(8)

< Beste Yazıcı >

Gözlerimi kısmış tamamen ters bir yüz ifadesiyle yan tarafımda oturup futbol maçı izleyen adamı izliyordum, son 45 dakikalık deneyimime dayanarak konuşuyorum bu densiz herif kesinlikle koyu bir galatasaraylıydı.

Dirseklerini dizlerine yaslamış ellerini yukarıdan birbirine kenetlemiş ve öne eğilmiş bir biçimde beni tamamen yok sayarak heyecanla maçı izliyordu, evet sözde esir tutulduğu evde oturmuş onu esir tutan kişiyle maç tekrarı izliyordu.

Böyle esir düşman başına !

Bıkkın bir nefes vererek kendimi arkaya attım, ne burdan çıkmama izin veriyordu ne de başka bir şey izlememe. Videodan çıkmak için hamle yapar yapamaz beni engelliyor ve odadan çıkmaya yeltendiğimde de evi dagitmakla tehdit ediyordu.

Allah kahretsin ki telefonum odamda kalmıştı ve ben tanımadığım sözde esirim olan bi adamla gecenin 3'ünde Galatasaray - Fenerbahçe maçı izliyordum !

Hayır hiçbir şey anladığım da yoktu ki ! Ben ne anlardım futboldan.

" Asma suratını bak ne güzel kardeş kardeş futbol maçı izliyoruz ne kadar eğlenceli (!) " Yüzümü buruşturarak ona en ters bakışlarımdan birisini gönderdim.

"Hıı ne kadar güzel bir his anlatamam " Galatasaray'lı olduğunu bilerek ona laf attım. " Bir de düzgün oynayabilseler daha keyifli olacak "

( Burda araya giriyorum ama lütfen takımlarla ilgili olan bu kısımda işi çok ciddiye bindirmeyin, unutmayın bu bir kitap )

Bi anda keyifli bir sırıtma belirdi yüzünde " Sonunda konuşmaya karar verdin, şaşırtıcı ama katılıyorum bu civciv kafalılar oynamayı beceremiyorlar ki maçın zevki çıksın. "

Dudağımı ısırıp sinsice sırıttım " Ah ama ben onlara değil şu sarı kırmızılara demiştim tek yaptıkları ordan oraya koşuşturmak, top ayaklarına değmedi bile "

Bi anda gülümsemesi ile birlikte heyecanlı ifadesi de dağıldı ve bakışları yüzüme kitlendi, tehditvari bir şekilde beni süzerken aklından geçenleri düşünmek bile istemiyordum.

" Demek sarı kırmızılar boş boş koşuşturuyor sahada öyle mi ? " Ses tonu biraz çekinmeme sebep olsa da lafımı esirgemedim. " Evet baksana şunlara hiçbir şey yaptıkları yok " Elimle ekranı gösterdiğim sırada bana olan bakışlarını ve saldırıya hazır bir aslan gibi dikleşmiş vücudunu görünce yutkundum. Laf atmamam gereken bir şeye laf atmıştım değil mi ?

" Şey ben su içip gelicem ister misin ? " Odadan kaçmak için yaptığım hamleyi fark etti ama sesini çıkarmadan beni onayladı. Odadan ışık hızıyla ayrılırken bir daha kimsenin takımına laf atmamayı da zihnimin bir köşeye yazdım.

Sürahideki suyu elime aldığım büyük kupaya boşalttıktan sonra saniyesinde bütün suyu kafama dikip bitirdim, bir başka bardağa da içerdeki varlık için su doldurduktan sonra hiç acele etmeden minik adımlarla içeriye geçtim.

Ben tam koltuğuna yanına gelmişken bir anda bağırınca olduğum yerde sıçradım. " Gol ! Gol ulan gol !! " O bağırınca istemeden elimdeki bardak kaydı ve ben bütün suyu onun üstüne dökmüş bulundum.

Gözlerimi kapatıp dudağımı ısırdığım sırada gömleğinin ne halde olduğuna bakmak dahi istemiyordum. " Sen... Ya Allah seni bana sınamak için falan mı gönderdi ! " Tek gözümü açıp etrafa bakındım çoktan yumruk olmuş elleriyle karşıma dikilmişti.

" Pardon is- " Ben lafımı bitiremeden bağırdı. " Pardonunu seviyim senin, bilerek yapmadıysan- " Daha fazla bağırmasına katlanamadım, o kimki bana sesini yükseltiyor !

" Ne bağırıyorsun be, hem ne diye bilerek yapacakmışım işim gücüm yok seninle mi uğraşacağım ? " Bana tepeden alaylı bir bakış attı. " Belliki yokmuş işin gücün yokmuş bak gömleğime ne halde "

Gözlerimi devirdim " Biraz daha abart sanki yırtıp attık " Kaşlarını alaylı bir ifadeyle kaldırdı. " Ha bide onu yapsaydın da tam olsaydı "

Ellerimi sabır diler gibi havaya kaldırınca bana öfkeli ve ters bir bakış attı. Ben kafamı yukarı kaldırmış kendi kendime söylenirken bakislarim ona değince gömleğinin düğmelerini tek tek açtığını gördüm.

Gözlerim kocaman olurken Alevle meyve soymak için kullandığımız bıçağı elime aldığım gibi ona doğrulttum. " Hop hop, ne yapıyorsun sen ?! " aşağı eğdiği kafasını yukarı kaldırınca elimdeki bıçağa şaşkınca baktı. " Psikopat mısın kızım napıyorsun o bıçakla "

Gözlerimi kısıp bana doğru attığı adım kadar geri çekildim. " Nerden kızın oluyorum ben senin ? " Bu kez sabır dileyen taraf o oldu "Lafın gelişi dedim ! İndir o bıçağı birimize zarar vericeksin "

" İlikle şu gömleğinin düğmelerini tekrar " Dudakları aralandı ama ne söyleyecekse ilk başta ağzından çıkmamış olacak ki bi süre sessiz kaldı. " Sana diyorum sana tak şu düğmeleri tekrar "

Gözlerini kısarak üstüme yürümeye başladı. " Sen bana sapık muamelesin de mi bulundun az önce ? " Üstüme yürüdüğü için geri geri giderken istemsizce bıçağı biraz daha kaldırmıştım havaya. " Gelme üstüme bak şakam yok delik deşik ederim seni " Hayır öyle bir şey yapamazdım bırak delik deşiği küçük bir sıyrık atsam taktire şayandı.

Beni dinlemeden üstüme yürümeye devam etti üstelik bunu yaparken bi yandan da gömleğini çıkarmıştı. " Hadi yapmasana " meydan okuyan cümlesiyle birlikte durmayacağını fark edince en iyisinin kaçıp odama saklanmak olduğuna karar verdim

Tam arkamı dönüp kaçmaya hazırlanmışken bi anda eliyle bıçağı tutan elimi kavrayıp beni kendisine çekti. Dengemi kaybedip düşmemek için boşta kalan elimi alel acele omzuna yerleştirdim ve oda beklemediğim bir anda beni belimden tutup düşmememi sağladı.

Biz o haldeyken bir süre ortamda sessizlik hakim oldu tâki o konuşana kadar. " İlk sefer de etkilenmediğini söylemiştin, ikincide fikrin değişir mi ? " Anlamayan bakışlarım onda gezinirken gözlerinin hafif aralık olan dudağımda olduğunu gördüm. Beni öpmek mi istiyordu ?!

" N-ne ? " Kahretsin şimdi kekelemenin sırası değildi ve hayır beni boğmaya çalışan birinde etkilenmezdim !

" Seni diyorum ikinci kez öpsem benden etkilenme şansın yüzde kaç ? " Sinirle kaşlarımı çattım, ben daha cevap veremeden kapının kilit sesi geldi ve içeri ayakkabılarıyla dalan bir adet Alev görünce ne kadar sevindim anlatamam

Tabii bu sevincim Alevin bakışlarını görünce değişti, hayır ya bizi bu şekilde görmemeliydi !

Sahi biz ne ara kapı önüne gelmiştik ?

< Alev Lal candan>

Kocaman olmuş gözlerle öylece kapıda kalakaldım, şahit olduğum sahneyi idrak etmekte zorlanırken arkamdan gelen bir koşma sesi dikkatimi dağıttı, sonra birkaç parmak kolumu sarmalayıp beni kendine doğru hafifçe çevirdi.

Gözlerim bu kez kolumu tutan elin sahibine kaydı, Serkan buraya nasıl gelmişti ?

O da tıpkı benim gibi şaşkınlık içinde evin içerisinde dipdibe duran ikiliye bakıyordu, en az benim kadar şaşkındı.

" Ne... Ne oluyor burada ? " Alaylı bir tavırla ona döndüm. " Valla ilk başta bende öyle oldum ama sorna bir de baktım ben yokken bu ikisi işi pişirmeye başlamışlar.

Elimle şikayet eder gibi Beste ve Sinan'ı gösterdim. " Ya ben bunu esir bunuda esirin başına bekçi yapmıştım, bunların sevişmeye başlaması hiç etik değil "

Duyduklarına kolumdaki eli yanına düşerken şok olmuş bir şekilde karşısındaki ikiliye bakıyordu. Tabii ben bunları söylerken o ikisi çoktan birbirinden ayrılmış yana yana suçlu çocuklar gibi durmuşlardı. E tabi birde söylediklerimden dolayı tepeden tırnağa utanç doluydular.

" Abi yok öyle bir şey biz şey yapıyorduk, şey- şey işte " Serkan olayları idrak etmeye çalışırken bende eğilmiş ayağımdaki botları çıkarmaya başlamıştım bir yandan da laf atıyordum.

" Şey ya şey, biz o şeye halk arasında sevişmek diyoruz Sinan Bey tabi buldun saf salak kızı hemen atladın üstüne. " Gözleri kocaman olup bana bakan Sinan'ın karşısına geçip bir anne edasıyla Besteyi arkama aldım.

"Hanım hanım bu benim yavrum onu almak istiyorsan önce beni çiğnemen gerek ! " Şok olmuş şekilde bana bakarken onun yanına da Serkan geçti ve tıpkı benim gibi oda Sinan'ı arkasına çekti.

" Sen kime çamur attığını sanıyorsun ? Benim kardeşim yapmaz öyle şey " Tabi canım der gibi kafamı salladım. " Oh maşallah abi kardeş pek bi ahlaklısınız, biri yatağa kız atar öteki çamurlu ayakkabıyla eve dalar. "

" Kimsenin yatağa kız attığı yok ! Kafan da kurup kurup da konuşma "

" Tabii canım o yüzden bu itin üstü çıplak ve benim narin çiçeğim bi bıçakla kendini savunmaya çalışıyor! "

" Bu mu narin çiçek? Gelmesek çocuğu bıçaklayacaktı, belki üstünü de o yırtıp atmıştır bi köşeye ne malum onun benim kardeşime saldırmadığı ?! "

Ağzım açık ona baktım pis iftiracı ! Elimle Beste'nin çenesini tutup yanaklarını hafif sıkarak dudaklarını büzdüm.

" Bu mu saldıracakmış hah ! ölsem inandıramazsınız beni bu saf şeyin birine zarar vereceğine, kesin senin kardeşin olacak bu şerefsiz it yapmıştır "

" Hadi ordan sana mı inanacağım kardeşime mi ? "

" Yani ben dururken ona inanmak büyük bir hata olur "

" Niye sen doğrucu Davut musun ? "

" Ben erkek miyim be adam ! Gözünde mi görmüyor diyeceğim ama olanları anlayamayacak kadar körsün anlaşılan.

" Sen kime kör diyorsun ! "

Üzerime doğru gelince bende onun üzerine yürüdüm.

" Kulaklarda da sorun var galiba ?! İstersen bi randevu ayarlayabilirim doktora "

" Sen önce git kendin için bir psikoloğa görün malum kafandan senaryolar kurup gerçekmiş gibi anlatmak pek normal sayılmaz! "

" Sensin be anormal ! "

Biz birbirimizin üstüne doğru yürürken kapı sesi duymamızla birlikte ikimizde irkilerek etrafa bakındık.

Biz kavga ederken kaçmışlardı !

Evetttt bir bölümü daha bitirdikkk.

Öncelikle tatiliniz nasıl gidiyor ?

Ben çok mutluyum çünkü yoğun tempodan çıkıp dinlenmek için çok büyük bir fırsatım olmuş oldu.

Sizleri çok fazla tutmayacağım, hızlıca bölüme gelecek olursakkkkkkk

Bol Beste ve Sinanlı bir bölüm oldu

Ben gerçekten bu ikiliyi yazmayı çok seviyorum umarım sizde okumayı seviyorsunuzdur.

Sizlere çok iyi bir haberim varrrr artık Alev ve Serkan'ı yazmak o kadar da zor gelmiyor, ikisinide hemen hemen çözdüm sanırım.

Bu aşama beklediğimden hızlı gelişsede durumdan asla şikayetçi değilim.

Sizce Sinan ve Beste nereye gitti ve ya birlikte mi gittiler ?

Bi sonraki bölümde neler olacak

Yorum yapıp yıldızımı parlatırsanız çok sevinirim

Şimdilik sağlıcakla kalın