Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@zamansizim84

Yasemin telefonunu eline alınca bende cebimden telefonu çıkardım.

Hemen arama motorundan halı ve koltuk yıkama şirketi numarası bulup aradım. Onlara durumun aciliyeti izah edip iki saat sonrası için zorla randevu ayarladıktan sonra Yaseminle temizliğe giriştik. Ben mutfağın, o banyonun kabasını halledene kadar temizlik için gelen abla kapıdaydı.


"Gızzzz gurban oluyum bu evin halı ne Yaseminnnn" diyen yemenisini geriden bağlamış kadının şiveli konuşmasına şaşkınlığı da eklenince çok sevimli bir hali vardı.


O sırada yukarı bize bakmaya gelen Nermin Sultan evin toplanmış halini bile görünce şok geçirdi.


"Nermin abla gurban oluyum bu evin halı ne! Gaç tane oğlan tepişti bu evde, sen tabii herkeşi senin oğlanlar gibi sandın verdin kiraya içine etmişler evin." diyen kadın kolları çoktan sıvamış halıları toplayıp dış kapının önüne çıkarıyordu.


İlk şokun ardından Nermin Sultan,


"Ne bilelim Sultan temiz çocuklara benziyolardı. "dediğinde bu pisliği gelini olacak kızın bıraktığını açık etmek istememesi normaldi. Tabii Yasemin müdahale edene kadar.


"Sultan abla bu evi bu hale getiren Kaan abimin nişanlısı. Bu akıllı kaynana da hâlâ onun açığını kapatıyor." dedi sinirle, Nermin Sultan ters bir bakış atınca ağzına fermuar çeker gibi yapsa da diyeceğini demişti.


"Vuuuuu gızzzz Yasemin essah mı? Yazıh olmuş benim aslan gibi oğluma." dese de dedikoduya prim vermeyip " Neyse bacım biz işimize bahalım." deyip hızla temizliğe girişti.


Nermin Sultan ses etmezken,


"Ben size yemek hazırlayayım deyip aşağı indi."


Allah'tan Sultan ablanın eli hem pratik hemde temiz iş yapıyordu. Bir ara gözü bana takıldı, evin pisliğinden yeni fırsat bulmuş gibi yüzümü inceleyip,


"Yasemin bu gözel kim? Yohsa Barlas paşamın gısmeti mi?" deyince ne diyeceğimi bilemeyip Yasemin'e baktım.


"O benim manevi ablam. Buraya öğretmen olarak atandı da artık burda o kalacak Sultan abla." dedi mutfak dolabını ovarken.


Kadın beni tekrar süzüp,


"Eyiii eyiii gısmetten ötesi olmazmış. Sen olacağına bah." deyip işine devam etti.


Ben de Yasemin'e yanaşıp,


"Gız Yasemin, bu abla ne diyo ben bişey anlamıyorum." deyince kıkırdadık.


Kulağıma yaklaşıp sessizce,


"Seninle Barlas abimi yakıştırmış. Sonunda olacağı kesin demek istiyor." dedi.


Kaşlarım havalandı,


"Gülüm senin abinin hayranı pek çok, biri milli eğitim de üstüme oynadı. Sabah ki kız gözüyle boğacaktı nerdeyse. Bu kadının dediğini duysa beni şu terastan atar." dedim.


"Sen bunlara bakma abla bekar iki insan oldu mu illaki yakıştırırlar. Sabah ki kıza gelince, yakında ben atıcam onu balkondan. Bu kadar arsız olunmaz, abim hiç yüz vermediği halde akıllanmadı. Komşuluk var bişey de denmiyor ama sabrımın sonundayım." diye dert yandı.


"Boynuma yazı asıcağım Barlasla alakam yoktur diye" dedim.


Yasemin kahkahası evi doldurdu,


" İyi fikir! "


Zilin sesiyle koşarak gidip açtım,


Yaşasın, koltuk yıkamacılar. Onlarda gördükleri manzaraya şaşırsa da hemen işe koyuldular. Koltuklar zorda olsa temizlendiğinde, yatağın halini gören adam onu da yıkayabileceklerini söyledi. Benden mutlusu yoktu, açıkçası o yatakta uyuyamazdım yenisine de para vermek istemiyordum. Halıları da beraberlerinde götürdüklerini işimiz bitmek üzereydi.


Biz mutfağı ince ince temizlerken, son olarak terası da yıkayan Sultan ablanın işi bitmişti.


"Teşekkür ederim" deyip yarım gün yaptığımız temizliğe tam gün ücreti uzatınca şaşırdı. Elindeki paranın yarısını alıp,


"Hoca hanım, emeğimden fazlasını istemem. Nermin ablama senin gibi gelin yakışırdı yaaa gısmet. Sen gene dediğimi dut da Barlas'ı gaçırma" deyip göz kırptı.


Onu uğurlarken gözüm karşı kapıya takıldı. Bunlar olmayanın da aklına düşürürler. Acaba Barlas geldi mi ki?


Sanane Benan hemen gaza gel zaten. Ama çok da yakışıklı olmuş geçen zamanda...


Kendi kendime konuşmayı bırakıp içeri girdiğim de terastaki sandalyeye kendini atmış Yasemin'in sesini duydum,


"Gel ablaların gülü gel. Vallahi Gaye'nin pisini temizliycez diye helak olduk. Ne buldu abim şu kızda anlamış değilim." dedi bıkkın bir ifadeyle.


Yorum yapmak istemediğim için gülümsedim sadece.


"Gerçekten yoruldum Yasemin ama değdi çok güzel oldu pırıl pırıl." dedim keyifle.


"Hadi inelim annem yemekleri yapmış bizi bekliyordur." deyince ona hak verdim acıkmıştım.


Aşağı indiğimizde saat oldukça geç olmuştu. Hemen sofraya yardıma geçtik. Çalan kapıyı Yasemin açtığında Kaan, Gaye ve kuzeni gelmişlerdi. Beni görünce şaşırsalarda selamlaşıp sofraya geçtiler.


Buyur etmeden sofraya oturmalarının şaşkınlığını atamadan tekrar kapı çaldı. Kapı görevlisi Yaseminciğim kapıya koşturduğunda Semih amca ve Barlas kapıda göründü.


Sofradaki ekipte gözlerini gezdiren Barlas'ın durumdan hoşnutsuzluğu hissedilir düzeydeyken, gözleri beni bulduğunda dudağının kenarı hafif kıvrılsada hızla toparlandı.


"Anne siz beklemeyin başlayın duş alıp geliyorum, bütün gün kitap taşıdık." deyip Nermin sultanın yanağına öpücük kondurarak merdivenlerden yukarı çıktı.


Semih amcanın da gelmesiyle sofraya oturduk. Nermin Sultan servisleri yaparken,


"Nermin teyze su alabilir miyim? diyen Ekin ile göz göze geldik. Sürahinin yanımda olmasından dolayı bütün bardakları doldurup sürahiyide tekrar doldurmak üzere sebile yöneldim. Ağır misafir sanıyorlardı sanırım kendilerini.


O sırada Barlas'da gelip yerine oturdu. Mecburen tek boş yer olan yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Nemli saçlarından gelen şampuan kokusuna kendi kokusu da karışmıştı.


Masada kısa kısa sohbetler devam ederken,


"Benan evi beğendin mi?" diyen Barlas'a çevirdim başımı yanımda oluşundan ela gözleri ile çok yakın olduğumu fark ederek, hafif geri çekildim.


"Ev güzel, çok beğendim. Yarın eşyalarımı taşırım diye düşünüyorum." dediğimde gülümsedi.


Yakınlığı ile daha fazla ona bakmadığım da yemeğime çevirdim bakışlarımı.


Yasemin bu fırsattan istifade,


"Aslında bugün taşırdık da evi temizlerken anamız ağladı halimiz yok" diye topu doksana çaktı.


Sinsi bakışlarını Gaye'ye dikti.


" Aaaa biz Ekin ile temizlik yapıp çıktık sabah ama Benan hanım pek titiz sanırım. Beğenmeyip tekrar yaptığınıza göre" deyip sözünü bitirince arkasına yaslandı.


Yasemin'in attığı laf benim başıma bela olurken Barlas'ın dikkatli bakışları bana döndü, o sırada Nermin Sultan'ın elini elimin üstünde hissettim. Sıkıntılı bir nefes alıp verdim,


"Aynen Gaye'cim ev temizdi ama ben biraz takıntılıyımdır, kendime göre tekrar temizledim." dedim istemeye istemeye...


Bu karşılığı beklemiyor olacak ki Gaye'nin kaşları havalandı. Ekin pis pis sırıtıyorken bu ikisinin seviyesine inmemeye kararlıydım. Kaanla göz göze geldiğimizde mahcup olduğu belliydi. Sonuçta evin halinden habersiz olamazdı.


Yemek çay faslından sonra üst kata çıkıp eşyalarımı aldım. Ben Yasemin'in odasında, kızlar oğlanların odasında, oğlanlar Barlas'ın katında uyuyacaktı. Koltuklar ve yatak hâla kurumadığı için mecburen bu gece de burdaydım. Merdivenlerden gelen sesle Barlas'ın geldiğini anladım. Üst kata ulaştığında benimle yanlız konuşmak istediği için gelmiş olacak ki,


"Benan, evin temiz olduğuna emin misin? Bu ikisinin temizlik yapacağına asla ihtimal vermiyorum. Sultan abla var annemin tanıdığı ihtiyaç varsa onu çağırın temizlesin." dedi.


Bu adam fazla dikkatli, ne diyeyim ben şimdi.


"Yani biraz uğraştık ama hallettik. Kızı nişanlısının yanında utandırmak istemedim. Zaten yarın yurda geçecek. Büyütmeye gerek yok." diye cevap verdim.


Başını iki yana salladı,


"Tahmin etmiştim, sen fazla iyi niyetlisin ama dikkatli ol ikisi de oldukça sinsidir." dediğinde kaşlarım havalandı.


"Bizim bu dedikoduları Yasemin'le yapmamız gerekmiyor muydu? Seninle biraz tuhaf oldu sanki." diyerek güldüm.


Onun da ela gözleri kısıldı, gülümsemesi fazla güzeldi.


"İyi geceler" deyip merdivenlerin önünden çekildi. Aşağı inip son basamakta başımı kaldırdığımda hâlâ bana bakıyordu, gülümseyip Yasemin'in odasına yöneldim.


İkimizde pijamalarımızı giymiş geniş olan yatağının üzerinde karşılıklı bağdaş kurmuştuk.


"Masada Gaye'yi boğacaktım az daha, sen niye ev temizdi dedin?" diyerek sitem etti.


"Boşver yarın gidiyor zaten polemiğe gerek yok." dedim yorgunluktan kısık çıkan sesimle.


"Bu pislikle bunu yurttan atarlarsa hiç şaşırmam doğrusu." dedi söylenmeye devam ederek.


"Aşkım seninle daha çok görümce muhabbeti yapmak isterdim ama çok yoruldum ve uykum var." dedim.


"Oyyy kıyamam masaj yapayım mı sana?" diye sordu.


"Yasemin yıllardır hayal ettiğim kız kardeşsin." deyip kendimi parmaklarına bıraktım.


Yatağa uzanırken bu yatak niye iki kişilik diye sordum, yüzü düşerken sahte bir gülümseme takındı hızlıca,


"Zamanın da öyle gerekiyordu." deyince anlamaz gözlerle baktım yüzüne "Boşver..." dedi dolan gözlerini ilk defa kaçırarak.


Merak etsem de uzatmadım, masaja başladı. İnanılmaz iyi masaj yapıyordu ve ben yorgunlukla uykuya teslim oldum.


Sabah oldukça geç uyanmıştık Nermin Sultan yorgun olduğumuz için bize kıyak geçmişti anlaşılan.


Evde sadece hanımlar kalmıştı. Kahvaltı sofrasına da misafir gibi yerleşen Gaye ve Ekin'i görmezden gelerek, çayları doldurdum. Bu kızlar gerçekten sinir bozucuydu.


Masadaki samimiyetsiz ortam kendini belli ederken, kahvaltımı hızlıca yapıp eşyaları toparlayarak kendi evime çıktım.


Mis gibi kokuyordu. Kahve yapıp terasa geçtiğim sırada kapı zilini duyarak açtım,


Karşımda Gaye'yi görmeyi beklemiyordum.


Evde gözlerini gezdirip içeri ayağını uzattığında elimi göğüs hizasında tutarak geçmesine engel oldum. Şaşkınlıkla gözleri beni bulurken,


"Girebilirsin demedim, hele de ayakkabılarınla girmeye yeltenmen iyi cesaret doğrusu." dedim kollarımı göğsün hizamda bağlayarak.


Önce ne diyeceğini bilemese de çabuk toparladı. Ayakkabılarını çıkarıp içeri adımlarken,


"Akşam pek sessizdin, evine geçince mi aklın başına geldi? deyip karşıma dikildi.


" Nerde konuşup nerde susacağımı bilecek kadar zekiyim diyelim. Kahve içecektim ister misin? Misafirsin sonuçta." dedim onu umursamadan mutfağa geçerek.


Ona kendi evinde misafir muamelesi yapmak hoşuma gitmişti.


"Pek hamaratsın kimin gözüne girmeye çalışıyorsun?" dedi ilk defa açık olarak niyetini belli ederek,


"Gaye ben laf dolandırmayı sevmem ne diyeceksen açık konuş." dedim ona daha da yol açmak için.


Terasa çıkıp sandalyeye kuruldu,


"Babamla konuştum, seninle kalırsam yurda geçmeme gerek kalmayacak, yani ev arkadaşı oluyoruz Benancım." dedi sinir bozucu bir özgüvenle.


Sinirim damarlarımda alev alırken, sakin kalmaya çalışıyordum.


"Benim bağışıklığım seninle bu evde yaşayacak kadar yüksek değil canım malesef." dedim dudak bükerek.


Ne demek istediğimi anlayamadı uzun bir süre. Açıklama yapmak zorunda hissettim mecburen,


"Evin halinden anladığım kadarıyla sen mikroba bağışıklık sağlamışsın ama ben hijyene önem veren insanım yani seninle aynı evi paylaşamam."


İmâdan anlamayan sahte sarışınımız aydınlanmış olacak ki başka yerden saldırmaya karar verdi.


"Tabii beni yurda yolla ki meydan sana kalsın, buldun yağlı kapıyı. Bana bak hoca hanım bende nişanlı mı sana kaptıracak göz yok." deyip kaşlarını çattı.


Ben kahkaha atmaya başlayınca sinirlense de sakin görünmeye çalışıyordu. Gülüşümü zorla durdurup,


"Ayyy canım ya, ben iki gün önce koskoca holding varisine yol verip, nişan attım. Yağlı kapı aradığımı nerden çıkardın acaba?" deyip yaşatan gözlerimi sildim.


Şaşkın bakışları ciddiyetimi anlamaya çalışıyordu ki ekledim,


"Eee tabii kişi kendinden bilir işi." Demesem içimde kalırdı.


Sessiz kaldığında sanırım durum analizi yapıyordu. Kafa yavaş çalışınca hayat zor tabii.


"Bende bu evde kalıyorum dedim Benan hanım. Problem çıkarmak istiyorsan hodri meydan, nişanlımla seni bu kadar iç içe bırakmayacağım."deyip çıkıp gitti.


İki dakikalık huzurum yine ellerimin içinden uçup gitmişti. Bu kız varken burda bana rahat yoktu anlaşılan, bu yaptıklarını anlatıp burda kalmaya devam edemezdim. Resmen beni Kaan'ı ayartacak olmakla suçluyordu. Aynı evde kalmamız ise tamamen ihtimal dışıydı. Kesin katil olurum.


Derin bir nefes alıp çantalarımı toparladım. Zaten dağıtmaya da fırsat olmamıştı. Buraya gelmeden okula yakın apart araştırmıştım, numarasını bulup aradım. Çok yakında olmasa da yürüme mesafesindedir. Taksi çağırıp kimseye görünmeden evden çıktım.


Taksiye binip adresi söyledim. Canım çok yanıyordu. Tam aile sevgisi, anne şevkati buldum derken mutluluğum iki gün sürmüştü. Göz yaşlarım benden izinsiz akarken telefonum çoktan çalmaya başlamıştı. Yasemin ardı ardına arıyordu. Açamazdım. Şuan değil, ama bu hesap kapanmadı Gaye hanım. Sen beni çok hafife aldın.


Bi daire kiralayıp çantalarımı alarak 1+1 açık mutfaklı küçük ama sevimli bir balkonu olan daireme çıktım. Allahtan eşyalar yeni ve ev temizdi. duş alıp yatağa uzandım. Telefonuma baktığımda bir çok cevapsız arama vardı. Şimdi de Barlas arıyordu. Yasemin'e mesaj atıp telefonu kenara bıraktım. Önce sakinleşmem gerekiyordu.


Barlas'tan


Sevda ağır imtihanmış, onun benden haberi bile yoktu ama hasreti beni öyle yakıyordu ki bazen bir dakika uzaktan olsun görmek için Nevşehir'de ki okulunun kapısında beklerdim. Yanında arkadaşları ile güle eğlene okuldan çıkışını, saçlarının rüzgarda savruluşunu izler hasretime hasret ekler gittiğimden daha beter dönerdim. Kendime kızdığım çok oldu, olmayacak duaya amin dediğimi biliyordum ama gönül ferman dinlemiyordu. Tam umudumu kaybetmişken bu yaşadıklarım hayal gibiydi. Yine de ona alışmaktan korkuyordum.


Bu sabah Benan'ı görememiştim. Dün çok yorgun görünüyordu, eminim evi temizlemek için çok uğraşmışlardır. Kaan arada olmasa Gaye bizim evin kapısından girecek insan değil ama aşık kardeşim herşeyi görmezden gelerek bu işi buralara kadar getirdi. Bir ömür böyle nasıl geçirecekler bilmiyorum.


Öğlene kadar okulun açılış töreni için hazırlıkları yapıp yeni gelecek sınıfların dağılımıyla ilgilenmiştim. Aklım da bi an önce eve gitmek vardı ama saatler bir türlü geçmiyordu. Saat iki civarı Yasemin'in aramasını görünce telefonu kulağıma götürdüm.


"Efendim güzelim." dedim.


"Abi bişey söyliyeceğim ama telaş yapma." dese de kendi telaşa çoktan kapılmıştı. Her zaman pür neşe olan kız kardeşimin sesi oldukça keyifsizdi.


"Yasemin ne olduğunu söyle hemen" dedim duyacaklarımın canımı sıkacağı belliydi.


Derin bir nefes aldı,


"Benan ablaya ulaşamıyoruz." deyip sustu.


Benan'a ulaşamıyoruz...


"Ne demek Benan'a ulaşamıyoruz!" dedim anlamaya çalışarak yanı başkarında ki kıza nasıl ulaşamıyorlardı.Sesimin yüksek çıkmasına engel olamamıştım.


"Bi sakince dinle anlatacağım, öğlen eşyalarını alıp eve geçti. Peşinden de Gaye yukarı çıktı. Sonra gelip biz Benanla kalmaya karar verdik deyince" duyduklarımla taşlar yerine oturdu. Gaye, her yaptığına göz yumulan, Kaan'ın toz konduramadığı Gaye... Benan'ın ona sofra da bile zor tahammül ettiğini ne kadar saklamaya çalışsa da anlamıştım.


"Benan bunu kabul etmez, Gaye yine neyin peşinde" dedim sertçe.


"Bende senin gibi düşündüm yukarı çıktım kapı duvar, telefonu arıyorum açmıyor. Yedek anahtarla eve girdim eşyaları da yok." deyince içime çöken sızı çok tanıdıktı. Benan'ın yokluğunun sızısı... Yıllardır o sızıyla yaşıyordum zaten de iki gündür yanı başımda olduğu için çabucak varlığına alışmıştım.


"Eve geliyorum" dediğimde arabanın anahtarını cebime atıp kapıya varmıştım bile. "Ben geldiğimde Gaye evde olsun hesaplaşacağız." dedim.


"Tamam abi" dedi Yasemin.


Benan'ı aradım ama telefonunu açmadı.


İki gün mutlu olmaya hakkım yok muydu? Nereye gider? Niye gider?


Hemen yola çıkıp eve geldim. Yasemin kapıda karşıladı.


"Abi Benan abla msj atmış. 'Apartta daire tuttum. Şuan çok sinirliyim sakinleşince arayacağım' yazmış." dedi amacı beni sakinleştirmekti ama şu dakika asla işe yaramazdı.


İçeri girerken bastığım yerden ses geliyordu ve bunu kasıtlı yapıyordum. Herkes kolay sinirlenmediğimi bilirdi, ama sinirliyken de ortalığı ateşe vereceğimi de. Salona girdiğim de Gaye oturduğu koltuğa sinerken, annem önüme geçti.


"İki dakikan var Gaye, kestirmeden doğrusunu anlat. Ben Kaan gibi sabırlı değilimdir az çok bilirsin." dedim şahit olduğu bir kaç olayı hatırlasın diye.


İşaret parmağım hâlâ hava da cevabını beklerken annem aramızda kalmıştı,


"B-ben Kaan'dan uzak kalmak istemedim, babam da Benanla kalırsam yurda geçememe gerek olmadığını söyleyince..." diye geveledi.


Bu kızdan asla haz etmiyordum. Yalan söylediği açıkken hala kuyruğu dik tutmaya çalışıyordu. Sakin tutmaya çalıştığım sesimle konuşmasını böldüm.


"Bu anlattıkların seninle ilgili kısım ve beni zerre ilgilendirmiyor. Benan'a ne dedin de gitti? Bir dakikan kaldı." deyince gözlerini kaçırdı,


"Nermin anne bişey söylesene..." deyip sıyrılmaya çalıştı.


Annemin arada kalmış yalvaran bakışları canımı sıksa da bu kızın bildiği gibi at oynatmasına daha fazla sabredecek değildim.


"Son kez söylüyorum Gaye! Benan'a ne dedin?" diye çıkıştım.


Kaçacak yeri olmadığını anlayınca kısık tuttuğu sesiyle mırıldandı,


"Çok güzel bi kız, ben Kaan'ı kıskandım. Burda kalmaması için..." deyip sustu. Benan'a söylemeye utanmadığı sözleri bize söylerken utandı hanım efendi.


İmâ ettiği şeyin çirkinliği ile kan beynime sıçradı. Kaan'ı düşürdüğü duruma ayrıca delirsemde. Benan bu hadsizliğinden sonra buraya adımını atmazdı. Ellerim yumruk olurken annem araya girdi.


"Barlas sakin ol annem. Kaan'ı hatrı var. Ben Benan'ın gönlünü alırım." dediğinde bu kez çizmeyi aşana sessiz kalmayacağımı gördü gözlerindeki öfkede.


Gaye'yi işaret ederek anneme döndüm.


"Bu kız, Benan üst kata dönmeden bir daha bu eve ayak basmayacak." derken tavrımın keskinliği evin havasını buza çevirdi.


Fakat annemin araya girmesinden cesaret bularan kız tekrar konuştu,


"Ben Kaan'ın nişanlısıyım buna sen karar veremezsin." diye şansını zorlayan Gaye'deki cahil cesaretini takdir ederken,


"Öyle mi? Bu durumu babana anlatalım o karar versin." deyip telefonumu elime aldım.


Yüzünün ifadesi hızla değişti, babasından çekiniyordu ama bildiğinden de geri kalmıyordu.


"İki senedir bizden çıkmadığını da detaylıca anlatmak farz oldu artık." diye ekleyince,


"Barlas abi, özür dile..." demeden sözünü kestim sesini duymaya bile tahammülüm yoktu,


"Gaye sakın bir daha gözüme görünme. Yasemin, Gaye'yi yolcu et geç kalırsa yurda almazlar. Malum başka kalkacak yeri de yok." dediğim de kaçar gibi çıktı salondan.


Sinirden kendimi balkona attım. Bu eve gelip Benan'ı göremeyecek olmak, hemde böyle saçma bir sebepten ondan uzak kalmak beni deli etmişti. Bunca zaman yolunu gözlemişken bu kadar çabuk kaybetmek, düşündükçe sabrımı tükettip yumruğumu demire geçirdiğim de,


" Barlas... " diyen ses annemdi.


"Anne sakın bana Gaye'yi savunma, yaptığı herşeyi görmezden geldim. Kardeşimin seçimidir dedim saygı duydum ama buraya kadar. Benim misafirime hadsizlik yapmayacaktı." dedim tüm netliğimle.


Annem yorgunca nefes verdi.


"Haklısın oğlum, biz anlayış gösterdikçe suistimal etti. Benan bunca lafın üstüne geri gelir mi?" deyip o da benden medet umdu.


"Yaseminle gidip şansımızı deneyelim diyorum." dedim aklında ki tek çözümü dillendirerek.


"İki günde nasıl alıştım pek cana yakın, samimi bir kız. Hastanedeyken de çok sevmiştim. Öldü diye üç yıldır hatim okuyup bağışlıyordum ben onun ruhuna" dedi.


Annemin söyledikleri ikimizi de gülümsetirken, eli elimin üstünü buldu.


"Merak etme buraya dönmese de okulda görürsün." deyip omuzuma koyduğu eliyle iki kez vurup içeri geçti.


Sinirle kendimi kaybetmiştim, aşık olduğumdan annemin artık şüphesi yoktur . Benan da karşılığı olsa da keşke bütün dünya bilse.


"Abi, Benan abla geri gelmez mi? Bi gidip konuşsak. Ben çok alıştım ona yaa." diyen Yasemin'in üzüntüsü gözlerinden okunuyordu.


"Gidelim gülüm gelir belki" deyip kolumun altına aldım Yasemin'i başından öptüm koklayarak. Aramızda ki yaş farkından mıdır? Bilmiyorum ama kız kardeşime ayrı düşkün olduğum bir gerçek. O da fırsattan istifade iyice şımararak,


"Sen evlenme abi yaa, bak Gaye geleli Kaan abimi kaybettik. Ama sen bizden uzaklaşırsan ben buna dayanamam" deyip yanağıma öpücük kondurdu.


"Hımmm. Bu yakışıklılıkla evde kaldın diyordun. Beni mi kandırdın cimcime?" deyince telaşla karşı çıktı,


"Yooook! Çok yakışıklısın o ayrı. Bir de böyle ağır abi takılıyorsun ya, karizmatiksin yani. Gidip de abuk subuk birini bulursun diye korkuyorum. Etrafında dolanan tipleri de düşününce" deyip, Narinlerin balkonunu işaret ederek göz kırptı.


"Merak etme, ben senin çok seveceğin biriyle evleneceğim." dedim dua niyetiyle.


Gözlerini büyüttü iyice,


"Evlenmeye niyetin var yani?" dedi şaşkınlığını gizlemeden.


Benden ümidi iyice kesmiş de boş muhabbet olsun diye konuşuyor hanımefendi.


"Var tabii, bu kadar gaz veriyorsun yakışıklısın, karizmasın diye. Gereksiz özgüven oluşuyor insanda" deyip burnun ucuna işaret parmağımla vurdum.


"Ahhh ahhh memleketin yarısı peşinde de, sen görmüyorsun be abi." dedi belime sarılıp.


" Hadi, hadi gidip hazırlan da Benan ablanı bulalım." deyip şakağından öpüp içeri yolladım.


Yasemin Hanım, tek Benan'ı görüyor bu gözlerim. O beni görmese de, hiç benim ona baktığım gibi bakmasa da beklemeye razıyım.


Telefondan okula en yakın apartı aradım. Sahibi zaten arkadaşımdı. Bizim ev olmasa ordan daire bulurum diye düşünmüştüm. Üniversiteye uzak kaldığı için orda yer bulmak daha kolaydı. Hem de yeni açıldığından evler ve eşyalar temizdi.


Orda olduğuna emin olunca içim biraz olsun rahatlasa da, gözümle görmeden bana huzur yoktu.


Loading...
0%