
< Sinan Akıncı >
Nefes nefese koşarken kısa bir an arkamı döndüm ve kızın arkamdan gelip gelmediğini kontrol ettim. Maalesef hâla arkamdaydı ve son hız koşuyordu, gecenin bir vakti sokakta koşan iki deli millete rezil oluyorduk !
Yakalanmamak için hızımı arttırdım ve bulduğum ilk yoldan döndüm, seveyim bu kız nasıl bu kadar hızlı koşuyordu.
Hiç hız kesmeden koşmaya devam ederken belki ikna ederim umuduyla konuştum, hoş biraz daha kovalarsa durması için yalvaracaktım.
Bacaklarımı hissetmiyorum !
" Daha ne kadar koşacağız !? " Aldığım nefesler bana yetmezken bu kovalamacaya daha ne kadar dayanırım hiç bilmiyordum. "Seni bi elime geçireyim o zaman göreceksin koşmayı! "
Allah'ım hâla aynı konuda takılı kalmış bir şekilde beni kovalıyordu. " Biraz fazla abartmıyor musun sanki alt tarafı seni kaçıracağımı söyledim ! "
" Ya ya sadece bunu söyledin ! " Tamam belki konuyu bir şekilde piyanosunu satmaya getirip onu çıldırtmış olabilirim. " Alt tarafı piyanoyu satsak dedim niye bu kadar çok abarttın! "
Koşarken ara sokağa girmemizle sertçe yutkundum, masum bir sırıtışla arkamı döndüm fakat karşımda kesinlikle bu numaraları yemeyeceğini belirten bir ifadeyle duruyordu, tabii bir de elinde kocaman bir taş tutuyordu.
" Yok ben abartma işini seni döverken kullanacağım "
< Serkan Okyanus Kalkan >
Hem benim hemde Lâl' in bakışları şaşkınlıkla kapıda takılırken ikimizde olanlara inanamıyor gibiydik, evet resmen ikisi birlikte kaçmışlardı.
" Al işte dedim ben sana senin o it kardeşinin benim çiçeğim de gözü var diye ! " Kaşlarımı çatarak önümdeki kadına döndüm, alttan alttan attığı bakışlarla sinirli göründüğünü mü sanıyordu ?
" Senin çiçeğin de pek bir meraklıymış kaçmaya baksana saniyesinde yok oldular. " Dudakları aralandı ama söyleyecek bir söz bulamamış gibi geri kapatıp gözlerini kısarak baktı bana.
" Niye sustun oysa bir şey diyecek gibi duruyordun ? " Farkındayım sınırları zorluyorum ama umurumda değildi, insanlar sinirliyken daha çabuk söylerlerdi bir şeyleri ve ben henüz bu kızı konuşturup onun beni öldürmesi için onu kimin gönderdiğini öğrenememiştim.
" Ara şu salağı da getirsin Beste'yi " Ona gıcık bir bakış attım, o istiyorsa kesinlikle yapmayacaktım. " Sen ara Beste'yi, ben niye arıyorum hem bence dönmek istese koşarak kaçıp gitmezdi ? "
"Dinmik istisi kişirik kiçip gitmizdi. Çok mu biliyorsun sen ? Ara diyorsam ara işte "
" Evet çok biliyorum ben, bi sorun mu var ? "
" Var ! "
" Söyle bende bileyim o sorunu "
Bana minik bir gülüş sundu, tatlı olduğunu mu sanıyordu ?
" Bilmene gerek yok ki ? Seni öldürdüğümde oratada sorun falan kalmayacak ! "
Yüzüme doğru gelen yumruktan son anda kurtuldum ama bu kez de karnıma yediğim tekme bana zarar vermişti. Tekmenin şiddetiyle geriye doğru savruldum ve duvara çarptım, duvarda asılı duran tablo benim yüzümden yere düşünce evde bir sessizlik oluştu, Tabi cam sesi hariç.
Lâl yere düşen tabloyu görünce gözlerinde bir endişe peydah oldu tabloyu almak için eğileceği sırada ondan önce davranıp tabloyu ben aldım.
Resmi görünce önce şaşırdım sonra yüzümde istemsizce küçümser bir ifade oluştu bu aptal resim için bu kadar endişelenmek çok saçmaydı.
" Bu muydu bu kadar endişelendiğin resim ? İki tane cin ali için mi ölüyormuş gibi bir ifadeye büründün, hadi ama bu kadar dramatik olmamalısın " Yanıma öylesine bir hızla geldi ki neye uğradığımı şaşırdım neyseki son anda elimi yukarı kaldırıp resmi almasına engel olabilmiştim.
" Sakin ol şampiyon ne bu tavır ayıp olmuyor mu , annen baban öğretmedi mi birisinin elinden bir şeyin çekilmeyeceğini . "
" O resmi bana ver ! " öne atılarak resmi benden almaya çalıştı ama ona izin vermedim ve ondan önce davranarak kenara kaydım. Bu resim için bu kadar zahmete girmeye değer miydi cidden ?
" Tıck veresim kaçtı sen böyle konuşunca biraz daha kibar olmayı deneyebilirsin."
" Zorlamayın kes ve resmimi ver Okyanus "
" Kibarca rica etmen gerekli lâl "
" Sikerim ver resmimi ! "
Üzerime doğru atılınca dış kapıya doğru bir kez daha kaçtım, madem onun için bu kadar önemliydi o zaman bence bu resmi yok etmemde bir sorun yoktu. Nede olsa beni öldürmeye çalışan birisine karşı böyle bir şey yapmam pekte anormal sayılmazdı.
" Çok mu değerli bu resim "
" Evet gerizekalı ! Elinde tuttuğun o şey bir oyuncak değil, onu bana ver ! "
Sinirden yüzü kızarmış kadına gözlerimi kısarak baktım. Ellerimi kağıdı ortadan ikiye ayırmak için gerekli yerlere yerleştirmiştim ki bi anda gözlerinde yoğun bir endişe peydah oldu, güzel ne kadar değerli o kadar iyi.
" Sanırım resme veda etmen gerekecek baksana yırtılmak üzere " kağıdı üstten biraz yırtınca bana doğru atıldı.
" Dur ! Napıyorsun, sakın yırtma "
Tamam bu iş gittikçe garipleşiyor bu resmi böylesine korumasının sebebi neydi ?
" Üzgünüm bak çoktan iki parçaya ayrıldı bile "
Bunu söylerken resmi ortadan ikiye yırtmıştım, ve hemen ardından iki farklı kağıdı yine üst üste koyup yırttım, artık 4 parçaydı.
Bunu bir kaç kez daha yapınca kağıt artık tamamen küçük parçalar ayrılmıştı ve bir resim olduğu anlaşılmıyordu bile.
" Sen... "
" Evet ben kağıdı yırttım. "
" Defol git evimden "
Alayla ona baktım, gerçekten beni öylece gönderebileceğini mi sanıyordu , eğer öyleyse çok yanılıyordu.
" Tıck Tıck Tıck hiç yakıştıramadım sana bu hareketi misafirlerini böyle mi ağırlıyorsun sen ? "
Elleri iki yanında yumruk olurken bir anda dibimde bitti, bu kadar hızlı hareket edebilmenin aklım almıyordu.
Hemen sol tarafımda duran kapı kulpunu sertçe çekti ve kapıyı açtı. Beni kolumdan tutup kapıdan dışarı ittirince neye uğradığımı şaşırdım, hem fazla hızlı hem fazla güçlüydü.
" Evimden defol git yoksa seni parçalarım ! " Yüksek sesle bağırmasının ardından kapıyı suratıma öyle sert çarptı ki yerimde titredim, sanırım fazla sinirlendirmiştim.
Onu umursamadım ne hali varsa görebilirdi benden uzakta, elimi cebime atıp telefonumu çıkardım ve en üstteki numaralardan Sinan'ı aradım. Bu kaçışın bedelini ona ödetmezsem bende Serkan değilim.
Birkaç kez çalan telefona cevap verilmeyince yine telefonunu sessizde unuttuğunu anladım, onu daha kaç kez uyarmalıydım !
Sert bir nefes verdim dışarıya asansöre binerek en alt kata indim ve binadan çıkarak arabama ilerledim, Lâl evden benim arabamla kaçınca bende yedek arabalardan birine atlayıp araçtaki CPS den onu takip etmiştim.
Diğer arabayı umursamadan kendi arabama bindim, zaten bissürü arabam vardı bi tane eksilse ölmezdim.
Arabayı son sürat sürerek eve giderken de bir yandan Sinan'ı arıyordum durmadan, son kez aradığımda yine bir ümit beklerken telefona cevap verilince rahat bir nefes aldım.
" Abi "
" Abi ya abi şimdi mi aklına geldim lan pezevenk ! "
" Ama abi bir şey yapmadım ki yine niye kızıyorsun? "
" Bir şey yapmadın mı ?! Lan daha ne yapacaksın, kaçtın lan kaçtın ! Arkama bir baktım Sinan yok ! Hayır birde yanında kızı da götürmüşsün. "
"..."
" Cevap versene salak herif ! "
" Abi ben pek müsait değilim seni sonra arasam ? "
" Tabii sonra başın sıkışınca ararsın abi yardım lazım diye ! Neyle meşgulsün lan yine ne halt ediyorsun ! "
" Kız kaçırıyorum "
Şaşkınlıkla dudaklarım aralandı ama cevap veremedim.
" Adamın yüreğine indi ! Abi öyleli kaçırmak değil yani bu şey gibi sen depoya adam kaldırıyorsun ya bende eve kız kaldırıyorum "
" Lan sapık mısın sen ! Hangi kız o Sakın Beste deme kafanı kırarım! "
" Beste kim abi "
" Lâl'in evindeki kız var ya o "
" Aa bu kızın ismi Bestemiymiş "
" Onu mu kaçırdın ! "
" Sanırım evet "
" Ulan memlekette başka kız mı yoktu neden o ! "
" Abi yok öyle değil alıkoyuyorum bi süre, kaçırmıyorum. "
Telefonu suratına kapattım, Kafayı yiyecektim !
Bölümümüz bittiiiiiiiiiiiiiiiii
Biraz eğlenceli birazda hüzünlü bir bölüm oldu.
Yıldızımı parlatıp yorum yapar mısınız?
Şimdilik sağlıcakla kalın <3
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |