşmüşlerdi bile. Omzumu kapıya yaslayıp onları seyretmeye başladığım da koridordan bir boğaz temizleme sesi geldi. Derya hanımı unutmuştum, hemen arkamı döndüğüm de beni yakalamış olduğu bir gerçekti fakat onun da kızarmış gözlerini kamufle etme çabası çok belliydi.

 

"Hoş geldiniz." deyip elimi uzattığım da mutfaktakilerin de dikkatini çekmiştik.

 

"Hoş bulduk hocam" dediği sırada Benan yaklaştı onunlada iki arkadaş gibi selamlaştıktan sonra, Benan bütün neşesiyle,

 

"Derya bil bakalım tatlı olarak Yasemin bize ne yapmış." Diye şakıdı.

 

"Bana sorduğuna göre kesin çikolatalı" dedi Derya gülerek.

 

Yasemin ballandırarak,

 

"Hemde bol çikolatalı..." Deyip dudaklarını yaladı.

 

Nermin Sultan güldü,

 

"Bak ben baklava açacaktım bu kara kız tutturdu profiterol yapalım diye, demek Derya'nın sevdiği içine doğmuş." diyen annem ile Derya,

 

"Yasemin bugün moralimi başka hiçbirşey düzeltemezdi. Gel sen boşver Benan'ı biz daha iyi anlaşırız." dediğinde Yasemin ile kaynaşmıştı bile,

 

"Sen de mi çikolatayı çok seviyorsun Derya abla?" Dedi bizim cadı.

 

"Hem de nasıl?" derken çocuk gibiydi. Kim derdi Hanım ağa...

 

" Yasemin de çok sever hatta esmerliğinde çikolatanın payı var. Yedikçe çikolata gibi oldu" diyerek lafa karışığım da Yasemin'in tripli bakışları beni bulmuştu bile.

 

"Aşk olsun abi, bazen gerçekten evlatlık olduğumu düşünüyorum. Allah'tan halamın kopyasıyım da bu düşüncem uzun sürmüyor." Diyerek hepimizi güldürdü. Küçükken esmerliğini çok kafaya takardı, büyüdükçe kendiyle barıştı çok şükür.

 

Ben onun gönlünü alırken kızlar mutfakta ki işlere girişmişlerdi. Bu kız mı hanım ağa? Annemle gırgır şamata sofra kuran bu kadın mı adam vurmuş? Olacak iş değil.

 

Yemek keyifle yendiğin de Kaan'ın durgunluğu dikkatimden kaçmamıştı. Derya'nın herkesi inceleyen tavrı o kadar profesyoneldi ki askeri eğitim almış olmasam yada bugün duyduklarım dikkatimi ona yöneltmese asla farkında olmazdım.

 

Yemeğin ardından üst kata sigara için çıktığım da Benan'ı karşı daireye taşınması için nasıl ikna edeceğimi düşünüyordum. Derya da geldiği için iyice ayak direyeceğine emindim.

 

Aşağı indiğim de mutfağın kapısı kapalıydı. Salona geçtikten kısa süre sonra Kaan'ın mutfaktan gelmesi dikkatimi çektiğin de biraz oyalanıp ben de mutfağa yöneldim. Bi işler dönüyordu ama ne?

 

İçeri girdiğim de,

 

" Şu evi görebilir miyim?" diyen Derya hanım ile merakıma yenildiğim de,

 

"Hangi evi?" dedim.

 

Benan cevap verdi,

 

"Üst kattan bahsediyor." Dedi köşeye sıkışmış gibi.

 

Benim şaşkınlığıma rağmen yukarı da kafa yorduğum konunun kendiliğinden açılmış olması eminim gözlerime bile ışık olarak yansımıştır. Yasemin anahtarı alıp geldiğin de bu kızın hızına hayrandım,

 

"Hadi çıkalım Derya abla, sen Benan ablamı ikna edersin." Dedi.

 

"Eee tabii gülüm avukatım ben, ikna etmek benim işim." diyen Derya'nın esas kişiliği devredeydi.

 

İkili kol kola girip Benan'ı arkada bırakırken ben de peşlerine düşmüştüm bile.

 

Üst kata gelip karşı dairenin kapısında durduk. Yasemin kapıyı açıp ışıkları yaktı. İçeri girdiğimiz de hepimiz eve göz gezdiren Derya'yı izliyorduk. Her yeri dikkatle inceleyip Benan'a döndü,

 

"Bence yarın taşınalım bayıldım ben buraya." Demesiyle Benan gözlerini büyüterek Derya'ya kaş göz işareti yapsa da pek etkili olmamıştı.

 

"Oleyyyyy bee aslan Derya ablam idolümsün." diyen Yasemin ise boynuna sarılmıştı bile.

 

"Güzel diyorsunda canım sen nerde kalacaksın tek yatak odası var gördüğün gibi" diyen Benan bulduğu son mazerete sığınırken gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi.

 

Derya hanım benim yerime cevabı yapıştırmakta gecikmedi.

 

"Sanki kaldığın apartta iki oda var orası da aynı, orda da kanepede yatacaktım burda da yatarım, ben alçak gönüllü bir hanım ağayım." dediğin de tam hanım ağa olacak kadındı gerçekten. Benim kaç aydır döktüğüm diller boşa giderken beş dakika da etkisiz hale getirmişti Benan'ı.

 

Benan, Derya'nın haklılığı karşısında surat asarken,

 

"Ne hanım ağası Derya abla?" diyen Yasemin'in merakı başkaydı.

 

"Hanım efendinin kocası Mardin ağası olurda" diyerek açıklama yaptı Benan.

 

"Şakaaa! Sen evli misin? Kim bu şanslı ağa, gerçekten ağa mı? Ayyy resmi yok mu? Sen çok güzelsin, yanına yakışıyor mu? Bak kronun teki değil inşallah. Eee sen niye Benan ablayla kalıyorsun ki?" Diyen Yasemin hızını almış giderken durdurmazsam bu soruların sonunun gelmeyeceğini bildiğim için araya girdim.

 

" Abicimmm! Sakin mi olsan biraz darlama Derya hanımı." Deyince kısa bir sessizlik oldu.

 

Yasemin'in heyecanı hepimizi güldürse de Benan hala kararsızdı.

 

" Biz aşağı inelim siz aranızda konuşun, bence avukat hanımı dinlemelisin." diyerek Yasemin'i kolumun altına alıp evden çıktım.

 

Merdivenleri inerken,

 

" Abi gerçekten Derya ablanın kocası ağa mıymış? Yazık ya, kronun teki değildir inşallah." demesiyle kahkahama engel olamadım.

 

" Ne gülüyorsun herkes Dağhan abim gibi mi? Bedirhan da ağa tam bir kro hemde." Dedi.

 

Verdiği örnek gerçekten yerin de olsa da Bedirhan'ın adını bile duymaya tahammülüm yoktu.

 

" Sen yine de Dağhan'dan bahsetme, eşi ile olan durumları da çok sorma abicim." Dedim.

 

Tam daha çok soru soracaktım ki, itiraz kabul etmez bir tonda devam ettim,

 

"Anlaştık mı güzelim?" Diye konuyu kapattım.

 

"Anlaştık abi." derken durumdan pek de hoşnut değildi.

 

Aşağı indiğimiz de, gergin bir bekleyiş sardı beni. Gerçekten Benan yanı başım da olsa daha ne isterdim ki. İki gecedir evinin önün de nöbet tutuyordum şikayetçi miyim? Hayır! O iyi olsun da varsın ben uykusuz kalayım.

 

Derya ve Benan salona girdiklerinde ikisinin yüzü de ifadesizdi.

 

Sakin tutmaya çalıştığım sesimle,

 

"Eee yarın taşınıyor musunuz?" dedim.

 

Benan,

 

"Hayııır." dedi dümdüz bir sesle.

 

Benim yüzüm düşerken, Kaan rahatsızca yerinde kıpırdandı. Bu konunun açılmasın da Gaye'nin tekrar bu eve girip çıkma çabasının olduğunu bilsem de ses etmedim. Ben düşüncelere dalarken, Benan'ın sesini duydum tekrar,

 

"Yarın okul var, okuldan sonra eşyalarımızı toplar cumartesi taşınırız." Dedi gülmemek için zor durduğu gerilen dudaklarından belliydi.

 

Bak sen benim güzelime bana oyun oynuyor bir de. Benan'ın ile göz göze gelmeye çalışılırken Derya'ya yakalandım. Öyle bakıyordu ki sanki içimi görüyordu. Kaan telefonunu alıp çıktım. Allahtan babam imdadıma yetişti,

 

"Gel bakalım bizim kız" diyerek Benan'ı yanına oturttu.

 

"Bunu son kez söylüyorum Benan, sen bu evin kızısın. Yasemin benim için nasılsa sende öylesin"

 

Başıyla kapıyı kontrol etti. Kaan'ın uzaklaştığından emin olmuş olacak ki,

 

"Gaye de bu evin kızıydı ama seni üzdüğünden beri bu evin gelini. Benim kızlarımı kimse üzemez" deyip kollarını açtı. Benan'ın hiç alışık olmadığı baba sevgisini ve şevkati babamda bulduğu öylesine belliydi ki açılan kollara sığındı. Babam saçlarının üstünden öptü,

 

"Güzel kızım iyi günü herkes paylaşır, biz seninle en zor günlerimizi paylaştık" deyip elini kalbine koydu. "Senin burda ki yerin çok ayrı."

 

Benan'ın gözleri dolarken, biliyordum ki bu yokuşu da aşınca biz çok güzel bir aile olacağız. Babam ve annem onda eksik bırakılmış ne varsa sarıp sarmalayacaklar.

 

Benan 

 

" Biliyorum Semih amca, benim için de sizin yeriniz çok farklı sizde bunu biliyorsunuz." dediğin de ortam iyice duygusala bağlamıştı ki elinde tepsiyle Yasemin'in sesi duyuldu.

 

"Çaylarrrr!!!" diyerek salona daldığın da bunu ondan başkası yapsa asla çekemeyeceğim bir hareket olsa da bu kıza yakışıyordu. Benan'a bi bakış attı,

 

"Kalk bakalım evin ablası tatlıları getir, sehpaları çıkar olmaz öyle babişkonun kollarına girip işten kaçmak." dediğin de kıskançlık damarı tutmuştu. Zaten bir tek Benan'ı kıskanmıyordu. Gaye'ye mesafesini hep korurdu.

 

Çayları içilirken Benan'ı yanlız yakalamak için fırsat kolluyordum, çay almak için mutfağa geçtiğin de usulca peşinden çıktım. Yasemin ve Derya koyu bir sohbete dalmışlardı. Gerisi de sorun değildi benim için.

 

Muftak kapısında, kolundan yakaladığım gibi üs kata çıkan merdivenlere yöneldim, ne olduğunu anlayamadan arada ki kapıyı da kapattığım da şaşkın gözlerle yüzüme bakıyordu.

 

"Barlas napıyorsun biri görecek?" Dedi.

 

Doğru söylüyordu da gel sen bunu benim iptal olmuş aklıma anlat.

 

" Konuşmamız lazım seninle." dedim.

 

Bi basamak yukarıda durduğu için göz gözeydik,

 

"Önce kolumu bırakır mısın?" dediğin de hâlâ kolunda olan elimi çektim,

 

" Özür dilerim ama, bana günlerdir dil döktürüp Derya hanıma iki dakikada ikna olmanın bir açıklaması vardır umarım." Derken kendime şaşıyordum.

 

Trip mi atıyordum ben şuan, Allah'ım bu günleri de görecek miydim?

 

" Mantıklı yaklaştı diyebiliriz." dedi mesafesini korumaya çalışarak.

 

"Ha ben mantıksız sebepler sundum yani." Dedim.

 

Tek eliyle dağılan saçlarını başının üzerinden geriye attı,

 

"Doğru söylüyorsun, yanlış bi karar verdim demek ki. Neyse taşınmayız olur biter." Diye kestirip attı.

 

"Benaaan..." dedim konuyu saptırmasını engellemek için.

 

"Ne duymak istiyorsun Barlas, kaç gece daha kapım da uyuyacaksın, sana kıyamadığım için kabul ettim. Oldu mu? Mutlu etti mi cevabım?" dediğin de takılı kaldık birbirimize,

 

Ellerim yanaklarına tutunduğun da benden bağımsız hareket ediyorlardı. Şu an aklımdan geçeni yapmamam gerekiyordu.

 

Yeri değildi...

 

Zamanı hiç değildi...

 

Fakat aklım da benimle değildi.

 

Gözlerimi kapatıp sakinleşmek için derin nefesler aldım. Alnımı alnına yasladım usulca.

 

"Benan... Ben de akıl diye bişey bırakmadın." dedim iç çekerek.

 

Kıkırdadığını duyduğum da benim yüzümde de bir gülümseme peydah oldu. Gözlerimi açarken,

 

"Bu günlerin acısını çıkaracağız biliyorsun değil mi?" dedim.

 

"Ben halimden memnunum." dediğin de kaşlarım havalandı.

 

"Bu dediğini unutma Benan hocam. Gün gelir devran döner nasıl olsa." Dedim.

 

Bu kez onun kaşları havalanırken konuşmasına müsade etmeden kapıyı aralayıp kimsenin olmadığına emin olunca ona yol verdim.

   

Yan bir bakış atarak yanımdan geçti.

 

Derya yorgun olduğu için onlar erken kalkarken, benim kafam da sevimli tilkiler dolanıyordu.

 

"Hakan, Yasemin düşün peşime yukarıda işimiz var." Dedim üst katın anahtarı alarak.

 

"Hayırdır oğlum." diyen annem de peşimize takıldı.

 

"Anne, Derya hanım için oda ayarlayalım diye düşündüm. Koltukta olmaz, misafirimiz sonuçta." Dedim.

 

"Eee tabiii Benan'ı bize getiren misafirimizi güzel ağırlamak lazım." dedi belime sarılarak.

 

Geniş antreyi oturma odası haline getirmek zor olmadı, Hakan ile eşyaları taşıdığımız da, televizyon için anten kablosunu uzatıp monte ettik. Boşalan oda da Yasemin ile baş başa kaldığımızda.

 

" Sen Benan ablanın zevkini biliyorsun yarın buraya eşya seçmeniz lazım."

 

"Abiii..." Dedi Yasemin sonunu uzata uzata.

 

"Efendimmmm..." Dedim onun taklit ederek.

 

Kıvranmaya başladığına göre yine benim hoşlanmayacağım bir soru geliyor,

 

"Şeyyy... Seninle Benan ablamı çok yakıştırıyorum ben. O gün düğünde dans ederken gözlerimi alamadım sizden."

 

"Eeee..." dedim rahat bir tonda,

 

"Eeee'si sen bi düşün bu işi, bak Benan ablama hiç cadı görümcelik yapmam söz veriyorum." Dedi.

 

Düğün gecesinden sonra bekledikleri yakınlaşmayı bulamayan ailem, sessizce kafaların saki soruların cevaplarını arıyordu.

 

"Benan ablan bunu duyarsa çok rahatsız olur güzelim. Sakın ona birşey söyleme, o bizim misafirimiz öyle düşün." Dedim içim yanarak.

 

"Offff... Ona birşey demem tabii ki ama bence sen benim bu dediğimi bir değerlendir." Dedi kara kızım.

 

"Hadi güzelim geç oldu, sabah çok işimiz var." Diyerek geçiştirdim.

 

Yasemin bir bilsen Benan ablan hiç aklımdan çıkmıyor...

 

Telefonuma gelen mesaj sesiyle cebimden çıkarıp açtım.

 

Benan,

"Barlas lütfen bu gece arabada uyumaya kalkma."

 

İşin açığı Yasemin'i aşağı yollayıp evden çıkmayı planlıyordum. Yakalandığım kötü olmuştu, şimdi oraya gidersem biliyorum ki o da rahat uyuyamayacak.

 

Barlas,

 

"Dikkatini çeken en ufak terslikte beni saat kaç olursa olsun arayacağına söz veririyor musun?"

 

Benan,

"Söz veriyorum, sen de söz ver bu gece rahat bir uyku uyuyacaksın."

 

Barlas,

 

"Güzelim benim rahat uyumam sana olan uzaklığımla ters orantılı, mesafe arttıkça huzur kalmıyor bende..."

 

Benan,

 

"Matematiksel anlatımınızla beni etkilediniz Barlas hocam. İyi geceler."

 

Barlas,

 

"İyi geceler güzelim."

 

Ertesi sabah Benan'ı okula bırakıp o derse girince mobilyacıya geçtim. Yasemin'in de yardımıyla güzel bir takım seçtik. Aksesuar ve diğer detayları da hallettikten sonra, yoğun ısrar ile bugün teslim edilmesini de organize edip okula döndüm. Akşam üzeri eve dönerken tenha bir bank da ağlayan Derya hanımı gördüm. Arabayı park edip Benan'ı aradım.

 

"Benan, Derya hanımı evin ilerisinde ki park da gördüm ağlıyor sanırım." Dedim.

 

Derin bir nefes aldı,

 

"Eve geldiğim de aradım yalnız kalmak istiyorum dedi."

 

"Anladım." dedim güçlü karakterler yıkıldıklarını kimse görsün istemezler.

 

"Sen yakınlarsaysan uğrasana." dediğin de içimde açan çiçekleri görseydin keşke Benan.

 

"Yakın sayılırım geliyorum." dedim arabayı çalıştırırken. Gözüm hâlâ bank da kulağın da kulaklık oturan kadına takılsa da elimden birşey gelmedi.

 

Kapıyı açan Benan yüzündeki gülümseme içimi ısıttı,

 

"Hoş geldin."

 

"Hoş buldum güzelim."

 

Yüzünde ki gülümseme solarken,

 

"Nerde gördün Derya'yı?" dedi üzgün sesiyle.

 

"illerdeki park da." deyip derin bir nefes aldım bende,

 

"Sorun neymiş Benan? Yani dik durmaya çalışıyor ama..." Dedim devam etmeme gerek kalmadan

 

"Anlatmıyor ki Barlas ama ikisi de birbirine çok aşık. Yazık olacak." Diyen Benan'ın Boran Ağa nefreti kısa sürmüş gibiydi.

 

"Hımmm sen daha dün bi kaşık suda boğacaktın Boran ağayı, ne oldu da aşkına inanır oldun?" Dedim merak ederek.

 

"Dün bana özür telefonu açtı. Umut'un Derya'ya olan ilgisinden haberi bile yokmuş. Zeynep'in halt yemesi. Allahtan aklı başında birine benziyor da." deyip duraksadı.

"Dün size gelirken Boran'ın kuzeni Derya'yı aradı, karışık mevzular var, onları çok anlamadım ama o sıra da Boran'ın saz çaldığını duyduk, öyle güzel bir Ahmet Kaya şarkısı söyledi ki benim bile tüylerim diken diken oldu, zaten Derya da ondan sonra dağıldı." Derken gözleri doldu.

 

"Bak sen Boran ağaya." dedim "Çok heves ettiysen ben de sana söylerim güzelim." Dedim duygusal ortam dağılsın diye.

 

"Yaaa Barlas ben ne diyorum sen ne diyorsun!" Diye sitem etti.

 

"Üzülme, birbirini gerçekten sevenler eninde sonun da kavuşur." Demiş bulundum.

 

Yüzünden bir gölge geçti, aklı hâlâ benim mazimde geziyordu. Kendini kötü hissettiğini biliyorum. Konuşacağız, anlatacağım ama aramızdaki sınırlar kalktığında herşey belirsizken değil biz olduğumuz da elimi huzurla tuttuğunda, onun benim başımın tek tacı olduğunu ona söyleyeceğim.

 

"Ben kahveleri yapayım" diyerek uzaklaştı. Etrafa toparladığı eşyaları vardı. Sehpanın üzerinde ki kitap dikkatimi çekti, Neşet Ertaş türküleri...

 

Böylesine özel bir insanın aile sevgisi görmeden büyümüş olması şaşırtıcıydı. Sevdiği bir insanı her yönüyle anlayıp kuşatmak onun için özel olan herşeye eşlik etmek istiyordu. Aklının Derya da kalması da bu yüzdendi. Onu ablası gibi benimsediği belliydi. Hatta Umut ile olsunlar çok istemiştir, fakat Derya'yı üzmüş olmasına rağmen Boran'a karşı bile çok adil ve anlayışlı.

 

Benan, gönlünün güzelliği yüzüne yansımış sevdam. İyi ki seni sevdim ve senden hiç vazgeçmedim.

 

    

    

Loading...
0%