Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.Bölüm

@zambakkokusu1

Merhaba pıtırcıklar 💕

6.bölümu huzurlarınıza sunuyorum umarım beğenirsiniz 🥰

Bölüm hakkında yorumlarınızı ve Oylarınızı bekliyorum okuyun okutturun 😅💖

 

keyifli okumalar 🧚🏻‍♀️✨️

 

6.Bölüm

 

“Demir”

“Yine kim gelmi-” diye arkamdan gelen müge büyük ihtimalle kim olduğunu anlayınca susmuştu.

Demire bakarken arkasından da gelen kaanı farkettim.Bizi görünce elini kaldırıp sessizce selam verdi.

Tekrar demire döndüm “ee sizin burada ne işiniz var?”

Sakin gözüktüğümüz için bir sorun olmadığını anlamıştı herhalde.

“Ozan beni aradı da”

Yanıma gelen mügeyle birbirimize bakıp gülümsedik. “Acaba sana ne dedi” diye söylendi müge

“Eve girmeye çalışan hırsızlar var kızlar da beni odaya kapattı gibi konuşmaya başladı , sonra tekrar arayınca da meşguldü”.

Kaan devreye girdi “Ama görünüşe göre böyle bir sıkıntı yok”.

Kıkırdadım “aslında sadece ozan çok içmişti”dediğimde ikiside anlamış gibi başlarını salladılar.

O sırada abim arkadan “kim gelmiş” diyerek yanımıza geliyordu.

İlk önce bana sonra da kapıda gelene baktı. Demiri gördüğü an kaşları çatılmıştı.İki saniyede nasıl yanıma geldiğini anlayamamıştım.

“Senin ne işin var lan burada!”

Zaten bu bağırmasıyla bütün ev halkı buraya toplanmıştı.

“Sana da merhaba çınar burada olduğunu bilmiyordum”.

Şuan tam aralarında duruyordum ve yüzüm abime dönüktü.

“Burada olduğumu bilmesen ne olacaktı he”

Fiziksel bir temasa geçmiyordular ama abim ne kadar gerginse demir de o kadar sakin bir şekilde duruyordu.

“Bir şey olduğu yok sadece merak ettiğim için geldim”.

Erdem abimi omuzundan tutuyor açelya da kolundan tutmuş çekmeye çalışıyordu.

“Neyi merak ediyorsun oğlum sen yürü git buradan”

“Abi biraz sakin olurmusun bağırmana gerek yok şuan” diyerek söze girdim.

Abim “Eslem sen bir aradan çekil” diye kolumu tutup kendine doğru çekerken demirin beni tutmasıyla abim demire bir yumruk attı ve çığlıklar yükseldi.

Abimin yumruk atmasını fırsat bilerek demir beni kenara çekmesi ve abime yumruk atması bir oldu.

Saniyeler sonra ikisini birbirine girmiş vaziyette ve diğerlerini de onları ayırırken gördüm.

İkisi de asla yanındakileri duymuyordu.Derin bir nefes alıp bütün gücümle bağırdım.

“yeter!”

Herkesin dikkati bana çevirilmişti.Ve ben istediğimi almıştım.Tekrar bağırarak konuşmaya devam ettim. “Bir kendinize gelir misiniz bu ne altı yaşındaki çocuklar gibi”

İkisininde yüzü gözü dağılmış gözüküyordu.Demirin kaşının kenarı patlamıştı.

Abimin yanına gittim ve onu kolundan tuttum “kalk şuradan geç içeriye abi hadi!”

Sonra demire elimi uzattım.Gözleri abime dönüktü ona elimi uzattığımda bu hareketi benden beklemiyormuş gibi şaşkınlıkla elime baktı.Sonra elimi tuttu ve onuda yerden kaldırdım.

Demir üstünü düzeltirken konuştu “Ben gitsem iyi olacak”.

“Biraz zahmet olacak ama” diye konuştu abim “Abi lütfen” diyerek uyardım onu “Açelya abimi üst kata çıkartır mısın ?” diye de ekledim.

Sonra demir ve kaana döndüm “Siz de hiçbir yere gitmiyorsunuz bu fırtına da sağ salim gelmeniz bile mucize”

Müge kolumdan tutup bana yaklaştı “eslem abin ve demir aynı evde biraz zor gibi” elini tuttum “halledicem”.

Sonra demire döndüm “siz içeri geçip oturun ben abimle konuşup geliyorum.”

Sonra herkesin salona gidişini izledim.Derin bir nefes aldım ve yukarıya çıkmaya başladım.

 

Odadan içeriye girdiğimde abim biraz sakinleşmiş vaziyette koltukta oturuyordu.Anladığım kadarıyla dudağı patlamıştı ve açelya da ona pansuman yapmak ile uğraşıyordu.Benim geldiğimi görünce “ben sizi yalnız bırakayım” diyerek abimin yanından kalktı.Yanımdan geçerken kulağıma fısıldadı. “Ona biraz geçmişten bahset yumuşayacaktır”. Gözlerime ona teşekkür ederek odadan çıkmasını bekledim.Ve sonra abime döndüm.

“Neydi bu şimdi?”

Abim elindeki pamuğu dudağına bastırırken konuştu. “ne neydi?”

Elimle alt katı gösterdim “bu kavga neyin nesiydi durduk yere”

“ben dayanamadım bir an onu burada görünce”

Sakince koltuğa yanaştım ve yanına oturdum. “Abi bizi sizin gibi merak ederek gelmiş ne var bunda”. Abim kaşlarını çatmış ben hariç odadaki diğer bütün her şeyle göz teması kuruyordu.

“Sen de onun tarafını tutuyorsun ama burada kalacak ne demek”

“Bu fırtınada gerçekten gitmesini ister misin?” diye sordum önce bana baktı sonra omuz silkti.

Umursamaz gibi görünüp umursar haline geçtiğine göre geçmişe oynamanın sırası gelmişti.

Yere odaklanıp konuştum. “hem aranızda şuan neler yaşandığını bilmesemde başına bir şey gelmesini istemeyecek kadar güzel bir geçmişiniz vardı”.

Ayağa kalktı, cama doğru yaklaştı.

“Yani onu bu kadar umursamayacak duruma geldiysen söyle , bende aşağı inip gitmesi gerektiğini söyleyeyim.” dedim.

Uzun bir süre cevap gelmedi .Döndüğü sırtına iflah olmaz bir bakış atıp oturduğum yerden kalktım.Kapıya doğru ilerlerken konuştu.

“Tamam kalsın o zaman , ama yarın sabah erkenden gideceğini umuyorum”.

Tekrar arkamı döndüm kabul etmişti gülümseyerek aşağıya indim.

Salona doğru yaklaştığımda durdum ve gülümsememi biraz azalttım şimdi öyle çok ta hevesli görünmesem iyi olur.

Odaya girdiğimde herkes hiç birşey olmamış gibi birbiriyle sohbet ediyordu.Eskisi gibi..

Ben de sessizce ilerleyip Müge’nin yanına oturdum.Bütün gözler bana çevrildi demir karşımdaki tekli koltukta oturuyordu.

“Bakmayın bana öyle tabi ki bu fırtınada herkes burada kalacak konu kapandı”.

Sonra açelya ve mügeye döndüm. “Biz bu masayı ve içecekleri tazeleyelim , sonrada filmin devamını açalım” Sonra odadakilerin suratlarına teker tekrar baktım “ zaten kimsenin uyuyacağı yok birlikte sakin ve güzelce film izleriz”.

Film açıldıktan yaklaşık on beş dakika sonra abim aşağıya inmişti. ilk önce bize baktı sonra demire baktı.Derin bir nefes alıp açelyanın yanına geçti ve filmi izlemeye başladı ama onun hiç birşey olmamış gibi sessizce yerine geçmesi herkesin dikkatini filmden daha çok çekmişti.

Çisem de bana bakıp arkadan süper işareti yapıyordu ona göz kırparak filmi izlemeye devam ettim.Ara sıra abime ara sıra da demire bakıyordum abim hiçbir şekilde dikkatini başka bir yere vermeden filmi izlemeye devam ediyordu ama demire bakarken ara sıra onunla göz göze geliyordum.

Müge kulağıma eğilip konuşmaya başladı. “şu ozan’ın farkında olmadan yaptığı şeye bak”

sonra omzuma vurdu “bakıyorumda sende fırsattan istifade demiri izliyorsun”.

“Ne alakası var” diye çemkirdim sessizce “sadece böyle olacağını tahmin etmemiştim biraz şaşkınım”

“ya eminim öyledir, izle eslemcim izle full hd karşında rahat rahat izle”

“her şey bir anda oldu zaten gergin etraf” dedim

“dışarıda hava sağanak yağmurlu ve yer yer rüzgarlı , evde de hava gergin ve yer yer sakin diyebiliriz.”

Mügenin yan tarafından erdem biz konuşurken eğildi. “siz ne konuşuyorsunuz aranızda fısır fısır”

Müge erdeme baktı “ay abi daha ne olsun şu manzaraya bak bir tarafta çınar bir tarafta demir oturmuş film izliyor”.

“Gerçekten bu konuda ben de şaşkınım” dedi ellerini yukarı kaldırıp.

O sırada salonun kapısının oradan ozan gerile gerile geliyordu. “Ulan ne uyku çöktü be üstüme” sonra içeri girdi ve pek gözünü gezdirmeden beni görünce geldi ve benimle mügenin arasına sıkıştı.

Sonra karşıdaki demirle göz göze geldi.Ozan demire bakıyor demir ozana bakıyordu.

Ozan salonda başını gezdirdi ve açelya yı bulunca durdu.

“Açelya bana ne biçim içki içirdin karşımda oturan demiri görüyorum.”

Sessizce yandan kulağına fısıldadım “gerçek demir o”

Dediğimle birlikte gözlerini ovuşturdu.Abime baktı yok ya der gibi kafasını salladı.Ayağa kalktı demirin önüne gitti ve koluna dokundu “aa gerçekten demir burada” dedi.

Herkesin yüzünde bir kahkaha patlatma isteği vardı ama herkes kendini tutuyordu.Ama ben ozanın şaşkın haline dayanamadan kahkahayı patlatınca hiç kimse kendini tutamadı.

Biz kahkahayı patlatırken üç kişi normal bir şekilde duruyordu biri abim biri demir ve biri de hala ne olup bittiğini anlayamayan ozan.

Abim ozana bakarak konuşmaya başladı “Ozan otur yerine şurada film izliyoruz.”

Ozan yanıma oturup “Oğlum ben uyurken burada ne oldu.”

Kulağına eğildim “aslında senin eserin ama sonra anlatıcam şu an ses çıkarma”diye fısıldadım.

Gecenin ortasına doğru fırtına şiddetini fazlasıyla artırmıştı.Cama vuran yağmur damlaları tıkır tıkır sesler çıkartıyordu.Arada bir çakmasıyla evin içini aydınlatan şimşeğe sesli bir gök gürültüsü eşlik ediyordu.

Film bittikten sonra herkesin uykusu gelmeye başlamıştı.Zaten ev büyük olduğu için herkese yetecek bir oda vardı ve uykusu gelen iyi geceler deyip odasına çekiliyordu.

Biz mügeyle masayı topluyorduk.Açelya yatarken arkasından abimi de çağırmıştı abimde ayağa kalkıp benim yanıma geldi ve “ben yatıyorum bir şey olursa beni uyandırırsın” deyip alnımdan öptü , odadakilere bir bakış atıp yukarıya çıktı.

Salonda sadece müge ben ozan erdem ve demir kalmıştık.Ozan bir posta uyuduğu için uykusu yoktu tabi ama ben kendim için aynı şeyi söyleyemicektim.Etrafı toplamamızla birlikte “Çok uykum geldi” diyerek kendimi koltuğa attım.

Ozan da koltuktan kayarak yanıma geldi “bunlar nasıl oldu da aynı evde kalıyorlar , kavga etmişler o suratlarından belli de tam olarak ne olduğunu anlayamadım”. Tam ona açıklama yapacaktım ki Müge “gel ozan ben sana anlatırım” dedi ve erdeme de dönüp “abi gel seninde uykun gelmiştir” diyerek onları salondan kaldırdı.

Salonda sadece ben ve demir kalmıştık.

O da bir şey okuyormuş gibi dikkatini telefonuna vermişti. Bende cebimden çıkardığım telefonumla ilgilenmeye başladım. Resmen eylül ayı yağmurla gelmişti ve internet burada zar zor çekiyordu.

Telefonumu elimden bırakıp kış bahçesine doğru yürüdüm ve orada biraz yağmuru izlemeye karar verdim.Pufu elimle sürükleyerek koltuğun önüne koydum ve ayaklarımı uzattım.Gözlerimi kapatıp yağmuru dinlemeye başladım.

Bir zaman sonra demirin gelip yan tarafıma oturduğunu hissettim ama gözlerimi açmadım.

“Senin uykun gelmemiş miydi?” diye sordu.

ona doğru döndüm bana bakıyordu. “gelmişti zaten şimdi de fırsattan istifade ediyorum”dedim.

“burada mı uyuyacaksın” diye sordu ikimizde çok iyi biliyorduk ki ben bu gece burada uyuyacaktım.Ve aklımdaki bir diğer düşünce ise yalnız mı uyayacağım sorusuydu.

“büyük ihtimalle” diyerek koltukta daha çok mayıştım.

“Asıl senin uykun gelmedi mi git uyusana sen de odan hazır” dediğimde

“uykum yok” diyerek geçiştirdi.

bir zaman sonra “Burada uyursan sabah boynun ağrıyacak” dedi.

“ama şuan rahatım” dedim.

“Ne desem de buradan ayrılmayacaksın” dedi.Omuz silkmekle yetindim.

Sadece uykuya dalarken en son hatırladığım şey üstümü örterken “Senin bu inatçılığın en sevdiğim özelliğin ama bunu sen bilmesende olur” demesiydi. Gülümseyerek uykuya daldım.

 

“Kuzucuğum uyan birtanem” duyduğum sesle gözlerimi açmaya çalışıyordum.Ovuşturarak gözlerimi açtığımda mügeyle karşılaştım koltuğa yaslanmış uyanmamı bekliyordu. “Ay saat kaç oldu ya ?” diye sordum.

“Saati falan boşver şimdi siz burada nasıl uydunuz onu anlat” dedi merakla

“Biz derken” diyerek etrafıma baktım. Demir burdamı uyumuş benimle, ee şimdi nerdeydi.

“İçeride içeride oturuyor şimdi” dedi benim aklımdakini okuyormuş gibi

Başımı kaşıyarak konuştum “ben burada uyuduğu hatırlıyorum da onun burada uyuduğunu bilmiyordum”.

“Bana da ozan söyledi zaten gece görmüş sizi” gözlerim açıldı.

“Ay başkası görmüş müdür” abimi kastettiğimi anlamıştı.

“sanmıyorum onlar daha inmediler bile bide demir uyandıktan sonra gitti yanından büyük ihtimalle”

“iyi bari” diyerek ayağa kalktım sonrada üzerimdeki örtüyü alıp katlamaya başladım.

O da ayağa kalktı ve “Açelyalar kahvaltı hazırlıyordu kahvaltı yapıp yola çıkacağız haberin olsun” dedi ve çıktı.

Üstümü başımı saçımı falan düzeltip bende kış bahçesinden çıktım.Salona girdiğimde herkese kısa bir bakış atıp “günaydın” dedim ve elimi yüzümü yıkamak için yukarıya çıktım.

 

Kahvaltıda kimsenin sesi çıkmıyordu.Masanın bir diğer tarafında abime ve bir diğer tarafındaki demire bakıp yemeklerini yiyorlardı.

“gerginlik duman gibi mutfağın üstüne toplanıyor fark ettin mi” diye eğildi kulağıma çisem

Farkındayım der gibi başımı salladım. Sonra ozana ve yanında oturan mügeye döndüm.

Ozan habire ağzıma ne atsam der gibi daha ağzına lokmayı koymadan sofrada ki başka bir yemekle göz teması kuruyordu.

Müge ise ona baktığım an bana bakmış sonra da ozanı kolundan dürtmüştü. Ozan önce mügeye baktıktan sonra bana döndü ona iki tarafıda gösterdim.Baktı baktı umarım saçma bir şey söylemezdi çünkü tam olarak öyle bakıyordu.

”Bu arada dün için herkesten şey özür dilerim” dedi. Mantıklı bir şey demesine mi şaşırayım özür dilemesine mi karar verememiştim.

Abim ozana bakış atarken ozan konuşmaya devam etti “Ama fena mı oldu ya hep birlikte toplandık böyle”

Güzel oldu güzel diyerek destekledik onu bizde sonra açelyaya döndü “açelya o içkinin adını falan da bana at belki lazım olur” diyerek göz kırptı.

Açelya “tamam atarım ama sen çok içme sonrası iyi olmuyor” dedi gülerek

Müge aklına gelen şeyle kahkaha attı “ anaa kız eslem filmdeki çocuk gibi aksanlı konuşmaya başlamışsın” diye ozanı taklit ettiğinde hepimiz gülmeye başlamıştık.

Ozan da bize dönüp “iyi ki bi elinize düştüm siz görürsünüz” deyip yemeğe devam etti.

Dakikalar son herkes yavaş yavaş sofradan kalkıp toplanmaya başlamıştı.

Abim açelyayla gidecekti bende onlarla birlikte gidecektim ama ozan bana sende benimle gelirsin tek dönmiyim deyince bende kabul etmiştim.

Erdem müge ve çisem bir arabaya binmişlerdi. Onların arkasından açelya arabaya binmiş abimde bize bakıp “çok geç kalmayın” demişti.

Bana da anahtarla kapıyı kilitleyip çıkmak kalmıştı.En son içeriyi kontrol etmek için girmiştim mutfağın camından bakarken ozanı kaan’ın kolundan çekiştirirken görmüştüm kafamı iki yana sallayarak acaba yine ne peşinde diye düşündüm.

Bütün her yeri kontrol ettikten sonra kapıyı kapatıp kilitledim.Arkamı döndüğümde ozanın arabasını giderken gördüm. Sonra sağ tarafa döndüm bir tek demirin arabası kalmıştı ve demir içinde oturmuş bekliyordu.

Arabayı önüme doğru çekti.Ve camı açtı “atla hadi yol arkadaşı olduk seninle”dedi.

Etrafa bakıp ona döndüm “başka seçenek yok gibi he” dedim ve arabaya binmek için kapıyı açtım.

Arabaya bindim demir ise eli direksiyonda beni izleyip kemerimi bağlamamı bekliyordu. kemerimi bağladıktan sonra önüne bakıp arabayı devam ettirdi.

Benim ise şu an tek yapacağım şey ozana mesaj atmaktı.

eslem: Ben bunun hesabını senden soracağım ozan bey

İki dakika sonra ozan bana fotoğraf atmıştı.

İlk önce demire bir bakış atıp ozan'ın attığı fotoğrafı açtım.Fotoğrafta demir ve ben vardık ve koltukta uyuyorduk .Kafalarımızın arasında yaklaşık otuz santim vardı ve ben elimle demirin kolunu tutuyordum.

Ozan : Bu fotoğrafın kimseye gösterilmesini istemiyorsan benden uzak dur!

Derin ve sesli bir nefes alıp telefonu kapattım ve camdan dışarıya bakmaya başladım.

“Noldu” diye sordu demir

“yok bir şey” o sırada tekrar mesaj geldi.

Ozan: şaka şaka böyle bir şey yapmam beni biliyorsun ;)

Demir de bana bakıp “Kim o akın mı” diye sordu. Ay bu da taktı akına

“Yok” dedim “bu ozan” ve telefonu kapattım.

Ve bir şey demeden uzun süre yolu izledim.Son demire dönüp onu izlemeye başladım.Ona bakarken dünkü çekilen fotoğrafımız gözümün önüne geldi. Uzun süre onu izlemişim ki o konuşmaya başlayınca daldığım yerden çıktım.

“manzara hoşuna gitti herhalde” dediğinde “he” diyerek cevap verdim.

Sonra parmağıyla kendisini gösterdi “diyorum ki bu manzara daha çok hoşuna gitti herhalde” yakışıklı ve farkındaydı “şey dalmışım ben öyle bir an” dedim “başka bir şey düşünüyordum”.

Yoldan kafasını çevirip ara ara bana bakıyordu “ne düşünüyorsan söyle birlikte düşünelim”

Bizim fotoğrafımızı düşünüyorum diye bir anda söylesem ya

“dünkü olanları falan işte” dedim.

öyle deyince başını sallayıp konuşmaya başladı. “uzun süre sonra eski günlerdeki gibiydi”

“eski günlerdeki gibi” diye tekrar ettim onu

Boynuma giren ağrı ile elimi boynuma götürdüm.Boynumu ovarken bana döndü ve bende onunla birlikte davrandım.

“Ben demiştim”

“Sen demiştin” dedik aynı anda. Güldü ben de konuşmaya devam ettim “biliyorum dedin ama o sırada uykum daha önemliydi.”

“Evet belli oluyor, hatta uykuda temas bağımlısı olduğunu da biliyorsundur.”

“hiç farketmedim” dedim.Yani normalde uyanıkkende öyleyim ama uyurken farketmemiştim. Gerçi dakikalar önce fotoğrafta belli olmuştu.

“dün gece ben yanından kalkmayayım diye tutunca bir kere daha öğrenmiş olduk.”

“hatırlamadığım için pek birşey diyemeyeceğim.”

“ben gayet net bir şekilde hatırlıyorum.”

Ona doğru parmağımı kaldırdım.“Dün gece uyanık olduğun için net bir şekilde hatırlıyorsun.”

Demirde benim gibi parmağını kaldırdı ve gülerek “hayır, konu sen olduğun için net bir şekilde hatırlıyorum” dedi.

Kafamı sağ tarafa doğru çevirdim.Elimi boğazıma götürdüm.Dışarısı serin ve rüzgarlı olabilirdi ama şuan arabanın içinde büyük bir sıcaklık yayılıyordu. Birden yangın var deyip kendimi kapıdan dışarıya atsam ne olurdu acaba.

Kahkaha attı ve “Daha böyle ilk iltifatlarda bu kadar kızarıyorsan iki üç güne domates gibi gezersin sen” dedi.

Uzun süre arabada sessizlik hakim olmuştu. Ve onun evine doğru yaklaştığımızda “ben burada insem iyi olur” dedim. Bavulum zaten abimlerin arabasında kalmıştı.

Araba durduğunda demire döndüm.

“Özel olmazsa bişey sorabilirmiyim” bana dönüp ellerini önünde birleştirdi.

“tabiki sorabilirsin”.

ellerimle saçımı kulağımın arkasına attım ve konuşmaya başladım.“ben İngiltere’ye gittikten sonra sen nereye gitmiştin?”

biraz durdu yutkundu ve cevap verdi “babamın yanına gitmiştim” dedi.Bildiğim kadarıyla babasıyla yıllardır konuşmuyordu.

“Babanla barıştığını bilmiyordum”diye konuştum.

Bana bakarken hemen cevap verdi. “babamla barışmadım sadece konuşmak zorunda kaldım.”

Gözlerinden anladığım kadarıyla kafasında dönen o kadar çok konu vardı ki ve eminim bana en basit halini açıklıyordu.

“Eğer anlatmak istersen dinlerim” dedim.

“Zamanı geldiğinde her şeyi anlatacağım.” dedi.

Fazla uzatmadım derin bir nefes alıp elimi arabanın koluna attım. “sen bilirsin” deyip dışarıya çıktım.

Kapıyı kapatırken “eslem” diye durdurdu beni. Kafamı eğerek ona baktım. “Yol arkadaşlığı için teşekkürler” dedi “Gerçi başka seçenek yoktu ama” diye de ekledi.Benim laflarımı bana mı satıyordu o .

Gülümsedim.“Hoşuma gitmeseydi başka seçenekleri ben yaratırdım” dedim ve kapıyı kapatıp eve doğru yürümeye başladım.

 

Bölüm sonu 💖🧚🏻‍♀️

 

Loading...
0%